10 Nisan 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

10 Nisan 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞEHiR Tramva y şirke ne zaman tat Nakil vasıtaları Şirket ve ne di Yazan : lün mühim bir kısım işçi b Müesseselerinden biri, € biri d nt İt he ği ” İ b B fikiyet halinde Aalardan ekseriyeti “ teşkil e - & bu & h:(-ı_ı hakkında müraca .Mı""i" ı.:lu'e teşebbüslere gi- S Vaziı Fütavan , Ja a Kanununun tatbikatına büyük bir ön plânında ge- Y işi ve işçilerinin böyle bulunuşu dikkat na- değecek hâdiselerden oldu - _%"“ işin aslını araştırmak .“m:: ında kaldım, Bir-| 489 )Peki bbir la bir iki biletçiden mü- otlar, VP bana derdlerini an- Teavay işçilerinin telâkkisi Rasıldır? .mıff—t.hılhnmm.m, “nizi İ ÖEİ Nx EDEBİ R dal bibi Himana atmış gi San- vııı.:,f Onun kolları arasına koşa- Fakat, n ĞA n.,:“ hıncını almak için. O zaçtmış bir tuzaksa, harekgç GA benim için iki türlü Ya S Yolu vardı: Hokama Çiübiyeti kabul edecek, ü ve gz aPürak, fakat gürürü - e GEtİ Defsimi de orada bı. kaçacaktım. ahud, Hi '%.:;:" Zaman için mükâvemet Tt ö bir şekilde kolları- Sinir '" birakmıyarak bir un meydan har- MESELELERİ hakkında nakil vasıla- bulunmak- kondöktör ve kontro-|Bözönünde bulundurmak — mecburi- GÖ YAZAN ÜSRET SAFA C tinde iş kanunu bik edilecek ? işçileri şimdilik ©ski vaziyeti muhafaza ediyorlar.. iş bürosu yor ?. ŞEHİRCİ insanlara yakışacak şekilde yaşa -| Bağa sevkedecek - tedbirler alıyor. Bu meyanda halkın büyük kısmını Eşkil eden biz, işçiler bakkında bir| "e İş Kanunu çıkardı. Kısa zaman- geseseleri tarafından tatbik mevki-, sunun sebebini bir türlü kestiremi- yorus! Biz mi işçi sayılmıyoruz, voksa şirket mi İş müessesesi te- ikki edilmiyor, anlayamadık gitti. 'Diyorlar. Bu anlatışa göre, şu iş - incisi olan Tramvay şir- |: 'kat anlatışa göre hüküm verildiğini 'eti karşısında bunu diğer taraflar- 'dan da tedkik mecburiyetini duy - dum. İkinci bir grup aynı işçi kitlesi ile kenuşurken de büsbütün başka tür- lü anlattılar. Bir vatman, arkadaş- larına bu mevzu etrafında — izahat| verirken şunları ilâve etti: İş Kanunu ne kadar geç tatbik, edilirse bizim şirkette biz o kadar kazanacağız! Yeni kanuna göre iş haftası 48 saat tutuyor; balbuki biz| “yevmiyelerimizi saat hesabile al - mayor muyuz? Şu halde, iş saati ne kadar fazla olursa kazancımız o ka-| €diyor, iyi kararlarla|dar artacağı için bu kanun hüküm- (Devamı 6 ıncı sahifede) bine sürükliyecektim onu... İkincisi de, birincisi kadar ya- pabileceğim bir iş değildi. Evinde bulunduğum bir kadı- na cebren sahib olmağa kalkış- mak... O00... Evvelâ bu benim affedemiyeceğim — bir küstahlık olurdu. Birinci tarzı hareketi de, bu ka- dar metin, sağlam karakterli bir insan tesiri yaptıktan sonra sah- te bir kabadayı gibi mücadeleyi yarı yolda bırakıp feragat etmek.. Bunu daâ yapamazdım. Hareketlerinin hesabını herkes- ten evvel insan kendi kendine ve- rebiliyor, İhdas ettiği vaziyetlere başka larından önce kendisi haha biçme- li, numara vermeli... a ve kısa fasılalarla birçok iş mü-| e geçirilen bu kanun hentiz bizim £ eirketimizce tatbike — başlanmadı.| çilere hak vermemek imkânsız! Fa- mıya muvaffak olmuşlardır. NLÜM « Avrupa vukuatı Ve Amerika, Amerikanın Avrupada olup biten | şeyler karşısında ne vaziyet alacağı| meselesi vakit vakit, bilhassa buh - ranlı zamanlarda, zihinleri işgal e - der, durur, Bir zamandanberi Ame- rika ile İngiltere arasında kâğı zerine konmadan tatbik edilmek is- tenen bir anlaşma mevcud olduğu -| na dair epeyce rivayetler çıktı. Her' hangi bi rdevletle taahhüd mahiyeti alacak herhangi bir - “ittifak,, di -| iyelim - Anlaşmanın er geç bir har-| be sürükleneceği cihetinden telâş e- den Amerikalılar son — haftalarda| memleketlerini hükümetten çok sa-| rih surette harici politikasını anla tarak bü kabil bir taahhüde girmiş, olduğunu tamamile temin etmesini| istiyorlardı. Avrupada hele şu son iki aydan - beri birbirini takip eden vukuat kar| şısında Amerikanın şu veya bu tarz) da karar vererek teşebbüslere geç-| mesi zaten beklenemezdi. Fakat Amerikada söz sahibi olan- lar bu hususta hükümetten — daha| sarih beyanatta bulunmasını istedi- | ler, Onun için şu günlerde Amerika devlet adamlarının muhtelif vesile- lerle söylemiş olduğu sörlerden A- merikalıların başka yerlerin işleri -| 'ne karışmak hususunda ne kadar ihtiyatlı davrandıkları ve bu ihti -| iyatkârlıktan vaz — geçmiyecekleri| bir kere daha anlaşılmıştır. Avrupada bulundukları — yerden| (çıkmağa mecbur kalanların Ameri- (kaya kabul edilmeleri meselesinde | Amerikalıların heyecan ve — alâka| göstererek hükümetten bu suretle hicret edeceklere kolaylık gösterme | ğe karar verdiği görüldü. — Fakat dünyanın başka yerlerinde olan vu- | kuat karşısında bu hassasiyet yine görülüyor ki siyasat sahasında da- ha ileri gitmeden kalmıştır. Ahmed Rauf * Prağda açılan nümune sergi -| ginde ziyaret esnasında Çek Cum - hurreisi Benes sergii kiye pa- viyonunda bulunan Atatürk'ün por! treleri önünde hürmetle durmuş ve Cumhurreisimizi askerce selâmla - mıştır. 4 Romanya zabıtası son günlerde iyeni bir altın işi kaçakçılığını mey- dana çıkarmıştır. Bu işte iki eski na zarla bazı banka direktörleri ve bir kısım mühim bankerler de alâkadar görülmektedir. Suçlulardan 9 kişi tevkif — olunmuş — diğerleri kaç - —Eezı Almanyadâ BUGÜN REY TOPLANIYOR!. | KATOLİK KİLİSESİNİN VAZİYETİ NE OLACAK ? Ortaya çıkan dedikoduların İçyüzünü anlamak hayli meraklı bir İş olacak Yazan: A.K. Almanyada bugün halkın reyi so ruluyor: "Evet mi,, “hayır mı?,, Ar- tık Almanya ile Avusturya birleşti. Fakat Viyanadaki katolik kilisesi - İnin başı olan Kardinal İnnitzerin vaziyeti pek garib oldu, Kaç günden beri gelen telgraflarda hep Avus - turya katoliklerinden bahsedildiği gibi kardinal ile Avusturya katolik kilisesinin diğer erkânı — hakkında da bir hayli rivayetler dönüp dolaş maktaydı. Son günlerde gelen Avrupa gaze- telerinde de hep bu dedikodular i « gin ayrılmış sütunlar göze çarpı - yor. Vatikan ile Almanyanın arası a- çıktır. Şimdi bir kaç esaslı noktanın | gözönüne alınması lâzım geliyor ki bu dedikoduların da iç yüzü anlaşı- dabilsin: 1— Evet... Vatikan ile Almanya-| 'nan arası açıktır, hele şu son bir se- nedir bir türlü ikişinin aras bulu- namamıştır. 2 — Sinyor Musolini papa ile her| Hitlerin arasını bulmak için uğra -| giyor, uğraşacak, daniyordu. Fakat bundan da öyle müsbet bir — netice çıkmadı. 3 — Her Hitler yakında Romayı| ziyarete gidecek, Romaay gittiği za- man Papa ile de görüşecek, dendi. Şu son günlerde bu ihtimal daha kuvvetleniyordu, 4 — Çünkü Avusturya malüm şe- kilde Almanya ile birleşmesi üze - rine Viyanadaki Kardinal yeni ge - len idareyi kabul etmelerini, hem (de onun emirlerine gönül rızar - ile ” itaat etmelerini Avusturya katolik-| lerine tavsiye etti. 5 — Bundan hükmedildi ki Vati - kan artık Almanya ile anlaşmak y lunu tercih etmiştir. İk, 6 — On nisanda bütün -Almanyal g; halkının reyine müracast edileceği kararı üzerine Avusturya — Katolik! kilisesi erkânı katoliklere o gün Al manya ile birleşmek için rey verme lerini beyanamelerle tavsiye ediyor 'du Bütün bu haller böyle cereyen e-| derken Katolik dünyasının merke - zi olan Vatikan hiç bir şeyden beri olmaksızın neticeyi mi - bekli iyordu?!... set etmiş, ve kulübee | hazırlanan yeni bir rapor okunmuğtur. Bu ra- pora göre bu sene kulüb Uludağa| üç seyahat kafilesi sevkedecektir. * Başvekil Celâl Bayar dün öğ- leden evvel İktısad Vekâletine gi- derek bazı tetkikler yapmış, Ve -| kâlet işleri hakkında âlâkadarlar - dan izahat almıştır, * Bu seneki maarif bütçesine di «Eğer evet derseniz ekmek ve iş var » hiddet, şiddet, tenkid uyandırmış - tır. bu mesele ile çok meşgul oldu. hülâsası olarak “Son Telgraf,, oku- yucularına veriliyor. masına rağmen günün en y kısmını çalışmakla geçiren, Vatika- malümatı altında ceroyan etmesi isteyen bir Papadır, | nali kendiliğinden nasıl olurda © ka dar ileri git dilmiş değildir. Yalnız Vatikan ma- lan asabiyetten bahsediliyor. Kar - turyanın Almanya ile birleşmesi kar! şısında Almanyaya karşı uysal dav- ranmasını, Het Hitler ile görüşmesi 'i olsa olsa şu sebeblere isnad edi- metanetini kaybetmiştir de vukua- |ta tabi olarak sürüklenmiştir. 3 — SÖNTELGRAP — 19 Nisan 1533 K7 İT Fitozoru Sinan ihtifalinde .Dün, büyük Sinan'ın kabri önün- de el bağladık. Süleymaniyenin gök gesinde yatan büyük #âhinin adını anarak ona tâzim hislerimizden çe- lenkler koyduk. Ölmez ve dünyanın temelleri yerli yerinde .durdukça asla ölmiyecek olan Sinan'ın üç bu- çuk asırlık hatırasını tebcil ettik, Güzel san'atlar akademisi. tale - besinden bir mimar arkadaş, kabrin üstüne çıkarak seslendi. Oparlörle- rin, biriken kalabalığın üstüne serp tiği bu ses, sözünü şöyle bitirdi: *Her geçen yolcu, onun eseri ö - münde durdu, ve adını sordu.. Delikanlının hakkı vardı. Her bü- (yük san'at eseri önünden geçen yol- cuları köstekler: — Dur, geçemezsin.. varım.. der, Hayran gözleri üzerine çeken yük san'at eserlerine sahib olan her millet büyüktür. Shakespeare'e sahib olan İngiliz- lerin dilinden Tomas Karlayl der D «Shakespcare'nizden mi, .Hind İmparatorluğunuzdan mı vazgeçer- siniz. Ve yine biz, İngilize sorsalar, tereddüd etmeden Shakespeare'mi- zi fedâ etmemek için Hind İmpara- amuzu memnuniyetle terke - debiliriz.. 5 ç Gerçi bizim fedâ edilecek. bir Hind İmparatorluğumuz yok amma dümyaya bütün malikânelerile, ser- vetlerile bize hibe etseler biz Türk- ler, Sinan'ı muhafaza cdebi çin bu nimetlerin hepsini lemde reddedebiliriz burada ben Avrupa matbuatı son günlerde | bir| Bu satırlar o neşriyatn yanlar için yalnız Sin: mak yetişir. HALK FİLOZOFU Mahkemelerde Yazı makineleri Kullanılacak Adliye Vekâleti bütün Adliye teş- kilâtında, kazalara varıncaya kadar mahkemelerde muhakkak yazı ma- kinesi kullanılmasını — kararlaştır - mıştır. Tekmil mahkemelerde bü - tün zabıtlar; yalnız daktilo ile tutu- lacaktır. Bu cümleden olmak üzere dün muhtelif Müddeiumumiliklere tevzi Jolunmak üzere şehrimizden müte - addid daktilo m eti satın a » hınmıştır. Bunlar peyderpöy ğti rine gönd On birinci Pi yaşının seksen ol - bi 1 alâkadar eden her şeyin — kendi! l -| Meselesi daha halle- afilindeki hiddetten, Viyana kar -| linali ile diğerleri aleyhinde duyu-| inali tenkid edenler onun Avus -| inalin .sinirleri bozulmuş, ne ilecektir. * Bütün Alman casus şebekesi dünyanın her tarafında faaliyete'titülerinin hazırlıklarına başlan - geçerek Şuşnigin mahrem dosyası- maştır. Vekâlet diğer şehirlerde de nı Praga kaçıran eski Avusturya bu nevi müesseseler kurulması için Dahiliye Nazırı Gidoyu aramakta - dırlar * İngiliz Başvekili yeni bir nu tuk söylemiş, İtalya ile an'anevi ö dostluğun ihyası lüzumundan bah-| setmiş, harbin kısa bir zamanda| Nebahat Hâmid, Hüseyin Kenan, patlıyacağı düşüncesini akıldan çi- İbrahim Zati hitabeler vermişler - karmak lâzım bulunduğunu, fakat| sulhun mhafazası için en iyi çare - nin harbe hazırlanrmak — olduğunulyetlere yapılan bir tamimde henüz söylemiştir. | * Bafra kaymakamı Nedim Ak- erle belediye reisine görülen lüzum üzerine işten el çektirilmiştir. Buradaki mağlübiyetimi luyacaktı ki?. Nataşa salonda: — Soğuk adam... Beni kucağın- dan itti, öpüşümü red eden adam, dizlerimin dibinde sürüklendi. Gu rurun en üst katından zilleti uçu Tumun en dibine yuvarlandı. Diye haykıracak değil, Bunu ikimizden başka bilmiyecekti, Fakat ...Ben bilecektim ya! Bir insan, başkasından evvel, kendi kendisine hürmet etmesini bilmelidir. Binaenaleyh iki yoldan birin - den yürümeğe karar veremediğim müddetçe, ihtiraslarıma kafa tut- mak, kaya parçası gibi, bütün dal- galara, itikâllere, aşınmalara mu- kavemet etmem icab ediyordu. Nataşanın vücudü sandalyeden kaymıştı. Kollarını iki yanına salıvermiş, rengi sapsarı kesilmişti. Başı, san- dalyenin arkalığından yana dev- kim kimse- konulan tahsisat mucibince şimdi - lik el attığı, Trabzon ve Manisada açılmaları kararlaştırılar kız ens - Viyanadaki kardinalin sarmadan ma bu işlere karı: ali hemen hatıra geliyor. Ve böyle ha: bir şeye imkân olup olmayacağı te-| reddüdü de bu suali takib ediyor, İze böz ti idare edemiyecek kadar safderun -|bir adamdır, Üçüncü bir ihtimal da Yahud Kardinal nazik bir vaziye- Yahud kardinal kurnazlık ederek | |vaziyeti kilise lehine çevirmek üze| le uysal davranmıştır. p AEKESERİRE SN GEYİ (1 * Geçen hafta - içi gümrük (muhafaza ürgütü 41 kaçakçı, !0 ka- çakçı hayvanı, 27000 defter sigara kâğıdı ve 759 kilo kaçak muhtelif eşya yakalamıştır. |tetkikler yapmaktadır. — * Türk akıl hıfzissihhası ”— cemi - tinin yıllık kongresi dün Emin - Halkevi salonlarında toplan - muş, profesör Fahreddin Kerimle Sonra ne ölduğunu telgraflarla ge len tafsilâttan öğrenmişsi lir: Vatikan çok geçmeden Lardina! nın hareketini şiddetle tenkid etti. 'nu ilân etti. Almanyadaki katolik k lisesi şimdiye kadar Alman hükü metine karşı aykırı bir * Dahiliye Vekâletinden — vilâ - vaziyette soyadı çıkarılarak olanların kayıd- İlarının — çıkarılarak — vilâyetlerce künun başta kardina! olduğu halde kendilerine soy adı verilmesi bil -| Almanyaya karşı o kadar uysal dav İğiyilmiştir. ranmış olması Vatikan mehafilinde! arasından bir tek kelime çıkıyor- du: — Suad!... Bayılmış mıydı? Belki bu kurulan tuzağın çekici bir hiylesiydi. e olursa olsun, hisseitirme - mek, bu vaziyete karşı yalandan da olsa bir alâka göstermek lâzım di, Elleri buz gibi olmuştu. Ter damlaları yanaklarından bü yüye büyüye yuvarlanıyordu. Kucakladım, Hiç bir kıpırdanış yoktu. Kucaklayarak divana getirdim Kollarını boynuma sarmıştı. Parmakları asabi bükümlerle acıtırcasına kolumu sıkıyordu, Kucağımdan divana bırakırken kendimi kurtaramamıştım, En - seme dolanan kolu çözülmemiş, beni de beraber sürüklemişti. Ne yapmak lâzımdı?.. Şaşkına dönmüştüm, Bir ihtiras fırtınasının - kolları arasından kurtuluyor, yakamı bir müukavemet mengenesine kaptırı- yor, bu mengeneden tekrar şeh- vetin kucağına düşüyordum. Sandalyederi divana getirince - ye kadar Kimonosunun omuzla - rı kaymış, göğüsü meydana çıkmış t avı Çözülen kuşağından kurtulan e- tek kısmı açılmış, vücudunu ta - mamen denebilecek bir vaziyet - te çıplak bırakmıştı. Bu insanı çıl dırtacak bir tablo idi, Ve. Bu öyle bir manzara idiki, ira demi demirden, çelikten bile ol - sa bir hergül kudretile iki bük - lüm eder, kırar, atardi Mağlüb olmak üzereydim. İradej cüz'iyem elimden git « Bu düşüşüşde dudaklarım ağzı — mişti. üstüne gelmişti. Tamamiyle hayvani bir kalı- Doğrulmağa çalıştım. ba girmiştim. Kesik kesik hıçkırıyordu: — Suad!... Avusturyadaki diğer kilise erkâini -| .Bütün bu yapılan şeyler papanın iz-) ni ve muvafakati haricinde olduğu-| /durürken Avusturyadaki'kilise er « En manalı olan cihet vatikan ma- hafilinin Viyana kardinalini tenkid ederlerken Papanın ne söylediği, ne söyliyeceği hiç belli olmayışıdır. Pa pa bu vaziyette politika işlerine ka rışmayı tercih etmiştir. Bu dedikodu devam — ededursun Almanya ile Vatikanın arası daha çok. açıldı. Birimizin derdi Hepimizin derdi Kasımpaşada oturan - bir karti-| miz yazıyor Semtlerinde Çiviciler — içe - risindeki işlek yolun üstüne bir| taşçı iri bir lâhid kadar büyük bir taş koymuş, geceleri zaten karanlık olan bu yoldan bilhas- sa böyle yağışlı havalarda so- ——— * Etorekoninin riyasetindeki bir İtalyan endüstri ve ekonomi heyeti dün Triyesteden hareket etmiştir. Heyet, Mançuko ve Japonyaya gi- | decektir. yüksek — bir mevkle çıkardığını sandığımız, şuur, zekâ ayırır. Öyle bir hale gelmiştim ki, şu- ururaun zembereği son büklümü- ne kadar boşanmıştı. Zekâm mu- kavemete bağladığı türlü mülâ- hazaları artık düşünemiyordu. Belinde sarılı duran kollarım, kağın gazla çamurlu oluşundan kaldırımı takib ederek evlerine gitmek mecburiyetinde olanla - ra mükemmel bir barikad teş - kil eden bu halin bir çok seleri düşürmekte ve yarala - makta imiş; Sokağı işgalin bir belediye suçu teşkil etmesi ba- kımından bü taşın sahibi taşçı €eza görmek — mevkiindedir. Dükkânın dışarısında herkesin geçeceği yolun üzerine bırakı- gittikçe daralıyor, gözlerimin ö - nünde serili duran bu eşsiz can- h tablonun insanı kendinden ge- çiren ve şuur altındaki bütün his- leri, şehvet meydanının ortasına boşaltan ihsasları karşısında si- nirlerimin her tarafından kopa- cak kadar gerildiğini hissediyor- düm. Göğsü, soyulmuş, kabuğundan çıkarılmış nefis bir meyve gibi ihtilâçlar içinde kıvranırken, du- daklarıma kadar uzanıyor, tır - nakları kolumu delerek etime ge- çiyordu. Bir sinir ihtilâli içindeydik. Fakat... dıBn harbin galibi yine o olama- lan bu taşın kazalara sebebiyet verişi de ayrıca bir suç teşkil eder. Esasen çamurlu ve bozuk o - lan bu yolun istifadeye değer tek kaldırımını da bu - süretle kapatan taşçı ceza görmeli ve taş oradan kaldırılmalıdır. Her kesin gece kazaya uğramasına sebebiyet veren bu taşın bele- diyeden oradan kaldırılacağını; ümid ediyoruz. Son Telgraf: Okuyucumuzun lunulmasını istiyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: