18 Eylül 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

18 Eylül 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—-SON TELGRAF—-İ8 EYLÖL 1900 ADAYA TRAMVAY imar olânının, Büyüka - d üle koyacağımı, gazete- ler dallandıra, budaklandıra va - Zıvor. Adamız, adeta bir cennete dönecekmiş!. Yeniden — iskeleler, yollar, parklar, yapılacak, mev - danlar açılacak, hulâsa imar ve tezyin — edilecek.. En güzel şey, Büyükadanın yüksek ve dik tebe- lerine yapılacak olan dişli tram- Vvay Hani, şu, İsviçre dağla - rTında — olduğunu — duyduğumuz tramvaylardan.. Adada, vüksek tepelere çıkmak için tramvaya ihtiyac görü- lüyor. Halbuki, akşamları Emni - nününden tramvaya binip Taksime| dişler yolcu olmak e göre Şişlide, bir | kafası kadar başı ©- | müş! — Bvvelki gün. bütün civar halkı ve memur- lar, bu y ak için uğraş- tılar, İhbar eden, acaba, tam ha Kikati mi söyledi!. Çünkü, bir meseleler gibi, bu hâdise de, yılan değil, bir yılan hikâvesi olabilir. Aranan yılanın — derhal bulunacağıma kani değilim. Cün- kü, vılanı bulunduğu delikten an- cak tatlı dil çıkarır. Halbuki. hav- vancağızı. feryat, figan ile arama- Ba cıl ACABA NEDEN BÖYLE Kİ?, Vatan refiklenizde fıkralar va- zan bir arkadaş şöyle, garip bir | sual sorüuyor: Bir müddet evvel | nakil vasıtaları biletlerine kücük | AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ Elizabet ile Filip Yazan: ALİ KEMAL SUNMAN Evet.. Söğüp saymakla ciddi bir meselenin halledilemiyeceğini İs- panyanın meşhur krallarından ikim «i Filip de nihayet anlamıştı. Fa- kat iş işten geçmişti. Pek mutaas- sıp bir katolik görünen bu hüküm- dar tahta çıktığı zaman İspanya en birinci denizci bir. devlet, en zengin müstemlekeci bir devlet di- ye parmakla güsteriliyordu. panyollar eski ve yeni dünyanım her tarafına yayılmışlar, nercde altın bulurlarsa çıkarıyorlar, deniz yollarına hâkim — bulunuyorlardı. Fukat Filip rahat duramamış, şu İngiltere denilen ve git gide reka- bet sahasında nüfuzu artan mem- leketi altüst ederek İngilizlerin e zaman zaten zaif olan donanmı rını büsbülün mahvetmek, yavaş yavas elde etmiye başladıkları müstemlekelerine sahip olmak, In- giliz deniz ticaretinin büsbütün ö- nüne geçmek hırsına düşmüştü. Koyu katolik Filivin nazarında İn- giliz evvelâ Protestan olduğu için «Kâlir» sayılıyor, sonra da «Kor- sans diye tahkir. ediliyordu. Bu sayma uzun zaman sürmüş. Fakat İngiltere diri diri yakılması vacip olan bir kâfir, ortadan kal- dırılması etzem olan bir korsan di- ye her türlü hakaretler savrulur- ken bu tahkirlerin hiçbiri asıl meseleyi halledememiştir: Yani İn- giliz milletinin üstünlüğünü temin eden hasletlerini ortadan kaldır- mak mümkün olamadı. İkinci Filip karşıya geçerek İn- giltereyi istilâya hazırlanıyordu. İngiltere de buna mukabil şu manzarayı arzediyormuz: Kraliçe KElizabet sulh taraftarı. Mavnalarla öyle ki, silâhlanmak için sarfedi- lecek paraya çok acıyor. Her dev- letle ivi geçinmek varken neden e kadar altınlar ııı(cdııek ııımlu Son Telgraf'ın edebi romanı : 61 ——— ——— | Gözv’Aş'ı.ARı | bir vergi zammedilmiş NEDİR?. | Ayasofya birinci mevki tramvay! ra fazla veriyoruz. Fal dar, Kadıköy ve havalisi tram - vaylarında bu fark on para de - Kil, yinmi paradır, acaba neden? 'Bu suali, doğrusu yersiz bul - Yahu. bunu bilmiyecek ne unun iki sebebi var: Ev - velâ, Üsküdar tramvaylarının yol- cusu azdır. Sonra, orada bilet üc- reti, buradakinin bir mislidir. 'TEMİZLİK Simdi de kahvelerin teftiş ve ikontroluna başlandı. Verilen ha - bere Höre, ilk ağızda 22 kahveha- li olduğu için kapatılmıs.. e Glaben eyrerca piş Ka mler vardır. Fakat, asıl mesele sudüur: Temiz- Hk nedir, pislik nedir?. Cezaen ka-| patılan o zavallı kahve sahipleri emin olun ki, bu mefhumları bil- | miyorlardır. Allahın bildiğini kul-| dan ne diye saklıyalam: Bir coğu- muz, temizliğin ne olduğunu bilir, ?. Bilsok, riayet edeceğiz.. döncn. sehir tiyatrosunun kivmet| H san'atkârlarından Emnin Belli için bir iübile yapılacak Hemen bütün muharrir kiyemnetli sahne fedakârı bircok vazlar vendı. Emni Bellinin Twbiyeden dok- tor çıktıklan sonra, salineye gel mesini, belki birçokları garip bu- lur, Bence, sahne ile hekim kliniği arasında büyük bir fark yoktur. Her iki mahalde de insanlar teş - rih edilir. AHMET BRAUF yaptırmalı, toplar döktürmeli?.. Di-| ye düşünüyor, İkinci Filip 1588 ma- | yısanda donanmasına hareket em- rini verdiği taman 129 parça harp gemisi ile birçek da makliyesi var- dı. Hele 3 bin top hiç az değildi. Fakat gemilere doldurulan ve ço- ğu da denize alışık olmuyan asker ilk fırt y dığını bilememiş, kuvveci münevi- yesi iyiden iyiye sarsılmıştır. Deniz. €i İngilizlere karşı böyle bir kuv- vet yollanıyordu. Belçika sahillerinde bekliyen or- du da Almanlardan, İtalyanlardan ve İspanyollardan toplanmış, İngil- tereye me günü eçileceğini düşü- nürken «Yenilmez Armadas nın içindekilerin daha ilk fırtınadan ( perisan bir hale, geldiğini öğrenir öğrenmez onların da cesareti de ki- rılmış olur. | ıı;mııeı İkimel Filipin donan - ması yola çıktığımı haber alınca bütün vatanperverlik gayretile en asilzadesi en mütevarzi ferdi- ne kadar öyle bir gayrete gelmiş- lerdi ki, Kraliçe Klizabet hüküme- | tinin donanmayı ihmal etmesine mukabil İngiliz tacirleri, yani İs- panya Kroham korsan dediği a- damlar bir saraya gelerek gemileri- me toplar yerleştirmişler, büttn zenginler servetlerini vatan müda- faasına tahsis etmişlerdi. O zaman yalnız Londra şehrinin 30 gemiden mütesekkil bir donanma vücude getirdiğini İngilizler iltiharla kay- dediyorlar, Yenilmez Armada'nın iki aylık bir muharebeden soura deniz harp- lerine dair olan kitaplarda mevcut (Kıssadan hisse) dir. Elizabet dev-) rimde hiç olan İngiliz donanması İspanyollarla muharebeden sonra artık denizlere hâkim olmıya baş- lamıştır. O gün, bugün birincidir. Bu donanmayı e zamay - İngiliz milleti öyle bir hamle ile vücude getirmiştir. Bugün de o İngiliz mi Teti havaya hâkim olmak zarureti karşısındadır. Şimdi de yeni bir hamle ile buna uğraşıyor. | muştır. Bu süretle m vecivarı 'Belediye Reisliği arke- lojik sahadaki arsa sa- ihiplerinin şikâyetlerini tetkik edecek kanan halkamızın şikâye' lediye reisliği alâkadar ol rarlaşlırımıştır. Çü: imar plünında <Arkeolojik sahar olarak ayrılması yüzünden ne ar-, sa satılmakta ne de bir ev ve ya- hut apartıman yapılabilmektedir. Arsa sahipleri hangi kısmın yola gideceğini ve nerelerde belediyece inşaat yapılaca/ n bilmediklerin - den buralardaki arati kıymetsiz ve al kalmı Buki son dünva vaziyeti do- şandaki Mmüsnade olun e arsalara müşteri bu nacak ve wı di ba k msiz ı.ıl_.'ı yana Cam eşya ve ayna ihtikârı Sön günlerde cam ve camdan ma- mul eşva ile ayna fiatları üzerinde- ki tereffü bazı yerlerde çok art - lâ eskiden 10 kuruşa satılan b Tuşa ve 150 kuruşluk sur ları da 250 kuruşa çıkı Bazı züccaciyecilerin aralar bir trüst teşkil ett kleri de ihbar o6- lunduğundan alâ arlar c yetie tahkikata geçmişlerdir. aa | Açık iş ve memuriyetler aşlı ceza; diyesinin 60 lira asli maaslı dok- torluğu münhaldir. İnhisarlar idaresine en az orta mektep mezunu olmaları icap eden gençler arasından müteaddil me- | aurlar alınmasi için bir w ı—ıL..s.uu imtihanı açılmıştır. 21—30 yaş arasındaki gençlerin 1 bu memuriyetler için teş-| lin 10 uncu gününe Xadar Galatada rıhtım caddesinde mez- kür umum müdürlük memurin s-| besine müracaat olunabilir. İmti- han M teşrinievyelde şehrimizde ve Ankaradadır. Malatya ve iplik fabrikaları- na resen mühasebeyi idareye kabi- liyetli olanlar arasından 2 muhasip, , Talipler kısa tercü- lerini mezkür fabrika mü-i ine bildirmelidirler, — n Her gün geç kalıyor Her gün öğleden sonra saat 12,25 de Üsküdardan kalkıp Köp- rüye gelmesi lâzımgelen bir vapur vardır, Bu vapur, muntazaman Üs- küdara geç gelir; tabiatile Köprü- ye de geç kalır. Evvelki gün, öğle Üzeri Üsküdar iskelesine geldik. Saat tam 12 ye çeyrek vardı. 12,25 yapurunu beklemiye mecburduk. Bekledik. Vapur, Boğurdan saat en üçe çeyrek kala geldi. Tabil kalkması da 5 dakika sürdü. Eğer, bu vapur, tarifedeki saat- 'sküdara yelişmiyorsa - ki her | n İmaaş tevzii dün başladı Cevaplar acele verilmeli! On sene evvel Amkara musiki muallim mektebimden mezun olan | Cahit YTuncel ismindeki vatandaş, | büyük bir emek ve dikkat sarfet - | tikten sonra, memleketimizde ilk defn, ilmi bir müzik eseri vücude | getiriyor, kendi tâbirile Prosodigue ilk şarkı kitabmt yazıyor. Uzum yıllar muallimlik yaptık - tan sonra, bugün artık meslekten ayrılmız bulunan bu vatandaş, ese- rini tabetürdikten sonra, tetkik ve mekteplere kabul edilmek - üzere Manrif Vekâletine günderiyor. Eserin, mahiyeti ve ilmi tarzı itibarile orijinal olmasına rağmen, bu vatandaşın hana gönderdiği bir mektuptan anlıyoraz ki, man geçliği halde, ken disine, müsbet veya menfi kenüz hir cevap verilmemiştir. Urun muhtevasından, san'atine ve mes leğine cok bağlı ve âsık olduğunu tahmin ettiğimiz bu vatanda: larca süren yorucu bir mesaiden sonra meydana getirdiği bu eser | hakkında, şu veya bu hükmü huvi bir cevap alamayınca, müthiş bir e ve sükutu hayale uğramıştır. Bu eseri görmediğim ve müzil bahsi de ihtisasım dahilinde olma- dığı için. bu vatandaşın kitabı ori- jimal bir varlıktır gibi, bir hüküm vererek gülünç mevkie düsmek is- temem, Fakat, hiç şüphe yok ki, eser, gönderildiği makamıda, müte- ve vazifedar kimseler tarı fandan tetkik edilmiştir, diye kabulı ediyorum. O halde, neticevi, mücl- lifine biran evvel bildirmek icap etmez mi?, Kitap, faydalı ise, biraz evvel çocuklarımızın istifadesine arz: kir. Faydalı değilse, müellif, üzün- | tü ve Ümilten kurtul Be.edıye kooperetifin- deki yolsuz sarfiyat Belediye yeti um: evvelki akı nemurin koo; k ir heyet tarafından hazırla- rapor toplantıda okunmuştur. Fakat bu rapordaki izahat da heye- umuümiyeyi tatmin etmen Tapora bakılaraktetkikatsız h landığı şüphesi kikler vapıp mahut yıla ait blânço ve hesapları tetkik edecek ve bi hara heyeti umumiyeye bikiire- cektir. AA Belediye mütekâitleri ıwmıyc ve idaret hususiye müte eytam ve eramilinin üçer $ tevzistına di başlanılmışt. at, Ziraat Bankasınca cüzdan nu- a göre sıraya könu Mmektedir. Pazartesi günü akşanı tevziat nihayet bulacaktır, n Usta hırsızın marifeti Caödebostanında 60 — numaralı evde oturan Rifat isminde birinin evine evvelki gece hırsız girmiş ve iki av tüfengi ile, seccade, biblo| ve saire çalıp iz bırakmadan kaç- | arıştır, Avni akşam TopkaPı haricinde oturan Artin adında bir gazino - cunun evinden de 10l Hra para çalınmıştır. Polis avri gecede birbirinden uzak — yerlerdeki bu hırsızlıkları gün geç kalıyor - mesele - basit, herkesi ümide düşürmekten sarfı- nazar edip tarifeyi ona göre değiş- tirmeli! BÜRHAN CEVAT katlanacaktın? " Ve.. hınçla devam ettim: — Beni kartmdan, çocuklarım- ETEM İZZET BENİCE Daha kış değil mi?, Bak senin arkanda kürk manto var, Ayakla- | , fedakârdı. sulonlarda kıy- met bulan, Naranın hosuna eiden | | bir aâdamdı dağil mi? Sıcak kalörifi dır, Yemekler Aşıkı bekler. Yiyeceksini: gülüseceksiniz, keyifl Halbuki benim paltom yok, İskar- binlerim delik, su cekiyor!. Param yok. İssizi: Teye gideceğim, ne değil. Bir sene i- Çinde serseri oldum. Cıktım!. Böyle adam elbette tanınmaz değil mi? kolunu sıka sıka devam et- | tim: — Harlciye nezareti şifre müdü-| rü Ruhi Bevefendi paralı idi. Ta- ı mınındı. iyi idi, güzeldi, centilmen- Ve.. sonra onu cektim, kendime | yaklaştırdım. Sarsarak sorduı — Beni bu hale sen getirmedin mit? Ve. küfür etmeğe başladım: — Kaltak!, Simdi tanımsyorsun değil mi? Kahbe ben de seni — bir insan sanmıştum. Ve.. ona hatırlattım: — Hani ya dünyanın bütün er- kekleri bir tarafa, ben bir tarafa idim! Beni seviyordun! Benden ayrılmıyacaktır , Benira için çıkdırıyardun?. İyi 4 BünikDE d Körü aünüme de/ dan ayırdın. Aklımdan ettin, Tev- kif ettindin. Azlettirdin. Şeref, hay- tiyet, nefis, vazife yoksulu | ettin. Perişan oldum, ayyaş oldum, gerseri oldum, deli oldum, insan- hığumdan oldum, elâlem maskarası okdum! Ve.. tekrar koluna hınçla geçii- diğim pençemi sıkıstıra sıkıştıra: Şimdi de se: oldum değil mi?, yordura. Başımıza kimse tonlan - stı. Fakat, muhakkak ki ge- T hiç olmazsa ikimizi Benden- korkuyordu!, ip geçenlerden korkuyordu.. k mantolu hanımefendinin ceketli bir serseri ile konuşmasın- dın korkuyordu!. ükmekten, isitilmekten dile Mklzn korkuyordu! ANiyazi adında bir sabıkalının yap- tılını tesbit etmiş ve dün kendi- €ini yakalamıştır. Nivazi cürmünü| itiraf elmiştir. Rengi hi Sapsarı idi! Dudaklarındaki boya bile sarar- mıştı. Titrek, zayıf, ölü ve.. yalvaran bir sesle: — Ruhi bey affet!. Dedi; ilâveler yaptı: — Hata ettim. Düsünemedim!. Böyle olacağını keslirememiş - 'e — Yürüyelimi. Dedi, Yavaş adımlarla vürüdük. 8 ulmuyordu. Kendisini be- T Röstermekten cnıvmvm-' u. Fakat kedi gibi Küi smet | dileniy, larını sayıyordu. Pismmanlık Rös - teriyotdu: — Her erkek unutur! 'Terkeder.. İnsafı yoktur!, Sevgisi valandır!, Ciçekten bal toplıyan arı gibi- dir.. Posa vanar bırakır!. İmizde ve büyük vilâ- mektubunun — hararetli | 5 | bir kız dün | Jeketimizde daha ucuza satılabi - | hecektir. Yeni mahkeme Adiiye Vekâleti şehri- yatlerde istinaf mah- kemeleri açıyor Memleketimizin müuhtelif yer- lerinde istinaf mahkemeleri açı- lacağını yazmıştık. Adliye Vekâ- let: bu hususta bir kanun projesi bazırlıyarak Büyük Millet Mec - lisine vermiştir. Bu mahkemelerin her dairesi; | bir reis e ski azadan teşekkül e- decek ve ayrıca daire reislerinden| başka bir de birinci reis buluna- caktır. İstinaf mahkemeleri. sulh hâkimleri ile ilk ceza ve ağır ceza mahkemeleri hâkimleri aleyhin - deki teminat davalarını, bu hh—ı kimlerle müddeiumumiler aley - hindeki ceza dayvalarını birinci de-| recede; ilk muhakemelerin vazi - fesi dahilinde bulunan davaları da| 2 inci derecede rüyet edecektir. Vazife ihtilâfları halli, teftiş ve tahakkuk isleri de istinaf roisle- rince yapılabilecektir. Bu veni mahkemeler evvelâ şeh- Timizde, Ankara, İzmir ve Adana göbi büyük vilâyetlerde açılacak- fır. | İKLÇÜK HABERLERİ | * Hüseyin isminde bir adam; | borcunu ödemediğinden — dolayı | kendisini icraya veren alacaklısı | Sevketi pirle yüzünden yara- | lsnış ve B inci asliye ceza m kemesinde 8 ay hapse mahküm o- lunmuştur. * Ortaköy Sifa yurdunda teda-| vi edilmekte olan asabi bir has- talığa müvtelâ Saadet adında genc| hastaneden kaşmıs aranmasına başlanılmıştır. * Yeşilköv nahiye müdürü Muhsin Kumkapı nahiye müdür- lüküne naktolunmuştur. * Şehrimiz maarilindeki teski- lâtın ihtiyaca kâfi gelmediği go- | Tülerek tevsii kararlaştırılmıştır. * Halkı sokaklarda sağ taraftan| İçm; yürümeğe, yerlere tükürmemede,| temizliğe alışturmmak üzere bele- diyece tüyük davar ilânları ha | dir, Ayrıca sinemalarda | ler verilecektir. * Zabit elbise iğfalden suçlu olan nda bir genç 1U gün eve | vel hapisten çıkmış ve dün Bevoğ-| kanda şüyhe üzerine çevrilmiş: Ceplerinde biri valiye, diğeri arif müdürü ile kendisine yazıl mış Milli Müdafaa Vekili B. Saf det Arıkanı i ile sahte zabit hüviyet varakası bulunup tevkif olünmustur. *& Rumen ticaret heyeti ile dün şeh izde müzakerelere devam oluramuştur. & Büyükdere meyv kanda saat 15 de işler duğu ve halka bu saatten sonra filan verilmediği şikâyet oluna- rak tahkikata geçilmiştir. &w Bundan Sonta ithalât ve ih- racat için tüccarlara Prim veril- daesi usulü kaldırılmaktadır. Bu Süretle ithalât maddeleri mem - | *& İstanbulun zelzele merkezi olduğu hakkındaki dedikodular profesör Hâmit Nafiz Pamir tara- fından tekzip olunmuş ve gehri- mizdeki sarsıntıların — Marmara | zekzele muntakasındali çöküntü- | lerin aksinden ibaret olduğu an- | laşılmı | * Gazeteci Cemal Kutayın evim-| den 500 liraya vyakın para ile bir altın saat calan hizmetci Leman yakalanmıştır. * Brezilyadan getirilmekte i- ken deniz ablukası üzerine Por- tekizde kalan 5000 cuval kahve- nin ıe(ınlmesmı teşebbüs olun- Cem in vasiyetlerine lıurmet edildi Kumandan çek - sinirlenmişti. | Fakat, Kaytbay bir çare buldu: — Oğlum, istersen yolda çevir bastır, ellerinden al. Sana müse- ade.. dedi. Kumundan bunun üzerine yela düştü. Kızgın Sina çöllerini mai- yetile aştı. Şama geldi. Halbuki, Cem Sultanm kma Haydar beyle Halebe varmışlardı. Kumandan yıldırım sür'atile Ha- kop yolunu tuttu. Fakat, Haydar bey kızla bera- ber Türk imparatorluğu hudut - larına girmişti. Kumandan kıza ve Haydar be- ye bir kanak varıneıya kadar ye- tismişti. Eğer biraz daha evvel ha- | da A Ü d at ai X giymekten ve | Re: "Anhh Müddeiumumî- den kâtiplik istiyen sabıkalı! Şehrimizde artık faaliyet göste- ikalıların başka şehir alara gidip tanınmamalar leye kalkıştıkları gö - rülmektedir. Bu meyanda Hikmet isminde bir sabıkalı hırsız da artık İstanbulda dikiş tutturamıyacağını anlıyarak 'İstanbuldan Refahiyeye gitmiştir. Hikmet orada müddelumumili- e müracaat ederek, müddeiumu- 1 mkden bir kâtiplik İstemiştir. Pa- kat evrakı muamelede olduğu s- | rada, bu vesile ile daireye girip ç- kan sabıkalının eski hırsızlık da- marı tekrar tutmuş ve bir gün | müddelumumilik başkâtibinin ma- | tinde dolu pul kutusu- | k bunu 'Çalmayı karar- | âtibin bir imza için odadan çaktığı bir anda da içinde 60 liralık| pul bulunan kutuyu hemen çalıp odadan çıkmış ve memleketi ter- | kederek doğruca soluğu şehrim. onıra yerine dönen ve pul ryan başkâtin ise abıtaya Mmüracaat fla İstanbul polisine yet bildirilmiştir., Bunun Üzerine memurlar Hikme- ti şehrimize çıkarken yakalamış- lar ve dün adliyeye vermişlerdir. Birinci sulh ceza muhakemesi Hik- metin Refahiyeye yollanmasını kararlaştırmıştır. Eroin satan kadın Kapalıçarşıda Kilithane sokağlı da oturan İkbalin evinde yapılan araştırmada bir kavanoz içine koe nulmuş bir gram eroin bulunmuş- tür. Galatada Mustafa isminde biri ile Çingene Selim adında diğer bi- Ti eroin satarlarken yakalanmış - | irdır. Cenberlitasta mukim eroinman all de tutulmuştur. Bunlara e- roinleri İkbalin sattığı anlaşılmış- tor. Davadan vazgeçti fakat..! İhsan isminde bir genç metresi mzive Karın yüzünü jiletle ya- | ralamak suçile dün Sultanahmet 2 inci sulh ceza muhakemesine ve- | rilmiştir. Fakat Remziye Kar, muhakeme-| de davasından vazgectiğini ve İh -| san ile barıştığını söylemiştir. Bu- üderine de İh3an hukuku u-, ive nâm'na muhakeme edile- olunm * Sehrimizdeki İnsiliz kolo - | nisi İngiliz hava kuvvetlerine iki tayyare almak üzere aralarında 30 bin Türk lirası toplamıslar ve konsoloshaneye vermişlerdir. Birimizin Derdi | (Heplmizin Dardi ocukların tehlike li oyunları Karagümrükte terlikçi A- kif oğlu Tevfik yazıyor: Barı haşarı çocuklar yollar- da çakı ve biçak - oyununa başladılar, Geçen gün Mer - candan Mahmutpaşaya iner- ken, bu fena oyun yüzünden a kalsın, at başı- ma saplanıyordu. Hemen e- gilerek tehlikeden kurtul - dum. Yani az kalsın gürül- tüye gidiyordum. Alâkadar makamlar bu reket etmiş olsaydı, kız alıp ka- çıracaktı. Gduduna geldi, dayandı. | hürü, Alman - İngiliz (DIşPOLiTİiK! Almanya ve Sovyt birliği Yazan: AHMET SÜKRÜ ya ile Sovyetler B rasında 23 ağustos 1939 taf imzalanan sakdırmazlık vıldönümü münasebetiyle hafin evvel, gerek Sovyet VE Alman gazeteleri iki devli şılıklı dostluğunu tebartir yazılar yarzmışlardır. Bu Y? bakılacak olursa, Sovyetlef Bi de Almanya da 23 tından memnundurlar. Bu memnunluk ifadesi midir? Bunu bilmiyoruz. F3kt') Kün için samimi bile olsa, şeff, tırlamak lâzımdır ki, tarih Sovyet - Alman misakı ki hükmünü vermiş sakm akfine âmil olan kâfi derecede açıklır: SOYf Birliği, Almanya hakkında ) mokrat devletler hakkında matsızlık hissi ı.eıı.mııı') rat devlellerle işbirliği yal çin senelerdenheri sarfettili ai milapol bi notlta Vei yal sukutuna uğrıyan Birliği, nihayet Almanya ile kânı hâsıl olunca, bt satı kaçırmak istemediler. ) Almanlara selince; onlar giltere ile anlaşmıya çalıştılti, laşmayıp da harp ihtimali PEgi ce, şarktaki cephelerini açık mamak için Sovyetler Birliğ itilâf akdetmeyi fay ü Demek ki, Alman - S m". her iki devletin de yaplığı sap üzerine imzalanmıştır. Bi sapta hangisi doğru çıl #isi yanılacaktır? 23 nöustet tının tahrik ettiği hâdiseler inkişaf safhasında iken bil kat'i cevap vermek mümküf y) ğildir. Fakat şimdiden sö) lir ki, eğer Almanya, ırın— j İngiltereyi de mağlüp edecek sa, Sovvetler pazarlıkta ıır" kacaklardır. Çünkü bütün  'yı hegemonyası altına almif Almanyanın ergeç şarkta SÖY lerle karşı karşıya gelmesi nebilir. O zaman Sovyetlef, başlarına muzafler bi ile döğüşemiyeceklerdir. Esaseu Almanya Avrupa İği üzerinde kuvvetlendikçe & vaziyelinde bu devlete kaff sertleşme ve ayni nispette reye karşı bir yamuşama mive başlamıştır. Bunun bif hava de Sovyet radyolarının İnSi, yatfakiyetlerini tebarüz ettif” leridir. İkinci bir terahür de 'nı" ”) ni bir reğim kurmak yolunir masiya tarafından atılan ı Sövyet sert vaziyettir. )ıımmıııf manya Romanya meseli / ettikten sonra, Tuna ı.ıııi’ riseferi tanrim etmek irit, devletlerini Viyanada bir ransa çağırmıştır. Besarab! hakından sonra Tuna devleti yetine geçen Sovyetler Bitl konferansa çağırı!maı yet hariciye müsteşarı daki Alman sefiri büste bulunmuştur. Te mahiyetinden ziyade y: dikkate lâyıktır, Sovyetler şebbüsü gizli olarak daha & bir şekilde yapabilirdi. ’ teşebbüsü yapar yıpınılı K vap beklemeden Ki neşretmeleri, Swndu'! politikasına karşı iğbirar güsterir. Filhakika Almanya lıı—ılnıdın na alınmasını So' ılı l' Vasiyeti yerine getirdi. Napoli Kralı Sultan tüm eşyasını Fakat, havaların mü Türk sali Sultan Cemin eşyası wnu.lıîhı.dblııxı'—" ait birtakım eşyadan Cexmin terbiye ettiği bunlar arasında idi. E©

Bu sayıdan diğer sayfalar: