11 Ağustos 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

11 Ağustos 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VE ŞİKÂYETİ HARP VE ı KIRTASİYE ', Geçen gün, bir ajans telgrafı | arasında okumuştum; Almanlar | mukavvadan fabrikalar yapıyor - larmır Bü, sahte harb hedefi mi-| dir, yoksa, hakikaton kullandır | müesseseler midir, ajansın garip lisanından bunu pek iyice anlıya- madım. Orada, her şeyin sun'isi yapıldığıma göre, fabrikanın da mukavvadan nüshul saniyeleri ya. pılabilir. Harp başında, İngilizler, Alman- ya üzerinde çok beyanname at - mışlardı. Son güzlerde Almanlar da beyannameler atmağa başla - dılar. Mukavvadan febrikalar da yaptıklarına göre, artık onlarda | ı işi kırtasiycciliğe döktüler?. HALK NEREDE JENİYOR?. Susdiye gazinosunda Münir Nu- reddinin kotseri ne garip hâdise- lere yol açtı. Efendim, bu mese . lenin kabahati, yine müessese sa- bibinde, o gece için, yalnız kon- ger verileceğini değil, ayni 2a - manda, sahnede muht lar da gösterileceğini ilân edecek- *i Baksanıza, sahneye çıkıp ko - nuşmıyan hiç kimse kalmam Bu arada, belediye iktısat mü. dürünün — talihsizliğine - yandım. Onun hakkında da, iki maliye me- muru zabıt tutmağla kalkışmış!. Haydi hayırlısı, bu sene İstan- bul, gazinolarda - eğlenmiyor, çı- kan gazino meselelerinde eğle - niyort. KUŞ PAZARI Belediye, asırlık kuş pazarımı, bulunduğu yerden kaklırmış! Bü- tün kuşçular, kuşbazlar, kuş me- raklıları şikâyetçi!. — Efendim, diyorlar, belediye, | bizim kırk yıl k yerimizden ne ?, Sonra, kuşlar, muhe tacı himaye, şayanı merhamet hay- | vanlardır. Biz, bölediyenin, kuş pazarının yerini neden değişi bilmi- yoruz. Fakat, olabilir ki, belodi - yemiz, tahliye edilen bu vere de, yeni bif gazino insa ettirecektir. ANKET AÇILACAK Romanyaya ınracat yapan tüc- car arasında, bilmem hangi ma- kam veya teşekkül bir ankot aça- cakmış!. Garip! Tüccar, bu sıkıntılı za. manındaâ, işini gücünü bırakacak, kâğıt kâğıt ankete cevap mı ve- recek?, Demek, tüccarın, bu işle uğra- şan makamların işi gücü kalma-- yınca, meseleyi nazariyat ve an- ketçiliğe döktüleri. Mekteplerde, veni yetişen Baza çocukların an- t c dahı ziyade, insanların his ve ha- yali devirlerinde olur!. BİR TÜRLÜ 'TOPLANAMIYOR Üsküdar halk tramvayları he. iyeti umumiyesi yine toplana mış, yine ekseriyet olamamış seler de, içlima eylüle kalmış! Hal- buki, gayet hayati bir mevzu ko- nuşulacak: İdarenin hali pürme- Tâli!. Ayol, bu şirketin hissedarlırı ne kadar soğukkarı nlar?. Bi ya ge 'll Kt çll —<— —TMİ. ——— | Avrupa Harbinin lclnden) Ü eee B gee 1870-71 mütarekesi Fransızlarla Almanlar arasında muharebeler ve mütarekeler yeni değildir. 1s'iu senesi eylül ayında, Fran- sız Hariciye Nazırı jül Favr, Al- man başvekili Prens Blamark ile yaptığı iki gizli mülâkatta hare- kâta nihayet verilmesi ve müta. reke akdi için beybude uğraşmıştı. Son künunda, Paris civarında ve Fransada çarpışmalar devam e- derken, Almanlar Versayda Al - man imparatorluğunu ilân etmiş- lerdi . Muhasara altında bulunan Pa- Tis halkı, neticeyi büyük bir sa- bursızlık ve heyecanla bekliyor - du. Bütün kurtulma ümitleri mah. volmuştu. 1870 - TI kışa da çok şiddetli idi. Ahali soğuktan, açlıktan ne ya- pacabını bilmiyordu. Her gün bir gçok kimseler ölüyordu. Ahali, muhasara hattını yarıp çıkmak istedi. Fakat, bu nevmi - dane teşebbüs akim kaldı. İhtilâl- gilerin cesareti artmıştı. Belediye binasına hücum ettiler. Milli mu- hafız taburu, içeri girmelerine mâ- ni oldu. Nihayet Bismark, müta. | reke akdine razı oldu. Pek ağır gşartları havi olan mütarekename | 1871 senesi son kânununun 28 inci | günü akşamı saat 10 da Versayda imzalandı Patatesin tarihi Harp dolaysile stoku biten, kıy- eli artan gıda maddelerinin ba- sında patates gelmektedir. Birçok sebzeler gibi pa: Amerika- dan getirilmiştir. On sekizinci yüz 'yılın bidayetinde İrlandada — ve İngilterede ekilmiye başlanmış - tır. Fransada, on altıncı Lüi za- Hnanında tanılmıştır. Kral, halkı patates zer'ine teşvik için yakası, :ı“ sfak bir patates Çiçeği takıyor- Harp hileleri Muharebe, her devirde bir fe « Iâket bir âfet olarak telâkki edil- dmişlir, Fakat bütün insani duv- | guların tekemmülüne — rağmen, beseriyet muhareboden kurtula - | sniyor. Düsmanı altetmek icin ak- la gelmedik hileler âcadediliyor. Bunlardan bir tanesi de tarih. te meşhurdur: Trova muharebesi, Milâttan on asır evvel vukua ge- len bu müharebode — Yunanlılar Tahtadan bir at vanmışlar. icine insan saklamışlar ve muhacim or- du güya sekilmi- Truvalılar da alı içeriye almızlar. Fakat geci yin atın içindeki insanlar dışarıya cıkmış ve kalenin kanısını acmıs- lar. Aylarca devam eden bir mu- inden o gün Son Telgraf'ın edebi romanı: 27 ——— ——— GÖZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCE Ölebilir... Onu çok üzmeklen korkarım!, Diyor ve. beni teselli ediyordu — Sen çocuk musun!. Ben her vakit seninim. Bir gececik yülniz yatıver!, Yarın sabah yanındayıml. Erkenden geleceğimi Hep senin olacağım.. Demin de söyledim ya. Ve. arkamı okşıya ökşiya beni dan çıkardı. Zaten ben çık - da annesi arkasından ba- | ordu: Naran... Nara! daldım. MADALYANIN TERS TARAFI Küçük bir ouı. — Tek karyolal. e işlediği perdeler. “Kendi Çelili Çılgın kahkahalar!. Kalplerin beraberliği. Dudak- AÂşk, şehvet, hudutsuz bir sevgil. Bütün bunlar galiba günden gü yi leliye sokağın Karanlıklarına W yorum. ne boğulan ve cılızlanan birer ha- yal imiş. Tam bir ay oluyor. Bu odanın içinde ve yapyalnı- günde, üç günde bir dela ge- liyor. — Sabret... Dur... Annemi kandırıyorum!. Yarı muvafakatini aklım. Muhakkak kanacak!. Diyor ve temin ediyor: — Hiç bir yere çıkmıyorum!. Yalnız seni düşünüyorum.. Sana geliyorum, doğru eve gi. diyarum! Gün geçtikçe seni daha çok sevi- Ve.. cok kat't söylüyor: tanbuldaki bütün erkekler benim için ölseler yine rılmam.. Yine sana hiç kimseyi değişmem!. İnanıyorum. Kerdimi jnandır- | ğa çalışıyorum. Ümitleniyo - .. Bekliyorum: — Bir gün elbette düzelecek, Diyorum. Eğer, insan sözüne İ- nanmak lâzımsa ben bu kadının süözüne en çok inananlardan biri- giyin, Yalnızlığa, onsuz geçen ge. ' kime ne zararı | deri vardır. Bu anket isi,| en ay- j | Güzel bir. " karar |Maarif Vekâleti. mektep Kursun kâlem Hatlarında bazı semtlerde 2 - 25 kuruş ihtikâr ya- pildiği anlaşılmıstar. E Ezcümle eskiden 2,5 kuruş olan| bazı marka kalemler gi 3 kuruşa çıkmışken simdi bazı sâ- tıcılar bunları 5 kurusa vermeğe başlamıslardır. Diğer taraftan mekteplerin acıb-| ma zamanının vaklaştığı bu sıra- larda halkımızın ve çocuk baba- larının mutazarrır. — olmamaları için Maarif Vekâletince tedbir a- | Hnması kararlaştırılmıstır. de kalam Bibi, defter, kâğıt, mü- | rekkep, boya, karton ve emseti mektep levazımatının da pahia- hlastığını nazarı itibare — alarak kırtasiye piyasasının hemen eiddi ve sıkı bir surette kontrol edil - mesini alâkadarlara bildirmistir. (Orta okullara girebile- | cek talebeler Sehrimiz orta okul ve liselerin- de ilsmal imtihanları ile kayıt ve kabul islerinin vaklasması tmüna- sebetile veni ders vılı hazırlıkları- na basi 'ılmımr lebelerin hungi orta okullara rebilecekleri de ayrı ayrı tesi olunmustur. Bu husustaki listeler ilk okullara gönderilmiştir. Yeni ;ımuk mahsulü- müze talepler Müteaddit Yursoslav ve Yunan et mahsul pamuk satın almak iste - diklerini bildinmişlerdir. Diter taraftan serbest dövizle Japonya ve Finlandivaya Adana pamuklarını satma tesebbüsleri - nin henüz müsbet bir neticeye intikal edemediği anlaşılmıstır. —<— Bahçekapıda yeni asfalt yollar Yeni r>staneden dördüncü va- kıf hanının önüne inen caddenin asfalta cevrilmesi için buradaki narkeler sökülmüstür. Bu cad - denin asfaltlanması evlül 15 e ka-| dar biliritmiş olacaktır. Bilâhare de Bahcekapı - Oroz- dibak ve Orozdibak - Yenipostane| önü asfalta tahvil olu ÜÇÜK HABERL * Bakırköy bez fabrikası usta- larından Selim makineyi temizler- ken elini makineye kaptırmış, par. makları kesilmiştir. & İzmir fuarına tenzilâtlı vapur günden başlanılmıştır. * Müaarif Vekâletince taşradan şehrimize 2 muştur, stanbuldan da diğer vil yetlere'7 muallim verilmistir. * Ticaret Vekâleti teşkilâtlan- dınma büresu müdür müuavini Şey- dn m.ıı şehrimize gelerek buğday ratıvı'i görüşmüşlür. celerin sızısına, perişanlığına o- nün için, tek onu — İnan... Yı inim.. Demesi için nuzmyonım Ben yine buna da; bu kadarına da razı- yım. Geldiği geceler bayılıyorum, kendimden geçiyorum, bütün sı- zılarımı unutuyorum ve onun bü- yüki, çeken, bağlıyan, sürükle - yen sihirli gözleri içinde bütün irademi eritiyoram!. Ve Allaha yalvarıyorum: —Sen onu benden ayırma!. Aşkta bu esareti benden başka kim duydu, o acıyı benden başkı kim tattı bilmiyorum?. Fakat, bu sevgi ne kadar ıztıraplı, ne kadar dayanılmaz olursa olsun her şeye katlanabiliyorum, her gün Için Ü- midimi biraz daha arttırarak bek. liyorum; Annosi muhakkak razı olacak- tır!, Herhalde Naranin dediği ola - caktır... Ve.. gün geçtikçe onu daha çok severek, daha çok kıskanarak güz- lerimin, kalbimin her tarafına 30 kuyor, sıkıştırıyorum. Hele, bu kıskançlık ne müthiş şey!. Yürürken, Oturürken, | Gezerken, * | Giderker Gelirken.. Daima onu hatırlıyor, daima o. | hu kıskanıyorum!. Bu zamarnilarımda kalbim ezi iyor ve bir cenderenin içinde salu- 'ya soluya can verecek gibi oluyo- rum!. Meselâ da'rede oturürken bir - den gözlerimin karardığını ve ba- koslarımda onun bir erkekle kol- levazımatı piyasasının | sıkı kontrolünü - istedi | Vekâlet ekseriya bu mevsimler-! ve tren biletleri verilmesine bu- | 20 muallim tayin olün- | İçtimat müesseseler nasıl vücut bulur? Zeki ve edip dostum Selâmi İz- zet Sedes, İkdamdaki fıkrasında, benim, birkaç gün evvel bu sütun. larda cıkan sgayrisamimi gürük- tü» isimli yazımı ele alarak, hüs- müniyet rahlesinde fahri müfes - sirliğimi yapıyor. Sevimli arkadaşımın, hakkım - da sarlettiği iltifat eümlelerine teşekkürden sonra, kendisile iş- tirakim olan ve olmuyan fikirlere işaret etmek isterim. Modern garino ve Romanyalı mütehassıs garson bahsi etrafında, © kadar cok mugalâta yapılıyor ki, bu «deryayı hicv ve fıskı fücur içre» halis fikri bulup çıkarmak zor!. | TNerkes, kendi tarafına yontun- en, şüphesiz, ortada yalnız budak kalıyor. Halbuki, mesele de ak. | sine ne kadar çok dal budak sal- mış bir vazivette!, Bizde gersonluk diye bir mes- | lek var mıdir, yok müdür?. Bence asıl dava büdur. Belki, yetişmiş mevcudiyeti, memlekette medern garsonlar zümresi, daha doğrusu, bir garsonluk mesleği — bulundu- #una delâlet etmez. Nitekim, bizde, beynelmilel kıy- metle birkaç âlim vardır. Fakat, bu, Türkiyede ilim yapan bir mu- hit vardır, manasına asla gelmez. Çünkü, Türkiyede, tam garp ma- masında, bir ilim muhiti maalesef henliz teessüs etmemiştir. Dostum Selâmi İzzet Sedesin de. diği gibi, bir yeni içtimal mücsse- ge kurmak için, yalnız bir iki diri- geant kafa kâfi gelseydi, İstanbul Üniversitesi kurulurken, sadece, mütehassıs profesör Marehe ile mukavele akdedilir, 40 - 50 eencbi hocanın ayda biner liradan hesabı görülmezdi. Modern gazino, bizim için, yep- yeni bir atmosler, bambaşka bir âlem, tamamen yabancısı oldu - ğumuz içtimai bir müessesedir. Kıymetli destum Selâmi İrzot Sedes de takdir eder ki, içtimal milesseseler, tek adam, parlâmen- to kanunu, belediye evamiri ile imposer edilemez, Her nevi sosyal müessesenin teşekkül, iaazzuy ve tekevvününde muayyen illetler, şartlar ve ma'şeri bir ruh hırçın. hığı Tâzımdır. Zaman ve nesil değişmesi, bir içtimal — müessesenin — tekemmül merhnlelerinde, âdeta, bir çayır - lıktaki kaplumbağa izini andırır. REŞAT FEYZİ Şüpheli biralar hemen | tahlil edilecek Bazı semtlerdeki Razino ve iç- kili birahane sahiplerinin. biralara | fazlaca su kattıkları Bu suretle hem hi yetine terkos suyu İci |- hem de halkımızda «inhisar fena bira cıkarıvor» zihniyeti uyan - makta olduğundan alâkadarlarca | icabeden takibata gecilmistir. Be-/ Jediye memurları sünhelendiklöri sulu biraları hemen alıp tahlil et-! tireceklerdir. kola — gülüş! görür gibi oluyorum. Daililde. Ürecek gibi, ikisinin de üzerine a- tılacak, boğuşacak gibi yerimden kalkıyor, yürüyorum! bir an sonra| yine kendime geliyor; boşluğumu, beyhudeliğimi hissediyor ve sa- raran renğim, daralan nefesimle başbaşa kalıyorum!. . Dün gece beraberdik. — Çılgın bir gece geçirelim.. Dedim. Onun da çılgınlığı üze- zindeydi, — Haydi.. ğ Dedi, kalktık, Gitmediğimiz yer kalmadı. Bar bar dolaşt:k ve.. öa- bahı Sultansuyunda ottik!. Bir haftadır yine çok iyileştik. | Hemen her gece berabetiz. — Görüyorsun ya, annemi yo » Juna koyuvorum., Ne kadar aksi - lik ederse etsin, ben yine onu de- diğime getiririm.. Sen hiç merak- lanma, Herşey senin istediğin gi- bi olacak... Diyor!. Arada sırada ecnebi gazete ve mecmuaları okurhaktan zevk du- yuyor. Hele en çok Timesi okuyor. Başmakalelerinden uzun uzun ah- | küm çıkarıyor. — Canım sen böyle şeylerle uğ- raşma, Politikatı mısın?. Dünya- man en güzel, en sihirli kadınına siyaset dedikoduları hiç iyi git- miyorl, Divorum, Üzülüyor: — Ne hotbin şeylersiniz. Sanki #iyaset meselelerine sizin akbnız erer de bizlmki ermez mi?. (Devamı var) , ve hakikaten mesleğinin eri beş on | yatandaş vardır. Fakat, bunların | Kazinolarda hizmet görebilecek bir | Kaçakçı hilesi Bazı kimselerin seyyar satıcı kisvesile kaçak- çılık yaptıkları anlaşıldı Bazı şahısların seyyar satıcı kı- valetinde xaçakçılık — vabptıkları görülmüştür. Dahiliye Vekâleti dün bu mü- asebetle alâkadarlara bir emir n KüÜndermiştir. Bu emirde mahaili satıcılar dı- sında se“var satıcılık yapanlar - dan vesika sorulmasını ve bun - ların dikkatle takip olunmalarını bildirmistir. Diöer taraftan sevvar esnafın zabıt ve rabıt altına alınmaları ve ivi mal satmalarını temin için de bunların çalıştıkları - belediye - lerce muhakkak tescil olunmaları| mnocburiyeti de konulacaktır. ——— .—— On restamın yurt seyyahatı Her yıl olduğu gibi bu yıl da Cumhuriyet Halk partisi genel sekreterliği ressamlarımazı mem- leket icinde bir resim vapma se- hatine möndermeğe karar vr- miştir. Bu yıl ön vilâyateimize on res- sam gönderilecektir. Ankaradan B. Salp Tuna Maraşsa, B. Hsref Üren Yozgara, B. Nurettin -Ergü- ven Kastamonuya, Arif K.ınun İssartaya #ideceklerdir. | “Diğer ressamı güzel san'atlar 2- kademisi secrcektir. b sreüpelleri Eski tip tıra ve tahtalar Sehrimiz mektenlerindeki eski rilmesi kararlaştırılmıştır. İlk par- tide 800 veni sıra vaptırılarak bu yıl veni açılacak olan apekten- lerde kullanlacaki Ayni süretle tekmil okullardaki kara vazı — tahtaları da veni bir * sekle sokulacaktır. Fena bir netice | Kadıköy semtile yakından ve sa- lâhiyetle alâkadar olan bir zat ge- çen gün şu ifadede bulundu: <— Kadıköy semtinde ceza ke- silmiyen gazino yoktur. Biz, bu cümleden çıkan mana üzerinde ürperdik. Sehrin hemen bütün gazinoları mı belediye e: ve talimatına tamamen riayet miyor?. Bül saklarının akisleri Sadlrz. u hödüseden şu çıkar: Y halk, aldırış etmiyor, yahut da be. lediye ahkâm ve talimatı tatbika- ta salih değildir. İklsi de mer. < BÜRHAN CEVAT Mağlubiyetin se- Fransanın 940 haziranında uğ- radığı felâkete nasıl sürüklendi. ii bahsine temas edildikçe ortaya sebep olarak konan ne varsa bun- ların daha lâzım olduğu — kadar vüzul ve sarahate malik olma- dığı görülmüyor değil. Bugünkü ümetinin başında bulu - bepleri şu son yirmi birikmiş, gelmiştir. Yirmi sene - denberi iş başına gelmiş fırkala- rın teşkil ettiği hükümetlerin u. yanık olamaması bugünkü hezi - meti hazırlamışlır... ve saire.. . Görülüyor ki kabahat samur kürk olsa da bunu giymeğe kim- senin niyeti yoktur. Fakat zaman geçecek, gizli kalmış me varsa aşi- kâr olacak, Fransanın mağlübiyetini şu son yirmi sene- denberi birikmiş sebeplerde arı- yarak öyle gösterenlerin dediği- ne göre en büyük ilk hata Avru. pada Almanyanın iştirakile de - vamlı bir sulhun temini kabil o- rek emnivet panın rahat yaşıyabileceğine ih- timal vermek ikinci en mühim ha- tayı teşkil etmiştir. Fatat Fransa bunda yalnız değildir. Geçen barpten sonra İngiltere. de işbaşına gelmiş olan sosyalist Mak Donald hükümeti de Avru- pada dulhun devamlı bir surette tesisi kabil olacağı kanaalinde gö- rünüyordu. Yine o sırada Fransada işbaşına gelmiş bulunan radikal | sosyalist Heryo hükümeti de Av- ıuı-ı yeni bir sulh ve sükün devresi açılacağı ümidinde idi. A- tin sıraların peyderpey değişti - | bebleri aranırken Yezan: ALİ KEMAL SUNMAN | POLİS VE MAHKEMELER Müekkilini atla- tan avukat Sekizi msliye ceza mahkeme- sinde dün garip bir cürmümoşhut davasına bakılmıştır. — * Hâdise şudur: Balıkpazarında Nafıa hanında 20 numarada avukat Behçet Kü- tükçüoğlu bundan 19 ay evvel dev. let dairelerinden birinde memur bulunan ve Lâlelide tramvuy cad- desinde bir apartımanda mukim Salâhattin Sezerin 2500 lirâlık bir alacak davasını 250 lira ücreti ve- kâletle kabul etmiş ve 15 lira da harç parası almıştır. Aradan bir ay geçtikten sonra tekrar müekkiline başvuran avukat 150 lira daha ko- parmıştır. Fakat avukat dava ile nlâkadar olmamıştır. Salâhattin işi birkaç dofa kendisinden — sormuşsa — da muhtelif bahanelerle atlatmış ve nihayet kendisinden — şüphelenen Salâhattin parasını geri istemiştir. Avukat bu parayı geri venıı:lı istememiştir. Nihayet Salâl Baroya şikâyette bulunacağını liyerek avukalı tehdit edince avu- kat'vekinmiş ve: «— Ben xize 400 liralık bir taz- t senedi vereyim. 100 lirasını da yarın ağabeyinizin Lâlelideki turşucu dükkânına getiririm!» de. aislir. | rilen Salâhattin evvelki gün ran- | devu saatinde Lüleliye gitmiş ve ayni saatte oraya gelen avukat Behçet Kütükçüoğlunun getirdiği 50 liraya almak İstememiştir. A- vukat kendisini ikna etmiş ve 50 Bu suretle bir de eline senet ve- | lirayı iki gün sonra vereceğini, bu işe yine kefil olarak fırıncı Salihi güslereceğini bildirmiş. — Salâhat- tin fırıncı Salihe giderek kelil o- Tup olmadığını sorup da turşucuya döndüğü ve henüz paraları da elin- de bulunduğu sırada İçeriye avu. kutla iki polis memüra girerek: — © poraları bize veriniz ve karakola kadar geliniz. Para nu- maralarını kaydederek bir zabt tutacağız.. demişlerdir. Neticede avukalın polise müra- caatla cebir ve tehditle para ver- | meğe mecbur kaldığını söyliyerek bu cürmümeşhudu yaptırdığı an- laşılmıştır. Muhakeme — dösyayı müddeiumumiliğe iade etmiştir. ü eğie ae inüü Yalaovada otobüs intizamsızlığı Yalovada işleyen kaplıcalar o- tobüslerinde bilet kesilmedi ba-| zan da eski dip kocanlarının bilet| verine verilmek suretile verginin Dihr taraftan bu otobüslere | haddi istiabistnden vek fazla vol- cu alındığı da anlasıklığından bu intizamsızlıkların düzeltilmesi a- * 1fikadarlara bildirilmiştir. * ————eeeininm e ee GA — — M (AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | | etmek yolunda çalışan devlet a- damlarını temsil eden Fransada Hariciye Nazırı meşhur Briyan vardı. Briyan ki malüm Versay başından için harpten sonra İktidar mevki. ine geldikten, Hariciye Nazırı ol duktan sonra bu muahedenin kar- şısında kendisini serbest buluyor, Almanlarla konuşurken Fransa - nn galip olduğunu ağzına alını - yordu. Briyan birkaç fasıla ile yedi se- kiz sene Fransanın harici siyase- tini idare etmiştir. Onun bu mu. kamda kalması demek Almanya- nn iştiraki ile Avrupada emniyeti tesiş etmek yolunda çalışıldığını göstermiştir. Bu hususta Londra hükümeti de Mak Donald gittik- ten, uzun bir fasıladan sonra tek- rar işbaşına geldikten sonra da 6 siyasette devam etmiştir. Fakat 933 denberi ortalık çok değişmiş, Almanyada artık şim- diki idare işbaşına gelmiş, harp hazırlığına girişilmiştir. Almanya- tun şimdiki devlet reisi ne Bis - markın, ne de sabık Kayzerin ya. pamadığını yapmış oldu: Yani ge- çen harpten sonra galiplerin artık silâhları azaltmak careleri arıya- rak karşılıklı taahhütlerle sulhu devam ettirmek istedikleri bir de- virde Almanya varkuvvetile silâh- Tanmağa başlamıştır. Yedi sene zarfındaki hazırlık nihayet Alman- yayı Avrupada Fransayı yenmeğe kadar götürmüştür, Daha 929 har- binden evvel ileriyi görmeğe çalı. san bir Fransız muhurriri şöyle diyordu: Londrada işini bilen bir hükümet daima vardır. Fransada da vazifesini bilen bir ordu mev- cuttur, Avrupanın istikbali bu iki- sinin teşriki mesaisine tâbidir. Bu söz yanlış değildi. Fakat 940 haziranı ne çare ki Avrupada manya ile anlaşarak sulhu temin | oldu. | mecbniriyetindedirler. DIŞPOLİTİif Afrikada İngiltet ve İlalya Yazan: AHMET SÜKRÜ F Bir kaç gündenberi Afrikt gelen haberler, İngilizlerle | yanların bu kıt'a üzerinde © ça geniş ölçüde bir müstetiği mücadelesine — giriştiklerini ! dirmektedir. Son haberler, İlılyılıl cephede taarrura geçtiğini riyor. Bu karekâtın mahil0j anlıyabilmek — için — şimali Afrikasının haritasını göz getirmek lâzımdır. Şimali Alrikası, Akdenizde Trablusif; tan başlıyarak şarka ve nuba doğru, Mısır ve Sudefl, Kızildeniz / sahillerinde — İt Erilresi sonra sahil boyumca Ö sır. Somalisi; . z nihayet İtalyan Somalisi V€ $ malilerin hinterlandı olari şistandan terekküp eder. Mifi Sudan şimnlden cenuha - GİĞ) İtalyanın Afrikadaki müstefiği kelerini ikiye ayırmaktadir. naenaleyh İngilizlerle ttaty#f | arasında ayrı ayrı dört ÜĞi noktası, yani dürt cephe Va 1 — Mosır ile Trablusgarp ©| sındaki hudut. 2 — Sudan - Habeş hudi 3 — Kenya ile Habeşistafi sındaki hudut. Yani cenup &f | il | 4 — İngiliz Somalisi ile B sistan arasındaki htıdut. — yi Bu hudutların — uzunluğu bin kilemetre - olduğuve Bef ği devletin elinde de ancak hir asker hulunduğu nazorı itibül hınacak olursa, Alrikadaki ! rebenin mahiyeti anlaşılır, Afrikadaki İngiliz ve İi küvvetleri arasında bir mukt $e yapılacak olursa, mıHİ barile İtalyanların faik olduk süphe yoktur. Bunun bir Kaj hebi vardır: bir defa İtalyâfğ Afrikadaki imparatorluklarıfi ) ni kurduklarından bu mınli larda yerlesebilmek için da kuüvvetli kıt'alar buhundü kil talya Afrikada yalnız y ile değil, Fransa ile karşıli için de askeri hazırlıkta 4 muştu. Fransa yıkıldıktan bütün — kuvvetleriyle — İ müstemlekeleri — üzerine mistir. Baslıca iki cephedeti "4 sediliyor: Mısır - Trablusgarp * hesi ki tabit dahn chem cephe de budür. Eğer lerdeki taarrtr inkisaf tolcanlar Misiri tehdit ci ve son günler 7 daha çak bahsedilen cephe İSt4 ** | mali - Habeş cephesidir. İtali ların, şarki Afrika sahillerfi karadan ber tarafı İtalyan raklariyle ihata edilmiş Hİf  vaziyetinde bulunan bu müstemlekesine karşı üç köİİ faarruzu geçtikleri ve Zeyla Ral ettikleri bildirilmektedif' İf tırlardadır. ki İngilizler Ze üç, bes sene evvel İtalyanlı meği teklif etmislerdi. talyanlar Habesistanı — * istemekte israr ettiklerindet © Ta'yı kahal etmediler. ngilizler - denizlere bükll ğ duklarından — Zevle'nin ve Somalilerdeki diğer Timatli isgali İtalyanların Afrikadski y ziyetlerini mahsus — şekilde etmez. Cünkü her şeve rağiiği| İtalyanlar kendi müstemlekt” | de mahsur vaziyettedirler. Kaldı ki İtalya tarafındaf 4 lanan bu faarraz . hareketltf y muvaffakiyetli bir inkişafa İği har olacağı cok şüphelidir. Cüf Afrika — muharebelerinde kazanıp arazi kaybetmek Püy mâna ifade etmez. Mücadele Ü de sonunda bir yıpratma m besi mahiyetini alacak ve cok vasıtası olan devlet de bar tada daha zayıf olan dev! lüp edecektir, Birlmizin Derdl! Hepimizin Derdi! Neden acaba ? Bir arkadaşımız şanıt | bes büse bindim. Numaras! 'yırada değil.. Fakat, Ci arabası idi. Araba dolmiPğe Bana rağnen sekiz Ki ayakta yolcu vardı. den belediyenin önüne F bu halde geldik. Evveli rü üstünde, sonra, mu' tahta köprü başında, sonra Eminönü me: daha sonra da paket önünde dört zabitai memuru bu manzarayı ler, hiç akdırış den acaba?,» İ J İ İ İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: