27 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

27 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi: Yeni is Limanının Yeri eni Limanın Vaziyeti Ekspresleri Fribot Servisine Bağlanacak Şebir mütehassısı imar plâ - | Tina hazırlık olmak Üüzere şe - tetkikat yaparken, man- Zara ve hava bakımından şeh- Tin denize yakın en güzel yer- in Yenikapı ile Saraybul Dü arasında kalan saha ile Üs Şemsipaşada — Mimar medresesi ileSalacak a- Fasındaki sahalardan ibaret ol- düğunu tesbit etmişti. Müte - hastıs bu iki semte aid inkişafın #ebrin istikbali için elzem ol u gözönünde bulundur - Müş ve imar plânmın ihzarın- a bunu nazarı dikkate almış - fır. Bunun içindir ki Prost li - TManın, Halicin ağzından Kal - n ve bu iki naklaya Zürar vermiyecek bir mıntaka- GA kurulmasını bir ana prensip *larak kabul etmiştir. Hükü - Metin arzusu Üzerine Jlmanın Haydarpaşa ile Üsküdar ara - Tinda kurulması zarureti haş- Bösterince mütehassıs için hal- Müşkül ikinci bir nokta da İvrupa trenlerile yeni liman Arasında muvasalayı temin ct- Mek almuştur. Bu muvasala - Tün Haydarpaşa ile Sirkeci ara- Sinda, herhangi bir vasıfa ile femin edilmesi, Avrupa tren - Sirkeciye kadar gelme- ve bu yüzden de, yine Sa- Tayburnu İle Yenikapı ararın- sahayı körletmekte deva- .—-ı intaç edeceğini düşünen Tost Sirkeci germin Yenika - Piya naklini kabul etmiş, plâ- Binı da ona göre hazırlamış bu- Tunmaktadır. Müt: n hrascısın hazırlamış ol- | — devam edecektir. Yeni Si gara Paketleri Rşt_'—lnl’aketlerınDeğîş- | hı?ml:esine Çalışılıyor irlar umum müdürlüğü » mh Paketlerinin ıslahı için tet- Ha devam etmektedir. Sigara | Ülerine daha zarif bir manza- | n—n;"l’““' kararlaştırılmıştır. | Buni Paketler / değiştirilecektir. n için inhisarlar idaresine İeklit cöllen bazı şekiller tetkik ktedir. Vrupaya ihraç edilecek siga - ,.;_'.lçiu daha yeni tip paketler #dilecektir. Birçok cenebi ot ketlerde sigara pakelleri ı_u!'*khı» Halkın mazrut kadar doğl da ehemmiyet verdiği göz- Ünde tutularak sigara paketle- Zarafetine ehemmiyet veril- Tektedir, j kn ğ'u eihetinde satılmakta o- mü YÜ nevi ufak para cüzdarıma ki bih 11 buçuk kuruşluk pa - lerim » HBaraların içindeki tütün- %M'boşılmumı sebebiyet ver- &raşı '€n ve bu paketlerin man - etal da zakil olduğundan inhi - Bhıi İdâresi Beyoğlu tarafında 'Hı% NN buçuk kuruşluk peket- 'de kaldırmak kararındadır. No.50 Meredil sabırsızlandı: .,:ıl . bentm zihnimi oyalıyan ı.,:'lfnç kıza endişeli endişeli L ak ilâve etli: ging, Güribdir, dedi, insanların i- Yor Hüi iki adam Tuhu yaşı - * Şü konferansa bir taraftan KS isltyorum, bir torattan ie- | Tum, .;;"'G kız, şube müdür muayinini St Cışarıya çekerek: M:H"ML beraber yemek yi « ı..,"m:ü_;:â bunları sofrada ko- * Ğ&an geç vakte ka- Yanış Ç eSünda kaldı. Fakat gece Ç Sabrının mükâfatını gördü. Alıı, Mi Nezaretinden bir telgraf ş 'alta şöyle deniyordu. 'a 847. 63082 dünkü su- | tanbul Tesbit Edildi, Semplo: duğu plâna göre, yeni gar San- dıkburnu ile Yenikapı arasın - da yapılacaktır. Bunun için de Yenikapıdan Sandıkburnunun müntohasına kadar devam ct- mek üzere bir rıhlım yapıla - caktır. Gar, bu rıhtımdan itibaren Samatyaya doğru uzanan saha üzerinde inşa edilecektir. Semp- lon ve Toros ekspresleri, küçük bir liman haline getirilecek o- lan Yenikapıdan tahrik edile cek fribotlar vasıtasile birbir- lerine bağlanacaktır. Tam bu ekspreslerin mütekabil iki garı muvasalatları anında fribot da yıhtımda —hazır bulunacpıktır. Kısa bir tevakkuftan — sanra ekspres fribot vasıtasile karşı sahile nakledilecektir. Bunun için Yenikapı ile Son- dıkburnu arasında yapılacak e- lan garm önündeki — rıhtımda ona göre tesisat yapılacağı gi- bi, Haydarpaşada da yeni tesi- sat yapılacaktır. Haydarpaşa garının şimdiki vaziyeti, bu tesisafa müsaid ol madığından yeni tesisatın sile- ların üzerinde bulunduğu mu- rabbam - İstanbula müreveccih dıli üzerinde yapılacaktır. Bu yeni tesisat dolayısile bu mu- Yabbam geri tarafında, İngili mezarlığının alt tarafındaki gaz tankları da oradan başka yere nekledilecektir. İşte yeni liman tam bu noktadan, yani fribot iskelesinin bittiği yerden baş- hyarak Üsküdarla Selimiye 2- rasında Karlıkbayırına kadar Sayfiyelerğ Hücum Halâ Ev Arayanlar Var, Fakat Boş Ev Yok Bu sene havaların fazla sıcak geçmesi sayfiye yerlerine göç fa- yerlerine teha- | güm olmamıştı ve bu sene mesi- relerin tenha olacağı zannedili - yordu. Fakat sıcaklar bastırınca halk Adalara, Anadalu yakasına ve Boğaziçine akın etmiş, kiralık €v aramağa başlamışlardır. Ada - larda, Kadıköyün sayfiyelerinde ve Boğaziçinin Rumeli sahilinde kiralık ev hemen hemen hiç kak | mamıştır. | Göç mevsimi geçmiş olmasına | birçok kimseler iki aylık yaz için bile sayfiye yerlerinde ev aramaktadırlar. Ev kiraları bir- Genbire çok yükselmiş, rağbet gör- mediği zannedilen Boğaziçinin A- nadolu sahilinde bile bir tek ki- ralık yalı kalmadığı gibi, sahile uzak tektük boş evlerin kiraları da bir hayli yükselmi: Sayfiye yerlerine bu seneki ka- dar tehacüm hiçbir sene kayde- dilmemiştir. ale cevabdır. Zengin tüccarlardan l Hüseyin Efendi bu gece bahset - tiğiniz şehirden İtalyaya hareket etmiştir. Kızını Floransede bir pan- siyonda bıraktıktan sonra Parise gelecektir. Adresi Opera sokağın- da Teokrislis ve kumpanyasıla Meredit yarım saat sonra, tele- fonda Parisle konuşuyordu - ve bu şehirdeki bir İngiliz polis me- muruna emirler veriyordu. Ertesi sabah Paristen kendisine telefon ettiler. Meredit bu telefon haberine son derece memnun oldu. Çünkü yavaç yavaş, fakat emni - yetle elde ettiği ipuçlarını bir a- raya getiriyordu. Hüseyin Efen- dinin de son kalan boşluğu daldu- racağını ümid ediyordu. Akşam saat sekizde bürosunun kapısı açıldı. Bir memur göründü. Kapıda durduğuna göre birisini içeriye sokmak istediği anlaşılı - yordu. Meredit emir verdi: Müsavat Dairesinde İş Yapmalıdır Dünkt gazeteler, sanayi haya- tındaki mühim bir sulistimalden bahsediyorlardı. Verilen malüma- ta göre, makine ithal işinde bazı yolsuzluklar — yapılmış, bilhassa mensucat makineleri getirtilmesi sırasında, bir kısım kimselere mü- saade edilmiş, bir kısmma müsa- ade edilmemiş. Esasında, lüzumu olanlara makine getirmek müsaa- desinin verilmesi, lüzumn olmı - yanlara da bu müsaadenin veril- memesi lüzmumış!. Demek ki, ortada müsavat dai- resinde yapılmıyan bir muamcle yar. Müsavata uygun olmuyan İş- lerden dolayı meydana gelen ade- mi memnuniyet vatandaşları ü- midsizliğe, bedbiniye düşürür. Bir zamanlar, İstanbul otobüs- çülerinden bir kısmını Kayri- müsavi muameleler yapılmıştı. Bilhassa, devleti temsilen iş gö- ren kimseler, bütün vatandaşlara karşı müsavi şekilde muamele yapmalıdır. Çünkü, demokrasi prensipleri herşeyden evvel mü- savatçıdır. BURHAN CEVAD Sanayi Odası Teşkilâtı Ticaret Odalarının Sanayi Şubeleri Lağvediliyor Ticaret ve sanayi odaları teşki- lâtında geniş değişiklik yapacak olan nizamnamenin sanayi tetkik heyeti tarafından hazırlanmakla olduğu haber veriliyor. İktızad Vekâletinin tensibile meydana ge- lecek olan bu nizamname ticaret odalarının sanayi teşkilâtını lâğ- vetmekte, buna mukabil sanayi odalarını ihdas eylemektedir. Memlekette birçok sanayi oda- ları mevcuddür ve yapılan tetki- kat sonunda bu idalardan birçok- larinın daha ziyade sanayi işleri- le meşgul oldukları anlaşılmıştır. Bu itibarla küçük vilâyetlerdeki ticaret odaları Jâğvedilecek — ve bunların yerine de sanayi odaları halinde va- zifelerine devam edeceklerdir. odaları münhasıran sa meşgul olacaktır. En g sanayi odası teşkilâtı" İstanbulda kurulacaktır. Ticaret odasına ka- yadlı olarak 2000 sanayici olduğu anlaşılmıştır. Odaya kaydolmıyan ha binlerce sanayiki vardır ki, bunlar da sanayi odasına kayde- dileceklerdir. —— Bir Kadın Komşusunu Yaraladı 'Tahtakalede oturan Şaziye a- aında bir kadın, komşusu Nuri- ye ile bir meseleden dolayı kav- gaya tutuşmuş, fakat dayak yi- yeceğini anlayınca yerden bir taş kaparak besmının başına indir- miştir. Yarası hayli ağır olan Nuriye hastaneye yatırılmış, Şaziye de yakalanmıştır. — Girsin, girsin, onunla başbar Şa konuşmak isterim. Uzun boylu, fesli ve iri yapılı sakalına kır düşmüş bir adam içe- Tiye girdi. Elli beş, altmış yı rında görünüyordu. Meredit dedi ki: — Biliyorsunuz ki, bizim mem- lekette bir cinayet işlendi, bu ci- nayetin içyüzünü daha iyice an- hiyamedik, Memurumuz, bu me- sele hakkında sizin de malümal- niza ihtiyacımız olduğunu — size söylemiştir. Sizi temin ederim ki, hakkında nuhöş hiçbir muamele OLİS ve MAHKEMELER Kırk Yılda Bir İçtim, Eğlendim, Bu |HasmınıÖlümle Tehdid Başıma Geldi Dün asliye dördüncü ceza mah- esi, Sirkeci - Küçükçekmece hattında çalışan, Mus - de bir kondoktörü, vazi- fe sırasında tahkir eden, seyyar şerbetçi Abdurrahmanın duruşma- | sına başladı. Davacı Mustafa hâdiseyi şöyle anlattı: — Dün akşam Küçükçekmece - den Sirkeciye geliyorduk. Ben ü- gçüncü mevki vagonlardan birinin kondoktörlüğünü — yapıyordum. 'Tren Floryada durunca, Abdur - | zahman benim bulunduğum vage- na bindi. Yanında — bir de ço- cuk vardı. “Tren hareket edince ona tokuldum. Biletini görmek is- tedim. Abdurrahmanın va: de adamakıllı sarhoş olduğu belli idi, saçmalamıya başladı: — Benim biletim yok. Ben her zaman biletsir. seyahat ederim. Sen neden benden bilet istiyor- gn? Haydi çekil git buradan! de- di. Ve abuk sabuk konuşmakta de- vam etti. Abdurrahmanın yanında du - ran orta yaşlı adam nczaketle — Arkadaş, dedi. Kusuruna bak-, ma, sarhoştur, ne dediğini bilmi- yar. Ve sözlerine ilâve etti: — Bileti vardır. Demin onu ki gük kızı elinden akdı. Bilet andas dir, Etrafımıza baktık. Çocuğu gö- remedik. — * Abdurrahman bana hitaben: — Haydi, dedi git çocuğum ne- rede ise bul, buraya getir! Çocuğu bitişik ikinci gonun kompartıman'arından hi - rinde buldum. Babasınin yanma getirdim. Abdurrahman önu görünce hid- detlendi ve; nEvkİ vi — Çocuğumu nedi kaldırdın Sen kim diye bağırdı ve mü le, galiz küfürlerle bana hakarette bulundu. Şerbetçi Abdurrahman sı iktar etti. — Ben eğlenceyi pek sevmem ve rakıyı da nadiren içerim. Dün bir arkadaşım Floryaya gitmemizi teklif etti. Önce kabul etmedim, fakat çok israr edince onu kıra- madım. Yanıma küçük kızımı da aldım. Floryaya gittik. Arkedaşım İstanbuldan iki 49 luk almıştı. Bunları Floryada içtik. Akşama kadar orada gezdik, eğlendik. Ak- şamn üzeri İstanbula dönmek üzere trene bindik. Tren çok kalaba - lıktı, oturacak yer yoktu. Ben ger- çi Floryada rakı içmiştim amma, bu beni sarhoş etmemişti. Ben a- sıl trende kalabalıktan ve sıkın- tıdan sarhoş oldum, Bu sırada kan- doktör geldi, bilet istedi. Çok a- sabı ve sinirli olduğum için irade- me hâkim olamadım, biletçiye ha- — Teşekkür ederim, zaten A- merikalılar ve İngilizler bana kar- p daima nazik davranmışlardır. Zaten ben de Londraya ilk defa gelmiyorum. Eğer size faydam do kunursa ben de memnun olurum. Meredit bir dolabı açtı ve için- den ipek kâğıda sarilmiş bir gey çıkardı. Hüseyin Efendinin keskin ba- kışları önünde masanın üzerine koydu. Kâğıdı yavaş yavaş açtı ve içinden hafif paslanmış ince bir hançer çıkardı ve bıçağı aldı, Hü- | yapılmıyacaktır. l Kan Davası Etmiş Evvelki gün Küçükpazarda Hü- seyin isminde bir iâstikçiyi ölümle tehâld eden sebzeci Hasanın mhü- hakemesine dün meşhud cürüm- ler kanununa göre, Sultanahmed üçüncü sulh ceza mahkemesinde bakıldı. Hâdise şudur: Salı günü akşam üzeri 7 - 75 sıralarında Hüseyin ve arkadaş - Küçükpazardan geçerlerken Hasana tesadüf ediyorlar; Hasan Hüseyni görünce yanlarına yakla- şıyor, Hüseynin yakasında tuta - rak, sert bir tavırla: — Seninle bu akşam hesablaşa- cağız.. Senin bu akşam cezanı receğim.. diyor ve genç adamı şid- detle sarsmağa başlıyor. Hasanın arkadaşlarından — biri ikisinin arasına giriyor ve Hasana hitaben: — Ayıptır arkadaş, ne yapıyor- sun? Bu adamdan ne istiyorsun? diyor ve onları ayırmak istiyor. Fakat Hasan Hüseynin yakasını bırakmıyor, gözlerini hiddetle a- çarak, bağırıyor: — Bu adam benim hasmımdır, geçen sene bu herifin kız karde- #inin oğlu Eşref sebebsiz yere be- ni kasığımdan yaraladı, günlerce, aylarca hastanede yattım. Dok: lar hayatımı müşkülâtla kurtara- bildiler. Mahkemede Fşrefin be- ni yaraladığımı delillerle isbat e- demedim. Eşref beraat etti. Fakat ne o, ne de akrabaları elüâmden kur-) tulamazlar. Bir senedenberi on- lara karşı kin beslii T- Eşreften de, onun da mutlaka inti- n. Köklerine kib- rit suyu dökeceğim!. ları Hasan malikemede suçunu İn- | kâr etti ve dedi ki: nu görmedim hile... şahidler de y: öylüyorlar. Ge- çen sene beni kız kardeşi çocuğu Eşref yaralamıştı, Benim düşma- karşı hu- im ve kinim yo Mahkeme dinlediği - şahidlerin ifadelerile Hasanın Hüseyni le tehdid etliğine kannat getirdi. Onu üç gün hapis cezasına mah- küm etti. Fakat Hasanın sabıl olmadığı için bu cezayı tocil etti KesarAAALALARARARARALALARDA karet ettim. Sonradan buna piş - man aldum amma, iş işten geçti. Kırk yıldabir eğlenmeğe gittik. Bu başımıza geldi. Reis devacıya, Abdurrahman kendisinden af dilerse, onunla ba- rışıp barışmıyacağını sordu. Müstafa: — Bu adam o vakit çok sarhoöş- tu, ne dediğini bilmiyordu. —Bu sebeble onu affediyorum, dedi. Dava sukut etti. seyin Bfendiye uzattı: — Bu bıçak sizindir zannederim dedi. — Fenli adam bıçağı aldı, lâmba ışığmın altında —muayene etti. Sonra Meredite verdi. — Evet, doğru! dedi. Bu bıçak benimdir. Meredit gülümsedi: — Ba bıçağın sahibini nası) keş- fettiğimi tabil anlarsınız. Çünkü sapında Draelı Hüseyin Efendi yazısı var. Fesli adam hiç sesini çıkarmı yarak başını salladı, | Esnafın | Derdi | Evvelâ En Kolayları | Halledilecek Birleşik esnaf cemiyetleri idare heyeti cemiyet mensubları ara - sında dolaşarak emafın derd ve aileklerini tesbit edip büyük bir anket hazırlamıştı. Bir sureti Ve | külete gönderilen bu anketteki di- lekler üzerinde esnaf cemiyetleri idare heyetleri anket neticelerini umumi heyete arzetmek üzere e- saslı surette tetkikata başlamış - lardır. | Bu tetkiklerden gaye halli ko- lay olan meseleleri diğerlerinden ayırıp esnafın arzusunu bir an ev- | vel yerine getirmektir. Bu meselelerin hal şekli umumi heyetin kararına — arzedilecektir. Bu itibarla idare heyetleri sene - lik umumi heyet içtimalarına ka- dar tetkiklerini ikmal edecekler- dir. İnşaat Müsaadesi Suistimal Edenler Hakkında Tekibat Yapılıyor Bazı kimseler Belediyeye mü - racazt ederek ev inşası veya tami- rat için müsaade almakta, fakat bilâhare bu müsaadeyi sulistimal etmektedirler. Bu hususta Bele - Güyeye bazı ihbar vaki olmuş, yar pilan tetkikat sonunda için müsaade alanların yeni inşa- at yaptıkları ve ellerinde ev in- şasına ald müsaadename bulunan- ların da apartman kurmağa te - şebbüs ettikleri görülmüştür. Bu hususta müfettişler sıkı tef- tişler yapmaktadırlar, Gayrikanu- ni hareket edenler hakkında sıkı takibüt yapılacaktır. Yakalanan- ların Tuhsatiyeleri geri alımacak- tır. tamirat ——- Bir Genç Tabanca Temizlerken Öldü Yedikulede sturan Cemalin 18 yaşındaki oğlu Sulhi dün gece evde babasının tabancasını te - mizlemek istemiş, dakat tabanca ansızın ateş alarak çıkan kurşumt göğsüne saplanmıştır. Yaralı genç baygın bir halde Cerrahpaşa hasanesine kaldırıl - miş, » girişilen — tedaviye rağmen kurtarılamıyarak ölmüş- tür. Tavukpazarında oturan Sıt - kının 7 yaşındaki kızı Kadriye ile arkadaşı 8 yaşında Münir, marangoz Ömerin dükkânı Ö - nünde kaydırak — oynarlarken, dükkân kepenğinin bazuk ilan yayı kurlulmuş ve kepenk bü- yük bir hızla çocuklann üzeri- ne yıkılmıştır. Çocukların ikisi de başların- dan ağır susette yaralanarak hastahaneye kaldırılmışlardı. — Bu bıçakla memleketimizde bir cinayet işlenmiştir. — Allah istedikten sonra böyle şeyler Londra gibi büyük bir şe - hirde de olabilir. — Amma bu bıçak sizin bıiça - Hınız... — Evet amma, bıçak buradaysa, benim elim Draodaydı efendi... Fesli adam bir kere daha bıçağa bakarak: — Demek «Kara Romalı» yı ök gürdüler? Meredit bayretle sordu: — Kara Romalı mıf. — Bvet, işle şu Sarı Yanis de- dikleri adam.. Çok fena adamdı ©, gok fena... — Demek Sarı Yanisten bahse- decdeğimizi biliyordunuz. Hüseyin Efendi amuzlarını silk ti: — Bunu bilmiyecek ne var? bü- tün gazeteler sütun sütun yazdılar. | T İki Çocuk Ağır Yaralı Meredit kendi kendisine kıza- rük verimç ü Madrabazlar, Hilekârlar Ticaret işinde hile ve sahtel hık, bazı soysuzların iliklerine iş| lemiş.. Bir sayfiye köyünde Tüyorsunuz. — Kapınızın &: göçen bir seyyar setıcı tereya yumurla getiriyor ve diyor kiz öy yumurtası, köy yağı, de ha dün gelirdim.. Almız, gı menmun kalacaksınız.. İnanıyorsunuz. ve alıyorsunuz Yumurtalar günlük olmak $öyl dürsün, aylık bile değil. Yağ is. ekşimiş, berhad birşey.. B zarının yağlarını ve yumu mı mumla arıyorsunuz. 4 Asıl mesele, bu malı satanı köylü kıyafeti, köylü edası, köyli safiyeti — takınmasıdır. | Türk kö, tipini, hasis n faat endişeleri için istismar edem ler, temiz Türk çocuklarının açıj alınlarını, lekesiz vicdanlarını di bu suretle kirletmeğe çalış lar. İstanbulda saf köy yağı, yumurtası yoktar. İnanmayır Hayalimizdeki köy saffeti, istifade ederek, bir takım bazlar, en âdi malı, mağşuş ve hi lebaz şehir artıklarını, yine rin başıboş havayici zaruriye caretinin en ince ustalığı ile, malı> taktiği ile yutturuyorlar. İstanbul kadar, her nevi maddesine hile karışmış, yez zünde bir başka şehir daha tuz. Bu başıbozuk şehir içi tinin örneklerine, ancak, t aşiret devrinde raslamak kündür. Maarif Şürasına Gidenler Dönüyor Ankarada toplanan maarif şü rası toplantılarına şehrimizden tirak etmiş olanların mühim kısmı bugünkü trenle dönmüş lerdir. İ Eirimizin Derdi Hepimizin Derdi | Nasıl Pazarlık Yapmayayım ? — Kalyoncukullağundan — B okuyucumuz yazıyar: «Pazarlık kanunen — yası İyi şey! İyi-şey amma, ya Ş seyşar satıcılara ne diyelim! Bir evde pansiyoner oturu mı? On beş kuruş nerede, kuruş nerede? Acaba şu seyyar sal rak, kanunun kayıdları d ne sokmak mümkün değil dirto — Ben sizin gazetelerimizi ©. kuduğumuzu zannetmiyorum, ( di. Şimdi meseleye gelelim. bu bıçağı bir lağımda — bu Herhalde katil oraya atmış cak. Hüseyin Efendi, siz bu kat kim olacağını elbet bilirsiniz. — — Bizde bir söz vardır: «Fe lar mutlaka âdil insanların elin de mahvolurlar» der. Ben ad her zaman sevmiş bir in Hayatımda hiç kimseye yapmadım. Benim Yunanlılarlı İtalyanlarla, Fransızlarla, İngillş lerle, Yahudilerle münası vardır. Şimdiye kadar hiçi aldatmadığımı söylemekle iftihş duyarım. Eğer bir adamı öldüri sem, herhalde onu bana ve aile mo fenalık yapmaktan meni için öldürürüm. Şu bıçağa öldürdüğünü sorunuz. O söz den ben cevab vermiyeceğim de bir söz vardır: Asker kı esiridir. “Deramı ©,

Bu sayıdan diğer sayfalar: