25 Ekim 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

25 Ekim 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j b | | y İk l ( — HALK FİLOZOFU Bir kısımı gıda maddeteri fietı 0 hale geldi ki, kış için hazırlandığı Di umduğumuz Kızılay aşhanele- Fine eş, para ile yemek veren ve yine bü kabil mücrseseler tarafım- dan idare edilen büyük aile mut- faklarına ihtiyaç vardır . Fakir beş on bin vatandaşa, Kı- zılay kazanımdan vereceğimiz bir kap yemekde, hâdise bitmiş ola- — maz, Çok mahdut gelirli öyle va- — tandaşlar var ki, ne zamandır, aa- lacın evinde tencore kaynama- maktodır, Devlet, bir taraftan ek- mek işini baş mesele olarak ele alırken, diğer taraflan bir «kalik» mevznile de Bugün, bir çok gile reidlerini dü- şündüren mesele de bu «<katik> meselesidir. Peynir, hatta, zeytim katık elmaktan çıkmıştır. Eğer, kurulacak bir teşkilâtla, AİLE MUTBAĞI REŞAT FEYZİ şehrin mühtelif yerlerinde — aile mutfakları tesis edilir ve buralar- dan maliyet Hatına bir kap secak zılay aşhanesinden bedava bir kap yemek alamıyacak ve almıyacak- tır, Fakat, hakikatte, böyle bir yardıma muhtaçtır. İşte, bu gibi —vatandaşlar için bkurulacak afle muffukları, İsan- bul için pek yerinde bir tesis ola- caktır, Kışa gürerken, bu ihtiyaç bütün salim vicdanlara kendisini ELDEN S GELMİYORMUŞ!, Bir muharmir azkadaş, Tıkzasını şüyle bitiniyor: «İnsanlığın bugüz kü heline bakıp gözyaşı ökmemek elden gelmez. Elden gelmediğ'ne güre, bepi- miz, gözlerimiz dört çeşme, dur- madan ağlıyoruz, demektir, Hak buki, şu dünyada, ağlıyanlar ka- dar, gülemler, hattâ, göbek atan- dar da var, Mutlaka gözyaşı dölk memek neden elden gelmesin?, ERBABI İKTİSAT Erbabi #lim ve irfan daha doğrusu ctbabı iktısat arasında yeni - bir mevzu münakaşa ediliyor: Fiatla- zın yükselmesine tüccar mı âmil oluyor, yoksa müstahsil köylü mü? Korkarım, harbin sovuna kadar, biz fiat yükselişlerinin âmillerini münekaşa etmekle vakit geçirece- ğiz. Bu arada fatlar başıboş kar lacak!, İKİNCİ CEFHB 4 | Bazilarına göre, bakla ağızdan çıkmıştır: Hönci cephe açılmıya- | caktır. Bir kısınına güre ise, ev- vekce verilem söz mucibince, ikimci cephe 1942 yılı içinde mutlaka a- çılmcaktır. ğ Yuvarlak hesap, 1912 yılının bit mesine daha iki ay var. Gün doğmadan meler döğar me- gimel şebdeni, AĞIZ TADI Bir içkili gazino, gazetelere ver- diği ilünda şüyle diyordu: «Ağız tadile içki içmek isterse- niz buraya geliniz. Öyle amma, evvelâ, ağrımızın İSON TELGRAF, tadı olması lâzam, Bu lokanla, ağ- zımizın tadı olluğunu nereden bi- liyor?, AHMET RAUF Mizahi ve milli roman No, 9 BİR PALYAÇO DÖRTCAN- BAZ BİR DE HOKKABAZ| — Ben zanki bilmiyorum!... — Bütün mahalle biliyor... O seman kari seni seviyon... Rakp yazç İriniela bümuünü — par- | maklariyle kustırdı. — Beni seveme günel mi sanki?. Artik bea 'Reni İstemiyorüm, — , — Yalan söyleme İsni,.. Pencere- Ge büni bekliyordun. — Kal$ valla buklemedim... Sen çapisın adam. Bana yazık... — İstemem Beni bir duha... Batiy zaten bugün yalam kalmak datiyordu. Bükaaa — Fulmeyi tünaldem | 135 Kuruşluk Çimento 1200 kuruşa !... Belediye şehre veri- len çimentonun arttı- rılmasını istedi Belediye relaliği İldisat Veldi- letine müracaat ederek şehrimiz- de inşaat ve tamir işleri için ve- rilen aybık bin tan çinerieo mik- tarının #vtıyaca kifayet eümedeği- ni bildirmiş ve tenyit olunmasını talep etmiştir. Diğer taraftan resmi - çimento flatları yüz otuz 'beş kuruş oldu- ğurhalde kacaborsada 10 - 12 1- raya satıkığı baber — alımmışlır. Ayexa, yarım kalan acele inşa- atın tamamdamımısı için de 4000 ton çimento istemlşlir. üŞ hastalar için trenlerde . Bu, calar hassbina ve z he y HELALİ Fkanle di SA B Gzi Gan T aü barne ilecek Ktyorum, Wde“. R.SABİT Katarlarda yer okluğu ve işgal d ae dlunacak kompartımandaki yer |— pi B adedine göre bilet ücreti veril- diği takdirde hastaya —müstakil bir kommpartıman tahsist olunabi- deceği Devlet Dertiryolları idare- si tarafından isasyonlara tebliğ Ev kiraları Her şey pobalandı. — Çünkü, bamp KA yar, Devlet dahi, kemk - yapıp pöa- | gAA RÜREİ, *:1’ et sağya sürdüğü bir. çok meddelerin 8- SAREEP ÇÜ atlarımı — yükteltinek — mechuriyelinde n ucüz ehimek karnesi | iştır. Çönkü, —malipeti — yükmel- dimaemişti, Mektep idzreleri | müşir. Pakat, gw Kizaları — yükselme- | bunlar için şimdikinden miştir. Bi kaç apartımman stiibi — ve bu işin Ücaretini yapanlardan — buh- sekmiyoruz. Fakat, ble tek evi olan ve Baradan aldığı kira ile geçincn — kn- sesiz vatandaşlar var, Meslâ evvek ce yirmi lira kdra alıyorlansa, bugün gine 20 Hira almyorlar. — Pirkat, — yizmi Teaya dün gördüğü çi görmüyor. Ni- tekim, geker, dün. 30 kusuştu; — bugün bir Jiradır O balde, tek evi olan — le- ganlar mağdur vaziyele düçmüyorlar BUÜRHAN CEVAT iTatımı ekgilenik İsemin burmunu bi ruktı. — Pekil Madesmiti beni — islemiyor- #ut. Ben de başka bir pansiyona ta- ganıran, Hudla yürüdü. Mesükenlerden ç karkea İrini'nia sesini duydu: — Rotpi — Utanmiyornun — sent... Dur biraz... Söyliyeceğim — eava me- Taklı bi şey... Fakat Ratip durmadı. — Koşarak ©- danıma gindi ve — kapısını — sürmeledi. Yakat bir düküka sonra kapı vürükm- ya başladı: — Kim 0? Ne istiyorsun?. — Ben! İrinit Aç kapıyı... Köylü, pirasa, Gatlar ve dünya n ble fükiz sağhibi Çök mühim Foü vardır. çktğan bir seyahatte, karşılaştığım Dazı Höylülerle aramızda geçen — inik bavere, bu bakamdan, — oldden şayanı dükdcati, Dolaşlığım mamtâka, bağlık bir yer- d Bol üzümü vandı. Buruda, geyet ü petemen yapyorlardı. — Gekniyken, | bir kaç küo pekmez alayım, dedim. | İstarbulda — tahanla karıştırır, — kışın yörle, diye düşündüm. En temiz pek- ee yüpan köylünün adını — sağlık verdiler, gidip kendiini gördüm. Bic salktar pokmlz alacağımı söy- Jedim. Daha ben, Cati sonnadan, © htmon alıkdır — Kilomu 1Ş0 kumuş... — Ne diyonsun, dedim... 150 kuruşa pekmez olur mu?. — Neden olmasın?. Şandi hör gy pahalı?, Senin kasabaya gidip ülede- B akdığın var mit, — Var, tabil dedim, ben kasabadan Beliyorum... Haydi, haydi, — bezt aldaym.. Zalen, sz köye gelir, bizden her şeyi veve veuz alır, sunra kâcabâğa, göh- Fe Mölürür, pabalı pahalı — satarsınız. San kazi boön kozarayan?... | Zeaneze 140 kuruş neden vermiyon. . Şekerin klosü İKi Wesei di teliktisine göre, güzü #çıkmış'ı. O- u, gekerin — kilosunun İti İiraya ol Mnadığına iknm ekmek çok sör — öldu. Hatiğ inecmadı. O, bagünlü —hayat pahalılğı hakkında — bir geyler duya muş... Pakak kat'i olarak farkında Bl.. Aklına ne gelime, kendi vek- ina © Hati imtiyor. Pdames'n Kilosunu bir Üraya —ala- dadım, Zorla yüz yirmi bey kurupa | alâam Vakat, o hAlâ, şekerin İ L yâ olmadığına zamimi ölarak — inan- | mam:ştı. Sonra, — diğer — köylülere — aordum. Pokmnee, nomnel zamanlarda, — şeker- rug elesik Lata satılırmış... uşa aisa ülm, bön maş olacaktum. Bu pekm trazz teldisesi, beni vzun urün düsün- | dürüd Bir kasım n kaldı Changirde Kumrulu sakakta 50 numarah övde oturar Zehra adında 12 yaşlacrında bir çocuk Tophanede Necati bey cadlesin- den geçerken bir kamyonun al- ç, ağır yaralanmıştır. hastahaneye — kaklırılme, kaaıyon gaförü yakalanmışlır. gü gzz Leyli mekteplerdeki talebeler lerin ekmak karnesi ve taksit ücretleri flata elemek satın almağa mec- bur ketacaklarından — bütçelerin> | öe açık hüsule geleceğini Maarif müdürlüğüne billirmişlce ve u- cuz kürneden istifadelerini rica etmişlerdir. Diğer taraltan gea maddeleri de pahalıkştığından Masmit Ve- kâletinin leyli mekteplerin takst ücretlerine bir miktar Zam yup | mazı çık mühtemeldir. | Trtai'nin Herhalde gözleri yaşlı olacaktı. İrini asabileşip ağladimlan ssnra daha ateşin olundu. | Ratip genç kizan #keşli ve sinirli sev- €a dakikalarımı zevkle düşünerek kü- piya dağru bir adım alt. Sonra yine pişman olup yetağına — yaklaşiı. Paxat | İrini bir türlü kapıdan aytılmıyordu. Küçük ayaklarla de haft hafif teka me akarek, tepinerek sesleniyordu. — Aç diyorum Ratipi... Yoksa kan- dimi taraçadan Sokağa alacayım siza- di Aztık akan sular dürdü .. Kat ta. Mlşla kapıya koşarak açlı, Kapının 8. Çilmasiyle ce İrininin kızarmış — göz- deni, kivilcim saçan kızıl Güdaklariyle Ratibin kollarının — srasına — atılmazı bir oldu. * Ratip sabahleyis uyaclığı zamân wücudünü bitkin buldu. Sırâma yüz elil sapa yomiç olsaydı ancak bu kâ- dir harap olurdu. Hele trüş olmak için ayaamın içinde sizgün — süzgün yüzünü, soyu çekilmiş bir llmon — gibi PAZAR SOHBETİ Rum dilberinin | —— Hayır açmam. s.. | Pörsük ve sararmış görünce — İnlni'ye âü-| —— Aç öiyorum... Odada bir gey u- | “tkali bir kütür savurda: b R D, a Vöy gümuresk vayi Beni müh- .| — Açımım ü yenm a | .. Şimdi bu yüzle ben Harp Vazixe'ti Mısır cephesinde İngiliz or- dusunun taarruzu ve hedefi (Yaıı İ. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) DOĞU CEPHESİNDE: Stahngrad'ın içinde cereyan e- den müharebe — Kizıl 1, Teşrin fabrikasınan “ükdbetini tayin ede- geklir. Almanlar şimdiden bu fabrikanın büyük kısmını zaptet- Hiklerini, Volge'ya kadar Rus mü- dafaa hattını yardıklarını bildir- mişlerdir, Kızıl 1. 'TTeşrin fabri- kası bölgesi Almanların eline geç- ve de, Stalingrad şehrinin çabuk düşeceğine Mümel verilemez. Sinkho'm'ün verdiği malümata Böre, Almanlar Stalingrad'ın 1- çinde ve dışında yaplıklıeı mu- harebelere 250 binden fazla 8- kor, 500 tarfk, 2000 den fazla top ve 600 tayyare sünmüşlerder, Al- manların insan kayıbı yüzde T0 ve malzeme kayıbı yüzde 60 nie- bocinde imiş? ç Bundan başka bu malümatın dikkati çeken bir noltam da şu- dur: Almanlar Stalingrad içinde müdafaaya geçmeğe hazırlan- maktadırdlar; kullanılmaz bale ge- len tankları #tihkömlarş doldur- Ülik Almanlar Rus kârşı taseruz- Yarının şiddedlendiğini kabul e- mektodiler, h Biz Axnanların Stalingead i- çinde ve dışında daha fazla tarık ve tayyare kullandıklarını tah- min ediyöruz, Mareşal Timoçen -« bo, yardımcı Rus ondusu ile Vol- ge — Dormehirdleri arasından ve don nehri cephesinden Ak kasmını müdafsay mekren ve Stalingrad'ı dan ce v Südingred içindeki m Yhemiştir. Bunurla berabet hazebe da - / cum cemişlerdir. ha ber mücdet uzayacakıar. Di- şındaki muharebeye gelince, Rus- iar kış içinde bile bu muhaecbe - ye devam edecekler; Almanları li ilda baranmak ve kışla- mak için rahat bıralamayacaklar- dır. Kadkazyada, artık büyük hare- ketler beklenemez. Almanler Tu- öpse ve Grosny çövrelerinde faz- Ia oyalanıp durakladılar. 3 - 5 metreyi bulan karlar içinde, dağ- larda ve ozmanlık arazide stri ta- amruzlar yapmak mümkür. değik dir. Rusla ne Tuapse'yi ve ne de Grosoyyi Almanlara birakmek ni- yetinde değildirler. Gmsny çev- tesinde Puslar iyi dayamıyorlar. Alman taarruzları iki haftadan- beri muvaffak almamıştı. Fakat Butı Kafcasyada Alman ilerleyi- #i, birçok güçlükler içinde Tuapse' ye doğru ağır ağır devim etmek- tedir. MISIR CEPHESİNDE: Talenin etriğimiz veçhile, M- sır cephesinde İngilizler mihver tarafından daha önce davranıp 8. ci ordu ile tasrruza göçtler. 23/14 — 1. Teşrin gecesi başla- yan İngiliz taamuzu devam et mektedir. Donanma da harekâta içlirak ederek, 25 — 1. Teşrit ge- n Meta - Müaftrıfi Bir Amerikan haberine göre 8. ci İngiliz ordu- Bu mibver mevzilerinin 3 nolta- irer gedik açmağa muvif- zamanda het paraşütçü müfezeler indirme MAHKEMELERDE: Köpek balığının | karnında ticaret.. | Mahkemt — kapsında — bekdiyorlardı. | Aralarında, guradan buradan, deredea tepeden konuşurlarken, bir tanesi, — Yabu Hamdi dedi, Heni gu stude bir ssat vardı... Duruyor emut. — Duruyori... Ne gincekt, — Hami geçenleçde bana — sağacak- tani Ö saak... — Evet canmmt Arılıdan. “Dürüyor. Dedim ya! — Ver de şuru bir dehe baleiyım... — Yağına yuki Şimsik caki çamlar bardak oldu. O fata alamaaasın. — Cansnt... Geç şndi Maiteyi de, ver bakayam. — Vereyim bak Amma, yedi buçul- galı değii. Canın kdrese? Bu sast, böyle geet « Yd aöronun be Hamdi... — Bunun ekmiliği yokt Saak böyld... Kerftin stema al... İsteaneme almal (Devami Sa: 3, Sü: 5 de) ——— retile takvi edilirse, mühyer or- düsu fena vaziyete sokulabilir. Yalnız cepheden yapılacak yat- mma tzernuzlaril milerr ordusunun büyük kısmın:, sahile müvazi u- zanan şöse boyundan — ayırmak denüze Yöğru sıkığlırmak — veya göle doğru sünmek güçtür. Taarrazun şekli hakkında şietr Gden bir şey söyleyemeyiz. Lon- dra taarruzun El Alemeyn önüm- de yani şimel cenahta bulunan mihver mevzilerine karşı bir hü- cumla başladığım bikdirmiştir. O censhka galiba daha fazla İl kıl'aları bulunmaktadır. Belki de mihver cephesinin en hafif yeri . ci ardunun - tekmil zerinde taarrü- za geçmesi halinde, bu hususta a yürütülebilir. Şi Oaşlayan bu iTatt- ümesi ve cenuba —e —— —TT A Caermcenma zz YAŞASIN TORİKLER! OCOHI!.. OOOH!.. AĞZINIZA LÂYIKI.. GA L FO N Ka Yazan: OSMAN CEMAL KAYGILI! Yalnız torikler mi ya? Pali- mudfar da yaşasın! Bollük ve u- suzluk diye buna derler işte! İki, Üç gündür balıkhane civarında tekki yüz yizmi beşle yüz elli ye satılı gün önce ufacık çingene palamu'> larının tanesi yirmi beş. otuzken, Cuma günü bunların tany birer kilddukları on beşe Yağma gidi- yordu. Torikleri olsun, pzlamut farı olsun teva, iskara, lakürda yapmak için arlık alan alana... m imııı'l r, bu yıl da ba- bığa, hete Jakârdaya ekeçmadık derlerse bir daha hiç doyacakları yoktur. Dün tanıdıklardan biri, bakem ki akşam geç vakit o yedi, sekiz okkalık tariklerin en diri ve en heybetlilerinden iki tane omuz- tamaş, kan, içinde oflaya, pufla- | ya evine gidiyordu. — Galiba lakârda için! Dedim. — Evet, dedi, lakârda - için. Çiftine veriim iki Buçuk kâ, En âşağır yedişer kilodan eden on dört kile... kki kilosu baş, kuyruk, kilçık çıkarsa kalir ön iki... Tuz girince yine dırlar on dörde... Haydi bilemedin on üçe... Bu za- manda kendi elceğizimle terte- miz yapmış olduğum mis gti Yakdıdanın an üç kilbsu iki buçuk liraya para ile mi senki? En kü- Tüstür zeyliyi-yetmişe, seksene yemekten bin kat hayırlı... Üşenmesem, — üşenmesem de- Bit de bendeki, o yere batası kurn bastalığı olmasa doğrüsu, bu to- Tik bolluğunda mübarekten, hem *) de onun sivri, yahut ta altı par- mak cinsinden bir teneke Lükanda da ben kurarım. Biz de birçokları toriği olsun, n olsun tava, iskara, pilâki Kkulak eemaz, yahut bunları yap- masıtı bilmezler. Mesetâ burla- rin haşlamasını, şiş kebebini, köftesini, hafif tuzlamasını, böre- iini keç kişi bilir, kaç kişi yapaz, yer Resba? Hele torsk başlarının bir heşlaması olur ki, bey tasından hiç Sarkı yolstur. gel kardeş, bunu evdekilere, ya- hut da evdekine anlat! Daha sen torlk başı Gendemen evdeki iyahut ta evdeki hemen öğü: yü bastırır: Öğöööööl © da yenir miymiş? Kediler bile ona ağızlarını sürmedemmiş Bana kalmsa bu pek haksız ö> ğürlünün sabeplerinden biri on- darın gayet ucüz olnası, kilosur mun on, ön beş kuruşa satılma- sıdır. Eğer, bu başların tanesi ya- #ımşar İira olsa o zeman evdeki- der den: — Aman yahu, beş, on tane | getir de goluk Çocuk doya daya bir tuzlansın! Diyen Giyenedir. Torik başla- rımın haşlamısı hem çak lezzetli, hem de o kadar küvelli ve gıda- lidar ki demin de söylediğim gibi hani, beyin salatası, beyin erme- si bunum yanında fasülye piyazı Eöbi kodır. Başları bol su ile gayet gözel yıkadıktan sonra onları akşam- dan sababa kadar tuzlu suda ya- tırır ve sabahleyin tuzlu — söyü sürer ve az su İle kapaksız olarak tenceröde kaynatırsımız. Ondan sonna başları elinize alıp şöyle birer defa silkince eher ve ilikler pelte halinde tencereye düzülür, kemikler de eliniade kajır. Bu dö- külen et ve kemikleri kaşfdla bi- raz daha cedikten sonra o heb melenmiş mercimct çorbası hali- ne gelir. O zaman üzerine biraz Yeni ye Müdmet ye, ye Ahmet ye, ye Fatma ye, ye Ayşe 'Toriğin düm böşe İketiti'lten Bonra, aralarına birer teine yep rağı, hizer parça domatez, birer 2 n 2, Zalten bazı da müşterllere'ayni şeyi kılıç; di- ye yutlurmadıkları ne malüm? Gelelira küttesine. Toriği, yahuk palamudü. haşlayap — kılçıklarını ayakladıktan sönre tüz, kari ber, bahar maydanoz, çenlilmiş soğen, yumusta sarsı ile onu gü- zekce yuğurdunuz muydu, haydi tavaya! Busları — belki bilenler çalıtur amma, kim yapacak? Bize var mi iskara, tuva ve nihayet lakdrda.. *Toriğin bele bir hafif tuzlama ve kurutması vandır ki o da er- fostir ha! Balığı büyük eilimler halinde kesip gayet mükemmel yıkamadı, sonra bir bezle gayet güzel kurulamalı, öyle ki üzerin- de tür damla su kalmamalı... Sonra bunları hafif tuzlamalı ve ince saplarile kopenuş tefnt yap- raklarını bu dilimlerim ötesine, berisine saplamalı, ondan sanra bunları bir mlç kedilerin uzana- miyacağı bir yere asıp beş, elti gün öylece bırakmalı ve beş allı gün geçince indirip hafif mejte iagerasım) yapmalı... Toriğin bu çeşidi de İnsarm damağına bir başka çeşni veriyor. Münların böreğini tatif edecok- tim sınma, şimdi ortada kolay kolay un buulnmadığı için şim- dükk ondan vazgeçiyorum. Arzu eden burların hoşafını, kompostoesunu da! — yapabilirler. Onlerın tarifini ise, bundan üç ay kadae önce yine Son Telgraf'ın tabil bu sütunlarında yapmıştım, ir daha- yabut, DIŞ POLİTİKA Henüz cevabı veri- Temiyon sualler.. Yazan; Ali Kemal Sunman | , Hahat bir koltuğa kurularak | bharp barekâlımı münakaşa etmek ve: — Niçin Almaaya öyle yapını» yor da böyle yapıyor?. İngiltere böyle yapacağına — öyle yapınalı idiz.. gibi suallerle — cevaplarını vermeğe — çalışarak — «imilı - vakit | geçinmek, merakı her yerde var- | dir, Onun için İngilizlerin mizah muharrirleri daha harbin başlangı cndanberi bu merakı ileri götü- 'zerek harbin her çetin meselesini kışın ocak başında, yazın da plâje da halletmeğe uğraşanlarla bayli yaka ediyorlardı. Taşkin be denirse dersin barp derece derece etrafındakileri alâ- kadar eden, düşündüren, endişeye düşüren bir fevkalâdeliktir. Onum için bu fevkalâdelik devam ettik çe bahsi de brtip tükenecek gibi değiktir. O hakde harbin nice me- selelerini ve bilhassa bugünkü barbin hususiyetlerini anlatabile- cek yazılar okumağa ihtiyaç vare dır. Anglosakson neşriya; in- de dört venedir. harp edebiyatı büyük bir yer tutuyor, Dikkat e- dilen cihet ihtisasa taallük eden en çetin bahisleri şimdiye kadar mevrua yabancı kalmış olan okü- yuculara anlatabilmektir. Tuhtek- bahir hesapları, topların mesafe ve atış rakamları, deniz üstünde giden büyük harp gmeilerinin işe yarayıp yaramadığı, tankların ea hurda teferrünti ve saire ancak erbabı için ca zihin yormnğa dee ğer mevzulardır. Fokat ihtisas is- tiyen bu mevzulara büsbütün ya- bancı kalmamak da lâzam. Bunun her ikisi ortasını bulmak üzcre m yol kendiliğinden şöyle be- Tirmektedir. Asıp büyük, — hayatt mahiyette görülen meselelerin ü- zerinde dürmali, Onlara dair ki- taplar yazmalı, 1940 senesinde en mükemmel —sayılan — tayyare ile 1942 senesindekinin arasındaki farkları gösteren ince hesapları az çok âşina olmiyanlara anlatmağa çalışmak fazla gürülse bile bütün elkârı meşgul edecek - belli başlı suallerin cevabını vermek ciheti- 'ne gitmeli; diyorlar. Meselâ şöyle: Amerika kıt'asını bir taraftan Almanlar, bir taraftan dn japonler havadan, sudan acaba istilâ edebilirler mi?. Acaba İngilh- tere üzerine bir harekete kalkarsa Almanlar muvaflak olabilecekler midir?, Deoizde büyük harp ge- mileri mi olmalı, yoksa huvaca bombardıman ve aver tayyareleri mi?, Ötedenberi malümdur ki A- merika efkârını bilhassa meşgul e- den de japon tarafından Amerika kıt'asına ne gibi bir tehlike gele- ceğidir. Harbin anlaşılmıyan baş- ka cihetleri de Vardır ki onlardan başlene dünyanın muhtelif yer- terindeki harp sahnelerinin üzerim deki harekâtın birbirile olan mü- pasebet ve alâkalarını tayin ede- bilmektir. Fakzt bu yaln'z ihtisas işi de değildir. Harp meselelerile biç meşgal olmamış bulunanlar bu münasebet kaları tayin ede- mezlerse kendilerine birşey denc- ma'yecek. Çünkü iktısas sahibi e- lanlar da onları her vakit istedik- leri gibi bulamıyorlar, Bunda da mazur okluklarına şüphe yok. Çünkü barp hokikaten çok oynak- tır, her saat değişen türlü haller atzetmeldedir. Sözün kısası belki İstarbul o kedar bol bir balık memleketi ki, bir kaç gündür ol- duğu gibi, bazı böyle büyük ve- lilende biz onlâcı bol bol, doya Goya yemesini beceremediğ'miz için gallba daha büyük bir voli de onlar bizi yiyecekter. Hani vaktile, denizden bubam çıksa | yerim! diyen insan-ne kadar doğ- ru ibir,söz söylemiş... Fakat gelin de sie bunu bazı kimselere, bazi ! Kaç gündür 1 sokak'rımı şenlendi- ren ve ker biri birer manda yav- rusuna benziyen e canım büba tozikleri gördükçe: — Aman, yemesi pek eğır, ber nim midem kaklınmaz, ee var. Böylesi çıtkırile | dun mideli nanemollalara yazımı göyle bitiriyorum: — Ooh, ocah, vay baba toril vey, ağınıza lTüyik! Osi —

Bu sayıdan diğer sayfalar: