1 Kasım 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

1 Kasım 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eT TÇ ÇUA ÇT F ŞY —S0 ELGRAF—İ lılııcıı-ısmıno Alominyomun harp Sanayiinde yeri Her sene çıkarılan 500.000 ton alominyomdan beşte dördü tayyarelerin imalinde kullanılır 1839 da, genç bir. Danimarkalı tatil Provens — eyaletine — gitmişti. da dölaşırken yeni bir gümüş madeni Yü Araştırmalarına devamdan yazgeçti. Bilâhare, Sent kler Dövlü adlı bir Fransız âlimi araştırmalara devam ile bu zmadenden alüminyomu çıkarmıya muyaffak oldu, yaptığı bir calal ve kaşığı Üçüncü Napolyona, Kaskide Dantmarka Kralıma verdi. Büzün her sene çıkarılan 500,600 ten alüminyomun beşte dördü tayyarele- “in imalinde kullanılmaktadır. — Eğer kimya profesörlüğü dip-| lomasını ağmıya muveffak olur - san seni tatil müddetini geçirmek. için Pransaya göndereceğim.. Elektromagnetizmi keşfeden Da- nimackalı büyük âlim O. OCersted, | Seeland'dak; mütevazi lâboratu - varında oğluna bu sözleri söylü - yordu. W. Öersted henüz genç bir ta - | lebe olmakla beraber kimya dok- torasını vermek için hazırladığı tedlerle dikkat nazarı çekmişti Babasının vadine çok sevindi. Fransaya gitmek, asrın en büyük âlimlerin diyarını zivaret etmek en büyük emeli idi. Kopenhag fen — akademisinde parlak bir imtihan verdi diploma-| sını aldı. On beş gün sonra Parise, giteniye hazıralndı. Babası: — Fransanın cenup tarafına git İki üç ay kal, nııı sakın bir şey-i de-meşgul olayım, tetebbüde bu- lunayım deme. Hatta eline bir ki- tap bile alma. Yalnız istirahat et... Dönüşte Parise uğrar, Sarbonu, isimlerini vereceğim büyük âlim- iyaret edersin, anladın mı?.. Dedi. W. Oersted ön beş gün sön-| iyon» a gitti. ve Andre Mari mper'in kurslarına devama baş-| Danimarkalı genç âlım babası- nın tavsiyesi hilâfına hareket et- memiş olsaydı bugün Alü madeninden istifade kabi yacaktı olmı « W. OCersted'in milli — elbisesile kursa devamı, diğı talebelerin | dikkat nazarımı çekti Şerefine bir. ziyafet tertip ettiler. Bu ziyafette,| üniversiteii güzel bir kızla ta - nıştı. 1890 senesi yazın, mehtaplı bir Rece, Tolonlu bir gemi mücehhi - zinin kızı İle kırlara gezmeğe çık- mıştı. Genç — âlim bu gezintiden bahsederken şöyle diyor: «Kolkola gidiyorduk, Bindenbire' gözlerim, yolun kenarırdaki beyaz! bir taşa ilişti. Hemen eğildim, ak- dım, ve heyecanla refikama sor - dum: — Bu taşın ismi nedir biliyor Mmusunu?. — Hayır, bi /ıyorum. Her yerde! Körülen bir taş... — Fakat, bana pek garip görüm- dü. Her helde bunu tahlil edece- Bim terkibatını anlamırya çalışa - cağım. Genç refikamın canı sıkılmıştı, bana: — Danimarkada genç kızlarla müddetini — zeçlmek için — Fransanın Mehlaplı bir gece, sevdiği bir kızla kırlar- lduğu zannına düştü, sevindi. Fakat. bu sevinci çok sürmedi. Bulduğu maden rümüş değii, alüminyom idi. Genç ülim bu madece iki n vermişti: O gece beraber bulunduğu kızin ha- hırasını ihya için «jeanite, beraber dolaştıkları verin güzeliiğinden kinaye ola- | vak da «Bosite. Fakat bunun gümüş olmadığını anlayınca hayal İnkisarına düş- kezmiye çıkmca oqu ydnıı tağş- harden mı | Dedi. Hakkı vandı; öını- dile - dim:; — Atfdersiniz, yalnız müsaade ediniz, şu taşı beraber alayım.. — Hay hay! Bir hatıra olur! Hakiksten bu taş parçası o meh- | taplı gecenin hatırası olarak bu taş parçası kaldı. Sevdiğim kızı bir daha göremedim. W Oereted, erlesi gün ayni yere, fakat bu sefer bir amele ile bera- ber gidiyor ,yeri kazdırıyor. Gelip | gReçen köylüler soruyorlar: | — Ne arıyorsunuz burada?. — | — Bir şey değil, şu taşlardan biraz çıkarmak istiyorum, Yazak mı' — Hıyu-' Fakat ne yapacaksınız bunları?.. te ne hhıhı— nız?.. Deli misiniz siz?.. — Hayır! Deli değilim... Kollek- siyon meraklısıyım, Bu taçlardan çok var mı burada?.. Yalnız burada değil, her yer-, de var. Biraz yeri kazdınız mı is- tediğiniz kadar çıkar.. Genç âlim, cenup sahiline git- moekten vaz geçti, — memleketine döndü. Beraberinde binçak taş ge-| tirmişti. Bunları babasıma göster di — Zannederim yeni bir gümüş madeni buldum... Dedi. Lâboratuarına ! parlak bir maden çı- kardı. Fakat'bu çok hafif di Gür müş evsafını halz bulunmuyordu. Genç hayal inkisarına uğrudı. Ça- lışmüsına nihayet vendi. | Aradan uzun seneler geçti. Sent Kler Dövil adlı genç bir Frarsız | HMimi, W, Oersted'in hatırasını ele “Silecektir. geçirdi. Tetkikata başladı. Pakat bir lâboratuar kurecak parası yok-| tu. Fransa İmparatoru üçüncü Na- polyona mürscaat etti. İmparator, istenilen yardımı yaptı. Sent Kler,| az sonra alüminyamdan bir kaşık,| bir çatal î':ıplı bir teşekkür mek- | tubu ile İmparatora gönderdi. İmparator ertesi gün genç kim- Şagerin İâboratuarına gilti ve sor. u: — Bana gönderdiğiniz bu çatal ye kaşığı hangi madezden yap - tınız?... — Şimdiye kadar meçhul olun bir madenden haşmetmeap!.. İs- mi alüminyomdur, ve bütün ma- denlerden daha hafiftir, İleride | İkülçe kurşun 8/11/18009 Perşembe günü maat (15) 0n beşte Haydarmışada Gar Jbinamı dahilindeki komisyon tarafından kapalı zarf usülide satın al:nacaktır. aa teyla ekiği vesikalarla tekltilerini muhtevi sarflarmı ayâi gün sest (14) | n dörde kadar komleyon reisliğine vermeleri lâzımdır Bu işe ait şartnameler komizyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (8829) il Iâstiği pazarlık süretile sötın almacaktır. | tedarik edilebilir. ve sastte komisyonda hazır bulunmaları. 'olunur. Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık, ve bütün ağrılarınızı derhal keser. | İcabında M ( Her yerde pullu kutuları israrla isteyiniz. M B STALJ) günde 3 — kaşe — alınabilir. Taksimde : KRİSTA Salonunda : Her akşam we SAFİYE ve arkadaşları sexnslarına devam ediyorlar reMACARKADIN ORKESTRASI Varyete, Balet Numaraları HOM MAKLL NIN V Devlet Demiryolları ve Limanları U. idaresi ilânlearı Muhammen bedeli 10500 lira olun 30000 kilo kalafat işleri için ©, 97 safiyetle Bu işe girmek Sstiyenlerin 987 Ura 50 kuruşluk müvakkat teminat ve kamı- İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden: — Muhammen bedeli (6010.72) lira tutan $3 edet diş ve 92 adet İç otamü- 2— Muvakkat teminat (600,81) liradır. 3— Pazarlık M/11/989 Salı günü 15 de Metro Han binasızın 5 inci ka- tında toplanacak olan arttırma ve eksilime komlsyonunda yapılıcaktır. #— Bu işe alt mukavele projesi jdarenin Levazım Müdürlüğünden — parasız 5— İsteklilerin kanunl vesikaları ve muvakkat teminatları ile lân edilen gün (8039) İstanbul Gümrük'eri Başmüdürlüğünden: Aşağıdaki mefruşat işl 2/11/999 Perşembe günü saat 10 da pazarlıkla ihule 1— Cizreye teslim edilmek üzere beş parça mefruşat ihale bedeli 198 Uiradır. 2— İsteklilerin belli günde Başmüdürlükteki * komlsyona — gelmeleri ilân (9016) çok faydası görülecektir. 1886 senesine kadar alüminyom pek okadar hoş kullanılmıyondu. DALGA UZU) A.9, 19,74 m. 15195 Ket, 20 Kw.| LA.P. 31,79m. 9465 Kes, 20 Kw, 1638 m. — 138 Kes, 120 Kw. Her gün yalnız kısa dalga 3İ,7 m, MM68 ke/s pastamızlk neşredilmekte - İan yabanıı dillerde haberler saatleri aşağıda gösterilmiştir. İranca Arapça , Pransısca —» ve 1845 de 418 ve 1945 de 48 ve 2015 de sazt Raat : 1806 Program. AR0OG Memlekel saal ayarı, ajanx ve meteoroloji haberleri, Türk müziği (Fasıl heyeti). Konuşma (Dış polttika hüdire leri. Türk müziği. Çalanları — Vesi- he, Fahire Forsan, Refik Fer- san, Cevdet Çağla, 1 — Oku - yanı Melek Tokgös, 1 - Kürdilihicaz- kâr peşrevi. 2 - Cevdet Çağla - Kürdilihkarkâr yarkı: (0 yar bir gece geldi). 3 - Bedriye - Kürdilihleazkâr şarkı: (Mid - rıpla mi). 4 - Böğos - Kürdili- hicazi 5 - Sadettin Kaynak - Bayall- Aaraban şarkı; (Dağları hep kar #ld). 2 — Okuyan: Mefharet 'Sağnakı 1 - Ali Rifat Bey - Suzinak şarkı (Kâretmedi xa- lim). 2 - Lâtİf Ağa - Hicazkâr şarkı. (Yoktur zeman gel). 3 - Cevriye — Mühayyer — yarkı. (Baharı bak gönül geldi), 4 - Hat türküsür (Ay doğdü bat- madı mi), Temsll. Konuşma (Haftalık posta ku- 1825 1086 EE Beetheven! Marehe Türk, 2 - K Gillet: Loln du Bal (Valk) 3 - F. Lixzi: Tasso, Lamenle e Triunfo, Sympbonlsehe Dic- Sung No, 2. 4 - H, Kleses Hele- n (Klarinet için moledi). 5 - Cart Göldmark: Ans der Öpr Die Königin von Saba, 2200 Memleket saat ayarı, ajans ha- | berleri, ziraat, esham - tahyi- lât, kambiya - nukul borsası (flat). 2220 Serbesi xaat. 2280 Müzik (Ravel: — Piyana için söhel konsertesu - P. 2150 Müzik (Cazbant - Pl). 2325 -23.30 Yarınki program ve ka- 1909, Ay 1i, Gün 305, Huar 184 1 İkinciteşrin ÇARŞAMBA Vaki ”—m ©T | sa. da. | sı a. garkı: (Gülter açmış). || | Beşikten Mezara Kad Sm“rl ve Beyaz Kalan Dışler'/'.î Diş macunu kulla- nanlar bir çok tec- rübelerden sonra neden daima RADYOLİN' de karar kılıyorlar? Çünkü RADYOLİN: © Dişlerde (Küfeki - Tartre) busulüne imkân bırakmaz, Mevcut olanları da eritir. N © Dişleri — mine - tabakasını | çizip hırpalamadan — temizler ve parlatır. © Ağızdıki mikropları 4, 100 kat'iyetle öldürür. © Diş etlerini besler, hastalıklarınn mâni olur. Ağız kokusunu keser. diş eti Siz de sabah, öğle ve ıkğm her yemekt! sonra günde 3 defa RADYOLİi Baraammma Kullanınız Beyazıtta Koska caddesinde 100 - 168 - 170 - 172 mumaralı Gv ve nin satığı açık arttırmaya konulmuştur. İhale 19/11/530 Puzarteöi saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. Muhammen bedeli 600 lira vE mins 45 liradır. Şartname Zabit ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde #ÖT lir, Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektuplarile ihale günü muayyef” Dami Encümende bulunmaları. (8920) 4 aC ROMATİZMA, LUMBAGO, SİYATİK, AR! BEL, DİZ,KALÇA ağrılarınıteskin ve izale ed 10 Ton Göztaşı Satın Alınacaktır — İstanbul Ziraat Müdürlüğünden Asgari yüzde $8 safiyotli ve muntazam, sağlam anbalajlı olarak 10 tofi açık eksillmeye konulmuştur. Muhammen bedel 1900 liradır. Taliplerin yüzde 7,5 muvakkat teminmilarile — hale tarihi olan —| Cuma günü saat 14 de Vilüyet binasında Ziraat Mübayaat Komlsyonuna caatları. «8028> — Hayır, haşmetmesp!... Fran- saya gelen Danimarkalı genç bir Alim keştetmiştir. — Yakında Danimarka Krah Parise gelecek. Kepdisine hediye etmek için bu madenden bir kask yapabilir misiniz?... Emredersiniz haşmetmeap!.. Bmhç hafta sonra Parise gelen arka Kralı, İmparatorun he-) dw: ettiği Alüminyom kaska hay-i ret ve takdirle bakıyordu. — Bunu siz mi keşfettiniz?.. F Anna Orhanın Verdiği Emre Hayret Etmişti. Pek Güzel Piândı Bu... Sehzade Orhan cevap verdi: Muhakkak, hücumu umumiye ge- gecekler... — Türkler hücum yapacakları vakit ıMı şenlik mi yaparlar?, - Evet güzelim.. Gece yarısından evvel, şehzade — ve Arma yataklarına çekilmişlerdi. Gece yarısından sonra, tekbir sedalarile u- yanan Anna, şehzadenin boynuna sa- rılmış bağırıyordu: - Orhan vallah Türkler içeri girdi, Hakikaten, tekbir sedaları kapı #nünda oluyardu. Ortalık yerinden oy- muyordu. Yataklarından kalkan hâlk, bu se - fer surlara ve kalelere doğru keşmü- yer, bağırışarak kiliselere kaçışıyor. - dardı. Mubakkak Türkler, İstanbula gir « mişlerdi. Şehzade Orban yatağından doğruldu. Kulak verdi. Alışık kulak« Tari tekbir sedasını almıştı — Allahüekber, Allahüekber.. Diye Bağıran dört yüz bin ” kişilik 'Türk ordusunun sedaları ortalığı çın- istıyordu. Orhan da Türklerin İstanbula gitdi- Bina hükmetti ve akla vakın birşeydi. SAMİ KARAYEL Demek, şenliklerden sotra, gedik- lere bir gece baskını yapan — Türkler Orban derhal fırladı. Giyinmeğe baş- Tadı, kılıç kuşandı. Anna da giyinmişti. Orban, ağasını çağırdı ve gu emri verdi: — Haydi derhal silâhlanınız. Ağalar silâhlandı. Kavukları başın- da, kılıçları bellerinde hazırdılar, Orhan ikinci bir emir verdi: — Ağalar... Dinleyiniz; Türk ördü- sun& karışacağız ve kendimizi onlarla berader şehri muhasaraya gelmiş san- askerleri gibi görlereceğiz. — Ve ı bulup kaçacağı: anladınır. mı Ağalar, şebzade — Orhanın plünini derhal kavramışlardı. Türk ördusü 1 çine karışmak çok kolaydı. Sakağa çı- kür çıkmaz Türklerle beraber hiristi- yanlara kılıç saliyocaklar ve bu su- | vetle Türk ordüsile olduklarını göste- bekler, kargaşalıktan — iztifade ederek küleden çıkacaklar ve bir biçimine ge- tirerek kaçacaklardı, şehzadenin plânı yerinde idi. Anna; Orhanın verdiği emre hay - Tet etmişti. Pok güzel bir plündı ve mükemmelen de kaçebilirlerdi. P endisi ne yapacaklı? Nihayet Emirlerini Bitiren — Orbana kadıridı. sordu: l0 yapscağım? ik sem olduğun yer de kalt | ur? Bsür eder beni Türk- | hi Örhan sustu. Ha- kikaten 'Türkler Annayı bir hiristiyan Bibi Esir ederler ve satarlardı. Anna, tapiniyör, olduğu yerde âlç- Tıyor ve hüngür hüngür :ıııynı—ıu Ve bağırıyordu: — Seni esir etmezler, burada Türk kızları da var... Seni de Türk kızı gi- Bi alıp Azat ederler. — Olmaz, sen nereye ben do ora- ya... Sehzade Örhan, kaşlarını çattı sert bir tavırla: — Anns, çocukluğu —birak şımdı. Yoksa ikimiz de mezara gideriz. Sen, 'Türk kızlarile beraber kal, sana bir- ve Bey yapmazlar,.. Onlarla berabez ser best kahırsın?. beni kurtulayım, sonra sizi aldırırım.. Dedi ve adamlarının buşina geçenek sokağa fırladı. Şehzade surlara doğru kidiyorda, — | Hiristiyan halk da bağıra, çağıra ki- Hzelere kaçıyordu. Sehzade ve maiyeti sür'etle sokak- Jarı geçtiler ve Topkapı surlarının are dına geldiler. Fakat, örtada ne 'Türk ordüsü vardı, e de bir 'Türk... Yalnız, ayyuka çı - kan bir tekbir sedası vandı. | — Allahüekber, Allahüekber. | BSurlara gelen, Ortan imparatör Kos- Fakat bu çok sağlam ve © nisbette hafif maden gilgide ruğbet gördü. Son zamanlarda harp tayyarele - rinde, obüslerde, bombalarda, rad- yo Makinelerinde kullanılmıya başlandı. Fransada, İngilterede, Norveçte, Amerikada çıkarılan alüminyom- ların hıq e biri tayyarelerde kul- lanılır. İngiliz #lüminyom kam- | panyasır nn sermayesi 2 milyar framkdtır. tantini buldu. !ıı.pm.m yanında İtal- yan kumandanı Jüstinyı Giduğu halde kara t ler şaşkın, şaşkın hakışıyorlardı. tor, şehasle Orhanı maiye - iğini görünce, heyecanla tina hüöcüm heden kahir ANahlarına niyaz ediyor, tezbir. ge- tiriyorlardı. Orhan, tmpsrstora cevap verdi: — Haşmetıncap, namaz kılıyorlar ve Allaha dua ediyorlar.. — Şehtadem ne bitmez dua ve ni- yaz but, — Bu gece 'Türklerin büyük bir dini geceleridir de ondan.. Dedi ve urmum! hücum fikrini giz- dedi. İmparatorun “bu yüksek — azametli Tarensim karşısında asabı. bozulmuşin. — Sehzadem, Türkler mili ve dini | güönlerini Bep böyle mı tor'it ederler. — Evet haşmetmcap! — Fakat; bu çok büyük küllet ol- maz mi? — Biz Türkler milli ve dini bay lori hep candan ve kalpteo yaptığaınız cihetle küllet addetmeyiz. — Doğrusu büyük yorgunluk yeh- zadem... — Zannetmem... — Yatsı ezanında mum ve meş'ale eğlencesine başladılar. Oynadılar, gül- | düler, davul çaldılar, gece yarısından sonra da, dini merasime başladılar. — Adet böyledir hüşmetmeğp... (Devamı var) | | Lümrük Muhafaza Genel Komutanlığı ll.evuıı Âmirliği Satınalma Komisyonund”' 1— Muhafaza memüurları ihtiyacı için 422 çift çizme açık eksiltmeye ” muştur. Z— Bunların muhammen fiatı 3587 ve llk teminatı da 270 liradır. 3— Şartaame ve nümuneleri komlayondadır. Görülebilir. 4— İsteklilerin 17/11/9869 Cuma günü saat 11 de kanuni vesika ve Jarile Galata Rihtim cadderi Veli Alemdar hanındaki komizyona ( Sahibi ve neşriyatı idare eden Büş muharriri ETEM İZZET BENİCE Son Telgraf Matbaası ll İçimizde ne rakının, ne şarap ve vermi tutmadığı Nusretli! Bu akşam ne kodar geliyordu. Hatta bir aralık: — Nüsret ve bu halin?.. Dedim. # — Şerbetlendim!.. » Dedi. Onun şerbetinin ne olduğumu bil” : dem: Kıskançlık."Bu gece de beni fena haldt — — Bütün buünlar paşanım paraları ile oluyar, hn'yuıduhhı.benmiımüpnbvr Aptal paşa kim bilir bu adama neler kaptırıyor, ae İi neler?.. i . Diyordum. Bilmiyorum, bu his nereden geli- — Haydi bize benzel.. yordu.. Nedim Bey Nazmiyi kıskanmış mıydım?.. — Sarhoş olmazsan tadı çıkmaz-. Yoksa onu ânfipatik bulduğumdan mıydı nedendi? Diye. Boyuna kadehini kakdırıyor, ona Si için kendim de çök içiyordum! iki sagt sonra Miühat da, Rifat Şükrü de * Rifat Şükrünün sarhoşluğu çok fenal sulanıyor, hem tocavüz ediyor. Bir iki defâ çıkacaktı, yine ben önüne geçtim, Ben, kendisine: -—İç.. | Dedikçe, o da kadehini kaklırıyor. — gf — İç be yavrum. Yetim mah değil. Natf OB iye, bir sandalye çekti: Biraz oturmak İste- di. Neyse ki, bereberinde getirdiği banım, — Nedim Bey... Diye seslendi de, hemen gitmeğe mecbur ok du. Fakat, hayret etmedim.. Dersem yalan! — Bu kadın kim?. Bunu merak ediyordum. Sonra kendi ken « Bir mdilerini iyice vermiye başladılar, MHhâtın sar« hoşluğu mükemmel, Takati kalmadı m. — İşte benden bu kadar!., Diyor, üstüste: — Ben sarhoş oldum!.. — Ben sarhöşum!.. — Doktor bana bir çane?.. — Doktor bana' bir çare?., Diye diye gözlerini kapatıyor ve, bana san- dalyenin arkasını dayıyor, * Tâsı., Diyor, sunra Hayati Beye taşlar ıll)"-"di (Devamı

Bu sayıdan diğer sayfalar: