26 Eylül 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

26 Eylül 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© danıgalamak Jüzumdir. Aman, a her yıl bir. hayli mevzuu olur. İhtısas mevkileri için yüksek ücretler ayrılmış- tr, Ve bu ücretler, bu vazife- bu zatı seçinek için bazı for- malitelere riayet etmek Tâ- Hadiseler < Karşısında SOÖNTELGRAF AKINTIYA KÜREK * Dostüm Naci Sadullah, «İk. dameda başladığı fıkralarına <A- kıntıya Kürek, serlevhasını koy- du. Babiâlide, bazı meslekdaşlar, bu buluşta fevkalâde isabet görü- “yorlar. Ben, ayni fikirde değilim, <A- kıntıya Kürek» yalnız. Nacinin fıkrularının başlığı değil, bütüa güzetelerin adı anonim adı olma- Kdır, BULMAK KOLAY ME, Selâmi İzzet Sedes, Belediye İktisat Müdürlüğünün — binasının tarıdır. Bir okuyacumdan mek- tup aldım, diyor kiz «İktisat Müdürlüğü yine şayatı takdir ve tebrikl'r. Şu zamanda İstanbulda —boş apartıman, bina bulmak kolay mi?.» VATANA HİYANET Bazılarına göre, ihtikâr ya- panları, vatana biyanet suçu ile kadar ileri gitmiyelim: Çünkü, bizim memlekette oa Binlerce vatan haini olduğnan sonra uasıl kabaj ederiz?, İSTİF YAPMAR Geçen günlerdeki Takı buhra- mudan mütecssir olan bir arka- daş şöyle diyordu: — Hiçbir maddenin istifini yap- madün, fakat, rakı istifi yapmayı düşünüyorum.. ı Bir başkası şu cevabı verdi; — Kifir istife de gelmez.. evde olunca, insan sabah akşam içmiye kalkışır!, Bu yazıyı, ihtısas mevkünde olurduğu, mütehassıs ücreti ah diğı hakde, başında bulunduğu işi, bir mülehassıs gibi değil, Mekteplerin yıllık ihtiyaçları Mektep koaperatifleri ile mek- tap idarelerinin — yıllık normal muhtelif ihtiyaçlarının birer lis- te'halinde şehrimiz ithalât ve ih- Tacafçılar birliğine en kusa — bir zamanda bildirümesi dün Maa- rif Vekâletinden tebliğ olunmuş- tür, Hataylı muallimlerin mesken bedelleri veriliyor Mazcif Vekâletinden, dün ma- arif müdürlüğüne gönderilen bir €emirle 1930, 1940 ve 1941 yıla- rında Hatay vilâyetinde muallim Vk yapımış olanlardan hehliz mes ken bedellerini almamış olunla- ©cın Hatay maarif müdürlüğüne birer istida ile müracaatları teb- Hğ olnmuştur, Bunların islr kaklse: derhal verilecektir. R Ş Resmi inşaat için mü- saade alma mecburiyeti kaldırıldı Vilâyetlerle — belediyelere —ait Tesmi inşaatin koordinasyon he- yelinden — müsaade alırdıktan Sonra yapılması hakkındaki ka- rarın değiştissidiği Vilâyete teb- liğ olunmuştur. Emre öre bu husustaki menr muiyet kaklırılmıştır. ava lll : İstanbulda boş bir € rl:;' HH $ İ bilsek... Çünkü, adı evrak haline ge- hen küğu, işlerimizin Tuhunu kaybej. tiriyor, Üniversite spor takım- ları Ankaraya gidecek 29 teşrinlevvel — Cumhuriyet beyramında şehrimiz Üniversite- sinin fulbal, atletizm ve emsali apor takımları Arkaraya giderek Ankara yüksek meklepleri apor takımile kanşılaşacaklardır. Müsabaka Maarif Vekâleti ta- rzafından tertip edilmiştir. — Bu | müsebakalar her yıl Cemhuriyet bayramında tekrerlenacaktır. Kanşılaşmalara Maarif Vekil- ünin bir nutkile başla; meratim yapılğeak! © TAKVIM g Onak Gütek bayal olmuşlu! Ku da bava parası çıktı, Evvelce vörilen kiramın bir mizlini ödeyeceksiniz, Gem | telik bir de hava parası — verçoskak miz, Ne okdu?, Aparlmanın da, tıpkı gıda maddek deri gür, saklardağı, islifçiliğe Alel o AHMET RAUF EDEBI ROMAN; 102 AŞK ve GÖZYAŞI Yazan: SELÂMİ İKİNCİ göyi anlalmaya muvaffak olacağına o- anla oluraf götmişli. Herhakle — Kenan ça iç yüzünü öğrenince Grana gele- cvka, Kapıntn çalındığımı duüyar / Sevgin geneden ok gi fuladı, kapıya koştu, yeti. Kargamnda Süzemin deleyeci Şöfica- A7 buldü... Aliy beklerken bu yabancı İle kar- | gıkişması cenimA Saktış keşlarımı ça tindı — Ne istiyorsunuz?. Diye sordu, Şefiza cevap Vermedi, — çantasından. d çıkedi, Sevgine uzattı. Sevgin kart aldı, bir göz eta, üce Kenanın yazısını larse gibi oldu. Kart Santoş de — Miranda'nın karta Wdi, Takat Özerindeki yazı hiç e okük makli değildi, Kenin Büyük ble heyöm €an ve balocan içindi, bu aalırları ka- Sevgiam yüreği çekildik Konapdan m:> acağı hatıra gölir miydi?. BÜRHAN CEVAT ZZET KISIM — Evet, Kartı getiren kadmin yüzüne bak- Ydi bile; o yaltız karta ve Kenanta yaznama bakiyordu, birden duraimdı: — Nedon Pramizca yazmaş, Kadın soğuk kanlı cevap verdi — Alışkanlık... Sevgia bunu nüstünde — fazla —dur- — Beni bekliyor mu?, — Evet, Kaadısi — Niden?, — Mülüm ya, metrosi çak kölü ve çe kakcançtır, Şit lik onun bilmesi. Gi Gtemiyor. Bevgin: — Bvet evet dedi, haydi gidelim, Merdivenleri koşarak indi, Hâlâ pe- gi sara gelen kadınin yüzüne dükati Bakmamıştı, bir daha göne kat'iyyon fanıyamasdı Halbuki, bir cinayet ölemeyi üzerine adan ve işe başlıyan bu kacına dükkat- H bekmatk gereleti, Frlkat Sövgin Kenandan böşka - bir #v GüşüzTüyYONMU, Kenana kavuşa- Cakt, Kenart artık ena tem ve dik balavayacaktı, kucaklaşecaklar, — öpür göceklte, #evişsceklerdi. Artdk Gullükten kurtulmuşku... Halbuki Sevgin bunları düyönmeyip f0 peoi sıra gelen kadirm biraz dürak H batmış oltaydı. kadınm sapsarı ke- #ldiğini ve dizlerinin, ellerimin — tüce- Fakat Sevela sergilsine kavuyuyor- du, Böyyin hasretini çektiği ve bir an bile unulamadığı, hayalerl gözlerinden eflemediği Konant, erkeğine — kovugu- yordü, Bundan bastuk bir gey — göcebilir mi, burdan başka bir Şey Güşünebilir zÜYdit, Ürkdira hç Bir şey gelmemiş, hiç bir etsden güpheltamemizi. — Hemta | müntosunu giydi, merdivenlere fırladı, âki basamak indiklen mara sordu: — | — Sir de beraber mi gelceckeiniz? — Bvet, v— Peği, gidelim öyleyee, Asoğı kapiya indiler, Sevgin kadına sardu: — Olomabil var mı — Hayır, yalda buluruc, Biraz Soüra köşede bir olomabil buldular, Sevgia hümen #iladı. (Dovamı Var) Si | | göstenmektedir. | sahasına mersup halk şiiri, yalk j l'larp Vaz_îıeti_ Merkez cephesinde Almanlar bü-. yük bir taarruza girişebilirler mi? (Yazan: İ. S. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) Doğu cephesinde: tanrruza başladığına hükmettiler. Stalingrad muharebesi, Rus mü- | — Biz bu tahmini de gurip bulduk. dafaasının — üzaması / dolayısile | Almanlar merkez kesiminde kuv- müzmin bir bale geldi. i vetli bir siklet merkezi yapmadan Mareşal — Timoçenko, — şimal- | büyük bir taarruza girişemezler. den — sevkedilen — kuvvetlerle | Siklet merkezi demek de, t©rhlı şehrin — şimal — batısında Ab | tümenlerin, tankların ve hava man gol cenahina mütemadi- | kuvvetlerinin çoğunu Stalingrad yen taarruz etmektedir. Yanılmı- | önünden ve Kafkasyadan merkoz yorsak, bu Rus taarruzları karşı- | cephesine getirmek ve uradaki sında Alman sol cenala biraz ge- | Alman ordusu kumandanı emrine ri çekilmiş ve çok sıkışık vaziyete | vermek demektir. Halbuki bu düşmüştür. Takviye kuvvotlerine | kuvvetler Stalingrad'ı, Tutpse li- ihtiyacı olduğu anlaşılıyor, Alman | manı ve Grozny petrol sahasını bava kuvvetlerinin Volga boyla- | zaptetmek içlue geniş ve uzak cep- rındaki Rus kıt'a nakliyatını bom- | he kesimlerinde kullanılmakta- balamıya devam etmesi de Rusla- | dir. İ rin Stalingrad şimal batısında, Bundan başka Moskovaya kar- artmakta olan kuvvetlerile ciddi | $1 Alman taarruzu,tamamile Rus bir tehlike olmuya başladıklarını | cephesinin en kuvvetli yerine çar- pacak şekilde de yapılamaz. Bu- nu Alman Başkomutanlığı geçen sonbabarda teerübe etmiştir; V- yazma . Moskova yolunun iki ta- rafı Moskövaya ilerlemek için kâfi değildir. g Yöeni, bu Alman taarruzu ne ©- labilir? Bizce, Almanlar Ruslurun dikkat nazarını Moskovaya çek- mek için bir tesbit veya gösteriş hareketi yapmaktadırlar, Slalin- grad mıntakasına sevkedilen Rus kuvvetlerini Moskovaya — doğru | çekmek ümidile böyle bir şaşırt- | a hareketi yapıyorlar. Esason | evvelki Rus taarruzlarile merkez cephesinin bazı kısumlarında 10-15 | kilometre geri çekilmişlerdi. Fa- kat Rus Başkumandanlığının bu | kuru gürültüye pabuç bırakacağı | tahmin edilemez, l Sonra bu Rus taarruzları Don nehri boyunca Voronej kesimine kadar geniş bir cephe üzerinde devam etmektedir. Bu vaziyette Mareşal Fon Bock ordusu, Stalin- grad muharebesinin sonmu ça- buk getiremiyecektir. Hatlâ Sta- Hngrad düşse de şimale kara kuvvetli cephe tutmiya mecbur kalacaktır. İşte iki tarafın vaziyeti böyle iken, Alman tebliğinde gürülen bir haber, yen tahıninlere yoj aç- mıştır. Alman tebliği, bir iki gün- dür, cephenin merkez kesiminde Alman taarruzunun başları ile de- vam ettiğini baldiriyor, Bu haber üzerine, bazı stralejler, Alman | ordusunun Moskova ve Ras mer- kez ordularına karşı da büyük bir —— DİL ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR —— MAHKEMELER: Kadın, hâkim değil, hâdimdir! “Mülük devacı açmıştı. — Maüikemede, | Uzün uzun anlattı: — Kdendim, geşinemiyanız — Müçte- vek hayalımız, — artık, çekilecek hab dün çaklı, Tlor gün, en sesik üç beş deda kevgu odiyoruz — Simdiye küdur Gişlmi sıkap tuldenmül evim, Beğka 3- ksh ederim dedim. Amxma, ark, çe kemiyeceğin, Ayrılınak Büyorum, Kadn da ayrılmıya tsratlardı: —Çok buysurlağtı... Pek Güzleşki... Ahlüki boruklu, Bskiden büyle dağil- &L Arlak, ne sönümü dindiyor... Ne bir. dediğime peki Gyor. — Geçinemiyecek e. Bimi ayırin kuzum. Matikeme, hangi tırafm baklı, haer | € tarafıa haksız olduğunu anlamak için öni taradın da güdlerdiği şahitleri doğr kılmış gihi, deria derin düşünür gi ağır Pdmlerik yörürken, karg farat. dan gölen İkiş kiyiden biri, — Bune dalgınlık, dszrai, ördü Ne işin ver buralanda? — Mohikadan agrılıyarum, — A! Bu kadar senedin msara mif — Bu kadâr senesi var m H, hatakınlar boğacak bir Gye tikmrmvereceğim... — Bebep? — Sebtp olur mu? Sebebi göçimele- İk. Kıtlın, üdkim deği, hikilmdir, H olduğunu — zasmedip kocasına hükmetmiye kalktığı, emirler vönmüye başladığı gin, o evin, o yuvanım — tadı Kalmamıştır. — Doğru, orast doğru amneta, iki tarafın da üysül olmmm akalla, maa- tıkla hereket elmesi Uzim, - Rica öderim, Yuzufcuğum.., Bart #en söyleme bumu... Bön, akılsız, man- toksız, yabat ahlâksiz bir adamıyayım, Banlenle geçinemeiyen kadın, dünyada kimaelere geçinemez. — © da doğru, Haydi hayırlım... Ne Giyelim?. Ben de bir vertset ilâmı çikartücağım. Haydi güle güle... — Selmetle... Adam, yine birme evvelki dalgmlı- B ik, buzint Saöne eğdi.. Güzlerini yöre dikli ve atır adımlarla yürüme pe başladı. HÜSEYİN BEHÇET Valta- » Bi HECE-ARUZ DAVASI Yazan: Orhan Riza AKTUĞ Edebiyalımızın yüz yillik ma- zisine bakılacak olursa aruzdan heceye geçişin estetik bir dava- adığı deshal anllazılır. 1908 inkılâbından sonro genç kalemler ve Türk Yurdu mecmu | alarnde Ziya Gökalp tarafından hece veminin mili olduğu ilesi Türklerde de nazim, nesre ta- l kaddüm etmiştir; tarhi vesika- larla etnağrafya tetkikleri de | bunu göstermektedir. Vezin öye de zannedildiği gibi basit bir tek- nik meselesi deği'dir. Seçkin fi domof M. Broradhing, Essti sur Fesühetikve unvanla kıymetli e- serindi «Vezin, ber Jlsanın bünyesin- Gen ve kendi dahili musikisinden doğan bir ehenk ölç d- yor; edebi şekillerde, umumi 2ev kin, ferdi şehsiyetin fevkinde be- dif vöcdanın tom bir Hafesidir. Bazı milletler başk milletlerden vezin kaideleri alabilir. Lâkin, bu iktibasın müşeri rağhete — Con- erptlon Colleetive mazhar olabil- mesi için o dilin ahengine ve ru- hum” göre temsil edilmesi gerek- tir. Meselâ, Fransızların Yunan- hlardan aklıklar; prosodieler gi- bi... Fransiz şürinde ayrka bir takım vezinler ve şekiller de var- dır: Serbest nazım — vers libers, kafiyesiz. nazm — vere bianes, heveli ve nazm — vers sylishikue, bir nevi aruza bpenziyen ve Yur man Prosodlesi üzerine yazılmış nazm — vere Metrikue, Bu hususta G. Pelkssler'nin Essot de la İitterature — Conten- poralne adh eserinde uzun üzar deya izahat mevcuttur. Fransız linan otorite ile gür gibi en nazik ve çupraşık bir dav. ballolunuvermişti; Yal ve Ahmet Haşim en güzel şiir Terini aruzla verdiler, — İstiklâl margı gibi milli manzumemiz a- ruzla yazılıverdi!. San'at ve edebiyat dünyasının mx etroğridya bakımımdan tet- kike lâyık görülür. Vezin mese- lesini, hakikt bir estetik davası | Bibi tetkik etlmek zamanı çoktan geçmiştir. Bugüne kadar şür dün (| yamızın etrafını saran karanlığı bir an evvel aydınlatmazsak ede- bi garabetler bizi gittikçe gülünç 'bir hale soakacaklır, Parmak he- sabının şiire getirdiği — kolaylık herkese şair olmak cesaretini ver di Plâstik ve didaktik manzu- meler şür zannedildi. Şuno da süykyelim ki, her güzel şilr mut- dak aruzla veya hece ile yazıla- maz.. darın on iki heceden mürekkep P, Valery'nin Poesie Pur hak- | Aleksanden vezni klâsiklere ge- kinda — yazısı çök münalıdır: | çenken nasıl sabit kaidelere sap- u. ne bir hakikat habercisi | Jandığını anlatır. Ve na de bir belâğstçidir. Şairin Vezinlerde Riytürme yaratabil- İisanı, ni değil, duyulmak içindir. Sözden ziyade musikiye yakındır. Şainin ir gibi anlaşılmak için | mek için hayli emekler sarfedik miştir. Malümdur ki Rythme, bir mözümede kuvvetli ve zayıf ses- gı kelimelee, herkesin | lerin muayyen dönüşleri ve müte ümelerdir. Fakat, ayni | nasip sıralacışları demektir. midir?» Bundan dolayıdır ki, büyük şa- n müuhâyyeleyi, bü- | irler ayni vezinle yerdıkları hal- eyrelerile güzel bir ay- | de bambaşka bir ahenk yarata- akıyan, kelimeleri | bilmişlerdir. Bu hak'kati gören içi silerek herşeyi telkin eden — bie i | | ı Cevdet Paşa: Hakiket haide A- mâna seyyalesile en çetin este- | Tap âruzile, Acem, aruzu başka başkadır. diyor. Gerçi Arap &- ruzu bakkında ilkin Evald, İmamm Hati ve taraftarlarından oyrı bir sistem kurmiya çalışarak bu vez- ni, eski Yunan vezni esaslarına sokmağa çalışmış ise de bunlara Giddi bir mahiyet atfolunamaz, tik meselelerini takhısiz bir vi zubla okuyuculara tebliğ eden h saf Sösyal şiir ze- halis bir şfir olamaz; n Böşı bulutlardadıı şir, kalabalığın, hakiki köların maldır. Bütün milletlerde olduğu gibi Aruzda, esli bir parçadan müş- tak 16 babir vandır. Bu behirler evveleo 85 e kadar çıkarken bazı Arap şairleri bunlara — şiddetle iliraz etmişlerdir. Arap veznimin en Geki ve en iplidai şekli, man- züm nesir, yeni dir nevi «Secie mahizetinde idi. Mevzuatülulüm mücllifi: <Aruz ilmâ, öyle bir ilim- dir ki, vezinlerin ahvalinden balr sedar» der, doğrudur. Veznin e- | eyliyetidir. Bu vezin malıdır. Bu kelime- nin muhtelif medlükeri vardır: I— İlk msrazn son parçası, — | Çadırın ortasına dikilen kazık, Til— Mekkeye,verilen lâkah, Bütün bunlardan çıkan — sem- bolik müâna şudur ki: Nazmın e- sası vezindir. Türk edebiyatında en eski is- Mmi eser olan kodatkubilik, Nuhbetülhakayik, bir zaman- dar hece ile mi, yoksa aruzlacı yazılmış olduğu bile bir hayli te- zeddüt ve münakaşayı mucip ol muştu. Bizde hece ve aruz taraftarları arasında zaman gaman indi ve Bayrilbei mütalealâr zuhur eder. Heceeiler; Seni seviyorum, ağ kyamıyorum, — unutamiyacağım Bibi bazı türkçe kelimelerin aruz vezni ile yazlamıyacağı ileri sü- Tülür ve bu vezne hücum edili Aruzcular da; Sevebilir miydi- müz, sevebilecek misiniz gibi ba- m türkçe kelimelerin bu vezne sakulamıyacağı iddtasında bulu- mürlar. Bizim dilimizde yanyana birkaç kısa hoce gelimse de, aruz ibahirleri içinde büyle bir taksi- mi kabul edenleri yoklur. — Bu itirazlar bir kördöğüşü halini a- de, Hevkes kendisinin haklı o- duğunu zanneder. Halbuki nazm, tabil bir ifade âleti değildir. Ak- si takdizde nesir mahiyetin alır. Nitekim bazı fransızca kelime- lee de Fransız giürinde nesillerce kullanılamadı. Ne aruzcuların ve ne de hececilerin ileri sürdükleri itirozlar, hiç bir ilmi kıymet! ha- (Dovamnı Sa: 3, Sü: 6 da) İW“,I ve Barp.. Yazan: Ali Kernal Sunman bir hesapla 350 bin Metre mürabbat diye — ölçtüğü Fınlardiya toprağının iklimi sert, üzerindeki halkı da maddi ve münevt mürette sağlam olmakla tanınmıştır. Sulh zamanında çar Jışmaktan yorulmyan Fin halkk Nin her tabakası bir çok meziyet lere sahiptir, Muhsrebe zamanın da ise Fin sskeri kudret ve ka- biliyetini pek Iyi sabt etmiştir. Finlandiyanm siyasi ve askert tarihi b senelerde büyük vakâ- yi ile dolmaktedır. Uzun bir sulti devri yaşıyarak kendini toplar ; mayı isterken Finlandiya dünya ! harbine gizmiş okdu. Finlandiyâ- ; nın bundan Sönre alacağı vazi» | yet de bugünkü harp ve siyaset âleminin birinci derecedeki me- aelelerini teşkil etse genek, — | Ziraat meselesi diğer — Baltık Tmemleketlerinde olduğu kadar endişe verici olmamışsa da Fin- deri daha a€ düşündürücü de değildir. Çünkü Fin arazisi- nin yüzde 80 nisbetinde en büyük kısmi istendiği gibi ekip biçme. ğe müssit değilmiş. Bahçelerin, bostanların, tarla- Tarın kapladığı &ha memleketin ancak yüzde 6 rüsbetindek: aca- zisi üzerindedir ki ne kdaar an olduğu besbellidir. Mer'alar da yüzde 3 nidbetinde imiş. Fin köylüsü ötedenberi hüeri- yetine maliktir. Efendiler hesa- bına zorla çalıştırılmamış olmak- Ja beraber köylünün pek çubuk sahibi olabilmiş! raları devletin elindeki erazinin köylülere tevzi edildiği görülmüy bu sayede 130 bin kadar arazi sa- — hibinin teşkil ettiği yeni bir çifte Çi zümresi wücude gelmiştir. Arazi, eköp biçme meseleled böyle pürüzlüdür. Bundan büşkk Finleri düşündüren başka dert- Ter de olmuştur. ki -bunların ba- şında bir de dil meselesi geliyor du. Rus Çarlığından evvel İsveç Krallarının memleketi ol Fin- Tandiya eskiden öğrendiklerini hep İsveçe borçludur derler. Bu- nun için İsveç dili okuyup ya- | zan, bilgili Finlerin de lizanı ol muştur. Fakat köylünün hep ol duğu göci kalmış olan dili hiç bir zaman — kaba sabş sayılmamış, İsveç dilini öğrenmiş, İsveç ede- diyatının tesirlerini duymuş o- lan. şebirli — Finliler, köylerdeki Vatandaşlarının dilini daima sev mişlerdir. On dokuzuncu asırda bir hekim de bütün köylü şiim lerini, şarkilerini ve seiresini toplamış, Finlandiya edebiyatına yeni bir hamle vermiştir. Ondan | sanra Finlerin kendilerine olan itimatize artmış, Avrupada halk | edebiyatında kendilerinin birin- ci olduklarına kanaat getirmiş- lerdir. Finlandiyanın — böyle iki dilli olması Finleri pek meygul etmiştir. Kanunu esasi her iki dili de tanıyor. Fakat gitgide İs- veç lisanını konuşanlar azalımş, yeni yetişenler kendi ana dille- rini öğrenmeğe girişmişlerdir. Arazisinim ziraste ebverişli ol> mamasına reğmen Finlandiyanın nüfusu arttıkça artmaktadır. Bu- gün yuvarlak bir hesapla 4 mik- yön nüfüsu olan — Finlendiyada nüfusun en çoğunu Finler teşkil etmektedir. İsveçliler Ancak yüze de 11 derecesinde bir azlık tcşkil edebiliyorlar, Pek az Rus, yine pek &z da Alman varmış, Finlandiya — 998040 basbinde Ruslara kargı altı ay ettiği mu- kavemetle harpten yılmadığın Böstermiştir. Fakat ne kadar süreceği belti olmysn bu dünva harbinde da- ha ziyade dayanabilmek için Firr Tandiyanın maddi gürette Servet ve küvyet menbalafına malik ok ması ığ,ıo'mbur. Açık iş ve memuriyetler Kasımpaşada gdeniz dikimevi- ne kundura işçileri 3ranılmakta- dir. Mahoukat ofisine 25-50 yaşla- Tı arasında olanlardan 50-60 Vra aylık ücretle daimt ameleler ve depo bekçileri aranılmaktadır. Maliye Vekâleli arazi tevzi kö- misyonlarına 30 Ese mezuun ah- narak bir-kursta fen memüuru »

Bu sayıdan diğer sayfalar: