23 Ağustos 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

23 Ağustos 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

d zt SON TELGRAF İDARESİNDE ADEM BABAYA YA- LERİNLBULMIYA ÇALIŞACAKTIR: HU! L'S'î( E- TUPLARINA 6 KURUŞLUK POSTA PULU (DERDİ ZINIZ; O SİZE Ç geceleri horul- mayan bir er - er gün e geldi- Ağzı kokan, bur muyum? Kanun böyle m azabımı kadına n ebedi olarak yükletiyor? Lâle Kanun bu $e Sarı rin bir aşk yaratan « bu göz ĞŞ 1 iki taraflı bir aşka çevir mek (: ara ler yoksa ve todavisi de mümkün olan bu özür- lerinden dolayı ayrılmıya kalkmak günahtır. Hele karşı taraftan özürl dileyerek odaları ayırmak, ayrı yöt- mak da mümkündür. Göz Sşinabığının bir sevgiye, hem derin bir sevgiye tahavvülü, bir Taruşmadan, görüşme ğil, 1 başka, sev- şa gitmek, bir a iğenmek, onda ayni sempatiyi sez - mek kabildir. Mada İberi onda da alâka gör altı aydan (Yorsunuz; ar- ana tesadü- ken oturur gibi yaparak konuşmak aramakta, gazete vermek, yi açmak veya kapamak için İmüsaadesini istemek, yerde bir şey bulur gibi yaparak onun olup olma- İdığini anlamak gibi bahane ve va- ziyetlerden istifade ediniz. Altı senedenberi sevdiğim ve onun tarafından şevildiğimi san dığım bir genç kazın başka bir gençle alâkadar olduğunu işiti- yorum. Henüz görmedim. Pa: kat onu bırakamıyorum da. Ö- mehla evlenmemi istiyor, şimdi cesdyet edemiyorum, — Meral, itiniz genç kız her halde yit miden büyüktür. Yani ı-.ım me ça- Ona altı verece , kendisine ebedi ğ cek bir genci aramasını .b:'f;,',’,ı"_' mazu siniz, Altı sened e beri tanıdığınız bu kızı zevceliğ z. Fakat yaş bir iki çocuk vaziyet tatsızlaşır. M: laki münasebeti ve sarsılmaz bir mü - ederek mes'ut olan - derin Katı'l kim ? Pencereden dışarı akseden duman- lar sayesinde cinayet anlaşıldı Cinayet işlenen evin kapısındak! Ingiliz polisleri r kaç gün evvel Londrada bir âdise oldu. Bir kadın öldürülmüştü. Ceset, ya- tak üzerinde idi. Bu kadın boğazlan- Yangın var.. yangın var?.. mış ve yüzü bir yastıkla örtülmüştü. dranın hariç bulvarlarından İYüzünde, tuvalet yapmakta olduğu nde eski bir evin üçüncü katın- |bir sırada öldürülmüş olduğu hissini ın bir halde bir baş uzandı... İvermek için dudak boyasile yapılmış bunu mütcakıp daha bazı, çehreler. |pirtakım çizgiler vardi: Odada bün: ü. Sesin geldiği yere koşan 'dan başka bir boğuşmaya delâlet e- B Böri Polis ikinci kat pencerelerinden bi- 'den'bir emare yoktu. Radyoya hiç Tinden duman çıkmakta olduğunu İdokunülmamıştı, 'bü sefil Ve feci gördü, Merdivenleri dörder dörder 'manzara karşısında muttasıl bir dans havası çalıyordu. Bu kadın kimdi? Karr - |Marie la Française adile tanımışlar- - İi Fakat alle adı İkısmı Estelle, bir kismı da Paul yorlard Atlayarak dumanın geldiği kata çık- n sokağa nazır olan ye- . odanın İçl d gâne penceresi açıktı zuk bir radyonun homur kadına tele- unu sordu.. diğer olumu- | «Bir cinayet, emare eldi üda I“'mJJ Mdır pwıuuxnr ve vak İkati rüya ile karıştıran oyunları!. arı onü | (Devamı 7 nci sayfamızda) | merikahlar işi y 'l 'Dün geceki —ç 7 —BSONTELGRA F — 23 Ağustös 193> Ö R güreşler- Macar atletleri gene ,de Mersinli ve Çoban birincilikler kazandılar |gene galip geldiler! nüzün hiç bi ı küçük jestleri, en sıntıları bile kaçırmadan film üstü- ne tesbit eden m nesinin öbjektifi onları koltuğa ku- ularak rahatça görmemize sebep ol- dama bahar rüzgârıyla yeni açılmı bir çiçek yaprağının sallanışı duygu- sunu veren feykalâde sahneyi hatır- liyor müsunuz?... Ya geçen kış sine- malarımızdan birinde oynalılan re- İvü filminde gördüğümüz on, yirmi, dığı, 21 sıçradığı - sahnelerde mermerden daha beyaz deri ile sim- siyah gölgenin yarattığı gıcıklayıcı tezat!.. Yine ayni filmde küçücük 0- yuncak piyanoların ü çıkmış danseden, zeki bir ayna oyunu saye- de bize #ayıları sayılmıyacak ka- dar çok gözüken dansözlerin haki - Misaller o kadar çek ki.. Onları an- r değil, Üç makale de ye- 2! Sinema ile dans yapışık kar- benzer, İkisinin de esası hâ- rekettir. Güzel ve uygun hareket. İtçinde dans sahnesi - olmıyan film gördünüz mü hiç. Böyle bir filmi a- rayarak zihninizi yarmayınız. Bu - İgün dans ve sinema biribirini ta - mlıyan, biribirine lâzım olan bir vücut haline gelmiştir. En zengininden en fakirine ka - dar herkesin gözü önüne yaydığı 0- rijinal görüşle: n yan öbjektifi ile sinema dansın dün- ya üstüne yayılmasına, revaç bul - masina çalışırkenğ dans da boş dür- Mamış,sinemaya Jâzım olan can ve hayatı vererek onun yükselmesine, ,Seğişik olmasına çalışmışlır. Plâk yıllarca yıl evvel ölen Karü- z0'nun sesini nasıl bize şimdi din » letebiliyorsa, film de İzidora Dun » kan, Anna Pavlova, Arjantina gibi n Joyunlarını gelecek nesle tanıtacak- tır. Konservatuvatlarda yetişecek ye- ni balerinler onların hareketlerini tahlil ederek çalışacaklardır. Tuhaf değil mi? Sinema ile dans bu kadar biribirine yakın oldukları halde ba- İşıridan sonuna kadar dans sahneleri İzösteren bir film bülmanın imkânı İyoktur, Çevikliklerine bayıldığınız, zelliklerine hayran kaldiğınız Joan 3, Lili Damita, Lilyan Har - epsi önce dan- dansettikleri ler, kendile- olmuşlar, için stüdyo rında dansın e « iktür. Hattâ A- lâgaya dökerek İhemmiyeti ço — SİNEMA VE DANS BU GÜZEL SAN'ATIN | İNCELİKLERİNİ MEYDANA ÇIKARAN SİNEMA OLMUŞTUR A. FUÂT ARAL Yazan : Jotuz, kırk güzel kızın beraber öyna- | meşhur dansözlerin hârika denecek | Daniyel Daryö ber sinema artistinin mutlak dans İbilmesini şart koşmıya başlamışlar - |dır. İşte zaten filmlerinde en büyük İyanıldıkları nokta da budur. Varye- İte ve dans artistini hakiki sinema ar- tistile karıştırmak! Kıymeti ne olur- İsa olsun varyete artistinin oynadığı . İfilm müziksiz dan& kadar cansız, sö- nüktür. Bütün bunları okuyarak sinema- nın nankör olduğunu zannetmeyiniz, |Hayır, o sade kendi artistlerinin san- atine hürmet, emniyet 'sler o kıdir' Dün festival m.nw:bnıılo davı ıt e- | 110 man dilen Macar atletlerile karşılaşma- | 1 — Zabı — Faik 156 lara devam edildi. Birincilikler ek- | 800 metre: seriyetle Macarlar tarafından kaza- | , — Gibaş 2.00,0; 2 — 2, 019,3 — İzalmıştır. Umumi neticeyi kolayca İpecen, yabilmek için yazıyoruz: 200 metre: günlük neti - | 200 metre: Kai emeş 945; 2 Gülle atma 1— Rany 2 — Veysi 1301 : 2 — Neo 6.88; Burm üsabakaya macarlar girme - mişlerdir. Disi 1 — Veysi 41, 36 A0, 1500 metre: ? — Ramz 3,60. MAĞLÜP Haydu’flar tarafından kaçırılan artist Paris hâlâ onunla meşgul; or- talık altüst oldu: Yok. merikanın en güzel bacaklarına malik olan meşhur dansöz Jean de Kaven halasile beraber bundi $ gün evvel Paris sergisini gi gelmiş, ve günün bi- bolmuştu. tadır. Zavallı h İvermiyo muva: tistin izini bulmıya muvaffak mamıştır. Şimdi Paris zabitası 15 gündenberi seferber bir haldedir. Genç ve güzel artistin el çantasındaki seyahat çek- leri Pariste ötekinin berikinin elin- de görülmekte ise de bunların ne su- tetle piyasaya mar Geçen gün Jean de Kaven'in hala- sı Madam Sackhelm şöyle bir mek - tup almıştır : — Cumartesi günü saat 12,30 dan sonra Lüksembürg bahçesine geli - niz, Parmaklıkları takiben yürüyü- nüz. Bir zarf içine 15 bin frangı ko- İyunuz ve bu zarfı elinizde tutu: İtanımadığınız bir adam yanınızdan geçecek ve mütcaddit kereler Jei Jeant. Jöan!.. diye çağıracaktır. Eli- | nizdeki zarfı bu adama veriniz!.. E ğer bunu kabul ediyorsanız, otöldeki odanızın penceresine beyaz bir şey asınız. ürüldüğü Jean de Kaven zün kardı şiresini bulmak tir. Her Ki adam Sackthim, haydütların bu | ti*tidir ini kabul etmiş, penberesine | —Artist, ihtiyar halasile göz y teslim bayrağını da çektikten #rasında kucaklaştıktan sonra sonra Lüksemburg bahçesine git - |tecilere demiştir ki miştir. Fakat ne gelen ne giden! I — Hemşiremin bir m. ya atik Diğer taraftan mesele artistin Ame-|dığını zannetmiyorum. Bön de Bi Fikadaki ailesine de aksetmiş, dansö- (Devamt Yedinci sayfadla) şi Henri de Kaven de hem- Parise gelmiş - bir di de ) ar- ları Tu yo, (Hususi) — Japön impara- toru majestenin huzurunda ya- pılacak olan Japon ordusu resmige- çidi, Japon askerlerinin hayatında en mukaddes gündür. Senede bir defa büyük askeri mey- danda yapılan bu resmigeçitte as - |kerler imparator, Allahın oğlu, Ten- no'nun huzurundan geçerler, Bu resmigeçit için yapılan hazır - lıkta kırmızı -beyaz bir çadır bazır- lanır. Bü çadırda generaller, amiraller, Niponun ileri gelenleri ve cenebi se« firler bulunur. İmparator için seyir yeri sarayın ön tarafındaki köprü balkondur. Ban- dn müzika birdenbire çalmıya başla- oynca İmpsratorun merasime geldiği unlışıhr Derhal gözler köprü balko- na dikilir. İmparator kar gibi beyaz bir at üz- İtünde gayet sessiz olarak durur. Ar- kaşında bir elbisesi vardır. er JG—;Almne de siyah gözlük takmıştır. _]aponların İmparatoru: Allahın oğlu nasıl yaşar ? Golf oynar, sergilere, gider, radyoyu çok sever, en mühim işi dini merasimdir Resmigeçit bittikten sonra İmpâ tor, diplomatların, çadırına gelir ve höpsine iltifat eder. İmparator, tale- benin ve memleketin cn mukaddes simasıdır. Bütün gençlik kalbden im- paratora bağlıdır. İmparator her gün 6,5 ta yatağın- dah kalkar. Kendi kendine giyinir ve İmparatoriçe Nagako ile sabah kahs - valtısını yapar. İmparatorun kahval: tısı Amerikan sistemindedir. Kahve © içer, Bu kahve Japonların müsteme, lekesinden gelmiştir. C İmparator boş zamanlarında gölf oynar, sergilere gider, nebalata me- raklı olduğu için enstitülere uğrar ve redyo dinler, Radyoyu çok sever. İmparatorun en mühim” mefasimi dini olanıdır. Mabede gittiği zaman başlar, Şuki Korej ) Meresimi Bu esnada hiç r paerator bizzat dini merasimi yapart, Bu esnada nazırlar impa bedi terkedinciye kadar kapıda bek- lerler, Majeste İmparator Hirohito

Bu sayıdan diğer sayfalar: