20 Ekim 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

20 Ekim 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Yazan: İskender Fe SERTELLİ Cavit bey, kabinede Sadrâzamdan fazla sözü geçen bir şahsiyetti. Mahmut Muhtar paşa: Ca- vit, bu selâhiyeti kimden alıyor? D Sadraram: İbrahim Hakkı vasa Seyhulislâm: Musa Kâzım E - fendi (âyandan) Adliye nazırı: Necmettin Mol - | la bey (Kastamonu meb'üsu) ve Şüravı Devlet reti. | Harbiye nazırı: Ferik Mahmut | Şevket paşa (hareket ordusu ku - mandanı) Haricive nazırı: Rifat pasa (İs- tanbul meb'uslarından) Dahiliye nazirı: Halil Bey (Men- teşe moeb'uslarından) Malive nazırı: Cavit Bey (Selâ- nik meb'uslarından) Bahriye nazırı: Miralay Mah - müt Muhtar Bey Maarif nazırı: Baban zade İsma- il Hakkı Bey (Bağdat mob'usla - rından) Evkaf nazırı: Hayri Bey (Niğde meb'uslarından) Orman ve ziraat nazırı: Mavro- kordato efendi (âyandan) İbrahim Hakkı pasa (adil ve ihsan) politikası takip ediyordu. Siyasette ve dahili işlerde giddet taraftarı değildi. Oysa ki, meb'usan — meclisinde #ırkacılık ruhu tuğyan halinde i (İttihat ve Teral ayrılmış (Hızbı ceit) bir grup teşekkül etn sama rağmen kabine yine cekisi Ribi (İttihat ve Terakki) cemi den hükümeti idare ediyor, yaln:2 aradan direktif alarak yasıyordu. İbrahim — Hakkı paşa kabinesi s ve fikir birliği — bile Böyle bir canüs olabilirdi nazırı Mahmut Şevkot pasa (hâreket ordusu) kumandaı rürile h an n 'usu Lütfi Tarzında sözlerle alay etmesi, gün Mahmut Sevket paşsayı: Hareket ordusu her zaman Mahmut Muhtar Be — Artık ordunun rolü bitmis - ker yalnız — düsm t bekciliği vazi Divor ve Mahmut Sevket vasa- | nım görüşleri, kendi düsüncele - | rile daima taşruz edivordu. Bahriye Nazırı M: Beyin kabineden cekilm olacağım ittihatcıl kemut, Muhtar nede Cavit Beyin hemen hemen Sadrazamdan sonra sözü | gecen bir şahsiyet halini aldığını Görüyar ve: «— Cavit Bev bu salâhiyeti kim-| den, 'nereden ahyor?> çekinmiyordu. tün emeli Mah- Muhtar Beyi kabineden uz Mahmut Muhtar Bey des bu fikir ve görüş - avrılıkları karsısında o zaten istifaya karar vermisti. HUA DU MA PERDE ARKASINDA OYNAYANLAR? No. 6 ordu. dit) cilerle de münakasaya giriş- anek istemişse de, bunların başında sbulunan Cavit Bey onu bu müna- kasava girmekten de meneder gibi bir tavır takınmıştı. Bundan başka. ayni kabinede hariciye nazırı Rifat paşa da Cavit Beyin tahakkümü altına girmek Tn Mehmet Paşa istemiyor, hariciye işlerinde ken- di tecrübesine dayanarak calışı - yarda. Bu itibarla Cavit Bevle Ri- fat paşanın da arası şeker renk di. Cavit kurnaz bir adamdı, kabi- medeki mesal arkadaşlarının hep - sile - Mahmut Muhtar Bey müs- tesna olma* üzere - iyi gecinir ve maruf talâkatile arkadaslarını tes- hire çalışırdı. Bu kabinede Sadr: an sağ eli me n bir sahsiyet daha vardı: Da- nazırı Halil Bey, Şaşılacak şey! (1 inci sahifeden devam ) bizi her Türk müsllimine mahsos asli bir mezabetle karşıladı. Maksadımızın Akin kardaşleri görmek, onlarla komuş- | mak olduğunu öğremnce harir bir hay- retle: *— Ouları sizde mi duydumur?. de- di Sonra saatine bakıp ilâve ekti: «— Şimdi dendedirler.. Fakat on da- kikaya kadar çıkacaklar. Bekleyiniz. Olmaz ma? .» Ba küçük iotizar devresini reçirir - ken Mahir Saya tecribeli bir idareci Sesti, müsfik bir mualllm ahengile an- katıyordi MÜDÜR ANLATIYOR #— Otuz beş yüllik hocayım. Birçok yerler gesdim. Mülceddii — şehirlerde, mokdeplerde bulundum. Bası ikiz kar- deşler gördüm. Fakat hiç benlar gibi birbirlerine eksmen. ruhgn benriyetlere desıdüf etmedim: 586 Hayrülmisa Eris ve 687 Fahrül- aa Biz anlara kecca «İkizlerr diyoruz. Emoktar bir devlet enemurunun ço- cuklam ilan bu iktz kandesler birbirle- rinden bir daklka ara ile doğmuşlar. İlk evvelâ çehre, vedmi müşabehetile mazarı dikkati celbetmişler.. Pakat son- Te aylar, yıllar Ürleyince bu daş bera- beritginin içde de lamamen ayni oldu- Bu, ikisinin fikir, his, tabiat Itiba - File de müşlerek bulundukları hayrede anlaşılmaş!, Neş'e ve tecmsürleri de bir- müş! Asıl işin garibi, birisi burada ağ- Tasa, diğertnin de öbür odada bemen gözleri <nlanır ve ağlamağa başlar. Gü- lerken de. İLK KARŞILAŞMA Etrafla derin akisler yapan kuvvetli bir zil sesi müdürün sözlerimi en me- Taklı yerinde kesti. Taleboler demden gıklıklan biraz sonra B. Mahir önün- Gaki radya mikrafonile emretti: — #İkizlera Mdare odasına relinte!. Bu emrin boparlörlerle koca mek- tebin içinde çınlamasını takiben onlar idare odasındaydılar: — Emrediniz bay direktör?, Bariz bir hayret ve şaşkınlıkla on- ları seyrediyorduk. İkisi de bir cüsse- de ve bir Üpte idiler. Kendilerne pek yaraşan siyah önlüklerinin bembeyaz | yakaları hafif esmer yüzlerile taflı bir dozal teşkil ediyor ve iri siyah gözleri gibi manlazam burunları, ağızları, hatla — kanunun kaşlarındaki müşabehet — daha llk ba- kışla nazarı dikkati colbediyordu!. İki- | zinin de simsiyal saçları sanki bir ta- ranmıştı. Fakal sağdakininkilerin kıv- Yımlı biraz daba fazlaca beyaz yaka- sının üstüne düşmüş kalmışlılar. Wildür evvelâ hangisine hitap ede- | eeğini şaşırmış gibi bir saniye düşün- (adil ve İhsan) kabinesinde dah liye nazırlığı vaban Halil Be de kabinede Cavit fuzu vardı. F bususta C: n mal fırkanın (İttihat ve Terakk has sahsiveti d ir zaman fikir ve gö- ği yapamıyordu. (Devam İstanbul Levazım Âmirli- | | ginden verilen HARİCİ ASKERİ KITAATI İLÂANLARI 214 kalem 23,885 kilo hususl çelik kopol zarfin eks konmuştur. İhalesi 31/10/940 perşembe günü sast | e Ankarada M M. V. Hava | alma kömisyonunda yapılar Tah- min bedeti — 35,000 Jira ilk teminatı 2628 liradır. Eesaf ve şartnamesi ko- misyonda görülür. İstak'ilarin kanunt larile teklif mektuplarını İhale komisyona 1006 — 8520 dü. Fakat sonra görlerini bir meslek alışkanlığı ile soldakinin üzerinde do- Taştırıp ona dönerek: «— Falrlınisa., dedi, razetcel baylar izahat almak is- tiyorlar. Eğee İstersenir? .» R. Mahirin snaline onun me cevap vereceğini merakla düşünürken bu es- ada tahaf birşey oldu. Müdür henlz cümlesini — bitirmemişti ki; — kardeşi #İDİ ayni alâka He onu dinliyen öbürü, masum yüzüne daha yarasan hafif bir tebessüm ve kesik bir çığlıkla haykardı: — A, Bay müdür yamldınız. Pah- TümnİSa «ox değil; benim!. Ve sonra kar- deşine hilapla ilâve e$ti — Hayrünni- Ba hazl kırmazı ponpamun”, Onu sınıfla unultun gakba. Yakana tak da bay | müdür biri ayımanta SAYANI HAYRET ŞEYLER! Hepimizi hayretle güldüren Uk te- zadiifün bu Ük sahnesinden sonra sü- allerim üzerine Fahrünnia temlz bir ahenkle hayatlarını anlatmağa başladı e— Hayatımız mu?, İkimizin de ha yakı dek bir kmm yaşayışına benzer, İkimiz de ayni odadı, ayn saatte, fa- kat ayrı karyelalarda yatarız. Sabulı- leyin ikimiz de tam sast yedide uya- mırız, Elbiselerimlz, iç çamaşırlarımız, hattâ terliklerimiz bir elnsden yaml - mış, üçer kattır. Bunların hangisi han- | Fimizin olduğunu ardamafı Ytizum gör- meksizin her birlmiz önümüze gelen terliği. etimize reçirdikimiz — ehbise « yi giyer, beraber yıkanır, beraber kah- Her yemeklen sonra bir tatlı ve markasına dikkat MİSLİ 80 KURUŞ Cinsl Miktarı Karabük koku İlk teminatı: 176 liradan İhale: 31/10/1940 — perşembe 90 Tan 2 — Ek meyi görmel bariç Orn Muhammen bedeli (1500) (6/11/1940) çorşamba - gi ar binası Gabilindeki komiz tayin eti vesalkle | müracaatları lâz Bu işe ait şartna: vallı ederiz. Yemeklerimiz de ayni şe: ve ayni miktandır. Ben bir parça kı- Karmtış ekmekle peynir yersem Hay - rünmisa da omu islerli Demindenberi hafif bir baş eğişi ile kardeşinin sözlerini tasdik eden Fah- kardeşini — göstererek: «— Hayrtınnisanın sevdiklerini'» dedi. Ayni suali diğerine de lekrar ettim. e— Pahrünnsanın sevdiklerin vabını. verdi. Burada müdür de söze karıştı: e— İ- #in en garip tarafı her iki kardeşin de ayni* saniyede acıkmaları, ayni anda #usamaları ve het ihtiyaçlarmın da bir saniyede bistolunmasıdır. Bu yeksa- etmişlir. Görüyomunuz ya ne biri di- Herinden daha zayıf, ne öbürü daha şişmandır!.> «Sıhhale kelimesi hayretimizi bir kat daha artlıran bir hakikati öğrenmemize vesile verdi. İkisine — birden sorduk: «— Hastalhık çektiniz mi hiçte Hay- rünnlsa süce başladı: e— Evet. Pakat belki inanmazamız. Lükin dektorları- maza torup öğrenebilirsinir: Biz ikimlz birden hastalanırız!. Küçükken Fah - Tünnla kabakulak olmuşlu. Ben de ayni zamanda tutuldum. O kıramığa yakalandığı zaman ben do hastslanarak beraber yatağa düştüm. Kardeşimin başı ağrıdığı zaman benim de alrır ve yanar, 6 mlrap çekerken ben de inle- Fim ve hattâ..» Müdür genç kızm sözünü bir dakika için kastl ve bire: e— Şimdi asıl ba- kaklık anlara müsavi sıhhat de temin | enen bir yeri acıyınca benim de canım | HASAN| MEVVA ÖzÜ İNKIBAZI defeder İştahsızlık HAZIMSIZLIK, ŞİŞKİN- LİK, BULANTI veGAZ'e Karşı Faydası vardır ka- Mi yarım bardak u içinde kö « Pürlerek almabilir. Masan snine ŞİŞESİ 30, İKİ MİSLİ 50, DÖRT HER ECZANEDE BULUNUN. Orman Fakültesi Alım Satım Başkanlığından : Beber tonun maa nakliye Tutarı 1 — Büyükdere Bahçeköyde bulunan Orman — Fakültesi için — yukarıda miktarı yazılı Karabük koku açık arttırma ile alınacaktır. | e Maliye Vekâleti Beyoğlu Liseler muhasebeciliği | yukanda yazılı gün ve saatle toplanacak olan Fakülie alım salım komlayonu hu- evsaf ve — teşlim gartlarıni öğrenmek istiyenle- n Pakültesine m let Demiryolları ve Limanları İşletme U. İdaresi İlânları ira olan bir girmek istiyenlerin (112) Tira birlikte eksilime günü aati eleri komisyondan! | Muhammen fiyalı 26 dira, gast M de dairesinde (2022) adet cereyanı — mülenavip — elektrik kırk beşte Haydarpaşa- he üsülile satın alı- 0) kuruşluk mir dura Vo sonra saatine bakıp tallı bir sesle Fahrünnbaya işaret etti: — Bvet. Anlat kızım.. — Ve hattâ.. gerçi biz birbiriminden hiç ayrılmayız. Fakal bazan herhangi bir fabli meebariyetle ayrı kaklığımız | olur. O vakitlerde ben ağlarsam kar- devim zelince onun da çözlerinin ya- garmış olduğuna görür, sorumca; İki- Talzln de beraber all lduğumuzu anlarım ı — Ya gülerken? — Gülerken de öyle. Kederlerimiz ZİBİ, neş'elerimiz, — sevinçleriniiz de müşterektir. Miç ayrılmıyacağız biz.. Hayrünnisa susmuştu. Moktep mü- dürü garip birşey daha anlatlı: «— #İkize lerimizin zekâları da ayni ölçüde; çalışkanlıkları bile birdir. İlk mektebi ikisi de «pek iyir derece ile bilirmişler, 6 mesdan 7 inciye ayni not- Jarla geçmişlerdir. Bu yıl ise ikisi de eylül devresinde muvaffak olmuşlardır. BÜYÜK FELAKET Onlara son sualim: — Ya bir gün evlenirseniz?. | Oldu. Mesür daha hazalalrının oa | Gördüncü bakarını sürüy — riden maf, | KA <Ki in axo'tmç kaygusur yavrular birden halifçe kı- zarıp Çitrediler ve: «— Omu hiç düşün- medik bilet.r dedikten sonra mahaun bir safletle İlâve ettiler: — «Eğer istikbal bizl böyle bir hâ- dise ile karçılaşlırırsa işle 6 zaman fe- - || Hkel olur ve bedbalıtlığımız başlar gi- bi geliyor bizet> HALÜK CEMAL ÖMÜR SOB 'TTARSİTLE ALARI SATIS) OSMAN ŞAKAR ve Galala, Bankalar caddesi 30 - 47 'Tel. 42769. Beyazıt, Üniversit” No, 28 Kadıköy, İskele cad. No, 39/8 İstanbul Telefon Müdürlüğün İstanbul ve Ankara telefon müdürlüğü santral ve atel ıxını*._ 'den sanra diğer mericezlere tayin ve izam rin kanunl evsafı haiz gan'at mektepleri edilmek üzere musabakâ Z makinist, (3) adet elektrikçi ve (10) adet montör almacaktır- ariükderindi vene ÜŞÜ müddetince ellişer ve tayininden sonra altmışar lira Ücrel WW a ekktrik şubesi merumitf” öi ve müsabakaya girebilmek icin 21/10/940 kür telefon müdürlüzlerine evrakı müsbite Kuvvet İlâcı e pazartesi günü saat VW T ile müracast En kansız düşmüş hastaların az zaman zarlında iktişabi kuvvet etmeleri içli her yemekden #sonra bir Likör kadehi OLİNİUM LABARRAOUE kâhıdır. almaları En muannit sıtma nöbetlerine karşı dahi göyet mücssirdir. Zayıl has- talıkdan sonra kuvvetsiz, fazla çalışma- dan yorgun düşenlerin ve pek çabuk ünema bulmuş gençlerin, zahmetle inkışaf eden genç kızların Lohusalıkdan kalkan kadınların, ihtiyarlar, ve cerrep ve Pa kansız- ris Tıp akademisi tarafından Doposu: Golata, Gümruk sak. No. 36 Her Eczanede satılır. ODEON Yeni Çıkan Lüks Plâklar Müzeyyen Senar Ko. 270385 Ko. 270886 Ho, 270302 Ha 270391 Beste ;Şerif İçli. SUN DA İCSİN — Demir Kasa Salın alınacaktır. (Kasa) rumu- Kile 176 posla kulasu — adresine yazılması, ALAMAM DOĞRUSU DESTİ. EMELİ DERDİMİ UMMANA DÖKTÜM. ELÂ GÖZLÜM: Çanakkale filmindöh | — HOY BENİ — Mi ik: Sadettin Ki Beste. HÂLELİ GÖZLER — Bimmen SŞen TURNALAR — Beste, GÜL DERLER — Sadı n Kaynük- ATIUK, üdesi aĞ S Sariyer sular | kattan ibaret $ odadaf Tavi Ye büyük bahçeyi bavi VÜ af Ş ytarı akın bir ev sâtil lerin ayni eve YAVUZ SULTAN SELİM Halifeler Diyarında Yazan : M: No. 18 Umumen suvari bir düşman karşı karşıya kalacaktı. Toplar a- | teş ederek düşman süvarisini yere serecekti. Eğer düşman süvarisinden bazı- ları toplar hattını yarın geçmek is- terlerse zincir mânlasına çarpa - caklardı. Yavuzun bu tâbiye usulü şahe- serdi. Bütün gece sabaha kadar pa- dişah bu tertibat ile bizzat uğ - raştı. te Türk ordusunun — merkez tertibatı böyle idi. Bunlar hücum etmiyeceklerdi. Yalnız müdafaa | yapacaklardı. Ş SAMİ KARAYEL harebenin gidişine göre hareket et- mek üzere arkada hazır buluna- caktı. Ordunun sağ cenahını Anadolu askeri teşkil ediyordu. Bunlar A- nadolu beylerbeyisi Sinan paşa ile Karaman bevlerbeyisi Zeynel pa- ganın idaresinde hareket edecekti. Rümeli askeri Hasan paşanın | be kumandas'nda sol cenahta ahzi Mevki eyliyecekti. | Ve bu tertibat sabaha kadar ye- | rihe getirildi, İraniler ordumu - zun bütün gece sessizce yaptığı ük bir l /—harekâttan bihaberdi. Yalnız bizim askerin bü -— noksanı vardı: Düşman sskeri u- anumen wi idi, Muharebe dahi süvari harc- başlanacaktı. Ha'buki yo- lun uzunluğu ve yem kıtlığı se- bebile bizim tarafta atların kımuk danacak takgileri kalmamıştı. - Bunun için mühim olan ilk mi- sademede zuhur edecek bir uygun- süzlük büyük bir felâkele mün- cer olabilmesi muhatarası vardı. Sah İşmail, bütün emellerini sü- vari muharebesine tevcih eyle - mişti, Şah, Türk süvarilerin'n yorgı luktan, yemsizlikten ne halde o duklarını biliyordu Şahın mekohdı bütün kuvvetile yandan Rumeli âskerine vüklen - mekti, Diğeri İle de Anadolu ns- kerine baskın yapmaztı. Bu kolu Ustacboğlu idare ediyordu. Şu suretle yanlardan iki cena- hunızı zedeledikten sonra ordu - Muzun merkezi gerisinde birleşip ihata etrsekti. Yani, eniçerilere ve töpcülarımıza meydan vermeden işi bitirmek sevdasında idili Şah İsmailin plânı mükemmel- | 65 Sağ ve sol cenahlarımızı süvari kkuvvetlerile seri bir baskın sure- ak. Sanra, Türk | ardusunun gerisine düşüp mec - yade azab askerlerini muharebe etmekten menederek Yavuzla be- raber esir eylemekti. Sabah oldu. Türk ordusu başla- rında Yavuz Sultan olduğu halde apdest alıp namazlarını kıldılar.. Birbirlerine helâllık dilediler - ve muharebeye geçtiler.. 'Türk ordusunda yorgunluk fi- lân kalmamıştı. Şah İsmail Türk Ordusunun hücumunu görünce der- bal çizdiği plân üzerine harekete gecti. Kuvvetli süvarilerile ce - nahlarımızı teşkil eden Anadolu ve Rumeli askerleri üzerine yüklen- di : Ruemeli askeri Sah İsmailin gü- zide takımının şiddetli kücumuna dayanamadı. Safları bozuldu. ve Rerive ric'at ettiler, Rumeli askerine hücum eden bizzat Sah İsmaildi. Zaten o vakit. asker en her muharebede bu bozgunluğa uğrarndı. Fakat, Rumeli askerinin bir me- İ ziyeti vardı.. Çok - belerde kezde bulunan yeniçeri, sipahi, pi- | | bulundukları için tecrübeleri çok- | tu. Zor karşısında bozguna - bile uürasalar derhal hal ve mevkie karşı nasıl istifade edeceklerini bilirlerdi, Sinan paşa, askerlerini derhal toparladı. Sah İsmail Rumeli as- keri üzerine şiddetli bir akın yap- muşti. Lâkin, Rumeli askeri şaşıracak derecede perişan olmadılar. Mun- tazam olmamakla beraber birinci mevkilerinin gerisinde hemen ta- takım mevki aldılar, Bozul- mus aldukları halde kaçmadılar. Rumeli askeri (ikinci mevkile - rine girdiler ve harbe devam et- tiler Sah İsmail üretle tek - rar bir mukavemetle karşılandı. Yavuz, Rumeli askerinin geri - leditini görünce derhal hassa si- pahilerini imdada yolladı. Hassa sipahileri, Rumeli askers lerini takviye ettiler. Onlara cesa- ret verdiler Ustacboğlunun — bücumu — tıpkı | Sah İsmail gibi kuvvetli ve şid « detli oldu. İran süvarileri bütün kuvvetlerile Anadolü askerine yük- eti, rinin karşısında dayandı, muka- vemet etti. Yavuzun maksadı cenahlar tutunması idi. Rumeli askeri ik ci hatta tutunmuştu. Anadolu askeri olduğu- yerde direnmisti. Şimdi yapılacak iş Ya «yuz için kolaylaşmıştı. n Yavuz, cenahlarını ustalıkla ve yavaş yavaş geri çekilerek mer - kezde bulunan azap askerinin ter- tibi sırasına getirdi. 'Türk ordusunun cenahları düş - man önünde kademe kadame çe - kiliyordu. Azaplara doğru yaklaşı- | yordu, | Cenahlar azabların tertibi sı - rasına gelince; azaplar setrettik - leri topların önünden birdenbire sağa ve sola koşarak açıldılar.. Top- lar zincirlere bağlı olarak meyda- na çıkmış oldu. 'Toplar ateş üzarinde idi, Birden bosanan top eteşi sımsikı - olarak Türkleri takiben yakine gelmiş o- lan düsman saflarında âdeta de reler pefila etti. Yeniçerilerin, azapların da tü- fekleri ateşe başladı. Düşman un- | modığı bu ateç karçısında perişan | 1 nın söl w;î: necek derecede PiLA gi Düşmat tackoğlu birinci SAft n Tp tü. Başsız kalan şfâr* de perişan bir ””,ütî"' Bunun üzerine ç Şah İsmailin kelüüi a !ınınmw“pîuf)ğ | ederken bir anda y Yavuz Sah İSME çet 5) taraftan Mhatayl ”'hj ü , | istiyordu. Şahtı, lnnikı'm“f';î lmuş, kaçmı Şahin Kotu kalmiSbr y ah İsmail, t n"”j hal ile ümet dane tedakârlığile tten kurtaraDİK y edt Türk aşkerleri ğf”,# İsmaili esir edeCÜR çiyt Yavuzun muza* şf arlak İdi. z Dv;wı. meydan Gğef kazandıktan 51 bir sürette takiP

Bu sayıdan diğer sayfalar: