16 Ekim 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

16 Ekim 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- İAi R 1 İMANDA BALIK AKINI BAŞLADI. — Yine balık akını başladı. Limanda, “ille Kile balık topluyorlar, Tarik ve — Lüler bok.. 3 kiloluk torikler 10 kuruşa Oalıliyor. Biraz sonra, balıkların tek- O TEr denize döküldüğünü duyarız. Az Yanra da, bayat balık yiyenlere datr ame havadisleri okuruz. Ne hikmettir, bilinmez! Bir, şu ca- sam İstanbulda balığın kadri kıymetl- “ni bir türlü anlıyamıyoruz, vesselâm! — Va, fazla çıkar, kepaze olur, yahut da vE çıkar, ataş pahasına satılır. Şu ba- O MaMtan masil istifade etmeli, acabaf, — dunu düşümen var ma, dersiniz?, “STANBULDA EVLENEN SİFTLER ARTIYOR. Neşredilen bir istatistike güöre, İs - O sanbulda evlenenler sön allı ayda çok Oarlmışlır. Evvelce, bir yılda vasati 5 bin çiftin Dikâha kayılırken, şimdi, yöz- d0 30 nisbetinde artmış! — BSan altı ayda, evlenmekteki bu fazla dehalük neden?. Bana kalırsa, bunda / evsimin tesiri var. Malüm ya, — Bahar, aşk ve sevda samanıdır. Deniz- de, kırda, sahilde merecimeği — fırına /verenler, soluğu nikâh memurunda a- diyorlar, Haydi hayırlısı! /— İSTANBULUN ALBÜMÜ VE GELEÇEK NESİLLER Şimdi. İstanbulun fotoğrafları alı - Ebüzsiyazade Velid: — <Nihayet sel Ozzibi kan akıtlırılacak 1mit.> — başlıklı — başmakalesinde, sulh ümitlerinin za- bulunduğuna işarel elmekte — we büyük bir taarruza doğru hasırlık- — lar görüldüğünü söyliyerek, yeni dün- waü harbinin mes'ulünün Hider oldu- #anu kaydetmektledir. Muharrir yazı- sında, Almanların büyük taarruza gzarp gephesinden değli, başka bir yerden | — haşlıyacaklarını da ilâve etmektedir. Bugünkü makaleyi yazan Nadir Na- l yazısına <Almanya, bilaraflar ve harpı başlığını koymakla ve Alman- yanın Yarbe masıl tesirler altında gir- diğini tahlile uğraşmaktadır. Muhar- girmiş harbe değru sürüklendiğini, Alman - yanın harbi pek de istemediğini, yap- dağı hesapların yanlış çıkmış bulun - — Hanların vaziyetini teşrih etmekte, har- be girenlerden başka, harp dişinda 6- “lan memleketlerin de rahatarr oldük- No. 16 — Haydi arslanlarım.. Koç yiğit-| lıım. riye atılın! bağırmağa başladı. Bu bı— “dük k Jedayi gibi, kayalara tırma - Harak, tepeyi tutmağa çıhııyorılıı' b Knl kol ileriye doğru .ııımııı—ı !. En önde Nuh onbaşı ile kırk ki-| bir hücum müfrezesi tepeye dukdııııı atmağa muvaffak ol - sonra «Ölüm te - Nuh de ler, ih dayıdan dedikleri bu vüksek sırta 'Iıhm adımını atmış mww# kça aklırı kaybedecek derece- Ü sersemleşiyor. ve; sonra yüzbaşı Kâzım Ci wmmııııw İ'k SDi hi b e smei 'e KARŞISINDA VOT LA Tilecek! İmârdan evvelki ve sonrakl İstanbul diye, gelecek nesillere güste- rilecekmiş! Bence, bu albüm, bizim, ne kadar geri ve zevksiz olduğumuzu, torunlarımıza ifşa eden bir vesika e- dacak?, Çocuklarımız: — Vah vah.. Bu pis, nasl yürürlermiş?. — $4 kümes gibi evlerde masıl otu- I rurlarmış? Biyk bizi hem ayıplıyacaklar, hem de gülecekler... Bari, albümün üzerine, şu satırlar ilüve edilse: «Falih İstanbulu aldığı zaman şehir Böyle Kile POLONYAYA DÖNEN İHTİYAR KARI KOCA ——— KY dar sokaklarda Tam 40 yıl Amerikada yaşıyan — bir Lehli karı koca, artık ömürlerinin son | demlerini vatanlarında geçirmek üzere 20 yaşlarında oldukları halde, geçen gün Polonyaya zeltmişler.. Bir de ne gürsünler?, Ne Polonya var, ne Leh Gevletit. duklarına İnsan, inanmak islemiyor, Be mübarekler, gazete de mi okuma- dını?. Harp olduğunun farkında de- BN misinler. Bir arkadaş da, bu havadisi oku muş. dedi. kiz — Sen her gün, bütün razeteleri e- küyorsun.. Harp olduğunun Tarkında masin?, Sabiha Zekeriya Sertel: «Harp şim- di başlıyora serlevhalı yazısında, Hit- | derin Polanyayı ortadan kaldırdıktan sonra, sulh yapmayı düşündüğünü, fa- kat, bunda muvaffak olamadığını, gün- ve Hitlerizmin müşkül vaziyetini izah ederek, Almanyanın büyük bir har- | be başlamak zaruretinde dlduğunu söy- | lemekledir. Muharrir yazısında, de - | mokratların artik — yeni emrivakileri kabul — etmiyeceklerini, — Almanyanın mülcarrız vaziyeline nihayet verecek- derini ade etmektedir. Yazma eserler Eski ve yazma esetlenden kıy - metli kitapların maarif kütüpha- nelerince ayrı bir tasnife tâbi tu- tulmaları hakkında Vekâletçe ya-| pılan bir tamime göre bu kabil | eserlerin (fiş) usulüne tebaan tas- niflerine başlanılması alâkadar - lara bildirilmiştir. Yani numara ve, fihrist usulü yerine badema kü- | tüphanelerde fişler kullanılacak- tır. Fiş usulile yapılacak tasnif için bir komisyon da teşkil olunacak- tır. Tasnif işi bir yıl içinde tamam-| Janacaktır. I Mehmetçik ( — Bütün yiyeceklerini, içecek- lerini, giyeceklerini bırakıp kaç - mışla; Diye söyleniyordu. Nuh onbaşı: — Korkaklar... Sözünden başka bir şey Söyle - miyordu. (Ölüm tepesi) güneş doğmadan| 'Türklerin eline geçmişti. Düşman askeri buradan sahile inmiş ve gemilerin top ateşi altın-| da barınmıştı. Yüzbaşı Kâzım Bey: — Zafer her zaman bizimdir, gocuklar! Diyerek, ıep:r;;,n uınlndekduıy - düğü ser iraman askerle - Tini 2ünk'mçâıyordu * MEHMBDİN nusonnüoü İLK T 'Türkler (öıum tepesi) ni iyice tutmuşlardı. Btraftaki ld&'(khr sökülüyor, yere yeni telefon telleri döşeni - jyordu. Yeni cephede hummalı bi "3”’“ ':;? kadar cephelerin in öğlene lar hiçb inden top ve tüfek atılmadı.! öğleden on beş dakika sonra,| birdenbire bu tepenin Üzerinde dolaşmağa başlıyan bir düşman E | miş ve nelicede karar için başka bir Yazan : İskender F. SERTELLİ POLİS MABKE'IIIELER Sinema delisi kız Yazıksaraylarda oluran Şefika is » minde genç bir kıza zece vakti sar Kıntılık ve tecavüz etmek suçile adli- yeye verilen Hicri isminde bir delikan lmin mühakemesine evvelki gün asli- ye 3 Üüncü cezada bakılmıştır. Hâdi- Senin tafsilâtı şadur: Sinemaya farla düşkün olan — ve bilhassa meşhur artistlerin filimlerini hiç kaçırmayıp bu heves uğruna çil- | gın bir sinema delisi haline gelen Şe- | fika bir akşam Beyoğlunda bir sine- maya gitmiş, fümin bilmesini müte- akip ağır ağır kalabalık arasında hol- den dmarıya çıkarken de Hicri ken- disini görüp peşine takılmışır. ve bu kakip Beyoğlandan Cemberlitaşa ka- Aramvayda da devam eltiği halde | ikanlı kalabalıktan ne yelda, ne de arabada genç kıza birşey söyliyebil - mlçtir. | Bu sürelle takip edildiğinin farkında olmıyan Şefika Belediye önündek &: yakla tramvaydan inerek evinin çok | karanlık ve tenha olan sokağına sa - | pinca © vakli Hleri hemen yanına yak- | laşmış ve acele bir mükaddimeden son- | ra da ilânı aşkederek geceyi beraber | geçirmeleri teklifinde bulunmuştar. Meçhul delikanlının sözlerini işitin €e adımlarını daha sıklaştıran zenç kız evvelâ bu teklife sükünelle mukabele etmişse de berikinin hâlâ serar etmesi Harşısında mahallesinden bir skandal çıkarmak İstemediğinden birden dur- muş ve ona dönerek: «— Ben sizin zannetliğiniz - sokak kızlarından değilim.. Rica ederim çe- kiliniz. Evimin elvarındayımta rica- sında bulunmuştur. Lâkin ileri, genç kızın bu çok baklı yalvarışına aldır. - madığı gibi onun bir dakikalık teval kufandan istifade ederek elle tecavüz- de bulunmak istediğinden artık sabrı tükenen Şefikanın bağırması üzerine bekçi tarafından yakalanmıştır. Muha- Keme bekçişi de şahii sıfatile dinle - göne birakılmıştır. [ıoçoı. HABERLERI *& Fatih camll avlusunda atılan ra- mazan topundan, dün akşam bir kaza çıkmıştır. Ni yaşında bir çocuk top #- tılırken, namlunun önünden — geçmek istemiş, yanan paçavralarla yaralan - mışlır. Çocuğun hayatı tehlikededir. * İstanbul kütüphaneleri, bundan sanra, doğrudan doğruya Muarif Ve: kâletine bağlı olacaktır. Kütüphaneler hakkında bazı yeni tedbirler alınmıştır. #Yıldızdaki Nafın teknik okulu b günden İtibaren yeni sene tedrisatına başlamıştır. *& Bügünlerde Varnadan Nazım va- Purile 1900 muhacir daba gelecektir. * Belediyenin Berlinde opera tah- siline gönderdiği talebeler — şehrimize dönmüşlerdi. Bunlardan Semiha kon- servaluar mualliniliğine tayin edilimiş- dir. * Dahiliye Vekâleti, Vakıflar idare- sinin İstanbulda yaptığı su satışla - Tında tenzilât yapılmasını istemiştir. * Yemiş iskelesinde sandalcı Rizeli Hasan ile kardeşi Falk bir para mese- lesinden çıkan kavga neticesinde san- dal yolcularından Haydarı - kanca ile başından yaralamışlır. k Geçiyor | tayyaresi herkesten çok Mehmedi sinirlendirmişti. Mehmet, içine girdiği siperde hı nüz yemek yiyordu. Yirmi dört saattir ağzına bir lokma ekmek gözmemişti. Düşmandan aldığı re- | çelleri ekmeğinin üzerine sürerken,| tayyare sesini duyunca, makineli | tüfeğinin başınma geçti. Yüzbaşı Kâzım Bey emir verdi: — Tayyareye ateş!.. Etraftaki tayyare topları da düş- nrtan tayyaresini görerek atöş ağ- mağa başlamışlardı. Düşman tayyaresi, Türklere he- def teşkil etmemek için bir nokta- da durmuyor, mütemadiyen daire-| ler çizerek, hatta yarı akropat nu- maraları yapark (Ölüm tepesi) ü- — Düşmanın maksadı bizi bom- balamaktır, Diye söyleniyordu. Arslan yürekli kahramanlarımız,| havada dolaşan düşman tayyare- sine bir çaylak seyreder gibi bakı- yorlardı. Nuh dayı:- — Mehmet! dedi, bizimle #lay edu Bgib topemizde — dolaşan şu (demir kanatlı kuş) u yere düşüre-| akkalernin | ayyen zamanlarda kolayca temiz- Mezat salonları Belediye Üsküdar ve Beyoğlunda da mezat | yerleri açılıyor Bölediyenin idaresinde bulunan Sandal bedestenindeki müzayede salonunun gördüğü büyük rağbet Üüzerine uzak semtlerdeki halka ik olmak üzere şehirde bu ikabil salanların çoğaltılması ka - rarlaştırdlmıştır. Belediye fik olarak semtinde de büyi salonu açacaktır. Bu suretle Anadolu yakasında oturup sataçak eşyalarını Kapalı çarşıdaki müzayede salonuna ka- halk hem bu eş- hem de koltukçulardan kurtarıl - mış olacaktır. | Üsküdardaki salondan sonra Be- Kurbağalı | Dere İki tarafına beton rıh- tım yaptırılacak Kadıköyündeki renin temizlemmesi işi bit bidir. Kur':ııî:ı.ıd . - riş gi - Derenin tamamen temizlendik- ten sonra iki sahilinde inşa edile- cek beton ibir rıhtımla tahdit edil- mesi de kararlaştırılmıştır. Bu su- retle kenarların muhaf, ni ekde edilmiş ola Diğer taraftan Kuşdili civarnda bulunan evlerle dere kenarındaki meskenlerin dere vasıtasile denize akıtılan kanalizasyonu derenin te- mzilenerek denizte Gazhane ara - pda nakliyata müsait bir şekle sebebile mecra değiş - İ zörüretini meydana koy- duğundan bu hususta alınan ted- birlerden olarak Kuşdili çayırında geniş bir depo yapılmaktadır. Mu- denmesi mümkün olan bu deponun inşaatı hitam bulmuştur. Mecra- ların buraya teblidinden sonra de- renin taranarak derimleştiri sine başlanacaktı Dairelerin İhtilâfı Daireler arasında İbtilâf — çıklığına dair bir havadis okuyunca, hem Üüzi lürüz, hem sinirleniriz. İki resmi essese arasında, neden bir anlaşama - mmazlık olaun?. Meselâ, gazelelerin yazdığına göre, | Eminönündeki mescit yüründen, Be- lediye ile Kvkaf arasında ihillâf çık. müş, binaenaleyh, bu mescidin istim- Tâki şimdilik gecikecek. Neden?. Meydan açılacak, — şehirde | imar bhareketi var, Bir mescli, neden | işleri zeciktirsin?. İhlilâfı cabuk hal- | letmek Tüzim değil mit. BURHAN CEVAN — —— Köyde de iyi bir nişancı idin sen! Şu kâfirciği yere düşündüğün gün bir aha gözüme gireceksin! Mehmet Nuh dayıyı görmüyor, yalnız onun sesini duyuyordu. — Merak &etme dayı! Tanıı o sa- adeti de gösterecek bana, Tepe - mizde dolaşan şu demir — kanatlı kuşu düşürmeğe muvaffak olur - sam Ayşeciğirne bir mektup ya Zaçağım. — Hakkındır... düşür de, Mirralyözün kurşun şeridi ince | bir dereden su akar gibi akıyor ve mütemadiyen kurşun boşaltıyordu. Düşman tayyaresi güneşi siper alarak (Ölüm tepesi) ne iik bom- | bayı savurmuştu. — Tepevi bırakıp kaçtıkları hıı- de şimdi tepemizde ne diye do- | laşiyor bu kâfircik?!. Diye söylenen Mehmet gözleri dönmeğ başlamıştı. Nuh dayı: — Düşman tayyaresine attığı bomba eu'ılımzdıkı toprağa sap- landı- Patlamadı Diye ıuıııdı, Mehmetçik mitrağyözü düşmları tayyaresi üzerinden ayırmıyordu. Eitraftan atılan tayyare topla - Tımiz da düşman tayyaresini kor- kunç bir ateş çemberi içinne al - mışti. Mehmet bir aralık: — Nuh dayı dikkat et! Diye mırıldandı. Bu sırada düşman tayyaresi lüm oepı-ıı. ne o kadar çok yak - daşmıştı ki.. (Devamı var) Hele bir kere | yüzde 23 tür. Ortodekslar bundan son- | Gözümüzde Tüten Terimler Mektepler açılınca, öztürkçe terim- ler meselesi yeniden mevzuu bahsol - muya başlamıştır. Çünkü, öztürkçe te- Timler, henüz 6 kudar dar bir muhltin malıdır ki, meklebin dışında, onun ne ismini, ne cismini görmek mümkün değildir. Hayat bildiğimiz gibi akıyor. Bildi. Bimlz gibi kenuşuyor, yazıyor ve okı 'alnız çocuğun kafası içinde, e- en benzeri bir takım ham kalıp- lar var. Bu terimleri biz de Belki, hizmi de bellememiz kat, hangisini?. bu «idüğü belirsize, neye dayandığı meçhul kalıplar, her yal,. kadınların tuvalet — modasından dalla çok değişikliğe uğramakladır. Anlaşılıyor ki, bazısı üç defa değiş- tirilerek, ve bu yüsden, on binlerce ba- nereden çıklığı, sılan ve masraf edilen mektep kilap- Tarının yönlden dabına Tüzum göste- ren bu terimler, henüz istikrar bulmuş | © değildir. Herkes, son ve kat'i terimi bekliyor. İmansak, bilsek ki, en sonu, en kat'i- | sidir; derhal exberlemekte asla tered- düt göstermiyecekiz. Ve muhakkak ki, bü sistikrare n müjdesi, sevinci ile, asla, bu sonuncu keşif veya icatlar Ü- | zerinde İsabet vaki olup olmadığını araşlırmıyacağız. — Nereden — çıktığını, | meye dayandığını sormuyacağız. Rütün © gayrlme'nuz, nabaş telâffuzlarına, | zırtlaklarımızı tahrip ve tahriş eden, zör ve yıpratıcı okunuşlarına rağmen, onların hepsini, teker teker ezberliye- ııqıı Onlarla yaracağır, onlarln konu- Fakat, aerede » son ve bir Sasa Gelimireei. sirümünde tülen terimler?. RESADN FEYZİ Mahımut baba mezarlığı da pork oluyor hir dehilindeki me'rü ve u- fak mezarlıkların umumi bahçe - köyündeki 250 metre murabbalık bir saha teşkil eden metrük M Tutbaba mezarlığının parka tah- vik işine başlanılmak üzere hazır- lıklar tamamlanmıştır. | Bu srada yine Mahmu'baba mo-, zarlığının karşısına tesa: eden ve asfalt yo'un bilimine rastlıyan küçük ve ötedenberi metrük me- zarlığın da taşları çıkarılmaktadır. Her iki kısmın da park kaline if- rağı kânunuevvel nihayetine ka * dar tamamlanacaktır. eğndz Yeni icra ve iflâs kauunu Halen meriyette bulunan icre ve, i#ihs kanununun; medeni kanun ve, ticaret kanunlarına tearüz eden hükümleri üzerinde — hususi bir komisyon tarafından tetk'kat ya- izlarak bir <iera ve iflâs kanunu ptojesi hazıtlanmıştır. Proje tek- mil Vekâletlere dağıtılmış ve mü-, taleaları verilmek lete gönderilecek; öi da mectiste müzakeresi caktır. yapıla - |AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | (HALK ©ç7 Boşanma işleri Talâkı kolaylaştıran yeni bir kanun Başve- kâlete verildi Adl ye Vekili B. Fethi Okyarın şehrimizde yaptlığı tetkikler sıra- sında bazı boşanma - davalarının uzun müddet sürüncemede kakdı; ikkati celbetmiş ve hatta üç senedir muhakemeli oldukları POLİTİKA Muhariplere karşı bitaraflar Yazan; ALİ KEMAL SUNMAN Diplamatlar arasındaki — muharebe |ödevsin ediyor. Eylâlün — başındanberi —| | zün silâha kaldığı elhetle bundan sone halde bir türlü boşanma kararı a- | damıyan çiftler görülmüştü. Me - deni kanı h rinin tadiline şiddetle ihti duğunu gösteren bu müşahedeler- den sonra yeni bir kanun projesi- nin hazırlanarak Bi rildiği şet rilmişti Bu yeni kanun başanmı rını. kolaylaştırma! Zzevç Z€vde ayriln verdiklerini mahkemeye bildir. - dikleri takdirde - bazı kayıt ve şar' ir dairesinde - hemen boşan- kebul etmektedir. - -00 Tedavülden — kaldıı bronz paralar Mevkii tedavülden kaklırılmış olan eski bronz 5 ve 2,5 kuruşluk - larla nikel 1 kuruşlukların 31 kâ- nunuevvel 939 tarihinden itibaren devlet borçlarına mukabil de ge- rek mal sandıkları ve gerek ban- kalar tarafından kabuı olunmiya- may Emre göre ellerinde ralardan bulunanlar aradaki 2,6 ay içinde Merkez bankasile Ziraat bankasına veya maliye şubelerine müracaat edip vergi borçları için bunları yatırabileceklerdir. ——o Sobacılar da firsattan istifade ediyorlar Mevsim müzasebetile soba fiat- larının çok yükseldiği ve bu y selişin geçen seneye nazaran gay-) ri tabii bir hadde olduğu alâka - darlara şikâyat olunmuştur. So - bacılar da harp dolayısile saç ve sâire fistlarının iddia & derek bilhassa kömür sobalarına | fazla flat istemektedirler. Diğer turaftan şohirde yakanlar gittikçe arttığından milli bir bankamız; soba ihtikârına ve kömür — kullanacakların — sobasız kalmalarına meydan vermemek ü- zere piyasaya ucuz sobalar çıkar- mağı kararlaştırmıştır. Arıık mezeler Bilhassa Beyoğlundaki bazı bi- rahanelerde halka artık mezeler verikliği bakkında yapılan şikâ - yetler üzerine bu kabil yerlerde münferit meze bulundurulması Belediyece menedilmiştir. Meze - ler nevilerine göre ayrı ayrı ük kaplarda tutulacak her talep vu- | Manlar icin harbin neilcesine doğru kuurda bunlardan tabak'ara tak- sim olunacaktır. Letonyada Rus Nüfuzu Kovyet Kusyanın Baltıkla alâkadar olduğu devletlerden biri de Letonya- dır, Letonyanın 6ö bin 796 / kilametro murabbarmnda, fakat tabli coğrafya ili- barile bir hususiyeti zörülmiyen yer- derdendir. 1 mülyon 900 bin radde > | sindeki nüfusunun dörile üçü Letoa- | yalıdır. Dörtte bir Rus, Yahudi. Al- | man, Lehli ve Litvanyalıdır. | Ba hesaba göre diğer — ekalliyetler var demek olüyor. Letonyada en ai- yade Rüslar vardır. Bunlar bülün fasun yüzde 13 nisbelindedir. Halkın | çoku proleslandır. Yüzde 37. Kalolik ra geliyor. Letonyalılar — bühassa — çifiçidirler. Cok hayvan yetiştirilmektedir. Tep - rağın üçte biri ormanlıktır. - Mühim bir kısını ise ziraale elverişli değil- dri. Kelen measucat fabrikaları v dır. Keresteellik Meridedir. Fakat ye- ııııııııuıiıvıııınımıı-î denler yoktür. Letonyalılar kereste, keten, hububat, tereyağı, yamurla ih- raç ederler. Letonya TTZI de Carlık Rusyası ta- rafından zapledilmiş, 1918 senesine ka- Lâban Hlmanını aldıkları gibi 917 de de KRizaya girmişlerdi. O zaman artık Al- mnan himayesi Letonyada yerleşmiş, fa- | Kat umumi harbin galipleri Prumsa, İn- Yirmi senedenberi müstakli olan Le- lonyanın — bugünl ordu. mevcudü 14090 tahmin edilmektedir. Kus nektal mazarınca umümi harp- den sonra Lelonyanın iktısadi. vaziyeti gzünden güme fenalaşmıştır. Çünkü ar- fık Rusya ile alışveriş edemez bir hale gelmiş, Rus pazarı kendisine kapanın- €a g da türlü sıkınlılara düşmüştür. Diğer taraftan Baltık memleketleri- min evvelce Rusyanın olduğundan da bahsedilerek buzün oralarda — tekrar Rus nüfüzümün yerleştirilmesinde bir fevkalâdelik görülemiyeceki tekrar e- diliyor, ÜUmumi harbin son senesindeki ve- kayi şimdi gözönüne zeliyor: — Çarlık olmasın diye, Onun için Letonyada da Almanlar Ruslarla mükcadeleye luluş- muşlardı. Libandaki Rüs tahtelbahir- deri ve muhripleri Almanların hiç ho- kömür | Avrupada harp çıktı çıkalı artık sö- — — Taki işin diplomatlardan ziyade askere — | lere kalacağı düşünülmemiş — değildi. — Fakat askerlerle diplomatların faali « yeli müvazi olarak gidiyor görüyorum. Askerler söz söylemek değil, göretek- leri işi görmek vazifesile bağlıdırlar. sör değil, iş. Fakat diplomatlar için söz Söylemek çok kere lüzımdır. İngiliz ve Fransız ordularına baş - kumandanlık eden Gencral Gamlenin harp çıklı çıkalı bir tek kelimesini ga- zele sütunlarına geçmemiş gördük. Yalnız her gün kısa kısa tebliğler neşrediliyor. — Diplematların faaliyeti etrafında dünya matbualının neşri < yalı, türlü tefsirleri daha çoklur. Bu- ü harp gitçide daha iyi anlatı: ki askeri harekâtın şöyle olması, böyle olacağı gibi meslek hartcindekilerin — yürütecekleri tahminler de hemen hiç isabet yoklur. Bumu zecenlerde İnzi- lizler şöyle bir tarada anlalıyorlardı. Garp cephesinde harekâl mı?, Evet, —— | Bu harekâta geçilecek. Fakat cephede- | karbin büti ki her neler için cephe gerisinde üç kişi temin edildiği gün, Bunun manası — cephe gerisinde mühimmat yetiştire - — cek, erzak yeliştirecek, sonra hemen cepheye günderilebilecek giti talim ve derbiye görmüş işci. çifiçi ve askerin — | bulunması demektir. İşte bunun için — | 919 Avrupa barbi gütşide bir sabır ve fahammül harbi oluyor, Çünkü Avrupa harbinin bitmesi bu- günlük, yarınlık bir iş olmadığı bes - bellidir. Sulh taarrazu adı verilen ha- reket akim kalmıya mahkâümdü. Çün- — kü Lehistanın âkıbetini emrivaki ha- — | Tinde alarak stikbali çok şüpheli bir —| zulha Tazı olmak Avrupada kat'i bir — emniyetin tesisi demek olmuyacaktı. Şu halde Avrupa diplematları ara- sındaki mücadele bir iaraftan devam ededursun, diğer taraftan — askerlerce ihtimalleri zözönüne ge- Ürllerek her dakika için hazırlık hiç fasılaya uğramamışlır. Merak ve dik- kat artık xarp cephesine toplanıyor, İnziliz tarafının harbi usatmayı xzöze alması karşısında Alman tarafının da bir an evvel bitirmek, kat'l bir hare- kete geçirerek kavgayı kendi lehi neticelendirmek emeli vardır. Buzün- derde Avrupalı ihtisas erbabi. Alman- yanın seri ve kat'i bir harekelle mu- vaffaktyete ermek için İsviçrenin bi- — — daraflığını dinlemiyeceği ihtimallerin- den bahselmeğe başladılar. Alman er- —— kmharbiyesinin maksadı ve olduğunu kat'iyelle kimsenin bildiği yoktur. Fa- kat daha 905 senesinde Kayser Alman- yasININ maruf askeri simalarından o- —— lan Sehlieffenie Framaya karşı hazır- — damiş oldüğgoslündan bahsedilmekle- ir Ki bunda İsviçre İstihdaf olunu - — | yormuş. ! Ancak berünkü vaziyet etur sene —| evvelki gibi görülmüyor, İsviçre ken- dini müdafaaya hazırlatmıştır. Bu bi- taraf memleketi çiğniyerek geçmek Al- çek mücssir olacak gibi görünüyorsa —— da sayısız müşkülât gözününe getiril- mektedir. j Sörü bağlamak için u yeni olmayan cümleyi tekrar etmek Iâzım gelecek: Herşey harbin uzıyacağını göstermek- —— | İ Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Talebe tramvayları Elekirik.tramvay ve tünel İş- Bayın gazelenizin 1/10/989 da- rihli sayısında Heşiktaşta eturan bir okuyucunuzun sabahları mek- tepler derslere erken başlanması

Bu sayıdan diğer sayfalar: