29 Temmuz 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Temmuz 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2.—30N TELGRAF — 29 TEMMUZ 19t YA aA AAi MA l Ko Mi A m aa SABIK ON BİRLİK SİGARA Gazetcler yazmıştı; İnhisarlar İdaresi, artık, hususi eşhas — ve müesseseler için ayrıca sigaralar yapmıyacak ve herkes umumi si- garalar kullanacak.. Geç bile kulmış bir karar.. Hiç olmazsa, belki, bundan sonra, #- igz tadile sigara içebiliriz. Ben, ötedenberi, şu on birlik üzerinde dururum. Şimdi, fiatı on üç olan birinci nevi. Bunlar, ekseriya ne berbal ç- kar?, Memlekette en fazla sarfe- dilen nevi de galiha budur. İdare, bu cims üzerinde birar himmel etse. EĞLENCE VE PAZAR Bazı muharrir arkadaşlar, fık- ralarında, vakit vakit, pazar gün- lerinin sıkınlısından bahsederler. Pazar günleri nakil vasıtaları hın- cahınç, eğlence yerleri, plâjlar, gazinolar kalabalık, bin ayak, bir ayak üstünde, Böyle olunca, pazar, bir eğlence ve istirahat günü değil, bir azap ve işkence günü oluyor, demektir. Ne yapmalı?, Yoksa, hafta orla» sında, ayrı bir günü de eğlence günü olarak mı kabul etmeli?, Bir pazar günü, koca İstanbula sığamıyoruz, vesselüm!. SEVDALI yarammammı BUHRANI Şimdiki sevgilere akıl erdiremi- yorum. Gazetelerde sık sık okü- yorsunuz: Sevgili genç kızı bıçak- Jıyan delikanlı hikâyeleri., İnsan, sevdiğine kıyabilir mi Eski divan edebiyatı şairleri, o ince, zarif mısralarında, sevgili- den bahsederken «kıyamıyorum, yüzüne dahi bakamıyorum, belki mazarım değer... Mealinde sözler sarfetmişlerdir. Bir de şimdiki sevdalılara bakınız. AHMET RAUF —— —— bir eser meydana getirdi. Beykozda bir Veremle Mücadele Dispanseri açıl. bir Vremle Mücadele Dwpanseri açıl, a. İstanbul, Türkiyenin en bol sihhat müessesine sahip şehri olduğu halde, hâlâ, mevcut mücaseseler azmış. Ve- remle Mücüdele Cemiyetinin yeni e- Beri, hayır sever vatandaşların yar. dim ve himmetile, büyük bir ihtiyaca cevap vermiş bulunmaktadır. Münle- vet, bu menhüs hastalığa — tutulmuş olan vatandaşlarımız. vardır. Duyar, işitirsiniz. Herhangi bir sa- nAtoryomda tedaviye muhtaç olanlar, Uzun züman boş yatak — bulamazlar. Aylarca beklemek — zaruretindedirler. Devlet, Belediye, diğer hayır cemiyet, deri, ellerindeki bütün imkân ve va- Aıtalarla bu mevzu üzerinde çalıştık- lar halde, İstanbulun muhtaç bulum. Guğu tam vaziyeti temin edememisler-i iraxsimde Abide karşısızda Cümhuri, dir, Bu İş, zannedildiği gibl kolay Seğildir.. Bu kabil müesseselerin te- &iş mascafından başka, müthiş bir de Yidame masrafı vardır ki, âsıl mesele de bu noktada toplarmaktadır. Beykozda açıldığı bildirilen Verem. le Mücadele Cemiyeti Dispanserinin hayirlı işler görmesini temenni eder. ken, bu hususta yardımı olan hayır sever zehginlerimizin diğer vütan - daşlara öznek olmasını dileriz. BÜRHAN CEVAT Yefrika Sürü Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK Yıldtzdan bansederken kalın sesi masıl yümüşak bir mana almıs, deta Çocuklaşmaştı. Kutuyu / verdiğim za- mman tunç yüzü tutuşmuş, teşekkür etmek istediği balde, birdenbire uzak- daşmıştı. Gözlerim dışarlarda esen, rüzgârin Hafif hafif salladığı yeşil yapraklar, da.. Suyun serin sesi hiç susmuyor. Yorganı omuzlarıma — kadar - örttüm. Alnım sıcak, üçları 1slanan saçlarım bana garip bir Ürperti veriyar. Re. gebi niçin düşündüm. Fakal, ben onu köpek havlayınca hatırladim, Koca- iat katırlamayışım tuhaf? İçinde gü- Mmüş teller parlayan basile, kurral kadina doğru eğilmiş görüyorum. Be, yaber çay içiyorlar, Sötra kocam, beni #pen renkli dudaklarile 6o kumtal ka-| Gini öpüyor. Moavl cllâlı yeşil yapraklar hep gal- Taniyor. İçimde hiç bir damla keder yok. Düşüncelerim, yükseklerde even bir Füzgür gibi temiz, hisden hisse doktınarak uçup . gidiyor.. Becebin gösleri nekadar “ dörledi. ——— VİLÂYET ve BELEDİYE: İstanbul şubesi tamam olarak faa- liyete geçti Şehrimizde kurulan iaşe müdür- Tüğü teşkilâtı tam olarak faaliyete geçmiştir. Vilâyet lâstik, çimenlo ve diğer maddelerin tevziat işlerini müdür- lüğe devretmektedir. Evvelce ©- tomobil lâstiği için Vilâyetten nu- mara almış olanlar bunlarla İaşe Müdürlüğüne müracaat edecek- lerdir. Bütün tevziat işleri bun- dan sonra İaşe Müdürlüğü tarafın- dan yapılacaktır. Bira sevkiyatı Posta trenlerine hu- susi vagonlar ilâve olunacak İnhisarlar İdaresi tarafından ya- pilan teşebbüsler sonunda Ana- dolunun her tarafına bira sevki i- gin vagön temin olunmuştur, Haf- tanın muayyen günleri Haydarpa- şadan ve Ankaradan postalara ilâ- ve edilecek bu vagonlarla bütün vilâyetlere ve kazalara bira gön- derilecektir Yeni yılın ilk çe- kirdeksiz üzümü Bu şenenin ilk çekirdeksiz üzüm mahsulü alâkadarlara gelen ma- lümala göre Manisa bağcıları ta- rafından yetiştirilmiştir. Yalnız henüz piyasa açılmadığından bu mahsul satılamamıştır. Bugünler- de piyasanın açılması beklenmek- tedir. EKÜÇÜK HABERLER v& Gülütada Kalafatçılar, Ferikö- yünde Buğulunaman, Bozkurt, Abidel Hürriyot eaddelerinin yol İnşaatı dün mütenhhide ihale olunmuştur. *i Belediyenin 1840 mali yılı yol programı tamamiyle tatbik elilerek muvaffakiyetle ikmal olunmuştur. Yal.| maz 1840 ta çahir yolları için 1 buçuk milyon HHra sarfolunmuştur. TİCARET ve SANAYİ: & Fiat Mürakaba Komisyonunun dünkü toplantısmda et — satışlarında kâr haddı konuşulmuş ve neticede top- | tancıların - perakendecilere yüzde on | kuruş noksaniyle et satmaları karar- laştırılmıştır. & Kadın çoraplarısın pahalılaşına- a hakkında Fiat Mürakabe Komlsyo- munct. tetkiklere geçilmiştir. & Dün Mersinden 13 vagon kesme geker gelmiştir. Ayrica 80 vagın da, yüzde 18, 20, 25 ve 30 olarak — teebit olanmuştur. MÜTEFERRİK: dr Gümrük ve- İnhizarlar - Vekili Raif Karsdeniz dün Trabzona varmış- tır. * Beyoğlundu. Beyker mağazası beş çift iskarpini yürzde yüz yirmi se-. Kiz kürla satarak ihtikâr yaplığından, yet Pastahınosi 26 kuruşluk kakaoyı sekstn kuruşa sattığından Asliye 2 in- ci Ceza Mahkemesine verilmişlerdir. «& Hamköy civarındaki —Arnavut- köy ormanlarına — hayyan — otlatmak için giden İbrahim adında bir çocuk himin elbise ve paçalarında karınca- lar yuva yapmış, bitap bir halde odun cular tarafından bulunarak hastanede tedavi edilmiştir. No: 9 acaba renkleri yeğil mi? Siyah göz ler İnsanın içine kasvet veriyor. Hal, buki yeşil gözlerde derin — suların, kızların, içlerinde sazlar titreşen göl. lerin engin ayefalığı vardır. Rece- bin gözlerinden bana ne” Kocumda gzun boyludür. Beni öpmek İçin da- ima eğilirdi. Şimdi , belki o kumral kadıni öpüyor. Belki de beni unut - muştur büe... Yüreğimde hiçbir kı , pirti yök. Dalları titreten rüzgür arttı. Ağıç, Hıklardan kopup gelen bir uğultu var. Artık suyun giziltisini - düymüyorum. Çocukluğumda — fırtinalı bir nizde yaptığım yolculuğu halırliyorum, Dal-| galar geminin küpeşlelerine tırma - narük, tulunamadan denize düşüyor, lardı. Yapraklar dökülecek gibi sallanı yorlar. Herşey, bütün bayat, ışklı Tenklerle sallanıyor. Recebin gürzler yeşil olması. Ondan bana ne? Fakat miçin öyle ateş gibi yakıyorlardı? Sat- lanan düllarının Üstünde fitreşen yap- zaklar bütün düşümcelerimin arasina Dünyada hayat define peşinde koşmakla geçiyor Taksim ile Harbiye arasındaki Ec. meni mezarlığı sabasında, bir milyon Hiralık bir define aranması hikâyesi, berkesi alâkadar etti. İddia malüm, sözde 92 harbinde, zengin ve meşhur bir Ermeni buraya bütün servetini niz ki, burası arsa olarak çok kıymet, lidir. Bir iki milyon lira değerinde al- duğundan bahsediliyor. Bu ârsa, ifrat apartımanlar yaptıracaklar.. Ve yine temin edildiğine —göce, burada vücut bulacak müstakbel mahalle, şehrin en Hika, en modern maballesi olacak. Define mevzuu ne zamaa açılsa, in, sana biraz hiköye, masal, efsane ko- kusu verir. Dizim melekette, neden- #0, Sik sik, muhtelif yerlerde - defina, der ararur, Sonra, bulunur mu?. Ora- sınt bilmem.. Define deyince, Insanın aklına küpler içinde, sarı sarı altınlar gelir, Altın ve servet maddi - definedir. Bir de mânevi define vo servetler var. dir. Meselâ, sıhhat, gençlik böyle manevi define'erdendir. Meşhuür fıkradır: Bir ihtiyar adam, beli iki büklüm, yolda ağır ağır gidi, yormuş.. Yol üstünde bulunan ço Cuklar ihtiyara sormuşlar: arıyorsun büklüm eğilmişsin?. İntiyar, genç çocuklara bakmiş, bâk- miy: t Gençliğimi —arıyorum, eviât .» Fukat, gençlik öyle bir sörvet ve delinedir ki, aranmakla ele geçmez. Sıhhat te öyledir. İnsan, bunları, bir kere kaybetmiye görsün.. Fakat, kay, bolan maddl servet yani para dekrar bulunabilir. Bazı insanlara sorarsanız, herşeyin üstünde para gelir. Ben, maddiyata bu kadar bağlananlardan değilim. Çün- kü, para insana genç ve dinç iken da, ha ziyade lâztındır. İhtiyarlığımızda neye İhtiyacımız vart. Bir lokma ek- mek.. İnsan, o vakit nasıl olsa geçinir, gider. Hazıları da vardır, gençilği herşeye tercih ederler, Yalnız ne vardır: Genç. ler, gençliğin kadir ve kıymetini pek bilmezler. İhtiyarladıkça mazinin par- daklığını anlar'ar. Pransizların meşhur bir darbimeseli vardır: Gençler bilse, iyazlar “yapabilse.. -Derlec. Fakat, ne gariptir. Olgun, yaşı kemale ermiş insanların takdir ettikleri bazı haki, katleri gençlere kabul ettirmek müm- kün değildiz. Hulâsa, bütün dünya, maddi veya manevl bir servet veya define peşin, ELeere SK Kağıt paketler Bazi sigaraların kâğıtla satışı düşünülüyor İnhisarlar İdaresi tütün ve si- gara paketlerinden bazılarını kâ- Bittan yapmayı düşünmekte — ve tetkikler yapmaktadır. Mukavva paketler hem pahalı olmakta ve hem de mukavva güç bulunmak- tadır. Sigara veya tütünler içil- dikten sonra paketler atıldığı için bunların kâğıttan yapılmış olma- sının bir mahzur teşkil etmiyeceği tahmin olunmaktadır. Ada yolları Belediye; Adalar Kaymakamlı- Hina emir vererek asfalt yolların sulanmasını bildirmiştir. Heybeli ve bilhassa Büyükada yolları te- min edilecek bir arazöz vasıtasile her gün sık sık sulanacaktır. giriyor. Ruhumda bir huzur, derin bir sükün var. Köylüler böyle ise ne mutlu onlara. Uğultular, gemi sallanyor, köpüklü sular ki yerine, ayvanın inre fahta parmaklıklarına Çarpıyor. Yap, raklar sollanıyor. Horşey, bülün ru- hum bu sallanışların beşiğinde İmiş gibi. ı “Yüzümü ilık bir dokunus akşuyor, gözkapaklarımdan — pembe bir renk süzülüyordu. Sesler, değişik, tanıma- diğim terler kulaklarımda — çınlıyor. neredeyim? — Kıpırdanamıyorum. Vü- cvdümün en ufak höcrelerine kadar, tatlı, yumuşak bir rehavet tortulan, miş. - Yavağ yavaş uykunun içinde da - Bilan şarurum, bir nuknatısa üşüşen iğneler gibi, uyamıklığa koşuyor. Yap- rakların — rüzgürla — hışırdayışlarını, arını, daha sönra kü- rüşleri ve bunların hepsinin Üstünde yüzen hörot ötüşlerini, Ayrı ayrı duy- mağa başladım. Temiz serin bir ha- vayı teneffüs etmenin rahatlığı içinde, gözlerimi yarı açtım. Karşi uzak a - Baçlıkli tepenin — ucunda, açik zart Tenkli büyük güneş, etrafını — saran pembe şafak bulutlarını yırtarak yük. seliyor. Gece, mavi pirıltılarla yanan SADETTİN IŞIK | Zengin bir kadın aşkının yıktığı fakir yuva! Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu- lunduğu koridorda kanapelerden biri- e büzülmüş genç bir kadın lek başı, n oturuyor, belli ki bir dava için bekliyordu. Daha hemüz, yirmi beş yirmi altı yaşlarında görünmesine rağ- men halinde iztırap mihnetinin va - kitsiz göçtürdüğü talihsizlere mahsus bir hüzün, durgunluk vardı. Merakla yanına iliştim. Biraz sonra Mman yarasına dokunulan hastaların o aet sesile ve etraftaki kalabalığı göz. tererek: &— Niçin mi buraya geldim. Ne. den mi kocamdan ayrılmak isttyorum? dedi. Fakat sİz bunu yalnız bana sor- mayınız, Bakınız hep boşanmak — İstiyenler burada... Uzun karkdarlar, laç mah . keme — kapılarının önü genç ihtiyar, çocuklu, çocuksuz, benim gibilerle do- lul Sorsanıza onlara da; niçin bura- ya düştünüz?. Neden evinizi dağit . Mmak yuvanizı bozmak İstiyorsunuz?. diye, Bak göreceksiniz ki hep ayni Cevabi alacaksınız. Hepsi sanki söz- leşmiş gibl tek bir sebep üstünde duracaklar: Ondan; kocamızdan kur- tulmak istiyoruz; — bizleri bir hayal cennetinden bir cehennem — hayatına, bir süadet yuvasından felâket uçu . Tumunadüşüren —erkekten ayrılmak istiyoruz diyecekler! Ve hiç birimiz buraya, mahkemeye istiye istiyo gelmiş değiliz. Buna ge- liş Genmez. Dosdoğru düşüş derler'. Evet siz erkeklerin merulü bulun - duğu bir düşüş!..> Muztarip kadın burada — biraz dur du. Sonra daha titrek bir sesle kendi davasının sebebial anlatmağa baş - ladi; eKocam, erkeğim diye “ismimi ve cişmimi biraktığım adam küçüklük Fiat Mürakabe teşkilâtı tek- mil yurda teşmil ediliyor Bütün vilâyet merkezlerile bazı kazalar- da Flat Mürakabe Büroları kurulacak Fiât Mürakabe ve ihtikârla müca. dele işleri Ticaret Vekâlelince yeni Acaplara göre tanzim olunmaktadır. Bugün yalnız bazı büyük — şehirlerde bulunan Fiat Mürakabe Büroları bü, tün vilâyel ve bazi kata merkezlerine llıkln; y;ğııı;_ az veren kumpanyalar Şehrimizdeki petrol kumpanya- larının otobüs ve otomobilcilere makine yağını pek az vermeğe baş- ladıkları tâdia ve şikâyet olun- muştur. Bu vaziyet bilhassa oto- büsçüleri müşkül vaziyette bırak- mış ve alâkadarlara müracaat et- mişlerdir. Vaziyet tetkik edilmek- tedir, İzmir Belediye reisi şehrimize geliyor İzmir Belediye Reisi Behçet Uzun bugünlerde şehrimize geleceği ha- ber alınmıştır. Behçet UZ bu se- yahatinde İzmir fuarına — iştirak edeceklerle Ooraya gezmek - için gidecekler hakkında temin edilen kolaylıkları bildirecek ve İstan- bulluları İzmire davet edecektir, ea A &* Ekmeklerdeki beyaz, yumuşak buğday misbati arttırılacaktır. yapraklara — şimdi pembe işık tozu serpilmiş gibl Ayvanın geniş aralıklı, ince tahta parmaklıkları kehribar gibi sar. Du- karişık badanayla sda berşey sihhatli, mes'eli. Uzaklarda görünen, göz #la- bildiğine yeşil tarlalı dümana benziyen buğular yükseliyor. Tarla- rın orlasında, erimiş fltın renkli, sularile dere belirmiz bir akışla ağır ağır süzülüyor. Kalın yorgan — omuzlarıma kadar Getülü. Başımı hafifçe sola çevirerek seyrettiğim köy sâbahi, — vücudüme dinçlik, ruhuma taze değişiklik, ya, şamak arzuları veriyar. Yorganı dan İterek kol. Tarımı dişarı çıkardım. — Serin hava koltazlmı, açik göğrümü serin doku, nuşlarile sardı. Güneş — yükseldikçe, tepelerdeki şafık pembelkleri solu- yör, herşey kendi. boyasiyle görün- moğfe başlıyor. den, eksiz bir. uyku ile doyarak miş... Dipdiri sıhhatliyim. — Uyandın mı?.. Başımı çevirdim. Nezik, ayvanm mordiyeni başında mütereddit bana bakiyor. Gözlerinin solgun uçuk mavi, saçlarının ipek görünüşlü altın renl te olduğunü dikkat eltim. Saz gibi, rüzgürla sallanacak kadâr narin. (Devamı var) orkadaşımdı. İkimiz de bir muhallede, bermeber büyümüş, iki komşu çocuğu *idik. Kısa yaz günlerinde annelerimiz bizi çağırıncıya kadâr çamurlara ba. tarak tozloprak içinde başbaşa aynar Uzun kiş gecelerinde ayni âteşin elra. fında toplanıp beraberve masallar din, lerdik. İkimiz de çocukluktan gençliğe at, ladığımız gündenberi birbirimizin en kaymetli mizden okumiya, müşterek hislerimizi favırlarımızdan sezmeğt — alışmağtık. Nihâyet evlendik. — İzdiyacımızın ilk aenelerinde çok mes'ut yaşadık. Ko- cam zençliğimin, hâaklarını — verecek kadar hisle, heyecanla, dolu bir adam- dı. Tek kuzuru fakir olmast idi. İşte bu biricik zebep ve buna inzimam e, den bir zengin kadın aşkı da onun yuvasından soğuyup kaçmasına ve &ile oldu. Bütün her şeyini banka daki dolgün — kazasına ve servet'ne medyun olan bu kadin hie de güzel değildi. Likin çok bem pek gindi. Kocamı sevdi. O da 4 verdi. Esasen bu göz kamı ler karşısiında — bangi fçık dayanır, | hangl eski bir aşk Üzerine kurulmuş | takir yuva çözmerdi kit. Ve işte za- mân geçtikçe orkeğim yöni destuna delico bağlandı. Beni, yuvazını ihma, le başladı. Nihayet günler — göçtikçe artık servet — uğrüna açki tamamen çiğneyip temiz müşterek maziyi ve ka, rısıni feda etti. Ben de malikemeye | | 1 baş vurdüm. Parü uğruna — çiğmenen saadetimin, he indirilen kadınlık gu- rarumun hesabini sordum. — Davamız Gevam ediyor. Bugün şahitler dinle, necek. Fakat biz kararı beklemeadan | ayrildik. Ben mer'ut ©i le gelin oluç çıktığım annemin evine onsuz ve emeksiz döndüm. O ise zengin dostile beraber yaşıyor'.. Lâkin dilerim Al Tahtan hiç mes'ut olmasınlar.. Yuvamı b perişan eden eller de hep perifan öl- sun © mi?, teşmil olunacaktar. İstanbul ve Ankara Fiat Mürakabe kurslarıni İkmal €den ve imtihanda trolürler tayin edi, döra ve tatbikat organları alarak vazifo göreceklerdir. Komisyonlar ise, mahalli eşya ve em- tianın fiatlerini tesbil edecek ve bu fiatlerin muayyen bir zaman ve ma- halde muhik olup olmadıkları hakkın, da rey beyan edeceklerdir. KAÇAK Balıkçılık | Sahillere kontrol memurları gönderildi Boğazda ve Marınara sahillerin- de ava çıkan bazı balıkçıların ka- çak olarak halka balık sattıkları ilmiştir. Bunlardan üç kişi suç üstünde yakalanmışlardır. Bu kabil balıkçılar sattıkları balıklar hakkında balıkhane rüsumu ver- memekte olduklarından hakların- da takibat yapılacaktır. Balıkhane sahillere kontrol memurları gön- dermiştir. Diğer taraftan bomba ile balık avlanması balıkların nesline za- rar verdiğinden kontrollerde bu- na da bilhassa dikkat olunacaktır. —— Tüccarlara manila- tura ve kumaş satış müddeti temdit edildi Yerli Mallar Pazarlarının tüc- carlara yapacağı toptan manifa- tura ve kumaş satışları için konu- lan mühlet uzatılmıştır. 31 tem- muz tarihine kadar bu hususta Yerli Mallar Pazarlarına müracsat edilebilecektir. Bundan sonra mü- at kabul olunmıyacaktır. Adliye ve Pulis Sabahtan ak- | şama kadar rakı içilirse... Şehremininde Melekhatun mahalle, sinde Selâm sokağında 13 numarada oturan Veysel Yüzler Pazar günüi Çu- kurbostandaki mesire yerinde aabah- tan akşamâ kadâr rakı içmiş ve saat 23 te Saray meydanından geçerken fayton sürülcüsü Salâhattinin arabası, gin hayvantrına musallat olmuştur!.. Oradan geçen komiser muavini Mustafa bağırıp çağıran sarboşü yola ge ma, avret küfür elmiştir. Asliye 2 in, €i Cera Mahkemesine verilen Veysel dün İkl ay hapse ve 28 lira para ccza- sına mahküm edilip tevkif edilmiştie, BİR SARHOŞLUK DAHA!. sokağındaki kahyveye sorhoş olarak gelen ve kah, veciye isşkemla ile hücum eden Meh. met Akkuş isminde bir sarhoş dün üç Kün hapse ve 250 kuruş cezaya mah, küm olunmuştur. IZ AAMAL İA ZU İN Dinlenmek bahsi.. | | Yazan: Ali Kemal SUNMAN | En büyük nimet şüphesiz vücut | sağlığı ise sağlığın da en büyük | nimeti emniyet ve hazur içinde | dinlenebilmektir, Tarihin en gö- rülmemiş bir harbi içinde bugün milyonlarca insanın bu emniyet ve huzurdan mahrum bulunduğunu düşünmek o nimetin ne kadar kıy- met biçilemez olduğunu hatırlat- mağa kâfi. Dinlenmekte de uykunun ehem- miyeti aşikâr. İyi bir uyku hem vücut sağlığının, bem vicdan ra- hatının alâmeti sayılır. Onun için Makbet misafir gelen kralı uyur- ken öldürdükten sonra artık ra- hat uyku nimetinden mahrum kal- mıştır. Vicdan azabı onu uyutma- dı. Makbetin müracaat ettiği he- kim bu derde çare bulamıyacağını söyliyecek kadar insaf sahibi imiş: — Böyle hallerde hasta kendi kendini tedavi etmeli. demekle iktila ediyor, Fakat vicdanı rahat olup da yal- »ız vücudünü ve günün işlerinden sonra zihnini dinlendirmek mari- fetini öğrenmek istiyenler için bu imkân mevcut, Ancak kabul et- mek lâzım ki dinlenebilmek haki- katen bir marifet sayılacak gibi biraz da karışık bir keyfiyettir. Dinlenmeyi öğrenmekte Ame- rikalılar eski dünya halkından da- ha ileri gitmişler, Çalışmayı çok iyi bildikleri kadar istirahati de tamdıklarını söylemekle iftihar et- seler gerek. Vücut nasıl yorulur, hususile yorulduktan sonra en iyi nasıl dinlenebilir?. Bu bir mesele- dir. Bununla iyiden iyiye meşgul olmayı kendilerine iş edinmiş A- merikalılar var. Böylelerin yaz- dıklarını okurken hakikaten din- lenmenin zannedildiği kadar ko- lay olmadığı anlaşılıyor. — Eğer Huzur ve Emniyet için- de uyku en büyük nimet- tir. Fakat dinlenmeyi ve uykudan isitfadeyi bil- mek lâzım. dinlenmek kolay olsaydı yorgun- Taktan şikâyet de belki az olurdu. Halbuki görülen bunun aksidir. Yalnız kollarile çalışan, beden fa- aliyeti ile yorulanlar dinlenmeyi daha iyi biliyorlar. Fakat zihni yorgun elanlar için dinlenmrek daha zer bir iş halini almaktadır. Böylelerde uyku kaç- k var, saatlerce gözünü kırp- mıyarak sağdan sola, soldan sağa yatağın içinde dönüştürmek var, Biraz da hayvanlara bakmak lâ- zım geliyor. Bir kedinin uyuma- sına, ayandıktan sonra gerilmesi- me dikkat edilince şekiller vertyor, tuhaf tuhaf biçimler alıyor, sırtını yükseltiyor, ağzını açıyor — ve tır- naklarını uzatıyor ve daha meler yapacaksa; hepsini yapyor, Yani hepsini birden yapıyor. Vücudü- nün bu her parçası aurasındaki müvazeneyi temin ederek — her birine lâzım gelen bir hareket ve- riyor, O halde dinlenmekte ilk düşünülecek bu müvazeneyi te- min etmektir. Vücudün yalnız bir taralı dinlensin, diğer başka bir tarafı rahatsız kalsın; bu olma- malı. Dinlenmekte en birinci şart olarak şuna dikkat etmek elzemi Arkaüstü yatmak ve vücudün bü- tün ağırlığını Amerika- — Yatlığınız yerde arkalistü gür- terinizi kapayınız. Karanlıkta ya- tınız. Vücudünüzün ağır, çok ağıt olduğunu düşününüz. Bütün ağır- lığınızla yattığınızı düşünürseniz bem zihniniz bir takım gelip ge- çici, Takat yorucu olan düşünce. lerden kurtalacak, hem de uyku- şünerek bütün bu ağırlıkla ken- © & dinlendirdikten sonra uyan- dığınız zaman uykudan beklenen azami verim elde edilmiş olacak: tar, Tecrübe ediniz, alışınız, k İstemiş, lâkin Veysel din, a- | Hai L D <— | Japonya'zıs , yeni adıml | Yazan: Ahmet Şükrü Be Rusya ile —Almanya başlıyan muharebenin fırsattan japonların ötili meğe kalkışacaklarına şüpli? tu. Fakat kendilerine açık #İf) lardan hangisile meşgul olâfİği belli değildi. japonyanın, ya ile bir hayat memat müC Sine girişmiş bulunan meşgul olması ilk akla mal olmuştur. Gerçi ji ha birkaç ay evvel, Rusyaâ FÜj dostluk ve ademi tecavük imzalamıştı. Fakat Matsı fından imzalanan bu pakk askerleri tarafından tet Ve Matsuokanın dışında kalmasının en 1 bebini de şüphesiz bu p zası teşkil etmiştir. MatsWifğj yeni teşkil edilen kabine lınmaması, Sovyet paktıt mevi reddi mahiyetinde 687 dilebilir. Fakat japonlar Rusya rudan karşılaşmayı henüz siz telâkki etmiş olacaklı hakika Rusyanın Alman gısındaki müukavemeti, ihtiraza sevketmiştir. BÖĞÜŞ rupayı bir hamlede yıkıp istilâsı altına alan Al tün skeri kuvvetile RusyaftP ) rine atıldığı hakle, beş hiT beri belli başlı bir netifi edememiştir. a : Rusyanın Uzak Şarktan bir taarruz için de ayni yaptığına şüphe yoktur. Bi aleyh japonya, Rusyanıfi lini bekliyerek, şimdilik € meşgul olmiya karar vef görünüyor. Bu mıntaka ileif olurken de ilk adımda İi bilhassa Amerika ile 4 tstemeodiğinden, gözlerini P Hindistanından Fransız Hifi sine çevirmiştir. — Mal 1 Fransız Hindiçinisi Fral kılışı üzerine müdafaasız ? | ziyette kalmıştır. 4 Vişi, geçen haziranda ilf mütareke ile kendisini mi? kının dişleri arasına kaptö Tunuyor. Filhakika Vişi & doğruya Almanya ve GÜĞ diğer mihver devletlerile ğ yapmayı taahhüt etmiş b Bu işbirliğinin Pransız mi A Grtre öti | kelerinde üsler verm yardığı Suriye örneğinde! ği Vişi bu mihver polliği edemiyecek de! gitmiştir. Bundan sonra C Biştirerek — demokrat gdönmesi bahis mevzuu © naenaleyh mihver tazy ; sında boyun eğmek meckit dedir. 4 Fakat bu meselede m nokta, İngilterenin ve merikanın takip ede | ket hattıdır. Gerçi Amerika U: tükonun değişmesine rai İ cağını bildirmiş bulunuy4'| Uzak Şarktaki politikanifı bir ifadesi olan bu $Ö metikanın, Hindiçiniyi Si dafaa edeceği mânası Çi Filhakika Amerikanın vaziyette harekete geçi anlatan bir söz de söy! Fakat kabul edilmek (l Hindiçini etrafında birkâ$ beri ileri atılan şayiâ” 4 Amerikanın reaksiyonü Öi Binaenaleyh japonya ihdas edilecek olan et şı Amerikalıların bir gecekleri bugün için rünüyor, Bununla bera? japonya için bir gaYö çe Fransız, Holanda, rikân alâkalarının tast gi Badını istihdaf eden dahÖğg) gayeve varmakta ancak ” hale olduğuna da şüphü fi Eğer japonya bu ad! muvaffak olursa, ikinci ö tak Siyam gelecektir. devlet Uzak Şark «yeni İ tanıdığından bir veya € de japonya ile mecburiyetinde kalactHyf sonra da Singapur VE landa Hindistanı gelif dilik bu geniş prograf” nİ işini takip eden safT Gi biki hâdiselerin inkisfyfİ dır. Esasen hiçbir fırstiğ yarak Sabır ve ti şafı beklemek ötedef hariet politikaemın P yetin teşkil etmiştir. — a | İ t 1 1 İ ı 1 1 t N

Bu sayıdan diğer sayfalar: