26 Aralık 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

26 Aralık 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4-S0ONTFLECRA F- 26Birincikânun 8927 ispanya Boğuşmasında Cum- . huriyetçilerin muvaffakıyeti —a Hükümet koyu şaşır ingiltere amele fırkas panyasına sevgilerini Geçenlerde İspanyaya giren ve eumhuriyeti müdafaa için uğraşan bükümet kuvvetlerinin bulunduğu siperlere kadar sokularak vaziyeti yakından tetkik eden İngiliz amele meb'uslarının seyahati İngiltere bir mesele olmuş, İngilterenin haricin- de de az dikkat uyandırmamıştı. İn- giliz parlâmentosundaki muhalif a- mele fırkasının reisi olan Atlee ile biri kadın olmak üzere diğer iki ar- kadaşı İspanyada çok şayanı dikkat bir hal görmüşler ve Atlee orada söy. Tediği nutuklarda istikbal için vazi- jyetin çok emin ve emniyet verici ol- duğunu söylemiştir. Bundan başka İngiliz amele partisi reisi, Londraya döndüğü zaman bu hali arkadaşla - rına ve İngiliz efkârı umumiyesine anlatacağını temin etmişti. İngilte- redeki muhafazakârlar, İspanyada eumhuriyeti müdafaa için bir sene - den fazladır uğraşan hüktimeti sev- medikleri için Avam Kamarasına bir takrir vermişler ve demişlerdi ki: )iş!erine müdahale etmemektir. At- — Amele partisi reisi parlâmento- 'lee buna riayet etmemiş ve Lon « #a imNNm n İNYN MBSENEN K şiLEAN B $e YoN dN eee üti lirananamanineinienem yoemenninaermnee ingilterenin Tramp gemiciliği ticareti da resmen muhalefeti temsil etmek- tedir, Senede bu sıfatla 2,000 İngiliz lirası tahsisat alıyor. Halbuki İngil- terenin bugünkü siyaseti İspanya Dünyanın en zengin denizciliği nasıl çalışıyor 1937 senesinde tamamlanan yeni İngiliz şileplerin- den 4,910 tonluk Biddlestone gemisi 'Tramp gemiciliğinden maksad şi- /sonra İngiliz şilepçiliği bir çok se « leplerle yapılan ve muntazam bir ta- |beblerden ötürü gerilemektedir. Bu- rifeye islinad etmiyen ve nisbeten İnu son istatistiklerden birindeki şu küçük tonajlı gemllerle yapılan ge- |rakama bakarak anlamak mümkün- micilik demektir. Bu nevi gemicili- |dür. ğin tarihte bü; hizmetleri olmak- | 1935 senesinde İngiliz Jimanların- la beraber bugünkü önemi de inkâr |daki şileplerin adedi 126 iken 937 se- edilmez bir hakikattir. Bugün bu şekil nesinde bu rakam 2 iye inmiştlir. Bu- (de ticaretle meşgul olan memleket- (mun başlıca sebeblerinden biri ola- Jerden en ehemmiyetlisi İngiltere- 'rak İngiltereden harice seyehatlerin dir. azalması ve ihracatın müntazam se- Son hâdiseler İngiliz şilepciliğini ferler -Line Shipping- halinde ya- büyük istihalelere uğratmıştır. Bir |pılmasıdır. Bu büyük değişikliği ah- çok kereler şilepçilik İngiliz ticare- |val ve şeraitin değişmesinde ara » tinin amudu fıkarisi meyanında öl- |mak lâzımdır. Evvelâ dünya tica- duğu süylenmiştir, F arbden Devamı 6 inci ızda — Polisromanı No.21 ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Moris Löblan Nakleden: fa. | — Muvafık.. Jörjâre tahminime |kalmış olursunuz. | göre yarın sabah saat endan evvel | — Geç mi kalmış olurum? Kürtulamaz v âncak Vişiyo kalkân | — Tubli yat. Erlemont meselesine ©n trenine yelişebilir.. Binaenaleyh, tahsis edecek Tfazla vaktim yaok. |Hem esasen yirmi beş güne kadar 'hıı mesele halledilmiş olacaktır. şimdilik © cihetten korkacak bir şey yok.. Yalnız kapıcınız $'z ve madma- zel hakkında kendisine hiç,bir malü- maat vermemeli. Fariste Hekadar ka- | lacaksımz? — Yalnız bir gece kâhp-üç haftâ todar başka bir yere gideceğim... Üç hafta mı?. O halde yirmi beş ün sonra, da, şatonun taraça- önünde, tam saat dörtte buluşa- m, olur mu?. - O — Hangi mesele- — Sizin meseleniz... Erlemont me- selesi. Temmuzun üçüncü günü, tam söat dörtte size, bu facianın bütün tafailâtile, buna mütcallik $ getirmiş ol . Ayni 2 size büyük babanızın mirasın ğim. Ki bu süretle madmaz reci bana, demin imzaladığım çek muh « |teviyatını iade edebilir ve pek hoşü- na giden bu şatoyu muhafaza ede « | rek istediği ve dilediği kadar bura- da olurabilir... r, © zamana kadar düşünü- Ne düşürürsünüz? — Teküllerinizi. |lene kendini teslim edemez, içini dö kuvvetlerinin şiddetli taarruzu Fran- ttı! ı fevkalâde toplantı yaparak Cumhuriyet is- yolladılar!. draya döndüğü zaman İngiliz hükü- meti üzerinde tesir icra ederek, İs- |panyadaki hükümet lehinde bir si- İyaset takib edilmesi için uğraşaca - ğını İspanyollara vüdeylemiştir. Bu- na hakkı yok.. Kendisini Avam Ka- marası böyle yanlış harekette bu - İlunduğundan dolayı müaheze et - melidir. Hükümet de buna dair iza- hat vermelidir. Mesele büyümekte iken hükü noktal nazarımı şöyl | — İspanya iş bir münakaşaya hükümet giremez Bir meb'usun yabancı bir memleket- siyaseti mevzuubahsolması şimdiye kadar (görülmemiştir. Onun için hükümet şimdi bu yolu açmak niyetinde de- Bildir. Atlee ile arkada dönmüş ve kendi g. rafından çok iyi karşılanmışlardır. İspanyada hüküm ziyyeti çok iyi olduğunu İngiliz efkârı umumi- iyesine temin eden amele meb'usla- tının bu teminatı üzerinden çok geç- memiştir ki hükümet küvvetleri bü- .yük bir faaliyete başlıyarak Teruel etrafında harekâtı temerküz ettir - mişler ve bu hal karşısında Franko erkânı ti İçok müşkül bir vaziyette kalmıştır. Bilhassa vegeçen pazar günkü ha - rekâtın neticesinden — hükümetin tebliğinde haklı olarak memnuniyet gösterilmektedir. Havanın şiddetine yağan karın harekâtı zorlaştırı na rağmmen hükümet küvvetleri Fran- ko'nun elinde bulunan bir çok v him mevzileri almışlardır. Franko' nun kımıldamak istiyerek mukabil bir taarruzda bulunmak için uğraş- hude olmuştür. Franko'nün (Devamı 6 ncı sayfada) — Demek... Kendiniz. kendinize bu kadar var?. — Evet, ve söylediklerimi yapa - bilmeme mani olabilecek 'ancek bir tek mani olabilir. — Re gibi? — Gayet basit.. Ölüm. Raul bu sözleri söyledikten $0 apkasını aldı. Antonin ile Mark erlere kadar eği ra dü, salondan çıktı. Bir müddet şa- da ayak sesleri duy- nan ağır kapının güm- tonun korido: du. Sonra kap bürtüsü... Marki, ançak bir müddet kendine gelebilmişti. Bu bir rüya mıi idi? Hayır... Silkindi ve marıl - dandı:: - Hayır, hayır.. İnsan ö sonra üne ge- kemez. Hoş kendisine söyliyecek m him bir şey de yoktu y bu cins adamlarla teşriki mesai teh- Zsulagülmeğe başladı: — Mösyö, dedi, o zaman pek geç & Tni zküsa dükiş Marki büyük bir heyecan içinde |kekeliyordu: Nkeliydi. Sen ne dersin Antonin? Se- nin fikrin ne?. te söylediği sözlerden dolayı Avam | y erek selâmladı ve | bir tek kelime ilâve etmeden, dön- | aa Ne de olsa | General Ludondrot Almanyanın Düşmanlarına Dikkat Ludendorfun kitabi bir vasiyetname sanılıyor! Umumi harpte pek meşhur olan general Almanya için asıl kim- leri tehlikeli görüyor ? Mareşal Lüdendorf uzun süren bir hastalıktan sonra geçen gün öl- dü. Telgrat haberi olarak o gün kısaca verilen bu haber umumi arbin meşhur çehrelerinden — bi- rinin daha dünyadan kaybolduğunu bildriyordu. 1865 de doğmuş olan Ludendorf ı, ikbal ve iktidarın tadını çok tatdıktan sonra senelerce bir köşe- 'ye çekilerek yaşamağa katlanmış es- ki bir askerdi. Londendorf'un sul- tan sonraki hayatında en mühim ©- |lan cihet yazdığı eserler hıristiyana lhık aleyhindeki propagandaları oldu. Devamı 6 ıncı sayfamızda İ Antonin süsuyordu. Nihayet zör la cevab verdi: — Bilmem süt babı fikrim yok! — Nasıl olmaz? Nereden çıktı kim olduğu belirsiz bir macerape « rest!.. İki isim faşıyan bir adam. Maksadı meçhul.. Davet edilmeden İve bir defa olsun danışmadan başka- İlarının işlerine burnunu sokan bir İherif.. Bir taraftan polis baş müfet- Benim bir İtişinin elini kolunu bağlarken, bir taraftan da İri Pol'ü polise tevkif et- tirmeğe çalışan bir serseri! Marki durdu. Rawl'ün bu yaptık- larını sayarken kendisini düsünmek- ten de menedememişti. Maamafih, diye ilâve e! ili ve mühim bir adam doğrusu, hat- ta harikulâde bir adam.. Antonin, hafif bir & mırıldanarak tekrar etti: | — Harikulâde bir adam! İRİ POL'ÜN PEŞİNDE Raul ile Noter Odija'nın görüşm leri kısa oldu.. Noter, tamamen İü zumsuz bir kaç söz sordu. Raul, va- kur ve kat'i cevablarla mukabele et- i soda gibi 27,212 kişi SÜMER Sinemasında Senenin en büyük TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKILI muazzam ve mubhteşem Şark filmi RAMON NOVARRO'nun temsili EYH AHMED Şark musiki ve şarkılarilö dolu mükemmel şaheserini görmüştür. Bugün mutlaka bu filmi gidip görünüz. Buügün T Ü R K sinemasında İi İKAYE | y | ( AVCI MEKTUBLAR Yazan : H san Tüugf Kardeşim Emin; | Beni bırak, çok uzakl Ne lâkayd adamsın, İstanbuldan | ğ ayrılalı yirmi gün oluyor hâlâ bhir satır yazını alamadım. Çok fena bir havada yolculuk yaptın hastalandın mı? Bizleri emin ol çok merakta bıraktın. Bereket geçen gün Sıra - pınara gva gittim de senden haber âldım. Senin kuş ürküttüğün benim 'vurduğum bu güzel merada şimdi yalnız avlanıyorum. Ayaklarımın al- | Zat tinda kalın bir hahı yumuşaklığı ile ezilen kuru meşe yaprakları arasın- da uzun gagalarla eşeliyerek yi cek arıyan çulluklardan bir. ha: vurdum. Yorulmuş, acıknıştım. Bi raz ilerideki derenin, söğüd ağaçla - Jrinın koyu gölgelerinden süzülen | İşırıltılı davetini reddemedim. Yarı |yola gelmiştim, birden ayaklarımın İdibinden bir keklik fırladı, çok yor- Bun, bitab, iki üç kanat çırptı, kon- dü. Koştum, kaçmak istedi, uçama- İdi; yakaladım. Kalbi küçük bir kuş (gibi çırpınıyor, kendi - mağlübiyeti kabul etmiş, sakin, sabit ve yalva - jran gözlerle bana bakıyordu. Gözü- 'nün üstünde hafif bir saçma yarası vardı. ' Bugün i P E K Sinemasında Türkçe Sözlü SEZAR | BOR JİYA , Floransanın debdebe ve - ihtişa- mı — 10 binlerce figüran — Müt. hiş ve muâzzam mizansen. SEZAR BORJİYA'nın zehiri — LUKRES BORJİYA'nın — ateşli ihtirası. Halkla birleşen bir kahramanın zülme karşı isyanı. İ AŞK - ÖLÜM - MA . övel Dikili, V seni İhüsrandle yanıyor. Dil man ne gürel tesadüf belki İhaber alacaktım. Yarasını temif dim, ekmeğimden biraz verdim V di, Dizime çıkıp uzun uzun möf ni terennüm etti, Sonra su SÜ yorum, diye hıçkır , İçti. Emini tanıyor musun, dedifi — Kim 0? Şeklini tarif et Kırmızı bir sueter giyer, bf'f"’ K cizme ile ördek vd'u_ keklik avma gider, serçe vurf zun boylu, ince bıyıklı bir aVi v Birden dizimden düştü bil t xrd” İnat çırptı kaskatı kesildi. Su İSİTİ ayaklarını, kanatlarını oğuştu. |Kolonya koklattım, gözleri yavtö' p İvaş açıldı ve Emin, Emin, Catf b dedi, tekrar bayıldı. Binbir huy"“w | İçinde hayvanı tekrar m»ınmıl’w o, raştım, muvaffak olamadım. AKT, İköy doktoruna kestirme patikâP , dan, yüzümüzü, gözümüzü yırtifi ılıları ehemmiyet vcrmn-uekıw, İ *Devamı V >or sayf ERA Ve İHIH Meraklı, heyecanlı büyük film. ATiNA KAÇAKÇILARI Baş rode:HANS ALBERS Yunanistan sahillerinde geçen fevkalâde meraklı mevzu, sefattl yerlerine düşen bir genç kızın maceraları, Kaçakçılık mücadelesi, Rumca şarkılar, danslar v. s.. İlâveten: EKLER dünya haberkfe ti. Sonra noter bir takım kırtasi iş- |Ril. Zorlamıyalım, sonra midebi” | ler yaptı.; Raul imzaladı.. Sonra oe |Tır. sizi rahatsız etlim affedersili” tomobiline binerek Vişi'ye gitti. Ye- | Ve tekrar tıkacı ağzına yerl€ b mek yedi. Saat on bire doğru 'Vol » |di. İpleri muayene etli, şatoya “ nik şatosuna döndü. Şatonun etrafı- (Tü yür! hef ni tetkik etmişti. Uçurumun olduğu | Bahçede w z tarafta küçük bir geçid vardı. Fakat |tarafı karanlıktı. Bir ışık görü kayalık, dimdik yükseliyordu ve bu- |yordu. Raul gündüzden tasar raya Raul'den başka kimse tırmana- |bir yerden bir merdiven sırtli mazdı. Marki'nin oturduğu odanın PSf L Raul buradan şatonuh bahçesine (Tesine dayadı, çıktı.. Yaz gel p kimse görmeden girdi ve Jarjöre' - |duğu için pençereler kâmilen “Liç. nin bağlı olduğu yere gitti. Polis mü-|t Binsensleyh içeriye kı—:_nyt:m, fettişi kalıp gibi yatıyordu. Raul e- |Mek kabildi ve Raul tereddiri gildi. Vo kulağına: di. m Bf — Ben, demin size bir kaş saatlık | Marki uyuyordu. Mun“”: l İbir istirahat uykusu temin etmiş o- |Surette nefes alışı bunu isbü' Bi lan adamım, HAİâ uslu uslu ve mişil |Yordu. Râul ceb fenerini çıköi , mıişil uyuduğunuzu görerek mem - (Yaklı ve karyolanın ayak et tun oldum. Onun için size Tambon, | Marki'nin elbiselerinin asılı peynir ve kırmızı şarab getirdim. nu gördü. K | Diyerek Jarjöre'nin ağzından tı - | Caketin cebinden cüzdanıNi Te |kacı çıkardı. Fakat polis müfettişi |Yan Raul, içinde, Antoni "":; İo kadar kızmıştı ki, teşekkür ede - | sinin Marki'ye yazdığı meklülli ge İceği yerde, Raul'e bir sürü küfür | Müştu. Esasen aradığı da bu © İyağdırmağa başladı. Raul gülmekle | kudu ve içinden: 5 h ğ İmukabele etti: | — Tam düşündüğüm - gibl P | — Madem ki, dedi, karnmız aç de- | (Devamı vAr) İ çıt yoktu. Şatonun ni Z

Bu sayıdan diğer sayfalar: