17 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

17 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDİSELER KARŞISINDA 2-8SON TELGRAF—İT 1 inci Künun 1838 — A A A — Son Telgraf | | hane yoküşün-| da, az daha ikinci bir facia oluyordu. Tramvay şirke - | yeni yaptırdığı o acayib, u- zun, büyükçe arabalardan bicinin | hava freni bozulmuş; bereket ver- sin vatman usta el freni ite | iyi idare etmiş. Yolcuları sağ ve salim Karaköye kadar - getirmiş. Tramvay şirketinin son zaman - larda ihmali yüzünden, arabalar birer birer bozuluyor. Şirket gi- derayak kasıd mı yapıyoz?. ŞECLAR İÇİN MEKTEB Garsonlar, berberler, terziler ve ahçılar için bir mekteb açılacak- mış.. Terziler için Maarif Vekâle- tinin bir mektebi vardır. Garsan- lar da mekteb açacaklardı. Para - ları yetişmedi. Berberlerin de mek-| tebi galiba suya düştü. Yalnız, şu | ahçılara aklım ermedi. —Ahçıl.k, bizim bildiğimiz ocak başında öğ-| renilir. Mektebde ne öğrenilece Sonra, bize kalırsa, İstanbul ah - | çılarının mektebe hiç de ihtiyacı yoktur. Çünkü, onlardan bazıları bize öyle dolmalar yuttururlar ki.. Değme mektebli ahçılar yapsmaz. YAZ BAŞINA — GELENLERİ Üstadımız Ali Naci Karacanı bir gazete tekniği mütehassısı o- larak bilirdik. Ve o, gününün u- | Zun saatlerini, gazetesinin teknik işlerinin ıslahı yolunda tetkikler ve akar münakaşalarla geçı- Firdi. Şu günlerde, görüyoruz ki, Üstadımıa, teknikten çok başma - kale yazmakla 'imrarı evkat eyle- yorlar, Türkçede bir söz vardır: Al kalemi, yaz başına gelenleri, derler. O da artık öyle mi yapıyor? zi Ü Bir İngiliz içtimaiyat Alimi bü- tün dünya kadınları hakkında e- tüd yapmış. Dünyada en ideal ka- dın Amerikan kadınları imiş. İç- timaiyat âlüni diyor ki: Amerikalı kadınlar çok he- yecanlıdır. İnsanı hayrette bıra - kacak kadar müstesna hareketleri var. Çok güzel dans odiyorlar. Tu- valetlerini çok cozib bir şekilde yapıyorlar. — Elleride çok güzel.. Hulâsa, tepeden tınağa kadar mü- kemmel bir kadın.. Sanra Ame - Tikan kadınları gözlerile konuş - masım çok iyi biliyorlar. Bir A- merikan kadını on dokuzunda gü- zeldir, yirmi dokuzunda cazibdir. otuz dokuzunda da teshirkârdır » Bu İngiliz ıçnmılyıtçııımn ide- l kadın diye tarif etliği A kan kadınlarına, insanın ıtvdılınıc - ğa geliyor. Bu tarife göre onlar ideal kadın değil, yaman kadıa - larmış.. DAKTİLOLU ARZUHALCİLER Gazeteler yazıyor: Yeni avu - katlık kanunun tatbikinden sorra, | daktilolu — arzuhalcilere artık iş kalmıyormuş.. Çünkü, istidaları | |Şehrimizde Ti fo Görüldü Tedbirler Alındı Son günlerde — şehrimizin bazı semtlerinde yeniden tifo vak'ala- rına tesadüf edilmiştir. Evvelki gün de Eyübde bir vak'a kayde - dilmiştir. İstanbul sıhhat müdür- lüğü bu hususta lâzım gelen ted- birleri almaktadır. Mekteblerdel talebenin de süratle aşılanması ka- rarlaşmıştır. Evvelki yıllarda ol - duğu gibi, tifonun, şehirde solgın| bir hale gelmemesi için çalışılmak- tadır. Tifo zuhur eden yerlerde | derhal temizlik — yapılmaktadır Vak'a çıkar çıkmaz Belediyeye ha ber verilmesi ısıınmelnumr | Kapatılan da avukatlar yazacaklarmış.. Bu zavallı arzuhalciler ne yapacak?, Eskiden kamış kalemle, divitle ya-i zarlardı. Sonra terakki ettiler. Daktilo makinesi aldılar. Modern | bir hale geldiler. Yine de beğenil- miyorlar.. AMERİKAYI İSTİYORUZ İtalyanların «Tunusu msteriz> aptıkları nümayişlere karşı, İngiliz gençleri de Londrada şık bir nümayiş yapmışlar.. Şehrin sokaklarında dolaşarak: — Amerikayı isteriz, yazılı lev- halurla bağrışmışlar.. Bütün Lon- dralılar gülmekten katılmış. Bu hoş sürprizden dolayı İngiliz geaç- liğinin gösterdiği zekâ takdir e - dilmiş.. İşler artık alaya bindi. Ne gün- lere kaldık, yarabbi?. KÜÇÜK HABERLER Almanyada denize indirilmiştir. * Şişli Sıhhat Yurdunda teda- vi olunarak iyileşmiş olun Bilecik meb'usu Salih Bozok Ankaraya gitmiş. Ve Meclis içtimanda bu - kunmuştur. * Çek Hariciye Nazırı Alman- yaya yılbaşından sonra gidecek- tir. * Yugoslavyadaki bütün mu- halifler Hırvat Maçek grupu ve- isile birleşmişlerdir. * Büyük Millet Meclisi dün toplanmış, yeni Devlet Şürası ka- nununu müzakere etmiştir. * Ziraat kongresi & gün süre- cektir. w* Romanyadaki bütün siyasf Eımlı lâğvedilmiş, bir milli bir- ik partisi kurulmuştur. ve Dün altın suyuna baltırılan gümüş çeyrekleri sürmek istiyen bir sabıkalı yakalanmıştır. * Yaşı ilerlemiş valilerin te- kaüde sevkedilmeleri kararlaş - tırılmıştır. *Doııubınhıxıd-vıpurıı * Yeni yapı ve yollar kanugu buğünlerde Meclise verilecektir. * Tekaüd ve dulların maaş yoklamalarından — vazgeçilmesi, resmi hüviyet varakasını ibraz süretile şubelerde yoklama yapıl- ması mukarrerdir. * Dolmabahçe izdiham hâdi sinin tahkikile meşgul olan mül- kiye müfettişleri, dün de bazı po- lis ve komiserlerin ifadelerini al- mışlardır. *& Atina, Bükreş ve Belgrad or- ta elçiliklerimizin büyük elçiliğe tahviline karar verilmiştir. Ayni süretle Rumen, Yunan, Yugos - lav hükümetleri de memleketi - mizdeki sefirlerini büyük elçiliğe tahvil edecklerdir. * Üniversite tıb fakültesinde yeni ihdas edilen Klemandoloji ideoloji profesörlüğüne, Yalova kaplıcaları direktörü doktor Nihat Reşad Beger tayin edilmiştir. v Yılbaşında millt takımımızla Maç yapmak Üzere Rumen milli GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI No. 61 R: ad sinirlendi Ben İstanbula geleli benüz metres tutacak kadar bir zaman olmadı, annet Ben İstanbulun ne üce ve sefahet yerlerini ta - . Ne de umumi kadınlarını.. bütün bunların mevkünde e temiz, mes'ud bir site kurmak fikrindeyim. İs - viçreden geldiğim — gündenber', Yeşilköyden — İstanbula indiğim günleri sayaam, onu bulmaz. Bu kadar kısa bir zaman içinde ben nasıl metres tutabilirim? — Ya bu totoğrafa ne diyelim? Üzerinde «sevgili Reşadcığıma... kelimeleri yazılı. Yazan: İskender F. SERTELLİ — Kadının ismi ne imiş? — İmzası okunmuyor. Sen bi- lirsin elbette... — Vallahi böyle şeyden habe - Pastaneler Alınan tedbirlere rağmen ba fırınların halka, pis ve eksik ek- mek ve pasta ve simit gibi gıda « ları görülmüştür. Taksimde bir pastacı dükkânı üç gün müddetle kapatılmış bir daha böyle şeyler yapılmama- | sı kendilerine tenbih edilmiştir. Fındıklıda dere içindeki simitçi fırını da pis ve eksik simit çıkmar- dığından bir hafta milddetle ka - patılmıştır. egi Hususi İdare Memurları Hususft idare memurları için ka- bul olunan tip kadrolar üzerine vilâyetler arasında memur değiş- tirmek ve kıymetli addolunan me- murları almak hevesi —uyandığı görülmüştür. İç Bakanlık, me - murların mensup oldukları Ba - kanlığın muvafakati alınmadan di ğer bakanlıklara nakledilmemesi hakkındaki Bakanlar Heyeti ka- rarının vilâyet memurları hakkır- da da tatbikinin tabil bulunduğunu görmüş ve valiliklere bu hususta bir tamim göndermiştir. Bu tarnire göre herhangi bir hususl - tdare memurunun mensup olduğu vilâ- yetin muvafakati alınmadan di - ğer bir vilâyet kadrosunda tayi- ni cihetine gidilmiyecektir. iteamiğilüm v Romanyadaki Macar gazete- leri kapatılmıştır. * Nevyork sergisi komiserli - ğine eski matbuat umum müdü- rTü Vedad Nedim Tör tayin edil - miştir. v Dün Boğazda görülmemiş bir balık akını olmuştur. | * Dün Halebde iki siyasi sui- kasd olmuş Suriye muhalefet re- islerinden Abdülgaffar ağır su rette yaralanmıştır. * Doktor Şaht, Almanya ile İn- giltere arasındaki bütün malf te - zadları hal için Londraya gitmek- tedir. Diye sordu. Cahidenin annesi cevab verdi: — Posta ile geldi. Reşad zarlı tetkik etti: — Betim adıma gelmiş... Be - yoğlundan postaya verilmiş... Gerçi bir kadın yazısına benziyor bu. Fakat, bir kere düşünün. Ri- ca ederim... Benim metresim var- | sa, ben buranın adresini önâ ve- rim yok, annel Bu bir plân... Bir ira.., ve rezilâne bir tuzak... Cahide ile aramı bozmak istiyen- ler var demek! Hele biraz düşü - | nelim... Tetkik edelim... samimi işi yarıda bırakmıyalım. İkimize de günahtır. Cahidenin annesi akıllı bir ka- dındı. Fakat, böyle bir hâdise kar- gısında itidalini kaybetmiyecek Kadar da metaneti yoktu. Reşad: — Bu fotoğrafı kim verdi size? Çnra n 4 Saf ve duygularla başladığımız | rir miyim? Ve o kadın bana bir resmini verecekse, buraya mı gün gderir? Bunlar da güsteriyor ki, bu işde bir suikasd var... Maamafih, müsterih olun! Ben bu işi çabuk meydana çıkaracağım. Bugün bir telgraf elime geçti. Nihaddan Ce- vada gelmiş... Nihad, Beyoğlun- | da bıraktığı karısı Margaritin bir an evvel Berline hareket etme - sini istiyor. Cahidenin annesi omuzunu silk Fırınlar ve, Ve.. Mahkemeler Tramvay Otobüs Arasında Müsademe'erin Her İkisi de Haf'f Geçti Dün akşam üzeri Türbeden geç- mekta olan şoför İsmallin idare - sindeki 3334 numaralı otobüs vatman Sadığın idaresindeki tzam- vay çarpışmışlardır. Çarpışma neticesinde ve tramvayın camiları kırılmış ise lanarak tahkikata başlanmıştır. Havaya Ateş Ettiler Ali adında bir seyyar kundı:ra boyacısı ile Andon adında bir sey- yar sebzeci Kurtuluşta bir mey - hanede fazlaca rakı içtikten, ken- dilerini bilmiyecek derecede sar- hoş olduktan sonra sokağa çık - mışlardır. İki kafadar Sipahi O - cağı önünden — geçmektelerken otobüs | Ali cebinden çıkardığı küçük bır | tabanca ile havaya bir kaç el ateş ) etmiştir. Tabanca sesleri üzerine gelen memurlar iki kafadarı ya- kalıyarak mahkemeye vermişler- Şoför Sadığın Katilleri Dün Muhakeme Edildiler Ortaköyde şoför İsmalli öldü - ren Sadık ve İsakın muhakeme - lerine dün Ağırcezada devam € - dilmiştir. Dünkü celsede dinlenen şahidlerden Mehmed — hâdisenin dükkân önünde cereyan ettiğini anlattıktan sonra 7 - 8 yerinden yaralanarak ölmüş olan şoför İk- maili iki suçlunun ikisinin de bı- çaklamış oldukları kanaatinde iu- lunduğunu söyledi. Sadık ile İsak suçu birbirlerine attılar. Sadık meselenin bir kadın yüzünden ileri geldiğini söyledi ve bazı şahidlerin isimlerini bil - dirdi. Mahkeme bunların çağırıl. ması için başka güne kaldı. Grüğeüeceki Bu da Bir Başkası Vatman Abdullahın idaresinde -| ki Kurtulüş - Beyazid tramvayı ile Şoför İlyanın idaresindeki 2471 numaralı — otomobil Kurtuluşta çarpışarak her ikisi de hasara uğ- ramışlardır. Kazaya sebebiyet ve- ren vatman — Abdullah ve şoför İlya yakalanarak tahkikata baş- lanmıştır. | — Bunlar bizi alâkadar etmez artık, Sizin allenize taallük eden rezaletlerden bahsetmeyin bana! — Biraz teenni lâzmn, anne! İ- tidalinizi muhafaza ediniz. Orta- da tezvirden, iftiradan başka bir bâdise yok. Ben, çok temiz, ve hiç bir suretle kirlenmemiş bir gencim. Cahide nasıl Perihan o- lamazsa, beti de hiçbir zaman Ni- had değilim. Ömrümde bir kere bile entrikalı, dalavereli işlere girmedim.. Ben Cahideyi seviyo- Tüm, Cahidenin annesi biraz yumu- şadı., Yelkenleri suya indirmiş gibi görünerek: — Sana çok acıdım, dedi, bu le« keyi üzerinden atmağa çalış! Yok sa Cohideyi bir daha göremezsin! — Bana müsaade edin de, ha- kıkati ona anlatayım. Cahide bu kadar basit fikirli bir kız değil - ver Bunun yalan ve uydurma ol- duğunu anlıyamadi mı? Beyaz Zehir Mübtelâsı Dün Suç Üstünde Yakalandı Eroin denen beyaz zehire alış- muış bir bedbaht dün Balattaki kahvelerden birinde, tam eroini içmek isterken yakalandı. Tanaş oğlu Karlo ismindeki e- roin müptelâm genç, Fenerde, Eğ- rikamda, Avcıbey mahallesinde, Çukurtürbe sokağında 22 numu - ralı evde oturuyor. Karlo bir müd- dettenberi, kafa arkadaşları ile düşe kalka eroine alışmış, her gün, bu öldürücü zehiri içmeğe başla- mıştır. Ona verilen nasihatlerden hiç biri fayda etmemiştir. Karlo dün öğle üzeri, yine bir miktar eroin tedarik edebilmiş, ve beyaz zehirden bir miktar içtik- ten sonra, evinden çıkmıştır. Kar- l6 biraz fazlaca kaçırmış olacak ki, çok dalgın adeta sarhaş bir hale, gelmiştir. Bir müddet sokaklar. da, nereye gittiğini bile farketme-, den dolaşmıştır. Sonra yorulmuş, Balatta, Ab - dullahın kahvesine gidip oturmuş- tur. Kahvede bir iki saat oturmak, beyaz zehirin tesirini gittikçe kay- bettirmiştir. Karlo tekrar bir mik- tar zehire şiddetle ihtiyaç duy - muştur. Delikanlı, hiç tereddüd etmemiş, cebinden çıkardığı er>in paketini açmış ve tam eroini içe- ceği sırada, kahvede - oturmakta olan bekçi Hüseyin tarafından gö- rülmüştür. Hüseyin hemen yerbı. den fırlamış, Karloyu, beyaz 2e- hiri içmeden yakalamıştır. Karlo, birden neye uğradığım şaşırmış, sersem bir halde bekçiye teslim ol- muştur. Bu bedbaht genç dün adliyeye teslim edilmiştir. Alacak Yüzünden Feriköyde Ortaaralık sokağında| oturan Kâmil adında biri bir &.2- cak yüzünden çıkan kuvga neti - cesinde ayni sokakta oturan Ke- mahlı Mehmed adında birini bir demir parçasile başından yarala - mıştır. Yaralı Mehmed hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmış; bâdiseden sonra kaçmak istiyen Kâmil yakalanarak tahkikata baş- lanmıştır. İki Liraya da Tenez- zül Edilir mi? Evkaf tahsildarlarından Selim bir mükelleften 8 lira almış, 6 li- ralık makbuz vermiş ve böylece 2 lira ihtilâs etmiş, adliyeye ve - rilerek dördüncü sorgu hâkim'iği kararile tevkif olunmuştur. Sel suçuna göre Ağırcezada muhake- me edilecektir. — Kerameti yok ya.. Nasıl an- lasın...? Ve sana böyle bir mek- tup gelse, ne yapardın? — Ne mi yapardım? Tahkik e- derdim, Sizin gibi derhal menfi hükümler vermezdim. — Tahkike lüzüum var mı, Re- şad? Elde bir vesika var, Bu fo- toğrafa ne dersin? — Sadece gülerim.. Uydurma olduğunu anladıktan sonra, kim- | senin kalbini kırmağa lüzum gör- mem. i Cahidenin annesi bu işin uydur-| ma olduğuna bir türlü inanamı - yordu. — Biz senin kadar geniş yü - rekli değiliz, dedi. Haysiyetimizi herşeyden önce düşünmeğe ve ko rumağa mecburuz. — Ben haysiyetsiz bir insan de- ğilim, Ben de sizin kadar hem zin, hem de köndi haysiyetimi düşünecek ve koruyacak kabili- yette bir insanım. Ve ayağa kalkarak ilüve ettik Tercüme Edilen Kitablar İyi Seçilmedi mi? Üniversite rektörlüğü, talebenin kitab ihtiyacını temin için, mühir| bazı ilmi eserleri tercüme ettir - meğe başlamıştı. Bu kitablar, ta- lebenin kültürünü arttırmak için| seçilmiş bir takım eserler olacaktı.| Fakat, son zamanlarda, tercüme edilmek için intihab olunan bu e- serlerden bir kısmının İyi seçil - mediği, tercüme yapacak kimse « lerin şikâyetinden anlaşılmıştır. Talebenin hakkile istifade ede- bilmesi bir takım yeni nazarivatı veya müuğlak ilmi etüdleri, ağır ihtısas eşerlerini ihtiva eden ki- tabları değil, daha ziyade fakült - deki dersleri yakından alâkadur edecek ve talebeye yardımcı ola - bilecek kitabların tercüm edilmesi icab ettiği ileri sürülmektedir. 'Tercüme edilecek eserlerin ev - velâ profesörler tarafından iyice tetkik ve mütalea olunması lâzım gelmektedir. Talebenin istifade edemiyeceği kitabların tercüme - sinde bir fayda şöyle dursun, beiki bir sürü masraf ihtiyarı suretile zararlı olacağı alâkadarlarca iddia edilmektedir. Evini N Değiştirmiş Eyüblü Halidin muhakemesine dün 3 üncü cezada devam edildi. Eyüblü geçen celsede: — Mlihayı — eskiden tanırım. Tanıdığım kadınların çantalarını çalmam. Halta onun evine de gi- rer çıkarım. Evindeki eşyaları ta- rif edeyim, gidip bakınız. Demiş ve mahkeme de bir naib tayin ederek Lâlelideki Melihanın evinde keşif yapılmasına karar vermişti. Dün, Meliha evini değiştirmis olduğundan naibin evi bulamadığı anlaşıldı-ve yeni adresi- alınarak naibin tekrar gitmesine karar ve- rildi. ğ Tramvayın Altında Kaldı Vatman Hasanın — idaresindeki 139 numaralı tramvay Beyoğlunda Ağacamii önünden geçmekte iken Ömer oğlu Şaban adında birire çarparak muhtelif yerlerinden ya- ralarıştır. Yaralı Şaban Beyoğlu Belediye hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmış kazayı işle - yen vatman Hasan yakalanarak tahkikata başlarımıştır. Ze ği Yalnış Nlâç İçmiş Lângada Mimar Kemal mahalle-| sinde Havuzlubostan sokağında 45 numaralı evde oturan 23 yaşların- da Dursun kızı Gülperi içtiği yan- hış bir ilâç neticesi ” zehirlenerek Haseki hastanesine kaldırılmışuır. e Hem Hırsız Hem Esrarkeş Arabcamide Mustafanın mavra- sından hırsızlık yaparken yakala- nan Kadir isminde birinin üzerin- de 30 gram esrar bulunmuştur. — Önümüzde zaman var... Tah- kik ediniz... Soruşturunuz. Eğer benim bir metresim varsa, bu yüz- karamı suratıma vurursunuz! Si- ze bir haftalık mühlet veriyorum. Bir hafta sonra Sivasa gideceğim. © zamana kadar bu işin içyüzünü öğrenebileceğinizi umuyorum. Roşad: — Şimdilik Allaha ısmarladık. Diyerek odadan çıktı. Dizleri titriyordu. Cahideyi bir- daha görmemek ihtimali de vardı. Müstakbel — kayınvalidesinden fazla ısrar göremeyince sendeli - yerek yürüdü. Köşkten sokağa çıktı. Raşad nereye gidiyordu? Cahidenin evinde ufak telek eş- yası, valizi, çantaları dururken, küöşkten ayrılmak.. Bu kolay bir iş değildi. Ayakları yürümüyor... Yürüyemiyordu. (Devamı var) DŞ AA Çemberlayn'in Yazan: Ahmed Şül Londra yabancı matl yetinin senelik ziyafe' vekil Çemberlayn tarsf) lenen bir nutuk, İngili münasebetlerinin —h gerginleşmesine sebep hâdisenin çıkmasına müuştur. İngiltere aevli matbuatın neşriyalına samahakârdırlar. Bu, demokrat idaresinden wariyettir. Bununla be| man matbuatının son içinde bazı İngiliz devli ri hakkındaki ağır ne mi mehafilde kötü bir rakmıştı. Birkaç gün kadar Çurçil, Eden, P Bibi faal politikacılara olan bu neşriyat son H fında eski Başvekil Ba toşmil edilmişti. B alınmasına sebep, Yahudilere yardım tem çenlerde söylediği bir Baldvin, Lordlar kam olduğundan siyasi hay bütün çekilmiş olmam ber, herhalde politika! rette karışmamakta VE layn'in selefi olması d0| kanservatör parti muhi kında derin bir hül lenmektedir. Baldvin H neşriyattan azıcık TeT anlaşılan Başvekil, buat cemiyetinin ziy: lediği nutukta bu nok! meğe karar vermişti. lendiği zaman da görül re, bu imada ağır bir " tu. İngiltere Başvekili © <Yalnız Alman gaztti den almış olduğu ton! kaydetmek — meçburiy' O Alman gazeteleri kİ, lede daha dün mml kili olan devlet adi muhteremine karşı hücüm etmekte ve P sede görüşüme karşı b€ anlama zihniyeti göst Tunmaktadır.» Başvekilin nutkundâ söyliyeceğini haber a| büyük elçiliği ve Almö cileri, ziyafete gitme .ı. mişlerdir. Büyük el tiği ble tebliğde hakkında bazı tenki! takdirde müşkül hasıl olabileceğinden' itu cihetle ziyafete B izah etmektedir. Hi terede, tahmin © büyük bir tecesür WYA laşılıyor. Bir defa 3:'_ lerinden ağır bır t nin çıkmlımıyl tedir. Binaenaleyh ”'d berdar olan büyük #Ç S le bir hâdiseye yer .dl' zım geldiği W"' İngiliz mehafiti bun ,U karşı bir hakaret kadar İleri giune”:: lin bunu nasıl telâk! lüm olmamakla Almanya ile ı% atlığı adımlar d muahazeye hedef layn'ın böyle bif T ""“' ruz bırakılması lany, bu uzün nv“’”d Almanyaya )'P"" beplerini ıw kendi memli ' cevap vermek mî:g: bu hareketinin A ia kâbelesiz kald! ter bir serzeniş kunun daha cümlesi de vekili demiştir «Pek az mi karşı bir anlaşım rilmiştir.r « Salamen Ö'”: tirdek Bir güü 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: