20 Ağustos 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SONTELGRA iki memleket ara- sını yüzerek geçen genç F — 20 Ağustos 1937 Yüzerken ve karaya çıktıktan sonra, 18 yaşındaki Danimarkalı Jenny, nimarka ile İsveç arasındaki boğazı muştur, 90 kilometre genişliğinde olan Da- 29.1/2 saatte geçmiye muvaffak ol » 18 yaşındaki bir kızın bu büyük muvaffakiyeti bütün dünyada olduğu gibi Almanyada da fevkalâde bir alâka uyandırmış ve Alman spor teş- kilâti Matmazel Jenny'yi Berline davet etmiştir. Jm—.ny Berlinde b.'m'ık tezahüratla ım—ııınmışur “ ©Otel hirs hırsızı Parisin buyuk otellerınc müşteri- ler uyurken dadanan hırsız yüz binlerce lira çaldı; yakalanmadı Plazza otelinde Amerika- gin bir aile'bundan bir kaç gün evv kilde uyanmı: eV'an terine ye- rinden sıçramıştır. Kadın yere diz |dan şiki Mi ığından — tahkikat pek müşkül şerait dahilinde başla » ştir, Bununla beraber bu küstah İhırsızın, san'atinde çok mahir olmak- la beraber ayni zamanda ” akrobat Parisin Plazza oteli ve mechul hırsızi çökmüş, pijamasırın kollarını sâllı - yarak diy — Ah Darling, biz uyumakta iken bu odaya birisi girmiş.. İşte masa ü- Zerindeki mücevherat çantam ye - rinde yok. İçindekiler hep aşırılmış.. — Mücevherat çantanı başka bir yere koymuş olacaksın. Dün ak - şamki şampanyalar hafızanı biraz dumanlandırmış olsa gerek... Çan - tayı ara, bulursun.. Bir hırsızlık ih- timali pek varit görünmüyor, Be - şinci katta bulunan bu odaya bir hırsızın pencereden — girmesi — kabil Mmi?. Bunun üzerine karı koca odayı a- rayıp taramışlar, masaların gözleri- ni, dolapları açmışlar, fakat mücev- berat kutusunu bulamamışlardır. (80.000) franklık Mmücevherat esra- rengiz bir şekilde çalınmıştı.. Nihayet hizmetçi kadını çağırmış- lar ve vak'ayı baber — vermişlerdir. Kadımcağız merdivenleri telâşlı bir surette dörder dörder inerken, otel direktörü ile kâtibine rastgelmiş ve: — Amerikalı Mister Potts ve ka- Tısı mücevheratının çalındığından şi- küyet ediyorlar.. Bunun üzer düğ. Şimdi Mister Goodmann'ın oda- sından iniyorum. İki bin frank kıy- Tetinde bir el çantası aşırılmış.. Ay- ni süretle Mis Lotberger de 12 bin franklık mücevheratının Çalmdığın- |bulunduğunda da şüphe kalmamış « tır. Hırsız, Bir maymuncukla otelin İboş olan bir. dairesine girmiş, öra « İdan bir balkondan tırmanmak sure- tile beşinci kata çıkmıştır. Hırsız, ü- zerlerinde kıymettar mücevherler |gördüğü Amerikalı zenginlerin oda- |larına pencereden girmiye muvaf- fak olmuştur. Fakat bir penecreden diğerine atlamak öyle basit bir iş de- ğildir. Balkonu yüksek parmaklık « larla ayrılmıştır ve her odanın bal ikonları arasında da genişçe bir açık- lik vardır. Binaenâleyh hırsızın celeri bu parmaklıkları aşması lâ « sonra arâdaki boşluktan atlaması lâ- zım geliyordu. Bundan başka, soyu- İlan daireler, binanın cephesinin iki ucunda bulunduğundan hırsızın bu tehlikeli cambazlığı on defa tek- İrar etmesi icabediyordu. Sonra bütün bu müşkül işler yapı. hrken hiç kimse uyanmamıştır. ken hiç kimse uyanmamıştır. Tahkikata memur Glan polis mü » Tetlişi diyor ki: Çok karişık bir muamma... Tah- kikata esas olacak bir emare yok.. Hattâ mühim bazı faraziyeler - bile mevcut değil. Bu kabil işlerde Aai- |ma böyledir. Ote? hırsızlarının izini bulmak, diğer hırsızlardan dahâ güç. tür. eresiz kalmıştır. M: alınan Amer zini bulana mükâlat vüdeti kalılar, hır- 250 bin frank lerdir. t ediyor.Bu iş hep bir ada- | Ne âlâşey! Bü düşüncesi hava almak olan kadın r yıldızlarından leine Carroll yalı ile Parisi e. Sen nehrinin Orsay iske « ıiş olan İngiliz bayra- daki yı güzel artisti zarif kaptan «Ben casus n kahramanı gazeteci- Bu akşam uz. Seyahati « yaya gi miz 15 gün sürecek zerinde bulunan neh daki 154 ve kanallı sınız?.. — Köcam ve ben iki ay kadar bü- tün Akdeniz sahillerini dolaşacağız., Bir buçuk senedenberi hiç durma - dan film çevirdim. Artık o Çok sev- diğim ve hemen de her sene geldi- ğim Kot dazürde biraz istirahat et- miye hak kazandım. Fakat bilir misi- niz ki, ben az çok sizin vatandaşını- Plâj kıyafeti P ariste plâj kıyafetleri arasında bir zarafet müsabakası yapıl - mıştır. Müsabakaya giren kadınlar, mayolarile jüri önünde İspatı vücut pa' ğü veçhile, tanınmamak iç maskelidir. Bundan maksat jürinin hatıra gönüle bakmıyarak raf SAA Hakem maskeli. Madlen Karol z sızdır. Ba- zım. Çünkü annem Pra bam da İngiliz... — Sonra ne yapacaksınız? — O00!.. Hiç de orasını düşünme- dim... Bütün arzu ettiğim güneş gör- lmek, hava almak ve eğlenmektir... AAA musabakası |bir şekilde reylerini vermelerini te- min etmektir, Jüriye müsabakada «Rüşvet almı- | yanlar» adı verilmiş ve müsabaka !gnnumlv önlerine bir de Jevha asıl- İmuştır. | Resimde, müsabakada - birinciliği | kazanan genç kızı jürinin huzurunda ç j İgörüyoruz. Yaman bir festival Dünyanın en pahalı artistlerini Salzburg şehri topladı Pola A:uıtııryanııı Salzburg şehri bir ennettir. Hem tabil, hem sun'i bir cennet, Burada her sene festival yapılır. Amma bizimki gibi değil, | İmilyonlar harcanarak — ve binlerce seyyah celbedilerek, Orada bu seneki festival her sene- kinden daha müthiş olmaktadır. Vesiy Meşhur musikişinas Toskanini, bu- gün Avrupada ve bilhassa Avustur- İyanın Salzburg şehrinde günün a- damı olmuştur. Toskanini'nin kızı, meşhur piyanist Horovltz'in karısı- idır. Ahiren Amerikalı bir şirket, Ho- rovitz'in henüz iki yaşındaki kızının (Devamı 6 ncı sayfuda) —- Bil u hikâye değil, benim hayatımın bir kaç sahnesinin yanyana ge - B dar bir kıç dıknrı Bayı Bu, hikâyenin küçücük defter say- faları içinde gaklı, öyle hummalı bir rabi tekrar okumak bana tatl Ne tuhaf..? Her za- diği acı ile gözlerimi kalbimden gelen Çok küçüktüm. Komşularımız be- ni ne zaman görseler büyük bir iti - matla: — Maşallah lacak. çok güzel delikanlı o- S1 şayanı hayret. ce; ah diyorum. Nejadı görün sem, diye dua ediyorum. Benim için söylenen bu sözlerin kıymeti yoktu. Onlara gü- jiden oyuna dalardım. » k ağaçlı büyük bah- an aile meclisimiz hak- kınıda yen! bir karar verdi: — Ben nişanlamyorum, Büyük halam $ezlorigunda “doğ - İrulmuş, yüksek sesle söylüyor: canım, ne ziyanı var, On- sün;de mesele kolay, Nejad- li nişanlamakta mahzür yak |Şimdiden biribirlerine yakın olsun. | Fakat teyzem itiraz ediyor: — Hayır. Ben bu fikirde değilim yaşındaki çocukları böyle ları arasında kayboluyordu |ben nişantanmıştım. Henüz nişanı |manasını anlamamakla beraber Ay- selin yanına sokuldum. Sesim se - vinçten titriyordu. Ona bir şeyler söy ilemek istiyordum. Aysel konuşmayı jdinlememişti. — Ağaçların arasında İkoşmaca oynarken yavaşça Aysele seslendim: — Aysel nişanlandık. Haberin var m? ©, bukleli saçların kıvırırken, kızaran yi memek için karan! 've niçin kaçtı |demedim. Ona çok kızdım. Belki o- nunla artık konuşmıyacaktım. Fakat nişanlı olduğumuzu hatırlamam be- ni bu fikrimden vazgeçirtti. ... Hava çok sıcak; yazın cehennemi günlerinden biri. Emirgânın Misırlı- oğlu korusunda Ayselle o kadar derin bir konuşmaya dalmışız ki, yemek saatinin çoktan geçtiğini bilmiyor - dük bile. Halamın evlâtlığı Menek- şenin sesi bizi unuttuğumuz hayata döndürdü. İkimiz de şaşırmıştık, ne çabuk vakit geçmişti. Menekşe si - yah yüzünde beyaz bir çizgi mey < dana getiren dişlerini göstererek bize doğru koşuyordu. Yanımıza geldiği zaman yorgunluktan bitkin bir hale gelmişti. Acele acele: — Aman nerede kaldınız. küçük bey; hanımefendi merak etti. Sizi İyemekte bekliyorlar. Aysel, ben, Menekşe koşa koşa eve İgeldiğimiz zaman büyük halam kapı- da bizi bekliyordu. Hiç bir şey si İlemeden yemek-odasına çıktık. Ma- sada annem, teyze rakla bizi bekliyorlardı. Onlar da hiç bir şey söylemediler. Fakat yüzle - rinde bize hissettirilmek istenmiyen bir dargınlık vardı ir ki.. Defteri açmak ve yaz- | man bu azabı düymak ve onun ver- | BEDETE — Yarınm en güzel ve en zeki a- | h bana bir kız verse de ona ver- a L Hıkâye olan şeyler.. ir ölünün defterinden — Yazan: Murat Kayahan O gün Aysele karşı gösterdiğim zaâfı hepsi hissetmişlerdi. Koruda |Aysele hayi az hakkında hiç bir B iye cesaret edamedim, O aramızdaki çocukluk nişarını ba- na unutturmak istiyordu. Yaşımız bu- 1 geçiriyoruz. Ayselle, beni onlar nişanlandırdı- lar. Aramızda bugü: kadaşlık bile yok. Birii mar semitlerdi h birinde ot 'a gezmek, bu hayatı m. Artık İstan * kibar ailesinin u Nejat bu hayatın temelli arından biri oldu. Bir zaman zaman m bugün bana kısa bir serap Belki bir gün mü - i de Karşımda örta yaşlr bir adam yamıma yap unutacağım. |parti piket oynayalım. y Yabancı He karşılıklı bir masaya pturduk. O kah e bağırdı. — Ver şu piket kâğıdını. Şansım tabii hiç yok. Oyanu kay - beti | Neolacak ıı,.x atta ka; |eanımdan (di Vasil benim y |min bana karşı göst Jbaşıma gelen felâketler (a kötü bir bayata dü diğ: 'nı Serseri! Esrar! Hırsız.! lmamama yardım etmek için beni e- vine almıştı. İyi adam, düşküne iyilik etmek istiyor. Bazan onunla uzun u- jzun konuşuyoruz. Bana hayatımın tak |mamile sona ermediğini - söylüyar. |Bunu her zaman tekrar ediyor. Eski |günlerin geri gelmesi için kendimi toplamam İâzımmış. Ben tekrar kı- lunda yazın Suadiycde, A- dada, Boğazda yaşadığım günleri el- de edebilirmişim. Fakat ben bunla - n hiç birini duymuy Eskileri İhatırlamak . Nefret edi. yorum hatıralarımdan. <.. Vasil bugün beni Beyoğluna gö - türdü, Keşke gitmeseydim. Her gör- düğüm bana en büyük acıyı verdi. Neş'e içinde yaşıyan her insandan nefret ediyorum. Onlardan intikam Jalmak istiyorum. Sosyete.! Kadın.! Para!, Her şey- Onlar insarilığın yüz kas' Onlar maskeli haydutlar.. Pa-' apıyorlar.. O kadınlar insanlı- ). eledanın değil, paranın esiri. Vü- cutlerinin şehvetlerini pari ' İle sa- tıyorlar. Bu âlemde herkes biribi « rini kandırmak istiyor. Mahalle kah- vecisinin dediği gibi: — Temiz insanları kafese koyuyor. lar, Pölandırıyorlar.. Kibarlık maskesile hırsızlık ya « İpıyorlar. Deniz kıyısında oturduğumuz tah- nepede oturanlara yü çe- virmiyen o kadınların hepsi> Aysel Bibi paraya tapıyorlar. Kendilerini paraya satıyorlar, ( Devamı 6 tnet sayfamızda) ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: