29 Ekim 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Ekim 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z—SON TELGRAF — 29 1inci TEŞ — HALK FİLOZOFU KISKANILACAK SAADET Saadetin ölçüst olsaydı, buul. ürkiyeden alabilirlerdi: rkiye, dünya harbinin üçün. cü yıtı içinde de, sulh ve sükün içinde Cumhuriyet Bayramını kutluyor. tiyar yüzü daha çok kırışmış, daha derin uçurumlar peyda ol. muştur. Bugünkü kadar, Cumhuriyet Bayrı böyle geniş bir ra. hatlık ve huzur içinde kutla- madık, Geniş Türk toprakları üstünde, dünyanın geçirdiği sarsıntıdan eser yoktur.. hayı mormaldir. Kan dökmedik, yir. mi yıla yakın bir zamandanberi nefsimizden hiçbir şey kaybel. medik. a İA adai ai HMAi GÖLLERDE BALIKLAR Şu İşe bakın: Denizden çıkan balıkları, sarf yeri bulamadığımız için bir taraftan yine denize dü- küyoruz; öbür tarafta, Çekmece gölünde bahk neslini çoğaltmak için Cesisat yapmayı düşünüyo. ruz. Tesisata ne lüzum var,. Denize döktüklerimizi göle dökelim, olur, biter.. BÜYÜKLER VE KÜÇÜKLER Bi ııılııır_lı arkadaş, bir yuzı- Hamamcıların da Fiat Müraka- be Komisyonuna müracaat ede. rek fiatlerin arttırılmasını iste. meleri, erbabı arasında haklı bu- Tunuyor. Hamam 'ırııııı arlması do. layısile, temizlenmek bir servet lük Cemalin şu iddiada bulundu- iu rivayet ediliyor: — Ben, hamama karşı boykot ilân ederek, hayat pahalılığı ile mücadele usülünü buldum. FAYTONLARA RAĞBET Faytonlar gittikçe rağlet görü. yor. Bir arkadaşım var. Her ak. şam işinden çıkınca, evimne mut- laka faytonla gider. Esbabı muci. besini şöyle anlattı: «— Yarım saat farkediyor, di. yor, Eve yarım saat daha geç gi- diyorum, karımıla yarım saat da. ha ax kavga ediyorum.» AHMET RAUF | ; dan tahsilime münlesef devam — cde- | Vilâyet un tevziatını REŞAT FEYZİ Vatandaşlar, bugün Cumhu- riyet Bayramını — kutlarken, | haklı bir gurur vo nefse itimat hissediyorlar. Artık, bütün dün. | anlamıştır ki Türkiye, bir Mmacera politikası takip etmiye. cektir. Ne kimseden bir şey is- tiyor, ne de kimseye bir şey veriyoruz. Yeryüzünün çok — azalmış mes'ut memleketlerinden - biri olan Türkiye, bugün, en büyük Bayramını kutlarken, vatan- daşlarının şuur ve idrakine, feragat ve da. yanmaktadır. Aziz Türk vatanı bugün sevinç dalgalarile çalka- miyı Rejime sadakat, Milli Şefe #adakat bize bu mes'ut günleri yaşatıyor. Aziz vatandaş, bil ki ssade. tin kıskanılacak kadar büyük. gü Beykozda bir yolsuzluk tetkik ediyor Beykoz kazasının bazı köyle « Finde un tevziatında yolsuzluk - lar yapıldığı hakkında dün Vilâ. yete bazı ihbar ve şikâyetlerde bulunulmuştur. Vilâyet bu hu - suslta ehemmiyetle talıkikata baş. | lamıştır. Şehrin umumi caddelerine nâzır arsaların duvarla — çevrilmeleri kısmen bitmiştir. Buna riayet et miyen arsa sahiplerine yeniden #htarlar yapılmıştır. Umumi man. zaraları — bozan bu. çirkinlikler Cemiyetimizin, 1/11/1941 cu. martesi günü gaat 14,30 da Emi nönü Halkevinde yapacağı aylık taplantıda Ddülün üyelenimizin bulunmaları rica olunur. Son günlerde çehrimize çok bol miktarda muz gelmeğe başla . mıştır. Dün de Antalya ve civa. fıtdan çok bol müz — gelmiştir. Bunlar perakende kilosu 60 . 80 kuruştan satılmıştır. (HALK SÜTUNU ) İş arıyor 18 yaşındayım. Bu yıl lisenin 2 in el sınıfına gectim. Yazım düzgün- dür. Mali vaziyetimin — bozuklağım- memek mecburiyetindeyim, Kanaat- kâr bir müaşla iş arıyorumn. Taliplerin Halk Sütununda A. K. D. rumuzuna yazmalarını rica ederim. Orta yaşlı bir kadın iş arıyor Evlerde orta hizmeti veyahut ta ço- cuk bâkımı yapan, ihtiyar bir kadın veya erkeğe bakabilen orta yaşlı bir kadın iş aramaktadır. Talip olanların Son Telgraf Halk sütununda N. M. M Rumuzyaa, müracaatları. Tefrikâ No: Sürü Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK rerek Öpmekle ödedim. Bu sevgili ıııv- vetli eller çift sürmeyi, saban kullan-. | mayı başardıklari kudar, dolaşarak okşamyı da biliyorlar, Şeh- rin €a mütekâmil sayılan erkeğinde bulunmiyan meziyetler Recebin vark- Bint yuğurmuş. Annem babam ve belki de Yüdez dağa gelecekler, oğlumu, kocamı, yu- v&mi görecek, beni büyük bir iştihale ile değiştiren aşökin kudretine İnana. taklar, Onlara İkram olarak saadeti- min ölçüsdrlüğünü sunacağım. Recep, velerine erişenlerinin sevinci nükşol- müş, gülümsiyerek yanımda oturuyor. Açık kapıdan kuş sesleri, çamların fi. sıltıları, çiçek kekulari dölüyor. Başımda ateşlen harflerle yazılmış bir cümle var. Kulbim anu tekrarlı » yer: «Bundan — sonrasi yoak! Bundan sonrası yok!.> diyorum. saçlarımda | | | | dedi. Benim de bir müjdem yüründe fanilerin duygu zir- | aA p. 8 Gülümsiyerek, çeremin ucunu uıcıq — Bundan sonrası da hep böyle, bel. ki daha güzel Fiğeni. | ler onları yurt İçin yetişlirmek üzere büyük şehirlere göndereceğiz.... Dan. sönra, 5 ' Sözü yarım kaldı. Acık kapldan, kü- çük Hasanin sevimli başı uzanmıştı. | Biraz maheup: — Fiğen bacı uğurlu kademli olsun | dan'a beş tane kuzu armağan edece - l Bim. Hepsi de dişi, Bu gece dünyaya Recep, sevinçle güldü: Sürü çıngıraklar — Oğlumun kusmeti! Küçük Hasan Recebt dönerek: — Recep ece, dedi. Rugün »ilrümü- zü alana çıkaralım gari... Dağlar ot, | yonca dolü... Burunlarına ot köko, Geçenlerde, bir sabah, Doktor Galip Atac'ın, Radyoda bir. Müsahabesini dinlemiştim. Muhterem doklor, umu- miyetle, eğlenceden bahsederken, söcü nihayet dinemalara intikal otürdi. Si- nemanın, buğün en çok rağbet gören bir eğlence şekli olduğunu kabul e- tiklen sonra, bu modern — milesteselt- Fin fayda ve mahsurları üzerinde durdü. Doklora nazaran, sinemaların — bil. hassa çocuklar ve henüz muhakemesl inkişaf —etmemiş gençler üzerinde çok zararlı tesirleri vardır. Çocuklar, hayret ve hayranlığı Htismar etmek- tedir. 'yülandır, öyle fevkalâde şeylerdir ki, / ocların vükü bulmalarına imkân yoktur. İşte, çocukların — zihinlerini — tahrip edön şey de bir yalandır. Doktara gö- ve, çocuğumuz, singmadan avdet edin- ce, ona, neler gördüğünü — sarmalıyır. Çocak büyük bir dikkatle bütün — gör- düklerini aynen anlatacaktır. -Cocuğu dinlemeti ve aonra, kendisine, gördük- ıımı.. hangilerinin yalan olduğunu meliyiz. — Bu suk bir takım valan hâdiselerin tah rip edici tesirlerinden kurtulscaktır. Bu tavsiye, iyi bir terbiye vasıtası- dır. Ben de kansat getirdim ki. bu ha- yeketin yapılması, çocuk terbiyesi bu- kimindan foydalı ve zanurldir. Ancak, eğec, bülün ana ve babalar, | çocaklariyle bu şekilde meşgul olmuya vakit bulurlar ve uğraşırlarsa, onların başka bir iş yapmıya — vakitleri kal- yaz. Cünkü, çocuk, yalnız - sinemada döğül, kendi muhitirde, dış Meminde, her gün o kadar çok yalan söz ve hâ- dise Te karpılaşıyor ki, bunların hep- sünin izahı, tekribi, saaller ve santler süret, Her akşam, evde çocuklarımıza İki üç saatlik bir konferans vermek, on- darla devamlı gekilde meşgul olmak Tazımdır. Bilmiyorum, bu güc ve can sikler yi kaç alle yapıyor ve yapa- Çocuğun dimağında, yalanla doğru- yu ayırt etmek, öna, mâkülü — tamıt- mak, aklı selimi aşılamak güzel şey- dir. Yalnız, artık dünya o hüle geldi Ki mâkul, aklı selim, hakli, hakikst bir Zürüdü Anka kuşuna döndü. En dürüst insan bile, 24 asat içinde, sek. gen yalana bir bıçak - çaliyor. Bu, ha- yatın bugünkü zaruretlerinden doğu- yör. İnsanlar, hakikati görmek veya duy- mak istemiyortar. Yalan, daha hoş ge- diyor. Tramevayda gidiyöorlunum, kala- balık var, yanımızdaki adama yunü söyliyebilir misiniz: Arkadaş ağtın kokuyor, sen tram- | vaydan aşağı in.. Ben rahatsiz oluyo- rum, Yahut tâ yolda bir arkadaşınıza rastlamıştınız, size zoruyor: — Nasılsin kardeşim, iyisin ya. Se- ni bu sefer daha iyi gördüm.. Biz de tabil şu cevabı. vereceksiniz! — Teşekkür edecim, İyiyim, canırh.. Bu arkadaşınıza: — Ha; iyi değilim.. - Şabahleyin evden çıkarken - karı ile kavga / ettik. Bugün âsabım bozuk. Diyebilir mislniz?. hay huydur, gidiyor. Dün torik balığı-çok bol olarak tutulmuşlur, Sabahtan — #kşama kadar Balıkhaneye moförlerle 3- kın akın torik get rilmiştir. Bun. isrın bir kısmı sahile biriken fa. kir kadın, çocuk ve ihtiyar er . keklere parasız olarak tevzi olut. r. Balıkcılar da perakende toriği 40 - 50 kuruşa satmışlardır. To. rikler çok bol olduğundan ekseri Halıkeılar bunları kilo ile ve kilo. Bu 12,5 . 15 kuruştan satmışlardır. Recep bir dalginilktan — uyanır gibi başinı kaldırdı. — Ben, sürümüzü — unutmuştum!.. , yine kendi âlemimizin rüyaama dal- muştik. Birden kalbime galer düyülarak, ortalığı kapladı. Sü- Yümüz alana çıkıyordu. Receple göz Köze geldik. Sıkışik kayalardan akan köpüklü su- lar, ovalardaki dere yatağıns uzanınca masıl yumuşak şıkırtılarIş senlenirler - se; ağılın döürt duvarı — içinde tak ve foplu ses veren sürü çıngırakları, da - yeşil eteklerine yâyılınca tek lek işmeğe buşladı. Gözlerinde mukaddes bir ateş tw- tuşan Recep, gülümriyerek dua eder “gibi mırildandı: — Sürü çıngıraklarıı.. Sesi, Kalbimin derinliklerinde akisa V ler yaptı. Dudaklarım aralandı. Ayni ıa;ı:u huşuu içinde o duayı tekrarla- — Sürü çıngırakları! , ğ SON Beyaz perde üzerinde öyle şeyler aai t EAB Ş F erir İrayei ol S İ ai Dalarğır a y eai ürpertler veren | | — — Ben haşalımıda böyle ikrsın gör- medim beylm... Beni p xadar ap- | Yal adam sayılmam, deği: mi ( — Estağtirullah efeadim... Ne de- mek? Siz, mahzı zekâisiniz... — Yok canım.. O kadarı da - değit Haf Bu herif birader, ağrıtı- dan girip burmumdan çıkıyor.. , Beni kandırıyor vesselüm... Ben de, bile bi- le, bif. türlü mukavemet edemiyos iam; kesenin ağzını açıyocum. Bir de- fa üç yüz İlra aldı, vermedi.. Artik gö- züMÜ açsam du, yeniden vermesem iyi | deği mi?. Yok'.. İkinci seferinde pa- rayı istemiye gittim; allem etti; kal Yem etti.. İki yüz Tira daha aldı.. Otdu *böş yür... İşte artık bunun huyunu, cün. ©ü geterinde de yina bir yüz vurdu. Oldu altı yüz.... Bir gün, ben tekrur parayı iselemek için gilmiye karar verdim. Bizlm hanım dedi kl: İ — Yok, ürtik! Sön ylat gidin blr du- ha çorpılacaksın... 2 berife ben gide- yim ae, haddini göste.eyim.. Pürüyı a- hp geleyim Bu şefer de hanlaı gilli. Akşam ü- zeri, banım döndü; hiz sesi sadası çik- Bantmöfendi?. dedim. — Suz, dedi.. Bu terifte öyle bir şey ki, elli Ura da böni vurdu. Alaca- oldu.. — Bu #iziniti, tıpkı yeye benzemiş... Bir kadının o0 sekiz yirmi yaşındaki | genç oğlu ölmüş... Bi İ kâdın yolda yürürken, le yürüyen bir adama rastlamış.. Hall aazarı dikkatini celsetmiş.. j — Birader, demi; nereden — geliyor- Sun?. Adam da, evinde karısile kavga et- miş.. Bursundan soluyarak / Kadıya Bidiyor. Kadın «Nereden geliyorsun'» diye sarunca, hiddetle, — Cehennemden! Demiş. — Aman; Cehsanemde bizim çocu- Üa rastladın mur, — Nasıl rastlamam?, Her gün bera- P berir. y l yapiyor?. — Ne yapacak? Zebanilenden topuz yiyip oluruyor. Kadin ağlamıya başlamış. Adamı e- ve çağırmış.. Oturtup izzeti ilkmam et- miş. Oğluna götürsün — de zebanile- Te rişvet versin diye şallar, hırkalar, #alariler, börekler, tatlıdar, — paralar Bundan — birkaç ay evvel Fa . ihde Hacı Üveys mıhınaıııdt | bir cinayet olmuş, polis Ali Rıza Özdemir, nişanlısı Hayrünnisayı tabanca kurşunile öldürmüşlü. Bu mrada Hayrünnisanın — arkadaşı Şükran da yaralanarak sonradan | hastanede ölmüştü. İstanbul Bi. rinci Ağırceza -Mahkemesindeki muhakemenin ex son ceksesinde, Hayriye isminde bir müdafaa ç. hid: dinlenilmiştir. Hayriye, Alı Rıza Özdemirin nişarılısı Hayrün. risaya baktığını verdiğini — anlatmış'ır. sonra, maznun vekili Şevki, mah. kemeye bir gencih resmini vere. rek, Hayrünnisa ile bu genç ara. sında alâka mevçut olduğunu ile. ri sürmüştür. Resmin arkasında *B. Hayrünnisaya bir halıra» ya. zası ve güç okunabilir. " şekilde *Ekrem» imzası vardır. Öldürü len kızın davacı yerindeki varis. leıL arada böyle bir alâka bulun. madığını, akrabadan olan Ekre - fain Cinayetin en yakin — şahidi Büyük Türk Ulusu Tarlnln seyrial bahtına açık eden Büyük Bayramın kutlu olsun. . M. NURİ ÇAPA Patalı değil mi?. Bir haştamız var. Tedavi edeni dok- tor, bir fülm çektirilmesini tavsiye e- diyor. Bunun üzerine bir röüntgenciye | gidiyoruz. Bir film çektiriyoruz. Rönt- | gencinin aparlımanından — çıkarken, hizmetçi kiz şöyle diyor: (—12 lira vereceksiniz.> Derbal tediye ediyoruz. Hörpten evvel —film çektirmek bu kâadar pohalı değildi. Şimdi biraz da- ha pahalı olmüsı mâkuldür, Fakat, 12 Tira da pek fazla değil mi?. Siz ne dersiniz bu işe! tatya İ MAHKEMELERDE Kürkle yiyeccekleri çabuk götürsün diye atı da verdim! Nişanlısı ile arkadaşını taban- ca ile öldürenin muhakemesi | Katilin vekili mahkemeye bir fotograf ve- rerek gizli münasebet iddia etti! v İ HÜSEYİN BENCET vermiş.. tüler , Biraz sonra kadının kocası eve 7 aa. — Küc, keyliyeti —anlate miğ, Adam kızmış.. — Kazi sen deli misin? Demiş. Ce hezmemden adam gelir mi? Ne tarala Adam hepsini alıp yola — dü- — İşte gu larafa gitü. sünı / buzirlayın atlamış.. den adama, yolda tesadüf elmiş. Fa- kat, tabil, o olduğunu bilmiyor. Beri- ki de, elindeki bolçaları (ilân bir a- kacin arkasına saklamiş. Kadının ko- Çası, atıi, bunün — yanında — durdürüp sormuş: Elnde bohçalar, kürkler filân o- n bir adama rataladın mı? Rasliadani. Demiş âleki... Şu dağ yoluna doğru vurup yukarı Çil Gösterdiği" yola at Şlımı,vıcal. Taşlığ berbat bir patlka... Sen gu ati futar misin? — Demiş. Ben çıkip ia bulayım. Atı Cebesnemden gelen kürnaza | vermiş; kendi dağ yoluna trmanmıya | başlamış. O aralık ta, herif ata atla- miş. Balıçaları da eline slp sivişirken, — Allaht smarledık demiş. Öğlüne | senden de solâm süyliyeyim mi?. Adamcağız tabll işi anlamış., Hâsirü haip, dönüp eve gelmiş. Karım «Ne | yaptın efendi. Adamı buldun mü diye sorunca, — Bulmaz olür. muyum?. Demiş. Buldum.. Konuştun. Sahiden Cehen- nemden geldiğini anladım.. — Kürkle yiysoekleri cabux götümün diye, at | d3 verdim. İkiri de birer kahkaha koyurverdiler. Defaatle para veren Adam, Yök artık, bu sefer mahkemeye 6 sanet te var.. Nasil olsa paraları yurtarırım! Dedi. Hem de | dişlerini söküp alırım.. Biraz yanra, dava ettiği adam geldi ve garip değil mi, yeniden ikna edip ! bir miktar daha para aldı, — Yüz lira daha verdim.. Davadan da vazgeçtim! Dedi. Ay başında bepsi- ni birden verecek... yemin kasem etti. Arkadaşı, — Allah sana akıllar versin! dedi. Ben veni akıllı blr &dam zannederdim amma, se0 de nafileymişsin.. Neyse... İngaallah verir, Beriki, parayı alabilip alamıyacağın- da mülereddit, kara kara düşünmiye başladı. hu.hınmısı itibarile onun şahilli. Bini çürütmek için böyle bir dd. dia ortaya atıldığını söylemiş - ierdir. Neticede, Müddeiumumilik vsas. tan mütaleasini bazırlaması için, muhakemenin devamı, — gelecek talil nlunmuş(u | Bır Ğ ınayet Davası Yazan: ETEM İZZET BENCE __Auııhınıunı—uvoı e& Mnmbomm 'ürüye yürüye cesedin bulun. uu yere kadar gelmiştik. Şükriyenin ölüsünü yere ka. panmış görünce müthiş bir ür- perme duydüm. — Bu ne hal?. Diye söylendim. Cevat sözünü bu noktada kes. ti. Fulya bahçesinin içinde ve di. şında geçirdiği an ve şahneleri yeniden gözlerinde dirilterek ge- çitlerini seyrettiği anlaşılıyordu. Dalmıştı, bakışları - bir noktaya düğümlenmiş kalmış gibiydi. Hâ. kimin ikazı ancak —onu “tekrar söz söylemiye sevketti. Hükim a0. ruyordu: Ceset nerede ve ne vaziyette Cevat, — Yol kenarında ve çalılıklar arasınday'dı.. Dedi, devam etti: — Ayjeden Şükriyeyi niçin öl- dürdüklerini daha açık ve tam münasile bana söylemesini iste. dim. O hep ayni ses üzerinde 8. rar etti: Kendisini çalılıklar ara- sına götürmek, beraber yalmak istediler, Ablam ölürüm de buna razı olmam.. dedi. Bunun üzerine .Nlm & | Komlayomuna ekapee olarak çağrılan VİLÂYET ve BELEDİYE: | tediyeleri bankaya senelik varidalının | yüzde beşi nisbetinde İştirak edecek- TALEBE Yurtları Başvekilin emri üze- rine yeni yerler aranmasına başlandı | Valinin gazetemize izahatı Retsi Lütfi Kırdar, dün Ünüwersite Rektörü Cemil Bilseli ziyaret — etmiştir. Bu ziyaret estasında fakir tale. be için yeniden yurt tedariki işi Börüşülmüştür. Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırdar bu hususta-dün bir mu - harrırimize şu izahatı vermiştir: «— Başvekilimiz doktor Refik Saydam, fakir talebe yurtlarının genişletilmesi ve yeniden — yurt tedariki işime büyük ehemmiyet vermekterdirler, Bu hususta emir. leri vardır, Ben de, Rektör Cemil Bülseti ziyaretde bu. meseleyi güz rüştük ve bezı binaları gezerek gördük. Bir takım münasip möd- reselerle kışlalardan istifade edi. lecektir. Yeni yurtlar — sür'atle küşat olunacaktır.. Ziraat Müdürü Yalovaya gitti Ziraat Müdürü — Tahsin Dilek Yalovuya gitmişlir. Orada ziral tetkikler yapacaklır. hei kar Et meselesinde garip bir iddia! Bt işini tetkik oden Fiat Mürakaba üç toptancı kasaptan biri, yakında e- tin kilocunun bir itraya kadar fırlıya- gağını söylemiştir. Fukat komlayonun koyun ve sığır yetiştiren vilüyetlerden aldığı malümata göre böyle bir endi- geye mahâl olmadığı, çok —miktarda hayvan buuladuğu ve bunların sevki- yalına başlandığı bildirilmişlir. Bina- enaleyh bu eksperin İddiası varik gö- rülmemiştir. Hattâ fiatlerin bir tar ucuzlaması mühtemeldi! BÜÇÜK BABERLER d Türk — Alman anlaşmasiyle Al manyadan mâlreme — getirilmesi — için İstandul Betediyesine bir milyon i- | ralık kontenjan müsaadesi verilmiştir. Bununla Almaayadan trüanvay, lünel, elektrik malzemesi getirilecektir, d Helediyeler Bankası Kanununun beşinci maddesinin A fıkrası değişti- rilmektedir. Buna göre Türkiye Be- lerdir. MÜTEFERRİK : Tğr Ücüncü Devlet Resim ve Heyket Sergisi önümüzdeki Cuma günü Sengi Evinde açılacaktır. d Simdiye kadar - okullarda 110 Hava Kursmu Derneği — kurulmuştur. Mekteplere 10 bin âda karnesi günde- | rilm | Hâkim, bunun üzerine sordu: — Ayşeye hiç dokunmamışlar 1 mı?, — Ayşe o mücadele esnasında kendisinin kaçıp kurtulduğunu söyledi. — Tecavüz yapanlar kaç kişi imi ? — Ayşenin söylediğine göre iki kişi imişler. — Kim imiş bunlar? — Ayşe tanımıyor. — Kılık. kıyafetleri?. — Düşkün keyafetle tmişler. Orüdaki bahçelerde çalışanlardan olması ihtimali pek kuvvetli imiş.. — Cinayet ölur olmaz Âyşe ni çin bumu hem ndueyurmamış! — Korkmuş. — Neden korkmuş?.. Cevat hükimin gözleri içne ba. | ka baka: — KEğer müssade buyurursa. nız iben size deminki gibi bütün gördüklerimi, Ayşe ile konuştuk. larıznı, hepsini ve her şeyi sıra « sile anlatayım. Sonra siz suslie. TİNİZİ sorunuz. Dedi. Hâkim, bu teklife etmedi. Cevat anlattı: — Ayşeye sordum: — Cinayet olu: olmaz niçin po. lise koşmadın? Bu' bahçedekt . lerden yardım istemedin? , ( e e— L SA Amerika ây bitaraflık l Yazan: Ahmet Şükrü E5 Hükümetin ı&mile rar vermişti. Bundan igemileri muharip devlet larına girmeklen m denin kaldırılması için tin teklifte bulunacağı du. Müharip devlet İi da, İngiltere Timanları izaha lürum bile yoktur. lar meclisinin hariciye © le umumi hey'eti tafal | bul edilen değişke, âyaf nin hariciye enc ve bu encümen maddei darak müzakere etmiştir. Vaşingtondun bildirildiki” re, encümen yakıız lerini — silahlanmaktan | madde hakkındaki hükü! fifini kabul etmekle gemileri mubarip devlei Tına girmekten alıkeyafi | nin değiştirilmesini Kaft almıştır. Encümenin C) zakerelerini gizli yaptığ! ile anlaşılmaktadır. kanununa göre, şimdi “d cümeninin kararı ua te gidecek ve bu hey'el kabul ederse, tekrar meclisinin tasvibine tir. Çünkü meb'uslar nunun — yalnız ticaret silâhlanmaktan sini değiştirdiğimne _d kararı önce meb'uslar rafından verilen _İ' türmektedir. Gerek tanut bağtıyan bitaraflik, kayıtları, Hlıbllâl mış olacaktır. sonra Atlantik ıl'— rebesi adı veril ., taçillereye vda OÇi ni malzemesi mücadeleye ı.ı- Oika bayli iştirak etmiş ı İngiliz ticaret dört yüz bin — ral zamatdır ki Amerikt muharebesine l.* ki bu ilk karışına; kukunun — bi ; uymıyan bir şekil "3 p Atlanlik — yolunun ddı' mürakabesi altını y verdi ve bu mili gi deği bölgeyi — gittiktr, Son duruma göre, nada <ahillerinden © ve bu adalardan d kadar uzanan bir kahe etmektedir. nız İalanda ile luyor ki Yeni P sile İngiltere * üçte ikisine yıl" merika mürakabt merikanın haklarma riayet bileceği zaman ;';Ü adamları, devletler h M'?' yeti beklemiy' lerinin ilü% keli bölgelere “,ı& mazdan önce Ö Iına sile mürakabeti İyetler Amerikaatt. pr mıştır. Esateğ AÇ tekrar etmi rine mâni hidclırlıl:w 1 | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: