26 Eylül 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

26 Eylül 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HALK FİLOZOFU 2 —SON TELGRAF— 26 EYLÖL I8ti PERDE Şehir Tiyatrosu, ay başında temsillerine — başlıyor. Allah muvaffak etsin. İstanbul, cüm- he ayıbına, noksanına rağmen, bir tiyatroya sahiptir ki, bu. nunla övünebilir. İstanbul Be. lediyesi, yıllarca gevel, nasil. sa, böyle bir müessese kurmuş, tekâmül ettirmiş ve bugünkü olgun hale getirmiştir. Bu sabne İstanbullularındır; mahalli bir müessesedir. Tepe. başındaki sahne, bir devlet ti. şatrosu değil, bir Belediye ti. yatrosudur. Yaz mevsiminde, bir kısım arlistlerimiz, memleket turne. sine çıkıyorlar, Şehir ve kasa. baları dolaşıyor, temsiller veri. yorlar. Bu suretle tiyatro nime. tinden bir kısım vatandaşlar daha, kısa bir müddet için de olsa, istifade edebiliyorlar. Ti. yatromuzu, hiç yollamasak, ne olur?. Hiç., tiyatro bu şebrin değil mi?. Belediye Meclisi bir —— ——— İsrafla mücadele 150 lira mükâfatlı bir | piyes müsabakası açıldı Milli İktısat ve Tasarruf Cemi. yyeti mükâfatlı bir piyes müsaba. kası açmıştır. Propaganda kokusu taşımadan mezkür cemiyetin israfla müca- dele, tasarruflu yaşama gayeleri. ni üç perdelik bir piyes halinde efi iyi canlandırana 150 lira telif hakkı ödenecektir. Piyes bir komedi veya dram 0- labilir. Kadın eşhas üçü geçmiye. cektir. Eserler müstear isimlerle de kabul edilecektir. Nai FO L r zatın belediyeye — yaptığı bir müracaata göre, — Veliefendi çayırında mühim bir define sak. İt imiş! Hakikaten, burada bir de- fine saklı — midir? — bilmiyoruz. Şimdiye kadar haber verilen de. finelerden hiç biri tahakkuk et - mediği için, insan şüpheye düşü - yor. Fakat, Velicfendi — çayırında mevzuubahs olan define, olsa ol sa, at yarışlarındaki bahsi müş - tereklerdir. BOZUK EKMEKLER Geçenlerde gazetelerde oku - dum: Şehrin muhtelif semtlerin. de yapılan teftişler — neticesinde günde 370 eksik ve bozuk ek- mek müsadere edilmiş , Acaba, bu ekmekleri yapan fı. rınların hepsi bu suçu ilk defa mı işliyorlar?. Çünkü, malüm ya, sabıkaları varsa kapatılacaklar - di YOĞURT VE SÜT Süt ve yoğurtların nasıl satı - M. Sami Karayel, Son Telgraf. ta Hazreti Muhammed . ve Mu . harebelerine dair bir tefrika neş. rihine dair tefrikalar yazardı, he caya ne oldu, böyle? dedi.. Osman Cemal şu cevabı verdi: — Hoca artık imana geliyor. AHMET RAUF REŞAT FEYZİ karar verir, artistler yazın tur. neye çıkmasın, diyehilir. Şehir Tiyatrosunun tertip ot- tiği bu turnelerin zaten Beledi. ye ile bir münasebeti yoktar. Bu turneleri, artistler kendi hesaplarına yaparlar. Hasılatı, seyahate iştirak eden san'at. kârlar paylaşır. Bu suretle, az maaşı olan genç artistler bir kaç elbise yapacak para kaza. mırlar. Hem ziyaret, hem ticaret. A. nadolu şehir ve kasabaları gü. zel eserler seyrediyor, artistler de beş on kuruş kazanıyor!. Fakat, işin bir amması var. Tiyatromuzun dolaştığı di. yar sakinleri diyor ki: — Hani, nerede, o şöhretini, duyduğumuz büyük onlar aeden gelmi. medhi: artistler, yor?. Onları da bir görsek.. Onların turmeye çıkmıya bel. ki ihtiyaçları yok amma, va. tandaşları memnun etmek için Gönderilecek eseri Kodak müessesesinin bir izahı Beyoğlunda Tünel meydanında. Ka- dak Müessesesi sahibi Agopyanın pa- balı rüntgen filmi saltığndan — ihstikâr suçuyla Adiiyeye verildiği — yazılmış- tı. Mevzuubahs Agopyanın Kodak mü- essesesinin müdürü olmadığı yalnız bu müessesenin müşterilerinden bulundu- Bu anlaşılmıştır. Agopyan Galatada 'Tünel meydanın- daki dükkânında pahalı röntgen fil- bü tilmleri r İlkteşrin ayının an beşine kadar Ulusal E. konomi ve Arttırma Kurumu An. kara adresine teslim edilmiş ola. gaktır. O B Oi maslâkat Çoktazberi, dastum Osman Cemal Kaygılı ile görüşemiyordun. Geçen - lerde bir gece kendisini Şuhzadeba - gında, bir eski zamân — çayhanesinda t yakaladım. — Hoş beş ettikten sonra, | Mmevzu, dünya abvaline intikal etti. Zeki ve nüktedan dostum, sorduğum her elddi meseleye güzel bir espri ve Kütife Na cevap veriyordu. kuyunuz: — Alman - Rus harbine ne dersin? — Allah dertm. — Bu harbin sonunda — kim galip gelecek?. iki taraftan biri! — Japonya harbe girecek mi?. — Ya girecek, ya girmiyecek? — Amerika ne valit harbe müdaha- le edecek?. Balık kavağa çıktığı zaman, — Fransanın istikbelini nasık görü- yorsun? — Kasim girmeden bel Görüyorsumuz ki. da tün giyasi ve askeri muharrirler gibi, yeni, kat'i ve muknl biç bir şep süyle mdyor. Onunla biraz da dahili işler. den, havaiyattan görüşlüm: — Sami-Karayolin — Hazreti Mu - hammed ve muharebelerine dair bir tefrikaya başlamasına ne dersin?. — Ziya Şakir duymasın, derim. — t pekalılığından şikâyet e- diliyor, duyuyor. musun? — Selâmi İzzet gibi hayatı pahalı elanlar düşünsün, bana me? — Murat Kayahanın Erzurum mek- fuplarını oküyor. musun? — Hayır, o günlerde, idareden ga- zele almıyorum. — Üç aylık maaşını âlıyor musun? - Hayır, bâzan, unutüyor, ömü da almıyorum. — Arkadaş, dost hatırı alıyor. mü- sun?.. — Dost, arkadaş katmadı ki hatır flayım, — Necip Fazıldan dersi ibret alıyor musun? | — — Hayır. dersi Rasim Us aldı. <İb- de şimdi artık intişar etmiyer. —| — Hayatla mes'ud musun? Hayır.. — Ne raman mes'ud olacaksin? yazımın terlip —halasız üm gün. — Babtâlide, gazetelerde ne var, ne — Bildiğin gibi. Nazat büldiğin gibi?. — Birim oğlan bina okur, düner, döner... Hâah.. — Bu sene balık az, diyorlar, neden Bcaba? — Kavağı çıktı. Kodaktan aldığını söylemiştir. Lükin yapılan tahkikatta fitmlerin Koduk mü- essesesince normal Hatle salılmış ol duğu tebeyyün etmiştir. Bü münasebetle dün Kodak mües- şesestinden aldığımız bir. mektupta da Ağopyazın sadece bir >üşteri olduğu ve Tünel meydanındaki Kodak mücs- sevesinin — toplan satış yapıp hiç bir yerde şubesi bulunmadığı ve bu ihti- kârla alâkaları olmadığı zikralınmüz- tur, HALK SÜTUNU 'Barbaros ihtifali © halde Amerika harbe müdaha- 2 edecek. — Amma, bu balik baska bâlık. — Nasıl. — İzmirde tutulan renkli balıktan.. Ozmanı Cemmalle vedalaştık, ayırıldık. R. SABİT Yarın Beşiktaşta ve Halkevlerinde mera- sim yapılacak Şanlı Türk denizcisi Barbaras için yarın sabah saat 10 da Beşik. taştaki makberesi önünde büyük bir ihtifal yapılacaktır. Yar:n ge. ce Halkevlerinde de şanlı denizci. Ders vermek istiyor İngilizce ve Fransızcayı iyi bilir, İn- gülk Üsüsinden mezun, çocukları se - ver, ekddi, bir aile bayanı, çocuklara ders vermek ve onların tahstl ve tere biyelerile meşgul olmak istiyor. Müna. sip teklifleri kabul eder. İyi ve nezih bir mürebbiyeye ihtiyacı olanlarıc (San Telgraf) a bizzat veya mektupla mü- racaatları. nin hatırası anılacaktır. Bu me. yanda yarın gece saat 20,30 da E. minönü Halkevinde bir merasim yaplacaktır. Bu merasimin pro. gramını yazıyoruz: İstiklâl marşı, açış, konferans: Muharrir İskender Pahrettin Ser. telli tarafından, temsil (Hissei Şayia). Tefrika No: 68 Sürü Çıngırakları “Yazan: CAHİT UÇUK Güldü. Hep o tatk güllüşü yüzüne nakışlanınış gibi- — Sürümzün ilk müklesini — vere? cek, yapacağınmız işlerden konuşacak- Un _a.ıuııı-ıoyny-uınımıı Sırtında her zamanki gibi, kollari eçemrenmiş> saktz gibi beyaz pamuk bezi, yakası açık bir gömlek, ceviz bo- yasiyle tath kahve rengi alan bir köy | pantalonü — var. Bütün vücudünde gençliğin. Sihbatin, tazeliğin, güzel- Tiğin, canlılığı kaynıyor. — Recop, biliyor musun?, Necik be- mim canimı sıkınıya başladı! — Nasıf. Ona, Nezik'in yaptıklarım anlat - fum, Hayretle, biraz tiksinerek dinle - di — Demek ki, <Zorbahan> daki evi yeni tamir ettin?.. Başinı ekdi — KHâmımdı!.. Madem ki orada ya- nam Anacığlma musallat olmuştu; kızi bu bahsl..-Ben, hayatımız için, neler düşünüyorum. Merokla yüzüme bakıyordu: — Neler?. Bire yardım edecek adamlar bul - mamızı, sanra yağ makineleri getirt - memizi, dahâ hüyalimde canlanan e- melleri, yavaş sesle — anlattım. Ona söylerken, başımda yeni fikir doğu - yordu: — Recep, bu da şimdi akhıma gel di. Sütlerimizi, yoğurt, yağ, peynirle- Timizi taze tutabilmek için bir mah - zen yapalım. Hati tepelerden kar da getirebiliriz. Gözlerinde elektrik şerareri gibi, ye- gi şimgekler çakarak, — dudaklarında baygin bir gülüşün meağile yaklaş - . Beni kolları arasına aldı. Onun gü- 'neş kokan vücudüne yakın olmak, ba- Na maddi olduğu kadar, ölçüsüz ma - neyi bir zevk ve huzur yeriyor. Fundalıkların gölgeleri bizi güneş- yetviz a-. b Bıcında, yıkık böğürtlen yığınlarının içinde bÜbÜller ötüyor. Burada ebe- | di bir bahar var. Recebin setini duyuyorum. — Yavaş, bir mirilti halinde fisildiyor: Kolları arasındaki vücudümü kuv - vetle sıktı. Sanra kizil, - büyülü bi miknatıs gibi başım: döndüren dudak- farı, dudaklarımtı örttü. Görlerimde erimiş bir güneş Kçiğile rengi soluk mevi gök vür. Ter- n vücüdümde, yaprakların yelpazesinden düşen ince bir rüzzâr dolaşıyor. Uzak, esrarlı bir. âlemden, | tanımadığım meçtiul bir dünyaya göz- lerimi açiyor gibiyim, Yüreğ'mde, gö | Zün rengi gidi solgua bir scaklık var. Önüne geçilmez büyük hir kudretin içinde eriyerek, değişmiş, bir - başka inan olmuşum sanki. Kulağıma uzaktar sesler geliyor. Su damlaları pırdayan, #treyen yürüyen sesler, Başımın rü- yalı âleminin sesleri mi acaba? Yü - zeğimdeki solgun sıcaklığın boşlukla- rına, serin damlacıklar hâlinde ışıik Ka Kai Var) kadınin hüviyetini tosbit ettikten ca sordu: gıralık, akrabalık, düşmanlık gibi bir gey var mi? gun? Dört senelik kaynanam. Bir gün- den bir güne, birbirimleden şu kad: çık yüksünmedik. Hani derler ya, ge- Bnle kaynantı liyenler geldin de bizi görsün. Biz o - aunla gelin - kaynaha gibi değli, ana- kaz. gibiyiz. Dim süylediğim! gördüğünü, bildiğini, kimseden kork- madan, hiç bir tesire kapılmadan dos- doğru söyliyeceğint namusun ve vic- denin Üzerine Şemin eder misin? kacak, kimden çekinecek mişim? Bibi bir kadır aslâb etsin, öyle cuduloz kaynanalar- dan değildir. Diyorum ya.. evin için - de ağzı var, dill yoktur. Amma, o Şa hinde den cıkarıp, Allahından ayırıp şeytan yapar. Tavukları da kendi Şik. Bu sene ekdiğimlz tekm | de Fi Hâkim, şahit olarak çağırılan genç ı — Remziye., Lütüye ile aranızda hi-| — A, A, â, M Düşmanlik neden ol- lş Onu söy- — Barak şimd! 6 boş lâfları da, be- dinle! Ne sorarsam, — Yerden göğe kadar... Kimden kore| — Öyle değil.. yemin ederim, ge. — Yemla ederim. — Bax: komsumuz Şahinde, Lütsi- Lütfiye, Şahinde- tavuklarını taşlamış. Tavuklar - ağıni kırmış. Sonra de, 'ndeye hakarette ba- Benim — kaynanam, söylemiyorum, melek Allah kimin varsa | — Anlatayım. kaynanam diye keak karı, melekleri - dinin- ı bi Ku mısırla- et çıkartp çıkarıp yediler. — Köca bir l terlada ali kKök mhsar çikti. Taş atsa yerldir amma, ben — tavuklara taş attığını görmedim. silikede Celep Adapazarlı Hayzet- tin Ermenak yolunda dört kişi tara- findan pasuya düşürülerek — öldürül. Müştür. dayrettin n Darasına tamıh edilerek öldürüldüğü anlaşılmış ve ka- | tiller, çaldıkları paraları ölçüsüz bir gekilde sarfederlerken yakayı ele ver- mişlerdir. Katiller suçlarını ilirat et mişirdir. İzmitle KAğıt Pabrikasında — çalış- makta olan Husan oğlu Mustafa — is- minde bir genç Sebasel Halil İbrahim- | Hakuk asulü muhakemeleri | kanunu değişecek Adliye Vekâletinde teşkil' olu. nan bir komisyon Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda lü. zumlu görülen değişiklikleri yap. mak Üüzere çalışmalar.na Daşla. mıştır. Yeni harç tarifesi Adliye Vekâleti yeni bir harç tarifesi kanun projesi hazırlamış. tır. Proje bugünlerde mütaleaları alınmak üzere alâkal: Vekületlere sevkolumacaktır. Gümrük mem arasında Gümrük memurları arasında yeni değişiklikler lera olunmuştur. İst. G. Baş Md. veznedarı Zeki Or İst. G. Daş Md. memurluğuna, İst. C. Baş Md. memuru Hamdi Şenyuva İst. (. Baş Md. veznedarlığına, İst. G. Baş Did. memuru Ekrem Dinç İst, G. Buş Md. müayene memurluğuna, İst. . | Baş Md. muhasebe — memuru Rahmi | Kalyoncu İst. G. Baş ihtiyat memurlu. | Bena, İst. G. Baş Md. mubasebe me- | muru 'Tahsin Börü İst. G. Baş Md. ihtiyat metnurluğuna, İst, G. Baş Md. memuru İzzet Örbek İst. G. Baş Md. weznedarlığına, İst. G. Baş Md. memu- yu Mahmut Büyükköse İst. G. Baş Md. Ahiyat memurluğuna, İst. G- Baş Md. mer'izu Lütfi 1enez İst. G. Baş mümurluğuna tayin olunmuşlardır. “İstanbulda ışık ihtiyacı İstanBul sokuklarIndaki umumi ten- virat Lmbaları adedi on bini bulmu- yor. İrlli wtakli, bu şehirde, on binden fazla sokak vazdır. bir tane Tâmba düşmüyar. Halbuki İs- dambul, elektrikle tenvir edllen büyük bir şehirdir. Urnumi tenvirat böyle olunca, artık husüsl tenvicalı ala düşünün., İstan”- bulda binler ve binlerce — ikametyili vardır ki elektrikten mahrumdur. Bue Talarda vatandaşlar petrol — yakarlar, Bu vatandaşlar — petrele mühtaçdır Halka petrol vermiyen bir kusım ma - düydün mu? dum amma, ben yetişemedim, kaç pa- ea eder. Vallahi, az bile söyledi. Ben olsaydım, ondan bş beler yapardım. Dua etsin ki, içeride çamaşır yıkıyor- gelinceye di: Yine komşulardan Safiye... Safiye de Lütfiyenin Şahindeye Hmkaret Ct #ğini söylüyordu. Gelininin şahadeti- önünde tutularak hakaretten yirmi zün bapar mahküm edildi. fiye, gelini Remziyeye, r celep parası için öldürül- dü. Bir sebzecide katledildi On iki yaşında bir çocuğa tecavüz eden Çoban 1 yıl ağır hapse mahküm oldu ae —— — — — M | MAHKEMELERDEİ| gosevin'örncer | “Benim kaynanam melek gibi bir kadındır; cadaloz değildir,, — E, küfür ettiğini; hakaret eltiğini — Ben içerldeydim. Duydum, duy - ka- Htdisenin diğer bir şahidi daha var- nin yardımile, Lütfiye, tahrik de göz Mahkemeden çıktıklan sonra, Lüt- — A kır, dedi. Sen pek budala gey- sin. İnsan eküfür ettir der mi? «Ha- yırt etmedi.> diyecektin. Gördün mü? yirmi gün hapislerde sürüneceğim. — Zararı yok anneciğim, Yirmi gün çabuk geçer. Amma, çıkınca, bu seler Goha sunlurlusunu yaparsın. Hem ben nasıl yalan söylerim. Yemin — ettim. “Weminden korkarim. Dokumacı Fi badtn köcük kızmı görmüyor musun? Yemine uğradı da, her tarafı Hüt da- B gibi şişti. Şimdi de, eei — büğrü, eciş höcüş bir gey oklu. Yemin carp- fı, çarpıldı. Ben yeminden korkartın. Haydi haydi.. — budalahığı da, düş önüme, yürü bakalım. Ak: İsmatle söyliyeyim de, gör. Yaşlı kadın, genç kadını önüne kal- ftı ve yürüdüler!.. Böyle gelinla darısı dostlar başına! le kadın yüzünden — kavıta etmiş ve Biçaklıyasık öldürmüştür. Katil tev- kif olunmuştur. Bundan bir müddet evvel Bakırkö- yünde çobanlık yapmakta bulunan Re- cep adında bir çoban, karda oynuyan 9 yaşında bir çocuğa zorla İecavüz etmeklen mühkemeye verilmişti. Dün İkinci - Ağırcezada muhakemesine de- vam edilen Recep bir sene ağır hap- #e mahküm edilmişlir, yardımcısı tutuldu | Köv Enstitüsü mezunlarına BATMIŞ De_mirler Denizlerden çıkarı- larak kilosu 6 kuruşa alınacak İstanbul, Çanakkale, İmroz ve İzmir limanları dahilinde bulunan balık demir, zincir, şamandıra ve emsali malzemenin denizden ç. kartılmaları kararlaştırılmıştır. Bunları çıkaracak olan dalgıç. lara beher kilp demir için Liman İdaresince 6 kuruş ücret verile. cektir. Firari bir katil ile Mettesi Ayşeyi tabanca ile öl. dürdükten aonra kaçan Ahmet is- minde bir katil Gazlantepte yakâ- lanmıştır. Katil zanlısı, Ayşeyi öl dürürken yalız olmadığını, ken. disine Ayşenin kardeşi Mustafa- nın da yardım ettiğini söylemiş. tir. Mustafa da yakalanmışlır. Tohum tevziatı başladı Bu sene mahsulü az olan ve to- humluk ihtiyacı bulunan çiftçile. rimize, tohur, »'z buğday tevziatı. na başlanmışur. Şündiye kadar beş vilâyetimizm tohumluk ihti. yacı tamamlanmıştır. Ziraat Ve. rimize tobumluk buğday tevziati. tohümlük tevziatina devam ede. cektir. techizat bedeli de verilecek Köy enstitülerinden mezun ola. cak talebelere öğretmen okulları mezunları gibi bir defaya mahsus olmak üzere 60 lira teçhizat be. deli verilmesi Maarif Vekâletince kararlaştırılmıştır. KÜÇÜE HABERLER LA VİLÂYET ve BELEDİYE: e Yerebatan Sarayımım bir bakışla görünmesi için bir bDahçe vücude ge- tirilecek ve orijlnal tesisat yapilacak- tar. ** Yol vergisinin ük — taksitlerinin alınmasına başlanılmıştır. *& Dün Vilüyette Vali ve Belediye Reisi B. Lütti Kırdarın Reisliğinde ih- tikârla mücadele için bir toplantı ya- pilmiştir. MÜTEFERRİK: | *& Beş allı #y Gvvel yüzde elliye Gümrük memurları tehaüt sandığı Gümrük Memurları Tekaüt Bandığı Kanununda değişiklikler Jcra olunması kararlaştırılmıştır. Bu sandık ahkâmı Devlet De. miryolları Umum Müdürlüğü me- Müurları tekaüt sandığına benze. tilecektir. EDEBİ ROMAN: 119 — Hakkınızda şahit Güzin ta - rafından bazı ifşaatta bulunul - du. Mahkemeye dinleyici olarak gelmiş iseniz bu ifşaatı tabii ken- di kulağınızla — dinlemişsinizdir. Gelmemiş iseniz muhakeme za . bıtlarında vardır oradan okursu. nuz. Ayşenin gözleri içinde bir am zekâ ışğı parladı. Hâkim sözüne devam ederken Ayşenin gözlerini parlatan bu ışık onu söyletmeğe gsevketti. Ayşe: — Okumadım ve.. dinlemedim! Diyourdu: Derhal -bunu tefsir edenler oldu: — Muhakomeyi talik etmek İs. tiyor.. Bilmemezlikten geliyor! Muhakemede konuşulmasını is. temiyor! Fakat bu husust muhavereler başlamış sürerken, hâkim: — © halde zabıtların okunması lüzim.. Dişerek Ayşenin gözleri içine baklı. Ayşe ürpenmeler — geçiri . yordu. Bu ürpermelerde bir ruh | sarsıntısının içi dışa — döken bir izraoın Hadesi vardı, /— hâkime titreyen ve. murıklayan bir sesle: — Çok müteheyyicim reis bey emir Ve müsaade ederseniz za « bıtlar bir hafi celeede okunsun ve izahatım da gizli olsun, dedi ve. devam etti: halle bakkallarının kulaklarımı bük - “mek Lârım. AN CEVAT — L Yova, Kadliköy Sonbahâz tarifesini tan- Bir Cinayet Davası Yazan : ETEM İZZET BENİCE kadar yüksetmiş olan emlâk fiaileri kismün düşmüş bulunmaktadır. Bu yüzden emlâk satışı muamelesi fazla- daşmıştır. w Sabri Uysal isminde bir belediye tahsildarı 99 lira ihtilâs ettiğinden dün 2 inei Ağirceza Mahkemesinde ? yıl Ti ay havse mahküm olunmuştur. &e Denizyolları İdaresi Adalar, Ya- zime başlamıştır. Tarife Birinciteşri- HN ilk haftasında tatbik edileceklir. teessürüm dilimi tutuyor. Huzu- | runuzda konuşamıyorum. Hâkim: — Demek ki, gizli celse teklif edyiomsunuz. Diyerek Ayşenin — teklifini bir kere daha kendine teyit ettirmek istedi. Ayşe: — Bvet reis bey.. Diye teklifi teyit etti ve. 1srar eyledi: — Bunu sizden mutlaka istiyo . rum! Ayşenin — bu teklifini hâkim müddelumumiden sormağa ha . zırlanırken avukat Muzaffer: — Yüksek hey'eti hâkime mü. sazde buyururlarsa şehidin sözü üzerinde bir talepde bulunmak is- | tiyorum. Dedi ve mahkemeden söz söy. lemek müsaadesini alan Muzaf - fer: — Şahit gizli celse yapılmasımı istiyor.. Diyerek sözüne başladı ve.. de. vam elti — Şahidi tessdüfen ortaya attığı havanın tesiri altında katil suçu ile kolaycacık suçlandırıve « sına katlanmışlar, nın masrafını ödemişlefi torluklarının parçalanı hit olmuşlar, iki milyofi | man kamplarında çürü manya ile işbirliği yaP' birer sulkastlere Uğrat nemalarda nümayişler $ manya yi imzalıyalı, kadar bir zaman geçi reke imzalandığı zaman, müuharebenin ne ıımıı: a ceği hâlâ belli değildir. Vişi bükümetini teşkil dÖ gP tika adamlarının mül lış bir hesap neticesinde dıklarına şüphe yoktur. B geçen bu on beş ay zarftdli ö | sızlar ü S ” at etmişler, huli etten doğan her aciyi Tardar. Fakat şimdiy metin bu neticelerimt | ile katlanırken, son bİZ ÖÖWÜ içi: de bilhassa işgal alti Di hissedilmiye başlamıştıf. ( * kısımlarda bir KIf Pariste Alman & ' € SİTEREZ Kaf ef Tz ee - S FEPERAEAZ ta ve Almanya ile işb raftar olan politikaci! lara hedef olmaktadıriif. Öç Acaba işgal kuvvetlerili işbh e lanan bu Pransızlar Bunlar Alman işgaline larında isyan uyanan mdır? Yoksa komüni Bu suale verilecek ehemdmiyeti vardır. Almanlar, bt j reketi olduğunu Bareşal Peten de cvvelki, Tadyo ile söylediği DU kınlıkları — yapanlaf? tahrikâtçılara kapıldı! Tomekle bu iddi ş-_L.! istemiştir. Filhakil Rusya larbe' gizec SÖt dığına bakılacak olurtü, lara ve Peten'e hak rzektir. Fransızlar, of zimetin neticelerine katlanmışlar ve ancak be girdikten sonradır H vemete cesaret — edeb Bu da bu hıxekeııl::“ dan idare edilmel AŞ Gelil olarak xmnı:bi“' et D, radan zaman geçm diğini de unutmamı Geçen senenin hazTi sız askerleri hezimete ' zaman Fransız milleti a. Fakat Rusyanın ha Almanyanın şark ruz kaldığı zorluklar yardım eden — âmllke Çünkü — unululma ; mukavemet ııırııoeMİ intimal zayıfladıkça. V kuvvel ir. Hulâsa henüz vaziytk ğildir. Maamafih rupanın ımkıdda"'" yük rol oynamış bi Mmağlüp olmalarına L L EERTEOLA rP. Ça , rilen ve — huzürunuza — getirilen masumun kızı ve kendisi hakkın. da mürettep beyanal ve izahatmı yaparken hafi celse istememiştir. — Bir genç kızım, iftiraya Güzin ise Ferdi ve Ayşe hakkın. daki sözlerini söyliyebilmek ve nihayet kendi dilile kendist aley. “hinde ve havayı izah edebilmek, İ İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: