20 Kasım 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

20 Kasım 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—8SON TE HADİSELER KARSISINDA 0 MA BİR PİYES _EOMYISILE Şehir tiyatrosunun dram kısmında «Ayak takımı ara- sında» isimli bir piyesi oynu- yor. Bütün tiyatro münekkıd- leri: Herkes gidip görmeli, diye tavsiyelerde bulunuyor- Fakat, zaten, ayak takımı arasında bulunanların da gi- dip görmesi lâzım mı?. FAYAKKABI FİATLARI Eski dostumuz Salâhettin güngör, kundura - fiatlarının ateş pahasına oluşunu şu cüm- le ile ifade ediyor: «Başa çıkan ayakkabır Sağlam kundura bulsak, öpüp başımıza koyacağız. Fa- | kat, çoğu mukavvadan yapıl- | dığı için, yağmura karşı siper yazifesini de görmez. YALANCI PEHLİVAN Geçen gün, Şeref stadında pehlivan güreşi var, diye, milk- leti toplamışlar, paralarını a- mışlar.. Sonra, ne gelen olmuş me de güreşen.. Acaba, bu işte pahlivanlar gu yalancı çıktı; yoksa, ya- lancı - pehlivanlar mı bu işi yaptı?. KÜÇÜK HANIM YAVAŞ GEL! Selâmi İzzet Sedes, bizim gazetede! «Küçük hanım ya- vaş gell» isimli yeni bir ro- man tefrika ediyor. geçen gün: « — Yahu, dedim, küçük hanıma niçin yavaş gelmesi- ni tavsiye ediyorsun?. « — Monşer, dedi, kızca- ğız hızlı hızlı yürüse, papucunu çabucak eskitecek! Bu za - manda her ay başı bir papuç almak kolay mı?. AHMET RAUF Eczayıtıbbiye dolabı Geçenlerde denizyollarının Ka- dıköy vapurunda bir hâdise oldu. Bir adam denize düştü. Sonra kur- tar Fakat, vapurdaki - eczayi tıbbiye dolabı açıldığı zaman, has- tanın tedavisini yapacak doktlor- lar, hayretten donakaldılar. Dolaptaki iğneler kırık, bazı a- lât ve maddeler noksandı. Teabnda iki üç bin kişinin bin- diği bu vapurlarda, bu manzara hüzün verici değil midir?. BÜRHAN CEVAT Tahsin gibi, doktor Şükrü de iyi- iş okduğunu söylemişti. ile evlenmek! Cahidin ye- güne emeli, tek saadeti buydu. jaleyi geçen sene Adada tanı - mıştı. Emekli general Şerifin k- zıydı. Annesi Fatma çok sevimli, kendi halinde, kızına düşkün bir kadındı. Bir zamanlar hayli zen- Kin olan aile son senelerde düş » müştü. Kızlarını meydana çıkar - mak, ona iyi bir koça bulmak için İyi bir bayat sürmek meebüriyeti, ana babayı ç sene hazırdan da yemek mecburiyetini yükle - mişti Cahit bir sabalı jaleye: Son Telgraf'ın Edebi Tefrikası: 5 Küçük Hanım Yavaş Ge!! SELÂMİ İZZET SEDES RAF—-ZO0?incd TEŞRİN 1548 Tüccar aidatı azaldıgğından aidat bir miktar arttırılacak Ticaret ve sanayi odaları vari « aniz ticaret ve sanayi odasının rldatı da gecen yıla nazaran kısmen azalmıstır. Ticaret ve İki kâletlerinin. odalar varidatının arttırılması için tüccarlardan a - hnan yıllık aidatı bir miktar ço - Zaltmak üzere telkikler yaptık - Diğer taraftan Türkiye ticaret odaları kongresinin mayısta Anka- rada yapılacağı bildirilmistir. Ay- rıca sanayi odaları kurulmasından kat'i olarak vaz gecilmiştir. 'Tüc - | carlardan alınan «ticaret ve sanayi odaları» aldatının arttırılması işi | de mayısa kadar tekemmül elmiş olacaktır. Ai Halktan alınacak su paraları Adana ve Konya gibi büyük su işleri ikmal edilebilece! a | Jards halka tevzi olunacak sular- dan alınacak ücretlere ve dider hu- suslara ait bir kanun projesi ha- zırlanmaktadır. Bu nrojeyi Na - fıa Vekâleti sular idares! reisi B. Salâhattinin reisliğinde Malive ve | Ziraat Vekâletleri mümessillerin - | den mürekkep bir komisyon ihzar etmektedir. — Vizite ücretlerini arttıran doktorlar İzmirden bildirildiğine göre son arte günlerde mevsim hastalıkla: mıştır, Bilhassa grip ve n Jalaşmıştır. Diğer taraitan sehı mizde olduğu gibi İzminde de ek- seri doktorların muayene ücret « lerini arltırdıkları hakkında bazı sikâyetler yapılmıştır. . İlk mektep muallimlerinin aylık toplantıları S-'*nmildl binbirine yakın olan teplerin muallimleri: her lantılar icin; muallimlerden biri daha evvelden bir eseri okuyarak | etüt edecek ve ictimada arkadaş - Jarile hazır bulunanlara anlata - caktır. Bu suzetle hem müallimler veni eserlerden haberdar edile - cekler ve hem de okumaya teşvik dilmiş olacaklardır. —— Mısır Hükümeti mailarımız- dan az gümrük alacak Mısır hükümeti ile hükümeti - —miz arasında, buradan Mısıra gön- derilen ihracat maddelerimizir cuzca Masıra ithalini temin etmek üzere müzakereler cereyan ettiği haber verilmektedir. Bu haberlere göre Türkiyeden Mısıra gönderilen mallarımızdan | Mısır hükümetince hususi bir ta- rife tatbik olunmak — suretile az gümrük resmi alınacaktır. Nni alamacı Fransızlar yiyecek maddeleri istediler Bazı Fransız ticaret firmaları İz- mirdeki ve sehrimizde| ihraçat evlerine mektunla müracaat ede- rek her türlü gıda maddeleri satın almak istemislerdir. Yunan mahı İngiltere hü nın üzüm ve tütün mahsuli mamen ve iyi fiatla satın almal; karar vermiştir. Bu iş içcin Yusan bükümetl — emrine müyon Ticaret odaları varidatı! — HALK Fılezofu | Orta halliler İstanbul- da nerede oturacak ? İş adamları için, şehrin merkezi semtlerindeki ikametgühların iki büyük mahzuru var: İstanbulun | belli baslı birkaç neklasına top- lannış oulan yeni apartımanlarda kiralar aleş pahasınadır. Geçenlerde, inşası hentiz tamam- lanan bir apartıman müsveddesi- min, her biri eski konakların ap - desthanc aralığından daha Car dört odası için 38 Hira istiyorlardı. Eğer, bu apartıman biraz daha kerli ferli ve bilhassa kaloriferli ise, yandınız., Böyle bir dai sizden mutlaka 60 - 70 lira isti; ceklerdir. Şehrin merkezi semtlerinde di- iger ikametgüh tipi, eski maballe - lerin, dar sokaklarmda kâin, gü- nes görmez, ahşap, yıkılmağa yüz tatmus, dıııııılı ve kışın isitması imkânsız hanes lerdir. Sıhbatinize acıdığınız için bu- ralarda oturmak isinize gelmez, keseniz elvermediği, yahut, pa - ranıza acıdığınız icin de ölekiler- de oturamazsınız. Düsünür. —taşınırsınız, — şehrin merkezinden uzak yerde oturmak kararını verirsiniz. Bu vaziyette, her gün ya birkaç tramvay — ve otobüs, vahut bir vapur, birkaç tramyay seyahati yapmağa mec- bursunuz. Ba ise, mütevazı bütce- yeni bir vesaiti nakliye fas- Bu- bi nun ne olduğunu ise, bülün İstan- bullular bilir. Hulâsa, İstanbalda ikametçâh meselesi gittikçe ehemmiyet pey- da eden bir içlimal hüdisedir. Müs- takbel sehir plânını yaparken, a- çaba, işin bu içtimai ve bilhasa iktıtadi tarefı düsünülüyor mu?. AYA l KL CÜK HABERLER ketimizde an binden fazla falebe yetiştiren Kabataş lisesi mu - allimterinden Nevşehirli Mustafa Tev- fik dün gece velat etmiştir. e Maraştan manilstura #imak Ü- zere gelen bir heyet dün ticaret mü. ürlüğüne müracaat ederek şehrimizde en marul bir firmanın mal sakladığını ve kendilerine manifatura vermediğini ihbar etmiştir. & İçkili gazino, lokantalarla tiyat - rolarda çalışan bilümum alaturka ve alafranga çalgıcıların vesika almaları ve vesikasız çalışanlara müsaade edil- memesi belediye relsliğinden kayma- kamlıklara bildirilmiştir. & Askre gidenlerin silelerine yar - dun için para verecek mükallefleri tas- bit etmek Üzere her nahiiyede hahiye müdürlerinla relstiğinde - kom!isyonlar kurulmuş ve cetvellerin hazırlanına - #na geçilmiştir. & Sirkeci - Rami arasında fazla 6 tobüs işletilmesi hakkında belediye 0- tobüs komisyonu tetkikler yapmakta- dır. Şimdiki otobüslerin ihtiyacı kaz gılayamadığı hakkında — müteaddit şi- küyetler yapılmıştır. & Menilekette zoraki bir lâç buh. Tenı yaratmak istiyen bir türüstün mev.. cudiyeti hakkında bir eczacı hakkında gayanı dikkat bir ihbar yapılmıştır. Key- fiyet ebemmiyetle tetkik olunacaktır, * Pugünlerde ingiltereden şehrimize yeni mallar ve bu meyanda panıklu, yünlü mensucat ile olomobil — ilsti teneke, rugadır, kireç kaymağı ve saine gelecektir. 4 Bulgarlstan bizden balık almakta ve bunları konderve yapıp saklamak - tadır. İngiülz lirası tevdi — olunmustur. maddelerle bu 5 milyon sterlin itfa olunacaktır. ta biniyordu. Sabahları kordda, plâjda, akşamları tur yollarında bulusmğaa başladılar. Yalnız gezi- niyorlar, fakat herkesten ayrı yü- | Tüverek yalnız kalıyorlardı. Fakat | Cahit hastalığını bildiği için genç kıza karşı elinden geldiği kadar lâkayt kalıyordu. Ancak jalenin yanında derin bir süküt ve huzur duyduğu için ondan ayrılamıyor, arayıp buluyordu. ja- t dübl grne dür- bir göldü sanki, Jıle uzun boylu, ince, gi l Bâ- rışın, lüle lüle saçlı, ahü gözlü bir kızdı. Mahçuptu. Söz söylerken kulaklarına kadar kızarıyordu. Resme meraklıydı. Bir gün Mab Yunan firmalarının satacakları | 4 Disçi mektebinin tadris ve idare kadrösu gönişletilip $ kürsüden mü - zekkep bir enstilü vücude getirile - V cektir. —-a mızı olup resmini saklamış, Cahit ısrarla görmek istemiş, jale: — Ben sizin gibi bir ressama ka- ralamamı nasıl gösteririm!, Diye utanmış, fakat sonra son- ra çizdiği resimleri Cahide gös - termeğe başlamıştı. -Cahit genç kızın yaptığı resimleri tashih e- diyordu. İşte böylelikle iki ger birbirlerine yaklastılar, araların- da bir samimiyet başladı. Cabit âşaık olmuştu, jaleyi sevi- yordu.. İyi amma, ya tekrar hastalana - çak olursa?, İşte bu düşünce onü harap ediyordu. Bu garip hastalığın ilk gösteri- sini hatırlıyordu. Ön altı yaşın - dayken bir gün konsere gitmiş, bütün hisleri musiki ile heyocan- lanmıştı. Konserden çıkınca başı- na bir ağrı gelmiş, gözleri karar - maştı. Bir>e sonra söylediği sözler ev halkını şaşırtmış, o zaman sağ olan babası doktor Tahsin Şeli çağırtıp: - Oğulm çıldırdı mı? diye sor- müştü. Hayır çıldırmamıştı. Buhran üç dört günde geçti ve Cahit yinı ©5- topenin karşıdan görünüşünü ya- arken Cahit görmüş, jale k:pkur- elbziene. saldü szslkddiik ki, asıl Cahit oldu. Hastalığı teş- REŞAT FEYZİ| Kaldırılan trenler Öbür gunden itibaren sabah trenleri ve muh- teiit katar kalkıyor Ayın virmi ikisine tesadüf m öbür günden itibaren, mevsim va ahvali hazıra dolayıs ı voler trönlerinin seyrüsefer rılması — kararlaştırılıp bu sabah sehrimizdeki alâkadarlara tebll - gat yapılmıştır. Buna gö c her gün| saat 14,25 de va salı, persşembe, cu- ııerdk saat 10.05 reket eden avın ra | islediği gün - anava ve bil Ankarava acaktır. Bir türlü düzeltilkmiyen vaziyet Haliç vapurlarının vazi tiğı 15 b h 'ımhk ,nn.hn. idarenin varlyetini düzeltememiştir vakkat idarenin lâğvile Ha purlarının tamamen — beli devri istenilmektedir. ve MAHPKEMELER 'Tevkif edilen çivi muhtekirinin | muhakemesi YA sandık çivi saklamak suçile yakalandığını yazdığımız Sirkeci- de Mimarkemalettin sokağında 130 nurtarada Dalbur Karnik Yusul- t edilerek dürf 8 inci as- di ühakemesine buşla- nilmmistir. Tahkikat evrakından” anlaşıldı- ğına göre cürmümeşhüt şu şekil- «— Bende çivi yoktur. Hopsinl . Yenisini de tedarik edemi- yorum!» demiştir. Biraz sonra da Tesini memurlar gidip düki ramışlar ve 114 sandik çivi bul- muşlardır. Karnik dün mahkemede: «— Ben çivi yok demedim. Tahta çivim yok, dedim. Esasen ben top- tan mal satarım. Her perakende- €iye mal vermem!. demiş ve iki ka bir güne kalmıştır. Fidanlık müdürünün cesedi Dün Ortaköyde denizde bulun- duğunu yazdığımız cesedin Kırk - lareli Amerikan asma fidanlık mü- dürü 52 yaşlarında Hasan Fevzi Ülzene alt olduğu anlaşılmıstır. Bir hafta mesuniyetle ve silesile sehrimize gelen Hasan Fevzi, pa- zartesi sabahı bazı mübayaat için zevcesile sokada çıkmış, bilâhare refikası eve döl . Gece eve ıılıncv 'nce şüphe edilmiş ve ertesi cesedi bulunmustur. Hâdise- ııiıı bir kın olduğu anlaşılmıştır. his ettiler. Aradasırada bir vü - cutta iki şahsiyet yaşıyordu. Dok- tor Tahsin Cahidi tedavi etti ve hastalıjın geçtiğine kani oldu. Ca- hit yirmi yaşına kadar ayni buh- rana yakalanmadı, fakat yirmi ya- şında, üç sefer yine başına o ağrı girdi, yine gözleri karardı ve u- yudu. 'Tam üç kere, başka bir adam oldu. Bir kere, bu uykusundan uyan- dıktan sonra kalkıp — Avrupaya gitti. Orada iken her gün hatıra- Tarını bir deftere yazdı, resimler yaptı. Bu ikinci şahsiyetine te - gerrüt edip asıl Cahit olunca ha- tıralarını okudu, şaşıp kaldı. Bu hisler kendi hisleri değildi. Yap- tığı resimlere baktı, tanıyamadı. Bu resimleri yaptığını hatırlamı- Yordu. | " Cahidin ikinci şahsiyeti dina - | Baik, seri, haşindi; halbuki asıl benliği çak sakin, çok Mmunisti. | — Cahidin bu mülâyimliği jalenin hoşuna seti, onun sakin huyu a- | ieye Hilmat telkin etti. “Devamı var) ı | Karadenizle çevi rasında Kızildeniz bulunan Adalar No: 1 BİRİNCİ KISIM Meşrutiyetten sonra Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa muvazenesindeki mevkii 1327 ağustos - ağustos 1811 - yes ni bir inilâp hamlesile meşruti- torluğunun cn meşgul devrele - Finden biriydi, Oluz üç senelik mutlak idarenin ihmalile içeride ve dışarıda zayıf düyen, siyasetini ve idaresini mo- ordu ve donanmanın — tensikalile Uğraşıyor du. m asırdanberi Avrupa mü- e ehasta adüm- ismile anılan Osmeanlı devleti bütün e- hemmiy idazenin vLııııle kendisine - çeki, düzen vermeğe davranmıştı. a ki plânda gözöni hezi bülceden yaplığı bir fedakâr- lıkta donanmanın sür'atle kuvvet- lendirilmesine çalışmış, hom de teşkil olunan ordu ve donanma cemiyeti vasıtasile halkın severek yoptığı teberrüleri dananma iş - lerine serfediyordu. Henüz istiklâllerini kazan'Tları çeyrek asrı bulmamış olan Bolk; devlel'cri bile ken anavatan hudulları Ak ve i, toprakları a- denizinde, Ege denizinde adalara nanma hususundaki ibmali hay - retle karsılanıyordu. Mesrutiyetle birlikte İngiltere- den getirilen yeni talim hoyetle- rile personelini yetiştirmeğe baş- hyan Osmanlı donanmasının çok kuvvetli materyale ihtiyacı var- di. Fakat, deniz harp vasıtalarının dehşetli masraflarla meydana ge- #irilmesi, fukir bütçeli Imparatorluğunun hemen donam- ma işlerini bir anda başarmasına meydan vermiyor, halkın teberrü- atı, hükümet'n bahriye bülçesine ilâve etüiği fazla tahsisatla müm- kün mertebe kısa bir zamanda memlekeli müdufan edecek kabi- liyetle bir donanma meydana ge- tirilmesine çalışılıyordu. İlk ağızda Almanyaya, İngilte- reye, Fransa ve hattâ İtalyaya gün- derilen deniz heyetleri dünyanın bu en şöhretli deniz inşaatı mer- kezlerinde tetkikler yapıyor, gön- derdikleri raporlara göre nezare- tin vereceği karar bekleniyordu. Abdülâzir zamanında Osmanlı donanması materyal tübarile dün- yazlın birinci sınıf deniz devletle- rile boy ölçüşecek bir vaziyete soe- kulmuştu. Abdülâzizi YÜK AVRUPA HARBİNİN YENİ — MESELELERİ Arkası gelmiyen bir münakaşa Geçen bir yazımızda, Fransada karp mes'ulleri aranırken, pek ta- bil olarak hezimetin sebeplerinim de gazetelerde tahlil edildiğini yaz- mıştık. Alman gazeteleri de barp mes'ulü olarak muhakemelerine geçilen zevata ait davaya karçı a- lâkasızlık göst üi Nitekim Der Mittag gazetesi, Fransız gaztelerinin bazı neşriya- mahiyetinde fına ce olarak, hezimetin sebeplerini şöyle anla - tayor: «Fraasız hezimetinin hakiki sebepleri tarihin derinliklerine kadar uzanır. Framsiz milleti, u zun zamanlardanberi gerek adet- €e, gerek fizik yaradılı; itibarile Alman milletinden aşağıdır. Harp başlarken, askeri hazırlık bakı - mından da aşağı bulunuyordu. Hüsnüniyet sahibi her Fransız takdir eder ki, nasyonal sosyalist Almanyası, Fransaya bariz bir | surette müteveffiktir. Çünkü Ak manya yeni bir zihniyetten — ve daima tekemmül eden tekniğin - ea mühim rolü oynamıştır. 1940 Al - man ardusü yalkız bu sür'al fak « Hasta adam » ın çeki düzeni | yintiarıma zağmen ordü ve donaa- | lıh!ınnı ki veti ilân eden Osmanlı impara « | sahip olan Osmanlı devlelinin de- ı Yazan: RFAHMİ YAĞIZ | Deniz Fedaileri OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ ma işlerini ehemmiyete takip e- dişi İngiltere devletinin bile na - zarı dikkatini celbetmişti. Hinttâ Osmanlı imparatorluğuna sattıkları hazı harp cüzütamların- dan dolayı Armistrog llııı Abdülham'din talıta çık - çevirdiği dalavoreler bir ve donanma- uelp olmuş - 1877-78 | Osmanlı - Rus seferinin en faal devresi olmasına rağmen » bu bis | Tinci sımıf & ki İnce filostt sahildeki Ras nefer- Terinin tüfek ateşlerine maruz ka- larak bir mevcudiyet göstereme- Mmis, harbi müteakip de Abdülha- mit tarafından büsbütün ihmale terkedilmiş, zamanla çürümüş, ziyan olmuştu. Yine bt etuz üç senelik zaman zurfında Osmanlı hükümetinin donanma ile alâkası Hamidiye kruvuzörünün ve Mes'udiye zırh- Tısının mübayaasından ibaret bu- hunmustur. rallarla ortaya koyduğu sınıf donanma Haliçte demir üze- rinde bekliyerek paslanı 9, mua- gemi Siüdleki seti/ yönler buzda haline | | gelmişlerdi. Meşrutiyetten sonra donanma- Bunların buhar tarpi: kine, kazan aktamı, teçhizatı, hat- tâ parçalanarak bütün parcaları gemi insaatında — ve tamirlerde kullanılırdı. Fakat, bu gemileri lıyarak aksam ve teçhizalını müesseseler de mevcut Gerci Osmanlı imparatorluğun- da öledenberi sürüp gelen kuru- kuş sistemine göre 23 tane tersane mevtutlu, | söliniyi ziyaret eder. İ | ler mülâkatı. Arkat CBT « Serano Suner B' Yazan: Ahmet Şükrü 1 z a dan biri de daima bevi aliyet sahnesinin öü ederek büşeyler yaplf rünmektir. Aylardabi elkârı umumiyesi yen bir gidiş gelişler, ker$i yaretler serisi e mıelı'ı, tedir. Musolini Hitleri, bir seyahate çıkarak İ Sonra Peten ile müd gini « p n hanur. Tekrar bir MW andat Ve İspanya hariciye nafi | gönderilir. Bu siyareti Mihver matbnatı tarafmtüfi amrDA 5 jerin ” ya elkârı umumiyesine Tin ve şümullü bir ili"' olarak takdim edilir. Bugün iki hatıâ belki df Tet adamının uyı—"-" yız: Romanya Başvekili Antonesicu, Romayi ıl!*:'( tir. Dikkale ı,.k:n untn bu ziyareli, müstakil olduğu ııvl"â de debdebe ve tantanâ, Pilmiştir. Müsolini bEMİĞ yona giderek Anhn# İamış ve Romanya İ ler gibi mümtez şahsi safir edildiği Villa mıştır. ll İspanyel hariciye VE retine gelince; mal "w f rano Sunner, Berlini HL BİLA A, ziyaret etmiyor. !I göri kadar evvel dahiliye M'. f yine Berlini ziyaret | ziayretin siülmul — ve A hakkmda Alman ve İ";:)’ ._: tol hayli lııli'll mızlardı, B Herin ziyareti ü yahati etrafındaki/ şiSİTMĞGl Şi Şi ler de saburi köpüğü ı'*I ondan sonra da mih ğ yaretler ve uyıwk' meğe bastadı. Simdi Suner Berlini v horkes hakkında eldeğit KĞNf Bentrogun davetile viT tedir. guneti Gerçi İspanya, son M - retinden sonra Tanca Mi | ilbak etmiş ve İngilteft a Öol Ç rika İspanyanın bu ha | kındaki | memasniz / ü bildirmişlerdir. Fakal Te ne de Amerika, l'_ En büyükleri merkerde, Ka - sımpaşoda havuz tesisatını dahi havi bulunan bu tersanelerden İz- mit, Gelibolu, İzmir, diğer Ana - dolu sabilleri, Karadenizde Sinop, Bartın, 'Trabzon hattâ Basrada mevcut olanları da değil gemi ia- veya tamiralla uğraşacakç Yevcudiyetlerini idame et tiremiyecek kadar harap bulu- muyorlardı. Sonra; bu yemileri böyle parça- Tamak da başlı başma bir masraf- tı. Halbuki bahriye bütçesinin ge- mi satın almak veya sipariş fas- lında da büyük ihtiyaçlar göze çarpıyordu. Bunun için, Abdülâziz zamanından kalma hurda mater- yali böyle yeniden — masraflarla bozmak, parcalamaktan ise bunu satarak parasile sipariş işlerini genişletmek daha mülâyim — ve faydalı bir fikir diye telâkki olu- nuyordu. (Devamı var) kiyetinden istifade m kal- mamış, her sahada sür' tutan mükemmel bir ıııı- yon vücude getirmiştir. Fransa ve Fransız milleti âdeta kendisini nim bir atalete terket- miştir. Gerçi her Framsız fert e- larak ele alınacak olursa, gerek anlayıştaki sür'ati, gerek ahvale intıbak meziyeti - bakımlarından hiç şüphesiz yine fert olarak ele yaya ilhakına aleyhtar ifade e(mzmhlexdir. j giltere ilhaka değil, l kimine itirar etmektedir, ise, Tanendaki met heribi rar görmemesile ali galip ihtimale göre, e barpten sonra Tetll yöl mintakası içine l Taz etmiyeceklerdir. BU zaran, mihverim Tanctli ya hediye etmiş hir tAYE S1 ne derece yersiz da bunu mihver d | şedilmiş bir hediye bu yüzden ıııîh:. 'ı yminnet hisel bEİSGMİĞ ıonedııhıı-i 'ııııı üeü iddin etm:lloıı mişlerdir. ve birçok x.& eder, Herhalde almacak bir Almana faiktir, Bu hakikati teslim etmekle, kendimizi alçaltmış olumuyoruz. Fakat Al- manyanın orcanizasyonu ve reji- min ona verdiği hamle, Fransanın parlâmento rejimine karşı, Alman- yaya gayrikabili itiraz anvantaj- lar temin etmiştir. Her Alman ken- disine bir hayat sahası fethetmek gibi geniş bir dinamizm içinde ye- fişmiştir. Halbukl Franst muha- fazakâr ve maddi, manevi, fkri, her sahada kendi talihinden mem- nun kalmıştır. Alman ise öğren- mek, yeni memleketler bilgisini arttırmak istemiştir. Fransızların tanınmış adamla - rından Pol Moran Fransayı şöyle tarif eder ve der ki: «Fransa, bü- tün Avrupanm kendisi le alâka- dar olduğu, fakat kendisinin Av- rupa ile hiç alâkadar olmadığı bir memlekettir.. Almanların bu mütaleaları kar- şısında ise Fransızlar, hezimetim sebeplerini hâlâ bir muamma şek- Jinde görüyor ve bu sebepleri e- Tramağa dovamı mihver ııııbııuı'“’ bi büyük siyasi n'"p' ortada hicbir sebeP _“ yaret mihverin rizm serisinden yanın harp kal nin değişmesi beki cektir. O gece Yi pılacak baloda, v"",".::j" lişine saat 3330 d8 dürü B. Nejat Kent D, istifası kabul olv’*";_ we | mum mi n Medıuvlî-l'-

Bu sayıdan diğer sayfalar: