24 Ekim 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

24 Ekim 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—SON TELGRAF — HALK FİLOZOFU RESMİ B Bu ders yıı başında, yeni tesis ecilecek mekt-plerden birinin, bi- masızlık yüzünden açılamadığını, gazeleler haber verdi. Mevcut mekteplerimizin kaçta kaçı yeni ve rahat binalardadır?. Böyle bir hesabin x eticesini bilmek isteme- yiniz. Çünkü, size ferahlık vermi- yecektir. dörtte birini teşkil eder, Fakat, bu âmar bamlesi içinde, resmi binalar yekünu şayanı dikkat derecede z dır, Maarif Vekâletini bör tarafa hbırakınız, belediye bile, kendisi için hiç bir bina yaptırmamıştır. Diğer Vekâletlerden İstanbulda resmi bina yaptırmak teşebbüsün- de bulunan az olmuştur. Ekseriya, devlet iaireleri, artk ikametgüh o- Tarak kullanilamyacak, eski, ahşap siyah hinaların kiracısıdır. Evvelâ yapılması İâzam gelen bina, mekteptir. Çocuğu, rahat, gü- — 28 1 6 TEŞRİN 1H$ INALAR REŞAT FEYZİ zel, yeni ve medeni binalarda - kutmak Iâzımdır. Çünkü; bina, het hangi bir ders malzemesinden da- ha az kıymette bir terbiye vasılası ıııç bir yeni bina yaptıaramamış, bü eski konaklarda _Hııu olarak dolaştırtmıştır. İstanbu! bususi idaresi, bir za- manlar, güzel ilk mektep bimaları yapıyordu. Maarif Vekâleti . ken- disi bina yapmak zahmetine kat- danmadan - vilâyetin bu binaların. yerleştirimiştir. İstanbulun imar plünmda, Ve kâjetlere düşen vazifeler nelerdir, bilmiyoruz. Hemen bütün devlet | dairelerinin bir çok resmi binaya ibtiyacı vordu . Bunların yeri, plü- m ,tahsisatı ve yapılma zamanı Ü- tamamalıyacak unsurlardan biri de resmi binalardır. —— ——— Hadiseler arşısinda SONTELGRAF. ROMASIİN iSMİ Bayan Ncaihe Muhittin Son Telgraf'a yeni bir romana başladır «Bir palyaço, dört canbaz, bir de bokkabaz..r Bu «riyinil roman isminde eksik elan şanlar ver: Bir vorguncu, bir muhtekir, bir de islifcl! AYAKKAP MESELESİ İ Bir hahere göre, ysınarlama e- yakkabılar 60 liraya kadar yükselk- amiş! Artık ismırlama ayakkabı yap Aormak, eski zamanda, teneke ma- hallesinde ev yaptırmak gibi bir | şey oldu. Vaklile 60 liraya İslan. bulda satılık evler vardı. O eve başımım sokardık, şimdi bu pabuça sadece ayaığımızı soku- yoruz!. | | BAL GİR YAŞAR: Bağazı tıkalı bir çocuk var, Ge- çen gün Son Telgrafta bir de rö- portajı çıkmıştı. Merakla sorulan sual şu di Bu çoruk, boğarı tıkalı olduğu halde, bu şekilde büyüye- | bilir mi?. O çocuğun boğazı tıkalı olduğu halde, günde jki kile süt içiyor- muş!. Sanki, bizlm boğuzımız tıkalı değil de daha fazla bir şey mi yi- yip içiyoruz?. KÖMÜR VE MANGAL Bir bakır mangalın 25 liraya sar taldığını bayretle haber veren ga- zeteler, benim hayzel ettiğim bir yaziyete düşüyorlar!. Unutuyorlar ki, Yömür bugüne bugün en Küks matadır. Böyle lüks bir maddeyi içine alacak vasıta, elbette lüks olmak gerek!. AHMET RAUF Sarıyer Halkevinde Cumhuriyet Bayramı Hazırlığı Sarıyer Halkevi - Cümiturüyet bayıramı için zengin bir progrem hazırlamıştır. Bilhassa gençliğe ayırdığı Sactlerde Bölgenin bü- tüm çocuklarını tatmim edici ge- niş yer ayırmıştır? Halkevinin, bu azik müsafirleri için hazıladı- hi 28 İlkeegrindeki (Karagöz), 29 da - umuma Semil ve 90 İldeş- zinde de sopr hareketlerine sab- no oluşu, bölgesini baştan başa harekete ve neş'eye götüren ha- kiki bir bayram olacaktır. Ekmek karnesi kopo- nu aşıran memur mahküm oldu İsanbul bininci —milli korunma mahkemesi dün belediye iktısat ve mahküm etmiştir. Mevkul bu- lanan Rahmi Kulaş 6 ay ağır hap- 8e ve G ay da memuriyetten men'e mahkiin olmuştur. Yerlııdı lir kırır Ünivenstedeki — Yabancı Diller Mok- | tebisAn kapazmnası o, daha bir &' yıl evvel ertrakaşası yapılan bir hata, geç da elsa, tamir eğitmiz oldu. Üniveni- teye boğlı böyle bir mektep, herkese vi görünüyondu. Faldesi Tmerinde Ge, mühtelit tüdirler vandi. Maarit Vekületi, şündi bu moktebi | kaptAmakla, çok yerinde bir karar vennekle kalmıyor, Ünivemiteyi, kendi işt olmyan bir yüklen kurtarıyor. Bu mektep, Ankacada — yenk kurulucağı “yerrie çok daha faideli olabilir. Müra. Besaye bundan gönerki / fanliyeti için TAVUMaYEL dilemek Lazmder. BÜRHAN CEVAT (-'İiıılı'wlı'lükımnn!h. M SAA Baell eei BİR PALYAÇO DÖRTCAN- BAZ BİR DE HOKKABAZ Maharsı; NEZİHE MUMİDDİN — Belki... Yğoer urkadaş olursak « z0 ösba ge keramokler gözlereceğim. — Sabi miti — Eibet sahi., Yazın vi bekdiyeot- — Nomradet, * — Büramda. — Büronut nerdot, t Ralip büyük bir sevlaçle portfüyünü | çıkaranık bir karteizit uzall; — Yerin tam dört buçukta teşrit e- Gerseniz beraber çıkar Bir laksiye ai Tar versiznle çay içmiye Şiderle. Bir ardmümE var emt. Gükel çenç kadz kümcal buklelerir — Siza nasl teşekkür edeyim biü- ratın ki?. Kaclmanın İMtiklâl coddetndki ka: Pat önündeydiler. “Fahirş eldivonli küçük oli vasıtla; — Şareklik Allaha sımarfadık. - Bu- rada ayrılelim. — Ymredersitiz... Yarna kader sm tarsızlir'an ölmeseydim bari Genç kadın sevkmii ve hafif bir kah- kaha ile Ratbin elini sdeğeak hizki a Gemlorla Geletasaruya doğru yürüdü. Ratip olduğu yerde dürarak onun yürüyüşündeki çev Kliğe hayran hay- Tan bakokaldu. O kadar bejtnmüşti ki arkasımlan gitnemek için kazdini zor #utlu, Ve Güzol Fabire gözlerinden /lunczya kuder arkasından — bük- Harp vaziyeti Müttefikler ne gibi hazırlıklar yapıyorla'r bunların hedefi nedir? KYaıın: İ., S. Eski Bükreş Ateşemiliteri Şişmanları zayıflatan harp ııllıtı Banplen geyeldi — Fransuda, cneçhur ca gebirler: vandı. biri de malüm olduğu Gaçre, .n...ıu BÜKÜMAL meskezi olun Vi'dir. Bir de, çök şkenımların küc yaptığı Beldes M Balra çeti vandı. Het yi güryanın Görü bir köşesinden, buntya çak sik man medoralar, mdeyöler gelir, zayı- İnenekk için küc yaparlardı. Bu su get- Tiün Baryoluri, Hkir — sathi tedbirleri, Secayete göre, Şişmanları ince, narin yaparda, Hühama, zagilliğin ada olduğu Hürte tekecdüm eden yıllanda, bir çok zergeler, Fremsanin bu büçük — gehei. min delm! rrüştenleri arasırıda idi. Hample beraber, yer yüzünce ginda kuazlar dü azılmıya başladı. Çünkü, cekde kodar gida, rabatlık neredet. Şandi, Avrupa gazetelerleim — yazdığı |: idtişler, Üç müşterinin ağınlığı — yekü- zmı, 875 kilo imtş. Damek, vacaki, beheri 126 kilo gejiyor. Geçen Ukmuml Hafirle de, tüldiğiyin bir çok insanlar zayıflnmıs, kurıdarmı, göleklerini kaybetmişler- di, Sarsk, eai hartin aördancü yalı | içlme öe, vaziyot yize böyledir. - Veke- | #yle balık cünde olanlar, şindi ada eli zayıtlamıştar, — Şişmanlar balık *& balne gelmiştir. Zelen zayıf, çiroz bi olanların ibe —eber, geei iyi g- dâ da alamayorlarsa— Artık ne hale dar, öyle kolay kolay zayıflamazlar. Onlar da çişmanlık bir insiyot mesele Su - içeeler, «ü, bür bürge meselesidir. €t, yağ olur. Böyle! . Şi çük Brides Uı Baleı gehrindeki tenisat ta, ölellerde . çalışan — yüzlerce, bia- Jeroo inseni düşünüyorum. Tetil. hep- * işiz külmçüir. Şehinde halen iç miüşteri bulunduğuna göre, bu üç müş- terinin ödiyeceği para, elbetle bu ka- döe msanı döyürüp beslemez. Vaktiyle, İstanbulde da bir şiçmenlar cemiyeti vardı. Bilâhare, bu cemiye. Gn rekâ Ktapçı Akif Bey merhum öl dükten senra, galiba, cömiyet te düğil- di ve başka iimas, yenlden böylz bir cemişet kırınodı. Harp yılları Tcindo | gizmenlar cemiyeli gibi dir trakküle yoklur. Hayak ve - hidiseler, JAT notmal veriyile sokuyor. Prkiden kalına bir söz vündir:. Şiş- man payıdlayıncıya kadar, zayıfin ha- H dümön ölür, derler. Yücudün. de et, yağ Soku yapmış olünlur, belii bugün ©a ziyade kâcli bulvnanlardır. R. SABİT | Fakirlere sıcak yemek tevzii Fakir vatandaşlara verilecek o- | “ian «sıcak yemek» tevzistina önü- müzdeki ay başlan:lacaktır. Bu iş için Kızılay iki yüz bin kra ayır- mıştır. - 1 MHscit aokağını göçü ve küçük patsiyonun impısinı çeknciyo küdar tameciyle Fahire ile meşgul oldu. Kapıyi pansiyoncu Madeenin açmandani. — Dise küçücük —burnunu durgin dârgin kiriştimet. — Vay Gemek boni kovuyonun İ- rinit? Râtip İşöninin kücük bumunu üi parmağı arastna sıkıştireek yanağını okşadı. — Ribe, yat. — Arsanadan kaza kedi mi geçtir. No oldu böylet, — Acamızden kara kedi değil o mis- | ddi göçli... — Sanki bilmiyoram!... İşte o tis. aa koca karı göldi bugün — Vartın gölsin bundan sana net, — Canum bea istemiyorum onu kar 1e... Biz randeyucu değilal. — Allah Allahi... Anum d | Mısir'da APRİKA KITASINDA NELER OLUYOR? Birleşik Amerikanın harbe gir- diğ gı.mdfnberl Afrika kıs'damda mütefikler bir çok işlee yaptı- lar. Bunları hülöse &delim: 1) İngilizler Batı Afrika sahik *| derindeki (Bathurst Freetoven, Sakorat, Lagos) üslerini takviye ettiler. 2) Hransiz Hatti üstüva Alf-ikâsı, Fransız Kamron müstemlekesi ve Belçika Kongosu müttetikler tarafına geçli. 3) Birleşik Amerika zenci cüm- huriyetl Liberyaya ve Belçika Koagusuna seleri kuvvetler gör- dürdi. 4) Pan Amerikan hava yolları mücesesesi, Batı Adrika e Su- dan ve Misir arasında Çat gölü üzerinden bir hava yolu açtı. Bu yolun başlıca meydanları ve üs- leri EMonrovia - Lagos - F, La- my - Sudanda El Fasher - ve Obodumman - Kahire) dir. Amerikadan Misır ve Orta- garic'a gönderiler nekiip — ve bomba uçakları bu yoldan sevke- dilmektedir. -Ağır malzeme kamr yonlarla yine'orta Afrikadan ge- Çen âki yol ile görderilmektedir. 6) Müttefiklerin kullandığı ka- va yollarından en mühimi (Du- a < F. Lama - Erbeida - Har- u - Kahire) dir. R Bu yol Eköcida'da Sudan - Müsie demiryolRe — disteşmekte- dir, Daha cenupta Painle Noice' döm b Cenubt Nil'e kavuşan yok daha u- zundur. Bunlara Ümitbumu deniz yo- dunu da katarsak şu neticeyi çı- karız: Müteetikler Batı Alrika ile Doğu Afrika aramında, okiuk- ça wmin deniz, hava ve kara mü> vasals hatlarına sahip almuşar dir. €) Doğu Afrikada Eritres, ide- tü bir makeme deposu haline getirümiyür, Ümitburmunu dola- yan gemi kafileleri Kızıklenizde Maelam n 1961 e doğru dağmüştü; Kırıme hükslüm — Ebü Mitürüle Şerit efendi ınnıgm—dı gcçh, mmükk kati, bilgis ve yacıs'le ari rıran içinde bir şöret oldu. Fa- kat, sonsuz ihtiradları, onu hiç bür yerde barındıramadı. Ebü Be- kir Sami Paşr ve Obuli Ahmet Paşa göbi değerli kumstdanların kemüdalıklarında bulundu; hat iâ bir aralık Fenerli Rum Beyle- tinden Tersane tercümanı — Kal- maki beyin lettipliğini ve ağlunun Türkçe muailmibiini yeptı. Otuz yaşlarında iken, büyük ai Galp Dedenin edebi mectsi- ne kabul ediki. Ondan, * cidklen feyiz aldı. Diğer taraften, zevk ve safasına düştün büyükierin işu - nüş âlemtecine sokuldu; ne- zekvei ve zeraleti ile kendisini sevdirmeğe muvaffak oldu. 1800 de orta elçilik "le Parise yeni padi, Yorahim Rafet efendim Kat ve mühatbetini - kazandı; e- fendinin mahremi ve padişah ile olan gti mektuplaşmasının var sıtası dltlü; Rafer efemdinin ölü- | mü üzerine de, Mahmut tara: dan Rafet efendinin yocine ie- aufktu, padişehm-en mahrem şat- si bir dostu oldu; kendisine nes- men de nişi verilli, Halk arasında «Devlet kühyası» lâkabı verden Hölet efendinin — ildbat devri 13 yıl sürdü. Bu müddet i- çinde fazilet ve iletidarını çeke- mediği devlet ricalini möhvetme- Be çelişti. Mm'n ıv,vınıııdı işe, Buğu L an ve Koöngü vadisile | ..»-u,l———,—ı_-—w— di "Massana ve Pört « Sudanm tirmen- /| karma malzeme taşımakladırlar. 7) İngiliz Doğu Aftiksda Ma- dogaskar adasını işgale devam e- | diyorlar. Gözülüyor ki; Aderika kut'ası, Müttefikler bıı tıııituı Misir cephesine ve Ömta Şatkâ emni- yetle mabeme ve küvvet sevke- derken, diğer taraftan şimalf Af- tikaya doğru bazı tasrruzi reketlerde bulunabilirler. Fansız Hattı üstüva Aftikasının müttefik tarafına geçmesi, bu işi çok kö- laylaştırmıştır. Bü müstemleke- nin şimal hududu üzerinde Libya yardır; ve geçen sene hüc Fran- fız kuvvetleninin Cenubt Libya- da bazı küçük akınlar yaptığı anallayıdur. Müttefikler, bazı motörlü ve zırhik kıt'aları bol hava kuyvetle- rile destekliyerek Cenubi Lübya- ya doğru tanevuza sevkedebilir ler, Bu imkânsız hir şoy değil Gir. Böyle bir hareker, şüphesiz Masts göllerinde duran — mihwver ordusunun. yan ve gerisini tehdit edebilirler. İngitereden — uçan teyyareler işıp İlalyada Çat gölü civarından uçacak uzun Dü bamba tayyareleerl Tu- nus ve Bingazt gibi hedeflere ü müessir olabilirler. Şimidiki halde en yi dide maruz kalan V n& bağlı olan Dokür üssüdür. Hülsa, müttelikler, Afrika kat'asının bü harpte oynuy: göretejik rolleri iyi kavram:şlar ve onlara lâzum olan çherrimiyeti ve kiymeti vermekte kusür etme- mişlerdir. Zaman, hakikstlte ken- disinden İselade Etmesini - bDilen için çalışmalıtadır. Atrikada görülen müttefik ha- nırlıklarının hedefi bizce bundan ibarettir. Folkat büyük neticeler yermesi için belii biraz daha va- gx geçecektir. efendi dalresi, 'm mah- biri olmuştu. Her ak- onağında bir gok #fim ve şair toplanımdı. Asen muski us- taları bu toplanlılara baçka bir güzellik verirlerdi. Kendisine za- rar vermiyecek kirmselare — karşı dalno Kütülkder olmak isteyen efendi, yaradılışında gaddardı ve müstehziydi. Vücut güzelliği ve yüz güzel- U ile “kinet Mahmudun üzerin de muhakkak ve çak iyi bir tesir bırakmış olan bu adamı, bir kap- Tana benzetenler olmuştur. Gün- Tük hayatı üzerine, kocaman bir citt teşkil edecek kadar zengin İderakır naklolunur; ki bu fıkra- far, hataralar, Hüdet efendinin partresini cartllandınmak — baki- mindan pek çok çey öğrenir. Bir gün Hâlet efendinin tesiri ile bir delkanlırın idamına hük- müohunmüş; efendi, şefaat için ge- lenkre: «— Birine ihdyardır. yazıktır, öbürüne gençlir yazıktır. diyor- sunuz, İdam etmek için her va- öt ceta yaşlı insanları nereden bulalım?> demiş idi, Hület efendinin mahvetimek is- teyip te muvaffak alamadığı bir Köse Canip efendi vânlı. Çok çirkin bir adamdı, gafbe, elim bir şekilde çiçek bozuğu idi. Bir gün, bir hünkâr alayında, seyinci- lerden öhvtiyar bir kadın Hület e- Terkiye: <Rabbim seni padişaha şirin göstefsin.» diye dua etmişti. Bunu isiten Hâlet efenâ: kadrna dönerek Canip efendiyi —göstem miş . Sen © T ai TARİHİ PORTRELER - MAHKEMELERDE: l Baba, deve bir akçeye.. Âkisi de yaşlı adamlardı. Adliye * koridorunda — karşılaştılar. — İkisi * j birden: j — Oov efendim, maşaallah!, — Oosal Sizde mi burada mi- bi | Diye biribirlerinin boymuna sa- Tılıp üpüştüler.. kokuştular. Bü — Hayrdla?” dedi. Burada ne arıyorsun?, — Ne urıyacağım? Evi on iki Kraya satlım. On bin lirasını peşin aldım. İki bin lirası için de bir senet aldımdı. Senedin müdde- başladı. mekledim. Nihayet alamıyacağımı anladın, İeraya vececeğim. | — Hangi ev bu?, $ — Nukilbetteki canımt, — Aasal, — Hayırdır. inşaallah!, Sen, Nakilbentteki evi almadındı d — BSenradan aldım.. Sekiz bin liraya!, — Ayol! Daha üç sene evvel «herif dört bin lira istiyor.. Dörü bin liraya ben ev alabilir miyim?» diyen ven değil miydin?. — Bendim.. betdim amma, in- sanın her zamanı bir olur mu?, Hikâyeyi bilmez misin?. —Oğlu «Baba, deve bir akçeyel. demiş. Adam: «Geç oğlum!.> denriş. Oğlu: *Baba, deve bin akçeyel demiş. Adam: sAl ân gelle demiş. — Halbı hah hay!, Öyle.. doğru!. — E, Şimdi we yapıyorsun bas kalım?, — Ne yapacağım?. Ev, apartı; | man, dükkün, —arsa alıp satıy run. Sekiz bine uldığım evi en iki bine sattım. Yedi yüz liraya arsa aldım.. Bin üç yüz liraya sat tam. Bir dükkân alıp sattım. Bin dört yüz Jira ondan kazandım. İş- ten de anlamağa başladım. Bey gibi geçim'p duruyorum. — Sen Hcaretin yolunu bulmuş- iş doğrusu. zannettin ya?. Elbette iyi iş. Paran varsa, beraber nlıp sata- sun. İ _' Bende o kadar para nerede? Topu temeli, olan biten — param beş altı binin içinde. — Senin evi de satarız, Olur en, '©n iki bin. Ondan sonrası kolay.. — Bak, bu işe benlim de aklım başladici gi — Benim acele işim vet. Apar- tımanın adresini vereyim. Ne za- (Dovamı Sa: 3, Sü. T de) 9 ——— W | HA LET EFENDİ ( şeş..âî;ı'î; Koçu ) diye seslenmişsi, gicamnden sorah , demviş tebiatlı ve gayot vakarla. ve damıdı; Hillet efen- dinin tekmesini yemiş, — adledil- miş, rütbesi alırmış, şerefile uy- gün olmiyan vi dilerek tahkir edilmişti her şeye İevicalâde bir metanet- le dayanmıştı; üyle ki, bayram- Jarda, Hâlet efendiyi Zyeret et- mek büyüklüğünü bile göstermiş- ti Bfendi de, onu, her seferinde mendiven — haşından — karşılar, giderken de ayni hürmetle uğus- dar idi. Bir gün, yakınlarından biri bunun — sebebini — sormuştu. Höket efendi acı 'acı gülmüş: <E- mabant akıım. Canımı almak ta e- Emdedir. Fakat üzerindeki — bir Osman efendilik var Ki işte onu alamıyorum.. ve kendisine bun- dan ötürü bürmet ediyorum!..». Bir güm, sözünü pek #ekınm iyan bir dyatu e bahçede dalaşr yarlarınış; bahçıvan bir İncir fi- danımnı söüküp atmış beniki bahçıs vanı dönerek: «Bu H#idânı atma!.. Birjnin ocağına Gikmek için e« fendi hazretlerine” Hzam olur!.. demiş.. Döktürttüğü kanlar ynrnıh talmadı; bilhtasa ilesinin d Hrtu, Ükinet ı.mımu dun kecdisine olan güven bağı- nti son iptiği koptuğuşgün, sölu> gu, Siyasi sürgün folarak — Kon- yada aklı, ve arkasındöf da - ceb Hxim kemendi yetişti. Diyebilirim ki, Osmanlı tarihin. de, o meşhtr ihret taşlarının ü- zerinde teşhir edilmiş kesik baş- lar arasında hekikateri'ebrot gö- ziyle sayredilmeğe delıı-_ , Hület elençdinin başı almuştur. | çi eski dost ve müttefik arası DIŞ POLİTİKA Fransanın ümidi artıyor.. Yazan: Ali Kemal Sunman Bugünlerde Vişi Fransası ile Anglorakson taref min arası daha açılmış oldu. Londra ile Vişinin a- Tası şimdi açılmış olmuyof. Fakal iki tarafın münasebatı o hale gel- di ki vaktile Çörçilin dediğini hre vakit hatırlatıyordu: İngiliz Başvekili M0 felâketi ü. zerine Vişi Fransasından . bahse- derken aşağı yukarı şöyle demişik — Vişi Framsası ile yine konuş- maiya devam edeceğiz. Hapishane penceresinden bakan bir mahpus ile konuşur gibi. Daha sonra mahpas ile ziyaret- daki kanuşmalar — çok geçmeden pek lalsızlaştı. Nihayct Londra ile Vişi arasındaki resmi münase- betler kes'ldi. Fakat Vaşington hü: kümeti ile Vişinin arasındaki s> yasi münasebetler devam etmek tedir. - Vakit vakit gerginlik gö- rülmodi değil, Buna rağmen mü- nasebat kesilmeden kalmıştır; ma- lüm, Vişi Fransasının başvekili Laval Almanyada çalışmak üzere Fran- sadan işçi toplayıp göndermek işi- ne pek bulunuyor, buna kendi bakımından muvaflak oldu- ğu takdirde belki de siyasi haya fının en mühim bir faslını yaşa anış olacağını düşünüyor. İşgal ak tındaki Fransada Franstz fabrika- larının da Almanya için çalştık Tarına göre vakit vakit o gihi teği- satın üzerine İngilizlerin - bomha yağdırmaları Vişi Fransasının da İngilizler uleybinde yeniden nöş- rişatta bulunmasına yol açmışlar. İngiktere ve İngilizler aleyhine ne söyleneceği de bilinmez değildir. İngilterenin ve İngilizlerin eski> denberi Fransaya ve Fransızlara düşman olduğu tarihi misallerle de isbat edilmek istenir, Pransar w İngiltere ile dost ve müttefik olarak yaşadığı son kırk senelik devriu iyi hatıralarını zihinlerden silmek için aleyhteki neşriyatı da ha artlırıp yaymak bugünkü hal- de Vişi taralımın başlıca rolüdür. ı?dn_ı Avrupadaki Fransada baş- talacağı ve ancak öylelikle kun tulabileceği ümidi gitgide kuvvet denmektedir. Bir gün Fransanın istilâdan kur tulacağı ümidi o kadar kuvvetlenr miştir ki o gün gelince Fransada nasıj bir hükümetin iş başına ge- tirileceği meselesi bile şimdiden düşünülmektedir. Bumun için de kadın yerkek bütün — Fransızların bir meclis seçilecek, bu mec» lis yeni hükümet şeklini tayin edes cektir. Yurtlarını hürriyetine kar vuşturmak için Fransa haritinde çalışımakta olanlar ile Avrupndaki Fransada bu maksatla çalışamlar a rasında temi bir anlaşma olduğund da memnuniyetle bahsedilmekte- dir, Fransanm istilâdan Xurlarılıcar âk gün gelinciye kadar daha sabr ve tahammül göstermek ve o günü beklemek lâzam ,Banunla berabef bemen o gün memleketin idaresi masıl bir hükümele emanet edile- ceği meselesi Fransızlırı şimdiden meşgul etmektedir. kalabalık Fırınlardaki ve ihtiyarlar, malüller Sullanahmette Gonos apam- tımanı üçüncü katta B, Fev- zi yazıyor: «— Üç gündenberi bazı semtlerdeki fırınlanda da sa- | | bahleyin pek erken saatlerde ekmek bulunmakta, sanra gi- denler fırınları kapalı - gör- imekdedirler, Açık Saatlerde de kalabalıktan bizim gibi ihaiyarlar, âkilce ekmek ala memaktadırdlar, Bu helin, ci- ver (kazalardan gelen'erin Karnelorile hizim. fırınlardan ekmek almedarından — ileri gekliğini işitiyuruz. Asıl gemt halkı kendi çivarındaki fı Alükadarlörin —bu işe bir Şöre bulmaları — hususunda nazari dideet; celp etmeni- zi rica ederim..

Bu sayıdan diğer sayfalar: