3 Eylül 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

3 Eylül 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HALK FİLOZ! ISMARLAMA SAN'AT Şehir Tiyatrosuna bile, ala . Cai velif kakkımı düşünerek, piyes veren muharrir bulun - macığ. halde, Redyo İdaresi, stüdyoda temsil edilecek piyes asmarlıyor. Şehir Tiyatrosun - da en muvaffak olmuş piyesler, telif hakkı almak geyesile de. Nerede kaldı ki, Radyo İda - resinin vereceği-para, bir hiç. tir. Haftalarca, aylarca çalışa. cak olan san'atkâr bir eser vü. cude getirecek, bu eserin mü - kâfatı ile, İstanbulda, bir plâj otelinde 15 gün bile istiralıat edemiyecek. San'at eseri 1smarlanmaz, sipariş edilmez. Bütün smar - lama san'at eserleri “kötüdür. San'at eserini san'atkâr, yalnız san'at gaye ve heyecanı ile ya. ratır, İyi bir pabuç 25 liraya, düört beş çift pabuç parasına bir san'at eseri ısmarlanmak iste . niyor. San'atkâr, bir kundura €ı olmadığına çok pişmandır, ADİSELER İ BAA L L ELlklAErLR içyüzünü anlatan bür takım ya . zılar tefrika eder, Hepsi —malüm şeyler.. Doksan dokuz defa yazıl. mış, çizilmiş uydurma hikâyeler... Bizim Osmun Cemal şöyle de « di: — Yahı, hülâ, hangi — içyüzü? Her şeyin bir içyüzü vardır, am . ma, Holivudun yoktur. Çünkü, o kadar çok yazıldı ki... KADINLARA DAİR Bir okuyucum —yarısından ka. dın olduğunu anladım— bana şöy- le bir. mektup göndermiş: «Bir meclisde bahse tutuştuk. - Sizin, | kadınlarla fazla lâtife etmeniz - den, bekâr olduğunuzu. tahmin ediyoraz. Yoksa, bu derece - ileri ıiı-ıiı.hüıhı-'mh Hâh, l Deline meraklıları yine çoğal- miş. Hergün, belediyeye bir çox kimseler müracaat ederek, deli . me crama müsaadesi Stiyormuş. bir çeşmenin altında, mühim bir deline bulunduğu iddia — olunu - yor, Vaktile, sahibi sorvet — olan bir zatın, definesini neden bir çeşme altına saklamış olduğu yo. İstanbulda, bir çek çeşmelerin altında su bile bulunmaz, delino ne arasın, yahu? AHMET RAUF — Bultlara bak, dedi. <Zorbahan> 1 zardılar... Bu, bir yaz — fırlınasnla geleceğini haber verir... Bakıyorum. «Zorbahana, eteklerin - geki sıcağa ruğman, hlâ beyaz taci le dürüyor, Recebin, «Zorbahansı ta- rif ederken söylediği şu sözleri halır. | dadım: «Kış gelince, «Zorbahan> süt Köbi beyaz biz kebe Örler. 'Tâ uzak yollardan onu görenler kebesine Tenirler. Kar buram buram savrulure ken, hiç bir dağ onun kadar havalı değildir. Kapalı havularda anurlu ba- gn korşani bulütlarn içine — saklar, kimseye güstermez. Köştüler, «Zor bahanıt in tepesinde bir mağara oldu> dunu, içinde büyük bir bazine sakla: dığım, fokat kayalarla örtülü kapı « #0x bir Vörlü aÇamkdıklarını söyler — ler. #Zorbağanı acaba içinde sakla < dığı hazineye güvenerek mi böyle dik durüyor? aYet doğru havalar ilindik. Ça yöl yol eriyan.karlar, «Zorbahansın eteklerinden sızar, Ve bütün kış su * #uz kalan Budakli” deresi, — yenidea çağlamağa başdür.e y REŞAT FEYZİ Sonra, memlekette neden san'atkâr yetişmiyor, diye, ara sıra, yemek üzerine kahveleri. müzi içerken lâf ederiz. Hazım bitti mi, bu bahis de kapanmış. tır. Memlekette san'atkâr ister yetişsim, ister yetişmsin, kimin lân verilir, bir müsabaka açı - hır, bin bir şart.. ve sonra avu . cunun içine üç kuruş para. Sanki piyes yazmak kolay bir iştir. Ve bu işi — yapabilecek çıksın — di Sanki, o san'aikârın başka işi, gailesi yoktur, Hayatını ka . zanmağa, ekmek yemeğe mec. bur değildir. O âma kadar me - saisini verdiği bir mücssese yoktur. Eli boş, hatırı hoştur. Dört gözle, bir eser müsaba . kasının açılmasını beklemek - tedir. Müsabaka sonunda kim bi . lir, radyoda ne şühaserler din- liyeceğiz Allah kabul etsin! BENZİN TEVZİİ Dörtte bir nisbetin- de azaltıldı Şehrimize verilmekte olan ben- zin günde 15 tona indirildiğin » den taksi, hususi ve diğer oto . mobillerle, benzinle çalışan diğer vesalte verilmekte olan benzin miktarı da dörtte bir nişbetinde azaltılmıştır. Bu vesaite dünden itibaren bu şekilde tevziala baş- lanmıştır. Taksilere günde dört yerine üç şişe benzin verilmek - tedir. Fatih dispanseri açı'dı Fatih yoksul hastalar dispanseri ye- niden inga've'teysi edilmiş ve dün kü- Vat resmi yapılmıştır. İstanbul Meb'usları, Vilâyet ve Par. ti erkânının bulunduğu meraslıme İs- Tİklül Margi (le başlanmız, Halkevi e- izinin Ritahasini mütestip meb'usları. mizdân General Küztm Kara — Bekir kordelâyı kesmiştir. KÜÇÜK HABLELER VİLÂYET ve BELEDİYE: *& Belediye son günlcrde bir çok fı- rınları pislik ve diğer sebeplerden ce- zalandırmıştır. *& Belediye bUZ imalinde kullan. mak üzere Romanyadan 1500 kilo ma- yi amonyuk getirtecektir. y * Belediye, Şehir - Tiyatromunu İş Kanunu aizamnamesinden - hariç Takmak için Dahiliye Vzkâletine mü- Tacaat etmştir. * 1733 taksi otomobili şeförü Rua ile 2463 taksi şoförü Mehmet Çakır müşter; almadıklarından dolayı ceza- lancırılmışlardır. TİCARET ve SANAYİ: ae Fist Mürakabe — Komlayonunun fakviyesi ve mütehassıs üzalar ilâvesi kararlaşmıştır. MÜTEFERRİK: *& Zirmat Vekületi tarafından ha. il züraât — makinelerinin iyedek âletleri maliyet fiatinden ziraal- Çilere satılacaktır. *& Müarit Vekâleti, bu sene mek- teplerde okutulacak — kilaplârin lista. sini Bazırlamıştır. lere bildirecektir. Tefrika No: 45 Çıngırakları Yazanı CAHİT UÇUK — Ne düşünüyor, niçin gülüyorsun? Recep sorayordu: Güldüğümün farkında değilim.. düşündüğüm, senin, #Zarbahan> hak- kında söylediklerindir.. Ne güzel an. datmaştıri. Recep, yüzünde, garip bir tebes - sümle bakıyordu: — Bazan ne güzül — konuşuyorsun Recep!.. Senin köylü olduğunu unu » tuyorum. — Şarıyorsun değil mi? Çaoki., Gözlerinde uzak bakışlarla karşt « lara calmışlı. Muüdandı: — Hayatımı salatınca, beni ben ya- panları tanir, 6 zaman şaşmazsın . — Niçin anlatmıyorsun Recep? — Simdi değil!.. Recep, benim İçin sırlarla dolu bir Andan olmaktan kurlulanıyor, — Onda mütekâmil buş, ve düşünce âlemi vür. Derinlerden bir gök gürültüsü du - yuldu. Recep, bana dünerek: — Fırtına gelecek dememiş miy « vilâyet., SETNÜUNE Cuit Ezbercilik kalktı, zekâ ve muhakeme yerine geçti f $ rgsbakemeleri hâle girdiler. O derecede ki, ilkzzekteplen mezun bir çolz çocük- lar, kerrat çedvelini dâhi ezbere bil. mez oldular. Hulâsa, ezberellik, bütün — bütün defi ve tardedildi. kır oldu. Filvakl onun yerini tetkik, müşabede, ve müuhâkeme tutacaklı amma, tutmadı. İşte... Bzbere — konuüşünlür da, dolayisiyle, kalmadı. Önce, rihler, vak'alar, Hödiseter anlatan in- sanlar vardı. Bu gibi tipler tükendi. Otiların yerini seki, muhükemeli İn- sanılar aldı, burada zeki, muhake- meli insan tâbirinden — ziyade, güz insan demek daha doğrudar. Çünkü, dünya açık göz dünyası.. Ze- kâ ile açık gözlük ise tamamen başka başka/ gaylerdir. Meselâ, bir Bob - Stil gence Nedim kim diye sorunuz. Size şu cevabı ve- recektir: — Benlen bafızam zayıftır. Daha zi- yüde zekâmla mektepie muvaffak o. Turum. Siz, ona şöyle bir ipucu verin: | Geğil midir? yapan büyük san'atkâr.. Hulâsa, ezbercilik kalktı, yerine zekâ ve muhâakeme kaim oldu. Dün- ya da böyle oldu?. | BUKHAN CEVAT Hayv —S;rgısı Cuma günü Bakır- köyünde açılıyor Bakırköy kazasının ehli hayvan Bergisi 5 eylül cuma günü saat 15 de Veliefendi çayırında açı - lacakttr. Saat 14,30 dan ilbaren davetliler için Istasyondan oto - | büster kaldırılataktır. (HALK SÜTU ) Tecrübeli bir muhasebeci iş arıyor Uzun müddet telgrafhanede muha- sebeeilik yapmış hesabi: kuvvetli; ya- | zi müntazam, bülgili ve teerabeli ta- | kir bir vat kanaakâr bir üçretle İş . | ramaktadır. Arzu eden mühlerem — iş | zahiplerinin Lütfen Son Telgrat Halk | Bütuünunda <Muhüsebecis rümuzuna verme mektubu gelmiştir. Lütfen saat 13 — 16 arasında almanız mercudur, Bayan H. Y. Z: Naminiza - Haykoz- | Gan bir mektup gelmiş ve bugün ad. Tesinize gönderilmişlir. yor, gökte koyu renk bulullar kuşa - Tak uçuşüyordü. Arka arkaya gök gürlemeleri birbirini kovaladı. <Zorbahanı ın bu- | Tutlara gömülü tepesi, çakan şimşek- defle aydınlanıyor, yeşilliklerin —taze rengini nefti gülgeler kaplıyordu. Hâ'â eltmdeki sopayla dece kumsa- dında çukurlar açıyorum. İçime ga - rip, sızi halinde yumuşak bir mak - zunluk çöktü, yanıma geldi. Çenemin Fak, başlını hafifçe kaldırdı. Gözle « rinde âlev gibi sıcak bakışlar vac: — Filgen ebacı!> ne oldun?. Gülümsedim: — Ben, artik tenin bacın — değili Recep' Bu sözlerime aldırmadı. Hep © &ı - Çeneml tutüan purmuklarını, avuç - Cals: Tarunın içine alarak, kocaman, kuv - vetli elini öptüm. Yavaşça elini çekenek uzaklaştı. O. mün yüksek — boyunu, irl vücudünü, güzel bAşiA zevkle seyrediyorum. | | “Ben böyle Eşekliğime doymayayım! ,, Mübaşir, hançeresini — yırı nış HDi çıkan bir zesle, böğük boğuk bü- ibrdi Puat, | met Ak, Sırtında rengi atmış bir elbise, saç- lari uzamIş, teaşi gölmiş, kravatının rengi -solmuş, yakası ve görnleği kirli bir adam, başındaki eski yapkayı Çı- kravatıni ve yandan — ayrılmış Mehmet All. Puat, Moch e hukükü —kadimemiz vardır. Hattâ kendisi velinlmetimdir. diyebilirim. Şimdiye kadar günagün Tütuflarını gördüm. Dün azşam da bir ricada buli Terine gittim. miş'i, neydi, Ondan sonra, adamlarına, — Şu keratayı yakalayım! dedi. U- Şd bahçivanı filân, iki üç kişi çı < Xıp beni yakaladı. Hem — anlır, hem kendisi dövdü. Fakat, sönra karakale da sade kendisi dövdüğünü — söyledi. Ben de zaten onlardan davacı deği - emir kuludur. Kendisinden cıyım. Manmatli şartla davamdan vuzgeçerim. Eski < den olduğu gibi lütuflarinda devam 16 yaşlarında Osman — adında bir çocuk dün bisikletle Küçük- çekmeceye giderken, asfalt yolda bir kamyonla karşılaşmış ve ka. çamıyarak tekerleklerin arasına düşmüştür. Osman muhtelif yerlerinden a. | ğir sürette yaralanmış, — baygın tanesinde biraz sonra ölmüştür. Müddelumumilik tahkikata el koymuş, Osmanın cesedini mua- yene eden Adliye doktoru def - mine ruhsat vermiştir. 12 yerinden bıçakladı Kasımpaşada oturan Sabri a - İ Mektaplerin açıle ması yalılaşırken Hangi İlkmekteplerden çikan tala.' benin bti örtamektebe ve hangi or. tamekteplerden mezun olan — talabo- nin de, hangi Üselere girebileceği taa. bit ve Hân edildi. Bundan maksat, muayyen mekteplerde tehacümün ö. nüne geçmek, nakil vasıtalarında iz- dihamı önlenektir. Fukat, tedrisat başladıktdn sonma, bir çok mekteplerden Lir çok falebe. min yer değiştirdiği görülür. — Bunda; Heri sürülen mazeret ev faşınmasıcdir. BEkseriya, v nakli vâk; değildir. İşte bu meklep - değiştirmeleri — bilâhare, yine bir seyrüsefer mesolesi, muay- iyen mekteplere tehacüm meselesi or- taya koyar. Bu noklaya dikkat etme. 1L Alâkadartarın da bu İşin farkında olduğunu zannederiz. R. SABİT ———<a——eeara | Yüreğimde © mahzunlük sizisi ge. İ nistiyor, bir köylü kız olmadığıma te- essüf adiyorum. Kalbimi — dalduran, bütün varlığımı sihirli bir ağla seran, bu erişilmez güzellikteki hisler, beni nasıl bir sana götürecek? — Buradan ayrılamıyacak kadar kuvvetli bir ca. zibenin tesizi altındayırı. Beni ken - dine bağlayan tabiat, en büyük kud - retile hükmediyor. Henüz islm vere . mediğim, tahlil etmeğe — korktuğum yüce sel beni sürüklüyar. Nertye doğ. #iriyor. Bunü, söyledi: <Karım olmalısın!.> Henüz, bir başkasının karısı olduğumnu bü - miyor mu acaba* Pakat bilmesi 14 « zimdı. Şu halde, naril oluyor da ba- | ma: «Karım oldmalısın! » diyor. Ortalığa keanlık, dentcek kadar ko- yu bir renk, siş gibi çöklü. Recep, | « Jeride — başı boş türerek bağladı. Uzus bir at yezisin « den sanra, hayvanımı <Altinderem nin | gulartna sütmüs, dereyi İgeçerek Re - Cebin önüne gelmiştim. — O, kumsulın kıyısındaki cimenliğe dirtüstü yatmış, küçük bir sesle şurki süylüyordu. Ben ni görünce, sttar inme'ne yardım için dön firlıyarak kalkmıştı. «Sü - 'ün terii vücudünü kürulamış, o- ©u yeşilliğe bırakarak, ben kaşa, o çimenlere oturmuştul. ÇArkası Var) | İMAHKEMELERDE düzelterek | * ih, kabul ederse biz. | (Devamı 4 üncüde) —— —— — Bisikletile kamyonun altında kalan çocuk hastahanede öldü Bir adam kıskançlık yüzünden karısını on iki yerinden bıçekla ağır yaraladı bir halde kaldırıldığı Gureba has- olkyan «Sülünsü, kendi bahçesinin sğaçlıkları altına göe | Yazan: HÜSEYİN BEHCET enaiyimdir.. ederse... Yoksa, davam davadır; mad- di ve manevi zarar olarak elli lira is- terim. Davacı olurdu. Ne diyeceği sorulan mazmun, fabrikttör Fuat kalktı.. o da anlatmağa başladı: — 'İşin evveliyatı urzundur. Trüns - yal karbinde bu benim emirberimdi. Oradan dasırım. -Son zamanlarda İs- Y BE ! l İl (Biraz çalıştı. Kline para geçince, içip İçip fabrikaya sarhoş gelmeğe, ken - d çalışmadıktan başka, çalışanları da işten alıkoymağa başladı. Izlâhma uğ- Taştım; olmadı. Yol vermeğe mecbur kaldım. Bir müddet sonra tekrar gele , bir « kaç lira verip savuyordum. Bu bana dahâ kârlı geliyordu. Son zamanlarda müracaatları da siklaşlirmağa, hattâ, tapekayı Biralıp eye gelmeğe baş e ladı, Son deta bir hafla evvel yine bir sabah geldi. Ben çıkarken — küpinın önünde karştladı. Çıkarıp on lira ver. dim ve bir daha ne eve, ne de fabri- kaya uğramamasını tenbih ettim. Dün gece, gece vakti, kapıyı açık bulmus, gelip içeri kadar girmiş. Taşlıkta gö- rünce hiddetlendim; kapıyı — kupadım ve «bir daha buraya — gelecek misin? Hepsi rettir. Böyle şartla dayadan vazgeç - mesine dt taraftar değilim, dında birisi, dün sabah karısı 26 yaşında — Makbüle ile kıskançlık yüzünden kavga etmiş ve kadını 12 yerinden bıçakla ağır surette yaralamıştır. Makbule baygın bit halde Be. yoğlu hastanesine — kaldırılmış. Sabri — yakalarmıştır. — Kudının bilhassa iki yarası ağır ve hayatı tehlikededir. göğeürLelalüke L Başit Riza Tiyatro- sunun büyük turnesi Raşit Rıza tiyatro heyeti 5 ey- lül cuma günü İzmire hareket edecek, Fuarda 15 temsil vere - geklir. Bundan sonra san'atkâr . lar cenup, şark ve garp vilâyet. terinde beş ay sürecek büyük bir turne yapacaklardir. | Münakalât Vekâleti san'atkâr- İara bu seyahatleri — için büyük kolaylıklar göstermiştir EDKEBİ ROMAN: 97 Bir tek taşın bile cle geçiril . mesi katilin olduğu kadar — satı - cının da izini meydana çıkar - mağa kifayet eder. Bu dile . 'thwhwme. ) de ceğinize emin bulunuyorum. Hâkim — Muzafferin bu dileği hakkında müddelumumiye ne di. darlardan alınacak izahat üzeri « ne icap eden yerlerde tetkikat ya. pılması — için müddeiumumiliğe tezkere yazılmasına.. Şeklinde bir karar verdi, Ve. Muzafterden sordu: y nden soracağınız başka bir şey var mıydı? Muzaffer: — Biş iki sual daha.. Diye suratındaki — mimiklerle dediğine kuvvet vererek - Ticada bulundu. Hâkim: — Pek güzel sorunuz... Dedi ve., Muzaffer de sorusunu yapt — Ayşe, Nermin ve şimdiye ka- dar dinlerilen şahitlerle aranızda geçen herhangi bir hâdise var mı. * — Yoktur. — Bunu en büyük mukaddosa . tihiğa söz vererek ve and içerek söyliyebiliyor musunuz? — Evet. Vedatla bunlar nrasında her . hangi bir hâdisenin vukuunu ha « Su nizam- namesi Aboneler hakkında cezai kayıtlar var Nafıa Vekâleti şehir ve kasaba- larda abonelere su tevzil ve satışı hakkında bir nizamname hazır. lamıştır. Bu nizamnamede abone. lerin su tesisatına veya hazineye verecekleri zararlara ait hüküm. ler vardır. Aboneler yapacakları zararları tazmin edecekler ve son | üç aylık sarfiyatlarının on misli bedelini ceza olariık — ödemeğe mecbur olacaklardır. Tekerrürü halinde tazminat alındıktan son- Ta gu da kesilecektir. Şoför kurnazlığı Her müşteriden zam istiyorlarmış! Bazı şoförlerin şebir — haricine götürdükleri her müşleriden şe- hir harici zammı istedikleri gö - rülmektedir. Halbuk yalnız şe « hirden dışarı çıkan ve gittikleri yerde kalan kimselerden bu zam. min alınması lâzımdır. Ayni oto- mobille tekrar şehre dönen müş- terilerin bu zammı vermemesi kabul edilmiştir. Aksi hareket e. den şoförler cezalandırılacak - lardır. Tenisçilerimiz İzmire gidiyor İstanbul teniscileri İzmir Fuarr münasebetile tertip edilen müsa- bakalar için İzmire davet edil - | mişlerdir. İzmire neden fazla te. nisçisi gidecektir. İzmir, Ankara, İstanbul tenisçileri arasında ya - pılacak müsabakaları kazanan ta- kım Fuar kupasını alacaktır. Ceza evlerinde mektepler açılıyor Adliye ve Maarif — Vekâletleri yaptıkları temaslar neticesinde | her ceza © be birer okul tesi - sini kararlaştırmışlardır. Yüksek malüı sahibi olanlardan ma - ada bütün mahkümlar bu okul . Tara meeburer devam edeceklerdir | Her haziranda diğer mekteplerde olduğu gibi burada da imtihan - lar yapılaaktır. Z z Hava Kurumuna ya- / zılanlar artıyor Yapılan tetkiklere göne Türk Hava Kurumuna âza kaydi için her tarafta — büyük — bir rağbet vardır. Dğer senelere — nisbetle a kaydi birkaç misli fazlalaş . muştır, Aza kaydinin — kolaylaş . ırılması için yeni tedbirler ah - nacaktır. Bir Cinayet Davası Yazan : ETEM İZZET BENİCE tırlıyor musunuz? — Hayır! Kapıcı ile ilk akşam aralarında bir tahkirle bir vazife sahibinin ortaya koyduğu — basit bir çekişme olmuştur. Pakat, bun. dan başka ne büyük ne küçük hiç kimse ile aralarında 'bir şey olmamıştır. — Bunların annenizle araları nazildi? — Yülnız adlarını — verdiğiniz üç kişi ile mi? — Hayır mahkemede adları ge. çen, şahadet eden herketle? Güzin bir an düşünerek cevap verdi: — Ferdi ile arasında kendi he. sabına biç bir şey yoktu. Ayşe, | matmazel odu hizmetçisi dalkavuk derecesinde kendisine prestiş edi- yorlardı. En baş düşmanı Recai idi. Recaiyi o kovmuştu. Bahçıvan Şabanı da pek sevmezdi. Fakat, mütebariz surette kimse ile ara . sında binr şey yoktu. — Anneniz alkol alır mu idi? — Ancak bir misafirlikte fa . lan.. — Vedat size, kendisine illihak eder etmez rahat ve mes'ud bir hayat temin edebildi mi* Güz tereddütsüz cevap verdi; | Tüketinden sonra geriyt LA | mukadderatını idare — Çok rahat ve mes'ut, Çünkü, babamın refah: değil bana ver. diği kalbi — ssadeti ve rahatlığı her şeyin fevkinde idi. Babamla bir odanın içinde — oturuyorduk. ÇArkası Var) İDır İ l'll“hl Çİ Fransızlar. Yazan: Ali Kemal $ Acı mölübiyetin ıe.ıv* etmiş olması kolay izah #a 801 enahları felâketler İ mes'ul tutmaktadır. Bul Fransasında açıktan açt riyatile bir sağ - sol mÜ€ nin devamına imkân yök 4 kiler daha felâketin seleyi kesip atmak (: sanın uğradığı ıztıraptafi | nah mes'uldür, dendi.  daki FPransanın büyük işgal — altında, bir kısıril, hükümetinin tdare: bin ve felâketin mes'ull mak diye geçen sene 0f giriştiği işten müsbet BĞ çıkacağı zaten tahmin ef k Çünkü böyle büyük Bif kılı kırk ayırabilmek İS J) müsait bir zaman b ruridir. Avrupadaki Fransanıfi çikabilerek gelip geçenlef DA daha serin kanla muhak bilmek ve neler gele sünmek imkânını belj çok değil. Fransadaki SÜİ cenahlar arasındaki |çt değildir. On dokuzunu #i e vamınca ve yirminci asrif yi kırk senesinde bu müf '—' türlü safhaları — görüldüğü u için şimdiki felâketin ararken de bu sağ - Sol nın akişleri duyul n Ne olursa olsun mağlübül İ lâketi her Fransızın ayft ne çökmüştür. — Zaman Üi yara kapanmak şöyle Ş tırap daha artmaktadıf- Öği * sol her Pransız şunu S# giyir bilir: Bu felâketin önüNü; mese bile. Avrupada TÜ duktan sonra Afrikadâ mümkün değil mi”- Bu vap vermeğe çıl:şır'l:: mücadelesinin tesirleriP kalarak mümkün mertebi raf kalmağa uğraşan Ff yeni çıkmış bazı yazılafi D veybii Bunlar felâketten şu kanın mensuplacını M mağı 'değil, eskidenberi gİN sürmekte olan bir zit kid etmeği daha doğrü lar. Bu zihniyet de m kurtarmağa çalışmanın tirme yal olduğu — dÜf7 Pelâketin — arifesinde V baş gösterdiği günlerdi | ; küne gelenler, bu 19 İ e alanlar başa - Bi korkunç buli ihtilâi çıkacak, hariçtdfi ğij man ordi galip Sİ rüyüşüne devam edet baştan başa dahildeki ihtilâlin önüne geçi riçteki düşmanla bir mütareke akdi N Körülmüş. Bundan batflği sanın haricindeki im D Afrikada mukavemet ÜYN vücüde getirerek İngi g ber fiilen mücadeleyt artık sebep kalmamış medilmiştir. Çünkü İngilterenin ÖğÜ pıp yaparak Almanyâ laşmaya varmak surt" içinden - sıyrılacağı Fakat vekayi bunun n lübiyetin tö çekerken Fransızlar mazinin böyle bir mü? Şirketihayriye ve DEÇİ dareleri Sonbahar v&f” | lerini hazırlamışlı 15 inden sonra wıâ'ı başlıyacaklardır. Yi ile Adalar arasındaki ŞN leri de lüğvolunacakğ Tünel kay Amerikadan yola lan Tünel kayışının sa bir zamanda şet”i rilmesi temin olu! Tünel seferlerine

Bu sayıdan diğer sayfalar: