29 Eylül 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Eylül 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 —SON TELGRAF— 29 EYLOR 1848 HALK FİLOZOFU Yolda Yüörümek-San'atı Wer İşin Bir san'at taratı ol guğu gibi, yolda yürümenin de bir usulü, bir san'at tarafı en ayığı bir düzüne keni açıkça gösterir. Bir şehrin medeniyet ölcüle- rinden biri de, yolda yürüyen- derin yolda yürümek - san'alı adımı - verebileceğimiz san'ata uygun hareket edip etmemele- ir, İstanbul, medeni olması lâ- zım gelen büyük bir şehirdir. Fakat, Eminönü, sabalı ve al samları Köprü Üzeri, İstiklâl eaddesi vesaire gibi kulabalık ae A — Hadiseler PT C| SONTELGRAF İÇKİSİZ SAZ Bir arkadaş gazeleain ilânlarını ekurken, — İçkisiz saz.. dedi. İçkisiz saz yarmış. Gidip dinlesek.., Bir başka arkadaş itiraz etti: — İçkisiz saz, tuzsuz yemeğe benzer, Nasıl şeker hastası veya albomin elmadıkça tuzsuz yemek veya ekmek yenmezse, büyle bir meeburiyet olmadıkca içkisiz saz da dimlenemez! İKİNCİ CEPRME MESELESİ Harp kabinı tere 13 cephede düşman! Bubu okurken dimiiyezi bir ar- kadaş, — Avrupada ikinci cephenin — açılacağını şimdi iyice aklım kes- — ti, dedi malüm! dedi. Cephe adedi on dür- — de çıksın diye, elbetle ikinci cep- — heyi açarlar, ın;tu CANI, '-KASABA YAĞI Akliye profesorü — muhterem doktor Mazhar Osman Uzman ev- velki gün verdiği bir konferansta — Fukı sarfiyatının azaltılması için fiatların yükseltimesi —lüzumun- hahılığından, — istedikleri / kadar içemediklerinden şikâyetçi Tevekkeli mi, kasaba yağı kay- | Bisi, keçiye canı kaygısı derler? | yerlerde doluşbar ve gar KİM GÜLDÜRECEK. Gazeteler yazıyor. Komik Naşit İhasta. sahneye çıkacak halde de- Kâl. Hazım hasta, bu sene sahneye çıkmasını doktarlar menetmiş. Muammer, Şehir Tiyatrosundan çıkarılımış: Sait bir kaza geçirdi. — ayağı kırıldı; sahneye çıkamıyor. /— Bunları duyan bir arkadaş, — Peki, diye sordu, bu sene İs- | — danbul halkını kim güldürecek? oıııııc—ıiuvıımdl. Siyasi mu- Kim güldürecek?: üsreklerlai AHMET RAUF Hele büyük- şehirler. de, büyük şehirlerin ana ve ka- * labalık caddolerinde, yol yürü» menin yasıl bit san'at olduğu, insan yolda yürürken, günde tezahürle ünden Lord Grov- 'na ikinci cephe hakkında sorulan bir suale verdiği cevapta «İngil- çatpış- REŞAT FEYZİ yerlerde, kösteklenmeden, çar- pışmadan, yer yer duraklama- dan, ayağına basılmadan veya tekmelenmeden, hulüsa, bir ke- dimeyle sinirlenmeden yürü- mek cidden bir mesele... Hele, böyle kalabalık yerlerde yay üzerinde / kaldırımı dürüp çi gan eden üç beş kişi, bön bön enmekânları seyredenler!.. Halbuki, zabıtaj belediye ni- zamnamesinde madde de var. Yolları işgal edenlere, gelip - geçmeyi güçleştirenlere para cezası kesilmesi lüzun. Hiç ölmazsa işlek ve kalaba- Lk caddelerde yolları işgal e- denlere ve yürümesini bilmi- yenlere ceca kesilse, bir dere- ceye kadar yollarda sinirlen- meden yürümek mümkün olur sanırım, Kira ihtikârından mahküm edilenler ni sahibi Beyan Bedia TTunçyây Kira Mhtikâeından 180 Hra ağır para cezasına mahküm edilmiş- Tr. mesi de emekli tuğbay Hüseyin Hüsnü Demirtepeyi evini — fazla fiatla kirgya verdiğinden 300 lira #nabküm etmiştir. Ecnebi ve ekalliyet mektepr lerindeki muallimler hâlâ zecm bekliyorlar Hemen hemen fekmil müesse- seler ve bürolar hayat pahalılığı karşısında memur — ve müstab- demlerine zam yaptıkları halde şehrimizdeki ecnebi ve ekalliyet mektepleri idarelerinin ücretleri on para bile urttırmaması — bu mekteplerde çalışan türkçe ders- leri mualimlerini -müteessir et- Miştir. Muallimler — ders başına aldıkları 75 kuruş ücretin tezyidi hususunda teşetibüslerde — bulu- nülmesini tekrar maarif müdür lüğünden rica etmişlerdir. SA Ş Galata Gençler Kulübünün kongresi Kulöbümüzün yıllık köngresi 3/10/1942 cumartesi günü — saat (20,30) da toplanacağından aza- larımızın kulüp ibinasına hazır bulunmaları rica olunur, Acaba b eğon? Dün mühte! işler için — mubtelif ta a kes Kilosa BO, —Ünmabem kilosu da 60 turuşta, Beşiktaşa — ge da da ayni Üneğbin ve kı mi förtarda olduğunu göre Bir aralık, bir iş için Beyoğluna çiktım. Oalatasaraydan Tüköime Ka dar Üç yörde Gyni şeylerin Satına Gökttat ettm, Köbap kestang 120, üm map 160 kunuş, Bua'ar arasında, ka- Tite farkı da yoklu, Bu fat furkini, bümen her şeyde Görmek — mündelmm dür, Meselâ İstanbuldaki 13 kuruşluk Kavun, Böyoğlunda 28 — 30 kuruş, Acaba bu meden?, Bir törlü akıl BÜRHAN CEVAT EDEBİ ROMAN: 105 | AŞK ve GÖZYAŞI Yazan ! SELÂMİ İZZET İKİNCİ — Noereye gdiyoruz?, , — Grhennema, e Yüt Sustu ve bir «daha ses çıkarmadı, Brfık adam akıllı korkuyordu. — Meh- nudin echenecen — dediği yer; —esrar İçezlerit, movfin ve köksin kullanan. Jarın yuv; Sevgn muldamadan, — köşeye gaslanımış uyuyordu, evde gulamıyan - Kenan le cinayet gekmiyordu, fam zağnca sinizleniyordu... ıımı aeler ıbılımlı elacak- Sevgin Süzanın klen olduğunu bir Kyordu. konseta Sörüp — konuşmuşe Kı.. Belki de Süzan onâ Keoanın başma bic Selkksi geldiğini süylemiş, kadını korkulmuştu. İyi snma nreye gitmiş olabilirdi?. Bunu Bacak Süzandan — moliyabilirc. ĞA Süzanın medçesini — çıkatıp atığı zaman Sevgiiln ne okluğum roracak, Böylemiyecek olurşa tehdit edeçekti, Bunu yapımak için konağa döndü, Ali de meraka — düşmiyii — Sevgin | nereyo “gilniş ölâbilirdir —Du enum da okh ermedi v$ Kenan Paber konağa dönrü. Fakil ikonakta inmedi; olamnbilde Kaldı; Keranın Süzanla - konuşma- sımda bazir bulunmak ist — Den sizi burada beklerim değ; yalmz rca ederim, Sçvgisin mereye Bitliğini baber alınca bans Büyleyi. niz, çok merak ediyerum... Çünkü be- K bi MNi da mı gazetelerin kabahati? Mukyadan geen bir. baber, gimü 29 kufuşa oin dkmeğia ay başından lediye 56 kızruşları alırnması c mgla $0 kuruşa satılacağı haberi Ha- ftayda rabil gelirli vatandaşlârin me- bit Shüyaç karşısında, izsanı, bilhassa " mÜvsz — olarak artlıra - Dürdcü yazımda, fiat — yükselişlerinin Kababalinin bazı kimselerce — gazete- letde görüldüğünü - Bu da u gözelelerin kabahati? s.r. düşürktüm, Bu yülselişe ve-| dan, 5$ kuruslar buğday alan AM—UJ Bel mm Belediyenin bir âdı Lâtiteyi bir tarafa bırakalam, — Bu- Kün Antakyada altmüya çıkan ekme- Aön yarın başlsa bir larafta, deha som- ra da katne urulü kalkınca İstenbal- da da ayni şekilda yülselmesi — peke'| mümkündür. Ya bunu örülyecek bir yabta, hiç olmaza mühdut gelirk vatandaşlarla m lama ve fakir halka, yine musyyen bir nisbette, fakal hiç olmdasa şimdiki ka- dar urur fistiş ekmük verilmesi 18- Hükümetin de buna bir çare düşüneceğine emla — olmakla beraber, bir defa söylemiş dunaklar kendimi Beyoğlunda Hürriyet apartıma Ankara milit korunma mehke- ağır paca cezasına ve 120 lira be- del farkının kiracıya verilmesine Parti nahiye kongreleri perşembe günü başlıyor Vilâyetimizin on altı kazasın. da Parti nahiye kongreler l feştihievvel perşembe günü baş- at 14 de Yalovanın Kılıç nahiye- si kongrosi taplanacaktır. Saa! 21 de de Kumkapı ve Silivri merkez â köngreleri yapılacak- Yemek Fiatlarını beş kuruş arttıran bir lokantacı 5 lira para cezasına ve bir hafta ticaretten men'e mahküm Ankara 29 (Telefonla)— Bele- iyenin — tasdikli terifesinden 5 kuruş fazlaya yemek satan «Şük- Tam lokantası> sahibi Salih Çele- bi ö lira pars cezi ta enüddetle de dükkönmm ka- mâahküm olunmuş- Anafırtalar caddesinde «Genç. ler tühafiye ml..sYbSh ö dan bir hafta müddetle dükkü- nir kapatılmasına ve 890 kuruş #ğır para cezasına mahkâm edil- &T Bö- Atlantik harhinde yeni bir saf- haş; Japon deniz hey' miral Namur zının Allantik'deki hazeketlerine dair Rador ajansı tarafından so- rulan bir suale şa cevabı vermiş: «— Japan deniz. birliklerinin büyük bir adım.attığımızı söyli- yebilirim. Bu olayın Üçlü Paktın imza edilmesinin — yıldörümüne tesadüf etmesi çok manidardır.» Japon deniz - birliklerinin At- Japon — deniz erkânıharbiyesinin dünya haritasınt şaşırdığına ve kendi harekât sahalarmı kaybet- tüğine akıl ermiyor. Japonya, do- nanmasile Almanyaya yardım e- Birleşik Amerikaya ve İngiltere- ye meydan ekumak istiyorsa, Pa- 4ifik ve Jlind denizi Japon men- Gösleriş olsun diye birkaç Ja- pon denizaltısı, Alman üslerine dürür. Bundan böylece — bahsettikten sotra asıl meseleye gelelim: Atlantik harbi, Birleşik Ame- rikanın yeni bir muvalfakiyetile umulmaz bir safhaya girmiştir. 44 günde denize indirilen bin 500 tonluük hürriyet gemisini 14 günde meydana gelirmek müm- kün olmuştur. Günde 3 gemi ya- pıldığına göre, Birleşik Amerika ayda 1 milyon tonilâto tutarında gemi yapabilecek demektir. Bu- na anüttefiklerin yaplıkları da ilâve edilirse, 1 milyon tonu kat kat aşar, Halbuki müttefiklerin aylık gemi kayıpları vasati yarım milyon ton kadardır. Şu halde Birleşik Amerika At- Dev silâhlardan İsonra cüce silâhlarl! Yeni silâhlarda bugün hayret verici bir değişiklik göte çarpr yor: Şimdiye kadar daima bü- yüğe Goğru giden meselâ uçan kateler, dev tanklar gibi la- ran yerine en küçükleri ve kü- çük olduğu kadar korkunçları kaim olmağa başladı, Bu hususta lk adımı atan Japon ordu ve do- nanmasıdır. Harp tekniğinin en büyük sürprizlerinden biri olan Perl Harburda Amerikan donan- Na taarruz eden boyu 12, ge- ği denizaltısıdır. Görünmez tanklar! Bu küçültme meylini Ameri- gözle, sabirsalida — bekdiyordu. — Deni bekleneden, benden cevap slmadan gikip gilmesi iyi bir alâmet geği, Könan saranmıştı, d peyda olmuştu. Onun bu dakri — Siz ne zannediyoramuz?, salladı. ser um. Amma Süzamin ba dere- €e kölürük yapıcağını tasawvur ede. miyorufa... Süzan fac, fakat cani değikdir, Ali biraz düşündü: — Hayir dedi, bir cinayet bealm de aklıma gelasiyor, — Hooit bürada ma?, Allığı cevap Üzörine içi biraz” va- — Sokağı glemadı mu?, — Hayır efendiim. biç bir yere gitmedi, halde ka ada Süzanın datilü, te , İçeri girli, gozikasını çıkanı Tt çikacağı Saman hizmatçi; yemek Kalılar tanklarda tatbik etmeğe başladılar. 2 metne uzunluğunda olan bu tankların bir odaya ko- mulabileceği söyleniyor. — Yalnız iki adam tarafından idere edilen ve görünmiyen tank denilen bu harp arabası bir mitralyöz veya bir top taşımaktadır. Çok hafif ve oytak olan bu tank kölaylık- da manevra yaptığı gibi saatte 100 kilometre sür'atle yol almak- tadır. Misir harbinde İngilizler ken- dilerine doğru garip birşeyin yü- Tüdüğünü görmüş, şaştemışlardı. Bu da tırtıl biçiminde üç te- kerlekli üç adam ve bir mitrak Yöz taşıyan ve her türlü arızalı farazide kolaylıkla şayanı hayret ilenliyen harp araba- lerr idi. - Bir de kabili sevk torpil adı verilen ve Amerikalı Döforest ta- talından keşfedilen küçük tayya- renin istimeli Amerikan hüküme- t tarafından — kabul edilmiş ol- Saydı silâhlardâ görülen bu kü- çülme meyli son haddine varmış olacaktı. Hakiki küçük bir teyyareden darksız olan ve islenilen hedefe tan kendisini torpil yü! taşıyan büyük bombardıman tay yaresinden atılır. — Torpili idare eden pilot hedefe mümkün mee- tebe yaklaşınca tonpilini bırakıp peraçütünü açar!, Si Visa. Japon denizaltıla- Atlantik'e girmesile bizim olması muhakkak bulunan zafere doğru | lantik'e girdiğine inanmak — güç. decek yaziyotle değildir. “Eğer faatleri için daha elverişlidir. | uğrıyarak Atlantik'e geçtiyse bu, | Anglo - Amerikanları sadece gül- Atlantik harbinde yeni bır safha CYnzın: İ. S. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) lüğü muhafaza e- Tantik'de ü decek, hattâ taarrüz maksadile dar çok gemi yapan Birleşik A- mücadele için birçok yeni tedbir- ler ve çarcler bulmakta ve bu du da muvaffak olduğu hissedil. | mektedir. | — Hakikat şudur; Amerikanın muaxzzam sancyün- de çalışma tarzı çok seri ve çok mükemmeldir. Gemi inşa kudreti, lar yarın hürriyet gemileri gibi -seri halinde denizaltılar indirip de Japon adaları sularına bir sal. muya başlarlarsa, Japon denizaltı- Tarımın Atlantik harbine iştirak etmesinin bir fanlezi — olduğunu kabul etmek lözım gelir, Netice şu: , Anglo - Amerikan. Tar bütün denizlerde münakaleyi temine mukledir oluyorlar; bu sahada vaziyetlerini kuvvetlendi. receklerine bhükmedilebilir. Ar. tık vapursuzluk yüzünden Avru- selesi de kalmamıştır. Ayda bol bol 1 milyon ton gemi yapıldık. tan sonra, ikinci cephe pekâlâ a. çılabilir. Şüphesiz Almanlar, dcnizslü harbini - şiddetlendirmek ve üs tünlüğü almak — istiyeceklerdir. Fakat bundan sonra buna muva fak olmaları tir, Zaten mütteliklere geçmiştir. safhaya girmişti fiklerm' lehine ve bu, mülte- rünmektedir. bir tayyareci esir verecek demek ür. Büu şoa dünya harbinin husu- alyetlerinden birisi de kadırların genç kızların ve hatlı çocukların da erkekler yanında döğüşte yer dir. lterede olduğu gibi Ameri- kadada da cephe gerisi hizmet- lerinde çalışan kadınların sayısı her ây binlerce artmaktadır. Pos , belediye işaret urluğu, tren makinlstkği, o- gibi iş- kan ka- iyeciliğe, kapten- lığa başlamışlardır. Diğer taraf- tan İngilterede verilen yeni bir karara teyfikan on beş yaşındaki küçükler ana ve babalarının ri- zalarile hava dafi teşekküllerin- de vazite alabileceklerdir. esrarı ! Hepimizin hemen her gün rad- yolarda, gazetelerde işilip oku- duğumuz ve artik harbin tabii harekâti Ssırasına girmiş olan shava akınları nasil yaplyor bi- Tiyor musunuz?, Görünüşle ba- sit, bir kaç “kelimeden ibaret ©- lan bu iş hakikatte en zor zmeli- yelerden biridir. Bie kere kaya aknlarına iştirak edecek tayyare- cileri tehassıs, genç ve tec rübeli olmaları, tayyarelerin en son sistem bulunması şarttır. A- kınlarda ilk iş hedefin intihabm dır, Hedetin intibebinda İngilte- rede «harp kabinesir nin muva- fakali şarttır. Bu hava taarruz- ları plânları öyle alelâcele yapilk mmaz. Her birt üzerinde günlerce çalışılır, en ufak tefertüatıma ka- dar tekeramdül ettirilir. Sonra o dasya knlkar, sıra bekler. Bu şıra harbin gidişatına ve bilhasta ha- velöra tübidir Uzun mesafelere gidip gelecek olan tayyareler için gecelerin uzun olması ve sisli bu- Tunması icap etmektedir. Akına iştirak edecek olan tay- yare adedini tesbit de çok mü- himdir. Bu kararlaşınca, tayyare- cilerin hangi bölüklerden seçile- / de emniyet ve serbestiye sahip o- labilecektir. Bir taraftan bu ka- merike ve İngiltere, diğer taral- tan Almon denizaltılarına karşı Mihver tarafın tahrip kuvvetine karşı üstünlüğü muhafaza etmek- te ve bunu daha ileri gölüreceği anlaşılmakatdır. Eğer Amerikalı- poda ikinci cephe açamamak me- ali çok azalmış- ava / Üstünlüğü de | | Hulâsa Atlantik harbi yeni bir Kadınların ve 15 yaşındaki çocukla- rin bu harpteki rolü MAHKEMELERDE,» Ananın ak sütü gıbı he'âl olsun! — Bu, husmunudan iki rılmasını ve Zacar ve ziyanamızın ö detilmesini isteriz, Mazman — Rüştürüp avuküt vöz a di — Hidise, dedikleri gibi careyan etmesnişti kil çimekte; kondletne sattık, Karariş yi venmodil, yangın söndi kasdı cürmisiyle vâki elmamışlar, #a aha, davacı, bu zaetlmiz! ister Şöhitler dinlentldi; şebadetler, —dü- va edilen tazafın ifadesini tasdük e- Giyorlardı. Maliköne, hâdisonin 380 inel made döye göre suç teşkil elmiytocik kü- Dastine vardı.. Berati kararı verdi. memnundu. Avlkalı, fiyetle yel ceği görüşülür, akının kaç saat sürec ve bilhassa kaçar daki- ka ara ile ve hengi sıraya göle favalanacağı tesbit edilir. Çünkü 4 tor bomba taşıyan bir ağfır bom bardıman tayyaresinin — pistten kalkışı öyle çocuk oyuncrğı des Eildir. Tayyare adedi de mühim- dir. Çünkü (meselâ Fransadaki Renault fobrikası nispe- ten ufak seba kaplıyan hedefler füzerinde çok fayyare gönderil- Giği takdirde bunların birbirine çarpmaları Ve parçalanmaları artar. En ağır ve modera bombardı: man tayyarelerinin saâtte sür'ati 288 kilometredir. Bu tayyareler Mündhe bömba atmak için 7 sa at müddetle müşlürdir ve bu. saati kısmen deniz üzcrinde, kıs- yeen de Almanların işgeli alta İngiliz tayyarelerinin en uzun bombardıman uçuşu ise Polonya- ya ve Danziğe yapılmıştır. Tay- jyareler bu akın için hiç durma- dan 2800 kilometrelik bir mesa- feyi katetmişlerdir. iİYüksekte teneffüs Şimal denizine, Norveçe yapı- lscak akınlarda tayyareler uzun müddet buzlu, elektrikli bulutlar arasından göçmek ve bazan da 100€ metreden fazla yüksekte uç mek medburiyetindedirler, Bu kadar yüksekte hava ve tenoifüs işi burunlara ve ağıza husugi ok- sijen eihazları takılarak yepibe, Çok kereler dönüşte tayyarelerin ve pilotlarla mürettebatın ökmer yerlerinin buz tutmuş, benzinle- rin bile donmak üzere bulundur du görülür. “Uzun menzilli akınlar için uzun gecslerin intihebi Zaruri olduğu- nu yukarıda söylemiştik. Bu ka- bil akınlara iştizak edecek olan tayyareler işlerine karanlık bas- madan başlarlar ve sabahları şa- Hak söğmeden üslerine dönmüş olmaları icap etmektedir. Mesclâ İngiliz tayyareleri sön defa Münihe gitmek için 2016 ki- lömetrelik bir mesafe katetmek mocburiyetinde kalmışlardır. A &. - KBi KY angın Sön- gürme âleti ajmıştâk. Arkıızdı - bir ihtlüf çaktı. Dün, Rüçlü Bey — müte Betenize geldi. Yangın söndünme &- letinia İksini de yere — vurup — kirdi; kulanılmaz hale getindl — Hareketi, Dükm harekelimiz — 300 inci madkkeya temas öden bir gaç teş- Çök uzuktır. Tiğdise, göyle lmuştur: Bizim iki tane yane (Çma söndürme Aleüimiz vardır. — Butu lar, mleseseyi — değştirdiğimiz 'için işlmize yaramamaktadır. Bunları mat- angâ karer verdik, LÜ Bey talip ok Ga, Paracımı bilühare almak Üzere urılan müddet bitti, Para- Vermeyiner, bir de gi dlp yangın söndürme Aletlermi geri aldık. Hüdice Bundan İbaretlir. Fukat, sidiktan sonre, kendi ralınız doğil wwi, yeze vurup kirdik, Bu harekelimiz, mesine münj ölmak zeketlmisi ha- karet mahiyetinde telâüki cdip aley- hümize hekaret davası açebilird, — Be- lah, dedi, müdikümu ipten alıtım... Evel Allah öyle bir avyuka- . gu e piyrüpük çıktık, A- | pönmm ak sülü gibi kelâl okun... A HÜSEYİN BEHÇET DIŞPOLİTİKA Atlas harbinin yeni vak'ası.. Yazan: Ali Kemal Sunman Allas Okyanusu harbinin ye- ni vak'alerindan biri daha vukua | geldi. Şimakden Rusyaya yardı- T temin eden müttefiklerin bu vak'ada zayiata uğradıkları an- laşılmaktadır. Rusyanın şimâlin | e Buz denizindeki limânlara ve bifhassa yine —Buz denizinden Beyaz denize geçerek oradaki Ab ikenjel limanıma çıkarılmak üze- re gönderilen — harp Mmalzemesi , yüklü gemilerden bir kısmı yol- da Almanlar taratından batırıldı. Vak'anın üzerinden günler geç tikçe ilk haberlerin verdiği me- takın yerine dahâ etraflı bir tet kik arzusu gelmektedir. Böyle haberlerle ülk uyandımlmak iz- tenen tesis olsa olsa müttefikler tarafının arfık deniz hâkimiyetli- Bi nerede ise kaybederek İngil- tere ve Amerika ile Rusya arasın daki yardım münakalâtının ke- sildiğine hükmettirmektir. belki. Büyük bir kafileyi teşkil eden gemilerden bit çoğunun balırılk- ımış olduğu haberi ortalığa yayı- Taca bunun karşsında şöyle dü- şünüldüğü de olmaz değ'ldir: — Zayiat çok. Bu gidişle deniz yolu kesilecek, Rusyaya o taraf- tan yardım göndermek müttefik ler için mümekün olmıyacak. Halbuki böyle deniz yak'aları olduktan sonra ilk haberler kar- Şşısında ileri sürülen bu kabil dü- Şünceler çok devam edememek- te, hâdisatın tahlili cihetine gidi- Hince daha başka neticeler çıkâ- zılmaktadır. Müttefikler tarafına nerede o lursa olsun datbe indirmek için Alman tarafı uğraşmaktan gert Kalmıyacaktır. Rusyaya giden gemi kalilesine taarruz — elmek Alman farafı için yeni bir mü- | | vaffakiyel sayılmaktadır. — Müd- tefikler tarafı için ise uğranılan zayiat ehemmiyetsiz görülme- | mekle beraber şu mülâhaza yü- Tütülmektedir: — Gemi kaybedildiği haberi efkârda daima hoşmutsuzlukla karşılanacaktır, Lâkın düşünme- 1i ki bir gemâ harp zamanında dat a böyle bir tasrruza uğramak ve batırılmak tehlikesine her va- kit uğrıyscak demektir. iat bahsinde muhar'plerin düşünüşleri birbirine uymamak- | tadır. İngilir tarafı — ötedenberi harpte zayiatı tabili görmektedir Burun eksine başka bir bakıma göre de zayiat vermek felâkele yakın bir haldir. Onun için za- ylât vermemeli, verdizmeli. Bu bakimdan meselâ şu soön vak'a. da İngiliz tarafının nekliye ge- mülerinden bir kısmının batıril miş olmâsı Alman tarafı için mu- vaffakiyet görülmektedir. Bura- dambe sayılmaktadır. Yukarıda işaret edilen İngiliz düşünüşüne Gönmek — lâzım ge- lince bahsi birez dzha, genişle mek u görünüyor. “Yelniz denizdeki nakliye gemilerinin ve onların içindeki harp malzeme- sinin batırılmış olmasınden de- Bil, daha umumi bir bakiş ile za- yiat meselesini tetkik etmek be- ı esaslar olsa gerek. Hareket das ima tehlikeyi göze almakla öle- caktır. Muhariplerin bu seferki vak'ada da karşılıklı rolleri gu- dur: Alman tarafı Rusyanın şi- mal kmanlarına gitmekte olan gemi kafilesinin — İngilla denia kuvvetlerinin himayesi ” altında yala çıkarıldığını - bilmez değil- (Devamı Sa: 3, Sör 7 de) İ miın (Herimiznü DERDİ, Üç gündür çöp- çü uğramtyan “ dükkânlar! Birkeci tçen istasyonu kar- gısındaki dükkünlara üç gün- | * denberi hiç bir çöpçü uğra- madığı için buralarda bir- ken çöpler tanffün etmeğe başlamıştır. Alâkadarların e- hemmiyetle nazar; dikkatini celbeder ve en işlek bir cad- gdenin üç gündür böyle nasil ihmal edilip çöpçüsüz bıra- kıldığına hayret eyleriz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: