27 Temmuz 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

27 Temmuz 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDİSELER xmsğısıqu NEREDE SALRI.NI.AI! Necip Fazıl Kısakürek, Boğaz- de zurna çalınmasından şikâ- B . Bir başka gazete de, Sua- diye civarındaki bazı yazlık bah- celerde cazband çalınmasından şikâyet ediyordu. Boğaziçinde zurna çalınmaz, Su> adiyede cazband çalınmaz, Ok - meydanıda saz çalınmaz.. Peki | bu işler nerede yapılıc?. Bizim Osman Cemal cevabını verdi: — Yahu, dedi, bu adamcağızlar, zurnalarını alıp Kapalıçarşıda Kü- yumculariçi Netice i Auhı:lk bit- tabi kocalar da karılarını değiştir- aniş oluyor. İş adütyeye intikal etmiş! Şimdi, ticarette mübadele usulü var am. ma, bu kadar uzun boylusu henliz yok.. Karısından bıkan, yahut, ko- <asından bakan insanın haleti ru- ınyd.ı anlarım. Bırakmış kaç - rıı:ıu-ı.ııı—ıımmymı- mı—uu—mwe-ı NEDEN, NASIL İÇERLER? Rakılara bir müktar vergi zam- medildi edileli, içki sarfiyatı azal. m. Bilhassa, 48 derecelik rakılar z sarladuyormuş! İsabet!. Bu ze- hiri içip ne olacak?. Akşamcılar darılmazın, amma, Elbette onla- yan da bir esbabı mucibesi vardır. İ Avrupa Harbinin Sarı tehlike Çin - Japan mmuharabesi devam ei ""ğ.'= tipenei gazar. aıhmılı:ııvı.hunuııgıım— mnek için gayret ediyor. Üç sene- büyüyor. 1830 ihtilâlinden evvel Paristene kadar gazete vardı ? İhtilâl cıkdığı zaman Durisde 160) nesi su süretle taksim olunmus - ta: Monütör 5,000, Mesvutiyet 18 bin, Deba gazetesi 14.000, Fransa postası 8,000, Franama çaze esi 5,000, ticaret guzetesi 4,000, Tun zazetesi 4,000, yeni Paris gazetesi 2.000.. Bunlardan başka üc tivatr>, iki Son Telgraf'ın edebi romanı —e YAŞLARIı ETEM İZZET BENİCE IGÖZ — Artık hiç kimse ona baknı- yor, o hiç kimseyi gönmüyor! Demeli idim ki, rahatlık bula- bileyim; uzan bir: — Boh... Çekeyim. İçimde öyle bir his var, Bazan, — Ah bunun gözlerini çıkarıp cebime koysam, sonra beraberken verine takabilsem... Diyorum. Bazan, — Güzelliğini harap edecek ve başkalarına çirkin.. dedirtecek bir şey yapsam da ölünciye kadar be- çok sevdiğim, sevgisine doyama- dığım için mi?. Yine bir tangoya başlanmıştı. 'Naranı kendisinden en-çok kıs - kandığım güzel, sarışm fakat ba- "na kara bir şeytan kadar kara ve bunaltıcı gelen çocük — yanımıza geldi: — Müsaade eder misiniz?. Demiye bile lüzum — görmeden Narana; — Bu tangoyu kaçırmıyalım!. Dedi. Naran da: Ptenhalikta, kırlıkta bukur, farah- | Telgraf Neş'eli akşami oluf, içer... Ke - derli akşamı olur, içer... Durgun akşamı olur, içer..; Havayı kapalı bulür, icer, havayı güzel bulur, içer... Denizi görür, içer... Ağacı Aörür, içer.... Başında kalabalık vardır, sıkıntıdan içer... Kendini kıklan içer.. j Hulâsa, içeroğla içer.m KARAGI * Aklıma, derkal , beletiyenin fiat listesi tarifesi gekdi... Hamen aâra. dım, satır satır okudum. Karagö- ze, kuklaya dair bir sarahat yok- tu. Çalgı olursa kahve şu kadar kuruşa, çalgısız şu kadar kuruşa... Safiye, Münir Nurettin gelirse şu kadar liraya... Peki, Karagöz olursa kahvenin incanı kaç kuruşa?, Alın size, o gazino ile belediye arasında bir ihtilâf noktasıl, — | İstanbulda, bazı profesyonel di- lencilcr, üçer lira kira ile küçük | çocaklar tutuyorlar, bunları so - | kaklarda dilendiriyorlar ve top- | ladıkları paralarla zengin oluyor- larmış! Artık, bunlar - dilencilik kralı olmağa namzet kimselerdir. | Ne derler, işin, mesleğin kötüsü yoktur, adamın kötüsü vardır. İn. | san, tuttuğu işin erbabı olmalıl. | Günde üç liraya çocuk kirası ve- en bu profesyonel dilencilerin, ne ikadar kazandıklarını artık düşü- umL AHMET RAUF smeaama lçlndenjı Moldavya Moldavya ile Besarabya arasın- - dahüdut birliği vardır, 1918 de Rü. manyaya ilhak olunmuştu. Şimdi Sövyetler tarafından geri alındı. Çarlık zamanında, Moldavyalıla- rın $ 60 1 burjuvaların esiri idi. Bugün ise hepsi hür ve serbesttir. Moldavya zirast memleketidir. Ve ziraat iptidal şekilde değil, ma- dern makinelerle yapılır. Moldav- yanını sığırları, sebze ve yeyva memleketlerinde değil, Avıupdmn ve Amerikanın bir çok yerlerinde Moklavyada, Çarlık zamanında hiç mektep yoktu. Ahalinin fb 80 i cahikli. Son zamanlarda 500 Jipti- | dal mektep açılmıştır. Bir çok kü. tüphanteler, tiyatrolar, sinem>lar 'tesis edilmiştir we bunlar mecca- nidir. Halk, işini bitirdikten son- Ta, iztediği tiyatroya, sinemaya | gider, bedava oyun veya filim sevreder. Filistinin nufusu Filistinde bir buruk milyon nü- fus vardır. Bumun 900000 i müz- mahakim vardı. Bunların okuyu- cuları 6,000 kadardı. 12 der gibi başım hafifçe salladı ve . Gözlerimde: Dedim, Naranın üzerine yürü. dülm; — Hastasın!, Diyebildim ve.. ilâve ettim: — Haydi kalk gidelim!. Genç adam sarardı, Naran bo. zuldu ve.. asabileşti. Tekrar ettâm: — Haydi kalk gidelimi, Gözlerimde tutuşan atesin alevi yüzümü kavuruyor, başun müthiş bir tazyik çemberi içinde sıkılı- yordu. Naran, yüzüme baktı, baktı, yu- muşak bir sesle: — Daha erken değil mi?. Niçin gidiyoruz?. Dedi. Tek göz, tek itiraz dinle- miye, — Niçin?, Sualine cevap venmeğe taham- mülüm yoktu. Gözüm hiçbir şey görmüyor, sademe beynimin için- de hıı emrin uğultasu hâkim olu- igezilmesine başlanılması | Beşiktaş hattında işletecektir. | zere hususi sepetler yaptırmıştır. Verıi konirölü Cuma gününden itibaren her semtte binaların kararlaştırıldı Bina vergisinin yoklaması işine önümüzdeki ayda başlanılacaktır. Bu münasebetle dün belediye reisliğinden tekmil subelere gön- derilen ve kaza enerkozlerine ya- pıştırilarak hakkımıza da ilân ©- lunan bir tebliğ ile beldiye sube- leri memurlarının — önümlizdeki cuma gününden itibaren her semi- te ev, aparıtman ve dükkânları gezip kunturatları sonmaları ve tekmil binaların her katını ayrı ayrı gezmeleri bikdirilmistir. Bu tebijt ile belediye reisliği halkımızdan da memurlara hemen Kkunturatların gösterilip bina müş-| temilâtının da gezdirikmesini is - temektedir. Binâ vergisine esas teskil ede- vok olan bu yoklamalar eylül ayı nihayetine kadar devam edecektir.| İrak hükümeti mimarla- rımız arasında bir müsabaka açtı Bağdatta inşa olunacak «kültür enstitüsü» binası icin Türkiyede ve Arao memleketlerinde — bulunan mimar ve mühendisler urasında Irak hükümeti taralından büyük bir vroje müsabakası açıklılı suh- rimizdeki alâkadarlara bildiril - miştir. 1 inciliği kazanan keoki sahibine| 200, 2 inctye 100, 3 üncüve 75. 4 üm- cüve 25 ve âlier 10 kisiyede 10 ar yi üküfal verilecektir. İngiliz Hrası mükâfal veri Hileli kese kiğıtlırı Bazı sevyar dıkları keve kâ murla vapıstırdıkları ve ln.ulau - ları kullamı va ile tutturulmus; utları kullandıkları görül - Belediye reisliği bunun men'ini we kese kâğıtlarınm sıkı muayene- sini şubelere bildirmistir. ÇÜK HABERLEİ v Ticaret Vekületi ihracatı bontmkielerini- takviye etmeğe karar vermiştir. İ ** Tramvay ıdnm. Almanyada yapılın Yunanistana gelmiş olan 4 otobüsü satın alarak Taksim « * Devairdeki hurda, lüzumsuz kâğtlar atılmıyarak Sümerbank kâğat fabrikasına iptidai madde o- Jarak gönderileceğinden belediye kalem odalarında kullanılmak ü- * Rumeli Karaburnu civarında #erseri bir mayn kataya vurmuş- tur. * Çiçekpazaramdaki dükkânın- da termos saklamak iddiasile mah- kemeye verilip 2 'gün ve 500 lira para cezasına mabküm olu - nan jak kasteronun temyizen ya. pılan dünkü muhakemesinde mu- maileyh beraet etmi *& Üniversite astronami profesö- rü Hans Rozenberg vefat etmiştir. * Sirkecide Babüssuâde soka - . Narana cevap vermedim. Titri. | yetitriye: — Kâlk... Dedim, ısrarla gözlerinin içine baktım. Bilmiyorum çok mu hoy- rat ve hırçındım. — Gidelim... Deyişimde hiddetle karışan bir | hakarette mi vardı? Neydi?. Naran birdenbire omuzlarını silkti, kaşlarını çattı, sert sert: — Ben gitmiyorum!. Dedi. Bunu #üyliyeceği yerde beynime bir kurşun sıksaydı belki gaha iyi . Bakışlarımda kalbi delen bir sertlik ve diklik vardı. Onu he- men kollarından kavramak, göğ- süme bastıra bastıra salondan ç- | karıp götürmek istiyordum. Vahşi, €le avuca sığmaz bir asabiliğin e- siri idim. Kavga çıkarmak, iskan- dal yapmak, şerelsiz ve haysiyet. siz olmak.. Bütün bunların hiçbiri gözüme gözükmüyordu. — Naranı biç dinlememiş, onun omuz silki- şindeki isyanı, kaşlarının çatılı - #ndaki Hazabı hiç umurlamamış Köbi: — Hayıt kalkacaksın ve.. gide- ceğiz!. Dedim. Yine bir omuz silkişile mukabele etti, ilk sunlini tekrar- ladı: - Niçin?. Patlıyacak gibi idim. İçim do- luyordu. Bağırır gibi, boğazımı yır- | tacak gibi: — BSeni çok seviyorum, kıskalı. yorüm da onuün için!. Dedim. Güklü; köylüsünün kıymet hükümleri |Emirgân ve İstinyedeki Bizim cevherimiz... Amerikada mı, japonyada mı, Patagonyada mı, nerede ise, bir 'ant mühendisliği tahsili etmiş iki bir tetkik seyahatine çıkıyor. Köy köv. kasaba kasaba dolaşı- vorlar, İlk gözlerine çarpan şey, Türk köylüsünün enerji israfı o- luyor. Meselâ, bir köy var. O kö- 'yün bir çok da tarlası var, Meh- medin üç tarlasından biri, köye, f yarım aat mesalede, dere ke. narında; öteki tarlası tâ, karşı te- penin yamacında, üçüncü tarlası da, tâ filân kayanın arkasında.. Avrupada ziraat mühendisliği tahsil etmiş mütebasıslar bu hale bakıp düşünüyorlar: Türk köylü- sünün enerjisi ne kadar israfa uğ- Tuyor. Mehmet, evinden çıkıp bir hayli yol sidiyor; tarlasına va- riyor. onra, o tarlanım biri şu tarafta, biri, tâ öbür vanda,, Öteki bir saat yolda.. Bu toprak parçalarımı ekip dikmek ne xer?. Ne kadar fazla vakit ve enerji kaybettirir?, Ziraat mütehassısları, bu enerji israfı işini, bir köyün yeşil ve se- rin su başında oturup konuşuyor- lar. Köylüler, etrafta diz çükmüş, dikkatle dinliyor.. Mütehassısların kararı şu: Köylünün tarlası hemen köyün yanına getirilmeli ve ayni köylü. ye ail ayrı ayrı tarlalar birleştiril- melidir. firaat mütehassıslarından biri, bu proje fikrini, orada hazır bulu- nan bir köylüye soruyor: — Ne dersin dayı, diyor, bu fikir doğru değil mi?. Ziraal mütehassısı olmıyan Türk köylüsünün cevabı: — Aman, aman, bırakın, tarla- larımız yerinde kalsın ve birleştir- assıslar, hayret içinde: — Nedet — Efendim bir yıl dolu düşer, yamaçtaki tarlaya; öteki iki tarla bizi.geçindirir... Bir yıl sel dere kenarındaki t tarla bizi ll'v-lm'lırı Bir yıl çe- kirge yağar kaya dibindeki tarla- ya, yine bizi öteki iki tarla geçin. dirir.. Bu hüdisenin içinde bütüm Türk | yardır. Türk köylüsü harikulâde bir âlemdir. REŞAT FEYZİ —i e | istimlâkler Denizyolları umum müdürlüğü, İstinvedeki tesisatını genisletmek üzere Neslisah Sultan mahallesin- deki bir evle 2 büvük arsayı istim- | — lâk etmeği kararlastırmıs ve me- nafül umumiye kararı — almıstır. 'Bunlara 17300 lira kıymet takdir olunmustur. Ayrıca Emirgân sa- hilinde bulunan General Turhan veresesine git bir arsa da 6000 lira verllip mezkür umum müdürlük- çe istimlâk olunacaktır. “fanda 1172 numaralı evin terziha- ne kısmında yağlı parnuktan kun- dak sokup vangın çıkarmak. süçi- le mahkemeye verilen terzi kal- fas: Vehbi 1 ay hapse mahküm o. Kunmuştur. — Amma ben serbest bir kadı- nım!. Dedi, ilâve etti; — Hem hiç emre gelmam. Be- nim vaziyetimde her kız istedİği, beğendeği erkekle dansedebilir. Bundan ne çıkar?. a girmek islemiyor. dum. Girebilecek vaziyette de de- iilim. Tek nokta üzerinde ısrar e- diyordum: Gitmek. Bunun için tekrarladam: — » Rica ederim Naran, çok asa- nalan, azap ve ıztırap düyan, kis- kanan, hiddetten ölecek gibi olan adam ben değil miydim? Kayıtsız fakat kestirme bir cevap verdi; — Gidemem Ruhi!. Ve.. bu kadarla da kalmadı, bir- den salonun içine doğru yürüyü- verdi. Yapayalnız.. Vurulmuş, öl- müş, kolu kanadı karılmış, beyni çikarılmış bir insan gibi oracıkta kalıverdim. Arkasından koşayım, onu yakalıyayım, saçlarından sü- rüye sürüye alıp götüreyim! diye düşündüm. Fakat, rezil olacak - tım, dile düşecektim, kepaze ve haysiyelsiz bir insan damgasını alnıma vurduracaktım!, Bir iki adım ileriye atmışken çe. kildim durdum. Kafamda yeni bir karar kuvvet buluyordu: — Gitmeli Yalnız gitmeliyim!. Dedim ve müthiş bir nefretle: bir Ki Belediye arsalariı Şehrimizdeki tekmil belediye ar$aları halka 15 yıllık taksitlerle ve ucuzca satılacak Belediye reisliği şehrimizin semilerinde ve tercihan — yangın yerlerinde bulunan kendisine ait ııiıld: ile sahipsiz arazinin sür'at- #ubelere bildirmiş-| gür'atle belediye reisliğine yollanacaktır. Cetvellere göre de mezkür ursa- lar halka ucuz ve uzun wadeli tak-| sitlerle satılacaktır. Diğer tarat şebrimizin en kalabilik semtlerinden birini tep| kil eden Fatih ve Edirnekapının imarı için belediye reisliği esaslı tetkiklere baslamıştır. Belediye — reisliği bu — civarda | ikendisine ait arsaları ve yangın yerlerindeki sahipsiz araziyi tes- | bite baslamıştır. Sehrimizdeki bü-| yük imar işleri insa malsomesi az- lığından dolayı gelecok yıla bıra- | kılmaş olduğundan buralarda uvaslı | imar faaliyetine ancak önümüz - deki sene baslanılacaktır. Fakat o vakte kadar buralandaki belediye malı r ve Sahipsiz arazi de balka 15 yullık taksit - | lerle ucuzca satılacaktır. Gerek bü-| ralarda ve gerek diğer yerlerde —alnız-arazi alanlar aldıkları yer- dür olacaklardır. —— Kız ve erkek gençle- rimizi yüzücülüğe teşvik me sporlarına ehemmiye' mesi beden teğbiyesi genel di törlüğünden vilâyete bildirilm tir. Bunün üzerine Halkevleri de mükülatlı yüzme — müsabak tertibine başlamıslardır Bu meyanda Kadıköy Halkevi- nin mükâfatlı vüzme müsabakası lustos cumartesi günü öğle- arasında nda bu- yapılacaktır. İstirak arzun Halke-| İunanlar şimdiden ı vine müracaat edebileceklerdir. Ş İş büroları eylülde faaliyete geçiyor İssizlere iş bulmak ve İs sahip- lerine de müstahdem vemin cimek üzere belediyece teşkili karar - Bu bürolar şimdilik biri mer - ikezde diğeri de Beyoğlundaki Be- lediye şubesinde olmak üzere 2 “yende birden çalışmıya gcecektir. | SPOR | Kara Alide Mülâyime mey- dan okuyor.. Mülâyim pehlivanın Tekirdağlı Hüseyne meydan okuduğunu ga- .zeteler yazmıştı. Bir haftadanberi Türkiye başpehlivanımız, Mülâ- yime cevap vermemiş bulunuy! Belki köyünde bulunan Hüsey pehlivan gazeteleri okumamıştır. Dün Bandırmada bulunan Kara- Aliden aşağıda neşrettiğimiz mek. tubu aldık: Muhterem Son Telgraf gazetesine Mülâyim pehlivanın Tekirdağlı Hüseyne okuduğunu mühterem gazetenizde - okudum. Hüseyin güreş - mekten cekiniyorsa ben, yenişin- ciye kadar güreşmeğe hazırım. Mektubumun gazetenizde neşrini rica eder hürmetlerimi sunarım, Jski Türkiye livanı sErarSE Biz, Tekirdağlı Hüseyinden de cevan bekliyoruz. Bir an evvel Türkiye başpehlivanı Mülâyime Şimdiden böyle olursa Yaz mevsimi, İstanbullular için, | bir yandan da kışlık ihtiyaçların temin edildiği mevsimdir. Mesel! birçok kimseler kışlık yakacak o- dunlarını şimdiden alırlar. Geçen gün bir okuyucumuz gönderdiği mektubunda odunun çekisinin 4 li- | raya olduğunu bildiriyordu. Tah- | kik ettik, hukikaten böyle.. Halbuki, odun, yazın en fazla 250 kuruştur. Bu sene, neden böyle?, Şimdi- den bu fiata satılan odunun çe - kisi, kimbilir, kışın kaç liraya çı- kacak?. Bu işi otraflıca tetkik ve | Ve zavallı halletmek lâzım, BÜRHAN CEVAT POLİSs MAHKEMELER Son arzu, son emel Adlivenin tatil olduğu zündü. Asliye $ üncü hukuk önünde ve- raset ilâmi almak icin bekliyen | genç ve güzel, küçük çocuklu bir | kadınla tanışarak hazin macera - | Sinı şu süretle kendi ağzından din- | «— Ben Aksarayın setsiz, sakin Mmuhitinde mütevazı bir aile evin de yetişmiş — kimsesiz bir kızım. Hayalım on sekiz yaşına — kadar baba evimde göçti. Annemle ba - bamı aramıtdan alan hain bir de- miz kazasından sonra — dünyanın en sakin en uslu erkeği ile evlen- dim. Kocam genc, terbiyeli, ven- | gin bir tüccandı. Onu sevdim, se- | vildim. İnandım ve bağlandım. Böylece tam dört yıl basbasa, elele mes'ut yaşadık Evlenişimizin be- Sinci senesine basarken bir ço - cuğumuz karıştı aramıza... Yav- rumuzun temiz, masum — varlığı sessiz evimizin vevgi ve nes'esini artlıran yeni bir kuvvet oldu. O- mun döğüşile beraber kendimizi o kadar derin bir saadete kaptır - mastık ki.. Fakat ne yazık bu sa- | adet, bu sükün ancak bir yıl, bir | tek bahar daha di cam bir bar kul nunla Iııuı $ sonra beni hayatta vürüten, ya - ricik destek oldu. Yavru» yetim çocu - damak, bu in yaşamak günlar den nankörün fena u yor, babamdan kalan tek türk mal- ları satarak yam müddet zaründa b tırlardım. Hele geceleri, sarı buke hisız yavrum küçücük gl mişil — uyuzkken yanına vuklaşır ve vavaşca elleri ni, alnını okşayarak: Cehren tınkı ona, — kalpsiz babana benziyor.. Fakat buyun. kın o haine benzemiyecek de- Zil mi yavrum?.> diye sorardım. babasız yavru bu söz- hı. iş gibi kı - makdarken v derle — Allaha yalvarır. Yınbbım onları kahret. Cocuğum hayatta hiç güb- medi, Onlar da gülmesinler, bizi | yere vuranlar da mes'ut olma - 1 GiyE açlaramak intikmmi- lerin acı zeb Büyük Allabım bu duamı daks-| bul etti. İki yıl sonra bir gün pot- tacı bir mektup getirdi. Bu mektup *O> ndan geliyor, | Haldun, uzun yıllardan sonra ni- hayet hain Haldun sesleniyondu.. Hem nasıl feci bir sesleniş, nasıl acı bir yalvarışla bilseniz... , hasta ve zayıf hastaneye, oradan da sanatoryoma düsürdüğünü haber — veriyor ve simdi Büyükada sanstoryomunun sessiz bir köşesinde son günle - rini yaşadığını bildirerek sumları | yazıyordu. Yıllarca evvel sana ve vav- Tuma yaplığım büyük Senalığın | acısım öyle bir çektim ki Sükran...| Bu #ünahı arbık hayatımla ödü- yorum. Eski saadetimi sayıklıya sayıklıya ve kan: kusa kusa son saatimi bekliyorum.. Şimdi senden bir sadaka gibi merhametli insanların önünde ilk defa avuç açan bir alil dil tırabi ile valvararak bir niyorum: Yavrucuğumu bir kere- cik getirip göster ne olur bana?.. Ah onu görmeden ölürsem vana- rım, çok yanarım. Acı bana bü- 'yük ruhlu daima tamiz Sükran..> Yer yer göz yaşlarile mlatarak okuduğum bu mektubu bütün ge- ©e belki yüz defa tekrar — ettim. Dünyadan bihaber uyuyan yav - Tucağımın başucunda, sarı saç - dar bıçkırdım dürdüm. Ve güneş doğor doğmaz Emeli giydirerek ilk vapurla Adaya, saenatoryoma aötürdüm. Tem vaktinde yetişmiştik. Cün- kü doktarda naldığım habere gö- re hasta artık son saatlerini Vas sıyondu!.. Rmeli arkadan gelen hemsireye vererek bir hasta bakıcının pe - sinden gösterilen odaya girdim. Haldun beyaz udanın bir köşe - | sinde yine bembeyaz örtüler al - | tında tek bir karyolada yatıyandı. Fakat nerede o mazinin güler yüz-i lü, sen gesli, şakrak Hakdunu no- rede?.. O şimdi bütün vücudü, yü- Zü erimis, bitmiş, tanınmıyacak bir hale gelmişti, Durmadan in - livor, göğsü parçalana parcalana öksünüyor, kan kusuyondu... B ae takip eden ti arasında birden #öz Röne özldik. lamarları bir. Baniya kar dar ümemimde — dolaştı. Ve sonra devsiz bakısları vana, kütük Eme- HALÜK CEMAL — mümnasebetlerini (Devamı 3 üncü sahiteda) MNOK Almanya ve Sovyetler birligi Yazam: AHMET ŞÜKRÜ E5 VEf Almanya ile Sovyetler Birliği & rasındaki pakt tam on bir ay eV" vel imaalandarı zaman, bunun mul ve manası hakkında bir ço tahminler ileri sürülmüştü. Fil hakika Almanya 1933 senesin © den sonra altı sene Sovyetler Bİr” | lıxııc hnı düşmanca bir politikâ u 1939 alnız A ılıııhı paklı, y z SA değil, ayni zamanda Avrupa tari hinin dönüm naktalarından biriai teskil etmiştir. Bu paktın imza” lanmasma Sovyetler Birliği — vt Almanya icin âmil olan sebepler” şöyle hulüsa edilebi 1— Sevyetler Birliği, 1933 vt 1989 seneleri arasında geçen 28 man zarfında demokrat devlet < lerle yaptığı işbirliğinden ha | sukutuna uğramıştı. Sovyetler, demokrat develilerin ve bilhaxst İngilterenin kendilerile samimi ©* darak işbirliği yapmak istemedile lerini anladılar. Diğer taraftan AF manyanın taarruzuna hedel ula * çaklarından korkmakta idiler vt İngilterenin de Almanyayı Sev * yetler Birliğine karşı tuhrik et * mek istediğinden şüphelendiler. bir politikâ manevrasından ibaretmiş. iagilte renin mukadderatına hâkim olaf konsürvalör partisinin bu nokta < nün artık bir menfaat temin et * mediğini ve İngilterenin komüli devletini sulh cephesi içine al: kendi aleyhine kullanmak iste * diğini görünce, Hitler, derhal SoY” yetler Birliği ile anlaşmak çare * ramıştır. Hitlerin son nulkunda kullan * dığı tâbirle, Almanya 23 ağustef, paktile <Sovyet Kusyasın bakımından muhtaç olduğu müff takayır danımıştır. Bu <emi mantakasının» hududu. hâlâ ıııl' olarak belli değildir. Aııuk a7 yet Sovyetler Birliği bu üç mefi” Teketi ilhak etmiştir. Sonra SoY” yetler Birliği Finlandiyanın cenik bunda bazı topraklar almıştır. FO ı..,.ı.ı taksiminde Sovyetler B liğine hisse verilmiştir. ve wihâ” yet Romanyadan Besarabyayı #” mıştır. Acaba Sovyetler Birliği kendisi” ne ayrılan hisseyi tamamile işgel altına almış mıdır? Yoksa emnl” yet sahası içine girmesi lâzın g6& | len başka mantakalar da var wf dır? Ve bu Sovyet - Alman at * Taşması devamlı olacak madır?, » | Hitler son nutkunda iki devie' skat'i şekiklt halledilmiş» olduğunu uyı._..# | Nazi lideri demiştir ki: — ler, Sovyetlerle aramızda .ı..ıl cıhuıını, Ukraynayı, Finlandi yı, Romanyayı ıı.ıeım.ııdJ İddin ederek Türkiyeyi de korl maya çalıştılar, ir Alman - Sovyet ihtilâf. lerin izah ettiği sebeplerin ı::y!" altında bugün için bertaraf edik miş olsa bile, yarının beynelmildi münasebetlerinde kaçınılmaz Bf hâdise olarak kahul edilmek i<âf der. Bu yarın: me zamandır! Onu bilmiyoruz. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi hşap konaklar h oda oda kiraya veriliyor | Katiletimizden M. C, def aklığımız bir mektupta ahsiff ikonakları oda oda kiraya VE rilmesinin menedilmesi hak” danda belediye rekliği tari” fından subelere yapılan teb ” ligatın maalesef ekseri yer ”| lerde bâlâ tatbik olunmadıi biklirilerek sövle denilmek * tedir: | *Geçen gün ev ararken hanede Enli akus chmm-d' ve dikimhanenin arka k: karşsında, Cihansire giden V “ekue üzerinde müteaddi! * sap konakların oda oda kı; lanmış olduğunu gördüm. a K vazivet yandın tehlikesini an arttınmaktadır. Mahalle? vancından korumak icin ledivenin her sermite bu Hü susta sikı ikontrollara — b

Bu sayıdan diğer sayfalar: