4 Mayıs 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

4 Mayıs 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Allah, hemen bizim encamı'nızı hayreyliye! Adanada vukua gelen hâdiseyi mu?. Adana belediye meclisi azasından bır zat, bir Adana gazetesinde kendisi hak- kında çıkan bir yazıdan dolayı kız- mış, soluğu o gazete idarehinesin- de alarak, yazı müdürünü tehdit ter misiniz, bir gün de, bizanki- ler matbaaya kadar gelsinler. Fa- kat, ben, bizimkilerin bu makam- dan saz çalacaklarını zannetmi - yorum. Çünkü onlar tek «ma - kam» n emrile oturup kalkarlar, İNSAALLAH BÖYLE ÇIKAR Holanda Başvakili son söylediği nutukta şöyle demiz: — Memleketimizi dehşetler or- tasında bir sulh yurdu olarak mu- hafaza edeceğiz.> İnşaallah', Fakat herkesi, kendi arzusuna baraksalar... Görüyorum ki, bu zat, puk nüsnüniyet ve nik- bini sahâbi! Elbette, Allah, her in- sanın gönlüne göre verir. Temen- ni edelim İki, böyle çıksın!. YARIM ADAMIN MARİFETLERİ Yarım adam namile bir caribaz var. Geçenlerde evlendi. Haki - katen, bu adamın bacak kusmu yok, Pukan, canbaz.. İp üstünde yürü- yor, Zirlü marifetler yapıyor. Koğdisile görüşen bir gazele muharririne şöyle demis: — Yolda yürümek bana ipte yü- rümekten daha zor gelir. Fena değil. “Sıratköprüsünden Reçerken kolaylık olur, şimdiden stahını vapıyor demektir. Fakat, isine bir teklifim var: İp üstünde yüzüyor amma, haddi varsa, gece, bizim evin so. AMAN YANLIŞLIK OLMUŞ, GALİB. İki gündür yeni bir yazete çıkı- yor. Birkaç gün evvel çıkacaktı saayma, evveke bildirdiğim gibi, mevlüt şekerinden başka şerbet dağıtılması da lâzım geldiğinden, fakat, todariki nasılsa unutuldu - gundan, biraz teahödurla intişar etti. “Bu gazetenin, cidden hoç olan bir köşeciği var: Ayni isimde, bun- dan otuz sene evvel çıkan ceride- nin başmakalelerinden her gün bir parça abp, hatıra olarak tak- dim ediyor, Fakat, galiba, ilk çıkan nüsha- da, tazelik neşrodilen günlük baş- makale, yanlışlıkla, otuz yıl ev - | velki çeridelerden istinsah edil - miş.. Çünkü, baktık: Dil, otuz yıl evvelki dil; fikir, otuz yıl evvelki fikir, stil otuz yıl evvelki stil.. Yahu, bu gazetenin aklı başın- da bir sekreleri yok mu?. Böyle feci yanılışlıklara meydan bırak - masın.. NASIL ELİ TİTREMEMİŞT. Bir Amerikah muharrır, filme eçkilen bir eseri için, tamam 25 bin İngiliz lirası telif ücreti al - mişi. Yani, âyle bir servet ki, bizim, bütün yazıcılık hayatırızda kaza- nacağımız yekünün kat kat fev - kinde bir satvet ve azamet!. Bizim Babıâli caddesi patnon - larından Bay Halil Lütfi ile ge- çen gün beraber yamekte idik. | (Kendi paramı kendi; ü İkram görmediğin rim.) Hâdisevi ona anlattım da, durdu, düşündü: —B: hürriri hoş görürüm, dedi, fakat, patron, bu kadar pa- rayı verirken nasel eli titreme - AHMET KA[YF | ca ederim.. p Dolmabahçede bir keşif yapılacak Ebedi Şefimiz Atatürkün aziz ndaşlarının — ziyareti esnasında | Dolmabahçe sarayında vukua ge- Ten ve K kişinin ölümü ile netice- Tencn izdiham hâdisesinden dola- yı mahkemeye verilen eski emni- yet müdürü Salih Kılıç ile mua- vini Kâmranın istinabe muhake- mediğini söylemiştir. 2 inci şube müdür muavini Tev- fik şunları söylemiştir: Kapı, o zamanki Beşiktaş emniyet âmiri Lütfi Erdoğanın emrile kapandı. Hattâ, sarayda bu- Tunan. bir kavastan anahtarını a- larak bu kapıyı kapatan, bizzat kendisidir. Bir saat sonra açılı ken ben kapı yanında değildim ve kim tarafımdan, kimin emrile a- çıldığından malümattar bulunmu- yorum. Lütfi Erdoğanın kimin em- Yazan ; İskender F. SERTELL! | BAR ÇIÇEKLER! Diyerek seviniyordu. Selma ge-| niş bir nefes aldı: — İyi ki geldik buraya. Hem dinlenir, hom de biraz gezer eğ- keniriz. Biraz gonra otelin deniz üstün- deki gazino kısmına - inmişlerdi. sabah güneşi altında çay içiyor- lardı. 'Ötel gazinosuda yeni müşteri - Jerden başka kimse yoktu. Semih bu sırada ayağa kalka- Tak — Sigaramı odada unutmuşum, rlcdi_ çıkıp alayım, Şimdi gelirim.| Rittikce büyüyor, sa - ıktru geliyordu. gin müşterilerdi. Otele her zaman e-yeni müşteriler gelir, is- otele girerlerdi. ekma çay içerken, birden- bire titredi. abahat: » — Ne oklun? dedi. Benzin sa- 'den çıkan yolculardan bi- ri merdiven başını tutmuştu. İkisi tabancalarını çekerek: rile kapattığını da bilmem. O ara- hık Salih Kılıçla muavini Kâmranı orada görmedim. Hâdisenin kapı | tekrar açıldıktan iki saat sonra | vaktruna göre, kapanma ve açil- | ma cihetinin hâdise üzerinde hiç bir tesiri ve rolü yoktur.» Bilâhare dinlenen o zamanki Be- şiktaş, şimdiki Sarıyer emuiyet âmiri Lütli de Kâmranla müşa - vere meticesinde anahtarı kapıcı- dan alıp kapattığını ve yarım sı at sonra tekrar Kâmranla gö şüp açtığını ve bu hususta lendiği gibi yüksek bir subay emir almadığını beyan ederek hâ- | disenin iki saat sonra olması do- layısile kapının. kapanmasının hiç bir rolü bulunmadığını iddia et - mi: Halbuki Lütfiden sonra şahit sı- fatile dinlenen ve Kadıköyünde Bahariyede oturan Nesime ismin- de bir kadın da şunları söylemiş- ğ Ben, kapama açma emrini kimin verdi —. 'No149 — Ses çıkarmayın.. Şimdi iki- nizi de gebertiriz! Dediler ve Selmanın — üzerine yürüdüler. Selma, Sabuhate: — İşte.. Yine o Luydmlır Diyebildi.. Fazla birşey söyli - yemedi. Selmanın başına bir masa örtüsü atarak ağzını kapadılar.. Sabahat korkudan derhal yere düşüp bayıldı. Haydutlar Selmayı kucaklayıp motöre götürdüler. Gerci biraz sonra Rum garson- lardan biri hâdiseye şahit ol - muş ve: — Polis. İmdat.. Diye bağırmıssa da, merdiven başında nöbet bekliyen haydut tabancasını çevirince, garsonun Ççeneleri tutulmuş ve dizlerinin bağı çözülerek, pestil gibi, durdur | Bu yere çöküvermişti. Semih sigara kutusunu aldı. O- dasından çıkarken, karşıdaki dan inee bir kadın sesi duydu. Ku- lak verdi.. Yüzü görünmiyen bu kadan, sıcak bir sesle şu şarkıyı | söylüyordu: | Gece kapladı her yeri, Keder sardı dereleri. Düşman değil, sevda açtı | laşmaştı.. Ve yıkdıram Yarınki sayım Busabah Bakırköytecrü-'Kazada mevcut 17 ma-. be sayımının bütün ha- zırlıkları ikmal olundu Yarın sabah saat 8 de başlıya- cak olan Bakırköy tecrübe tahriri nüfusu için bu sabah da Vali mu- avini B. Halük Nihadın reisliğinde vilâyette bir taplantı yapılmıştır. Dün sehrimize gelen istasittik u- mum müdürü Celâl Aybar da bu toplantıda bulunmuştur. Alâkadar- lar ve gazeteciler yarın sabah er- kenden hususi otobüslerle Bakır- köyüne gideceklerdir. VALİ MUAVİNİ NE DİYOR? Vali muavini B. Halük yarınki sabah hakkında bir muharririmize gu ıııhıh vermistir: rın . sabah tam sııt Ş Sayımın bittiği fabrika düdüğile ilân edi - linciye kadar hiçbir kimse bulun- duğu yerden disari çıkmıyacağı gibi İstanbul cihetinden banliyö trenine binmiş olanlar da sayım neticesine kadar vardıkları istas- yonda bekliyeceklerdir. Bu itibar- İa halkın yiyecek ihtiyacının bu güönden temini lâzımdır. Ancak sayımın kısa bir zamanda bitmesi| için lâzım gelen hazırlıklar yapıl- dığından fazla - ihliyat ve telâşa lüzum yoktur. Ölüm ve doğum gibi âcil vazi- yetler için nöbetçi ebe ve daktor bulundurulacaktır. Hariç kaza - larda bulunan Bakırköylülerin bu-| günden evlerine dönmelerini ve - başka bir yere ayrılmamalarını ri-; EYÜPTE Diğer taraftan pazartesi günü Eyüp kaymakamlığında istatistik | umum müdürü numerotaj faali - yetini tetkik edece! Yakında tbelki de Eyüpte de bir tecrübe sa- yumı yapılacaktır. p VA gl Mesken bedelleri için yeni esaslar İlk mektep muallimlerine veri- lecek olan iesken bedelleri hak- K Pisliği tarafından yenii bazi 'esazlar hazırlanılmıştır. Dün şehir meclisine verilen bu esasler tetkik edilmek üzere mük- kiye ve maarif encümenlerine ha- vale olunmuştur. la olup olmadıklarını tabii bilmi- yorum, Benim kanaatimce, eğer di dise vukua gelmezdi; çünkü hâ - | dise, kapı tekrar açılır açılmaz ol- demişti Daha evvel dinlenilen üç me - murla Nesime; hâdisenin kapı tek- Far açıldıktan ne kadar zaman son- ra vukua geldiği yolundaki müba- yin ifadelerin telifi maksadile mah- keme salonunda yüzleştirilmişler- dir, Hepsi de, kendi ifadelerinde asrarla durmuşlardır. Kânıran ise Lâtfi Erdoğana ka- pınin kapanması için emir verme- bu tedbiri muvafık gördü- Künü söylemiştir. Hastalığı dolayısile gelmiyen şa- hit limanlar umum müdürü Ra- ufi Manyasın refikası Lâmianın ve Beşiktaş kaymakamı celbi, 6 mayıs pazartesi günü sant 14 de saray kapısı önilnde bir ke- şif yapılması için istinabenin de- vanır 10 mayıs sant 16 ya talik e- | lunmuştur. : Bağrımdaki bereleri. Sevih kendi kendine: — Bu da benim gibi, bağrı ya- nığın biri galiba! Diyerek alt kata iniyordu. Otel garsonları birbirine gir - mişti. Semih birdenbire şaşırdı.. Yerde sarhoş gibi yatan garsonu Di — Ne var? Diye sordu. Garsonlardan bir kısmı polise ikoşuyor, bir kısmı da Semihe; — Pasam, madamı aldılar.. Ka- lar.. Diyordu. Semih sendeledi.. Ga- zinoya indi.. Kız kardeşi: — Ağabey, Solmayı, haydutlar gu gelen motörle kaçırdılar.. Diye bağırdı, fazla birşev söylemeden hıçkırarak ağlamağa başladı. Semih: — Ah, şu körolası sigara, Ba- | şıma ne felâketler getirdi. Keş- ke yukarıya çıkmasaydım.. Diyor ve gazinonun iskelesine koşuyordu. OÖysaki, | motör sahilden uzak - sür' Kartal açıklarına doğru gidiyordu. * Polis, imdada yetişiyor.. SMJ- Büyükada polis merke- Biz gelelim Kartal sahiline. Selmayı kacıran motörün için- de haydutların reisi Çolax R: de vardı. Recen, Selmaya | Ballelerin - birleştirilmesinin nüfus| Kadıköyde mahalleler hallenin sekize indiril- mesi için birleştirme teklifi red olundu Kadıköy kaymakamlı de idari ve inzibati i; le mümessillerinin vazife) lavlaştırmak üzere bazı mahalle- rin birleştirilmesi mahalli kayıma-| kamlığınca kararlaştırılmıştı. ümle bu suretle halen Ka- 8 e indirilecek ve İçerenköy, Koz- yatağı, Bostancı semtleri birleş - tirilerek *Bostancı mahallesi» ismi| | altında toplanacaktır. Ve vine bu şekil ile Erenköy ilej Suadiye tevhit olunarak «Suadiye mahallesi», Göztepe ile Merdiven- kböy birleştirilerek «Göztepe ma - hallesi», Zühtüpaşa, Tuğlabaşı ma-| halleleri tevhit edilip «Feneryolu maballesi», İkbaliye, Hasamnaşa, kasmen Ösmaniye, Acıbadem yo- lanün — sol tarafı - birleştirilerek *Kurbağalıdere mahallesi», Ra - gimpaşa, İbrahimağa mahalleleri ile Mecidiye, Osmaniye ve Mer- | divenköyünün sol tarafı tevhit o- Tunarak «Yeldeğirmeni mahallesi: ismi verilecektir. Caferağa m lesinin iami de «Moda mahallesi» | ne, Osmanağa mahallesinin adı da| «Altıyol mahallesi» İsmine tahvil olunacaktır. ERENKÖY VE KIZILTOPRAK HUDUTLARI Bekdiye reisliği Kadıköy kay - makamlığının vukarıdaki bu Hro- jesini ve Erenköy halkının da bu husustaki istidasını mülkiye en - cümenine hayale etmiştir. iye encü laba- lik ve çok emlâkli yerlerde ma- we tapu kayıtları ve bunlarla alâ- kadar muamelelerde muhakkak karızıklık doğuracağını düşünereki projeyi kabul etmemiştir. Dün şehir meclisi mülkiye en- cümeninin kararına uymuş ve şim- dilik mevcut mahalle izimlerinin değistirilmesini muvafık görme - yip projeyi reddetmiştir. Diğer taraftan Erenböy nahiyesi e Kızıltoprak nahiyesinin Etem efendi sokağı civarındaki mülki budutlarının yeni bir şekilde tes- biti sehir meclisince kararlaştırıl- «Dolaşan katil» Eskisehirde çıkan «Yeni Gaze- te>, <Eskişehirde dolaşan — katil> isimli Cok mühim bir davayı ortaya atamr bu fıkrada, katil <«kumar, dır. Mu - hartir, yazısında, ayni korkunç | İstanbulda, diğer bazı büyük şehirlerimizde çok gördüğünü söy- lüyor. Hikikaten, kumar, bazı evlere dar sokulan «lüks>, seğlence> isimleri altında bir kötü an'ı itiyat haline gelmektedir. bap bir araya geldi mi, kayıllş gel- sin boker.. Bu mokta üzerinde düşünme - | liyiz, BÜRHAN CEVAT dan seni Anadoluya, dağlara ka - çıracağım, Ve Selmanın başını açtı.. Saç- | larını okşıyarak homurdandı: — Seni delice seviyorum, Sel - ma! Eğer benimle yasarsan ve be- ni biraz olsun seversen, haydut - tuktan da, hırsızlıktan da vaz ge- çerim, Benden kaçtılca - seni ele Reçirmek, seni mütemadiyen ta- kip etmek için - haydutlukta de- vam odeceğim. Bağdada kaçsan, yine elime düşeceksin! Selma şaşkın şaşkın, — Recebin yüzüne bakıyor ve söyliyecek söz bulamıyordu. | Daha on ibeş dakika önce ken- disini büyük bir emniyet ve hu- zur içinde gören zavallı Selmanın aptallaşmamasına imkân ı var- da? Kalamıştan kaçtıkları halde otel Etranje gibi münzevi bir yere de bile haydutların — takibinden kurtulamıyan Selma artık ümidini kesmisti. Çolak Recep motör kaptanına; — Kartal sahillerine yanaşa - cağız.. Diye seslendi. Motör — kumsala doğru ilerliyordu. Haydutlar ta - bancalarını ceplerine sokmuşlar- di. Çolak Rocep sahilde bir t O buraya birkaç kçılak yapmıştı. Yeni şiirler Yeni ve genç şairlerin eserleri- ni beğenmek, anları topyekân gü- zel bulmak, âdeta moda haline gel- di. Siyasi hâdiselerin bolluğuna, kâüğrt buhranına birkaç günlük gazete, el birliğile, bu gençlerin methisenası için her bafta sütun- lar dolduruyor. Yeni yazılan bu şürlerden — bir haylisini okudum. Fakat, kendi görüşüm ve zevkim şu noktadadır. ki, bu manzumelerin ekserisi, â- deta, keçiboynuzuna benziyor. O- kuyacaksınız, okuyacakyınız, bir takım çocukca, basit fikir, basmın | kalıp hayaller dohu, Tisamı zayıf mısralar okuyacaksınız, arada bir zevk veren bir satıra raslıyacaksı- nız, İçlerinde, muhakkak ki, yeni bir hava ile konuşanlar var, Fa - kat, mühim bir kısmınım karala - malarına da «saçma» demekten kendimi alamıyorum. Sonra, galiba, biraz da çok ve uzun yazmak ve her yazdıklarını mutlaka neşretmek hevesindedir- ler, Bu, neden? çabuk şöhret yap- mak için mi Zannediyorum ki, mesel ay içinde muhtelif mecmualarda neşrettikleri şirleri, alıcı gözile bizzat kendileri de bir kere oku- salar, çoğunu tasfiye ederler, se- pete atarlar, ellerinde sağlam bir kac mısra kalır, Zuten, şür, öz demek değil mi- dir? Bu güzel mısralar üzerinde işlense, düşünülse muhakkak ki, | meydana, kemmiyet iübarile az, fakat, keyfiyet bakımından — çok kuvvetli manzümeler çıkar, Yok, şiire çalışırken, mecmua sahifelerini müsvedde kâğıdı ad- dediyorlarsa, o başka., Fakat, bu k mürekkep sıkıntısı içinde, biraz daha insaflı olmalı değiller midir?. REŞAT FEYZİ İKÜÇÜK HABERLER * Ağyon mutavassıtlarının elin-, de bulunan 839 ve daha evvelki yıllara ait afyonların k&milen sa- tın alınmasına bu sabahtan iti - | baren yapılacaktır. * Dün Üsküdarda 23 paket ero- ini yutmak isterken yakalandık « Jarım haber verdiğimiz Müzdat ile| Makbule adliyeye verilip tevi olunmuşlardır. Salih ve yankesici Sabri isminde iki eroinci de dün eramneurlar tarafından takip olun- duklarını anlayınca memurlara tecavüz etmişler ve yarım saatlik mücadeleden sonra tutulmuşlardır. * Altın fiatları şehrimizde tek- rar yükselmeğe başlamış ve dün 1 altın 1920 kuruşa çıkmıştır. * Geçen gün Midye açıkların - da karaya oturan Macar bandıralı Duma şilebinin kurtarılmasından * Penerbahçe - Galatasaray o- | yuncularından mürekkep bir bol takımımız maç dün Mısıra haroke BUGÜN TAK Senenin en BÜYÜK TÜRKÇE SÖZLÜ SergüZzeşt filmi ERİ ÇAVUŞ : Baş Rollerde HANS ALBERS Şikağonun esrarengiz batakhaneleri — vak'aları — insanı zövk Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine | dükkânlarda ekmek satışı yasak- ekmek- hayrete düşürecek, merak ve heyecan içinde bırakacak — İsvanyol rakısları — nefis musiki, Yeni tırım | yasakları Bakkallar, fırıncılar ve fırancalacılar için bele- | diye yeni hükümler koydu Yeni zabıtai belediye talimatna- mesine dırınlar ve ekmek, İran- cala satılan yerler hakkında yeni hükümler konulmuştur. Dün şehir meclisince kabul edi- len maddelerden bazılarıpı yazır yoruz: Tekmil fırınların her tarafı kâ- fi miktarda ve genişlikte pencere- leri ınlatılacak ve hber pence- rede 2 milimetreyi geçmiyen de- likli tel kafesler bulunacaktır. 'Tekmil fırınların her tarafları- nin zeminleri mermer, fayans, ka- rosimen veya karomozayik ile dö-| şenecektir. Ve zeminin münasip yerlerinde sabit delikli çukurlar mevcut olacaktır. Her firin yılda 2 defa muhakkak badana olacak- tır. Tekmil fırınlarda şehir suyu kullanmak meebuüridir. Şehir sü- yu olmıyan yerlerde tahlil edil - imiş iyi sular istimali mecburidir, Fırmlarda dahil veya hariçten te- | ncke veyahut mümasili kaplarla Ssu taşınılması yasaktır. Fırınların sokak cepheleri tama- men ve girilip çıkılan taraflarına bakan yan cepheleri kâmilen - tez- gâh veyahut raflara kadar - came- kânlarla örtülü olacaktır. KIYAFETLER VE DÜKKÂNLAR| Fırıncılar iş başında tekmil işçi-| iş elbiselerinden başka tak-| pabuç giydirmeğe ve tutulmuşla r hom İrancala ve hem ekmek yap- e ktır. Çavdar ekmekleri yalnız hususi fırınlarda veyahut francala ve pastacı — fırınlarında labilecektir. kımek ve francala, fırınlarda, bakkallarda ve mahaili ihtiyaçlara Röre mevkileri belediyece tayin | edilecek olan ekmek satışına mah- | sus dükkânlarda — yapılır. Başka tır. Bakkal dükkânlarında ler, en az yerden yarım metre yükseklikte. rafhı ve tamamen ca- mekânlarla kapalı yerlerde bulun- gurulacaklardır. Ekmek ve İran- calalar her yerde tartılıp narh ü- zerine verilecektii BN Beyoğlunda maymun, şebek ve fakirsokakları Belediye reisliği şehrimizdeki bazı gayri münasip sokak İsimle- rini değistirmeği kararlaştırmış- b Bu cümleden olarak Beyoğlunda| Kalyoncukulluğundaki «Fakir» s0- | kağmın ismi ıAiımanı a, ıSebckı «Kaplan sokağı» na ği> da «Ceylân olunmuştur. Dün bu karar verilirken şehir meclisi azalarından bazıları, Ge- | neral Besim Ömer Akalın gibi ba- ölü meşahirin isimlerinin yeni sokaklara verilmesini teklif etmiş-| e meşahir isimlerinin daha k yerlere takılması muvalık SİM Sinemasında tüyler Üürpertici cirayet âlemleri BUGÜN MELEK Sinemasında Viviane GEORGES FLAMANT veDALİO tarafından nefis bir surette temsil edilen YARI GECEDEN SONRA Fransızca filmi takdim edilecektir., ÜİLAÂVETEN: METRO JURNAL Norveçte İngiliz Bugün saat | dı Beyaz perdenin en gü- zel ve ateşli yıldızı Romance | detler Akdenizde hef en son harp ve dünya havndisleri kerleri - deniz muharebesi tenâilâtli matine | karadan, Bursadakı " yf | 'Kütahyadsfı yondan, erindtk DERKELL Norveç'ie vazii ve İtalya Yazan: AHMET SÜKBÜ ” Norveçte yirmi gün hıyan askeri harekât bir. halara ayrılır: Ba hat , Almanyanın » Tarba İ he geçirmeğt sile başlamıştır. Anla; manya, Norveçe yapmak için değil, taliter muharebe ık. !d ele geçirmek san sabahı Kralın ve hükümetin Tememesile suya kâtın ikinci safhası Pa Bua ikinci safha da İngi hine inkişaf etmiştir. bir darbe ile Norveci çirememekle beraber, limanları ve Oslo meğe muvaffak oli liz donanması derbal BKŞ v"' ti ve Alman donanmasıf”, darbe indirdi. Bu de Alman dona! imha edilmiş ve bir ıl harp gemileri de N ları içinde tıkılmış ka taraftan İngiliz donani beyi üşdirirken, diğer İngiliz kıt'aları Norvef rinin muhtelif çet İhraç etmekte idi. nuıl j atle ilerliyerek Alman * tında bulunan şehirlef bir rabıta tesisine mânl M bir takım stratojik YÇ yel etmişlerdir. Gerek ibra€ ve gerek bu yerler kuvvetleri için kayde (f vnlinkıveılırdıı Ve bu vaffakiyetinden sonra ikinci safhası kapanarsk safbası başlamıştır. Fakat bütün bu h kayde değer olan nokt şimaldeki müfrezeleri müfrezeler arasında bif min edilmez, & harekâtın — artık nib hakkında ordularına P yannamedir. Görülüyüf rerden uşağı doğru ıı resmi mahfilleri, Almaf ve Almım istihbarat ıd" yeçte Alman zafcı liz hezimetini dünyaya te büyük istical göster ler. Bu isticalde İngili pılan v b bif binesinin dün içtima € harp ve sulh at bir karar vermesi ll' du. Anlaşılıyor ki Hiltiye yi yanname ile karar ı' yapmak istemiştir. ler bu beyanname ile * hitap etmekle berabtfr muhatabı İtalyadır Musoliniye demek İ — Size Norveçle ıııl: cağımı söylemiştim. oldum. İngiliz ıın..nm"' Tüp ettim, Artık ıır"'" veçteki askeri talyanın vaziyeti münasebet ür hati ve hurp taraitarları Ve yedi ay! harekâtın ü | ve yahut da harp ta! talyanın den demokrat devletler'yir rece uph.ıoıdilll'" olarak su söylenel .ıl' .ıi’ L cu gemileri de bundi ’.& burnundan gyeçi bunlar, ihtiyat W“ı!’ beraber, Tupada vıxıyıtîl '* haya girdiğini de ” İnönü şehitlT çf yapılacak wy İstiklâl harbinde Tin düşen aziz ölüleri a tebeil için 12 MAĞA «İnönü» şehit sim yapuuı.khl' Bu merasime W " v Kocaeli vilâyetl ) iştirak

Bu sayıdan diğer sayfalar: