25 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

25 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sa "'— b Parikolojik karakterler: busustyotleri, muhtelif ir, müzik dehası, riyaz! dama kadar kral ailelorin - İrsi tetkikat birçok gözmeğe yardım et - K _Nı..'_î'mı- ve muhitin bariz Klkteig , Simakla bereber bazı palşik karak - inanmıyorlar, VA VTT v | B 5 teşkil ediyor. la muhitin tesirleri fikirlerimizi takviye Berabher yetiştiril - yarı muhitlerde İkizlerden daha zi- 'akınlığı gösterirler. daha büyük tesirlerine bir hata olur, zira ay- Yetişmiş ikizlerin Yetişen —kardeşlerden iki misli fazla ahlâki Vardır. Netice itiba- irsiyete müsavi bir z İ Ür ?l “ f İf A b lnı ğ :“İır — W aini Re ÜÜ —a Tvana Kara Halil etendi /| Tecny hazırlamıştı. Padi- Wııq diye tahttan indire- iğer vükelâ “üı:“"'khnmı gi lerdi. u.,,'friabah.. olacaktı. n fazlaca müvesvis ok Oldu *ğina geldiği zaman Wi bu.% Vechile akşam ye- Büğarı” YENemişti. Hatta; Sok düşünceli ve | | V Üctimat meseleler | Kısırlaşdırma ş usulün tatbiki lâzım mı, — bu hüsüsdü yeni Memleketimizde tatbi-,,, | kine imkân var mı? : bahaddin Kapanı | bu hususda ne diyor? Iızım RECA| SANAY Gün okuyucularımızdan birinden bir mektub aldım. — Bu mektubunda, bir müddettenberi devam eden «kısırlaştır- Yakinen alâkadar bulunan «insanlarda irsiyete —meselesi hak- Sabahaddin Kapani İyi muhit iyi çocuk yetiştirir. Müuhitin tesirlerini göz Öönünde bulundurarak çocuklara iyi bir muhit intihab etmek lâzım gelir. Yalnız iyi bir muhitle güzel bir muhiti birbirine karıştırmamalı- dır, Sa glamfikirli çocuk havai - yyat içerisinde yetiştirilemez. Bu hususdaki fikirlerimizi daha iyi kavrıyabilmek için piç doğan fa- kat iyi muhitlerde yetiştirilen Üç tanınmış adamın isimlerini zik - redebiliriz. Sezar F. Pastör, Foş ve bu gibi misallerin pek nadir olmadığını ilâve etmek yerinde bir işaret olur. İrsiyetten fayda bekliyebilmek için muhitlere son derece ehemmiyet vermelidir. İnsanların ıslâhi hayvanlara tat- bik edilen selaksiyon metodlari- le mümkün olmıyacağı içindir ki, irsiyet ve muhit meselelerine lâ - yak olan ehemmiyeti vermek ve Üzerlerinde durmak - içtimai bir zarurettir. İnsanların fiziki ve ah- Vâki kıymetlerinin ıslâhı mevzuu bahsaolunca fenni bilgilerimiz bu #dealin tahakkukunun imkânsız - lığını gösteriyor. ümdi başlıca normal ve pato - lojik karakterleri gözden geçire- lim, 1 — Normal karakterler Saçların rengi — Siyah sarıya galebe çalar. İki heterozigot si - yah sarı saçlı çocuk verebilir. Saçların şekli — Kıvırcık saç - lar düz saçlara galebe çalar. Me- lezlerin saçları kıvırcıktır, Cildin rengi: — Koyu renk be- arasında bir renk 'ekîüıınd.n ayrılarak Derviş Paşanın | abluka edecek olan kuv- in kumandanının yanına gitti kede; lardı. — Rahatsız masınız? Neyiniz var? Paşa; sezdirmeden: — Bir parça kırıklığım var... Bana biraz süt veriniz kâfi.. dedi. Veliahd Murad efendi ve vali- desinin sevinçlerine pâyün yok- tü. Ah; şu sabah bir olsaydı. Bir ârıza çıkmadan tahtı âli osmaniye sahib olsalardı. lduğunu görerek sormuş- Şehir ve kasaba-| Nevyork larda temizlie Sergisine Riayet edilecek Gidecek tedbirler alınıyor Ik ta bazı tekay- yüdatta bulunacak Bazı yerlerde şehir ve kasabala- rın temizlik işlerinde akaaklık görüldüğü ve istenilen nezafetin elde olunamadığı anlaşılarak be- lediye reislerine bu hususta yeni bir emir gönderilmiştir. Bu emre göre; belediyeler; ta- gibe bağlı işlerden biri olan çöp meselesini yoluna koymak için icab eden bütün tedbirleri ala - caklardır. Hiçbir şehir ve kasaba, köyler- de sokaklara çöp ve süprüntü dö- külmesi yasak edildiği gibi, çar- pıların hergün ve mahallelerin de - temizlik kadrosuna göre - muay- yen günlerde süprülmesi beheme- hal temin olunacaktır. Bundan başka; halkın gerek ev- lerinde, gerek dükkân ve imalât- hanelerinde biriktirdiği süprün- tülerini gelişi güzel bir yere koy- masına ve atmasına da müsaade edilmiyecek, çöp arabaları ve beygirli, küfeli çöpçüler her öv ve dükkânın süprüntülerini alacak- lardır. Belediyeler; temizlik işleri için büdeelerine her yıl daha faz- Ja tahsisat koyacaklardır. Bu tahsisatın bir kısmı ile mo- dern temizlik vasıtaları satın a- hınacaktır. Belediyelerin nezafet hususun- daki yasak ve emirlerine riayet etmiyen halktan derhal para ce- zası alma, e ea Gözlerin rengi: — Siyah ve koyu renkli gözler mavi gözlere galebe çalar. kık) normale galebe çalar. İrti artistik san'atlar: — Misal olarak Bethoven, , Şopen, Se- zar, Frank, Gluk, Mendelsin, Me- yerber, ilâh hatırlatalım ki pek pek genç yaşda - virtiyor yahud kompozitör olmuşlardır. 2 — Patolojik karakterler: Hastalık ve anomali grubun - dan: Hakikt cücelik, muhtelif cümleyi asabiye hastalıkları, bu- dalahık, muhtelif delilikler, kan - serin bazı şekillerini misal olarak zikredebiliriz. Bazı anomali ve sinir hastalıkları henüz tamamile anlaşılmış değildir. Emrazı akliye: Alimler irsi marazların ” yüzde sekseni üzerinde — mutabıkdırlar, Amcrikalılar hayret verici ra - kamlar zikrediyorlar, işte bazı - ları. 1 — Yük ailesi 1874 den 1915 kadar 2094 azası üzerinden 140 cani (bunlardan yedisi idam ol - muştur) 600 aklı müvazenesiz, 300 fahişe vermiştir. 2 — Kentukideki Ben İsmail a- ilesinde 1790 dan itibaren beş misline 1750 çürük azası görül - müştür. Andrea Zero ailesi yük ailesine Sultan Aziz'in sarayında işden kimseciklerin haberi yoktu. Hat- tâ mabeyinciler, ve başkâtib vesa- ire konaklarına gitmişlerdi. NÖ - betci yaveran ve kâtiblerle mabe- yinci Fahri bey vardı. Hüseyin Avni Paşa; konağına gitmiyecekti. Serasker kapısında Bulgar ve Sırb isyanları işlerile uğraşır bir çalışma mevzun tut- turmuştu. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir hünkâr yaveri dört nala Seras - ker kapısınsan gecenin karanlık- Jarını yararak giriyordu. Yaver durmadan atını mahmuzluyor. - du. Her halde gelişinde mühim - ce bir padişah iradesi olduğu an- laşılıyordu. | — Yaver, derhal yukarı çıktı. So- | raskerin karşısında bir pata ça - | karak durdu, ve, şunları söyle - ği: — Efendimiz hazretleri, zatı devletinize intizardadırlar... Hüseyin Avni Paşada şafak at- ngwnd sergizine gönderilecek eşyaların mart ba- şından itibaren sevkine başlarıla- cağı bütün Ticaret Odalarına bir tamimle bildirilmiştir. Ayni tâmimle; birçok Ticaret Odalarının; her mıntakadan top- lanacak olan milif istihsal madde- lerile sanayi mamülâtı nümune - lerini henüz toplamağa başladık- larının anlaşıklığı, halbuki top - lanma ve tasnif işinin bir hayli güç ve zamana mütevakkıf bu - kunması hasebile bazırlıklara der- hal hız verilmesi istenmiştir. Bunun üzerine her Ticaret O - Ölçüler kanunu- na muhalif Kareket edenler Muhtelif yerlerde ölçüler kanu- guna muhalif harekette bulun - duklarından dolayı mahkemeye verilenlerin mühim bir yekün tuttuğu anlaşılmaktadır. İstanbuldan mâda birçok şehir ve kasabalarda da bilhassa ekseri- si köylü olan satıcıların terazile- rini vaktinde damgalatmağı ih - mal ettikleri sıklaştırılan kontrol- lerle meydana çıkmaktadır. Ezcümle geçen gün asliye ceza mahkemesi sabahtan akşama ka- | dar yahız; ölçüler kanununa mu- halif harekette bulunanların mu- hakemeleri ile uğraşmıştır. Terazilerini damgalatmıyan ve damgalatmak için icab ettiği za - man beyanname vermiyen bu ka- bil suçlular 10 ar lina para ceza- sına mahküm olunmuşlardır. İstanbul ve Marmara mınta - kası ölçü ve âyarlar başmüfettiş- liği; mıntakasındaki bütün kö; lerde de umumi bir kontrol ya > pacak ve bu suretle hiçbir yerde | damgasız ölçü bırakılmıyacaktır. ea nin irsi karakterini kâfi derece - de biliriz. Zehirlenme: Vervaek afyonun korkunç neticelerini göstermiş - tir. Marfinmanların çocuklarında büyük zâf ve dermansızlık görü - lür. Alkol ırk ve insan için mu - zırdır. Eğer akolizm bir itiyadsı büyük bir ihtimal taklidden İleri geliyor. Bazı meslekler insanı al- kolizme doğru sürükler, meselâ müstemlekelerde yaşıyan medeni insanlar teselliyi alkolde ararlar. Timarhanelerin alkoliklerle do- Tu olduğunu istiyoruz bununla be- raber alkolün tesirleri ve irsiye - te müteallik kısımları maalesef pek iyi bilinemiyor. Şimdilik bili- nen bir şey varsa alkolizmin ne - silden nesile ömriü kısalttığı ve bir arkı İnkıraza doğrüu sürüklediği - ğidir. mştı. Sultan Aziz, hilâfı mutad gece yarım kendini çağırıyordu. Ortada mükim bir şey yoktu. Pa- dişahin yatmı ezanından - sonra; kendisini saraya — çağırmasında mana vardı. Muhakkak, hal' me- selesini haber almıştı. Saraya giderse hapsolunacaktı. Bu mu - hakkaktı. Hüseyin Avni Paşa; kapana kı- sılmıştı. Yavere ne cevab vere - bilirdi. Evinde değildi ki, hasta - hk bahane ederek yakasını kur- tarsa idi. Biraz mülâhazadan son- ra, soğukkanlılığımı muhafaza e- derek şu cevabi verdi: — Serdar Abdi Paşa ile telgraf muhaheresi yapıyorum. — Vaziyet mühimdir. Bulgarlar Otluk kö - yünü basmışlar... Makine başın- dan ayrılmama imkân yoktur. İradelerini sabahleyin — tebelluğ etmeme müsaade buyurmalarını miyaz etlerim, dedi. Yaver aldığı şifahi cevabi. atına binip Serasker kapısından | İktısadi meseleler Ticari ve sınai kazanç vergisi Maliye Vek mühim bir proje hazırladı Beyannameye tâbi mü kellefler hakkında da yeni hükümler kondu Ticari ve sınal kazanç vergisi hakkında Maliye Vekâleti yeni ve tır. Hirfet ile meşgul olan bütün bakiki ve hükmi şahısların ve bu kısımda mükellefiyete tâbi tu- tulan müteşebbisler erbabının ka- zançları, ticari ve sınaf kazanç vergisine muhatab bulunacaklar- kakları nisbetinde tevzi ettiği te- mettüler ve azasına mesken te- min etmek üzere kurulmuş olan yapı kooperatifleri ve yalnız aza- sına ikrazatta bulunan tasarruf sandıkları ile bizzat işlettikleri madenlerden istihsalâtta bulunan hakik? ve hükmi şahıslar ve bun- ların istihsal sahası için eki sa « tışları veya bu saha haricinde de- po tesis etmeksizin yazıhaneleri- ne yapmış oldukları salışlar ve münhasıran ecnebi memleketle- ve ihracatta bulunmak üzere is - kele ve istasyonlarda tesis ettik- mühim bir proje hazırlamış - | âleti yeni ve | | Jeri depolar. Mahalli hükümetin | müsaadesile milli ve beynelmilel mahiyette açılan meşherler, pa - nayırlar, sergiler, sirkler, sergi içlerindeki zinema - ve tiyatrolar ve sair istihsalât ve eğlence yar - keri. İşçi kullanmaksızın kendilerine veya başkalarına aid olan mal - zemeyi evinde bizzat veya bir - Hkte oturan ailesi efradile gerek Mi şahıslar namına tarbolunacak- tır. Mükellefin yakında yeni ve mühim esaslar nazarı itibara al- nacaktır. Ayrıca beyannameye tâbi olan mükelleflerle bunlara aid hükümler ve nisbetler hak - kında da yeni kayıtlar konmuş - tur, Saf ve Sun'i İpekler Standarize Edilecek İpeklerin dayanıklı olmaları temin olunacak Saf ipek standardizasyonundan sonra; sun'i ipeklerin de standar- dize olunması kararlaştırılarak bu hususta yapılan tedkikler netice- lendirilmiştir. Varılan neticeye göre; fabrika- ların ekserisinin sun'1 ipek işle - mekte ve bir standard nizamna - mesi bulunmadığı için sun'i ipek- lerin dayanıklığını azaltarak bir- birlerine rekabet ettikleri tama- mile anlaşılmıştır. Halkın aleyhine olan bu vaziye- tin önlenmesi için; İktisad Vekâ- çıkar çıkmaz, paşa, derhal yave - rini çağırdı. Süleyman' paşayı, Kayserili Ahmed “paşayı, Redif paşayı, sadrazamı, Mithat paşayı, şeyhulislâmı sür'ati mümkine ile Serasker kapısına — gelmelerini tebliğ etti. Ve, odasından ayrılarak Der - viş paşanın konağını abluka ede- cek olan kuvvetlerin kumandanı- nin yanına gitti. Bu, kumandan Serasker kapısında sabahı bek - liyordu. Hüseyin Avni Paşamın vakitsiz olarak odasıma geldiğini görünce olduğu yerden ayağa kalktı. Emre amade durdu. Pa- | şanin rengi solmuştü. Eli ayağı titriyordu. Şaka değil, kelle gi- diyordu. Muhakkak padişah, ha - ber almıştı. Kumandana - acele, acele şu emirleri verdi: — Padişah, şimdi beni istetti, | Bu vakitsiz ve mutadın hilâfm - da bir harekettir. İşi yarma bı - rakmayıp şimdiden harekete geç- memiz lâzımdır. Yoksa, hepimiz "Vahaya Benziyen Çeşmeler Istanbul köylerin- de yeni bir usul İstanbuldan — Silivriye kadar yolda ne kadar harab çeşme varsa hepsi tamir edilmiş, su getiril - ı Miş, etraflarına da birer küçük | park yapılmıştır. Bu suretle İstanbulun Trakya | parçasındaki köylüler en büyük | medeniyet ihtiyacı olan suya ka- vuşmuşlardır. Ferah birer vahayı andıran bu etrafı parklı çeşmelerin diğer ci- var vilâyetlerimize de teşmili ci- hetine — gidileceği anlaşılmakta- ir, ——— — leti; sun'i ipeklerin muayyen bir | şekilde işlenmelerini temin ede - cek olan yeni nizamnameyi hazır- | lamıya başlamıştır. —a ——an mahyoluruz. Sen, şimdi taburu harekete getir. Başına geç Der - viş paşanın konağını muhasara et!. İçerden dışarıdan vaki ola- cak mümaneata mukabele et!.. Hattâ, Derviş Paşa, geçmek z0 - runda bile bulunursa idam eti. Haydi. Yolun açık olsun... Kumandan, henüz yatmış olan askerleri kaldırdı. Cephane tevzi etti. Ve yola çıktı. Paşa, tekrar, tekrar kumanda- 'na şu emirleri veriyordu: — Dikkat et! Baban ve babam olsa mümancat edenleri vur! Biraz sonra, Süleyman paşa ve Derviş paşa gelimişti. Zaten, çiz- meleri ayağında askerlerinin ba - gında sabahı bekliyorlardı. Hüseyin Avni paşa, onlara da vaziyeti anlattı. Ve geceden ve hemen sarayı abloka - etmelerini | içeri dışarı kimseyi sahverme - | melerini tenbih etti. Ve, kendisi- nin de vükelâ arkadaşları gel - diklen sonra, Dolmabahçeye ge- / leceğini emretti. TDevamı var? Komisyon bu hafta İki bayram Reisicumhurumuz İsmet İnönü #öylüyor: «Milletler sarasında — kardeşce — bir insanlık hayatı Atatürk'ün en — kıymetli ideali idi. Bülün dünya- da ölümünün gördüğü — ihtiramı insanlığın âtisi için üÜmid verici bir müjde olarak selâmlarım.: j Bu vecizede insanlığın — âtisine karşı Türk milletinin bir garan- tisi vardır. a Define arayıcıları toprağın al- — tından bazineler çıkarırlar. ğ İnönü sesleniyor: — Emin el, aziz hatıran — sön- mez bir meş'ale olarak ruhlarımı- |za daima ateşli ve uyanık tüta- — caktır.» Bu sözlerdeki müjde ile beraber giren bayram Büyük Ölü'nün hatırasına ağlıyan kalblerimiz i- çin büyük bir tesellidir. Karile- — Tim, dostlarım, matemli bayramı —— kanımıza aşılanan bu yeni kuve — vetle idrâk ediyoruz. Bu büyük keder ve matem gün- lerimizde bize teselliye koşan her iki bayramınız birden kutlu ol — sun, HBALK FİLOZOFU Memurin Kanunu Yapılacak değişiklik j işini bitiriyor müsteşarı Kemal —| Gedeleç'in reisliğindeki müste - 4 şarlar komisyonu Başbakanlıkta toplanmalarına devam etmekte- dir, Komizyon halen İç Bakanlık hukuk müşavirinin reisliğindek| — tâli bir komisyon tarafından yeni — baştan hazırlanan memurlar ka- nun projesini tetkik etmektedir. Müsteşarlar komisyonu önümüz- deki Cumartesi günü bir toplan- tı daha yapacak ve proje üzerin - — deki tetkiklerini bitirecektir. Miğee Üzerlerinde afyon ve esrar bulunanlar Tahtakalede şüphe üzerine çev- rilen Ali Rıza işminde birinde bir Taikdar afyon ve Ali oğlu Meh - medâe de bir mikdâr'etrâr bu - lunmuştur. Her İkikide yakalana- rak mahkemeye verilmişlerdir. Birimizin derdi. — | Hepimizin derdi Nakil vıııiılınndıkiv_ sür'at Otomobil, otobüs, motosik - let gibi nakil vasıtalarının ka- zaya meydan vermemeleri için muayyen bir sür'atten — fazla hazlı gitmeleri belediye nizam- namesi mucibince menedilmiş olduğu ve gazetelerin de bu — hususda zaman zamsr neşri - yat yaptığı halde, bu kabil na- kil vasıtalarının yine bermiz - tad haddinden ve lüzumundan — fozla sür'atli gitlikleri görül « — mektedir. — * Bu yüzden çok zamanlar bir — takım kazalar oluyor. Otobüs, otomobil çarpışması, tramvay #elomebil müsademesi —vesale hâdisat — vuku buluyor. Hiç şüphe yok ki bu gibi müessi kazaların sebebleri şunlardı 1 — Sür'atte muayyen hu « dudu aşmaktır, X 2 — Bir otomobil, otobüs ve Sairenin, önündeki herhangi — nakil vasıtasını baş döndürücü bir hız ve soldan gitmek surde tile önüne geçmek.., 4 Direksiyan — kullananlar bu — süretle hareket etmekte hiç değilse yüzde doksan tehlike olduğunu bilizler; o halde, öne Jarı böyle tehlikeli vaziyetler ihdas eden ihtiras nedir?... Hem kendilerini hem de halkı düşünmiyen şaförler hakkın < da belediyemizin biraz daha — şiddetli davranmasını rica edes — riz. ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: