8 Ocak 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

8 Ocak 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dod No. 8 Yazan : Rahml Yağız — Terceme ve iktibası mahluzdur — MİDİY b Vesikaları veren : Donanma Başkâtibi İhsan Ve. Hamlidiyenin seyir detteri Mısır hükümeti Hamidiye- nin iki saat içind e limanı terketmesini istiyor Yunan hökümeti Hamidiyeyi adım adım taki ederken en başta onu kömürsüz ve ekmeksiz bırakmak istiyordu ! Artık istirahat zamanı — gel- mişti... Bir haftalık deniz mace- rasından, ve nihayet tehlikeli bir ta- kibden sonra âsabı bozulan, ve yor« Bun düşen mürettebat artık istiraha- te hak kazanmışlardı.. Herkes yerli yerine çekildi... Gemide nöbetçile - n ayak seslerinden ve düdüklerin- den başka bir ses işitilmez - old: Hamidiye bü liğile hak ettiği | bi &. 5 he Gemide herkes istirahate varmış- tı. Yalnız silvari Rauf beyle ikinci Ari Adil bey ve geml erkânı bir ine çekilemiyorlar, mub- Ti istirahate dalamıyor« Donanmadan ayrıldıklarından bir hafta geçtiği halde henüz bir ha- ber, bir malümat alamamıslardı... Kendileri şimdi yabancı bir Jimanda demirledikleri sırada acaba mensub oldukları donanma ne yapıyordu?. zin Osmanlı karasılarında 7 müharebesine başka aşları takib etmiş miydi? Etmişse bunların neticeleri ne ol- eeei n Hamlidiyenin "Portgend. YUNAN KONSOLOSUNUN PROTESTOSU Mısırdaki Yunan Konsolosu, Ha- midiyenin bu hazırlıklarından kuş- İkulanmıştı. Merkezden aldığı emir 've talimat üzerine mahalli hüküme- ite müracaat ederek : r meçhüller altında arile gemi erkânı bir tam bir istirahate varamıyor- T (Mondrosta Osma kânumusani pazarlesi — günü, h dananmasının uğradığı feci neticenin ertesi günü) 12 saatlik istirahatten sonra Haml- diye'nin provasına gelen 360 ton İn- giliz kömürü efradın çevk ve heye- canı içinde bir kaç saatte kömürlük- lere istif edildi, biraz s0! da de- mir alan gemi Priavun gölüne doğru harekete başladı; ve saat 8 de Süveyş limanına gelerek dört kulaç suda demir attı, Süveyş kanalının bey - nelbmilel va n olmak için de oradaki İngiliz memu- runa makinelerinde Arıza olduğu haber verilerek beş gün orada kal« mş!ı üzere müsaade alındı. Fenni idareler Hamidiye'nin böy- le açıkta durmasını tasvib elmiyor- du. Gerçi beynelmilel kaidelere mu- tavaat mecburiyeti harb sefinele- rince kabul edilmiş bir. keyfiyetti. Fakat, madem ki onu buraya, Mısır sularına kadar takibeden bir hasım vardı; belki Hamidiye demir üstün- de bulanurken düşmanın bir taarru- Yuna, tecavüzüne uğrıyabilirdi. Bi » naenaleyh sivariye yazılan bir tez- kere ile limandan 15 mfl içeri (Tur) sahillerinde Hader burnu ile Fidati- lateur sığlığı arasındaki — körfezde k:.l.rnnr.ı bildirildi. Hamidiye bu gös. terilen yere geldi, burada beğ gün kaldı.. İstirahatin ilk günlerinde müret- tebat bir haftalık seyahatin bütün yorgunluklarını unutmuş, neş'e içe- risinde tekrar maneviyatını kuvvet- lendirmişti. Burada geçirilen istira- hat günleri makine ve kazanların te- Mizlenmelerine, tamirlere ve bil - hassa top talimlerine hasredilmişti. Kumandan başta olmak üzere her - kes çalışıyor, noksanların tamamlan- Tasına itina ediliyor, yeni ve büyük Maceralara hazırlanılıyordu. k:n;:rı. burada kaldıkları günlerde demale temaslara başlamış, kaledeki 'fuma hakında malümat almk için| x <ışmıştı. Fakat, her başvurduğu » malümat olmadığı bildi. riliyor, gemi eri n essir oluyordu, AM bundan 'müte- Kânünusanin dar burada de, in 16 ncı gününe ka- b mir üstünde kalındı 16 K_nnun__uıîni Çaârşamba sabahı Hal: Midiye kömür almıya başladı.. kru- ;rxlir?')'â::?“ kömür yüklü zambuk- lar, efradın ve yardımcı fellâhların gayretile kömürl ye başlandı. « — Muharebe halinde bulunduğu malüm olan bir harb sefinesinin bi- taraf Mısır sularında böyle uzun 'müddet kalması doğru değildir. Bil- hassa Hamidiye gibi, Akdenizde bey- nelmilel kaidelere muhalif korsan- |lik hareketlerine kalkışan bir kru - 'vazörün Mısırca himaye edildiği dü- şüncesini hasıl etmemek için derhal bu sefineye, Mısır sularmı terket - mesinin bildirilmesini ve bu ikamet keyfiyetini protesto ederim » Demişti. Mısır hükümeti, Osmanlı İmparâ- torluğuna olan iğbirarını bu vesile ile izhar etmekten çekinmedi. Ha « midiyeye telsizle şu ihtarda bulundu: »— Beymelmilel kanal idaresin « den izin alınmasına rağmen muharib bir sefinenin Misır sularında bulun. ması dışarıda höş akisler brrakmadı. gından derhal kara sularımızı terket. meniz ihtr olunur. Telgrafın ahzi saatinden itibaren iki saat içinde ka- ra sularımızı terketmediğiniz tak - |dirde gambotlarımızın bu işi temin için emir almış oldukları bildirilir.» Süvari, bu ihtar karşısında demir almak mecburiyetini hissetti. Kö « ürlerin henüz bir kısmı alınmıştı. |Yekünu 380 tona iblâğ edilmesi lâ- zımgelen kardif kömürünün mühim bir kısmı henüz bordadaki zambuk- larda bulunuyordu. İhtarın kat'iyeti ve Hamidiyenin yalnız başına ya -« bancı bir devlet sularında bulunma- sı, fazla olarak ta yeni bir hâdiseye meydan vermemesi bakımlarından, hareket etmek mecburiyetini hisse- den süvari, hemen demir alınması İiçin emir verdi. Hamidiye, ağır ağır |demirini aldı ve provasını garba çe- İvirerek kömür zambuklarını borda- sında taşıdığı halde limanı terketti. Kömür işi seyir halinde devam e- diyordu. Saat 12,45 te Bonapart fe- 'neri açıklarına kadar bu işe bakıldı.. Burada 380 ton kömür tamamen de- po edildiğinden zambuklar serbest bırakılarak rota üzerinde yola baş- landı. 4 MISR HÜKÜMETİ VE İMPARATORLUK Hamidiye limanı terkettiği sıra » larda hemen kanal civarına gelen bir gambot Süveyşten itibaren yizmi millik bir sahada karakol vazifesine başlamıştı. Osmanlı topraklarından henüz ay- Tılmış, kardeş bir devlet sayılan Mı- sır hükümetinin bu muamelesi, se- fine zabitlerile mürettebatının çok canmı sıkmıştı. İşte bu mevzu üze- üklere istif edilmi- İrinde münakaşalar yapılarâk bütün İgece seyredildi. Ve 17 Könunusani | de çeklimiş bir fotoğrafisi perşembe sabahı saaş 4,20 geçe Aka- be körfezinin önüne gelindi; daha bazı noksanların ikmali ve tamiratın Gevamı için burada biraz tevakkufa lüzum görülerek (Stakir) adalarının körfezine girildi. 10 kulaç suya de“ mir atılarak gece burada geçirildi. Gemi erkânı bu geceyi de İstan - İbuldan malümat almak, Harbiye Ne« İzareti ve donanma ile irtibat tesiş letmek için çare aramakla geçirdiler, İkinci defa bir muharebe için Hami- diyenin hareketinden hemen birl igün sonra Akdenize açılması karar- laştırılan Osmanlı donanması acaba 'ne halde idi?.. Muharebe vermiş mi 4di?.. Vermişse ne netice alınmıştı?.. İşte şimdi vatandan, Osmanlı kara sularından uzakta, tek başına birçok tehlikelerle muhat bulunan Hami- diyede herkes bunu düşünüyor, ufa- ck bir habere, küçük bir malümata içok ehemmiyet veriliyordu. DÜŞÜNÜLEN BİR NOKTA Geminin kömür ihtiyacı şimdilik biraz olsun tatmin edilmişti. Fakat buna mukabil, boşalan kilerde ku- manya namına pek az bir şey mev- levd bulunuyordu. Civar sahillere, kumanya için yanaşmak işten bile değildi Lâkin bu yanaşmada uğra- 'nılacak bir hal, ihdss edilecek - bir vak'anın mes'uliyeli gemi süvarisini ve arkadaşlarını düşündürüyor, İs- tanbuldan Harbiye Nezaretinden, İyahut Donanma Kumandanlığından emir almadıkca kumanya ikmli çin başvurulacak sahil, birtürlü kestiri. lemiyordu. Bütün gece bu işi müzakere eden kumanda heyeti, nihayet azalan ku- manyanın ikmali için ister istemez bir sahile borda edilmesini kararlaş. tırdılar. Ve bu ad için 17 İkin. eikânun perşembe sabahı gün doğu. şile beraber vira demir edilerek sey. re başlandı. Evvelâ adanım etrafında bir devir yapılması kararlaştırıldı. ğindn 4 sastte bü devir ikmal edildi. 'not) ve (Elvih) lmanlarına uğranıl. dı ve kumanya arandı. Fakat neden: İse bulunamadı. Esnaf, bol para tek. Hifine karşı ellerindeki malı vermek istemiyorlardı. Bu vaziyet karşısın- da çaresiz kalan süvari son bir Ümid He (Dibah) limanmna uğrayıp, bura- da da arzu ve ihtiyaclarını tatmİn e- dereyince ister istemez yola deva- ma mecbur oldu. Şimdi Hamidiye, Kızıldenize doğ- ru yol alıyor; asıl maksadından yer- siz bir takible uzaklaştığı için esef. Hlenen mürettebat, Kızıldenizin tuzlu Jenginlerindeki bu seyahatten hazet- İmiyorlar; Akdenizin vatan kokan rüzgürlarına hasret kalan ciğerlerini 'uzun (Of.) Tarla şişiriyorlar... Ara- larında konuşurlarken bu yersiz ro- ta değiştirmenin manasını biribirle- rinin göz bebeklerinde arıyorlardı... (Devamı ver) Adanın — pazar İskelelerinden (İ. | LA | e.i ve Kızıl denizlerde | İemizliğin Son haddi Kaliforniyadaki Jüks yüzme havuz- ları her sabah temizlenir Bir dalgıç lelindeki toz çekme süpürgesi ile ha- İvuzun dibine iner ve o suretle bir İkaç saat sonra batıyo yapacakların İtemizliğini temin eder. Havuzun dibinin mermer taşları l0 kadar temiz bir surette tutulur ki, leski tabir ile «bal dök yala» dediği- İmiz yerler bunun yanmda pis kalır. FELSEFE VE İÇTİMAİ KONFERANSLAR Üniversite — profesörlerinden M. İŞekip, felsefe muallimlerimizden A- İli Kâmi, Üniversite Gdoçentlerinden Kürkçüoğlu Nusret, Eyipoğlu Saha- haddin Rahmi, Fmdıkoğlu Ziyaeddin Fahri taraflarından yazılmış ilmi ve felsefi yazıları ihtiva eden bu erer Ankara Çığır mecmuası tarafından 'neşredilmiştir. Evvelce İstanbul Halkevinde ve- rilmiş olan bu koönferansları neşret- tiğinden dolayı (Çığır) mecmuasımı tebrik ederiz. LİK MAÇLARI Eminönü Halkevinden: Evimizin spor koluna bağlı kulüp- | yururu İler arasında lik maçlarının dördün- cü haftası 9/1/938 pazar günü aşağı- İlübesi bir doktor kabinesi kadar da gösterilen şekilde yapılacaktır. Halıcoğlu sahası: Lânga - Halıcoğlu. Saha komiseri Ali Yekta Anı, saat 10. B, 14,20 A, hakem Hakkı. Rami - Alemdar saat 11.20, B, 12,30| A, hakem Kâmil, Davutpaşa sahası: Aksaray - Demirspor. Saha komi- seri Sırrı, saat 13, B, 14,30 A, hakem Nuri Peksen. Karagümrük sahası: Bozkurt - Akınspor. Saha kömise- İri Avni Baysal, saat 12,30 B, 14,20 A, hakem Nurl. Yıldız - Çağlıyan. Saat 10 B, 11,20 A, hakem Kerim yay. Bakırköy sahası: Bakır « İstiklâl Altıok. Saha komiseri Riza, saat 13 B, 14,30 A, ha- kem Envi DAVET Spor Klübü kanlığından: 22-Sonkânun-938 cumartesi günü saat «14,30> da yüksek murakabe hey'eti ve saat «17» de umum! kon- Ere toplanacağından yüksek mura- kabe heyeti azasile klüb mensubla- İrinin muayyen sastlerde klüb lo- kalini teşriflerini dileriz. | idare TİYATROLAR Fanvaca öenver n snürne v ua nn di nernia e usindeni Şehzadebaşı y TURAN U TİYATROSU San'atklır Naşid ve arkadaşları Okuyucu Küçük Semiha ve Mişel varyetesi ÇAMLIBEL KAHRAMANI Şarkılı komedi 4 perde ger e TEPEBAŞINDA ŞEHİR TİYATROSU Dram ve Piyes kısmı Bügece saat 20-30 da Erkek ve hayaletleri Piyes 4 perde 16 tablo Yazan: H. Lenormand Terceme eden: İ, Galib Arcan Pazar günü gündüz saat 15,30da e Eski Fransız tiyatrosunda b ŞEHİR TİYATROSU HU OPERET KISMI ÜN Bu gece saat 20430 da Satılık Kiralık Yazan: besu Terceme eden: M. Feridun Pazar günü gündüz saat 15,90da e ÇOCUK TİYATROSU Cumertesi, Çarşamba 14te MAVİ SONCUK Yazanı Zeki Taşkın Mözik: V. Ege Ertuğrul Sadi Tek TİYATROSU | |Pazartesi (Kadıköy - Süreyya) Salı: |(Bakırköy) Çarşamba: (Üsküdar) Sinemalarında: İTAAT İLÂMI Yeni Vodvil 3 perde, Yazan: Musahip Zade Celâl #*#-SONTELET V ü— Sİkincikânun 938 | Tarihden bir yaprak Dördüncü Mustafa «zamanında sarayın İçyüzü (MUABBİR BABA SULTAN) SAk Bu adam kimdir ? ayağa kalkarak biribirlerile sarma- Bu adam Celâyiri aşireti efradın- |İşıp üpüşmiye başladılr ve det mal 'dan Çakmaklı İbrahim Kethuda ©- ibulmuş mağrıbi gibi biribirile sıkı ğullarından Serdar Süleyman ağa- |bir rabıta yolunu tuttular. İnın oğlu olup (Malatya) hıdır. İsmi | Hurrem Kâhya bu yeni kavuştuğu Ahmeddir. Dördüncü Mustafa za - İakrabasını bol bol yemekler ve şu - manında rüya muabbirciliğile nam İruplar, kahvelerle izaz etmiye baş- almış bir zattir. Malatyada büyümüş İladı. Esasen sarayın baş kalfsı olan ve mahdud bir tahsilde bulunduktan | Yusuf Kethuda ile bu Hurrem Kâh- sonra ilmi remsil ve cefir gibi ulümu İyanın padişaha haş görünmek yolile acibeye karşı fazlaca merak sardırıp (aralarında bir müsabaka edercesine messisini bu uğura sarfederek İcidd! bir kıskançlık devam ediyardu. hücresinde oturup akşama kadar â- |Fakat Hurrem Kâhya, Baba Sulta- kın akım kendisine müracaat eden İnın saraya gelmesini, kendisi için halkın gördükleri rüyaları tebir e- |büyük bir kuvvet telâkki etmiye baş- der ve bu yolda muabbircilikte kes- İlamıştı. bi iştihar etmiye başlar, Baba Sultanın misafirliği geçtik- O devrin saf halkının bu bâtıl iti- (.cn sonra uadişah, bu zatle görüş - |kadı, bu ilim zebunu olan Ahmede | yek üzere huzuruna gelmesini ira- |(Baba Sultan) diye nam vermişler- | 4, etti. Baba Sultan, gayet kurnaz dir. Ahmed gayet kurnaz ve çevik |ç, ağırbaşlılıkla Hurrem Kethuda fikirli olup b oüylda kendisine gös- |jle birlikte huzura varıp etek öpmek alâkadar dolayı yavaş yavaş İusulünü evvelce Hurrem Kçhyadan artmıya ve kendisini adeta |geyrs alarak bu tazimi ifaya yelten- tartmıya ve oturduğu kü- İmek istedi ise de (Dördüncü Musta- İ$ş- (f9), bu zatin göbeğine kadar sarkan lemiye başlar, Baba Sultanın bu hali İyırla karışık beyaz ve uzun sakalile her tarafta dal budak atark nihayet ayağına doğru uzanmasını, nasılsa şöhreti saraya kadar duyulur, Dör- İhicab edip bu vazifeden affederek düncü Mustfa bu adamı alel'scele Gna, oturduğu büyük sedefli kürsü- saraya celbini irade eder. Mustafa çünden hürmet yollu elini uzatmakla da, az çok şehzadeliği zamanında Dü |yktifa etmiştir. gibi ulümü acibe ile meşgul olduğu | paha Sultan, Mustafanın elini öp- 've böyle şeylere fazlaca itikad eyle- | v li e dan sonra hürmet diği için Baba Sultanın ilminden müs- — L N n keserek üçadım GUF geriye çekilip ayakta duruyor, bir Mustafa, gayot korkak, ürkek bir (7 Oay da, göz sitında bulunduğu halife olup etrafında bulunan bir sü- | — ee n oe ve aklından ü dalkavukların her gün bir türlü (5., Liç iki hulyalar geçiriyor, ve sa- hâdise mevzuu çıkarmalarından, ve |— y YA DD Kalacağımı, aslü esası olmıyan birtakım dediko- |— A ON v0 arzularını na> dulardan huzur ve istibati selbedi- sıl is'af edebileceğini, sarayım içinde lir, ve böyle evhama kapılan ve ap- iyapacağı rol ile Müustafayı nasıl ken- talca herkesin sözünün doğruluğuma |* £, bağlayacağını düşünüyordu. inanan bu zavallı, başında topladığı sünceler Baba Sultanın avenesinden dilgir olup kat'iyen kim- seye emniyet ve itimadı yoktu. Ân- cak sarayda iç ağalarından Hurrem Kâhyaya çok itimad ederdi. Ve bun- dan dolayı her şeyi ona danışır ve onun emrinden dışarı hareket etmez iyada doğmuş ve küçük yaşta babası İtarafından saraya hediye edilmişfbir fakir evlâdı olup ümrünü sar)yun ve saray terbiyesile büyüyen ve niha- yet doğruluğu sayesinde Dördüncü Mustafanın saray dahilindeki hiz - 'metini Wa için harem kâhyalığına a- lınmış ve sarayda yetişmiş! Huürrem Kâhya, saray dahilinde gayet serbest olup padişahın umumf ve hususf moeclislerinde bulunur ve padişahın bütün esrarını bilirdi. Bu adam, sarayda ne olup biterse her geyden haberdar ve Mustafanın ba- şındaki bütün dalkavukların efki- rını tesbit eder, ve fakat halinden ikimseyi haberdar etmediği gibi kim- se de bundan, böyle incelikleri me- mul edemezdi. Hürrem Kâhyanın, Mustafaya en büyük mehareti, ken- disini aptal ve safdil olarak tanıtmış bulunmasıdır. Vaktâki (Baba Sultan) saraya cel- bedildi. Ve kendisinden çok emin ol- İduğu Hurrem Kâhyanın odasına mi- safir edildi. Hurrem Kâhya (Baba Sultan) a beyanı hoşümediyi ifa edip nereden gelip ve nereli olduğu sual edilerek, Baba Sultan ise mütevazı 'bir tavırla (Malatyalı) olduğundan ve Malatyanın Celâyiri aşiretinden Çakmaklı İbrahim oğullarından Ser- dar Süleyman ağanın oğlu olduğunu söyledi. Hurrem Kâhya bu sözü işi- tince Baba Sultana daha fazla alâka göstermiye ve kendsinin de Mlatylı olduğunu ve pek kücük yaşta babası tarafından saraya hediye edildiğini ve şimdiye kadar Halife hazretleri. 'nin harem kâhyalığında bulunduğu- nu hikâye etmiye başladı. Baba Sul- tan bu sözleri derin derin bir düşün- oe ile dinleyerek hassas bir tilki gibi İkulaklarını oynatmıya ve gözlerini bayretle Hurrem Kâhyaya dikerek «Ne mutlu bize ki iki hemşeri ve ay- ni zamanda bir akrabanın ikl amca çocuğunu böyle mühim bir yerde gö- idi. Hurrem Kâhya ise esasen Malat- | rüşmek kısmet etti» diye heyocanla | larını teşkil ediyor- Yazan: Osman Feyzi ——— ——— Yeni neşriyat iş TÜRKİYE FELSEFE MECMUASI Dört senedenberi Intişar eden bu felsefe mecmuasının 1938 senesi yıl başı nuahası İntişar etti. İçinde şu yazılar vardır: " Geçen yılin fikir. hayatında neler oldu? (İ. M.), felsefe kongresi (M. Şekib, —Marx'ın tarih felsefesi (Kessler), ahlâk tecrübesi (Hilmi İZiya), eflâtun (Ziyaeddin Fahri), İTürkiyede yahudi meselesi (Ahmed |Halil), Üniversitemiz (N. İ.), mede- ni kanan (Z. F.). Bütün felsefe mensublarına bu Tacemuayı tavsiye ederiz. ZAYİ İstanbul Emniyet Müdüriyeti Dör- düncü şubesinden yeni almış oldu- gum 31-17209 numaralı ikamet vesi- kamı zayettim. Yenisini çıkartaca. (ğımdan ziyün hükmü yoktur. Adres: Beyoğlu Şimal sokak 4 No. da Madam Valarya Sasi | Gebze Sülh Hukuk - Hükimliğin- den: 937/2 tereke Darıeada Hükümet Konğar soka. gında 17 No. lu kahvehanede sakin iken ahiren vefat etmiş olan Kahvee ci Nuri oğlu İbrahimin varisleri mevcud ise ilân tarihinden itibaren lüç ay zarfında ve müteveffada ala- İcak ve borçları olanların da vesaiki- |le beraber bir ay içinde mahkemeye müracaatları kanunu medentnin 534 've 561 inci maddelerine tevfikan ilân Jolunur, «105>, a Kimyager HKüsameddin 'Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bilumum tahlilât. Eminönü Emlâk ve Eytam Bankası karşısında İvret Bev Hanı, NEOKALMINA Nevralji, Artritizm. Romatizma Grip, Baş ve Diş Ağrıları

Bu sayıdan diğer sayfalar: