24 Mayıs 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

24 Mayıs 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tekabeti | İle Avrupadaki Fransa | illifak ile dostluk dâ | & Belip geçen pek çok şey kurıştı. Hep Fransa xlr dost bilenler, gözle - OU Çit zamandanberi Av . | 'bu dostluu görmüş olan - | A lndiki hali kolay kabul | değildi. Fakat bu böyle Barl beraber Fransa ile İ birbirini rakip ve çok düşman kesildikleri de- | duı Fransa gibi bir | AÂvrupa kıt'asında pek ı*—ıııım, olan bir devlete İngilterenin denizde a İeYbetli olmasını ve uzak ilizlerin gidip yerleş- Müstemleke sahibi ol « AĞN Sekememiş. İngüfizler de t fin Avrupa — kıt'asında İi lnalarını bir gün ken- de bir tehdit teşkil e- ü endişe edip durmuşlar. Gasındaki şimdiki Fran ilizlerin vaziyeti de- | MA 'S zamanlarda Fransa ile bi Arasındaki tatsız devir- Dü * hatırlamak mevsimi gel- evvel Fransa ile İn- kaş gnizde ve gimeli Takip — bulunuyorlar, U b Asırda nüfuzunu tesis et- | yor. İngiltere orada Farn- & l.l:çıııeıuı istiyor, Bu sene gizli ve aşikâr h sonra Fransada bir değişfklik olmuş. K apartın yeğeni Lüi | l , başna gelmişti. Ondan dahilinde neler ol- in haricindedir. Asıl şa. Olan keytfiyet harici mühim değişikliktir “ _’fıımı * İngiliz müna- kend.ııu göstermiştir. Napoiyon — Bonapartın 'kyhımı. uğraşarak ne- başına bu kadar iş :hımıı Lui kendi selâ. insanın menaflini de ünde bir siyaset ta- e ye uN z buluyordu. Şöyle diği diyorlar; kü n üçük büyük devlet- âleyhine harekete ge- hılıım için mümkündür. hareketin başına olsa j İngillere geçebilir. O. Pransanın siyaseti İn - g1 döst olmak mec - FŞ , *dir. Şu halde arada sa- bir anlaşma vücu. ondan sonra Fran- bu istikameti ver- * Çarlık Rusyasına karşı Hs BÜ atorluğunun ta - Mi muhafaza etmek lâ . Kişüini müdafaa eden İn - N'ğ:rıber olarak bir gün —.’ııhednde müttefik '& aleyhine harekete Bunuyordu. part Üçüncü Napolyon k Fransada ikinci ilân etmiş oluyor- den Pransanın 1870 - TI b mağlüp olması fe. r süren bu impara - Benelik — devamınca lüseti İngiltere ile dosi- ediyordu. Ondan sonra Fransa için yeni bir SOl açmıştır. — Üçüncü Ç t ancak o mağlübiyet- tesis edilebiliyordu. '“ OERAEAAAR İ RKOMAN: 10 riyeyi üç defa gör- | de onu hılıb , hattâ tehdit ıııh- ' bağırdı iilen biliyorsun bunu? Var miydin sen?. ü Ü n bunu.. ı, Teisin yüzüne — baktı. ana ve gözleri. a aldırmadan suç- B : olidit etmiştir. Bu W SI kuvveden fiile çııırı-.- | fak olmuştur. Bir gece .IH; ' almiş, | müttefik halinde idiler. Fransanın kadar açılması yüz sene evvelki zamanları hatırla- tıyor. Pransa ite İngilterenin münase - betleri yine Afrika meseleleri yü- zünden bozulmuştur. Fakta 1004 senesi İngiltere ile Fransa arasın- da müstemleke rekabetlerinden | çıkan ihtilâfların tasfiye edildiği bir sene olmuştur. İngiliz nüfu - zunun Masırda yerleşmesini Fran. sa tamamile kabül ediyordu. İn- giltere de şimali Afrikada Fran- sanın kurduğu müstemleke İm - paratorluğunu tanıyordu. —Fas yesi altına giriyor. Ondan sonra Avrupa işlerinde | bu yüzden türlü müşkülât çık - maştır. 1904 de iyiden iyiye tesis edilmiş olan İngiliz - Fransız iti- lâfi tam 10 sene iki devletin kar. şılıklı münasebetlerinde ve diğer | meselelerde hükmünü göstermİş. ti. 1914 de Harbi Umumi çıkınca Fransa ile İngiltere arasındaki | dostluk bir ittifak halini —almış | bütün harbin devamınca her ikisi | de birbirlerinden ayrılmamışlar. dir. | Geçen harp ile bu 39 harbi ara- | sindaki zaman zarfında da iki ta. | Taf arasında hoş olmıyan hatıralar vardır, Fakat bu harp çıkınca İn- | giltere ile Fransa yine tabil birer | uğradığı felâkete kadar. | pa kıt'asındaki Fransa ile bugün İngilterenin arası yüz sene evvelki de değil, daha eski devir- lerdeki hale benziyor. Eğer her za- | manın kendine mahsus dostluk . larının, düşmanlıklarının tefer - rüatını bit tarafa bırakmak ka- bilse bunu böyle benzetmek müm- kün, .. HALK ÜTUNU İş Ve İşçi Arıyanlar, Lise 11 e kadar okumuş genç bir kız iş arıyor Malt >edyetimin imkânsızlığı — do- layısiyle ancak lise 11 incl sınıfına ka- dar oküyübilmiş, ifade ve yazısı düze gün on yedi yaşında mülevazi bir aile kızıyım. Hem şimdiye kadar bana şefkat ve ihtimazala bakan sileme yük olmamak ve hem de İstikbami kendim hazır- lamak emeliyle ticarethane, yazıhane gibi müeseselerde bir işe girerek bü- 'tün dikkat Ve gayelerimi sadece vazi- | 1gme bağlamak istiyorum. Tek başımda | hayat yolunda attığım bu ilk adımda yanlarında iş vermek süretiyle beni tesci edecek olan mühlerem Vazife sa- hiplerinin lütften San Telgraf Gazetesi Halk Sütununda Meraya yazmalarını hürmetle rica ederim. KAYIP KARDEŞİNİ ARIYOR Ka son vazilesi Edime Vilâyeti En- cümen kaleminde kâtip olan kardeşim Nizamettin Gültandan & yildir. haber alamadığımdan merak ve eadişe için- de Bulunuyorum. Bilen hayır sahiple- vinin lâtfen Son Telgraf Güzelesi Hey” eti Tertibiyesinde B. Sabahattine ma- Tümat vermelerini rica ederim. İş urıyan genç kız Lise 1 inci sınıfından terki tahsil et- şün, Allevi vaziyetim dolayısile az bir ücretle herhangi tcari veya resmi bir dalirede kâtibelik yapmak üzene - bir iş aryorüm. Seri daktilo yazarım Arzu edenlerin Son Telgrafta N. v muzuna müracaatlarını rica ederim * Cinayet Davası Yazan : ETEM ZZT BENICE Vedat bu sözleri işitir işitmez yine yerinden fırladı. Sinirden boğulacak gibiydi. Yüzü kıpkır- mızı olmuş, sert bakışlı gözleri ya- taklarından oynamış, sanki elma- çık kemikleri ayrılmıştı. Hançere- sini tıkayan bir boğuklukla: — Bu da yalan.. Bu da yalan.. | | varanu, niyetlerini | Pazar mahalleri Gazeteler, Üsküdarda, mo- dern bir pazar yeri vücude ge- tirileceğinden bahsettiler. E- sasen, bu semtle bir pazar | mahalli vardır. Her hafta Cu- ma günleri, Üsküdarda, çarşı içinde, bir yokuş üzerinde pazar kurulur. Belediyenin hakiki tasav- bilmiyo- ruz. Üsküdarda bir pazar ku- rulması nereden akla gelmiş- tir?. Verilen haberler cümlesin- | den olmak üzere, şunlar ilâve edilmektedir: | Üzküdarda kurulacak mo- dern pazar mahalli, şehrin diğer semtleri için bir nümu- ne, bir misal olacak. Pazar yerinden maksat, şur dur: Halkın, muhtaç olduğu havayici zaruriyeyi, toplu bir halde bir yerde mümkün mertebe ucuz bir fi- | atla tedarik edebilmesi. Üçüncü bir şık kalıyor ki, © da, pazar yerlerinde satılan | maddelerin kalite ve sıhhi sartlar bakımından mükem- mel olup olmadığı noktası- dir. Eğer, Belediyemiz, bu noktayı temin edecek olursa, mesele kalmaz. Herhalde, modern pazar mahalleri kur- maktan maksat, Bu, olsa ge- | rektir. BÜRHAN CEVAT ———LmLzz Bir yaralama Cibalide sarhoşluk neticesinde Ahmet isminde birile Durmuş a- dında biri kavga etmişlerdir. Neticede Durmuş Ahmedi ağır surette yaralamıştır. Yaralı Cer - rahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. DOKTOR in' v En müsnnit ve sevimsiz haşta- lıklardan biri de şeker hastalığı- dır. Bir bakarsınız, en sağlam bir vülcuda ârız oluverir. Şeker — için sakınlı bastalığı derler. Hakika- ten hiç sıkıntıya gelmiyen bir has- talıktır. Tedavisi devamlı bir per- hizdir. Biy defa unlu ve şekerli yi- yecekler yazaktır. Aksi gibi - bun- lar da ca İştihayı calip yiyecek- lerdir. Sebze, kuru gibi hafif ye- mekler şekerliye müsaade — edilir. Perhizde ne kudar srar - edilirse, hastâlık ta 6 kadar geriler. Fakat hastalık uzun müddet — devam e- dince, hasta dayanamaz. bikar, memnu — şeyleri yer, o zaman da hastalık tepoc, Bazı şeker hasta- ları vardır ki, buna ünsiyet pey- da etmişlerdir. fakat hastalıkları da senelerce uzar, bir ihtilât ha- linde geker herhalde — haztasını korumaz, yeni gelen komşunu —ile etbirliği yapar. Seker hastalıdının bir rahataız | | İi da çok sa içirmesi ve pek ta- bi? olarak çok idrar vermesi ve boynu önüne kırılmıştı. Derhal bir çevirme hareketi yaptı: | — Reis bey, sözlerim boyuna ke- | siliyor. Eğer suçlunun söyliyecek- leri varsa bunları saklasın, müda- faasında söyler. Böyle devam e- derse huzurunuzda söz söylemek- ten çekileceğim!, Dedi. Hâktmı: — Devam ediniz.. Diye sözü yine ona verdi. Pro- fesör ve avukat Cemil devam et- t — Vedat Şükriyeyi öldürünceye kadar sistemli ve plânlı bir şekil- de hareket etmiştir. Şükriyenin Dedi v m-bu bağrışım büs | kurduğu mes'ut yuvayı sırf kendi tün dinleyicilerin başlarrnı geri- | menfaatlerini korumak endişesile ye çevirten keskin, ıslık gibi vahşi | yıkmaktan çekinmiyen bu adam ve keskin bir haykırış takip eti Şükriye tarafından durmadan red- — Hükim efendi, bâükim efen dedilmiştir, Düpedüz yalan. Ben babama gö- nül isteğile kaçtım, Jıı:nııılııı babama gittim. Bu yalancı avu- ( katı söyletmeyin!, | Avukat Cemil ne yapacağını, ne ııııllneqııı şaşırmış bir haldey- . Bu aer haykırışlar ve yalanlı ıılıı karşısında yilıl lııırııı ve İlk görüştükleri gün Şükriye bü- tün vuzuhile ona dönmenin artık mümkün olamıyacağını anlatmış- tır!, Vedat için yapılacak tek şey Şükriyeyi bırakmak, bir daha onun | ne yanma, ne evine uğramamak, günahsız kadını 18 yıl öncenin ha- tıraları Uıı uokıtıuıul. Fukat İ MAHKEMELERDE: | “Böylemakara çeken kuş hiç gördün mü?,, “ Göstermişizdir” tüy değiştiriyor da ondan!,, Biri on yedi on sekiz yaşların- da, öbürü ondan biraz kabacaydı. İkisi de maznundular. Davacıları, hemen kirklıs bir adamdı. Davacı iremen sadada girdi; — Bendeniz kuşa meraklıyım.. Eh.. Oldukça da kuştan anlarım. Bunlar da mahallemizin delikan. hlari, Bunlar da kuş meraklısı.. Kuş tutarlar.. Beslerler, satarlar... Benim gayet güzel, yıllanmış, sandıklanmış bir sakam vardı. İs- kete, filorya, ispinozlarım da var ye... O sakayı gayet severdim. Fa. kat, öyle bir makara çekerdi ki. Komşunun afacan bir kedisi var, Müthiş bir şey... Onun elinden, mahallede çekmeyen yoktur. Ne teldolap der, ne kuş kafesi der, ne tavuk kümesi der. Hepsini par- çalar.. Kuşa, ete, pilice saldırır. — Bunları bırakın efendim., Bun- lar fazla lâf.. Siz meselenin esasını anlatın! — Evet efendim.. Bunu söyle. mekten maksadım, sadede girmek. Onu anlatacağım.. Kedi, geçen gün penceredeki asılı kafese atılmış. biçare hayyancağız.. Zaten bir sa- ka kuşunun nekadarcık cani var.. Korkusundan ölmüş. Ben gördüm, koştum yetiştim amma, ben yeti şinciye kadar, zavallı, İnnâ lillâh ve innâ ileyhi raciun! — Bunlar lüzumsuz - tafsilât.. Siz bunlardan niçin davacısınız? Onu anlatın! — Evet efendim.. İşte ben de oraya geleceğim, Kuşum ölünce. Bu Sadi'ye. — Sadi hangisi? — Beri taraftaki... dedim ki: — Oğlum, bana bir saka iâzım amama, şöyle,yıllık olacak. Paradan çekinmem, Ne istersen iste. Yal. maz, iyi birşey olsun... — Var ağabeyeliğim, dedi, Bende bir saka Üar ki, değme gitsin, Çit. te kenesetli.. İki defa sandıkla - gım. Bir kel saka., Tam senin is- tediğin gibi. de ders gördü | 2A eve götür, ilâhi okut! | — Saka kuşu ilâhi okur mu? — | — Hayır.. Yani, bir kuş ne yapa- j bilirse, bu da onu yapar; demek istiyor. — Yalnız, dedi, dört liradan aşa. ğ veremem, Evvelki sene, yüz elli kuşun içinden seçtim.. Böylesi kırk yılda bir çıkar, — Peki, dedim; eğer istediğim gibi ise, dört de veririm, beş de. Yeter ki, benim eski sakanın yerini tutsun. — Ağabey, dedi. Senin eski sa- kanın lâfı mı olur? Böylesi, İstan- bulda zor bulunur. Sen kuşu al bir defa, beğenmezsen paranı geri ve- ririm, | Uzatmıyalım etendim; kuşu ge. tirdi. Dört lirayı saydım. Yalnız, kuş gözüme pek acayip göründü. Yıllanmış filân değil, adeta yav- | ru gibi... | — Oğlum, dedim, bu yıllanmış | Evet, Sadiye Vedat bunu değil, tam tersini yap- | mş, onu öldürmek vahşetimi güs. terecek kadar bile denileşmiştir. Avukat sesine biraz daha tehay- yüç vererk dvam eti — Hukikat gün gibi, günş gibi meydandadır. Vedat Şükriyeyi öl- | dürmüştür. Bundaki tâbiyesi yine Şükriye- nin parasını yemekten — ibaretti, | Katil, işte bu maksatla hareket etmiş, Şükriyenin bu servetini | Güzinin kanaliyle yemek için iyi- | €e düşünmüş, hazırlanmış, cina- yetini yapmıştır. Avukatın bu sözlerini Vedadın bir kahkahası kesti. Bu kabkahada alay, iç sızısı, is- | yanı vardı. | Profesör Cemil devam etti: — Kalil cinayetini yapmak için | Şükriyenin evde yalnız olduğu bir | geceyi seçmişlir. Bahçede pence- reye dayadığı bir merdivenle ya- | * de, ellerini tuttum. amma, şimdi tilân değil, daha bu senenin.. — Sen al eve as da bak., Böyle makara çeken kuşa ömründe rasi- ladın mı? Gösterişsizdir. amma, piyasada böyle kuş yoktur, Şimdi tüy değiştiriyor. Onum için gözüne gösterişsiz görünüyor. İnandım.. Ne bileyim ben? Ar- | tık mahalle delikanlısı.. Böyle ya. pacağı aklıma gelir mi? Kuşu eve götürdüm.. Bir gün, iki gün, sesi sadası çıkmıyor biçarenin. İki gün sonra, buna: | — Oğlum Sadi, dedim; kuş öt- müyar. — Yerini yadırgamıştır da on- dan. Hele bir iki gün sabret.. Bak | — Birkaç gün daha bekledim. | Birgün, İbrahim efendi geldi bize, Kuşu ona gösterdim. Baktı baktı.. | — Azizim, dedi. Bu, bu senenin yavrusu.. Görmüyor musun? Daha | tüyleri yeni çıkıyor. Bunun üzerine kalesi elime ab- dım.. Doğru Sadiye gittim. Evinde bulamadım. Arsada, — çocuklarla yazı ti tura mi oynuyormuş.. O. rada buldum. — Eviâdım, dedim, Bu kuş, bu senenin yavrusu., Sen şu kuşu al da benim dört llryamı ver. — Satılan mal geri alınmaz, de- di. | Biraz dayattım.. — <Alacaksın!» | dedim. Alırdın, almazdın derken, | üzerime yüryüdü; beni döğmeğe kalktı. Ben de mukabele — ettim. | Ondan sonra, bu Yusuf da üstüme | çullandı. İkisi beraber geni döğ - düler; Kuşu da geri almadı. Hem | paramı isterim, hem de bunların | — Dediği gibi mi oldu? Döğdü- | nüz mü Şevkiyi? | — Hayır efendim.. Döğmedik. | O benim üzerime hücum etti. Ben — Yusuf ne yaptı? — Hiç birşey yapmadı.. Bizi a. yırmağa geldi. Asıl mesele, kuş meselesi... Benim verdiğim kuş, 0 kuş değildi. Benim kuşum, iki se- nelikti. Onu birisine mi sattı, ne yaptı? Başka bir yavru kuş tlmış, ille edört lirayı geri verip bunu a- lacaksın!» dedi. Bönim kuşumu getirse, parasını geri veririm. Za- ten istiyerek de satmadımdı. İ — Sen sövle bakalım, Yusuf. — Efendim benim bir şeyden haberim yok, Bir arsada, sekiz on | edebi arkadaş oyun oynarken Şevki a. gebey geldi. | — Kuşu al dört İirarm ver! | dedi. Benim ne kuştan, ne paradan haberim var. Sadi de: — Bu benim kuşum değil, ku- Şşumu getir, paranı vereyim, dedi. Şevki, küfür ederek Sadinin ü- zerine yürüdü. Sadi ellerini tuttu. Ben de ayırmağa aralarına girdim. | : (Devamı 6 ncı sayfada) | tak odasına girmiş, Şükriyeyi öl- dürmüş, cürüm âletlerini ortada bırakmadan ve izlerini kaybetme- ge çalışarak tekrar odaya girdiği | yoldan dışarı çıkmış, gürünmeden kaçmışitır. | Bütün bunlar, katilin cinaye' ni çok evvelden tasarladığını, ha- yırladığını, evin ve Şükriyenin yalnizlığını kolladığını güsteriyor. Bütün bunları isbat edebilecek vaziyetteyiz. Sırası gelince şahitlerimizi, is- batçılarımızı çağıracağız. Yüksek me'"-menize dinleteceğiz.. Vedat yerinden fırladı: — masimler, emirlerinize itaat etmiş olmak için ses çıkarmıyor, kendimi tutuyorum. Fakat, bu | adamcağızın söylediklerine isyan etmemek için ya çok budala ol- mak, yahut da huzurunurda taş- tan bir adam gibi oturmak gerek. Muhayyelesinin verdiği bütün ir genişlikle konuşuyor, Cinaye- | “üik cn iyi hal sareti, bu memleketi | harp üzerinde az çok tesirli br rolü o- | ti tesorlamışım, — düşünmüşüm, plânlaştırmışım, evin yalnızlığını ÇArkası Varl —'SON TlLleF — 24 ıınmıııı "'"""""'J(CEIIEIII Ne Diyorlar? | IKDAM B. Abidin Daver «Buriye meselesi- min en İyi hal şeklir - isimli bucünkü baş yazımnda evveli; B. Hüseyin Ca | ını Yalçında; Süriyenln tarafımızdan Aşgali ve orada müstakli bir Suriye | Cümhuriyeti tesis etmemiz hakkında- leceğini kayedümekte ve bilâhare şaa- ları yazmaktadır: «Üstadin nazari olarak doğru olan fikrinin ameli olaraktbüyük — mahzar- fakat bu mevZuum şu zü- te sayfalarında açıkça mü- nkaşası faydalı değll, bilâkis zarare hıdır; onun için delillerimizi izaha lü- zum görmüyoruz Fikrimizce Suriye meselecinin şim- | General (dö Göl) Ün emrindeki hür Fransız — kuüvvetlerinin işgal — etmesi- dir, Bu küvvetler, Vişinin emrinde bulunan Generalt — Deniz'in Suriye- deki kuvvetlerini maglüp farafına geçerek tedricen — erimekte- dirler. General dö Gol, Afrikada, kendi errindeki bütün kara, hava ve deniz kuvvetlecrini Suriyenin işgaline ansızlardan Böreceği Müzahen muvaffak olabilir. Böyle bir harı tezebbüs | edileceğini gösteren emareler de yok | değildir n siklet merkezi Sarka gelmiş u ve Akdenizde pek riyenin g hernen barbe sokabilecek tehlikeli bir yasvera olacağı için, duvayı, mubharip- lerin kendi aralarnda halletmeleri dar ha doğru olacağı kanaatindeyiz.> CUMHURİYET B. Yunus Nadi — «Girlt Muharetenir isimli bugünkü baş yazısında — Yunan selerinin orayı olsun elde — tulamıyaa Belkan- Girll Adasına kadar indirmiş — bulun- duğunu söylüyerek: «Dünya ülçüsünde büyük olam bu Harbin o nisbette büyük olmak lüzem gelen siratejizlaj bir Girit muharebe- | Si ile tahdit etmeğe bütabi Imkân yok- tur, Fakat Girdin mevkü her iki tara- fin #iratejisi ne rsa olsgun hec hül- de bu yeni ve cür'etkâr teşebbüsün müsbet veya menfl neticeleri itibarile dacaktır. Büyük — sirateji dahi — böyle böyle küçük parçalardan teşekkül ve grlarla tekemmül eder. Onun içia biz | İngiterenin Giridi kolay kolay — tec- | ketmiyerek — bilâkis kaymetli adayı muhafara — etmek için var kuvvetiyle | çalışıcağını zannediyoruz. | İngilr * M#ratejisinde * Almanyanın- | Akdemiz urtasındak: Giridi havadan - tilâya teyebbür etmek derecelerinde Büç işlerle İngiltereden uzak sahalara | dağılması büyük bir menfaat sayıldı- | Bti takdir ediyoruz. — Fakat İngiltere de düşmanın bu uzak ve zor — teşeb- büslerinde muvaffakıyotinin binneti. Önun için ilk manzaraların az çok şaşırtıcı tesirlerine Tağımen biz şu gu- | Tip Girit müuharebesinde vaziyetin s- tediği çok ciddi gayret ve himmetlerin ihmal edilmiyeceğini şüphesa sayarak | hâdiselerin — nkişatını — alâka ve em- niye'le takip edebileceğiniİz kanantin- | de bulunuyoruz » demektedir. TAN B. Zekeriya Serlel «İngillerenin Vi- Kye karşı cephe almakta — olduğunu söyliyerek eretimie yöyle demektediri sİngilterenin Fransaya kürgı tatbik derde buluhân Pransız gemilerini mü- sedere etmek, 2 — Şimali Alrika ile Pransa ara- sinda İşliyen vapurların seyrüseferini menetmek, 3 — Suriyeyi işgüle teşebbüs, Al- manlar adalarla meşgül olduğu için bu hareketia kolaylıkla başarilmamı da «Almanya pek çok deda mevzil su- rette partiyi kazanmışlır. Girit, Al- manyanın oynadığı kumar partilerinin hiç şüphe yok kü, en cüre'tlisidir. lmanya, Girit hareketinde kumar masasına, itinalarla yetiştirilmiş bin- lerce peraşülçünün hayalını, bir çok | malzemeyi veya Mmühim bir şeref — ve itibar davasını sürmüşlür. Hattâ - İn- gillereyi istllâ için hususl sürctle ye- tiştirümiş bir paraşütcü fırkasının da Bu harekete iştirak ettiğinden Bahso- dumuyor. Eğer Almanlar Girit partisini — ka: zanırlarsa Şarki Akdeniz hâkimiyeli bakımından mühim bir « elde ede- cekler, Libyaya maruz” bulundukları hesimet tehlikesini Ünlemek yolunda bir adım atacaklar ve baskın kudret- deri bakkindaki yılgınlığı tazeliyerek gözleri — kamaştırmağa — çalışaçaklar- dır.» demektedi Bavdırma trenleri arttır.lıyor Bandırma - İzmir arasında iş- Dyen posta trenleri 1 hazfrandan #ibaren haftada ikiden dörde çı- < > | > z ııı-ıuıını ıımıı- ri, biribirinden mi alınmıştır ? İntihal, âmiyane tâbiri ile yazı aşırmaktır. Veyahut, da« ha fazla, nezakete kaçarsa. nız, bir muharririn bir başka muharririn tesiri altında kal- ması demektir. Yazıda, böyle olduğu gibi, musikide de intihal var. Bir arkadaşın iddiasına göre, piyasada mevcut bir takım şarkılar, eski bazı şarkılar- dan intihal edilmiştir. Eski şarkılar, daha kuvvetli, daha güzeldi. Sonradan yapılan besteler, eski melodilerin de- giştirilmiş şekillerinden baş- | ka bir şey değildir. Rivayete göre, bundan tam 44 sene evvel çıkmış bir şarkı- nun, bundan üç yıl evvel Rum- ca bir taklidi meydana geti- rilmiştir. Buna, pek âlâ, bir intihal diyebiliriz. 44 sene evvel çıkmış ve o zaman çok beğenilmiş, tutulmuş — olan şarkının güftesi şudur: Bu şarkının, — intihal edil. miş şekli, bundan üç sene ev- vel piyasada pek revaçta o- lan, bilhassa, Beyoğlunda, Kurtuluşta, — Aynalıçeşmede çok söylenen: — «Dimitrola vay..» şarkısıdır. Erbabının iddiasına göre, | bu «Dimitrola Vay» şarkısı, «entarisi ala benziyor» şar- kısının hemen hemen ayni- dir. Bundan — başka, — intihal mevzuu addedilebilecek da- ha bir çok şarkılardan bah- sedilmektedir. Meselâ, vak. lkiıyle çok meşhur olan su şar İmfahanda var bir kuyu İlçinde var tadı suyu Her güzelin var bir huy, Natte isler, nane şeker, Son iki senedir pek revaç- ta olan «Saçlarıma ak düş- tü» şarkısının aynidir. Beste- ler aynidir, melodi tâ kendi- sidir. Saçlarıma ak düştü şarkısını hatırladınız, — değil mi?.. Baçlarıma ak düşlü Sana adi bulamadım | Gönüle uçmak düştü Bir kanat bulamadım. ' «İsfahanda var bir kuyu» Ben, alaturka müzik müte- hassısi olmadığım için, bu id- dialar karşısında kendi şahsi fikrimi söyliyemiyorum. Er- babı irfanın nazarı takdirine rUM. R. SABİT —- Açık iş ve memuriyetler Sümerbankın Kayseri bez feb- rikası 8 tornacı, 1 frazeci, 1 pu - lanyacı, 10 tesviyeci ve 6 döküm kalıpçısı ile 1 modelci aramakta. dir. Bunlara — ehliyetlerine göre yevmiye verilecektir. Şehrimiz Belediyesi temizlik iş çileri aramaktadır. Şehrimiz Üniversitesi Tıb Fa- kültesi 75 lira aylık ücretle bir elektrikçi aramaktadır. «

Bu sayıdan diğer sayfalar: