13 Ekim 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

13 Ekim 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ | İ 2—8SON TELGRA — [HAD'ISELE (KS KARSISINDA SAYIM _’."UNq $ Şu sırada, herkes birbirine gu suali soruyor: — 20 birinciteşrin sayım zünü evde kapanıp kalınca ye yapacaksın?. Cevaplar malüm.. Kimi hu- susi hesaplarını yapacak, ki- mi radyoda tiyatro dinliye - sek, kimi, birikmiş mektup- lara cevap yazacak, kimi ak- şama kadar yatıp uyuyacak, «imi okuyup yazacak... Ben, o günü, ne yapacağı ma henüz bilmiyorum. Fakat, yapmıyacağım için memnuni- yet duyduğum işler var : O gün tramvaya I.uuıuye— zeğim, duraklarda beklemiyeceğim. Terlik satışları azalıyor.. Şimdi, evlerde terlik az gi- | yiliyor. Herkes kibarlaştı, çıt- çarıldım kesildi. Mutlaka, ya- tıncıya kadar iskarpinle do - laşılacak.. Halbuki, terlik ne rahat, ne sihhidir, değil mi? Sonra terlik satışının azal- masının bir sebebi de şu: Es- kiden kız evine gönderilen nişan sepetlerine gelin için bir çift de terlik konurdu. Şimdi var mı?, XADIN SAÇLARI | Güzel bir kadın, saçlarını ondüle yaptırmak uğruna, ba- mı kel etmiş!. Şu ondülâs - yon makineleri tehlikeli şey, | vestelâm!. Tamamen saçsız | kalmak pahasına, kadınlar, aasıl cesaret edip de, o maki- nenin altına giriyorlar?. / Şeytan azapta gerek! STANBULA YEDEN BÖYLE? | Meıe bir kısım değirmen- 1 ciler, iyi onları memleketin başka taraflarına, ikinci de- recede olan unları da İstan- bul fırınlarına veriyormuş! Acaba, neden olı'?. İstanbul, ekmeğin kadir ve I Leymetini daha az mı bilir?. | ;!ı—lııı İstanbul nankör değil- ir. AHMET RAUF TTT EMEE : a| Hizmetçi derdi Bir hizmetçi, çalıştığı evin bü- tün mücevherlerini aşırmış — ve kaçmış.. İstanbulda bir hizmetçi _.ı—ıılı vardır: Umumiyetle aranan asıflar şunlardır: Elinden iş gel- sin, temiz olsun, namuslu olsun.. Fakat, böyle hizmetci nerede?. Hizmeltçi bulmak ve fakat te- minatlı olarak kapılara vermek işi, bizce, çok kârlıdır. Bu meseleyi ele ulacak ciddi müteşebbisler yok P — 13 1inel TEŞEİN Tö0 Yeni inşaat Şehrimizde yeni yapılan apartmanlar için bele- diye bir formül kabul etti Şehrimizin muhtelif semtlerin - | deki insaatı kontrol eden belediye *nühendisleri sön aylar zarfında <oğalan apartamanların tek tuğla ile örüldüğünü görmüşler, bu ıık- Hi mahzurlu gördükleri icin bele- diye fen heyetli müdürlüğünü key- fiyetten baberdar etmişlerdir. Fen heveti bu nevi insaatın mah- zaurlu olduğu neticesine varan mü- hendislerin noktai nazarlarını ka- | bul etmiş, inşaat için yeni bir far- | mül tesbit etmiştir. Bu formüle göre apartınanla - Tın birinci katlarının duvarları iki bucuk tuğla, ikinci ve ücüncü kate| ların ikişer tuğla ile inşa edilmesi mecburivyeti konmuştur. Bu şekle Tiavet etmivenler apartımanlarını tekrar yapmaları bildirilecektir. P rmenenaz Cumhuriyet balosu ilk defa vilâyet binasında verilecek Cumhuriyetin 17 inci yıldönümü| münasebetile İstanbulda yapıla - cak büyük merasim — programıni tesbit etmek Üüzere vilâyette bir kamisyon kurulmustur. Vali muavini B. Ahmedin reis- Hğinde şehir meclisi — azasından muharrir arkadaşımız B. Selâmi İzzet Sedes, mektupçu Osman ve diğer bazı zevattan mürekkep ©- lan bu kamisyon dün ilk toplan- tısını yapmıştır. Bu toplantıda; B. Selâmi İzzet Sedesin teklifi üzerine İstanbul Cumhuriyet balosunun ilk defa olmak üzere vilâyet binasında ve- rilmesi kararlaştırılmıştır. di Mahyalar niçin kurulmuyor Ramazanın ilerlemiş olmasına Tağmen sehrimizdeki ekseri cami- lerde mahya kurulmadıfı görül - mektedir. Evkaf müdürlüğü bu husustaki müracaatları nazarı dikkate alarak| bu haftadan ittbaren büyük cami-| lerde her gece mahya kurulmasını kararlaştırmıstır. Mahya balkımızı hilâllahmer ve tayvare cemiyetine vardıma davet| eden faydalı vecizeleri ihtiva ede- ü— Mumlarada mı nazar değdi? Son günlerde şehrimizde mum fiatları da yükseltilmistir. Bu su- retle 100 paralık mumlar 3 - 35 kurusa cıkmsıtır. Dahili ve mebzul maddelerle ya- pılan mumların fiatlarının yük - #eitilmesine hakiki hiçbir. sebep olmadığından belediye iktısat mü- dürlüğü vâki gikâyetler — üzerine harekete geçmistir. Mezkür mü- dürlük mum - imalâthanelerinden Hiatları sormuştur. Bu fiatlara gö- re piyasada kontroller vapılacak- | tır. ğ — | Fabrikaların dumanları nasıl | önlenecek? Koak kömürü ile işleyen şehir dahilindeki — fabrikalardan çıkan dümanlar o civar halkını rahatsız ettdi nazarı itibare alınmıs, bu gibi fabrikaların bundan sonra sömikok kullanmaları hususu bil- dirilmiştir. Bu suretle mahalle ve| sokak aralarındaki — fabrikaların | dümanları önlenecek ve belediye mülettişleri, fabrikaları gezerek mu?, BÜRHAN CEVAT | bu kararın tatbikine nezaret ede- | ceklerdir. ! | man tasfiye işi hâlâ bitirilememiş- V: FV A € (Filezofu 5 guruüşlük suçlu Geçen gün, gazeteler küçücük kuruşluk kuruşa satmak suretile ihtikâr yap- tığı için, adliyeye sevkedilmiş ve mahküm olmuştur.> Güzel.. Ne denir?. Mademki ih- tikâr venmiş, cezasını çekecek.. Gazeteler, geçen gün, bir başka Müçük havadis debe neçretti evvel tasfiyesine karar ada g valkie Ş eab a a ei tir. Çünkü, muhtelif şekil ve su - retlerle bankanın yarım milyon Tirasını zimmetlerine geçiren borc- hulardan, bu para, bir türlü tahsil edilememekte, dolayısile, alacaklı- | lar da haklarını alamamaktadır . Esnaf Bankası hâdisesini hatır- larsımız. 6 yıl evvelki gazete kol - leksiyonlarını karıştırırsanız, bi- rinci sahifelerde, haftalarca de - vam eden, iri puntulu bir tefrika serlevhasına gözünüz takılır: Esnaf Bankası rezaleti.. Metbuatın bu hâdiseye rezalet ismini vermesini mübalâgalı bul- | mayınız, Cünkü, muhtelif mücsse- selere ve şahıslara ait yarım mil- yen lizaya yakın bir para ortadan | yek olmustur. Fakat, bayrettir, demateste heş kuruşluk nııldx /yapan zerzavatçı ı adliyeye sevkediliyor da, bunca sene geçtiği halde, yarım milvo - mun mes'ulü bir türlü bulunamı- yor. RESAT FEYZİ ı Benzinsiz kalmamak için Harieten tramvay malzemesi te- dariki büsbütün güçleşmiş,..Ra - Mmanyadan benzin ithali zorlaş - muştir. Şoförler cemiyeti, ileride benzin tedarikinde güçlük çekilmemesi i- çin todbir almaktadır. Bir müd - det evvel ortaya çıkan tir haberde taksi ve gtobüslerin münavebe | ıVe | çalışacakları kararlaşmıştı. Farın tatbikine geçileceği Yekke tekrar ortada dolaşmaktadır. Ce- miyet; şehir dahili ve şehir hari- cindeki otobüslerin miktarını tes- bit etmeğe başlamıştır. IKÜÇÜK HABERLERh | & Tülebenin- nakil tanzilâtle seyal Münakale Veki misyon tarafından İstenen izahat gön- derilmiştir. & Koordinasyon heyeti kararile yol, köyrü ve âaize gibi birçok inşast dur- durulmuşta. Bu sürelle üç ay zarfın- da yapılan tasarruf 18 milyon lirayı bulmuştur. * İslanbul - Mudanya — kış sefer- leri tarifesinin, tatbikine ay sonunda başlanacaktır. Pazar günleri karşılıklı | yapılmakta olan iki seler bire indi - rilecektir. »e Romanya ile Hcarf mübadelenin teferrüntimi tekbit etmek Üzere Bük - reşle bulunan heyetimiz tam mutaba- kat hasıl olduğu için salı günü döne - cektir. de Anıkarada bir çocuk uslah evi açı- lacak, 11 . 19 yaş arasındaki mahküm çocuklar buraya sevkedileceklerdir. 4 Sehrimizdeki havagazi şirketleri Kkümür flatlarının geçen seneye naza- Tan bir miktar yükselmiş — olduğunu ileri sürerek, zam talebinde bulun - muşlardır. w4 125 kilemetre tutan Edirnekapı - Saray yolunun yarısı ve Hadımköy - | Çerkesküy yolu Cumhuriyet bayra - | mina kadar bitirilecektir. * Türing klüp kadrosu içinde tek- rar faaliyele geçen «İstanbulu seven- —- ——— — | Oteller ve belediyenin Emin- Ütelcilerin en konlüesüa bir odaya » Mustafa 18 yıl hapis cerası ver- — Şoförler boykotu! Bir toplantı yapan şo- |förler Taksim - Harbiye| arasında yolcu taşımıyacaklar Taksimle Harbiye — arasındaki | 'yolun inşaatı bir türlü normal şe- | edilen yolun inşaatı gelecek yaza kadar ikmal edilemivecektir. Yol üzerinde vukua gelen tüm- gekler, taş birikintileri, taz ve top- raklar Taksimle Harbiye arasın - da isleyen taksi arabalarının sey- | güçleştirmektedir. Hariçten lâstik tedarikinde müşkülâta te- sadüf edildiği icin şoförler araba- larını yıpratmak niyetinde değil- Havalar bozduktan sonra vo- hali büsbütün berbat bir man-| zara alacağı icin şoförler arala - rında bir toplantı yaparak bele- diveye bu caddede boykot ilân et- meti ve kış ayları içinde Taksim- le Harbiye arasında yoku tası - mumada karar vemmistir. önü kaymakamlığına bir tekidi Sehrimizdeki otellende müşteri | fazlalığı devam — etmektedir. Bu “yüzden Sirkecideki büyük otel - Jerde ’nılhmı tek yatak bulmak teri etluiu üzerine bazı ©- DÖNMIYENFILO Büyük Tarihi Yazan: RAHMİ YAĞIZ No, l11 -Marmaraya giren tahtelbahirleri geminizle takip edeceksiniz Özidum, tayyare verilmesi, bo- takasında bir hava islas - Şonu karularak bunun boğaz ku- mandanlığı tarafından tabyaların ateş tanziminde, düşman hava fa: aliyetinin karşılaşmasında, mu - kabil hava bombardımanları için kullan imasında ısrar ediyordu. Umumi karargühın sustaki teşebbüsleri nihayet, bo - iaz kumandanlığı emrine — dört deniz tayyaresinden mürekkep bir filo gönderilmesi, n etti. Fakat, bu tayyareler - Özidumun | ısrar ettiği şekilde faydalı istih - dam sahalarında iş göremediler. SARIYERLİ VASIF KAPTANIN | nan Vasıf bey (1) Almanlara karşı daha muti davranmasını tavsiye etmiş, yeni vazile olarak da Nu- Tülbahir vapuru süvariliği tevcih edildiğini, gemisine hareket et - | mesini haber vermişti. Vasıf kaptan Nezaretten ayrılın- ca doğru limanda bulunan Nurül- bahir vapuruna gitti. Bu vapur, 75 - 100 kuruş istedikleri hakkın- ı*ıı belediyeye sikâyetler vlrlııllmı—ı Hpelediye reisliği bu kabil bal - lerin önlermesi icabettiğini Emi- | mü kaymakamlığına tekiden bil-| dinmiştir. POLIS NAPKE MFV... Bir katil 12 | sene yatacak | Ü leııdı oluran HuLı(ı adın- hnıııde kafavı tütsülemişler ve cs- kiden Süleymanın metresi olan Sabriyenin kapısına dayanmış - | lardı. O sırada köşede duran Yaşarla İbrahim isminde iki kişinin ken- dilerini tarassut ettiğini zanneden Mustafa bu hale kızmış ve kama- sını çektiği gibi, Yaşarın üzerine hücum ederek adanm — muhtelif yerlerinden yaralayarak, öldürmüş İbrahimi de yaralamak İstemişti. Bu cinayette Süleyman da Mus- talava yardımda bulunmuştu. Adliyeye intikal eden bu eina- yet davasında Mustafa deliliğini iddia etmiş, fakat tıhbındli mücs- sesesinin verdiği rapor, Mustafanın aklından hiç bir zoru olmadığını bildirmisti: Asliye ikinci ceza mahkemesi dün bu davayı neticelendirmiş, mis, ölen Yasarın Mustafaya so- pa ile vurduğu anlaşıldığından ce- za 12 seneye indirilmiştir. Süley- man beraci etmiştir. Bir şantöz mahküm oldu Sehrimizde şantözlük eden Ra- şel isminde Suriyeli bir kadın i- kamet lerzkeresi olmadığından 5 Hira para cezasına mahküm edil - miştir. muavin kruvazör mahiyetinde silep ve harp gemisi arası Abdülâ- ziz devri gemilerinden bir sefine | ' idi. Yopları bulundukları vaziyeti, | ilk konuldukları hali muhafaza e- | diyorlardı. Vasıf kaptana Guranmadan ve- rilen bir emirle vazifesi şöyle ta- vin edilmiş! — Marımaraya girdikleri haber verilen düşman tahtelbahirlerini geminizle takip edeceksiniz!. Verilen bu emriu — Nurülbahir vapuru taralından icrasına mad - deten imkân yoktu. Eski toplarla mücehhez gemi manevra kabili- | de noksanile böyle müş- kül bir takibi başaramazdı. Vasıf kaptan bu emre karşı bir raporla itirazı bastırdı: «— Gemideki toplar değiştiril. medikçe Nurülbahrin tahtelbahir takibi imkânsızdır. Marmara,; çılmıya kalmadan İlk tesadi deceği tahtelbahir karşısında aciz içinde kalacak, bir torpito ile İm- ha edilecektir. Bu vazifeyi — bu isinde kabul edemiyeceğim topların değiştirilmesi- me emri ve müsaade buyurulması vahut bu vazifeden affımı istirhamı ederim! . Nezaretin ısrarı, müsteşar Va- sıf beyin uğraşması Vasıf kap- fana müessir olmadı.. Kaptanı Nurülbahir süvariliğinden aldılar. | Yerine binbaşı Bahri kaptanı ta- | yin eltiler, Vasıf kaptan Hızır Re- | is muhribi süvariliğine tayin ve Karadeniz boğaz kumandanlığı emrine sevkolundu. Nurülbahir, yeni süvarisinin kumandasında barekete geçti. İs- tanbul limanı dışına çıkmağa kal- madı, Yeşilköy önlerine vardığı sırada A, E. 2 markalı Avustralya tahtelbahiri tarafından torpille - nerek batırıldı. Süvari Bahri bey ile bir kosım mürettebat gemi ile beraber gark ve şehit oldular. (1) Şimdiki emekli Amiral Va- sif. R. Y. ler grupu> bir seri konferandlar ver - | meğe başlamıştır. 4 Evvelce toplanan sarmısak fia - fının seksen kuruşa kadar çıktığı ma- dümşlur, Şimdi de sağanların topla - aılmakta olduğu. söylenmektedir. Son Telgraf'ın edebi romunı : —————— (GÖZYAŞLARI 86 : İ 'ETEM İZZET BENİCE bitmesi lâzım ki ben rahat ode - | bileyim' Bu dis ağrısı gibi bir sevy.| Siniri çıkarmalı ki sızı ve sancı dinsin! Esrarsız ve alkolsüz Ruhi bunak, salak, sarsak, ölü, sızılar | içinde bunalan ve bir damla kanı | bile kuruyan bir adara oluyor. Din- içnerek, düşünerek, ne yapıp va- | parak her gün Üc beş stgaralık es- | rarı ve bir okka isvirtoyu bualbil - | meliyim!, Yine dilenmeğe cıkyordum. Y_I birkac apartımanın kapısını cala- | cak, vine birkac adamın önünü ke. sacekç: — Efendi nara. Hanım para, Diyecektim. — Sanki bu benlm takkımmış gibi istiyorum. Ver » mezlerse kızıyorum! - Küfrediyo- Tuz Mezarlığı tırmandam. Sishane ka- rakolu ile Peranalası bağlıyan ar- ka vola cıktım. Mecalsiz. bitkin bir haldeyim, Yürüyemiyorum. Bir a- dama rastladım, önüne durdum: vara para, Babava merhameti. Dedim. Avucumu aclım. Herif yüzüme baktı baktı, — Allah versin. Dedi, vürüdü. Yine asıldam: Babaya para tm_vın merhamc t!. Ön kurus!. Her halde sert bir adam. | — Eh cekil oradan be. , Dedi ve.. ilâve etti: — Kazan da ye l saaRairdi Yine arkaş.na bakmadan başını aldı, yürüdü. Ben de, yüksek sesle: — Paran ölünden çıksın!. Dive bağırdım ve kendi kendi- me söylendim: — Aç gözlüler, Hasisler!, On kuruşla zengin olacaksınız sanki. Ve.. yine yürüyordum. Yolda | ikimse yoktu, Hasan etmeğe çalışı- yordum: İ — Dün hangi apartımana uğra- dim?. Bugün hangisine uğrıyabilirim? Ve.. düşünüyordum: — Bugün ne söyliyeceğim En aşağı bir lira çıkanmak nm!. Ve. canım istiyordu: Bir işkembe çorbası içebil - Veresiye bırakmaz mı?, Para alma., desem olmaz mı?. O sırada bisikletli bir çocuk kar- *sıdan geliyordu. - Durdursam mi. Para istesem mi?, Çocuğun parası var mıdır?. Diye düşündüm ve.. karar ver- dim: — Elbette isterim!, Nesi varsa yarısını bana versin! Hep ben aç, onlar tak mu kala- caklar?, Fakat, cocuk tam önüme gelirken birdenbire nasıl oldu bilmiyorum, bisiklet devrildi ve çocuk düştü.. Kurşun sibi ağırlaşmış ayaklarımı Sürüye sürüye ona doğru gidiyor- dum. — ©O kalkıp tekrar bisiklete bi- ninciye kadar ben de yetişir para isterim. Dedim. Hattâ cümleyi de hazır- ladım: Parayı verirse: Allah kazasından saklasın. Hay- €i güle Diyecektim. Kendimi dilencili- Hin yekerlemelerine de büvle böy- le alıstırıyordum. Çocuğun tâ ya yanına gittim. Hâlâ kalkmamıştı. Eğildim baktım, — Ne oldun delikanlı?. Dedim. Çocuk: İYENİ ! Ne okumalı ?.. AVRUPA — HARBİNİN MESELELERİ Bahsi ... Yazan: ALİ KEMAL SUNMAN Harp zamanında ne okumalı?, Wekayie dair verilen malümat, bali izah ile istikbali tahmin için yazılmış mütalealar, yazılar her gün takip ediliyor. Fakat Avrupa kıt'asının Fransa gibi büyük bir memlekette vışx_vınlıuıı şu son beş aydır gördük!eri felâketin al- tında bunaldıktan sonra — daha başka şeyler okumaları lâzım gel- diğini, sadme me kadar büyük o hursa olsun bir gün fikir ve ruhun beszlenmek için okuyacak aradı - gn geçen gün bir Fransız mu - harriri anlatırken, felâket zaman- Yarına mahsus haleti ruhiyeyi tas- vir ediyordı Perisan bir hale gelen fikir bir gün tedricen kendini toplamağa başlar. Fakat ona yazı ve kitap bös iendirmek son derece müşküldür. Ağır bir mevzua tahammül ede- mez. Hafil bir yazıyı da kendi e- lemi ile istihza ediyor gibi gö O halde kücük yaşta iken okun - muş, hâtlâ ezberlenmiş olduğu halde derinliklerine varılamamış eserleri tazelemek ihtiyacı kendi- (Devamı var) ni göstermektedir. O eserleri | mangaya yakın bir kamarada ika- bir netice güsterecek! demişti. | " kaç yadum su içmek bir gün gelir : d | Tefrika Karadeniz boğaz kumandanı mi- ralay Yakup Şevki beydi (2). Türk tâbiyecilerinin hocaların- dan olan bu zat, boğar muritaka - sında vazife yapmakta çok müş- külât sekiyordu, Çünkü, gerek Al- man amirali Suşonun müdahale- leri, gerekse bodaz mıntakasın - daki onuncu kolorduya mensup kuvvetlerin erkâmıharbiye ve kıt'a | kumandanlığında bulunan Alman kurmaylarile ordu erkânının yer- | li yersiz işe karışmaları çok nazik bir mevki olan boğaz kumandan- dığının hareket istiklâline büyük engeller teşkil ediyordu. Sarıyerli Vasıf kaptan Hızır Re: is muhribini teslim aldığı gün tu- haf bir vaziyetle karşılaşmıştı. Amiral Suson tarafından — her gemive verilen müşavir Alman deniz zabitlerinden birisi olan yüz- başı (Drayt) Vasıf kaptandan ev- vel gemide tesis ettiği tahakkü - mü yine sürdürmek davasile ye- ni süvariyi müteazzımane karşı- lamış ve bu lavrını değistirmiye- geğini ihsas etmişti. Yeni süvari buna aldırış etmedi. Fakat gemideki ikinci ve Üçüncü kaptanlarla tapçu kumandanı ve başçarkcı birer birer Draytın fu- zuli müdahale ve (ahakkümlerin- den şikâyet edince akçama doğru birlikte cay içmeğe gelen Drayta sözü çalımına getirip şöyle söyledi: — Yüzbaşım; remide disiplini tesisi için berkesin kendi vazife hudutlarını tayin etmeniz lüzım- dır. Ben, bu geminin kumandanı siz de müşavirisiniz. Çok rica e- derim. Bizden vatan müdafaası gibi büyük bir vazife bekliyen do- manmamıza hizmet hususunda bu edelim. Sir misa- muhafara ediniz. Emir ve kamanda işlerine karış- mayınız!. Drayt, süvarinin bu sörlerini yü- xünde asabiyet çizgileri belirterek ve rengi mosmor bir hal aldığı halde zor dinledi, Sözler bitince yerinden kalktı: — Bugün çay içmek istemiyo- rum! Dedi, kamaradan -ıktı. Drayt süvarinin kamarasımı ken- disine tahsis etmiş, Vasıf kaptanı mete mecbur bırakacak bir emri- waki ihdas eylemişti, Kaptan, sükünetle çayımı İçti. Sonra gemivi dolaştı. Drayt tara- fından işgal edilen kumandan ka- marasını bosalttırdı. Kendisi ora- ya taşındı. Alman zabitini de i- kincinin kamarasına nakletti. Drayt buna fevkalâde kızmış, Vasıf kaplanı hemen ertesi günü donanma kumandanlığına serkeş- likle itham ederek şikâyette bu hunmuş, Vasıf kaptanla görüşür- ken münasebetini düşürerek: — Bu gemide birimiz fazla ıs— rünüyor. Bakalım hâdiseler nasıl (2) Yüksek asker! şüra reisi i- iken bu sene vefat eden o:genmı Yakup Şevkidir. BUi cude getirenler bugün sağ olma - dıkları için şunu beğenmek, öteki- ni beğenmemek gibi davalarla ba- zılarını gücendirin gücendirme - mek endişesi de yoktur. Edebiyat tarihinde bu büyük adamlar az değildir. İşte mesclâ Lâfonten. Hakikaten büyük olan bu şalrin ©n kitabını baştan başa oku- mağa da pek ihtiyaç olmasa gerek. Fakat birkaçını okuyunca ha - yatı, oztırabı. küvvetlinin zayıfa, * kendinden küçüğüne ne yaptığını insan çok iyi anlar. Bunu anla - mak icin Lâfontene kadar mt gi- dilecek?, İcinde yaşanılan vekayi k yaştaki cocuklara da Lâfonten hi- kâyelerinden daha unutulmaz bir surette türlü acılıkları, çeşit çeşit hakikatleri öğretmedi mi?, Evet, fakat ıztırap cekenler dertlerini dil ile anlatmak — ihtiyacındadırlar. Kendilerine en yakın hangi şair varsa onu arıyacaklardır. Tarihle aztırap $-inde nice milletler gelip geemiş. Hem de öyleleri olmuş ki baskalarının aleyhine büyümek gibi ihtirasları hatırlarından bile gecirmemisler. Fakat günün bi - rinde bu milletler kendilerini is- tilâ altında görüvermislerdir. Lâ- fonten de meşhur hikâyesini ha | yattan ve tarihten almıs. Küci kuzu icin dereden rahat rahat bir ki muhal . ı kuzuyu töh- met altında bulundurmak için söz len mesele üzerinde w imiştir. Japonya üç sşene ınl“ kazş açtığı muharebede Çi dulari Şek kumandası ılluıdılu ©Ki mağlüp edemevin İi | ya volunun acılmasın! Birmanya y Yazan: AHMET ŞÜKRÜ E$ İnglltere ile Japonya arası (münasebetler, Birmanya vl’*“ kzetin mukavemet Karmak n ine silâh ve harp | geteine mâni olmaya çalışmak Hİ Cine dört yoldan harp gidiyordu: 1 .— Çinin kendi ilmanlarıni 2 — Sovyet birlizi topraklariF gdan; 5 — Çenüpta Pransaja tabi di? 'i | Hindiçini yolur 4 — Ve nihayet lnııımnt olan Birmanya volundan. — gl ponya Çinin limanlarını ünden bu yolları Mw Fakat Sovyetler, Fransa vt tereye tâbi olan mem'deu" geçen yollar açık kalmıştı. i sanın sukutundan sonra Hi >a yolunu da kanamıstır. Hattâ ? zamanlarda bu yolu —Yıponî'c' altına alarak bu cepheden ÇÜÇ karsı isarruza gecmeğe hamırliğ, maktadır. Sövyet volunun tılması için Javonya bugüNne 'J tesebbüste bulumnmamıştır. İnvillere Avrupada - Almanya İ meşgul iken, Japonlar bunü, fırsat telâkki ederek gv tazyik — etmişler ve üç av €/0 Birmanya yolunu da kapal lardı. Birmanya yolunu kl Uzaksarkta Japonya ile valnif , larına karşılaşmak istemiveli ’ gilizlerin, bu jest ile Japon .’ gmetini liyeceklerini ümit Jı Jeri anlaşılmaktadır. FİIM seler İngilizlerin tatrmin #ekilde inkişaf etmemiştir. « Birmanya yolunun knxılh'd | b KA masından ümit ettiği ar temin edemiyen İngiltere. gelecek haftanın sanunda karar vemmiştir. Bu Donyada büyük infial uy: 'Tokvodan gelen haberli Jasılmaktadır. Japonya, bU açılması tehdidinde kı—ııdl.dl:" İltihak ettiği üçlü p.kıuu v mak maksadını istih: H:;'* manevra sezmektedir. ’ İm'şglılcr. bu ııızvııl:d Japoniriğir kta Iltihak edeni üçlü pal n _j tikasına verdiği istikamel M döneceğini ümit y ponyanın bu hareketine KAf Faka yolun açılması şüphesiğ eevaptır, Fakat acaba Japon ıu.ı:,ı' tedbiri ne olacak? Janonlaf ; bambandıman edeceklerini Taklarmdan geçen kısmı mi, ” Birmanyadan geçen memektedir. Birmanya wfj bambardıman edil gececek demektir. Bu V Amerikanın Uraksatkta bİC sevirci kalacağı tahmin Ve Amerikanın Uraksark Üğy üdü Te buna bağladıkları AVfAPİ, bine de iştiraki demek 0l beri İngiliz diolomasisinin ©f ehemmiyet verdiği 'bir m*' karşı alınan bu tedbirin mektedirler. Fakat yolun bomabardıman sdilecedi İnsiltereye karşı askeri h'w liz - Japon harbine karst girişmesi, mihvercilerin Amerika ile işbirliği bir muştur. Eğer Japorya bü l derek İngiltereye karsi %'_ cak olursa, İneiliz dinlom! ü ileri gayesine varmış tır. Bununla beraber, İngiltereye karşı harek =" l çok şüphelidir. k_/ topraklarından ge ceni tonraklarından mn almalıdır. Hâdisenin W e üt , Kisaf tarzı bu olmakla ticoleri yalaız Uzaksarkâ 1basır kalmayın mücadelefiğ şeklini — değişti Birmanya ihtilâfı di! takibe lâyak bir Birimizin aplmizin D8 Talebe için tram ». çe sabahleyin üzere tramvayda DİF üvük bİZ Tabilmesi — büyük zıxmıdıramu.l“'f::/ semtinde mektepli ayni vaziyettedir. A“;/ tebe gitme saatin

Bu sayıdan diğer sayfalar: