29 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

29 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Matayın Bir Müracaatı Cenub ve Şark Vilâyetlerine Aid Eşyalarımız Bunların İskenderun Limanı Vasıtasiyle İhracı İsteniyor emleketimizin cenup — ve şark vilâyetlerine ait idha- lât ve ihracat eşyalarının leran limamı vasıtasile nak- Hi; Hatay hükümeti tarafından hü- rica olunmuştur. Aynı rica da; bu hususta Hatay Yerli tüccar ve transitçilerinin ce>. Bup vilâyeti tüccarlarile temas - larında memleketimiz Ticaret O- dalarının teshilât göstermesi de İstenmektedir. Hatayın ve bilhassa İskende - Tun şehrinin iktisadi vaziyeti ü- zerinde çok büyük tesiri görü - lecek olan bu teşebbüsün kabul olunacağı anlaşılmaktadır. HALEB - İSKENDERUN ŞİMENDİFER TARİFESİ Gerek Hatay ve gerekse Suriye facirlerinin ötedenberi — şikâyet $tmekte oldukları Halep - İsken- derun şimendifer tarifesinin pa- halılığını ortadan kaldırmak i - çin Hatay hükümeti wılm Bgeçmiştir . Bunun üzerine Hatay şimendi- ferleri tarifesinin mühim bir mik- tarda indirilmesi kararlaştırılmış- tır. Bu tenzilâtın memleketimiz ce- nup demiryolları tarifesine de teşmili muhtemeldir. HATAY PULLARI Hatay postalarında Cümhuri - yet hükümetimizin pullarının kul- lanılacağını yazmıştık. Bu kararın tatbikine evvelki gündenberi baş- lanmıştır. Yalmız bu pulların üzerine Ha - tay Devleti ibaresine kaç santim veya kuruş kıymetinde oldukları hakkında sürsaj yapılmıştır. Pullarımız; yeni Hatay pulları basılıncaya kadar kullanılacaktır. Çikolata Fiyatları Niçin Pahalıya Satılıyor ! Çikolâtçılar Bu Hususda Ne Mütaleada Bulunuyorlar Memleketimizde çikolata istih- | lâki artmasına mukabil son gün- | lerde şehrimizdeki çikolata fabri- kaları sahipleri istihsali azaltmış-| Tar: hattâ bir ikisi de ikt aydan - beri faaliyetlerini muvakkaten fatil etmişlerdir. Çikolatacılar; bu vaziyeti tev- eden sebeplerin izalesi ve mem- İeketimizde çikolata sanayiinin in- ŞAf için icap eden - tedbirlerin bir an evvel alınmasını alâkadar- 'dan rica etmişlerdir Yapılan tetkiklere — nazaran; timizde çikolata fiyatla- Tnin diğer memleketlere naza - :;: $ok pahalı olduğu görülmüş- Gerek çikolata fiyatlarının u - lması ve gerek çikolata ie- linin artması için çikolata- :ı':ı; evvelâ takas usulünde çi- İ ta sanayli için kolaylık gös - tilmesmi ve saniyen istihlâk ve Üle vergilerinin tenzil o - asını istemekte ve çikolata- Pahalı satılmasını tevlit eden Pleri şu küçük misal ile gös- ektedirler: *Bir fabrikatör; 504 kilo kakao BÇn 126 lira gümrük resmi, 606 1i ü ltihlâk resmi ve 97 lira da mu- bi e vergisi vermeğe halen mec-| T bulunmaktadır. ZORBALAR SALTANATI e. bB .,'_î*r.. kız Mısifa gitmem diye | %iımm onu kandırmak İçin| dereç tlim, mülkünü üzerine €-| fahtı Ve hatta, daha ileri gidip Bile Rikâhına alarak ikna etmiye xâ'm vermişti. lüm. S gileden çıkmışlı vesse » Canan, Giye e Sdiyordu. SA lli Oyunu ç kurna başını oturmuş, konuşmasına — devam Ni nasıl oynanır ve bu U Oynamak için şarkısı nedir? Tıni "' g'â)'ığa kalktı. Omuzla - Gt Bsünü titreterek tarif KSt başladı. ü Halbuki Amrcikadan getirilen kaakotlun bir kilosu fabrikatöre 45 kuruşa mal olmaktadır. — Buns, yukarıdaki nisbette yük- sek olan istihlâk ve muamele vere gileri lâve olununca maliyet fi- yatı da 0 derece yükselmekte, fabrikacılar da halka çikolatayı pahalı vermeğe mecbur kalmakta- dırlar, Bu dilekler kabul edildiği tak- | dirde memleketimizds çikolata fi- yatlarının mühim bir nisbette u- cuzlıyacağı anlaşılmaktadır. Askeri Yoklamalar Şehrimizde, bütün kazalardaki askerlik şubeleri bu ayın altısın- dan itibaren 310 ilâ 320 doğumlu yerli ve yabancı ihliyat efradın yıllık mutad yoklamalarına baş - hyacaktır. * Kadıköy, Eminönü, Beyoğlu, Fatih şubeleri Şubatın altısından itibaren yerli ve yabancı 310 ilâ 320 doğumlu ihtiyat efradın yıl- lık mutad yoklamalarına başlıya- caktır. zazan: M. Sami KARAYEL muş da iki tellinin hareketlerini öğreniyormuş gibi ayağa kalktı. Cariyenin karşısına geçerek 0 - muzlarını ve göğsünü titretmeğe koyuldu. Curiye şaşırmıştı. Çünkü: Ca - nan daha bir görüşte kendisinden daha güzel yapmıştı. Dayanama - dı ve sordu, — Hanımcığım ne de güzel yap- tınız? Evvelce hiç bu oyunu gör- müşlüğünüz var mı? — Yoo.. Nereden göreceğim? Bizim adada bilmezler böyle şey- ler. iz o kadar güzel oym- Bir Tehdid mi ?. stanbul Belediyesi ekmek fiatlarını ucuzlatmak için tetkikler yapıyor. Duyuyoruz ki, bu tetkiklerden İstanbul fırıncıları memnun ol - muyorlarmış.. Hattâ tehdid yollu sözler söylüyorlarmış Meselâ: — Fiatlar daha ucuzlatılırsa, fı- rınlarımızı kapar, gideriz, diyor- larmış. Şüphesiz ki, Belediye, fırıncı - ların zarar göreceği bir fiatı ileri sürmiyecektir. O halde?. Bu teh- did nedendir?. —Yani, fırıncılar mutlaka çok mu kazanmak İsti - yorlar?. Eğer az kazanırlarsa, da- ha doğrusu makul bir kazanç ile iş görürlerse, kabul etmiyecekler 2, Koskoca şehri ekmeksiz, müşkül bir vaziyette bırakmak, onların bir parça olsun düşündür- müyor mu?. Müteessir etmiyor mu?, Nerede kaldı ki, onların böyle düşüncesiz bir hareketi karşısn. da, fırmcıların menfaatinin değil, âmme menfaatinin düşünüleceği tabildir. Yalnız, biz, bu tehdid yollu söz- Tere hayret ettik.. Şimdiye kadar, amma da fazla şımartılmışlar... BÜRHAN CEVAD Gayrimübadillere Bid İşler Tasfiye İşi Bitirilmek Üzere Gayrimübadil muamelelerinin tasfiyesi hakkındaki kanun müd- detinin bitmesi yaklaşmaktadır. 4 ay sonra memleketimizde| bütün gayrimübadillerin muame- lelerinin kat'i suretle tasfiyesi - cap ettiğinden muameleleri bit - memiş olan veya eksiklikler bu- lunan gayrimübadiller de peyder- pey büroya- başvurmaktadırlar, “Diğer taraftan İstanbul -harici şehirlerinde bulunup ta bonoları- ni Defterdarlıklara teslim eden- Jere verilecek olan hazine tahvil- leri de peyderpey ait oldukları Defterdarlıklara — gönderilmeğe başlanmıştır. eli Efgan Sefirinin Beyanatı Yeni Elgan sefiri Ulus gazete- sine vaki beyanatta Türkiyeye geldiğinden memnun — olduğunu, Türkçe öğrenmekte bulunduğu - nu, Atatürkün ufulünden bütün Efganhların derin bir acı duy - duklarını, Etganlıların, dünyayı hayrette bırakan hamlelerile iler- lemekte olan Türkiyeyi örnek aldıklarını söylemiş ve hilâfet meselesi hakkında da: — Hilâfet bugün bin türlü ih- tiyaçlarımız içinde ve yapmağa mecbur olduğumuz - birçok işler arasında konuşma mevzuu yap - mağa dahi değmiyecek kadar bambaşka bir meseledir. Bence çalışarak kaybettiğimiz günleri |* motörlü mekteplerinde ve tekâ- kazanmak lâzımdır,» Demiştir. seyrine doyum olmiyacak.. — Peki, set çalgı çalmasızı bil- miyor musun? — Ne demek?.. Bizim hanıme- tendi meraklıdır. Cariyelerine her| torluğunun Bâbil kulesine ben - şey Öğrettirir. — Hangi sazı çalıyorsun? — Ud... — Siz çalgı çalmasını biliyör musunuz? — Bilirim: «Gitara» — A; bu bizde var.. — Var mı? — Vallahi hanımcığım var... Burası esirci evi , hiç olmaz o- dur mü? Osmânlı imparatorluğu- nun sahip olduğu yerlerden bu - raya Macar, Ulah, Bulgar, Sırp, Boşnak, Lehli, Rum, Arnavut, Arap, Tunuslü, Fash , Cezairli, Adalı, Rus, Çerkes, Gürcü ilâh.. bir çok oğlan ve kız esirler geli Bunlar bu konakta müslüman o- lurlar, Terbiye görürler, çalgı renirler ve satılıp Türk bünye - aei yime gae Seyrü Se OtobüsSeferlerindeki fer İşler Yolsuzluklar Nasıl Kaldırılacak ? Bayraıl.v—ıd.;lı Önce Yeniden Şehrimizde işliyen otodüslerden eni Emniyet —Müdürümüz Sadrettin Aka vazifesine başlar başlamaz şehir içinde, ki seyrüsefer şlerini intizama sok-| mak içi *li tedbirler aldı. Bir çok sivil ve resmi memurları bu işe tefrik etti. Seyrüsefer ni- namnamesine aykırı hareket e- derleri cezaya çarptırdı. Buna Tağmen evvelce de yazdığımız gi- bi, ondalıkla çalıştıkları için, o tobüs sahiplerile ortak vâziyette bulunan bazı şoförlerin hâlâ sey- Tüsefer nizamnamesine aykırı e- larak durak olmadığı yerde yöl- €u aldıkları , içinde yolcu varken benzin aldıkları ötobüs dolu iken! önlerinden gitmekte olan vosaiti geçmek için bir çök teh- göze alarak yıldırım sür- atile yol aldıkları, yolcu az iken tramvayların önlerine geçörek yol kapattıkları, tramvayın yolun sağ tarafında geçebilecek yol varken kırf yolcu almak için tramvay) rın ön ve arkalarından hafif sür- | atte gittikleri görülmektedir. Ne-| tekim dün akşam saat 18 radde - | lerinde Kurtuluştan hareket © - M ir .| de böyle ne bir kız ve ne de sah- öğ-| Hakikaten bu kız dünyayı y: Bu sebeble, | koli den bir otobüs Taksimde benzin Havacılığımı Memleketin Her Esaşlı Tedbirler Alınıyor bazıları müşteri beklerken ' aldıktan sonra Taksim ile Kulyon- cu arasındaki kısa bir mesafede ve istasyon olmadığı yerlerde bir kaç defa durarak yolcu almış ve nihayet Karaköyde — dakikalarca dararak yolu kapatmıştır. Halka bir kolaylık olmak için gehir içinde işlemesine müsaade edilen Bu nakil vasıtalarını inti- zama sokmak zamanı çoktan gel- miş ve geçmiştir. Bunun için de herşeyden evvel şoför ve biletçi- leri ondalıkla çalışmaktan me - netmek , sonra da zamana göre haceket saatleri, diğer nakil va - sıtalarında olduğu gibi katede - cek yolun ne kadar zamanda ka- tedilmesi lâzım olduğu ve takip edilecek yolu tesbit etmek lâ - zımdir. Tramvay ve diğer nakil vası - taları ile yarış etmeleri doğru ol- madığı gibi Taksim ile Şişli ara- sındaki geniş caddelerde de tram- vayları takip etmeleri doğru de- ğildir, t Bu itibarla Emniyet Müdürlü- ğü bu cihetleri de'nazarı itibara almaya ve bu iş bir an evvel hal. letmeğe karar evrmiş! zın İnkişatı Tarafında Plânör Klübleri emleket bavacılığının sür - atle inkişafı için yeni ka - rarlar verilmiştir: Türkkuşu Umum Müdürlüğü ; ! memleketimizin her — tarafında plânör klüpleri açmağı muvafık bulmuş ve bunun için yeni bir proje hazırlamıştır. Bu — projeye göre; plânör klüpleri, Türkkuşu, tarafından gönderilecek olan mü- allim ve ustalarla; hemen hemen bütün bir sene faaliyette bulu - nacaktır. Bu klüplerden yetişecek olan gençler; Türk Hava Kurumunun mül kurslarında yetişerek pilot o- labileceklerdir. . bu unsurlara ait giyim kuşam bu konakta vardır. Ve musiki âlet- leri de mevcuttur. Burası âdeta, Osmanlı impara- ziyen bir yeridir. «Gitara» değil smi?.. Şimdi ben size onu buldu - rup getirteceğim... Bana da ud. Cariye hâmam kapısına gelip nöbetçi cariyeye şu emirleri ver- di; — Kır, haydi git; Suzidil kalfa-| ya söyle! Gitara ve bir de ud gön-| dersin... | Cariye emri ifa etmek üzere git- ti. Gizli yerde bulunan esirci ha> nımla, kâhya hazretleri bulun - dukları yerden bü sahneyi gıpta ile seyrediyorlardı. Esirdi hanım; bunca senedir e- sircilik ettiği halde daha ömrün- ne görmemişti. Olur şey değildi. tan tarafından yegâne olarak hal- anmuştu. Hiç bir kusur ve nok- Açılacak Diğer teraftan 940 — senesinde Finlândiyada yapılacak olan bey- nelmilel olimpiyatlara Türkkuşu gençlerinin de iştirak etmesi ka- rarlaştırılmıştır. Plânörcü genç - lerimiz şimdiden olimpiyat mü- sabakaları için hazırlanmağa baş- damışlardır. —a Hava silâhı yarışı bütün myayı sarmıştır. - Bizlm için de fazla bir tek kanat büyük bir kazançtır. Hava Kurumuna — yardım için, kurban bayramından isti- fade edelim. sanı yoktu, Padişaha lâyık bir kız- dı. Fakat; ah; istemiyordu. Aklı ermiyordu. Mutlak onu Padişaha vermek için ikna etmek lâzundı. Eğer; Canam — Padişaha ver - mek için ikna edebilir ise kendi- Si için yok, yoktu. Çünkü; bu kız muhakkak su - rette sarayı hümayünda — çok geçmeden Padişahın — baş ikbali olurdu, Ve Padişahın sakalını e- line alarak Hürrem ve Kösem sul- tanlar gibi bir sultan olarak im - pucatorluğa hükmedebilirdi. Canan, sultan olursa esirci al- yon olurdu. Esirci hanım; para, mevki ve dünyalık hülyasile kafasını tır - malarken, beri tarafta kâhya e - fendi. sanki yirmi yaşşnda — bir. delikanlı gibi şahlanmış, havalan- mış, rengi pembeleşmiş, damar - larındaki kan otuz mil süratle de-| veran etmeğe başlamıştı. —omuz ve göğüs titreten müstak - Maarif Veköletinin - Yeni ve Mühim Bir - Kararı Maarif Vekületi 10 senelik ye- ni bir mesâi programı hazırlamak, la meşgül bulunmaktadır. Bu münasebetle Maarif müdür- lüklerinden esaslı malümat iste- pilmiştir. Orta mekteplerden mezun olan talebenin; yüksek mekteplerden Bayri devam edecekleri mektep - lerin tesisine ehemmiyet vermek bu plânın başlıca maddelerinden birini teşkil etmektedir. Memleketin sanayileşmesini te- min etmek ve yüksek mekteplere olan tehacümün önüne geçmek i- çin de âcil tedbirler alınacaktır. Diğer taraftan Maarif Vekâle- ti, Hselerde tahsil müddetinin 10 seneden 12 seneye çıkarılmasını da Güşünmektedir. Bu hususta yakında bütün ma- arifçilerimizin fikri sorulacaktır. c eik Cep Yıllığı İstatistik Umum Müdürlüğü - nün hazırlamakta olduğu, ziral, ik- tısadi, mali ve kültürel vaziyet - lere ait umumi ve hülüsa rakam- h cep yıllığının tab'ı - bitmiştir. Cebe sığıcak büyüklükte bastırı- lan bu yıllık, her sınıf münevve - rimizin arzu ettiği memleket iş - | lerine ait rakamları ihtiva etmek- | tedir. —— Başvekilin Teşekkürü Ankara, 28 (AA) — Bi Dr. Refik Saydam, Başvekâ tayinlerinden dolayı her taraftan almakta oldukları tebrik telgraf ve mektuplarına karşı teşekkür- lerile samimi hislerinin iblâğına Anadolu Ajansını memur buyur- muşlardır. Iiıklııılııııî;îı;—m Tarzları Tedkik Ediliyor Doktorların — çalışma vaziyeti hakkında bazı tetkikler yapılmak- tadır. Ezcümle; muayenehanelere gelemiyecek kadar ağır hastaların evlerine gitmek için, bazı doktor ların pok fazla bir ücret istedik- leri öğrenildiğinden bu mesele de tetkik olunmaktadır. Halifenin | Sarayında Bir İspanyol lık ve dinçlik içinde gözleri önün-| de ikitelli hareketlerini öğrenmek | üzere muhtelif hareketler yapan bel gözdesile visalini ve geçire - | teği hayatın hayalini kurmakla meşgüldü. Nihayet; Gitara ve ud gelmiş - ti. Cariye udu, Canan Gitarayı al- mışlardı. Her ikisi de kemali iti- na ile akord ediyorlardı. Canan; epeyce zamandır kitare çalmadığından dolayı üzüntüde idi. Hazır eline kitare geçmişti. Bütün kurdlarını dökecekti. Hele gizli delikten seyredil - diğini bildiği için Mısırlı kâhyayı kudurtacaktı. Ölünciye kadar bu ihtiyarın kalbinde iyi olmaz bir yara açacaktı. Canan, kitarenin — akordunu bitirdi. Ve alafranga bir iki par- ça çalmağa başladı. Ahenktar ve fevkalâde sesile de şarkı söylü- yordu. P PDevAmI var) Borç Para stanbul şehrinin, imar na - nmmı gördüğünüz, bütüm - yenilikleri, güzellikleri hep — barç para ile temin edilmiştir. Bu eserlerin mühim bir kısmını yap- ftıran eski şehreminlerinden ope- ratör Cemil Topuzludur. Şehirde — Muhiddin Üstündağın yaptırdı. — Âi mektebler ve şebir harici bazı yollar, sıhhat müesseseleri de u- — mutulmamahdır, Fakat, dikkat ediniz: En mü - him imar hareketleri berç para ile yapılmıştır. Bu işde en çok | muvaffak olan operatör Cemil — Topuzludur. Mesele gayet basittir. Şehrin — bütçesi vardır. Bu bütçe ile yeni | işler başarmak mümkün değildir. Aksi takdirde en küçük yenilik - ler için yıllarca sene beklemek lâ — zamdır. İstanbulun artık bekle - — meğe tahammülü yoktur. Belediye, mühim bazı varidat mambaları bulup yaratarak, bun- ları karşılık göstermeli, borç para almalı ve derhal mühim ihtiyaç - ların giderilmesine, belli başlı i- — mar işlerine başlamalıdır. . Halk belediyenin muvaffakiye- — tini gözile güörmek ister. Onun i- — çin de şehrin muhtelif yerlerinde — elle tutulur eserler, yenilikler vüs — cude getirmek Vâzımdır. Meselâ, — belediye — bütçesini müvazeneli, muntazam Bir hale sokmuşsunuz. Bu suretle şehir belediyesine bü- — yük bir hizmet görmüşsünlüz. Bu, görülmez. — Fakat, yaptıracağınız — bir bina, bir yol, açacağınız - bir — . meydan daima hayırla anılacak- tir. j Belediyecilikte, halka sempati — yapmanın tılsımı buradadır. j REŞAD FEYZİ TÇ O Bir Tavzih Bir karümizden akdığımız bir — mektupta, elektrik idaresinin iş - — leri geç yaptığından şikâyet edi- liyordu. Bunu ebirimizin derdi, hepimizin derdir sütununda yaz- mıştık. Dün Elekrik İşleri umum müdürlüğünden ğu mektubu al - dik: . t «Gazetenizin 20/1/939 . tarihli nüshasında «Birimizin derdi he- — Pimizin derdi> adile bir okuyu - — cunuzun şikâyeti hakkındaki ya- — zıya karşılıktır: Mescle tetkik edildi ve okuyu- €unuz namına, 18/1/939 tarihinda bir talepname ve 19/1/939 tari » — hinde imzah abonman senedi ida- remize verildiği ve ertesi gün de cereyan temin edildiği anlaşılmı; tır. Bundan çabuk iş görmek ka bil olmadığını teslim etmek icap eder, Şayet ondan evvel bizce m lüm olmıyan bir sebepten, tcah- hür vâki olmuşsa, bunun hiç bir süretle idaremize ait olmadığını beyan ederim.» Birimizin Derdi — | Hepimizin Derdi | Bu Ne Lâkaydi

Bu sayıdan diğer sayfalar: