13 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

13 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

[ ı Memiş. | “Alman liderleri muhtelif vesilelerle i- Ptün etmiş oldukları içindir. ki, müte - | barbin ük günlerizii katırlıyoruz. Bu 2—SON TELGRAF-İ3EYLÜL 1939 LAİ AM Ni DKD D Son Telgrof- İSTANBULUN MAMUR YERLERİNDEN GEÇTİM İki üç ay var ki, Taksimden Har « biye tarafına doğru gitmemiştim. Me- Ber, stonbulun bu köşesi ne kadar imar edilmiş. süslenmiş, püslenmiş, — güzel- deşiniş!. Aşkolsun, doğrusu. Bir kere o yolun orlasında refüj ta- bir olunan çicek tarhları daha ziyade gelişmiş. Sonra efendim, Taksim bah- gesi tarh ve tanzlın edilnliş.. Kübik bir anire yapılmış.. Hele, gece geçliğim için, bahçenin aşıklarını gördüm, bayıldım.. Bundan Hönra, efendim, Harbiyedeki o yeral helâsı tamamlanmış.. Valikonağı cad- desine giden yol genişletilmiş.. Fakat, medense, üç aydır, hâlâ ikmal edile - Bonra, döndüm matbaaya geldim.. Bizim caddede toz bululları birbirle - Finİ kovalıyor, milyonlarca mikrop yol- Güları bombardıman ediyordu. NAKIL VASITALARINDA BOZUK PARA İşİ derde miras yediğime zahib olmayınız. Üç ayrı nakil vasılasında da boz - durmağa eşebbüs eltiğlim hep aynl eski Hira idi. FPARA TAHSİLİ İÇİN ÜÇ AY BEKLİYOR Şu Kadıköy tarafının sular idaresi me ömür şeydir. Anlatayım: Efendim, biraz hava almak gayesile, bir sayfiye köyüne giltik, Evimizde Elmalı nam Nadir Nodi öoruyor; «Harb kısa sü- Tebilir mi?> Alman ordusu kısa bir zamanda Lehlerin işini bitirecekti. Da- vasını garb devletlerine kabul ettire- cekti. Halbuki evdeki pazar çarşıya uymadı. İki kuvvetli taraf arasında ve büyük bir cihan davasını hal uğrun- da bağlıyan bu harbin uzun süreceği yakkız davranmağa mecburuz. YAKİT: Asım Üs barb münasebetile tasar - YUf mevzuunu ele alıyor. Feki büyük wığsnıîmmâ -— GO Veler <Y AAA İALAı<nl sa var, — Evvelki gün su tahsildarı geldi. Jç aylık para istiyor. Fakat, bak» tik Ki, istenen para, ilkbahar aylarına alddir. Malbuki, biz, bu hanede yal- Di oturduk.. Nerede ise de şehre zöç edeceğiz. Tahsildarın Hadesine göre, bi bu parayı vermeli imişiz.. Yazın, bizim sarfettiğimiz suyun bedelini de, üç ay senra, €v sahibi verirmiş.. Benim bu besaba aklım ermedi. A- caba, sular idaresi alacağımı tahsil i- çin, neden böyle üç ay bekliyor?. 14 YAŞINDA ÇOCUK METRES SAHİBİ Son günlerin en şayanı dikkat mu- hakeme havadisi, metresini yaralıyan delikanlmın macerasına ald olacı idi. Ortada suç var. Bu da, koskoca deli- | Kkanlı olan bir suçla var. Fakat, fus kâğıdına göre, suçlu daha çocuk.. Ağa süt kokuyor. Yaşı da 14.. Halbu- ki, mahkeme heyeti hururuna geliri- | İi yarı bir erkek. Taşılıyor. ZABITA ROMANI No. 36 Başka zamanlarda, böyle bir va- | Ziyete düşen bir insan, polisi im- dadına çağırabilir.-Halbuki Temp- lar şmdiye kadar böyle bir usula hiç müracaat etmemişti. Nevyork polisinin kendisini kurtaramıya - Cağını pekâlâ biliyordu. Bilâkis bu! polis Tempları yakalasa, cinayet- lerinden dolayı hemen teVkif e - derdi. Örkrid ile Yild'i yakından tet - #ike fırsat bulan Templar Ameri- ikan adaletinden artık ne beklene- bilecekini pkâlâ anlamıştı. Bitaraf| bir mahkemenin kendisini mah - | İküm etmesni kabul ediyordu. İyisi| Mi, böyle haydudlar - tarafından kaçırılması daha müraccahtı. Çün- kü ne deolsa, bir kurtuluş ümidi her zaman vardı. — Templar ölümü ilk defa ola- Xak mi, bu kadar yakın görüyor - (du? Fakat şimdi vaziyetin son de- geçe ciddi ve tehlikeli - olduğunu anlıyor, nicin lüzumsuz yere bu et ve cesaret gösterdiği- e adeta pişman oluyordu.- Fakat 'yüzünden de endişesini hiç İzhar #tmiyordu, otomobil durdu. Fe - tibota binip karşı tarafa gçecek « O lerdi, Templar sordu: — Ne 0? Jersey tarafına mı gi- — Evet, sizin hava tebdilinden hoşlandığınızı biliyoruz da, onun için.. Şoför kapıdan eğildi, otamobilin feribot ödedi. Dört yolcu beklemeğe başladılar. Templar o zamat Vâlkros'la ko-| nuşürken alay ettiği Amerikan metodlarının ciddiyetine —inandı. Amerikan metodlarına göre, oto - mobille dolaştırmak, ne olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Sönen sigarasını attı. Bir elinde tabancayı Tempların göğsüne da- yamıştı. Serbest kalan elile sağ ce- binden burusmuş bir paket çık: Tarak, «Âzize» e uza! — Bir sitara daha içmez misin? dedi. — İdam mahkümunun sigarası değil mi? Templar bir sigara sldı. Maksi hasmına mezbuhane bir harekette| bulunmasına meydan bırakmamak için yanmış bir kibrit uzattı. Her iki adam Templar'ın kulla- nabileceği bütün hileleri biliyor » lardı. Onun için hiç bir şeye it - madları yoktu. Templar — tekrar arkaray ındı müsterihane si- garasını İçmeğe koyuldu. , alâkasız bir tavırla — Fay Edvards ismindeki bu kadın kimdir? | vek, günlari söylemiştir: POLİS MAHKEMELER İki ö i açıkgöz Geçen sene ilkteşi 9 üncü günü | arkadaşı Nahif ile birlikte, Tahtakale den geçerlerken, sandıkçı Metmedin dükkânı önünde bulunan tahminen 190 | kuruş kıymetindeki sandığı çalan Ab - dullahin muhakemesine dün Üçüncü Sulh Cezada devam olunmuştur Hâdise günü Abdullah ve arkadağı | Nahif çaldıkları sandığı Tahtakale yo- | kuşundan çıkarırlarken, sandığını dük- | kânın önünde görmiyen sandıkçı Hacı | Mehmed derhal dışarıya çıkmış ve bu | iki açıkgözün yanına gi sahibi. olduğunu reye götürdükleri ü lardan Nahif; hamal olduklarnı, san- diği kendilerine adını bilmi naz bir şahsın teslim ettiğini söylemiş ve yokuşun başında anu bekliyecekle- riai ilâve etmiştir. Sandıkçı onlardan sandığını geri al- diği gibi, kendilerini de mahkemeye vermiştir. Yapılan duruşma sonunda Abdulla- hın 3 ay müddetle hapsine karar ve- rilmiş, fakat bazı sebeblerden dolayı bu. ceza 10 güne indirilmiştir. Hammal dediğin böyle olur Öhannes adında bir şahsın; — evine Rötürmesi için kendisine teslim ettiği 20 lira kıymetindeki eşyasırı satmak suretile, emniyeti sulistimal eden ha- mal Örner oğlu İhsun dün asliye ikin- ti cezada muhakeme edilmiştir. Davacı Ohannes mahkemede şun- ları söylemiştir: «Hamal İhsanı birkaç yıldanberi tanırım. Kendisine itinadım vardı. Aradasırada Yalovaya gider, o- radan satın aldığım öteberiyi, köprüye çıktığımda, evime götürmesi için İh- sana verirdim. Bir gün yine Yalovaya Kittim, Oradan 10 tavuk, 850 yumurla ve iki kile kıyılmış et aldım. Bunları küprübeşinda İnsana teslim ettim, e- vime götürmesini söyledim. İhsan al- diği şeyleri doğruca çarşıya götürmüş ve satmıştır.> Hamal İhsan ise suçunu inkâr ede- «— Öhannes vapurdan — çıktıktan sonra, eşyasını ban teslim atti. - Ben bünü, rıhlımdaki — Giomobilin - yanına götürdüm. Biraz sonra Ohannes geldi: | — Bu eşyayı evirne 10 kuruşa götürür müsün? dedi. Kabul etmedim. Eşyayı | orada biraktım. ve gittim.. Ben onun malını kimseye satmadım.> Duraşma / şahidelrin — malikemeye celbleri için tehir edilmiştir. KÜÇÜK | HABERLER * İsviçre beynelmilel — müzaheret köngresine iştirake giden General dük- tor Besim Ömer ve Ahmed İhsan Tok- göz avdet etmişlerdir. *& Et nakliyatı işini belediye &ll ay sanra bilflil deruhde edecektir. * Sulür idaresi müdürü Ziya kad- royu Ankaraya götürmüştür. * Eminönü meydanının tanzimi bu- günlerde ihale edilecektir. Yeni cami sedleri taşla örülecek, mütcaddid re- rüjler yapılacaktır. ** Zehirli gaz kursları aybaşında a- çılacaktır. Evvelce bu kuralara gitme- miş olanlar dersleri takibe mocbur tu- tulacaktır. * Yolcu salonunun dahili tezyinalı İçin bir dekorasyon müsabakası açıl- maştır. * Alman tezgühlarındaki vupurla- Tırızın kontrolünü yapan heyetimizin Almanyada Kalması tekarrür etmiştir. | | | | Maksi şapkasını arkaya itti — Niçin soruyorsun? dedi; be- bektir işte! Templar Maksi'den faydalı ma- lümat alabilmek müşkül olacağını atıladı. Haydudlar üzerinde hüküm süren bu esrarengiz ve meş'um ka-| dın sanki polis romanlarında, va- | hud zabıta filimlerinde yaşıyan tiplerden birisi idi. Nevyork Gangisterleri için, ka- dın ancak bir bebek, bir süs, bir oyuncaktan ibaretti. Kolayca ka - zandıkları dolarları daha zevkli yemek için vanlarında bulundur- dukları bir sefabet arkadaşı! Fakat, başka türlü idi. Çetede yeri yoktu. Eğer casusluk rolü oynamı yorsa... Bütün bu miğâhazalarla Temp- | lar Maksi'nin söyliyeceği sözlerin | hakikatle alâkası — olamıyacağını | anlamıştı. Fakat yine sormağa de- | vam etti: — Güzel kadın, dedi, hakikaten | bebek gibi! Fakat size ne faydası | olduğunu anlamıyorum. Kadınla- | ra pek o kadar güvenmemeli! Maksi acır gibi bak' — Sen oralarını anlamazsın, de- | di, Fay'ın bize hizmeti çoktur. Elini alnına götürdü: — İkimizin kafasını bir araya | Retirsek, yine onun zekâsına yeti- şemeyiz, dedi. 'Temolar omuzlarını silkt:i — Öyle dertler, dedi. Bir kadın nekadar zeki olursa, o kadar teh- llkeli olur. Kat'iyyen emniyet et- meğe gelmez. Günün birinde bi- risine gönlünü kaptırırsa, artık si- ze ihanet etmekten başka bir sey | zahhas yollıyacaklardır. Borsada Nizam Dışardan iş yapanların vesikaları iptal edilecek Ticaret Vekâleti, İstanbul ticnret borsası da dahil olmak üzere mem-| leketimizdeki bütün ticaret bor - salarını esaslı bir şekilde ıslah et- meğe karar vermiştir. Bunu teminen yeni bir «ticaret borsası kanunu» projesi hazırlan- mıştır. Bu proje önümüzdeki top- lanacak olan ticaret odaları kon gresinde de tetkik olunduktan son-| ra hemen Büyük Millet Meclisine verilecektir. Yeni kanuna, borsada satışları icabden maddeleri dışarıda satan tüccarların vesikalarının hemen iptali gibi —mühim bir kayıd da konmuştur. Diğer taraftan bazı ufak ve mu- amelesi az ticaret — borsal Tüğvolunacağı ve buna muk: bir iki yerde yeniden barsa açıla- cağı anlaşılmi aktadır. ——— Ticaret ve sanayi kanunu değiştiriliyor Mevcud ticaret ve sanayi kanu- nunun ihtiyacı tamamile temin et- mediği görülerek bunun dğiştiril- mesi kararlaştırılmıştır. Bu maksadla yni bir kanun pro- Jesi hazırlanmış — bulunmaktadır. Yeni kanunun önümüzdeki ay - latda Büyük Millet Meclisinde ymüzakere ve 1 kânunusaniden iti- baren de tatbik olunacağı anlaşıl- maktadır. Ticaret odaları kongresi Önümüzdeki ayın 28 inde Ankı rada toplanacak olan ticaret odala- rı kongresi için dün Ankaradan | şehrimize yeni tebligat gönde - rilmiştir. Buna göre kongreye İstanbul, Ankara ve İzmirden üçer murah- | has iştirak edecektir. Diğer tekmil ticaret odaları ise yalnız birer mu-| Kongre- de menşe şehadetnameleri mese - Jesinin de esaslı bir şekilde konu- şulacağı anlaşılmaktadır. İ İstanbulun sü meselesi Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar | evvelki gün birçok müesseseleri gez- miş, muhtemel hava kaarruzlarına kar- l ge alınan tedbirleri gözden geçirmiş- | #L e p e geeti şehirlerini bombardıman etmiyor? karşı şehrin sularını temin eden bend- derin nasıl muhafaza edileceğini, şebe- | kenin tahribi takdirinde icab eden ta- miratın ne suretle yapılacağını, şehrin Yalinin son verdiği direktife kadar, bu mevruları düşünmemiş, tedbir. alma- maşsa, hattâ, bütün bu işleri plânlarile beraber ikmal etmemiş, hazırlığını ta- mamlamamışsa, çok yazık.. Esasen bi- zim kanaatimiz şudur: İstanbul şehri sular idaresi — daha mülehassıs idarecilere muhtaçlır. Bu mühün şebekenin başına daha salü- hiyetlar ve bilhassa daha enerjik kim- seler getirmek İâzımdır. BURHAN CEVAD düşünmez. - — © mu? Hakikaten Felder'in sana acayib adam demekte-hakkı varmış. Kime ihanet edebilir? Bü- yük patrondan talimat — götürüp getiren odur. 'Templar'ın kirpikleri bile oy - namadı. — Yâani portparol! | — Evet, büyük patron namına © konuşur. Patron ne söyliyecek- se, o gelir bize söyler. Eğer bizim de bir söyliyeceğimiz varsa, gider,| patrona söyler. Aramızda olup bir tenleri bilen birisi varsa, 4 da odur.| Templar hiç yerinden kımılda- | mıyordu. Feribot ilerledikçe karşı sahilde yerlerini değiştiren fener- lere bakıyordu. Vaziyetinin veha- meti ile hiç meşgul değildi. Yalnız Maksi'nin her şeyi böyle açık an- latmasına hayret ediyordu. Fakat çok geçmeden her şeyi böyle açık söylemenin sebebleri- ni de anladı. Haydudlar, otomobil turundan bir daha dönmiyecek o- lanlara sır söylemekte bir mah « zur görmezlerdi. Halbuki başka zamanda bu haydudlar kendileri - 'ne dünvanın işkencesi yapılsa, yine| Fay Edvars'ın rolünü söylemez- lerdi. Templar süküt fasılasını bozarak dedi ki: — Doğrusu şu büyük patronu tanımak isterdim. — Tanımak üzereydin amma, İş- te bunu tecrübeye kalkmıyacak - tin. — Doğru! Bu adam saklanma - sını pek iyi biliyor. (Devamı var) | et her türlü takdirin fevkindedir. ( sıslarından teşekkül etmekte idi, | histanın hava küvvetleri için nasıl bir | manyanın. geytahtina | başka bir arıza İle karşılaşmıyacak - Dünya efkârıumumiyesi Bütün dünya efkârı umumiyesi Po- kaya taraftardır. Bunun sebebi ne - | dir?, Sebebi şudur ki; Polonyalılar, bu mücadelede tamamen masum, günah- Sız ve mazlüm bir haldedirler. 33 mil- yen Polonyalı rahai, asıde, — evinde, Tarkında olurürken, ani olarak bir ta- arruza uğramış — bulunmaktadır. — Bu Yaarrucun —esdabi. mücibesi yoktur. Müutlaka bir mucib sebeb aramak lâ- zam gelir ve bir de isim verilmek icab ederse, buna, sadece: İhtiras.. diyebi- liriz. Polonyalılar, an'anevi lıklarını göstererek bütün kuvvetleri- de, vatandaşlarını müdafaa ediyorlar. Bilhassa, — Varşovanın — müdafaasında Lehlilerin göşlerdikleri mrar ve hara Bugün yapdan muharebelerin el - bette bir neticesi olacaktır. Fakat, a- caba, bu netioe kimin lehine ve nasıl tecelli edecektir?, gimdiden, yine bü- Yün dünya efkârı umumlyesi, bu nokta üzerinde de bükmünü vermiş bulu « muyor: Zafer demokratlarındır. Geçenlerde Alman Mareşali Görin- B'in söylediği nutuk, Alman davasını müdafas ve teşrihe yaramadı; bilâkis, haksır bir iaarruzun — bir kere daha, hakikaten haksız olduğunu meydana koydu. Bitaraf memleketler matbualı ddyasi mahfellerinde dahi, hiç de iyi bir tesir burakmıyan bu mutuk, daha akırbaşlı olmak iktiza ederdi. Var ma bize yan bakan?, Menlindeki söse, bilmiyaraz, nutuk ismi verilebilir. mi?, Her ne olursa olsün, her kim ne derse desin, Polonyalılar, masum — ve bizünah oldukları için, bütün dünya | efkârı umumiyesi kendileri Wle bera- ber bulunuyor, REŞAD FEYZİ aovDARAAAKAADARAALARARARAA| Tramvay ve otobüs kazala- | rında ehli vukuf | Tramvaylarla otobüsler arasın- da çarpışmaların mahkemelere in- | intikalinden sonra mahkemelerde vazifedar kıldıkları ehli> vukuflar | şimdiye kadar Belediye mütehas- Bundan sonra mahkemelerde ça- lışacak ehli vukufları mahkeme - | ler doğrudan doğruya ve dışarıdan seçeceklerdir. I A vrup: a harbinin çıkardığı meseleler BAD ARE LA Leh tayyareleri (Aşağıda okuyacağınız satırlar, bu kendi düşünceleri değildir. Bilâkis Avr Ahtisas erbabı. tarafından itina ile yartıl: 1 eylüldenberi başlıyan harekât Le « rol haztrlanmış olduğunu gün geçtikçe daha iyi gösteriyor. Lehistanın coğcaft mevkli itibarile bu böyledir. Bugünk d Almanyanın bellibaşlı harb sanayi rser- kezi oaln Silezya, Bohamya ve Sakı xibi yerlerine nizbeten kısa bir zamun- da gidip dönmek ve aralarını muvat fakiyetle bombardıman etmek gibi m- kânlara mülik olan Leh hüva xuvvet- deri Baltık sahillerindeki Alman 1 - manlarını da döğebilecektir. Yine lü- zam görünce ve hava kuvvetleri Al gidedilmek, için ANcnk üç çeyrek saatten fazia iston, yeceklerdir. Bir de Lehistanın tayya - releri Avrupanın şimalindeki vasi va- dilerin üzerinden uçarkerı hiçbir tabil manlaya raslamıyor. Alp dağları, hattâ Jura ve Voj dağları gibi engeller de yok. Karakovi, Kaliç ve Pozenden kal- kaçak Leh tayyareleri Bretlav, Dres den, — Berlin — ve Sivinmund'u gi - döğmek — için la olmiyan bir. takım - tepelerden fır. Kısaca gözününe getirilen bu nok- talardan — erbabinin - çıkardığı netice sudur: Coğrafi vaziyeti olsun, çalışarak biriletirdiği kuvvetin — derecesi olsun Lehistan için tayyareleri vasıtasile Al- manyanın mühim #naliyet merkezle- rini bombardıman etmek rolünü her vakit vermektedir. Lehirtanın başlıca 3 çeşid tayyaresi yardır: Keşlt, Avcı ve Bombardıman. 938 tayyare sergisinde bunların nü- müneleri görülerek mütehassıslar ta - Tafından münakaşaları yapılmıştır. Öyle ki bu her üç sınıftan yapılan Leh tayyareleri İngiliz, Fransız — ve Alman tayyüre nümunelerindeki em- salinden pek az aşağı görülmüştü. On- bombardırman tayyareleri satte azami 430 kilometre uçabilmektedir. Yük 0- Jarak da 1,500 kilo bamba taşıyorlar. 2 motörlü Pr. L - 38 avcı tayyare « 'deri de saatte en az 460 kilametre uçuyor, diye söyleniyok. Fakat büyük keşif tayyareleri olan Pr. L - 46 sınıfı için uçuş samtte 470 kilometredir. Başkaca #aatte 350 kilometre uçan diğer tayya- | risi memleketlerine gitmişlerdir. | hal ve vaziyet gibi bunun da kürli ta- Bisikletli müvezzi Posta idaresi yetmiş Bisiklet getirtiyor — Mektubların sahiblerine daha | sür'atle verilebilmesini temin için posta, telgraf ve telefon umum mü- dürlüğü esaslı bir «bisikletli mü- | kilâtır vücude getirmeği kararlaştırmıştır. Bu maksadla | şimdilik 70 bisiklet satın alınacak- | tır. İ Bisikletli müvezziler şehrimizde peyderpey — çoğaltılacak ve diğer yerlerdeki merkezlere de teşmil o- kanacaktır. Sinlyeakn Belediye için yeni vergi ııııh—ıhğn Muhasebe murakibleri İstan - bul merkez kazalarındaki teftiş - lerine devam — ötmektedirler. Bu teftişler neticesinde birçok vergi matrahı bulunmaktadır. Bunlar - dan tarh olunacak yeni vergiler ü- zerine İstanbul Belediyesi varida- | tının bu yıl bir misli artacağı tah- min olunmaktadır. Bulunan yeni matrahların çoğu Beyoğlu ve İs- | tanbul »cmhn&_ | Arkeoloji parkı için istimlâk Ishakpaşa yangın yerinde kuru-| lacak büyük arkeoloji parkı yeri- nin istimlâki için yapılan hesab - lara göre 700 bin lira para sarfet- mek icab ettiği anlaşılmıştır. Hal- buki bu paravı bu sene — bulmak imkânı mevcud olmadığından is - tim'âk tehir olunmuştur. Diğer taraftan — buradalyi arsa sahibleri ya arsalarının istimlâk o- lunmasını veyahud da inşaata mü- saade olunmasını istemektedir Be- lediye gu hususta tetkikat yap - maktadır. Bakırköyde çöp sepetleri İstanbul Belediyesi görülen lü- zum üzerine Bakırköye de çöp se- petleri koymağa karar vermiştir. Konacak çöp sepotleri hazırlanmış-| tır. Bugünlerde Bakırköye gönde- rilerek yerlerine konulacaktır. Diğer taraftan son günlerde şeh- rimiz temizlik amelelerinden ekse-i Halbuki bu sene kadrolar daha zi- yade genişletilmiş olduğundan Be- lediye reisliği temizlik amelesi kadrosunu durdurmağa Çalışmak- tadır. neden Alman mevrua şina olmuyan — bir yabancının Pa malbuatı sütunlarında en ileri gelen maş tetkiklerden alınmış hulüsalardır.) reler de vardır ki bunlar kısa mesafe- lerde iş görmek için pek elverişli sa- yılmaktadır. Galicyada mühim bir faaliyet ve in- şaat merkezi vardır. Lâkin buranın da | bir zayıf tarafı var: Almanyanın yeni hududuna pek yakın olması. Yine Lehistanın lehine olarak me - vaddı iptidaiyece bolluk vardır. Kö - Mür, demir, tabil gazler ve saire, Her Tafi var, eksik olan cihetleri var. Lehistan fabrikaları için lâzım olan mevaddı iptidaiyeyi kendi toprakların- dan bol bol çıkarabiliyor. Fakat inşa- mtta her manasile mütehassıs olmuş işci bularak çalıştırmak keyfiyeti ko- lay değildir. Bu yüzden müşkülâta ras- gelindiği gibi şimdiye kadar parasızlık yüzünden de birçok engeller çıkmıştır. Bu itibarla Lehistanın kendi vazi - yeti ile mütenasib olacak, yeni bir Ave alacağı rolü vaktinde yapabilecek de- recede hava kuüvvetine malik olması için kendisine harteden, müttefikleri tarafından paraca yardım edilmesine Tüzum görülüyordu. Müttefikleri “—tarafından — Lehistana paraça yardım keyfiyeti tahakkuk. et- miştir. Tüyyare tedariki — meselesinde de düşünülen şu oluyor: İngiltere ve Fransanın vazıtasile Amerikadan ge- tirtmek. Avrupanın şarkında mütte- #ik Lehistanın her suretle yardım gör- mesi ve bugün harbde rolünü yerine getirebilmesi için bu yardımın son de- rece müessir olması düşünülmektedir. Bugün Lehliler karada ve havada ken- dilerinden beklenen mukavemetin a- Zami derecesini göstermişlerdir. — Bu mukavemet devam edecektir. Fakat şu satırlara nihayet vererek bugünlük bu bahsi kaparken şunu da ilâve etmek lâzım geliyor: Leh hava bomba atmıyorlar?. diye dilin ucuna gelen bir sual vardır. Bunün cevabi aşikârdır: Şehirlere, şehir halkının ü- zerine ateş ve belâ yağdırmaktan çe- kinmek gibi büyük bir insaniyet kal- desi vardır. Amerika tarafından edi - 'len bu teklifi Lehistan da, diğer büyük müttefikleri gibi kabul etmiştir. Karşı taraf ne yaparsa yapsın, harbin tahri- bat sahasından eli silâh tutmıyan bi- çareleri uzak tutmak lâzım, SELAML Nazi mantığı Yazan: A, $. ESMER Nazi partisi, Almanyanın mukadde- ratına hâkim olduktan sonra, beynel- milel münssebetlerin tanziminde bu- | güne kadar görülmemiş ve işitilmemiş bir prensib tatbik etmek — istemiştir. Buna da devletler arasında iki laraflı anlaşma ve iki taraflı hesapı adı verilebilir. Nazi liderleri Almanya ile ikinci bir devlet arasındaki münases betlere üçüncü bir devletin karışma- sına asla razı değildir. Almaunyanın her devletle münasebetini istediği gibl tane zit edebileceğine, © devletle bildiği Bibi besaplaşacağına, battâ icab ederse onunla harb yapabileceğine inanıyor- lar, Avusturya ile Almanya arasındaki münasebetler, yalnız Almanyanın ve Avusturyanın bileceği bir iştir. Bu münasebelle Almanyanın ve Avustur- yanın - tabil yalnız kalınca yalmız Al- manyanın - bilecekleri şekilde tanzim edilir. Kdilemez de İhtilâf çıkarsı iki taraf hasaplaşır. Ve buna kimse karı- Bamaz, Çekeslovakya ile Almanya ura- sındaki münasebetler de Öyle tanzim edilir ve ihtilâflar öyle halledilir. Po- Jonya ile de öyle... Üçüncü 'bir devletim bu işlere karışması, Almanyanın dahili işlerine müdahale edilmesi kadar fu- zülldir. Komşuları olan bir devletimn mukadderatile alâkadar olununca, na- ziler derhal sçemberleniyoruz diye yaygarayı koparırlar. Nazi mantığı adı verilebilecek olan böyle bir prensibe iİnananlar, ya tah- min ettiğimizden daha salderundur. - lar; hayutt dü kaşılarındakilerini sa£- derun zannederler. Eğer beynelmilel münasebetlerin tanziminde böyle bir prensip böküm olmaydı, en büyük ve en kuvvetli olan devlet kendilerinden daha küçük S dünyayı hâkimiyeti altın ki senelik nazi politikasına bakılacak olursa, Almanyanın da şüphesiz yap- mak istediği budür. Nazi iderlerine haber verelim ki beynelmilel müna - sabetlerin tanzimi o yolda vuku bul- muş değildir. Sulh ve müsalemet adı verilen, fakat hakikalte her milleti an- cak istiklâlinin korunması bakımından alâkadar eden vaziyeti bir müvazeneyt dayanır. Avusturya, Çekaslovakya, Po- lcaya, Romanya, Yunanistan, — Yu- goslavya ve saire bu müvazenenin bi- ver uzvudurlar. Binacnaleyh her biri- nin mukadderatı, bütün Avrupa mül- Jetlerini alâkadar eden bir meseledir. Almanya Avusturyayı ilhak eder - ken Çekaslavakyaya teminat verdi. Çe- koslovakyayı ezerken — Polonyüya te- minat verdi. Şimdi Polonyayı mahve- derken Frifmsaya teminat veriyor. Ya- Tın Fransa ile hesaplaşmak istediği za- man, İngiltereye teminat verecek. Ha- yır. Dünyanın bu yolda idare edildiği ne tarihte görülmüştür, ne de istik « balde görülccektir. İngiltere ye Wransa bu mücadeleyi başaracaklardır. Almanyaya yardımcı olarak başka bir devletin harbe iştirak edeceği bugün şüpheli görünüyor. Çün- kü İtalya da dahil olduğu halde nazi mantığı ile beynelmilel münasebetle- rin tanzimini kimse kabul etmemekte- tedir. Fakat iştirak ederse, İngiltere - nin ve Fransanın bunu karşılıyacak diğer müttefikleri vardır. Mücadele u- zun sürebilir. Fakat neticenin ne ola- cağı bugünden anlaşılmıştır. Ecnebi ve ekalliyet mektebleri Remi ilk mekteblerde — olduğu gibi şehrimizdeki ecnebi ve ekal- liyet mekteblerinde de yeni ders yılı hazırlıkları ve talebe kabulü- ne başlanmıştır. Bu mekteblerin bir kısmı önü - müzdeki pazartesi gününden iti - baren açılacaklar ve derslere başr lıyacaklardır. Robert Kollej ve Al- man lisesi gibi — mekteblerde de derslere ayın 21 inci perşembe sâ- bahından itibaren başlanacaktır. Elektrik müthhassısı Memleketimizde elektrik işle - rile uğraşan mütehassıs işçi ve us- taların adedini çoğaltmak — üzene Maarif Vekâleti leyli ve meccanf olarak talebe almağı kararlaştır » mıştır. 19 yaşını gçmemiş orta mekteb mezunları arasından seçilecek olat bu talebeler İstanbul san'at mek- tebi elektrik şubesinin di sınıfına kabul olunacaklardır. Mü racaatcıların en geç bu akşamına kadar mezkür mektebt bas vurmaları icab tmektedir. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi

Bu sayıdan diğer sayfalar: