3 Nisan 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

3 Nisan 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fohamet kendin ıbeemmlı ga - rip ve hercal bir kadındı; Lâkin uysal da bir hali vardı. Uzun ve kıvrak endamı, nefis gözleri gö - lardan biri de Kemaldi. Onu her mekleri boşuna gidiyordu. Yazın —Fehamet Suadiyedeki köşklerine gitti. Etrafındaki Aşık- lar arasında kâbbleri tutuşturan bir alev gibi oradan oraya geçi - yordu. Kemal de çok düşündü ve yekın bir yer tuttu. Fakat Feha- meti âşıklar ordusunun ortasında gördükçe ıztırabından ne yapaca- ğını şaşırıyordu. Biğgün bir sürü genç kadın ve erkekle birlikte yürüyüşe çıktılar, ta Çamlıcaya kadar gideceklerdi Yelda, oldukça sarp bir yarın ba. şında Fehamet parlak ve güzel bir taş göndü. Hemen gözlerini oraya Çökerek yüksek sesle: — Ben cesur insanları pek se - verim! diye, şuh bir eda ile söy - lendi. Bu sözü duyan Kemal bir ham- lede oraya doğru seğirtti. Haya - tanı tehlikeye koyarak sevdiği ka. dının arzusunu yerine getirmeğe muvaffak oldu. Fehamet taşı ah dığı zaman, mükâfat mahiyetin - de elini delikanlıya öptürdü. Le kin taşı evirip çevirdikten sonra moya girdiler. Kemal bir köşeye gekilmişti. Cazband her yeni hava çakdıkça Fehamet kavalye değiş . tiriyordu. Bir defacık olsun Ke - anali aramıyordu. Nihayet onu ha- tırlamış olacak ki yanına yakla - garak sordu: 'Müessir bir Aşk Menkibesi,.. KORA KIVIRCI darile münasebetini, odalık satın Eibi gülünç âdetleri, Abdülhamid i Cumhuriyet neslimize bir ibret SERMET MUHTAR'ın sinema Yıldızlarile çevrilmiştir. Bu müzakere o kadar güzel ce- yeyan etti ki, ikl taraf arasında yyalnız sulh aktedilmekle kalma- d, Midilli ve Fuçada mahsur ka- dan Cenevizlere karşı da imdat gönderileceğine dair vaitler a - hındı. Saruhan oğulları yirmi dört ge- roi ile imparatorun yardımına gel- diler, Aydın Beyi de oğlu Umur Beyi otuz gemi ile gönderdi. Bu Türk kuvvetleri, Lâtin do- nanmasını tamamile mağlüp et - renleri cezbederdi. Ona dişık olan- gördükçe Fehametin alâkasını cel- betmeğe uğraşıyor, fakat bütün e. nihaye: dayanamıyarak Fehamete| müstehzi bir tavırla fırlatıp attı. | Akşam döndükleri zaman gazi- | 'Teshir eden Şarkı ve danslar... — Harikulâde ve Zengin Sahneler. ve Sinema Fezası içinde Yıldızlar Kraliçesi MARİKA RÖKK ŞARK Sinemasının Barün Matinelerden iübaren Göstercceği Süper Füminin Kozlarıdır. garelerde yezler numaralıdır. DİKKAT: BUĞÜN MATİNELEKDEN İTİBAREN Şimdiye kadar yapılan filmlerin en güzeli EĞLENCE - NEŞ'E - KAHKAHA İstibdat devrinin gülünç âdetleri, cahil bir paşanın dalkavuk- ESERİ. Memleketmizin en sevdiği Fevkalâde saz heşeti — Nefis şarkılar. Yakında SÜMER ve TAKSİM Ş Son Telgrafın Tarihi Tefrikası: 26 TUNA BOYUNDA —— Yazan: M. SAMİ KARAYEL Hükümetin idaresini ele ılıcıklırdı' Haırl bir kaza =F Yazan: FAİK IIRGMEN:I — Neden dans etmiyorsun ? W — Biraz yorgunum da., — Bak güzel bir tango, haydi kalk! Tatlı bir ümide kapılan delikanlı hemen yerinden fırladı. Lâkin he- met durzrak: — Maxlesef azizim seninle dans | edemiyeceğim, dedi, hasta gibisin! | Kemal bir sabah plâfa giden şak- Tak bir allenin gürül!” le uyandı. Kafilenin ortasında Fehamet - bir Kraliçe gibi sağa sola buyruklar sâvuruyordu. Çılgın gibi kıvrandı durdu; ve bermutat çabucak gi- yinip onların bulunduğu — tarafa bir sersem gibi koştu. Lâkin an - sızın ne oldu, birden yere düş . tüğünü hissetti Telâşla arkadan hızla gelen bir otomobili duymamış ve şoförün bü- tün manevrasına rağmen kazadan kurtulamamıştı. Hastanede kaldığı iki hafta için- | de kalbi de iyileşmiş ve kafası da | muhakeme kabiliyetini tekrar ik- tisap etmişti. O zaman, Fehamet ayarında, cemiyetin hürriyetinde sade bir parazit daha doğrusu bir hastalık mikrobu misillü yaşıyan | kadınlar muhabbete değil, hatta | nefrete bile lâyık değillerdi. Yerli Pürolar İnhisarlar İdaresi, tamamen yer- Hi tütünden olmak üzere büro ima- line başlamıştır. Bunlar yakın « da «Toros» püroları ve «Esmer> sigarillosları namile piyasaya çı- karılacaktır. Püroların tanesi 10 ve sigarillosların 4 kuruşlan satır lacaktır. Meftun edici biz Muzüx.... ÜN TERRI K PAŞA alma safbalarını, talâk, hülle in celâlet ve vehimlerini, şanlı levhası gösteren şaheser. ORDULARI | | | #amimiyetelerini arttirdi. Umur Beyle Bizans arasında daimi bir rabıta hasıl oldu. İmparator Andranikosun velatı (H. 748) bu samimiyete asla ba- lel getirmedi. Andranikosa oğlu, on yaşında Yuanis Paleologos ha- nüz dansa başlamışlarken Feha. | | | altında, yarı müstakil bir devlet ola-. | larâ sevketmiş, fakat Sultan Hamidin | dırmak istiyen yeni Hidiv, Lord Kro- | metlerini sünmak için İstanbula gelen | . bar Paşâ kabinesini RW'E enmx ğ Meşhur Simalar Eİ Mısırın son Hidivi : 1874 te Kahirede doğan Âbtas mi, Hidiv Tevfik Paşanın büyük oğ- Tudur. Tahsilini Viyanadaki — meşhur 4Thereselanum da ikmal etmiştir. Hes | nüz genç yaşında iken, babasının 1402 de vukubulan irtihalini müteak:p, Bul- tan Hamidin bir fermaniyle Hidiviyet tahtına oturmuştur. Malüm olduğu üzere, vaktiyle <Os- manlı Ağrikasır namiyle yld edilen ve Taralblusgarp VilAyeti ile Bingazi San- cağını teşkil eden ülkeler meyanında aMzar Hidiviyeti> de Babiâliye bağlı Dir eyalet şeklinde idare edilirdi.. Os- manlı — İtalyan — harbinden — sonra Tarablus de Bingazi İtalyaya terkedil- diğinden, Osmanlı Atrikası yalnız Mi- Sıra inhisar etmişti. Bu vaziyet 1914 Cihan Harbine kadar, bir takım siyasi #afhalar geçirerek, zmnen muhafaza e- dümiş ve Hidiviyet, bu tarihe kadar gesmen Osmanlı İmapratorluğuna mer but olmakla beraber, filliyat sahazın- da İngillerenin himaye ve — koantrolü Tak mevcudiyet göstermişti. Geçen asırda İngilizlerin Muzır işle- ziğe karışmaları ve askerce işgal et meleri dolayısiyle zuhur eden bu vazi- yet, bir taraftan Avrupa devletleri e hıımırvıı. diğer taraftan Babılli ile Foreingn Ofis'i bayli çetin münakaşa- «İdare! maslahat> politikası dolayısiyle bu garip statüko'yu kabulden başka bir şey yapılamamıştı.. Hidiv Abbas Hilminin ilk leraatı, vergilerin bir kısınanın tenzili ve bu su- retle biraz rahata kavuçan halkın sem- patisini kazanmak olmuştur. Siyaset bakmından, İngilterenin ve- sayetinden kurtulmak ve kontrolü kal- mer'e karşı diş geçirememiş ve statü- Ko'nun muhafazasiyle boyun eğmiye ve İngiltereye mutavaat edeceğine dalz #öz vermiye mecbur olmuştur. Saltanalının ilk senesinde Sultan Ha- mide ilk ziyaretini yapmak ve hür- Abbas Hümi, Padişah tarafından fev- Ködiv İsmali Pağa devrinden - kalan İ, bir an'ane vardır ki, 6 da başta Hidiv olmak üzere, bütün Mısır Prens ve Ta, Kahireye dönerlerdi.. Sultan Mecit, Aziz ve Hamit devirlerinin ihtişam ve debdebesine birer misal olan; ve bu- Kgün ya büsbütün yıkılmış veya debrin tahribatına uğramış olan ba muazzam | ikametgâhların izlerini, Bebek ile Ye- | niköy arasında bulmak kabildir... Bunlar meyanında Validel Hidivin | Bebek Koyundaki (1) güzel sarayı ile Ahııllıımlnlnııpuıdıncınuıluuı-[ tündeki şahane köşk (2) o devrin sal- tanatını yeni nesle nakleden dilsiz ve gansız İki büyük şahittir.. . İngiltere ile olan ihtilâflarını gün- den güne halleden Hidiv, 1095 te Nu- azlederek yerine İngiltereye daha meyyal Mustafa Fe- himt Paşayı getirdiğinden, Londra ile arası büsbütün iyileşti ve tablatiyle mevklini tarsin etli. Bununla beraber, Abdülhamide karşı da eski sadakat ve hürmete devam etti. Siyaset icabı, iki ye olan bağlılığını İspattan geri Kal- Umumt Harp patladığı vakit İrtan. Abbas Hilmi Paşa Hayatı, saltanatı, serveti ve ha- sisliği ile tanılan adam Yazan: HİKMET NİSAN tesddit ve mükerrer davet ve memle- ketine avdet tavsiyelerine rağmen Ka- hireye dönmediği gibi, o vakitki Türk - Atman siyasetini de tasvip ettiği anla- gıldığından, Misiri tamarnen işgal et- miş olan İngilizler tarafından Hidiyli. #ine nihayet verilerek, yerine İsmali Paşanın büyük oğlu Hüseyin, «Sultan> #avaniyle Mısir tahtına geçirlldi. 19 yaşında Masır Hidivi olup yirmi Gört yıl saltanat süren Abbas Hilmi Poaşa, bu süretle tahttan uzaklaştırıldı. Fevkalâde mühim bir servete sahip o- lan, Ve hesabinı pek iyi bilen sabık Hi- div, bu feragaline mukabil İngilizler. den dört mülyon Misir lirası alarak memleketindeki —emlâkin bir kısmını onlara terketli, Abbas Hilmi Poga, bugün, sabik ve lâhik biz çok hükümdarların en zen- ginlerinden sayılmaktadır. 1915 yılındanberi herkes gibi hür ve her türlü teşrifettan uzak yaşamakta, Viyana, Paris, Cenevre ve Kan arasın- da vaklini geçirrek servetini muhtelif süretlerle işletip günder güne tezyit etmekledir. Denize ve denizciliğe mera- hi vardır. «Nimetullah>r ismindeki büyük yatı ile ber sene Kan ve Monte- karloda kışlaf. - Hasisliği “meşhuru â- Jemdir... Kan'da bulunduğu —zaman beni bir öğle yemeğine davet etimiş ve yemek asnasında, O vakit yanında — vekilharç #fatiyle bulunan Andon Köçsoğlu'nu, yfak bir hesap yanlışlığı yüzünden bir çok tekdir etmişti.. Şunu da ilüve'ede- yim ki, geçen 1936 yılına kadar Abbas Hilmi Paşa, Misır tabiiyetini kabul et- mediğinden, Türk pasaportu ile seya- hat eder, Nimetullah'ın - direğinde de 'Türg bayrağı dalgalanırdı.. İşte, sabık. Hidiv, yirmi beş seneden- beri, vaktini seyahatle geçirmekte, za- ati zaman Ve mevsime göre, güzel yatının rotasını değiştirerek diyar di- yar gezmekte ve hayatının sön yıllarını yavaş yavaş doldurmaktadır.. F u TELOÖNMKE 4X Plâkları her yerde Yeni KARUZO; GİNO LUGO Bu Akşam L Â L E Sinemasında . D | .-" . Sevgilimin Sesi Skala de Milano'nun göz kamaştıran salonlarında gevrilen — ve mıh.w-wuuiddııhul—uiw Amerika'nın | | Londra Sefiri Bundan bir müddet evvel, mün- hal bulunan Amerikanın İngil re sefirliğine kimin getirilece l Amerikada elkârı bayli meşgul e- | diyordu. Bir gün Cumhurreisi Ruzvelt gazeteciler konferansın - da müjdeyi verdi: — Amerikanm Londra sefiri ta- yin edilmiştir. Fakat kim olduğu- nu söyliyemem, Hattâ kendisi bi- le tayin edildiğini bilmiyor. Bunun üzerine 200 gazeteci bu sefirin kim olabileceğini anlamak | için, Vaşington mehafilini allak- bullak ettiler. Ertesi konferansta Ruzveltin kâ- tibi gazetecilere küçük bir mot verdi. Bu notla Landraya Con Vinantın tayin edildiği bildirili - yordu. 200 gazeteci nasıl bunu akıl & demediklerine hayret ederek, saç- larmı yoldular, Con Vinant Cumhurreisinin sar mimi bir dostudur. 1928 şenesin- de şahsi prestiji dolayısile Cenevre- deki beynelmilel mesai bürosunum | direktörü olmuştu. Başta Ruzvelt olmak üzere bütün Amerika, Av- Tupada bir Amerikalıya gösteri - len 151 teveccühten san derece mü- tehassis olmuştu. Con Vinant 52 yaşındadır. Ha - yata biz çiftlik satın almakla a - tılmıştır. Burada yabani atları ter- biyeye uğraşmış, bir çok defalar attan düşüp kalkmuştır. Köyde muallimlik yapmış, talebesine kendisini sevdirmişti. Geçen u - mumi harpte mektebi ve çiftliği bırakarak, Fransız cephesine git- miş, pilot olmuş ve bir avcı tay- yaresi filosuna kumandan tayin edilmişti. Yirmi tayyare düşüren Vinant harp bitip Amerikaya dön- dükten sonra, bir gazetenin başı- na geçmiş, petrol aramağa kalk - maş ve bulmuştur. Topladığı servetle kereste tica- retine girişmiş ve kazancı artmış- tır. Vinantın Amerikada çöhreti, en olmadık ticaret işlerine cosu- rane girişmesi ve muvalfak ol - masıdır. Nihayet Vinant Amerikanın i- daresi en müşkül olan Hampşayr valiliğine seçilmiş, burasını mü- kemmelen idare ettiği gibi, üç ke- Te duha ayni makama intihap © MİSAY 1be Bu akşam gün battiktan : ra yalnızca sizin eve gelil — Gel, gel arkadaş dedi, gel de | seninle şurada mertçe, fakat dest- ça bir dertleşelim!. h Balyoz, sözde yiğitliğe leke sür- mek istemez gibi görünerek: — Geldik iştet, Dedi. — Geldinse, geç göyle otur ba- kayım karşıma!, Balyoz, koltuğunun altını yek- :ıı-ık Müstafanın karşısına çök- — Ey hoş geldin!. — Hoş bulduk amma... — Amması mamması yek.. Mer- haba!, — Merhaba!, — Ey nasılan bakalım?. — İyiyiz hamdolsunt, — Allah iyilik versin! - Amin amıma... — Ne demek istiyorsun yani. Burya ne demeğe geldin, beni ne diye buraya çağırdın”. — Seninle ahbap, dost cımıya!, Balyoz, yine koltuğunun altım- daki saldırmayı yoklıyarak: — İnanayım mı?, cık insanlardan değildir. — Urğildir de ne diye benir döstünm alıp kaçırı — Serin dostunu ıııp ıııplı sa mübareği salataya doğzuyıp ye- medik yat, * — Öyleyse nerede şimdi bizim - ki?, — Kvdet. — Hangi evdet, — Bo'm evde!, — Benim destumun me İşi var sizin evde? — İşi olmaz olur mu? Benim «- macığım yeni öldü, kendim bekâ- zımı, kimim, kimseciğim yob, © gimdi kaç hündür evde benim ye- meklerimi pişiriyor, çamaşırları - mu yıkıyor, yatağımı seriyor. — Yatağını mı seriyor?. — Evet amma, sade o kadar, ya- tağımı seriyor, ondan sonra © çe- kiliyor. kendi odasına, ben de ya- tıyorum uyküyâl, — İnanayım m?, — İnan delikanlı inan!, Biz he- Iâl süt emmiş insan evlâdıyız. Biz- de yalan, dolan yok. Vükın ben de gürbüz ve gümrah bir delikanlı- yam, bir genç kadın karşısında be- nim de bir takım duygularım e- hur, Fakat benim hayalımı kurta- ran bir kadına karşı ben o duy - Türkçe sözlü ve Şark efsanesinin en güzel, xengin #htişamlı saraylarda çevrilen BİNBİRİNCİ GECİ) Müzik ve yeni|Yeni şarkıları garkılar SADETTİN KAYNAK NÜREDDİN | İmparatorun validesine bin tür- | lü bühtanlar anlattılar, Kanta - kozinosu vatan haini telâkki eyle- diler, Kantakozincs ise, o sırada Ru- melideki bir isyanı bastırmak için 'Dimitokada ordunun başında bu- kunuyordu, Kantakozinos, paytahlla aley - hinde cereyan eden hâdiseleri ha- ber alır almaz, imparatoriçeye a- damlar gönderdi. Maksadı sada - katini ve fedakârlığını anlatmak- &. Fakat, Kantakozinosun adamla- zını Apokavkos daha yokdalar i - ken yakalattı, ellerine kelepçeler vurdurdu. Kantakozinosun anasım, baba - mını ve oğlunu tutturdu, malla - v zaptettirdi. Bu Kendisini imparatorun — saltanat geriki ilân etti ve Edirne üzerint yürüdü. Apokavkos bu havadis üzerine, idareyi eline aldı, düşmanını dur- durmak için lâzım gelen tedbirleri almıya başladı. Bütün zadegân Kantakozince te- Taftarıydı. Apokavkas her tarafa bhafiyeler yolladı. Ahaliyi Kanta- kozince aleyhine kaldırmak ı.ı.. elinden geleni — yapmaletarı durmadı. İmparatorlukta ıııuıı. bir dahili harp başladı. Apokavkos bütün tedbirlerinde muvaffak oldu. Kantakozinosun Edirneye kamşı hareketi kâmilen durduruldu. Selâniğe karşı yaptığı hareket de ayni muvaffakiyetsizliğe düçar oldıı. Xıntıhıdmnıu ı!.lnde yal Sırp Kralının gayet vâsi fütu - hat emelleri vandı. Maksadı, Bi- zans enkazr üzerinde bir impara - torluk tess eylemekti. Kantaközinosun teklifini der - hal kabul etti. Fakat, imparator- Juktan alacağı şehirlerin kâffesi ikendisinde kalmak üzere yandam Kantakozinas bu teklifi redde- =ı-uıuma—dew.ı.ı Biraz sonra, kral hakikaten ha- marlanmıya başladı. Fakat ne zaptotdiyse muhafaza etti. O suretle ki, Apokavkos ken- di ıdare etmek istediği âmparator- duğu bu süretle inkısama uğrat - meş oldu. Keza, Bulgarlar da Kantakozi- nosa yardım etmek bahanesile Di- bulda bulunan ve eşasen ir oe İlâvetem En son gelen Türkçe (PARAMUNT JURNAL) yasetle İwııe:yı uı:ı::" eç Numaralı yerlerinizi evvelden kapatmanızı rica ederiz. Tel: 43595 Abbas Tiilmi, Londra hükümetinin mü- < Kzza o ——— « —— eee — — | &ı, sarayın Apuhv- amele Kantakozinosun bütün dost- | nız bir Dimetoka kaldı. mnitokaya doğru yürüdüler, kostu. Patrik de onunla beraber | larını kızdırdı. Anaşı mahpusta | - Bu ufak muvaffakiyet üzerine, w...g._ü,,.d.,_,.:: olmuştu. Her ikisi de imparato - | öldü. Kantakozinosun taraftarları | Kantakozinos dışardan da imdat eylediler, rün çocukluğundan — bilistifade, | kedisine müracaat ettiler, impa- | almıya başladı, Zevcesi İmpara - Kantakçginosun İşi 4 bükümetin idaresini kendi ellerine | ratorluğunu ilân etmesini teklif | toriçe İriniyt Dimitokada biraktı. | ya haşlamıştı. Hattâ, cw"m_ almak istiyfrlardı. €etfiler. Kantakozinos bir müddet | Kendi, Sırp Kralı İstefana müra- kaybetti. O sırada idi ki, Dimito- Nihayet Kantakozinos aleyhinde | tereddüt etti, nihayet razı oldu. | caal etti. Sırplardan imdat istedi. anlaşıldı. Aydın oğlu Umur Bey, Kantakorinosun müşkül vaziyet- te kaldığını duyar duymaz imda - dna koşmuştu. Ümur Beyin maiyetindeki kuv- vet gayet mühimdi. Aydın oğlu ç yüz seksen gemi fle Ebros yani Meriç mansabına gelmişti. Ge - milerde yirmi dokuz bin kişilik 'Türk kuvyeti vardı. İmparatiriçe İrini, müt- tefikinin geldiğini mnuı bütün zadegânmı, zabitlerinin en güzidelerini karşılamıya yolladı. Heyet, ayni zamanda yüz de at Bit yordi İmparatoriçe, ahvalin gayet ge- Na gitmiş olmasından dolayı an - Bekti Musta Yazan: OSMAN CEMAL KAYG No: guları yenmesini bilirim. — Senin hayatını kurtali) , — Ne sandın ya, beni mu kurtaran yal, Yoksa tan o muşmulaları yuttı ki de dayaktan öbür dün; Tamıştım!. - — Sen ne söylüyorsun Mustafa Salmatomruktafi € takhanede olup bitenleri rer Balyoza anlattıktan — Bu akşam, dedi, işinli bitirdikten sonra kalk, bizim eve gel, bizim ev K sofyada, kale dibindedir. ç Bekri Mustafanın evi di sorsan sana gösterir, Gi ŞA KUKT kendi elimle texlim 4 AA do aa Fakat rica ederim, birli) ceğin arkadaşın, yahut arl mın © gece Maltızlının n sindeki gibi insana kahi dan ve yandan hücum ten ve sulu takımından © zaman mesele yine o gefj * döner, yine ağrımızın ve belki de elimizden bir çıkar!. İyisi mi arkadaş, 4 güven, ben katakulli, kâ bilmiyen bir insanım., SAf | ve yürekten söz veriyorum! | den sana bir fenalık gelmet| | istersen sen evini bana tat t hatunu alıp bu akşam sizit € | leyim!. ; J| J , Balyoz yine biraz di sonra: — Sana inandım dedi, ben bu akşam gün battıkt sonra yalmızca sizin eve x Büyük bir insanlıt| hazin bir tab! | — Sor bakalım dostuna,İl | geldiği gündenberi acab line değmiş mi?. — Hacet yok, mesele #fE || — Fakat delikanlı, | miz, öyle insan yürekli, &£ - bir dostun var ki!, TAYFUR cak bu kadar at gönü Ayrıca mazeret makamın! etmişti. Umur Bey, imparatriçt Açıktı. İmparatoriçe de Ü yillvbuıdu.hıı sebeple V Kantakozinosun derhal | yetişmişti. Umur Bey, impara diği yüz atı derhal gazil gelenlerine hediye etti. Umur Bey, imparato mitokada bir kaç gün © Beçirdikten sonra yo etii. Umur Beyin Dimitokaf'? — mesi ehalinin manevi arttırmıştı. Umur Bey, P da dokuz bin Türk ceng Taktı. Bulgarla-, Anadolu Dimitoka üzerine geldiklk yunca, başlarında krallat” Bu halde harbetmeden ada

Bu sayıdan diğer sayfalar: