26 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

26 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Takım Mürettebat aran: Rahmi Yağız Havasızlık- tan MecalsizBirHale Duşmuşlerdı? ,*.'“yu:bıım.lhmınm- B kusu var gibi.. tekrar sık sık nefcsler "'—u.n ç Hatıt uım /edümakili: himses | | bakan İkincisine: _:: koku bu?.. Sakın depolar B olmasın? ._.;Mmıı 8 denizciyi tepeden h titretti. Makine durmuş, Yoldan kalmıştı. Bir de bu < Ppoları muayene a ölelim. O belâsı yelkenlinin lar depolar hizaşında İki Wm Onları yamadım. O “'41. depolara dokunduysa?.. iki yardımcısı ile birlikte H Yık depolarının -bulunduğu İstafa köştu. ada amoanyak kokusu da- 4 İdetle duyulüyor, âdeta gen- i "ımı. bir kısım müretlebat ihe uzanmış havasızlık- kkılnıı.ııııaı Blanşon amon- yanma gelince gemi kaplamasını deldi- (şletlere baktı. İkl ufak delik 'Or, gözleri sulandırıyor - hava teneffüs etmekten _.mbıpııım tetkik etti. Kur- Bi k kadar zehirlenmişti.. uradan ayrıldı, süvari- rasına geldi. Hâlâ ikinci ağa devam eden süvari ardına gelen bu felâket - habersiz, makinenin tami- ;__ haberci göndermek. Ko- Brodey'den meded ummak xılpıunuı imkânsız çarelerle oluyor, derdin büyüklüğü- b”:&ıdımıyeı- yahut Güşünüyordu. Ri, a hizla kamara kapısıni N_ iye girmeğe lüzum gör- eşikten haykırdı: k'hı'en' Amonyak depoları la )::llnrm" Çıkan gazlar ç 'asına karışmış, müret- & Mangada baygın yatıyorlar. kdenizin yüzüne çık - havayı değiştirmek mecbu- k deyiz, yoksa hepimiz bu- 'haı... zehirli gaz veri- kasden "'—*ııınnıı.ııln N Bünü bhareket hazırlık - g "—nı ler dolaştığından — bir seyahat tehlikeliydi. kalan para ile lâzım İ ğ Eergeyi tedarik ettiler. Rolf "ıı bir araba aldı. Ailesile —N N yolculuk sırasında İâzim Yiyeceği ve eşyalarmı bu |* faşıyacaktı. Küconun eb Üa, T incan olduğu da meydana “Ârabayı onum kadar kim Ae lirdir. Rolf kendine bir at, , * fütek aldı. çocuklarına da ek hediye etti. Hanri ile miş tarla fareleri gibi zehirlene- rek öleceğiz!.. Klavye bu haberi maneviyatı- na indirilen dehşetli bir darbe gi- bi karşıladı. Şaşkın şaşkın yüzüne — Siz mangaya gidin. müret - tebatı gözden geçirin bir kere! Dedikten sonra Blanşonla ko - muşmağa girişti: — Depolar kurşunla mı delinmiş diyorsunuz? Alman O Baş Kumandanlığı (4 üncü sayfadan devam) * Alman kumanda heyeti masa başından harbin idare edilmesi | mümkün olmadığını harbin baş- langıcında gösterdi. General Vetzel askeri — işlerle askeri olmıyan diğer devlet işle- rinin harb zamanında bir tek kumandanın elinde bulunması fikrine de itiraz ediyor ve diyor ki: Bu zamanın harbinde başku- mavdan gerek fikir ve gerek vü - cudce çok yarulacaktır. Böyle ol- dukça diğer mes'uliyetlere giriş- mesi doğru olamaz. Şüphesiz ki devlet reisi, harbin kumandanı, bütün harekâtın şevk ve idaresi mes'uliyetini almıştır. Fakat hare- kâtın hazırlanması ve yapılması için bir kısım mes'uliyetleri yük- Jenecek bir başkumandan bulum- ması lâzım gelir. İşte Alman asketi muharririnin fikri budur. Bu neşriyattan at- laşılıyor ki Alman kumandanları arasında bugün bü iki cereyanı takib edenler vardır. Fakat bu meselesinin münakaşası artık na> zari sahada ve erkânıharbler ara- sında konuşulur bir mevzu olmak- tan çıkmıştır. Reis olan Hitler harb zamanız- 'da bütün devleş işlerini idare hu- susunda başta olacağı gibi baş - kumandanlığı da yapacaktır. Fi- kat yalnız bir nokta var; Yukarıda General Vetzelin işaret ettiği gi- bi en başla alan bir kumandan gok yorulacaktır. Bir de devletin diğer işlerini ayni kumandanın - dare etmesi pek zordur. Onum - gin askeri harekâtın bir kısım mes'uliyetleri diğer bir başka - mandana verilmesi de muhtemel- dir. Bo suretle başkurnandanlık vekili olarak diğer bir general bu- kunacaktır. Yoksa Hitler bizzat Asrın Rob ÇOCUK ROMANI — No. 5 PFrank buna çok sevindiler. Rober Rolf çolük çocuğu ile beraber yeni bir maceraya doğru yol alıyordu. Müösyö Makin bakır madenine itmek, Los Menbre varımak için büyük bir çölü geçmek lâzımdı. Şimali Amerikada büyük sahra kadar vüsi bir çöl vardır. Bu çö- Tün mesahası iki mülyon kilemetro | murahbardır. Amerikanın bu büyük çöl kı sahraya benzer. Bör kısmı kum, bir kısmı çakıldır. Civar dağlarda büyük nehirler akar, ormanların | © zaman bir başkumandan vekili falıgı Amonyak Koİıusu Almıştı. Çarkçı Başı İki! l)'PO:Iaİu İki Deliği Saç Parçalarile Hemen Tıkadı — Evot... İki depoda da bımı kurşun yarası var.. Biz farkında olmadan buradan çıkan gazlar Tri- ton'un her tarafına yayılmış, ted- Ticen havayı zehirlemiş. Nerede ise buraya da gelecek.. Sür'atle hava değiştinmemiz lâzım. | — Böyle güpegündüz suyun üs- l tüne çıkmamzıa imkân yok! Ak- şamı beklemeye mecburuz. (Devamı var) rdusunun | bütün harekâtı idare etmek mi istiyecek?. Yine Alman generalinin yazı - sından anlaşılıyor ki hanb vuku- | unda kumanda işlerinin bir elde | | kalmasını goğru bulmuyan ku - mandanlar vardır. Bu süretle en mühim işleçni bir kısmı da diğer kumandanlara - verilmiş olacak, onların idaresine bırakılacaktır. Bu suretle görülecek ikilik bes - bellidir. Fakat bir kısım Alman generalleri kısmen böyle bir iki- lik olasını daha muvafik — bulu- yorlarmış. Bugün Hitler Alman devlet reisidir. Alman millelinin rehberidir. Almanyanın Kara, de- niz ve hava kuvvetlirinin başku- mandanıdır Eğer bir harb vuku- | unda harekâtı doğrudan doğruya kendisi “idare -etmeğe kalkmazsa olarak diğer bir general tayin &- debilir. Demek ki Alman general- | lerinin bir kısmı da bunu istiyot. | söreerArArALAAALALALALALARA. 'Ekmek Kırıntıla- rından Milyoner Olan Adam (5 inci sayfadan devam) tün Paris lokantaları, hususl ev- lerdeki ahçilar ve hizmetçiler ek: mek kırpıntılarını Bana getirir, | satarlar. Bir çok adamlatım var. Exmekterin çok kirlilerini ayırır- lar, tavuk ve tavşan besliyenlete götürürler. Az kirli ölanlarını da balıkcılar alır, oltalarına yem y parlar. Görüyorsunuz a işe mete- liksiz başladım. Bugün şato, ko- nak ve otomobil sahibiyim. Buna | da kendi ihtisasım sayesinde mu- vaffak oldum. Kendi kendime bir meslek, bir ticaret ihdas ettim. ensonları Türkçesi: SİS dan kuş konmaz, kervan geçmez. | Sen - Lülden Santafeye kadar Rolf ailesinin bulunduğu kervan yoluna hüdisesiz devam etti. Mös- yö Mak vatandaşlarına karşı çok ihtimam gösteriyor, bu uzun yol- | culuklara alışkan olan Meksikalı karısı akşamları kârvan durunca neş'esile herkesi oyalıyor, Rolfun karıst tallı sohbetile yöl arka - daşlarını eğlendiriyordu. Çocuklara gelince, onlar kork- muyorlar, yozgunluk da düymü - yorlardı. Bu hiç görm ni manzaralar pek h diyordu. Bir an evvel Los Menbre madene varmak istiyorlardı. İ Bir Fransız Sefiresi Sultan Reşaddan Ne İster ? (5 inci sayjadan devam) sabah kahvaltımı Mihrümah ca- mii avlusunda yapardım. Bir gün gezintiden dönerken Fatihe yakın bir medresenin kubbeleri üstünde bir takım adamların kazma savur- dukları gözüme ilişti. Hemen ara- bamı tuttum. Bışlın:dık' adama kavas vasıtasile sordum; — Ne yapıyorsunuz? — Burasını yıkacağız, — Ned: — Şehremanetinden öyle emir aldık. — Kendimi tutamadım: — Amaaan! - diye bağırdım - Bu harikulâde güzel bir eserdir. Ben yabancı iken bunun yıkılma- sına razı olamıyorum da siz dede- lerinizin bu güzel yadigârına na- sıl kazma vurabiliyorsunuz?. Adamcağız utanarak önüne bak- ta. Fakat görülüyordu ki bu kaz- | maları durduracak çare kendisi- le münakaşa etmek değildi. Ara- bacıya emir verdim: — Çek Şehremanetine. — O tarihte Istanbulun şehre- mini meşhur bir operatör ve dira- | yetli bir şehirci addedilen Doktor Cemil Paşa idi, Bu emri onun vez- | miş olacağına bir türlü aklım yat- mayordu. Aksi tesadüf! Kendisini emanet dairesinde bulamadım. Husust kâ- tibi o gün Ve ertesi gün daireye gelmiyeceğini de söylemez mi?. Fena halde sinirlendim, canım sikildi. Şimdi ne yapmalı doğru Pad'şaha gi geldi. Ve Sultan Reşad beni kırmadı. Der- ha Halid Ziya ve Lütfi Simavi Beyleri bu meseleyi halle memur etti. Bir saat sonra arabamla tek- rar o tarafa gittiğim zaman yık- cıları göremedim. Bunun üzerine bizim münevver ydi? Hatırıma dı ne bu medresenin Ma - AFFEDi (5 inci sayfadan devam) sjan, fazla birşey sormadı. A- yağa kâlktı: — Pekâlâ, Filip, dedi. Mes'ud olmanı temenni ederim. Ayrıldılar, Filip çıkıp gittikten sonca genç kadın kendini diva - Rin üzerine atlı. Hıçkırarak ağı ladı, ağ'adı. jan sevgilisini bir türlü unu - tamıyor, gece ve gündüz ağlıyor- du. Bu ağlama netlcesi gü bir hastahık âriz oldu. Am lüzum görüldü ve gözleri açıla - | cak yerde büsbütün kör oldu. O, hâlâ ağ'ıyardu. <Yedi ay geçmişti. Bir gece - partımanın kapısı çalındı. jan, duvarlara tutunarak kapıya yak- laştı: Ekzamanın ilâcıdır. Yara ve çıbanlarda kullanılır. Her Eczanede kutusu 50 kuruştur. Frank amele gibi çalışacak, | Hanri yazıhanede babasına yar - dam edecekti. İki ay devam eden yolculuktan kervan yolu terketti Bu kızılderili ydudlar vardı. ı.rıııı.ııu çok tehlikeli insan - lardı Kervan Katada nehrine doğru iÜerkedi, nehri geçti, kıyıları ta- | kibe başladı. Arazi çok arızalı idi. Yolları znütemadiyen akar sular kesi - yardu. Kuru dereler derin uçu - rumlar açıyordu. Bu kuru derelerden birini ge çerken Rolf ailesinin arabası kı- rildı. Rolf atından İndi. Küco ile beraber arsbayı tamire uğraşır- ken kervan yoluna devam etti, | | | man ertesi sabah birkaç atlı yar- | Gumlarına gider. | mir ettiler. Yoöla çıktılar. Pakat Rol ile Küco uğraşırlarken bir | at nak sesi duyuldu. Mak arkadaşlarının g dıklarını görünce geri dö Rol£ meseleyi anlattı ve kendisi- İ kal - işlü, YORUM — Feyzüllah Efendi medresesi Mösyö. Son seyahatimde memnu- niyetle gördüm ki orada bir kü- tüphane tesis edilmiş. Ne güzel olmuş. ** Bu hâdiseyi ham bir yakın tarih | düği nü çözmek, hem de İstan- bulun imarına himmet ettiğimiz bugünlerde say mız kazman larda çok dikkatli olmamızı bir aideli bulduğum daha için yazdım. Bugün Fatihte gördüğümüz Ali Emiri Efendi kü esi, (Millet kütüphanesi) işte o eski Peyz lah Efendi medresesidir ki şayed baltalar, kazmalar zamanında dur- | durdurulmasaydı, bugün orada ol- mayacaktı ve yerinde ya bir kötü çimento bina veya zevksiz «yeşil Bahâ» görecektik. Sırf Fransız sefiresinin bir ti- casını yerine getirmek için «iradei seniye» ile idamdan kurtarılan bu eser bir müddet sonra bir softa- dan ziyade liberal bir münevver olan Şeyhülislâm rahmetli Hayri Efendinin Evkaf Nezareti zama - nanda tamir edilmiş ve büyük bir | milliyetperver olan Alf Emiri E- fendi de günün birinde kitablatı- nt vakfer İstanbulumuz her bakımdan bir san'at ihlişamı arze- den bu güzel müesseseyi kazan - | miştir. Kendi kendime sormadan gün 'geçmiyor: | 26 yıl önce bu medresenin yı- kılmamış olmasından bugün nasıl seviniyorsak acaba Gılmanâmı- hassa sarayını mubafaza etmemiz- den de 26 yıl sonra ayni suretle bir sevinç duymamız mukadder de - Bit midir? | Unutmamalıyız ki yaşanan gün- Jerin görülmiyen, ufak sanılan ha- taları, geçen yılların dürbünü ile bakılınca göze pek büyük görü - NİZAMEDDİN — Kimdir 01. — Ben... Benimi. Filip!... sevgili Filipin?, ejan, sevgilisinin sesini tanıdı. Sevinçle bağırdı: | en misin?, Bu saatte bura- da işin ne?. Niçin geldin?. Ve kapıyı açtı. Filip, içeri girin- | ce janı kolları arasına aldı, göğsü | Senin n, dedi, senin | ketine sebeb oldum. Fakat bü- nu tamire, unutturmıya çalışaca- ğım. Bundan böyle yarından ay- | lmryacağım. Affet beni!. Haydi, iyle, beni affettiğini söyle... — | jan, başımı kaldırdı. Görmiyen gözlerinin kapaklarını kapadı ve: | — Affediyorum-. Dedi..r ne nıuyu,—ı..—ı olmadığın: söyledi. Gece nasıl olâa kervana yetişir - lerdi. Kervanlarda böyle hâdiseler o- kur. Kervan gecelemek için du - runca geride kalanları beklerler, eğer gelmiyecek olurlarsa © za - Bir saat zarfında arabayı ta - biraz yol alır almaz, bu sefer &- rabanım tekerleği kırıldı. Bu kaza daha mühimdi. Küco: — İşte şimdi yardıma muhta - tiz! dedi. Ayaklarının ucuna basarak u- | zaklaşan kervanın nerelere var- dığını görmeğe çalıştı. j Rolf hemen atına atlayıp ker- | vana yetişmeyi ve yardım isteme- | düşündü. Fakat birkaç kere | Meksikalilar onunla alay etmiş- (Devamı var) A RLelARİ MERMHEMİ SYA AAA hemdir” Soğük; ve sıcaktan'ımı DA e Z LA LA LA Fi bilr Gi ç a SAA F at aha dddi deE l ae KNT MALSILEY AĞ “KANZUK EBECZANESİ — *Beyoğlu; Üshnbııl l Beyeğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları ı ' KİRALIK EMLAK Kasımpaşa Kayık iskelesi Dere kenarı 41 Nahıı müfrez ııo Si sonu: kadar Gazi Hasan Pp. Mekteb sa — 34436 — Havuzlu 3145-942 han — sonuna kadar Yukarıda yazlı emlâkin kiraya verilmesi açık artltırmaya kon- muştur. İsteklilerin 5/9/939 günü saat 14 de müracaatları. (6874) HORSEY HORSEY (Palais Glide) CHESTNUT TREE Seven Star Band Cazı tarafından — muvatfakiyatle çalınmış ve Thomas Brüce - tarafından ..,(.._ıııııııı gayet parlak anrejistre edilmiş olan bu plâğı pek yakında COLUMEBLA Plüklarında dinliyeceksiniz, Ayni zamanda BAYAN HİKMET tarafından okunmuş ZEHR A (Tango) GİT ARTIK SENİ İSTEMEM (Tango) Plâğın arayınız. COLUMBİA Plük Şirketi dünyanın en büyük plâk fabrikasıdır. Adliye Vekâletinden: 1 — İstanbulda Adli tib işleri umum müdürlüğüne teslim kaydile ve şartnamesindeki evsafa göre bir adel ölü ve deli nakline mahsus kamyonet eksiltime surelile alınacaktır. 2 — Eks'ltme Ankara Yenişehir Temyiz mahkemesi binasında Ad- Hiye Vekâleli Levazım ve Daire müdürlüğü odasında toplanacak ko- misyon taratından yapılacaktır. 3 — Alınacak tahmin edilen bedeli 2620 Itradır. 4 — Eksilimeye iştirak edecek taliplerin tahmini bedelin 9 74 ğu olan 196,50 lira muvakkat teminatın makbuzu malsandığına tevdi olun- duğunu mükeyzin makbuz veya banka mektubu ile birlikte komisyona müracaatları. 5 — Eksiltme günü 28/8/939 pazartesi saat 15 dedir. 6 — Talipler şartnameyi Ankarada Vekâlet Levazım ve dalre mü- dürlüğünden, İstanbulda Adli tıb işleri Umum müdürlüğünden her za- man parasız olarak a'abilirler. (3760) KIZILAY HASTABAKICI HEMŞİRELER Okulu Direktörlüğünden : Yeni ders yılına . Okul geceli va para- sızdır. Okul, genç Bayanların hastabakıcı ve ziyaretçi hemşire yetiştirmek, hastanelerde ve umumi sıhhatle alâkadar olan mü- esseselerde çalışmalarına mahsustur. 'Tahsil müddeti üç yıldır Teorik ve Pratiktir, Dersler hu- sust doktor profesörler ve muallimler tarafından verilir. İs- teklilerin iyi ahlâklı ve sıhhatli ve en az orta tahsili bitirmiş olmaları garttır. —Diğer şartlarımızla fazla izahat için yazı ile veya bizzat İstanbulda Aksarayda Haseki caddesin - de okul direktörlüğüne müracaat edilmesi, İstanbul Sahil Sıhhiye Merkezi Satınalma Komisyonundan : Merkezimiz ve mülhakatı ile Çanakkale merkezi ambarlarına tes- lim edilme kşartile (500) ton krible maden kömürü ile (30) ton yerli sömikok körrürü kapalı zarf usulile satın alınacaktır. A — Tahmin bedel! krible maden kömürünün beher tonu (14) lira (67) kuruş ve sömikok kömürünün (23) liradan tutarı (8025) liradır, B — Kömürü: şartnamesi merkezimiz levazımından parasız alınır. C — Eksiltme 5/9/1939 salı günü saat 15 te Galatada Karamustafa- paşa sokağında mezküir merkez Satınalma komisyonunda yapılacaktır. D — Eksiltme kapalı zarf usulile yapılacağından isteklilerin eksi! me başlamadan bir saat cvvel tekfif mektuplarını ve tem'natlarını yatı- rıp makbuz almaları şarttır. Aksi takdirde eksiltmeğe giremezler, E — Krible ve âömikok kömürlerinin teminat parası (601) lira (88) kuruştur. ömür tüccarı oldukla: daiş Ti- ait vesikasını ibraz etmeleri şarttır. (6403)

Bu sayıdan diğer sayfalar: