16 Ocak 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

16 Ocak 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SON TELGRAF— ?T7 İRİNCİKÂNUN 1040 SAKARYOA sineması PERŞEMBE AKŞAMINDAN İTİBAREN Okyanus müslüman kabilelerinin gönç ve güzel kahramar Ma: Eşi görütmiyen..: Misli ya- doyü! nmgin musiki Adalarının CI RESUL n ları, Aşkları, Zaferleri, , Musikili ve Şarkılı büyük filmi sizi heyecandan heyecana sürüklüyecektir. Sinemasında Memleketimizin en tanınmış yıldıwlarının toplandığı san'at dünyası — Türkiyenin en yüksek musiki üstadlarının canlandırdığı hari- kalar harikası, ZLT r M ELEK Bayramda Daima En Güzel Filmini Gösterir... Sineması Fakat Bu Defa Yarın Akşam Göstereceği BAŞ ROLLERDE: — TYRONE POWER - ALİCE FAYE - AL JOLSON Filmi sizlere BÜYÜK CAZ ve BÜYÜK VALS'i unutturacaktır. & Yalnız bu filme mahsus olmak üzere önümüzdeki ÇARŞAMBADAN itibaren het gece suareler için nnumaralı biletler gimdiden ayırtılır. | SELATA GÜKNK GÇSN AĞK SÜTELE YERRMRSETİ DUETRD LANKAIA x HALK OPERETİi Bu akşam (Azak) ta Büyük müsamere - Zozo Dal - GÖZ HEKİMİ Dr. Murad Rami Aydın Broğlu - Pazmakkapı, İmam sekak | N. 2 Tek 41553 İ — Muzikimizin en ateşli şarkıl-rı. en yakıcı gazellerinin hayat verdiği en büyük şark fiimi. Biletler gimdiden satılmaktadır. Telefon: 43595 mas. Şehir tiyatrosundan Halide, Muammer ve arkadaşları (Kome- di). Halk apereti: | (MODERN KIZLAR) BU AKŞAM SENENİN EN tÜYÜK FİLMİ 2 BÜYÜK MÜSAMERE OLARAK TÜRKÇE SÖZLÜ FRANSIZCA SÖZLÜ Nüshası YALNIZ Nüshası YALNIZ İPEK Sinemasında SARA Y Sinemasında BİRDEN BAŞLIYOR ” Şibmren Dünyanın En Muhteşem Galası asraf - İngiliz İntelicens Servisi - Fransız İkinci bürosu ile Beynelmilel casus teçkilâtı karşı karşıya ükte lah a VATAN SEVENLER-VATAN HAİNLERİ iremizin 938/3806 sayılı dosyasik tehinin paraya çevrilmesi yoli KADIN PARMAGI — BİRİSPANYOL DANSÖZÜ — GİZLİ PAROLALAR takip talebinde bulunun dairemiz- BATAN GEMİLER — BOGULAN BİNLERCE İNS ce namınıza rehinin paraya cev - B " Ka ü rilmesi yolile tanzim edilip ika- metgâhınıza gönderilen ödeme em ri arkasına Istanbul 4 üncü icra | memurluğundan : Evvelce Üsküdarda Tekke kapı #ında Durbağlı mahallesi 19 wu - maralı evde mukim iken h #dresi meçhul bulunan Ayşı Mülga yetimler sandığına İza - fetle İstanbul maliye muhakemat düğü hazine vekili at Enver Aylav dalremize müracaat- da 23 mayıs 330 tarihli ipotek senc dine müsteniden 167 lira 21 kuru- tarihinden — itibaren emrinin tarafınıza 30 gün müdı le ilânen tebliği: İstanbul hâkimliğince karar verilmi: İşbu ilânın neşri tarihii baren 30 gün içinde barcu ödeme- niz ve takip talebine karsı bir Tazınız varsa ilân tarihinden iti - baren 30 gün içinde bu itirazı is- 'tida ile veya şifahen icra dairesine bildirmeniz lâzımdır. Bu müdde zarfında itiraz etmeniz ve: icinde borcu ödemezseniz reh #atılacağı tebliğ makamina kaim işbu öder mri ta a 30 gün müdk tebliğ olunur, (398 - 3806) Viviane Romance - Eric V. Strohein - Roger Duchene DİKKAT: Numaralı koltuklar bugünden aldırılmalıdır. Tel: İPEK: 44289 — SARAY: 41656 Bu film Cuma günü akşamı İZMİRDE ELHAMRA Sinemasında da gösterilecektir. emir verdi. Şehrl topa tutacak harp vaziyeti ald kız hâkimi vaziyetin vaha - metini anlıyarak Türk Amiraline | boğulan Türk kalyoncularının a- zami diyetini ve geminin bedelini vererek yakasını kurtarı Fakati; Fatih bu vak'ayı haber | alır almaz Hamza Beyi İstanbula çağırdı ve: — Bre sen, ne beceriksiz mmışsın?. D KAZIMRNDA | Yazan: M. SAMİ KARAYEL Ğ ae Diye birçok defalar düşündüm. Belki de, sırıntam olsaydı, bunu yapacak, gene zihnimde tereddüde ayırmış © Vakit. Akşamdı. Hava kararı - | u. Gene o zamanki ve o gurup! Güneş İstinve sırtlarından | 'or ve son isıklarını karşı | sahillerin loşluğunda yer yer pi- | rıldatıyordu. Sanki — dünyada ne | ben, ne debişen hiç bir şev voktu! t ve ben gene bi vermiş buradan, bu ağacların süs- lediği köşeden gurubu seyrediyor, İlerimizi, çocuklarımızı Hamza Bey müzakere bir bitirmek istiyordu Müzakereye devam olunduğu sı- rada askere gemilerden sahile çık- masını menetmişi Lâkin, bazı gemilerden bir kaç nefer yüzerek sahile çıkmışlardı. Türk kalyoncularının şehre çık - | ftaklarımı gören iyanlar ayak- | landılar, Askerler üzerine hücum | ettiler. Neferler, üç dört kisi olduğu » çin mücadele ede ede gemilerine doğru ric'at etmede koyulmuşlardı. Sahile gelen Sakızlılar, gemi - lerine ric'at eden - kalyoncuların peşini Bırakmadılar. Büyük ka « yıklara binerek takip ettiler. Türk gemicileri mukabele etmi- yorlardı. Çünkü; kumandanların- bir emir yoktu. Çok geçmeden Türk neferleri ge- milerine iltica ettiler, Lükin, pe- şinden gelen binlerce halk gemiye hücum ettiler. İşte; bu mühaceme esnasında Türk kalyoncularile Sakızlılar a- rasında dehşetli bir mücadele oldu. Ve Türk ge olduğu yerde battı ve Sakızlıların hemen hepsi boğuldu. Bu vak'a üzerine Türk Amirnli Hanıza Bey derbal denanmasına Donanma Kumandanı ile Fransızın işini — Limana giremezsiniz? Şayet | girmek isterseniz mukabele ede- | riz, Sakızlıların limanda harp ge- i | | — Bir Türk gemişinin içerisine halk girebilir mi?, kkak ki, fi emek #zmin- edebilmek benim için da- l Ka gururlu daha çok faziletli lerin olmamış olsaydı, senin de - rini yüzdürürdüm. aşa mileri vardı, Karadan da kale ile gehir muhafaza altına alınmış bu- lunuyordu. Türk filosu kumandanı, Sakız - hlara teslim olmalarım bildirdi. Ve mühlet verdi. Fakat; aldığı ce- p şu oldu: — Sakızlılar teslim olmaz. Bunun üzerine Türk Amirail #teş açtı. Limanda bulunan bir iki Sakız gemisini tepeledi ve cebren karaya asker döktü. Etrafı yağma ettirdi. Esirler aldı Donanma Radosu da Karaya asker çıkardı. Bi yı garet etti. Fakat; asıl Rados kalesini ala » madılar. İstanköye gelen Türk do- manması şehri işgal ve köyleri is- tilâ ettikleri halde «Rakiye» kale- sini zaptedemedi. | Türk donanması, Rados ve İs- ı | | İ — Haydi delel!. Bir daha gözü- me gözükme.. Diye kovmuştu. Padişah, Hamza Beyin yerine Yunus Beyi donan: ma kumandanı tayin eylemişti. Fakat; bu Yunus Bey ber ne- dense ganssız bir adamdı. Donan- Üzan Çanakkale boğazından çıkar çıkmaz siddetli bir lodos fırtınası- ; * ma tutularak hasara uğradı. di | Ve, bir iş göremeden tekrar içeri min- aağuduğunu duyu > girdi. Şu kadar var ki, Sakız, Türk donanmasının Adalar denizine ç- kocağından korktu. Batan gemiye bedel olarak tekrar otuz hin altın, vergi olurak da senede on bin al- | tın Türk devletine vergi vermeyi taahhüt ederek tâbi oldu. Yunus Bey, fırtınadan sonra, Fuçaya uğradı. Şehir, muharebe siz kapısını açtı. Bununla böraher Yunus Bey sehrin cu güzel genç- lerinden yüz kız ile yüz genc iç de- Tikanlısı ayırdı. em gibi idim, Bomboş - İci ve bevni £ gibi. Nereye gideceğimi, ne bilmivardum. Adım - ken ayaklarım dolaşı- Yürümüvor, bir gölge, bir z bir iskelet gibi sü- turm, oşaltılmış bir insan | n saniveler böylece kaldım. , beyecan ve id- rakimle © günlerimi yaşıyordum. İstemivor ve sakınıyordüm ki. en | küçük bir kımaldanış bile daldığım hayalden beni ayırmasın. Bu o ka- dar tatlı, o kadar cazin ve candan bir tahevyül sahnesi idi. Ve.. Razı * idim ki günesin Kandilli sırtların- da solan son isiğıni seyrederker ü arlarımdaki son kan damlas kurusun ve gözlerim Cahidir içinde erisin bitsin, sön - * m ilk defa sokağa çık- | | ada- ukluk, bu don- k beni ayılttı. Gi ıöım zaman kendimi im. donün kal - n kurumuş. Ka- idi, neydi hiç bil muvdum lerimin son ışığı değil, gü- söndü! Ve.. Ben bahtım gibi karanhıkla başbaşa — kaldım Bu boşluk, bu yalnızlık boğazımda| vumaklan ak l du ve İk hickirak onu deşti! | Anladım ki. ben burada, bu ko- | suda, bu bülbül yuvasında ve.. Bu Ayakları dolaşa dolasa bir gölge| gâbi Emirgân sokaklarına cıkan ve) bir havalet gibi sürüklenen Belkis Cahidin kolları arasında son N i gecinditi köşede ve ağacın altanda idi, Şaştım!, tanköyü garet ederek tekrar Sa- kıra döndü. Donanma kumandanı Humza Bey müzakere ile PFransızın işini bitirmek istiyordu. ( Devumı Var ) F vayı Fahire Gülseren acele ediyordu.| cekli bu evden ve bir Yemek sofrasını tamamile miyecekti. lamıştı. Acaba bir şey eksik Retik artık kendisii diye baktı. Hayır, herşey tamı duktan sonra, beğendillik dı.. Fakat son decece hevecan ( vur patlasın çal oypi de olduğu icin birşev unutmuş ol> | £ibi eğlenebilirdi. Fal maktan da korkuyordu. Bir daha sırdı? baktı. Sofra tamam! Kocası daire| - Giderken bir ken den döndüğü zaman, sofrayı böyle istediği gibi gibi hazır — bulunca lir ne kadar memmun ola - y Fahire Gülseren odasıı Sür'atle 5; geçti. 1 geçirdi. Dah, ğ k valizini cıktı, gitti rtımanda * otura - ğru Kadıköyüne, âanne na gidiyordu. Kocası Re- fik Gülser m eve - gelince yazıhane Tünür bir yere ka tan, kendisinin neder denbire evi bırakıp gi 1 dar uzün - tereddütler Nekadar kendi kendi- Fakat ha - Köze gö - mektup- | böyle bir - * tiğini pek | demerdi. Refik kendi larla akdatsın, o karmasın! Fahirenin geliyordu. Alçal sinsi sinsi bu iş hiç sesini çı- 'cıld pının Ğ | sini bet deliller vi için kararını vermi hem de bir di dönmemek sar - tile. At aralarında h ti. Fahire bunu dü; disini tutamadı, göğsünden bir hıç-| — g, kırık geçti. Demek ki hâlâ Refiği seviyordu. Fakat ne olursa olsun, | kararını vermiş cekti yazıhanes nulmamıs bir halde O yordu. Fahire geniş bif | ve derhal mektubu alâi ersey bitmle- | vırtmak üzere göğsünül nürken ken- | Yadı onra yemek odasıni fik oturmus, harıl bafilği yordu. Ride- | —< lümsüv lümsemeğe — Cicim. senin Tevzeme u firler de geldi. Ne zararı var — Bu ake Refik? Fehirenin sesi titrli müredele ağaçların süslediği köse içinde * başımayım. Artık ne ben o Belki- sim, ne de Cahitle beraberim, Di- | rilen ve çok geriye giden hüviy tmle yapavalnız kalmış ve derin | bi tahassürün ifadeli, ıztıraplı, en-| Rân tehayyülüne dalmışım!. Hakikat bu değil ve.. Ben rüya- dayım!. İşte o zaman. Gözlerim bir- denbire doldu. ellerim birdenbire yüzümü kapadı ve ben ömrümün ilk kaynar göz yaslarını akıttım akıttım ve ıslattığfım — her toprak parçasını, Cahit,. Cahit!,. Diye avucladım, o yerlerde di- dindim, haykırdım, saclarımı yol- dn!, eicim h vanında kal he kadır bu şö: | e övle genis bir sasdek ne diyecedini sa * On beş gün sonra İki gündür bütün vücudüm kır- mızı lekeler döktü, döktü. Dudak: larımda da var, Fakat, daha beyaz. Levha levha. Hiç istiham yok. Ye- mek yiyemiyorum. Kırıklığım var.| Her tarafımı bir ağrı — kanlamış Kibi. Annem: — Moraklanacak bir şey Hevayı tebdil edivorsun dır. Her vakit olur Diyor. Bilmem ne tebdii ediyarum, 'Yoksa hasta miyim? 'Ortada bi Fakat P: ne üzerin kuduğünü kat güm 24 < 6, Salı. CUŞ ( Devami Var ) fıkaraya, Teli

Bu sayıdan diğer sayfalar: