15 Aralık 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

15 Aralık 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç. V '. buldun gönderilmiş olan tari- * ""fll © gün merasimle Burbarv- | _îjıhut Preveze muharebesinde | —Wî Hayreddinin kadirgasını tez- .%?n ve o zamandanberi — şanlı din türbesinde mahfuz olan | sön kırım harbi esnasında bir | 'at yapılarak Türk filosu ku yserili Ahmed Paşanın #dilerek Deniz Müze: Oraya veri . Mü B€evİ kuyyetini bir kat daha yük- #mek maksadile kumandan gemi- b edilen sancak, İşte bu ko| ibaretti. 24 Birincikânun günü Ot dakika Barbaros zırhlısının dülgalandıktan sonra ikinci Muharebede yine çekilmek üze- Ç Mrya edildi. Adaların istirdadı, hS ve deniz küvvetlerinin iştir: tenld bir plân üzerinde yürü- mümkün olan, bu da muha- tarikile yapılamıyacağından, Büd kumandanı Kaymakam İs- l Ahmed Beyi vekil bırakarak lây Ramiz Bey o akşam İstan- A hareket eti "ğhn yirmi beşinci günü Midilii- Ş Dikili sahillerine acıklı bir hic- p ' Başladı; adada cereyan eden vu- son safhaları hakltıında feci lümat alındı. Gani Bey ile sekiz Berbest bırakılarak aralarında B trce sivil memur bi n diğer Ş ler Yunanistan sevkedilmiş; Pile indakt mukavemet hâlâ devam adanın iç taraflarına ya- fından Tütğ &- llarına ve 1ırz- akta idi. Bu ci- V â%?' : —mühm“ l Aalnin tahliyey iduğ ü iyeye mecbur olduğu di- lıkeıc ve limanlara dağılmışlar- b karargâhı helyosta muha - e devam cediyorsa da sahil ile S Sstan Mmahrum idi. Ayın yirmi t günü İzmir kuvayımürettebe dandanlığı vasıtasile umumi ka- ühtan <Filonun ne zaman huruc tağının yarın akşama kadar bil- “lmesini> taleb Midillideki Shalinin vaziyeti ile Sakız ku- naldanın talebi, filoya bildiril- * haveket emri tekid edildi. İtalay Ramiz Bey syın yirmi ye- üde üssülharekeye avdet etti. tutmandanlık Vekâleti, Bahriye ti ile yaptığı temaslar netice- Müselsel huruc hareketlerini -'Ğ:“?ım bağlatmıya muvaffak b L Bü programın ana hatları i:,* Deniz kentrol h Adalara sevkiyat İ Üssülharekedekt gemilerin ta- K temin edilme- yapılmıyacak- ettiğinden ilk hürucun er- “üç Fön yapılmasına karar verilimiş- — Adklara sevkolunmak üzere küvyette'kıt'alar Akdeniz Be- İ .n:""isı mücettebe kumandanlı- Di Ezine hayalisinde teşkilâta me- Nü Tevfik Paşar Ye İzmir kuvayı —:“Gbe Rumandanlığı tarafından B Vt lüzimgeleri iskelelerde tah- D ç Tebktir. » — Filb evvelâ Bozcaadayı işgal Ç:h Mondrosa taarruz' edecek; 8 9h filosunu abluka veya tah- ı—'?iye muvaffak olduğu' halde Ve Sakıa sularına gidecektir. ı .' MÜDAFAASININ SONU b Yirmi sekizinci günü iki gam- , » Bimayesinde dört nakliye, Sa- küvvetler getirdi. Müdafaa ni «Filo tarafından yapıla- 'dimin zaman ve sureti icra- ı kadar bildirilmesir kuvayı mürettebe kuman- ikşam Donanma kumandanı yeni emirler alıyor Çekilmesi Bahriye Nezaretince “gayı Balkan Deniz :Harbini Niçin ve Nası! Kaybettik? Midilliden A - 108 — tan taleb etti. Deniz harekâtı prog- rama bağlanmış ve ilk huruc günü tekarrür etmi şolduğu için Sakız ku- |mandanlığınım 26've 20 Birineikânın tarihli suallerine cevab almak üzere mrmmt karargâhtan İzmir — kuvayı rettebe kumandanlığına şu tel- çrafhame çekilmişti: «Filonu güne kadar Sakız sularma muv tle düşmanın def ve tenkili mu - ammem bulunduğundan — şimdiye kadar olduğu gibi birkaç gün daha kahraritanca m da devam ve sebat eylemesinin Sakız kumandan- San günlerde rütkesi Kaymakam- |hBa terfi edilen Sakız kumandanı Zihni Bey â; mi dokuzuncu gü- (Bü Alman Konsolosu, Fransız Kan- sola: m y nesi tere anı, ( #üncü sahifeden devam) ketlerile beni tahkir edecek kadar i- leri geldiği de oluyordu. Eskiden bir saat bile bensiz duramadığından bul- seden Aytenin şimdi iki gün bile gö- rünmediği oluyordu. Onun bu hare- ketine hiç bir münü veremediğim /halde aşkırım da gittikce artıp a1eŞ. TJenmekte olduğunu hissediyordum. Benim bu nişan işinde bir hatam vardı. O da bu kızın mazisini ve mensub olduğu alleyi iyi bir şekilde tetkik elmemiştim. İşte bu günlerde idi. Kulaktan ku- lağa onun benden evvel daha bir kaç gençle nişenlanıp ayrıldığına dair mağa başları mu Idi? Onu odasında ziyaret et- m günler masasının gözlerinden sirini kemali itina ile kiltâlediğini götdüm. O bhalde bu kızın bütün ex- rarının orada mahiuz - olduğunda şüphe yoöktu. Ben de yavaş yavaş duyduklarıma inanmağa başlamış- tım, Çünkü rivayetlerle hâdiseler bi- ribirini teyid ediyorlardı. Uzatmıyalım nihayet © gece du- vardan aşmak süretile bahçelerine İve oradan da açık bıraktığı pençere- (der: Aytenin yatak odasına girdir.. İParlak nikelâj. karyolası içinde sa- kin sakiz uyuyordu. Gürüllü elme- Ayaklarımın ueuna basarak masaya doğru yaklaştım. A- nahtar üzerinde idi. GGözü açtığım zaman içerisini büyük kâğıd tamar- İlarile dolu buldum. Yalnız bir köşe- |de üzerinde «defter hatıratım» iba- İresile yazılmış siyah cildit büyücek bir defter vardı. Ben artık aradığı- mt bulmuştum. Yavaş yavaş kariş- tırıp okumağa haşladım. Şimdi bu defter muhteviyatımı ta- hmamen anlatmağa ne vakti satddir, ne de ben hat Sana hülüsaten şunu söylüyeyim ki bu kız erkekler için bir engerek y » İlamından daha tehlikeli imiş ve şim- İdiye kadar seviyar gibi görünüp av- Hladığp ve nişanlandığı gençlerin ben |tam sekizincisi idim. Bunlurla âzamt |üçer beşer ay görüşüyor ve anların ıhı"ılün medcudiyetlerine tamamile İbâkim olduğunu hisseder etmez der. |haf nişanlamıyor ve bir müddet son- ra de her kangi bir bahane ile yü - İzüklerini yüzlerine frlatıyor. On - Jarın yalvarmalarından ahüeninlerin. den, feryad ve tazaltümlerinden zevk alıyor. Ve hattâ kendi yazılarından anlaşıldığına göre bu elim âkibeti hazmedemiyen — delikanlılardan in- İtihar edenler Bile varmış, Bunlar - İdan öyle mağur ve azametli bir li- (sanla bahsediyor ki tam münasile İbir erkek düşmanı, hem nasıl düş - İman muhakkak kalbinden ve can a- hr yerinden vuruyor. Nihayet def- teri karışlıra karıştıra sıra bana gel- di. Son satırlarını aynen zöyle biti- «Yarın yüzüğü suratına fırlataca- . Ve muh İ | ııııı:m-ııxm:m — en Aydına ve Dikiliye hicret başlıyor Başkumandanlıktan ane memurlarından biri ile Sakız eşrafından iki Türkten müteşekkil bir heyeti kabul etti. Kendi vefaka- tinde mutasarrıf ve jandarma ku - mandanı ile birkaç zabit bulunuyor. Tavassut teklifi yapmak üzere gel- diğini iddia eden heyetin işgal ku - mandanlığı tarafından gönderildiği şüphesizdi. Beyhude kan d ikülme- mek için her iki tarafca ne gibi şart- lar tesbit olunabileceği maddesi et- | rafında cereyan eden uzun müzake- munun birin- relerden sonra İkinı ci günü Karış mevklinde bir mülâ- pılması tekarrür eltli. Ertesi gün asker yüklü iki nakliye daha geldi. Jandarma kumandanı ile Yu- ran murahhasları arasında Birinci- kânunu gönü era edilen (Karış) müzakeratı, düşman teklillerinin a- girlığindan dolayı — netice vermedi. F (Devam war) |- PLÂTiN ALYANS natuıyacak, İhsan gibi o da intihar edecektir. Ah Şevket yarın yüzüğü sana iade ettiğim zaman renginin na- sık atıp kalbinin nasıl çarpacağını ve benim de o anda duyacağım zev. ki düşündükce şimdiden mest oluyo. rum.> Defteri kapadım. Kalamın içinde müthiş bir uğultu vardı. Biraz evvel bir peri kadar güzel olan bu kızı şi ismim yazılı olan alyanslı eli yor - arıda kalmıştı. Onu tutup redemedim. Çok çıkarıp üzerine n olan çakım yürüdüm. Ondan sonrasını bilmiyo- rum. Ancak âltı ay sonra aklım ba- şeena geliyor, ve kendimi timarhane- de buluyarum! — Peki, dedim, o alyans ne oldu? — Burada, yanımda, dedi. Ve port. meninden çıkardığı plâtin bir alyan. sı uzattı ve ilâvve etti: — Beni hastahaneye bunu dişlerimin arasn getirirken n çok müş- Kimyager Hüsameddin Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bilümum tahlilât. Eminönü Emlâk va Eytam Bankası karşısında lzzet Bey Hanı. İstanbul İk İera Memurluğun- dan : 7 Mukaddema Maçkada Maçka palüs kapı (D) 15 No. lü dairede oturmak- ta ileen hâlen nerede olduğu biline- miyen Arile Muhiddine: Vinçenço Kavyano vekili avukat Hikmet Süleyman Güvencin, Be - yoğlu ikinel Noterinin 26/10/368 ta- rih ve 9002/7792 sayılı kira muka - İvelesi ile tahtı isticarınızda bulunan Maçka palas kapı (D) 15 No, lu dsi- reyi mukavele müddetlinin hitamına binaen tahliye etmeniz ve (50) lira ücreti vekâlet vermeniz hakkında verdiği takib talebi üzerine namı - mza gönderilen tahliye emri ikamet- göhinızın meçhuliyeti hasebile teb- İliğ edilemediğinden bir ay hakkı iti- Taz tayini suretile tebliğatın ilânen icrasına, icva merci hâkimliğince ka- 'Tar verilmiştir. Kira müddeti bitmiş olan gaşri - menkulü işbu ilân tebliğ terihinden itihaven bir ay içinde tahliye ve tes- İim etmeniz ve kiranın yenilediğine Veya uzatıldığına dair bir itirazınız varsa yine işbu ilânın tebliğ tarihin- | den itibaven bir ay içinde istida ile veya şifaen İcra dairesine bildirme- niz lâzımdır. Müddeti içinde itirazda bulunmaz veya tahliye etmez ise- niz veyahut ilirazınız ref'olunursa kiralanan gayrimenkulün, — ilânın müddeti hitamında zorla tahliye ve kiralayana teslim edileceği 37/2666 | sayılı tahliye emri makamına kalm 'olmak üzere ilânen tebliği keyfiyet ,ıiı bç_.pı_dııı— 'olunur. | Radyo , | Dolandırıcılarının l Kampanyası varmış!. ı (3 incisayfadan devam V dır. Buraya kadar verilen tafkilâtta bir fevkalâdelik görülmemektedir. |Fakat şayanı dikkat clan cihet kum- panyanın reisine dair verilen malü- Vııathr. Bu adam bugün meydanda İyaktur. İş meydana çıkar çıkmaz or- tadan kaybolmuştur. Bu adam çete- yt şimdiye kadar — «muvaffakiyetle> idare etmiş... Reisin Amyen'de mü- kewmel bir yazıhanesi vardır. İşleri ,Orada çevirmekte, lâzım gelen yer- here eradan emir vermekte sipariş vermekte ve telefon etmekte idi, Bu (reisin asıl hüviyeti me olduğunu da kimse bilememektedir. Askeri İşlerde Hatır yok (Dördüncü sayfadan devam) tayyare taarruzlarma karşı müda- yacaktır. Bu tehlike olur. lerine şunu da ilâve etmiştir: — Burada bir akli selim meselesi vardır. O da şudur ki Londranın ha va taarruzlarına karşı en iyi müda- İfaa çaresi çok: kuvvetli tayyarelere malik olmaktır. Büyle kuvvetli tay- İyarelere malik olunca bunlar düş - bırakabilir ve onları taarruz mev - kliinden çıkararak ancak kendilerini kılabilir.» İşte hava taarruzu meselesi bu su- İcetle münakaşa edilmiş ve böyle bir İneticeye bağlanmıştır. İngilizler bir de ordunun yukarı kumanda heye- tinde mühim değişiklikler yapmağa Biba ı geldiğinden şimdiye kadar hep yaşa, başa ehem- » |miyet veren İngilizlerin noktai na- zarında şimdi gençliğin lehinde bir sck kurnanda beyetinde yapılan mü- him değişiklikler üzerine Avam Ka- m nda bu meseleye de temas e- dilmemek kabil olmamıştır. Hükü - mete muhalif olan amele partisi re- isi demiştir ki: — Hükümet kumanda heyetinde değişiklik yapmağı muvafık görü - | yorduysa bunu Avam Kamarasına bildirmiş olacaktı. Halbuki bu büyük değişiklik şimdiye kadar bizden giz- | H tutulmuştur. Bunun üzerine harbiye nazırı Ho- re Belişa şunları söylemiştir: — Hükümet Avam Kamarasını İkarşı meşrutiyet kaidelerine göce | hareket etmiştir. Şurayı askeri Szasından — general | Harri Finoks yerini daha genç bir generala bırakmak - Üüzere âzalıktan istifade etmiştir. General Harri Fi- | noks'un büyük kardeşi general Alf- red Finoks Avam Kamarasında mu- | hafazakâr meb'uslar — arasındadır. Harbiye nezaretinin bu sözünü işi- tünce bu. general demiştir ki: — Kendi arzularile istila ettikleri söylenen Sir Devevel ile Sir Harri Finoks kendi isteklerile vazifelerin- den aşrılmış değillerdir. Hayır; ketir İdilerine sadece izin verilmiş- oldu. Halbuki Bu iki yüksek askerin Rırk senelik tecrübesi vardır. Buna muka- bil harbiye nazırının tecrübesi an - cak bu nezarete geleli beri geçen al- tı ay müddete münhasırdır!.. | Meb'us generalin bu sözü harbiye nazırının şahsına karşı çok dokunak- h oldu, Bunun Üzerine münakaşa ke- silmiş ve harbiye nazırı şunları söy- lemiştir: — Ordu yüksek erkânı arasındaki değişikliklere dair beyanatta bulun- muştum. Bu beyanat neşredilmiş - İtir, Arzu edenler tekrar o zaman lediklerime müracaat edebilir - | Bunun üzerine meb'us general Alfred Finoks şunu söylemiştir: | — Benim burada söylediklerim | kardeşim Harri Finkos - tarafındün. | bana öğretilmiş şeyler değildir. Artık bu değişiklikler bugün bir | İemri vaki olmuştur. Parlümento bu hususta daha ileri gitmemiştir. Münakaşa böylece ka- İpanmış oldu. | Erkânı harbiyei umumiye reisi 0- larak elli bir. yaşlarındaki general Gurt tayin edilmiştir. Harbiye mazı- irı Hore Belişa kırk üç yaşındadır. fazya ehemmiyet verilmekle kalınır- İsa o zaman taarruz fikti zaafa uğrı- | | Bundan sonra dahiliye nazırı söz- İman tayyarelerinin harekâtını âktm müdafaa baline gelheğe mahküm | ardır. Ordunun kumanda- sını daha genç ellere vermek zama- babhsettiklerine göre değişklik alduğu göze çarpıyor. Yük- İMütereddi padişahl 2-s0nTE M e. LGR A P 15Birinc | TarIH Rüya ile harbe karar (3 inet sayfadan devam) sından bin türlü mânâlar çıkarıyor- lardı. Havaya oklar atıyarlardı. Yayla - göre, yükseklere çıkıp az sonra ye- re düşen okların uclarını tetkik ede- rek kehanette bulunuyorlardı. Ok- har yere düştüğü tabiatile uçları az çok eğrilecekti. Bunun gök (yüzündeki ilâhlar tarafından yapıl- dağını söylüyorlar, halkı bu suretle aldatıyorlardı. Oklara bir ad tak - mışlardı: 'Tali kamışi! |. Bununla beraber, yıldızların mp - kadderat üzerindeki nüfuzuna ina - nan ve halka inandırmak |feccimler birer (rasad Jalmıştı. Yedi yıldıza vakfediler möş- İhur (Babil kulesi) bunün bir İevinden farkı yoktu. Yuman ilâhı (Apullon) un rahibe- (Pythil), Üç ayaklı bir ma: üzerine çıkar, bir müddet gözlerini |kapar, sonra derin bir uyku içinde anlaşılmaz Jâflar söylerdi. Halk bu mânasız lâflardan bir dı. zaman, B Romalilar fala, sihire ve kehanete | çok inanırlar, ehemmiyet verizlerdi. Her hangi bir harbe başlamdan ev- vel, (Mukaddes tavuklar) m bare- ketlerini gözlerlerdi. Eğer bu hay » vanlar, kendilerine verilen yemi ye- mekte iştihasızlık gösterirlerse, mu- harebe başka bir zamana talik olu - nurdu. Falcılık, büyücülük, kehanet t lamak Fransada da pek revaç bulan bir san'attı. Falcılıkla istikbal keş - fetmek, büyücülükle günül avlamak, halk arasında geniş çekilde yayıl - İmış, kadın, erkek fahn ve kehane- İtn doğruluğuna inanmışlar, iman etmişlerdi. (Katerin Dömedici) İtalyalı mü - neecim (Cosmo) ile konuşmadan, o- nun reyini almadan, fikrini sorma » wı:l:n'ı hiç bir işe başlamazdı. Ona hu- sust bir rasadhane bile yaptırmıştı. |Yüksek bir toskan sütunu şeklinde bir kuleden ibaret olan rasadhane, Pariste Hâl mahallesinde, bugün hâ- mevcuddur. Osmanlı padişahları da iala, rü - yaya, büyüye ve müncecimliğe çok İnanırlardı. Bu işle uğraşan, meşgul olan bir takım cahil yobazlar vardı. , bunların ke - şiflerine inanırlar, büyülerinden ke- ramet umarlar, genç halayıkların gö- |: | | (5 inet sayfadan devam) Fakat bu sefor gizli silâh: depoları meslesi meydana çıkınca bir pan - siyom sahibi karı kocanın da pansi- yon mahzeninde bir takım inâlir | edici maddeler bulunmuştur. Bunun üzerine Etöal meydanındaki suikasd ile banların alâkası olup olmadığı raştırılmaktadir. Bir eckacı âleyhinde zabıtaya ih- | İbaratta bulunulmuş, onun da gizli silâh meselesile alâkadar olduğu dis edilmişti. Hörgön ismindeki bu | eczacının nihayet böyle bir şeyle hiç bir alâkası olmadığı anlaşılmış ise | de şimdi eczacı kendi aleyhinde ih - baratta bulunan adam aleyhinde ta- kibata girişilmesi için bir avukat tut-| anuştur. Nihayet bu ihbaratta bulü- nan adam eczacıya karşı - haksız- hık ettiğini, başka bir adamın yalan- larına kanarak onu haber verdiğini yazacak bir mektub neşretmiş ve ec- Zacının istiyeceği tazminatı verece- ğini ilân etmiştir. Yukarıda bahaedilen gizli listeler- deki isimlerin de çok kapalı olarak yazıldığı anlaşılmıştır. Bunları keş- fetmek için gizli teşkilâtin kullan - dığı şifreyi elde etmek lâzım gelmiş nihayet bu gifre meydana çıkarak gizli listelerdeki isimlerin hakikalte İkimlere aid olduğu halledilebilmiş- tir. Gizli teşkilâtın bundan başka, hir (de dahili nizamnamesi vardır ki bu- nu da anlamak için gizlâ şifrenin bu- T İzın ve yayları çekenlerin kuvvetine | mâna çıkarır- İna Gizli teşkilâtın son aırları - veren hükümdarlar.. (nüllerint kazanmak için büyüler, «vefk, aptırırlardı. Bu cülerin başında Cinci ho- liriz, eayı gösterebi Cinci hoca bir cariyeye padişahı in göstermek» gönül bağlatmak için bir kaç sabun alır, her bir kalır ba bin bir iğne sokar, bunları okur, üfler, sonra birini kuyuya atar, bir &y sonra ötekini atar, ve bunları öte ;kı iğneli sabun kalıpları takibeder- di Her kal:p, kuyuda bir ayda eriye- ceğini iddia eden Cinci hocanın he sabınca, meselâ kuyuya beş kalıp sabun atıyorsa, yavaş yavaş sabil « nun kuyuda eridiği gibi, cariye de ayda criye eriye padişaha sevdar ar, dudaklarını, padişakın por - İsuk dudaklarına teslim eder; kendi- Osman oğullarının şehvet düş - |kümü toronunun kolları arasına atar |dı. Kanuni Süleyman da bir rüya yü- zünden sadrazam İbrahim paşayı uştur. İbrahim — paşa, İram ü is tarafları- dar İskender ifesile maiyeti « işti. Paşa, İskender Çelebi geçinemedi, onun altı yüz kölesi i. Halbuki İbrahim paşanın kö- inin sayıst dört yüzdü. Sadra - zam bunu kıskandı. Çlebiyi padişas ha kötü bildirdi. Jurnal tesirini gös- İterdi, Kanuni Süleyman İskender Çelebiyi azletti. Sadrazam İbrahim paşa hırsint bununla da durduramadı. Tezviratı- mı ileri götürdü. Çelebi haklemda bin bir yalar uydurdua. Vatan ihâ - metile itham etti. Tibrizin zaptından sonra ordunun uğradığı müşkülât, muvaffakiyetsizliği kâhyaya yükle - di. Halebe döni rası varsa müsadere edildi. Köleleri saraya alındı. Kendisi de padişahım emrile çarşıda asıldı. Kanuni Süleyman İskender Çele- binin idam edildiği 'bir rüya gördü: Çelebi pa: İşısına çıktı. Kötü ahlâklı bir vezirin yalanlarına inanarak, devletine, mil letine hizmet etmekten başka bir şey düşünmiyen sadık bir bendesi hakkında ölüm emri verdiğinden dv layı kendisine lünet etti. Sonza üze- İrine doğru yürüdü, boynuna bir ka |ment atarak boğmak istedi. Padişah büyük bir korku içinde w yandı. Ve ertesi günü saraya gelen İsaârazam İbrahim paşayı boğdurdu. lunması lâzım gelmiştir. Maamafih bugün bu şifre elde edilmiş bulunu- yor, Gizli teşkilâtin nizamnamesii ne olduğu meydana çıkmıştır. Maama>- tih bu hususta zabıta ve adliye şim- di çok ketum davranmaktadır. Fa - kat bulunan ve okunar Jisgelerdeki isimler iki yüzden fazladır. Bu isim- lerden hiç biri meydana çıkarılma - maktadır. Bir Fransız gazetesinin yazdığına göre Fransız haritiye nazırı Delbas Orta Avrupada seyahat ederek her hususta birleşmiş olan Fransayı teme sil ederken bi le gizli teş sub bir çok Fransız bulunduğunu göstermemek için bu isimler şimdi- tulmaktadır. lik mahrem Stoyadinoviç* Berline gidecek Berlin (Hususi) — Yugoslav baş- vekili Stoyadinoviç gelecek ay Ber- Tine gelecektir. Yazın Alman harisei- yemrırmnmn&lmdıw— İ mişti. Şimdi Yugoslav başvekili bu ziyareti iade edecektir. Almanlar Berlin (Husuzi) — Çekoslovakya- daki Almanların başı olan Henlayn buraya gelmiştir. Buruda açılacak olan bir sergiye riyaset edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: