29 Haziran 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Haziran 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— T ” İ—Sol( TBLGR;_I—_Z?W ııı_ ÂDiSELER KARŞISINDA '*l" yi iya hidiselerinim manzarası o hale geldi ki, benim diyen — eiyasi muharrir veya diplomat, ya- rının, güneşle beraber neler do - Kuracağını - kestiremez. Vaktile, yuz sene sonra gelecek hâdiseleri bilen ve sezen ve ona göre tedbir- ler alan siyaset adamları bulun- | duşğundan bahsederlerdi. Şimdi, yüz sene değil, yüz gün içinde ne- ler oluyos, neler... | Bazan hâdiseler, siyasi muhar - rirlerin tahmin ve kanaatlerinin | o aksine zuhur ediyor ki, | insan gülmekten kendini alamı . yer. Bu he iştir. dünyada neler olu- yor, daba neler olacak?, Varsa bir babayiğit çıksın, söylerin bakalım? FPARİSİN TARİNÇEŞİ, | Zavallı Paris, simdi işgal altın- | da! Dün bir gezetede okudum... | Artık, Parisin hüzri ile değil de, edebiyattaki mevkli ile uğraşılıyor. Meğer, Pâris şehri, bizim edebiyatımıza da girmiş... Birçok sürlerimizde Parisin met- hüsenası varmış. Parisin nasıl bir şehir olduğu, havası, suyu, güzel- Hkleri, şirinliği filim filân mev- Zuu bahsolduğuna göre, artık Pa. Tise, tarihi bir şehir nazarile bak- mak İâzım!, Zaten bütün dünya gazeteleri ve atarsları, şimdi, hep, Parisin ta- rihçesinden bahsedtyorlar. Zavallı Paris, milâttan evvelki medeniyet merkezlerine döndül, GÜL FİDANLIĞI VE GENÇ KIZ | | | Dun olduğu gibi muhafazası karar- laştı. Barbarosun türbesinin etra- Avrupa Harbinin Telgraf. fının açılması sırasında, kızının da mezarının ortaya çıkması güzel bir tesadüf... Yalnız acı olan tarafı şu ki. böyle nadir yetişen insanla - rın bütün şeceresi çok daha evvel malüm olmak Tüzımdı!. — Başka memleketlerde yedi kat ceddinin kimler olduğu dehi araştırılır, bulunur. Neyse, geç de olsa, nihayet bu. lunmuş y Gül fidanlığına iyi bakılsa hazil. bir mahkeme havadisi e- kudum : 5ö yaşında bir adam genç kaçırmış ve sonra da, bir crtip v.—um. bu kadını oynat- Fakat, adam tabit şimdi mah- kemede. hesap veriyor.. Kendi #öyle müdaiâa ediyor. Ne yapayım? diyor, iedi amma, gönlüm tğe. İş yaşta gönüldedir. Nice adamlar vardır ki, daha çok gönç iken ih- tiyarlamışlar, dünyadan bıkmiş - lardır. Adamın sözleri doğru değil mi?. Bövle, berdem taze ve günlü ganç kalabilmek ne bahtiyarlığ. YADIZIN FİATI Bir ihtikâr mevzuu ki, ne eşime adüf edilir, ne de benzerinel.. Efendim, yaldızın kilosu 9,5 lira. dan 150 liraya çıkmış'. Yüzde kaç fiat farkı?. Dikkat edivor musu - nuz?. Hoş, yaldız her zaman 14 - zım olan bir madde değildir... Öy- le am; erbabı vâardır ki bu nes- ne olmayınca, biraz olsun kullan- Mmayınca yapamaz, Fakat, 150 Hiraya yaldız alanlar da bulunür mu, orasını bilmem?, Demek, bundan sonra, yaldızsız olacak!... tı AHMET RAUP Yeni Meseleleri Bugünü hazırlıyan fikirler 1— Bir taraf çok çalıştı, öbür ta- | ı.ıwuıııı-ıkıuı: Gewı sonra Versay muahedesi öyle ağır olmasaydı bu gün hal böyle olmazdı; &— Bir tarat yekvücut olarak geceli gündüzlü, harbe hazırla - merken öbür taraf hep münaka. | şalarla, ihtilâflarla vakit geçirdi ve saire gibi. Çabuk verilmiş hi kümler vardır. Fakat biraz maziye geliyor: Gecen harbin mağlübiyeti acı- sını unulamıyan, gelecek harbim ide masil olması IIIII:.UIİ:Rİ r düşünmüş, fakat bugüni görmeden dünyadan gitmiş olan bu Alman kumandanının fikirleri, kendisinden sonrakilere bıraktığı masihatler 940 senesinde vekayin aldığı cereyanla da teeyyüt ctmiş görünüyor. Bugünün - vekayiini tahlil ederek bir neticeye varına- gn daha zamanı gelmedi. Fakat bugünkü Almanyanm iftihar et- tiği muvaffakiyetlerde — eskili hisseleri de unutulmasa gerek, - Daha geçen harpten de - cevvel 'türlü plânlar hazırlamış olan Şü. fenin, harpten sonraki fikirlerile de bugünkü Almanyaya yol güs- iş olan Ludendorfun isimleri termiş ihmal edilir gibi midir?, Keza Ge- neral Hufmanın, Almanyaya bir gün nasil bir fütahat harbine gi Tâzım Tişmesi geleceğini yazan kumandanın dedikleri unutulmuş | mudur?. Hülüsa hiçbir hareket ve mu - yalfakiyet birdenbire değildir. Bu- günkü muvaffakiyeti hanırlıy hep dün söylenmiş fikirlerdir. Ba fikirler ortaya konmuş, senelerce üıııııııış. nihayet bir Bün tat bikat sahasına konmuştur. Tabii. dir ki harfi harfine hiçbir düstur tatbik edilemiyor. Cünkü zama- mın yeni icaplarını da ona göre dü- şünmek lâzım geliyor. Bu icapların da tank ile tayyareye ehemmiyet verilmesi olduğu anlaşıldıktan san-| ra topyekün yıldırım harbini yap- makla Avrupa kıt'asında galebeyi temin etmek Almanyaya mümkün eldu. Harp milletlerin hayatında »fevkalâde bir hal yet içinde yaşamaktır. Harp bir gün sulh ve sükünu devamlı su- Büyük harpleri yaptıran ve maddi ve iktısadi sebeplerin nında hissi âmillerin ilımal edil- memesini tavsiye eden tetkik er- babının fikirleri bu itibarla da şa. yanı dikkattir. Bu harbin de AL- man mihletinin hissiyatıma hitap e- dem bir tarafı vardır ki onu her türlü mahrumiyete rağmen ayakta tutmuş, ona gayret ve faaliyetin azamisini sarlettirmiş, barbin bu safhasında Avrupa kıt'asında onu muvaffakiyete erdirmiştir. Bu his- Si cihet Cermen sulhunu kurmak emelinin verdiği bararet olsa ge- rek. için muharebe etmek, yaradılışı icabıdır. Almanın askeri farihi bunu şimdiye kadar hep bövle vöstermiştir. 940 haztranının vekayii başdön- dürücü bir sür'atle ilerlerken tür- lü türlü âmilleri basit sebeplere irca ederek sağlam neticelere var. mak ihtiyacı ne kadar kuvyetli o- lursa olsun, daha hâdisatın taklili imkânları uzak görünüyor. Mare- şal Göring söyle bir mukayese yü- rütmüştü: 30 kânumusani 933 de Almanyanın elleri Versay mua - hedesile bağlı idi. Almanya artık beynelinilel siyasette sadece bir ayuncak oluyordu. Memlekette 7 milyon işsiz vardı. Selalet azami hadde yarımıştı. 30 kânunusani 938 da ise Almanya bunlardan kur - tulmuş 80 milyon Alman hürriye- te ermiştir. Yani Almanyada şimdiki idare. nin İş başına geldiği 933 den bu seneye kadar işte böyle büyük bir fark vücude gelmiş olduğunu an- latıyordu. Demek ki büyük bir milleti ebediyen bağlı tatmak ka- bil olmuyor. Şimdiki galip Al manı mağlübun karşısında bunu düşünse gerek. ALİ KEMAL SUNMAN çirkinlikler Sişhane karakolunda, bilmem hangi boruları dırımlarını söktüler. İşlerini bit dikten sonra, orasını öylece, yüz- üstü bıraktılar. Günler geçti, hal. talar geçiyor, O civardan geçen a- lükadar bir kimse çıkıp da yahu Su çirkin manzarayı bertaraf edi- niz, demiyor. Bir yol tamir edilir, Glhl mo- Yozlar, bir kemara konur. Orada g:ıu durur. Hiç kimsenin gö- tamir için, yaya kal- Yangınların — çoğalması üzerine dün kaymakam- lıklara emir gönderildi So günlerde sehrimizde Yangın- ların coğaldığı alâkadarların na - zarı dikkatini celbetmiştir. Bunların hemen ekserisi tahta kurusu ayıklamak, oda veyahut | kocidorlarda kabak veynhut pat- hcan kızartmak, ütü yapmak ve | enire “ibi işlerde gaz Ocağı, ben zin parlaması, ates swreması gibi sebenlerle vukua seldiğinden dün belediye retsliğinden kaymakam- lrklara sönderilen bir emirle dük- katsizlik ve tedbirsizlik yüzünden vansın çıkarılması macibi mes'u- | livet olduğu, ahsap binalaram oda oda kiraya verilmesinin meni'i su- Tetile oda içinde vemek pişirme âdetinin de önlenmesi ve han. a- an, dükkân gibi yerlerin her birinde muhakkak bir serbest #evit bulundurulmasının temin o- dunması, ve evlerle bahçelerdeki kuyu, sarnıc gibi verlerin de Lesbit| olunması istenilmiştir, EaamaR C 2 Şehrimizde paraşüt- çülük konferansları Tayyare ve paraşlitçülük bak - kinda bu mevzuda — salâhiyettar zevat tarafından halkımızıa kop- | feranslar verilmesine muhtelif vi-| lâyetlerimizde başlanılmıştır. Evvelki gün Burdur, Çorum ve Kayseride bu hususta konferans- lar verilip köylülere varıncıya kar dar halkımız tenvir olumuştur. Avni mevzuda — şehrimizde de teranslar tertip olunması ka - | aştırılmıştır. rari Şehrimiz Evkafındaki müuhaller Şehrimiz evkaf idaretinin bazı kslemlerinde münhallerden başka | vakıf paralar müdürlüğünün mu- hasebe, ikraz ve icra servislerine de yeni memurlar almağı kararlaş turmuştir. Bunun için önümüzdeki ayın 13 üncü cumartesi Hünü saat 12 de bir imtihan yapılacaktır. Ayrıca şehrimizdeki bazı camilerin mün-. nümüzdeki &yın 3 üncü ve 10 uncu! Çarşamba günleri de birer imti- | han açılması kararlaşlırılmıştır. n a Açık iş ve memuriyetler Yozgat memleket hastanesine 30 ar lira aylık ücretle iki basta bakıcı, 50 hra aylık ücretle ame - Tiyathane işlerinden anlıyan bon- servisli bir hasta bakıcı, 40 lira ücretli bir ahçıbaşı alınacaktır. Talipler evrak ve hüznühal maz- batalarile birlikle mezkür hastane, sertabipliine müracaat edebilir - ler, Sümerbankın Ankara merkez| teskilâtında — kullanılmak üzere ehliyetlerine göre 100 liraya ka - ) dar aylık — ücretle ve imtihanla | daktilo alınması kararlaştırılmış - | tır. Talinler pazartesi akşamına | kadar mezkür bankanın zat işleri | müdürlüğüne müracaat edebile - ceklerdir. Ankara belediyesi ik- tısat müdürlüğüne 8 - 75 lira ücs retle lise ve ortâ meklep mezun: larından kâtiv ve daktilo alına - caktir. Müracaat müddeti temmu- zun 8 inci günü akşamına kadar- dir. Maraton muharebesi — Milât - tan 480 sene evvel, İranlılarla A- tinalılar arasında yapılmıştır. Bu | harpte 10,000 Atinalı ve 10,000 Plateliye karşı 100.000 İranlı hü - cum etti. Neicede İranlılar kazandı.| Sâlamin muharobesi — Milâttan | 480 sene evvel Temistokl'in ku - mandasındaki Yunan donanması ile İran donanması arasında vapılan u ve 378 Yunan ve 1,000) İran kadırgası iştirak etti. Neti- cede İranlılar matlüp oldular ve Yul vekildiler. Plate — muharebesi — Milâttan 479 sene evvel, Pozanias'ın ku - mandasındaki Yunanlılarla İran - hlar arasında vukua gekdi. Bu mu-| karebede 130,000 Yunanlı ve 300 | bin İranlı carmıvtı. İran ordusü ya- rısından fazlasını kaybetti ve mağ- lüp oldu. Vatetlö muharebesi — 1813 de Napolron ordusu Welligton ku - mandasında bulunan - İngiliz ve Blaher kumandasında — bulunan Prueva ondularına karşı car--- « amıstı. Galin: Welligton. du ve Senthelen adasına sürüldü. | | | Fransa buhranı Londra radyosunda, hemen, gün nutuk söyliyen General de kiraseler son ünüt yıldızı olarak kabul edi- liyor. Bazıları da, bu Gençrali, müstakbel Frunsız halâskârı ola. rak telâkki ediyorlar. Son yılların hâdiseleri, şunu gös- | 've öğretmiştir ki, en hatalı düşünce larzı, peşin hüküm ver- mek, bedbinliğe düşmekte acul, | | mikbinliğe yüksetmekte fazla gay- retkeş olmuktır. Nelere ümitler bağlanmuştı, ne- ler oldu?. General de Gaülle sa- mümi bir adam olabilir. Sözlerin- de hakikat bulunabilir. Şu var ki, veniden bir Frunsıa | dusunun vazilesi en az Fransız an navatan topruklarından düşmamı tardetmek bulunduğuna göre, bu işi başaracak kudrette muazzam bir orduya İhtiyaç var, demektir. Hüdizeleri artık kayale kapıl- madan mütalea etnek lâzum. Bu Ordu, en az, 9 mayıstaki Franssz ordasundan daha kuyvetli bulun- malıdır. 20 yıl hazırlanmış 9 ma- vıs Fransız ordustunu düşününüz. Bu kuvvetlerin dahi, kâfi teçhizal- landırılmanaş, bazırlandırılmamış | olduğunu, bütün dünya bağırını - yör mu?, General de &ılk bir mucize varatır da, bir takım lejiyoularla | görülmemiş harikalar yaratırsa, © zaman akan sular durür. Fransa, Pötsin'in kaç dela tekrar | ettiği gibi ıetıılııu kurban gitmiş. tir. Fransa, askı erlik çağında ve | sıhhati yerinde az delikanlı yetiş- tiren memlekeltir. Bu bakımdan, Framsız buhranı, dahba eski şaaziye irca edilebilir. Dava, sade Fransız ordusunun mağlüp oluşu — değil, Kabahat, çok ve gürbüz döl yap- mıyan Fransız analarında!, REŞAT FEYZİ Spor sahaları inşaatı durduruldu Beden terbiyesi genel direktör- Tüğü tarafından — dün vilâyetlere wönderilen bir emirle yapılacak m;ınıııvewıdw.ıuml DOLM. U!AH(.E STADI DA "YAPILMIYOR Dider taraftan belediye reisliği demir azlığı ve malzemci inşaiye flatlarının vükselmesi — dolayısile Dolmabahçe stadı — imsaatını bir müddet geri bırakmıştır. Bu yeni emir mucibince, Tak - simde yapılacak kapalı spor salonu imşaatlından da muvakkalen vaz geçilmiştir. SürRğir Eski bareme göre staj yapanlar Yeni barem kanununun nesrinden| evvel dahiliye memüurları kanunu- nun Kgösterdiği yerlerde yaptıktan sonra 40 lira kavmakam olan hukuk ve mül - kiye mektebi- merunlarının yeni barem kanunu kurşısında mükte- sep baklarının korunması karar « lastırılmıştır. Avrupa harbinin menfi tarafın- | dan meshur ettiği kimselerden bir ri de Belçiks Kralı üçüncü Leopald | oldu. Bedbaht hükümdar kaç se- ne evvel otomobil gezintisi yapar- ken karısının ölümüne sebep ol - müştu. Bu harpte de düşmanlara teslim olmaktan başka çare göre. medi. Fakat Leopoldün bu hare- ketinden sonra hatıra gelen bir su- al vardı: Acaba Belçka Krah tek- var evlenseydi ve bir İngiliz kızı alsavdı da İngilizlerle birlikte mu- ebe etmekten yine Vvazgeçer miydi?. Bu sua! beyhude değiklir. Çün- kü Kralın üc sene evvel Londra- ya seyahati sesnasında orada bir İngiliz kızi ile evlencceği söylen. misti. İngilterenin en asil ailesin- den Lord Kavandistin kızı oldu- Bu kadar en güzel bir kızı olan An Kasadandis idi, Fakat Belçika Kralı otomobij kazasına kurban gi- den Kraliçenin batırasını unuta- madığını söylediği gibi güzel İn- giliz kızı da böyle rivayetlerin çık- tığına o zaman tecssüf ediyordu. Kral o zaman İngiliz kızı Belçika Kraliçesi olumadığına şimdi tees. #üf olmese gerek, Herseyde bir hayır varmış... ücretleri Heryerde ucuzlatılacak, | köylerde de tebhirha- neler açılacak | , Dahiliye Vekâleti dün belediye- lere gönderdiği bir emirle her şe- | bir ve kaza merkezinde hamamla. | rın çoğaltılmasını ve bilhassa müs- tamel eşya satışlarında mikfop si- | rayeti tehlikesini önlemek üzere | tebhirhaneler açılmasını tebliğ et- | miştir. Bu emre göre her yerde hamam ücretleri ucuzlatılacak - ve fakir halk icin de haftada birkat gün meccani yıkanma müsaadesi ve - rilecektir. Belediyeler, meccanen vıkananların — varalarını hamamı sahiplerine ödiyeceklerdir. | — Yine ayni emir mucibince tek- Ti köylerde de birer fenni ha - mam tesis olunacak ve küçük bir de tebhir merkezi vücude getiri. lecektir. | Yeni hasta bakıcı | hemşirelerimize | diplomaları verildi Küzlay hasla bakıcilık okulunu| bu vıl muvaffakyoitle ikmal eden yeni ve senç hasta bakıcı hemsi- | relerimizin diplomaları dün ak - sam saat 16 da Aksaraydaki mek- | tep binasında tertip — olunan bir | | törenle tevzi olunmuştur. Birçok doktorlarla — üniversite profesörlerinin hazır - bulunduğu bu merasime istiklâl marsı ile baş-| lanınış ve bunu mezunların girişi ile mektep müdür vekili doktor B. Kudsi Halkacının hitabesi ve Ba- | van Hikmetin sınıfın tarihini ya- pan veda nutku takip etmiştir. Bilâbare talebelerden Nihal, Pi- raye, Kâmran ve Lütüye tara - fından güzel bir piyano, koman ve| cello resitali verilmiştir. Bundan sonra da Kızılay namına| B, Haydar bir nutuk söylemiş ve yeni bir konser dinlenilmiştir. Korseri mütecakıp diplemalarla okul iğneleri daktar B. Kodsi Hab| katı tarafından — dağıtılmış sonra mezunlar ant içmişlerdir. Büâhare Bayan Şahsene gelen- lere teşekkür etmiş ve dönüş marsı| dinlenilip davetliler iyi intıbalarla| bu faydalı müesseseden ayrılmış- lardır. IKUÇUK HABERLERI * Aüliyeye alınacak 1000 küruş m.x_ aslili kâtip ve daktiloluklar için dün ü ve erkek girmiştir. * İtalyaya mühim miktarda li- mon sipariş edilmişti: * Şehzadebaşında Şamlı tatlıcı Abdülkadiri öldüren Molla Sabri- nin muhakemesine dün 2 inci ağır cezada başlanılmıstır. Katilin 18 | yıl hapsi istenmektedir. * Limanımızdaki 5 İngiliz va- puru dün emir alarak Akdenize acılmışlardır. * İzmirde Meryem isminde 19 yaşında bir kız kendizinden yüz çeviren üç yıllık sevgeilisi Aliyi ta. banca ile öldürmek isterken yaka- | lanmıştır. * Acıkta dut ve meyva satılma- gına meydan verilmemesi tekmil belediye subelerine bildirilmiştir. '4e Sehrimizde tekmil ekmek - lerin sert buğdaydan — imali için yapılan teerübe iyi netice verme- miş. bu ekmeklerin sarımtırak ve lezzetsiz oldudğu görülmüştür. Avrupa Harbinin içinden ... | Meşhur muharebeler 'lnglheunin en güzel kızi —— Sorbon darülfünunu Almanların Parisi isgali üze - rine kapanan bu büyük ilim mües-i gösesi 1257 de, Parisli rahip Roberti Sorbon tarafından tesis olunmuştu. Sorbon, burayı ilâhiyat talim tedris eden fakir ve kimsesiz mu- allimlere dir yurt olarak tesis et- ühare kendi ismini verdi.| Son zamanlarga, Paris fakültele rinin umuma acık kürsları burada| verilirdi. Dünyanın dört bir kö - sesinden “elen talebelerle dolu idi. Simdi bu büvük ilim Mücssesesi Alman işgah altında felce uğramış bir haldedir. Umumi harpten evvel Avusturya - Macaristan Avusturya - Macaristan ahalisi umumi barpten evvel üç büyük ırktan mürekkep idi: Jermen, üfa-| di çar ve İslâv... Avusturya - Maca - |. ristanda 82 milvon nülfus vardı. arazisi 625,000 kilemetre murab - bur idi. Umum! harpten sonra parçalan-| d, İtalya. cenubi Tirolü aldı. Ara- zisinin büyük bir kısmı Ramanya, Polonva, Yugoslavya ve Cokoslo- wakyaya verildi, şimdi Almanya- nın bir vilâyetidir. POLİS MAHKEMELER Ölümünden son- ra sevilen kadın Laş bir akşam vakti idi. Adliye- de günün bütün fasiiyeti hemen | hemen bitmiş, yaksız işi çok bir- kaç ceza Mnmm nıı dava. nt beklivorlardı. En ileri kanape- de siyah elbiseli, temiz giyinmiş, aşınvellerihin arasına almış genç bir adâm biraz ötede oynuyan kü- çük bir kız çocuğuna dalgın dalgın bakıyordu. Küçükte öyle masum bir güzellik, öyle iç açıcı bir hal ihtiyarf gözlerim onlara takıldı ve sonra bu dalgın durgun adamla bu bir çiçek kadar teriz, bir ışık kadar canlandırıcı masum yavruyu adliyeye getiren vak'ayı öğrenmek hevesile yanla- rına oturup ahbaplığa başladım. Çocuğun babast olduğunu süy « liyen genç adam meslejimi öğren- dikten sonra müteessir, titrek bir sesle anlatmağa başladı: *— Belki hatırlarsın: yaz Maçkada olmuş'u. İşte o kemesi için arasıra buraya geliyo- ruz. Bir tramvay kazasının belki | aizce ehemmiyeti olmiyabilir, fa- kat, bu; benim ömrümün en unu- | Ben bir İstanbul genciyi biyeyi bitirdikten sanra ailemin 15- rarile, Anadoludan relen uzak bir Aakraba kızı ile evlendirildim. Ben- tahsilsiz bir kadındı. «O» hayât islerine dak> vemek pişirmek, safra kurmak, yatak düzeltmekten ibaret — sanıyor, — ben ise ömrü his ve heyecandan, gezip, eğlen - mekten baska bir şey olarak ta - ntmıyordum. Aramızdaki görüs, duyuş farkları sabucak meydana cıktı ve daha evliliğimizin —ilk vılında onun benim ebedi kadınım ruhumun, zihnimin eşi kalmasına imkân bulunmadığını — anladım. Fakat bir kere olan olmuş, ara - mıza bir de masum yavru karış - mıştı! Bövlece günler geçti ve ben evlij ler yuvayı kapavmm gitmeği, Fir - devsten ayrılı baska birisle ev- lenmevi düşündüm. Fakat ihtiyar annesi de ölmü«, dünyada benden baska sevceek bağlanacak kimsesi, kalmamıstı. Bövle bir kadını evden #ok7*a atmak, hem de kucağında cocuğile fırlatmak hem günah, hem| de büyük bir alçaklıktı. Onun için| artık bu mukadder vas: -ıvısı hev ayak uydurmiya calıstım. Bu *nk basit kadının çocuğunu da hıg sevmemistim. Bazı geceler cvde olduğum tatil günleri ağlıyan kü- eük incinin sesj. hatta gülüsü bile sinizlerime dokunur, kendim! yal-| neızca garinoya, sinemaya atardım. İste yine böyle evden fırladığım bir tatil günü idi. Herkesin, bütün. mes'üt iftlerin mesirelere akın ettikleri bu sıcak vaz — pazarında evde Firdevsle kızının manasız şa-| kalarında bunalmış, — Mecidiye kövüne, kırlara kacmıstım. Orada bir “#azinoda oturdum. Kâh civar- da #ülen, eğlenen insanları ha - setle gevrederek, kâh yavrularını önlerine katmıs. birbirlerine s0 - kulmu” tozlu yollarda — adir ağır ilerleven mes'ut ciftlere gıpta ve hasretle bakıp içerek aksamı et - tim, Aksam üstü iradesiz, ölcüsüz a- dımlarla eve döndüdüm — zaman komsular tü> beklemediğim fena bir kaza haberini tcessürle verdi- lçr. Docuğu arabası ile pezdirmek isin sokata çıkaran karımla kü- Çük inciye bir ramvay çarptığımı ve ikisinin de kastaneve kaldır:l- dıkların: -ekine cekine anlattılar. Bu haberi alınca cılgın gibi has - taneve — koştum. Kaza görünüşte hafif eeçmisti. Tramvayın köşeden| çıkıp arabava tamasile — beraber Firdevs icindeki çocuğunu kap - mak için ileriye — atılmış ve onu kurtarmak isetrekn kendisi yara- ıamısıı Elleri, vüzü, başı sargı- lar icindeydi. Kücük İnci annesi- nin bu hareketi ile hayatını kur- tarmış, ölümü bir iki vara ile at- latmıştı'.. Kocasından bulamadığı muhab- beı.ı de evlâdına veren fedakâr ka. onu öldü sanıyor, buhranlar i:mdı haykırıyordu. Beni görün- 'büsbütün feryada başladı. O ıhne kadar sessiz hali ve soluk rengi ile bir hayal kadar silik gö- rülen Firdeva yaralı bir ana kuş ml bağırıyor: «— İncim, yav - » diye yorganları didikliyor- du. Oııun bu haykırışlarını, İnciyi kollarının arasına bıraktıktan sön- ra dindirebildik ve ne yazık ki bu bırakış küçük yavrunun anne DİŞ POLiTiK Harp karşısınd Türkiye Yazan: AHMET ŞÜKRÜ ES! İtalya harbe gireli, Türkiy! rafından takip edilecek olat zeket hattı her tarafta tabil merak ve alâka uyandırmıştı. hakika hükümet o günden ka! vermiş ve Başvel den tebligatı da yapınış Ve ralile tetkik ettikten sonra muahedenin cüzü mütci olan iki numaralı protokol münü tatbika kazar» vermiştir: Vaziyeti anlamak için iki B maralı protokolün hükmünü Bi “_ kâfı Malümdur ki iltifak, Türkiyenim bir takım Yi ziyetlerde İngiltere ve Frantü birlikte harbe girmesini istilsafi ctmektedir. Bu variyetler şunlaf” dör: Evvelâ Balkanlarda bir 1647 x vüz vuku bulursa, İkincisi ı—i“'. giltere ve Fransa, Remanyayâ Vi Yunanistana — verdikleri Cf icabı harbe girerlerse, uşıııxüi" Karp Akdenize intikal ederse. Bugün muahedenin ikinci desini teşkil eden bu sonuncu ahhüt bahis mevzuu olduğu! oru aynen iktibas edelim: — a «Bir Avrupa devleti tarafı vaki olup Akdeniz muı—ı“ Fransa ve Birleşik Krallığın talacakları bir harbe mümf" B bir tecavüz hareketi halinde TÜ Bi kiye filen FPransa ve Birleşik KT#E hk ile teşriki mesai edecek ve Öle lara yedi iktidarında olan yardım ve bütün müzahcı nacaktır, İtalyanın harbe gizmesile bi .ıb kinci madde ile derpiş edilen Vi ı yetin husule geldiğine şüphe Yök, tur. Ancak Türkiye her kârda İngiltere ve Fransayâ rl" dımda bulunmak tcahhüdüne 5 rişmemiş, müahedenin bir Öi mütemmimi olan bir protokol ehemimiyetli bir ihtirazi kayıt bağlanmıştır. Bu protokolda di «Yukarıda adı geçen muabel? mucibince Türkiye tarafından © hamuş olan teahhiiler bu me ketin Sevyet Sosyalisi Cunibur yetleri İttihadı ile müsellâb ihtilâfa sürüklenmesini intaç VET mucip olacak bir harekete oU bar edemiyecektir. rari kayıt ile Sovyetler hakkındaki eski ılı'llıl teyit ve bu an'anevi dostli fettiği kıymeti ilade etmiş l-'* muyordu. Muhterem Başvekilin Muli teki izahatından da anlaşılacağı zere, Türkiye gayri ııııııi vaziyetini muhafaza ederken, keri ıı:ırhııııuıı da ıwı âf milleti her Ze ıiy mık dürmüya ve her türlü ten içtinap etmeğe davet eli dir. Filhakika Türkiye, ve Türk milleti ıiıü ö bir birlikle candan bağı dubu büyük Milli Şefinin da toplanmış bir halde tanının müdafii . ve Yakm sulhunun bekçisi vaziyetini kafaza etmektedir. ğü%a&%a x HĞAT ŞT T T L yti L kucağındaki — son süatleri Korkunç sadmenin ıumle yarısına doğru dıınızdı bir ihtilât yaralının halini fenaya çevirdi, ateşi her ın Tâk bir saat sonrü; «— İnciye iyi bak —Muzaffe” Ağlatma onu, boynu bukük Yöğ yal Tumu ağlatma emi?» diye yur0? ebediyen gözlerini... Ölüsünün başında gün doğun £ cıya kadar kaldım. Beyaz o.—ııın altında yatan bu ince genç kadil vücudüne baktıkça ona lâyık düğüm haksızlığı en acı bir d anlıyordum. Ona yapılacak en Bij N' yük iyilik annesiz kalan küçüğü mes'ut elmekti, Buna o gece Si7 dettim ve ahdimi aziz ölüyü rağa bıraktıktan şonra mezari şında da tekrar ettim. İşte ı.ml“ hep bu andla yaşıyor, kızım Çi? uğraşıyorum. Bir yıldır-her hafta İnci ile ber raber mezarlığa, fedakâr kadi, nı ziyarete gidiyor, bu taze mezai? baba kız çiçek taşıyoruz. & - Onun en sevdiği”kır çı;eıııen" toprakların üstüne - bıraktıkt sonra «— Anneciğim, sen rahat n»' uyu emi?, Babam beni çok, hetf pek cok seviyor artık!.. diyor. Kızımın sesi gözlerimi yaşlar$ boğuyor. Fakât onu içlendirme mek için susuyor ve sonra kendi kendime: — Âh Firdevs ben setif kıymetini ve geni sevmesini, ı" ıen! mbemkım s0nra öğren » diye inliyorum!. HALÜK T—ı | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: