28 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

28 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halk Günün Meselesi: î | “olarak Ziraat Bankasınca verile- “men kocası olan Giyon idi: |Sütler Kâğıttan Şişelerde üt işini Tedkik Eden Komisyon Neler Yapmak istiyor ? İstanbulun süt işini; esaslı bir şekilde halletmeğe çalışan koemisyon tetkiklerine devam etmektedir. Komisyon azasından Zita- at Enstitüsü Sütcülük müte- hassısı Lehtenberg ve Ziraat Vekâleti Süteülük mütehassı- sı B. Ekrem dün bir muhar- ririmize şimdiye kadar yapı lan etüdler hakkında şu iza - hatı vermişlerdir: «— İstanbulun süt işini tet- kik ve sıhhi süt şeraiti bit edecek bir rapor vermek için Vali ve Belediye rcisi B. Lâtfi Kırdar tarafından vazi- fedar kılındığımız zaman, bi- ze materyal olarak yalnız süt veren hayvanların miktarını verdiler!.. Bu itibarla; tetki katımız için lüzumlu olan ma- Tümat ve vesikaları muhtelif mahalleri dolaşarak ve alâka- darlarla kısa ir surette temas ederek bizzat toplamağa baş- Tadık. Tetkikatımızın uzama- gına sebep bu olmuştur. Şimdi; sütün maliyet fiya- tını tesbit ile uğraşıyoruz. Raporumuzu bir kaç güne Satılacak kadar Belediye reisliğine ve- -| receğiz. Yapacağımız teşki - Kâtta; İstanbulda «Süt tevzi> işleri yine serbest bırakıla - caktır. Yapacağımız teşkilâtda is- tihdaf olunan gayelerden biri de, sütlerin mahallelere ve halka dağıtılma işinin süt'at- le cereyanmı temindir!.. Pastürize süt için yaptığı- miz tetkiklere gelince Bu tetkikler bize «küğıt şişelere kullanmanın daha iktisadi ve sıhbi olacağı kanaalini ver - di. Bunun için; «kâğıt şişelere istimalini kararlaştırdık!... Bu iş için «İzmit kâğıt fal gikası» ile temaslarda bulun- duk, Onlar, bize bu nevi kâğıt şişelerden istediğimiz şerait- te ve istediğimiz miktarda ya- pacaklarını bildirdiler. Fabrika teessüsünden son- ra, süt fiyatları belki ucuzla- maz; fakat halk bugünkü fi - yatlarla çok sıhhi ve saf süt almak imkânın: Lulmuş ela- caktır!... Afyon Teslimatı Başladı Şimdiye Kadar Bin iki Yüz Sandık Teslim Edildi Toprak mahsulleri ofisi tarafın- | /dan muayyen bir müddet zarfın- da satın alınacak olan eski afyon bedellerinin yüzde sekseni peşin ceği ilân edildikten sonra müstah- til elindeki afyonları ofise teslim etmeğe başlamışlardır. Şimdiye kadar yapılan teslimat 1200 sandığı bulmuştur. Ancak ta- yin edilen müddetin kısalığını i- leri sünen bazı uzak mıntakadaki efyoncular bu müddetin uzatıl - mazını ileri sürerek ofise müra- caat etmeğe başlamışlardır. Bun- dan başka afyonların morfin dere- cesine tayin edilen 25 kuruş fiatın arttırılmsaı istenmektedir. Afyon- cular aykırı harekette bulunma - mak için bir taraftan teslimat yar parak diğer taraftan da alâkadar mükamlar nezdinde datların art- tırılmasını istiyeceklerdir. —— Barutgücü Alanında Maçlar Bakırköyde Barutgücü alanın- da bugün yapılacak maçlar: Harbiye Yılmaz - Barutgücü B. takımları saat 14 de. A. takımları da saat 16 da karşılaşacaklardır. şene de Macaristana 15 kişilik bir Yeni Y_apılaı;. Vapurlarımız «Tarhanv Vapuru Teslim Alınmak Üzere Almanyada Inşa edilmekte olan Etrüsk tipi vapurlardan Tırhanın | inşaatı bittiği buraya gelen haber- derden anlaşılmıştır. Vapurun — sür'at — tecrübeleri buradan — bugünlerde — gide - cek bir heyet huzurunda yapıla - cak ve bilâhare filme almacak - tır. Bu vapurun eşi Kadişin'de in- gantı ilerlemiş olduğundan yakın- da denize imdirilecektir. Bundan başka Blohn Voas tezgühlarında yapılmakta olan 5300 tonluk Ka- Tadeniz tipi vapurun temmuz or- talarına doğru limanımıza gele - ceği haber alınmıştır. eli Trakyada Arıcılık Trakya umumi müfettişliği ta- rafından bundan.bir müddet evveli arıcılık tahsili için Macaristana gönderilen gençler — Trakyanın Tmuhtelif yerlerinde köylünün ba- | gına geçerek arıcılık işlerinin fenni| bir şekilde yapılmasını temin et- Bizde Tekzib Hastalığı, izde «tekzibe bir - hastahık halindedir. Denizyolları ko- operatifinde yolsuzluk ol- duğu bundan bir ay kadar evvel bazı gözetelerde yazılmıştı. Koo- peratif idare heyeti reisi, Matbu- at kanunundan bilistifade, der - hal, bu haberi tekzib etmişti. Tek- zib, gazeteyi yalancı çıkarmak demektir. Aradan zaman geçti, tahkikat yapıldı. Şimdi anlıyoruz ki, yol - suzluk vardır. Böyle, tekzib etmek salâhiye- tini haiz daire ümirleri, «tekzibe için derhal kâğıda, kalcme sarıl- madan önce, tahkikat yapmalı, me- seleyi iyice tetkik etmelidir. Mat- buat kanununun o maddeleri suç- Tarı örtmek için konulmamıştır. Filhakika, tenkid, insanı sinir- lendirir. Fakat, medeni adam ten- kide tahammül eden — adamdır. Derhal tekzibe koşan değil! BÜRHAN CEVAT Eğlence 'Yerlerinde Fiyatlar Yüzde dtuı Nisbetinde! Tenzilât Yapılabilecek. Belediye ikttısad müdürü Saffet Sezer dün Florya plâjına giderek orada buluna nbütün gazino ve eğlence yerlerinin fiat listelerini tetkik elmiştir. Bu tedkiklerneticesinde bugür-| gü fiatlar üzerinden Ş6 25 - 30 nis-| betinde bir tenzilât yapılabileceği| tesbit olunmuştur. Hazirandan itibaren fiatlar bu tenzilâta tâbi olacaktır. İktissd müdürü plâj fiatlarında| ga ayni nisbette bir tenzilât yapı- bp yapılamıyacağını araştırmış ve bunun için.-ne şekilde tedbirler a- hınması icab ettiğini tetkik etmiş- tir, Saffet Sezer yatın da Beyoğ - lundaki bütün eğlence yerlerini, kahveleri gazinoları ve mümasil yerleri mahallen tetkik ve fiat - ları tesbit edecektir. — c0— Gayrimenkul Satışları Bazı noterlerin, gayrimenkul - der satışa ve salış vadine müte- allik resen sened tanzim etlikleri veya hariede yapılıp getirilen se- nedleri imza ve tarhilerini tas - dik ettikleri anlaşılmıştır. Adliye Vekâleti dün bu müna- sebetle müddelimumiliğe bir ta- mim göndermiştir. Bunda, gayrimenkul atışlarının muteber olması için resmi senede| raptı meşrut bulunduğu ve bu se- nedi tanzime salâhiyettar mer - meğe başlamışlardır. Son bir sene! zarfında köylü kara kovanları b> rakarak asri kovanlara rağbet etmeğe başlamış ve asri kuvan - ların adedi 6,000 i geçmiştir. Bu kovanların her biri 50 - 70 kilo a. Tasında bal temin etmektedir. Bu| €iin tapu sicil muhafaza memur- ları olduğu bildirilmekte ve satış ve tesis senedleri tanzimine aid noterlerin salâhiyetlerinin kal - dırıldığı tebliğ olunmaktadır. Erup daha gönderilecektir. Bu gençler ayrıca fenni tavukçuluk için de ders göreceklerdir. Gİ İZ otensi Undan Makarna Fatih Belediye Kimya-! keri Şahid Olarak Dinlendi lotensiz undan makarna i- G mal etmekten suçlu makar- nacı Toma ile Hiristomos'un muhakemesine dün asliye birinci cezada devam edijdi. dünkü düruş- mada, suçluların — imal ettikleri makarnanın ununu tahlil eden Fatih Belediyesi kimyageri şahid sıfatile dinlendi. Genç kimyager mâahkemede şunları söyledi: — Bize ge n nümuneyi tahlil ettik. l sonunda ma - karnada kat'iyyen gloten - bulun- madığını anladık.» S*ıçhıl.ır wekilinin talebi üze - rine şahide, tehlili hangi usul ile yaptıkları soruldu. Kimyağer şu cevabı verdi: «— Gloten istihsal etmek için müteaddid usulle vardır. Biz, Ve kâletin emri mucibince, bize ge - tirilen un nümunelerini «yıkama usulü» ile tahlil eder ve bunun glotenini ayırınız. Esasen gloten istihsal etmek için en doğru yol da bu yıkama usulüdür.. Müddelumumi, unların yıkama usülile tahlil yapılması için Sıh - hat Vekâletinden Belediyeye & - mir verilip verilmediğinin Bledi- KISA POLIS HABERLERİ * Osmanbeyde yeni telefon san- tralında çalışan Mehmed oğlu Şa- kir adımda bir &mele Şoför Alinin ! idaresindeki kamyanla Beşiktaş - tan geçerken müvazenesini kay - bederek kamyondan düşmüş, muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. * Bakırköyde Zeytinlik mahal- Jesinde SA4 numaralı evde oturan 70 yaşlarında Rosselkiz adında bir ihtiyar ayağı evin kapısı önünde bir taşa takılarak düşmüş, muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. * Şoför Pironun idaresindeki 2241 numaralı otomobil Beşiktaş- tan geçmekte iken Beşiktaş 19 un-) cu ilk okul talebeleinden 8 yaş - larında Ahmedi müuhtelif yerle - rinden yaralamıştır. v Mercanda oturan Muhiddin ve Cemil adında iki tnelikçi bir para meselesinden çıkan kavga veticesinde birbirini kundura ka- hbile yaralamışlardır. * Kasımpaşada oturan Mustafa| adında biri şakalağırken çıkan kav- ga neticesinde arkadaşı Ahmedi Çakı ile elinden yaralamıştır. ı Ş e ) , e Ve.aMahkkemelekt | Beni Evden Koğdular Çocuğum Ölünce de Beni Dava Ettiler ün Ağırceza mahkemesinin kapısı önünde Hasibe is - minde genç bir köylü ka - dınla konuştum. Kadın bana şöy- le dert yandı: en Dadayın Evlek köyün - denim. Bundan altı sene evvej Ev-. lekte, Rıza isminde bir adamla evlendim. Evlendikten bir sene sonra kocamla beraber İstanbula geldik. Beykozda bir ev tuttuk. Rıza bir işe girdi ve kazandığı üç | beş kuruşla evimizi idare etmeğe başladık. j Rızadan evvelce çok memnun- dum. Kocam beni çok sever, üze- rime titrerdi. Fakat sonra ona ne oldu, anlıyamadım. Rıza değişti. Benden soğudu. Bir akşamdı. O akşam kocam eve döndüğü zaman pek asabi ve sinirli olduğunu anladım. Bir ara yanına sokuldum: — Nen var Rıza? diye sardum. Cevab vermedi. Derdini öğren- mek için ısrar'ettim. Kocam öf- kelendi ilk defa olarak fena #öz- lerle bana hakâret etti ve döğdü. sonra evden çıkıp gitti. Rıza o geceyi dışarda - geçirdi, ertesi günü de eve gelmedi. Üçün-| cü günü karakola gittim. Koca - man üç gündenberi eve gelmedi - ini söyledim. Rıza — aranmağa başlandı.. On beş. yirmi gün san- | Ta onün memlekete gittiğini ha - ber aldım. Aradan bir iki ay geçtikter son-! ra Rıza Dadaydan İstanbula dön dü. Fakat evine gelmedi. Başka bir| €v kiralıyarak, orada — oturmağa başladı. Bunun Üzerine ben de onu mahkemeye verdim. Üç beş ay mahkemelere gidip geldik. Niha- yet Rıza ile barışlık. Ve tekrar beraber oturmağa başladık.. Rıza, her zaman bana fena söz- ler söyliyerek, hakâret ediyor ve beni döğüyordu. Fakat kocam ol- duğu için ve İstanbulda' andan başka kimsem bulunmadığından, Rızanın bu yolsuz. hareketlerine tahammül ediyordum. Geçen sene, bir yaz günü Rıza gene beni İstanbulda bırakarak, memlekete gitti. Tam bir buçuk ay iaşemi temin etmek, karnımı doyurmak için şurada burada ça- lştım. Fakat hâmile dlduğum için her gün akşama kadar çalışmak beni çok yoruyordu. Nihayet bir gün ben de köyüme gittim. Fakat kocam Rıza beni evine kabul et- medi. Evlekde dayımdan başka akrabam yoktu. Onun evine git - tim. Ve o gece çocuğumu orada dünyaya getirdim.. Dayım bir ay | yetlenecek olan bu müddetten Radyolar Temdid Edilen Müddet iki Güne Kadar Bitiyor Halk tipi radyo nümunelerinin hazırlanması çin posta ve tel - graf idaresi tarafından temdid e dilen müddet iki güne kadar ni- bayeftlenmiş olacaktr. —Şimdiye kadar muhtelif ecnebi firmalar - dan başka birçok yerli firmalar dal nümunelerile birlikte iştirak et - | mişlerdir. Mayısın 31 inde miha - sonra evsaf itibarile uygun ve be- ğenilen tipler arasında bir müna- kasa açılacaktır. Radyoların kullanış — itibarile gayet kolay ve dayanıklı olması ve yedek aksamının da beraber teslimi istenecektir. Münakasayı kazanan — firma tayin edilecek müddet zarfında ilk partiyi ha - zırlamış bulunacaktır. Bu radyo- lar posta ve telgraf idaresi tara - finden kurulacak teknik bir heyet| tarafından sıkı bir. muayeneden | geçecektir. İcra Muhasebesi Üç Gün Kapalı Malf senenin hulülü münasebe- tile tasliyei hesabat sebebile icra muhasebesinde —mayısın 31 inci çarşamba ve haziranın birinci per- şembe,2 inci cuma ve 3 üncü cu- martesi günleri tahsilât ve ted- yyat yapılmıyacaktır. bana ve çocuğuma baktı. Fakat bir ay sonra bir sabah: — Haydi kızım artık kocanın e- vine git, o varken, sana ben ba- kamam! dedi ve beni koğdu.. Rıza önce gene beni evine ka- bul etmek istemedi. Fakat çok ağ- ladım, çok yalvardım. Nihayet içe- riye aldı.. Kocamın evinde neler çektiğimi ölünciye kadar unutmıyacağım, unutamıyacağım kardeşim! Kay - nanam Emine bana çok fena mua- mele ediyordu. Hiç — acımadan, | merbamet etmeden gece yarıları- | na kadar çalıştırıyordu. Geceleri çocuğumla beraber tahtalar üze- | rinde yatıyordum. Rızamın evinde yalnız dört gün | | kaldım. Dördüncü günü, akşam ü-| zeri kocam ve kaynanam beni ka- pi dışarı ettiler: — Defol git evimizden.. Artık seni istemiyoruz. Biz çocuğa ba - A Yavrumu da vermeleri için sa- atlerce onlara yalvardım, rica et- tim. Fakat onu vermediler.. Üç gün sonra tekrar İstanbula geldim, şimdi burada hizmetçilik yapıyorum. — Peki mahkemede ne işin var? Kadının gözleri nemlenmişti: — İstanbula döndükten yirmi gün sonra, oğlum ölmüş; Rıza ço- cuğuna bakmadı, onu birakarak kaçtı ve ölümüne sebebiyet verdi,| diye beni dava etmiş.. Hasibenin Ağırceza mahkeme - sinde ifadesi alındı ve istinabe ev- rakının mahalline gönderilme - «ine karar verildi. Tipi : Kendine Gel Müteahhid Efendi! mkapanı ile Azabkapı ara- U sında yeni yapılmakta olan Atatürk köprüsü, önümüz. deki sonbaharda tamamlanacak. Bu köprü için İstanbul Belediyesi üç milyon liradan fazla para har- — çıyor. Daha doğrusu biz veriyo « ruz. Yıllar var ki, nakil vasıtaları ücretleri üzerine zammedilen bir kuruş köprüler resmi ile bugüne — kadar bu milyonları biriktirdik. İşin buraya kadar olan tarefı güzel, ğ Fakat, duyuyoruz ki, köprünün —— henüz yeni konan dubaları üze- rindeki boyalar bozuluyormuş. — — Belediye, köprünün — inşaatını üzerine alan mütcahhid firmaya, bu bozukluğun neden ileri geldi- ilini sormuş. Firmanın verdiği ce- vab şudur: — Kullandığımız boyalar iyidir. Fakat, Halicin suları pistir. Bo - yaları bozuyor. N Dünyada bundan daha soğuk- kanlılıkla, yersiz, manasız ve lâ- übali bir eda ile verilmiş cevab olamaz. Köprüyü yapan, mütcahhid, ga- Hba, kendisini hâlâ, eski Osmanlı imparatorluğunun — «Derseğdet> —— inde zannediyor. Ben, firmanın bu cevamı, İs - tanbul Belediyesine savrulmuş €en ağır hakaret sayıyorum. Böyle bir cevab ancak, henüz boya ne - dir, su nedir, müsbet ilim nedir, — kimya pedir bilmiyen Kongo yer- lilerine verilebilir. Bu, mütcahhid, bu — cevabını Kongo üzerinde küprü yapacağı zamdna saklasaydı, daha terbiye- Ni hir hareket yapmış olurdu. Eğer, firma, hakikaten böyle bir cevab vermiş ise, İstanbul Bele - diyesi, bu küstahlığı affetmemeli —— ve müteahhidi derhal mahkemeye vermelidir. REŞAD FEYZİ —— Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Yeni Bir İş Burgardan eski köy kâlibi M | — Meriçil yazıyor: «Biz biliyoruz Ki her memale - ketta temsil hayatına büyük,; bir ehemmiyet veriliyor. Bizim mem- de Cumhariyet hü kümetimizin büyük Sedükârlikla Va işlere elverişli gençlerden isti- fade edilmek suretile, yakın Bal- kan memleketlerinde olduğu zibi belediyeler bülçesine bir tahsisat Kunup birer (Belediye üyatre) he- yeti vücade gelirilmesi ve her va- zife alan gence maaş — verilmesi pek doğru ve yerinde bir İstektir. Bu yapıldığı gün memleketle pek ROMAN: 33 Mari Antuvanet sonradan şunu | anladı ki, hükümdar ne zaman bir geye kızarsa, önü yine her zaman Kontes Dubarry teskin ediyordu. Onun için köntesin üzerine o ka- dar düşmedi. KOCAN GELDİ Bir gün, Matmazel Şon Dubarry kontese: — Kardeşim 3eldı. diye haber verdi Kardeşim dediği kontesin tes- — Acaba benim müsaadem ol- madan niçin — geldi? Diye sordu. Halbuki onun Tulozda — oturması için mutabık kalmamış mıydık? Hatta orada bir metres tedarik ettiğini de işitmiştim. Çağır, gel- gin bakalım, ne sözliyecek, Dubarry zâhiri bir iltifatla koca- sını karşıladı. Giyom karısına de di ki: — Doğrusu ben © şehirde sıkı » liyorum. Fakat benim azıl size söylemek istediğim bu değildir. Ben artık serbest yaşamak istiyo- Tüm. Onun için ayrılmamızı tek- Jif edeceğim. Kontes bu sözü işitmemezlikten geldi: | — Bari metresiniz çok güzel mi?) — Her ahlde sizden güzel de - gil! — Pekâlâ. mademki öyle istiyor- sunuz. Ben de fikrimi söyliyeyim. Biz, birbirimizi görmeden evlen- dik. Siz de zaten beni güzel göz- lerim için almış değildiniz. Ben de karınız olmak için sizinle evlen- medim, Benim sizin asalet ünva- funıza, sizin de benim parama ih- tiyaçlarımız vardı. Bu, temin e - Şimdi ne istiyarunuz? — — Benimle alay ediyorlar. Bu- 'na mani olmak istiyarum. — Çocukluğa lüzum « yok. Ben sizin maaşınızı arttıracağım. Zan-i nederim ki, hem siz, hem de met-; Tresiniz memnun olursunuz. Giyom bir kaç gün sanra ceb - leri dolu olduğu halde Paristen ayrıldı. KRAL HASTALANIYOR Sarayda mühteşem bir tâkdim merasimi — yapıldıktan “sonra idi, Madam Dubarry henüz” istirahat ediyordu. Kralın müstacel bir sele hakkında kendisile görüşmek| istediğini haber verdiler. Kralın husust hizmetinde bu - Di BN Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY — Kral hastalandı Madam le kontes! dedi. Madam Dubarzy derha) yerin: | den doğruldu: — Hastalığı nedir? Başı mı ağ- mıyor? Yoksa böbreklerinden mi şikâyeti var? — Bilmiyorum. Fakat her hal- de iztirab içinde yanıyor. — Doktor çağırdınız mı? — Gece yarısı başhekim Laman- ye çağırıldı. Hiç endişeye lüzum olmadığını, Kralın gelip geçici bir| bahar hastalığına yakalandığını söyledi. Kontes derhal Parise hir adam lunanlardan biri odaya girerek: I Lamartiniyer'in çağrılmasını em- zetti. Derhal yatağından — kalktı, giyindi. Kralın hastalığı yüzün - den bütün saray allak bullak ol- muştu. Kontesi Kralın yattığı odaya al- dılar. Madam Dubarry — yatağa yaklaştı: — Neyiniz var? Ne oldunuz böyle? * — Biraz yorgunum, Vücudürgde, büyük bir ağırlık hissediyorum, Kontes gülümsedi: — Her hâalde biraz ihtiyatsızca | hareketlerde bulundunuz, dedi. — | — Lamartinyer'i çağırtmak is- terdim. —— Ben gönderdim. Zaten nu istiyeceğinizi tahmin etmiş - tim. Kral ölümden çok korkardı: — Acaba çok ağır hasta mıyım? dersiniz. — Zannetmem. Biraz yoruldu- nuz. İşte o kadar... — Evet kendi kuvvetlerime faz-) la güvendim. Başım öyle ağriyor ki... Uyumağa dehşetli ihtiyacım var. — © halde rahat rahat uyuyu- muz dostum. Uykü kuüvvet geti - Tir, vücudü tamir eder, Kontes dışarıya çıktı. Koridor - | da birçok kimseler, bu meyanda | Dük Dö Rişliyö mörak ve endişe l ile bekliyorlardı. Kontes kendilerini teskin etti. | Fakat Kont Jan Dubarry has - | talığın iç yüzünü anlamak için sa-| a sola baş vuruyordu. Krâlın ka- | pisinin önünde birikmiş olanları | akşam yemekten sonra saraya kü çük bir kız getirmişler. Bu kızın — kim olduğunu öğrendim. Evine — gittim, Tahkikat yaptım. Kızın hasta olduğu anlaşıldı. Saraydan — döner dönmez yatağa yatırmışlar galiba bu kızda çiçek hulılılı ' varmış. Bu söz üzerine bütün kaçınlar — ellerini — yüzlerine — götürdüler, * «Vah, vah!» diye telehhüfte bu » .' lundular. Erkeklerin başları gö - — Büslerine düştü. Hiç biri bir şey söyliyemedi. Kontca Dubarry kanta çıkıştı: — — Buykuş gibi fena Haber ge — tirmekten ne zevk" ahıyorsunuz? — dedi. Ö kızın hastalığı ile Kralın hastalığı arasında münasebet ara- mak neden? Cerrah Lamartinyer dört atlı bis — sraba ilt Paristen Versaya gel - mişti, Köntes, Kralı muzyeneden

Bu sayıdan diğer sayfalar: