24 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

24 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yi emr $ YUNANISTANDA Aneksartitos gazetesi son kabine buhranı hakkında şu ifşaatı yapmak- tadır: 13 temmuz cumartesi günü, cüm- huriyetçi saylavlardan bir beyet baş- bakan Çaldaris'e giderek, kabinede- ki cumhuriyetçi bakanlardan iç baka- nı Rallis yahut soysal yardım Bakanı Kirkos'un Kondili- sin kralcılık lehine yaptıkları diyev- lere cevap vermeleri lâzımgeldiğini, yolisa hükümetin bitaraflığını muha- faza etmediği kanaati hâsıl olacağını bildirmişlerdir. Bunun üzerine başba- kan Rallisi çağırmış, (o kendisile görülmüştür. ORalliş iç bakanı olduğundan cevap verirse, plebisit yapıldığı zaman hükümetin bitaraflı. ğ: hakkında dedikodu olabilceğini söyliyerek cevap vermek istememiş- tir. Kirkos ise kabul etmiş, ve Kondilis'i itham eden diyevini yapmıştır. Krale: saylavlar buna çek irlenmişler ve (o Teotokis s0s- yal yardım bakanma cevap vermiştir. Bütün bu hâdiseler olurken Kondi- lis İtalyada bulunuyordu. Iki arkada- $ı buradan uzun bir telgraf çekerek vaziyeti anlatmışlar ve bir an evvel Yunanistana dönmesini bildirmişler- dir. Kondilis, ayni gün Başbakana tel graf çekerek gaybubeti esnasında böy le bir şeye müsaade ettiği için hükü- metten istifa edeceğini ve seyahatini yarıda bırakarak döneceğini bildirmiş tir. Başbakan, harice karşı bir buh- ran hinsini vermemesini, meseleyi dö- nüşte halledeceğini cevaben bildirdi. Bu telgraflaşma neticesinde ve ba- zı yüksek rütbeli zabitlerin teşviki ile "Tarım Bakanı Teotokiz kralcı saylav- lar namına malüm olan teşebbüsünü yapmıştır. Bu teşebbüse Çaldaris der hal cevap vermemiş, ordu kumandan: larını çağırarak onların Teotokise ne dereceye kadar bağlı olup olmadıkla- rınr yoklamıştır Başbakan bu bağın kuvvetli olmadığını görmüş ve Teoia- Kondilis kise isterse istifa edebileceği cevabi- ni vermiştir. Bu aralık Kondilis Yugoslavyadı Bicd'de bulunuyordu. Oradan tele- fonla Başbakanla, Teotokis ile ve Har biye müsteşarı Rodopules ile görüs- müştür. Kondilis ayrıca süel şef- lerle de telefonla görüşmüştür. Bun- lar, Çaldarisin kullandığı siyasay: ta- kibe mütemayil olmadıklarını, ordu- mun görüşünü kabul ettirmek istedi lerini bildirmişler, Kondilis kendil ne, avdetini beklemelerini bildirmiş - tir, Filhakika Kondilis Selâniğe gelir gelmez, üçüncü kolordu kumandanı Papagos ile görüşmüş, Papagos ordu- da. ekseriyetin, plebisiti tacil arzusun da olduğunu bildirmiştir. Bundan son ra Kondilis, kralcıların ileri gelen say lavlarından Makedonya umumi valisi Iutufta bulunmak için M. de Frilair'i alet ettiğini söylerdik. On iki yıl önce abböde Frilair, Besançon'a geldiği vakit en ufacık çeşitten bir sandığı vardı; bütün va- ri yoğu dabu olduğu söylenirdi. Şimdi ise ilin en zengin malı, mülkü olanlarındandı. Böyle halini, vaktini genişlettiği sıralarda bir arsanm ya- rısını da satmalmıştı; bu sarım öteki yarısı da M. de La Mole'a mi- ras kaldı. Bu yüzden o iki ileri gelir kişi arasında büyük bir dava çıktı. M. le marguis de La Mole Paris- teki parlak bayatma ve saraydaki hizmetlerine ra, , bayların ata» dığı ve azlettir. #öylenen bir pas- kapos muavini ile Besançon'da çar- pışmanın tehlikeli olduğunu bissetti. Devlet hazinesinden herhangi bir ba- hane ile elli bin frank kopa- Tıp bu elli bin franklirk küçük da. vayı da abbâ de Frilair'e bırakabilir. di; bunu yapacağına o davayı ken. dine iş edindi. Haklı olduğuna ka- Siğ idi: böyle de sebep olur mu #0) KIRMIZI VE SiYAH Son Buhranın iç Yüzü Mandas ile görüşmüştür. Mandas ka" binedeki cümuriyetçi bakanların ve bilhassa iç işleri bakanı Ralliş'in çıks- rılması için ısrar etmesini Kondilise tavsiye etmiştir. Bu arada, Atinadan bir sücl şef tayyare ile Selâniğe gel- miş ve Kondilise rejim işinin bir an evvel ve krallık lehine halledilmesi lüzumunu bildirmiştir. Kondilis bunu kabul etmiş, Atinaya dönünce Çaldaris ile uzun bir görüş” me yapmış, bâzı sücl şeflerin taraftar lığı ile kabineden Kirkos'un çıkarılma #enr istemiş, yoksa istifa edeceğini bil- dirmiştir, Çaldaris, açıktan açığa kral cı bir hükümet ile ortaya çıkmamak için Kondilisi boş yere iknaa çalışmış tir, Ertesi gün, Kondilis süel setlerle kralcı saylavların ziyaretini kabul et. miş, bunlar, onu, yegâne çarenin isti- fade olduğuna ikna etmişlerdir. Kon- dilis isitfa etmiştir. Bu arada, Rallis ile Pesmazoğlu gelerek kabine konse- yinin taplandığını ve kendisinin gel - mesini istemişlerse de Kondilis gitme- i Çaldaris /N Bundan sonraki vaziyet ise malüm- dur. Kondilis son “Gezisini anlatıyor Yu: göretelerden: daneral Kondilie gesetele oje” ğıdaki diyevi vermiştir: “Yunanistanda krallığın tekrar kurulmasına muarız olanların hep- si son günlerde bu itirazlarını şah- sıma tevcih etmeğe başladılar. A» leyhimde bulunanlar yalnız siyasa düşmanlarm değildir. Parti arka- daşlarım bile Mecliste bana teca « vüz Bunlar krallığın ale; hinde söylerken beni de kasdetti - ler, Sonra cümuriyetçilerden başka eshidenberi kralcı olanlar da pek haksız olarak bana karşı hücum et- tiler., Meclisteki beyanatımdan . sonra dışarıya yaptığım gezide eski Kral hanedanından hiç birisine tesadüf etmemeğe çok dikkat ettim. Bu da herhangi bir memnuiyet dolayısile değildir. Çünkü Başbakan böyle te sadüfler olabileceğini o bilmiyordu. Onum için kimse ile görüşmemeği tercih ettim, Bu hususta çıkarılan ifayıntılar tamamen yalandır. Ne Romada, ne Yugoslavyada Prens Nikolayı görmedim. Bunlara rağ- men hâlâ Katimerini, Estiya, El. Vima gazeteleri Prens Nikola ile gö rüşüp güya Yunanistanda yapıla - cak müstakbel diktatörlüğün teme- lini koyduğumuzda ısrar ediyorlar. STENDMHAL Bilmem #öyliyebilir miyiz: hangi tüzemeri gösterebilirsiniz ki ilerleme- sini düşündüğü ya bir oğlu, ya bir yiğeni olmasın? En anlayışsızların da kalasına dank ettirmek için M. abb& de Pri- Isir, ilk karari aldığınm sekizinci günü Monseigneur'ün arabasına bin- di ve avukatma, “lögion d'honneür,. nişanını kendi eli ile götürdü Hasım tarafın takınlığı tavırla (şaşırmış olan M, de La Mole, avukatlarınn gevşediğini hissedince abbe Châlan'a akıl danıştı; abb& Châlan da onu M. Pirard ile tanıştırdı. Anlattığımız vakanın getçiği sıra- da M.dela Moleile abb€ Pirard arasındaki ahbablık birkaç yıldır de- vam ediyordu. Abb& Pirard bu dava- ya karakterindeki bütün ateşle sa- rildr, Her vakit marguis'nin avukat. larmı görüp davayı inceledi, haklı buldu ve o kudretli paskapos muavi- nine karşı açıkça M. de La Mole'un avukatlığını etmeğe başladı. Bu küs- tahlık, hem de bir jansenistten gelen bu küstahlık, M. de: Frilair'in pek fenasına gitti. Yakın dostlarma? N ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler Paris - Soizdan: Onuncu ceza mahkemesi, çırılçıp- Tak dans etmekle suçlu bulunan Ame- rikalı dansöz Joan Warner hakkın- daki kararını verdi. Ve sarışın güzel, adabı umumiyeye mugayir hareket etmekten dolayı 50 frank cezayı nak- tiye mahküm etti. Mahkeme, müdafaa vekilinin dan- #n tamamen artistik olduğu hakkın- daki sözlerini inceledikten sonra şu mütaleada bulunmuştur: Makiyajın ve küçücük bir "“Kaş-Seks,, in çıp- laklığı ortadan kaldıramıyacağı mu- hakkaktır. Diğer taraftan yapılan büyük reklâmlar, çırılçıplak bir kadı- nın teşhir edileceğini göstermiş ve seyircilerde bu zihabı doğurmak için icap eden bütün tedbirler alınmıştır. Şahitler filhakika (artistik bin dans yapıldığını söylemişlerdir. Fakat bu- nunla beraber ortada dansın açik ol- duğunu cerheden bir delil de yoktur. San'atla, açık saçıklık arasında bir İ dark yapmak zordur. Mis Joan War- —- Çırılçıplak Dans Etmekle Suçlu Kadın 50 Franga Mahküm Oldu ner, halkın huzurunda elbiselerini birer birer çıkarıp atmıştır. Hem de bu işi sahnede değil aşağı yukarı halkın içinde yapmıştır. Fakat bunun böyle olacağı hak- kında dışarıya ilân da konmamıştır. Bununla beraber, mahkeme bu suç- ta esbabı muhaffefe görmektedir. Diğer taraftan dansın yapıldığı müessese direktörü Flaudrin'in vazi- yeti de ayrıca tetkik edilmiştir. Di- rektörün bunu tamamiyle ticari bir maksatla tanzim ettiğine kanaat hâ- sıl olmuş ve kendisi 200 frank para cezasma mahküm edilmiştir. Diğer taraftan kabare şirketi de mes'ul telâkki olunmaktadır. Şunu ilâve edelim ki, gayet sıkı bir suret- te giyinmiş olan dansöz müdafaa ve- kili Henry Torres'le beraber, adliye sarâyinın koridorlarında & dolaştığı halde mahkemenin verdiği kararda hazır bulunmamış, fakat bükmü öğ- renir öğrenmez derhal temyiz edece- gini söylemiştir. — Uluslar! Sakin olunuz, bu kadın bu kadar az şeyle ölmez? — Saray asilzadeleri pek yukarı» dan atarlar ama İşte siz de görüyor- sunuz! derdi, M. de La Mole, Besan- çon'daki adamına bir nişan verdire- bilmek şöyle dursun, onun işinden koğulmasının bile önüne geçemiyor. Oysaki aldığım mektublarda, bu asil senato üyesinin haftada hiç olmazsa | bir kere tüze bakanının salonlarına gidip nişanlarını gösterdiği söyleni yor; her tüze bakanına böyle gider- | miş! Abbe Pirard'ın bütün çalışmasına | ve kendisinin tüze bakanı ile arasın- da su sızmamasına rağmen M. de La Mole'un altı yıl emekle bütün elde edebildiği, davasını henüz tamamile kaybetmemiş olmaktı. Her ikisinin de hırsla üstüne düş- *ükleri bir iş için abbâ Pirard'la bir düzüye mektublaşan margüis, abb& nin düşünüşünden, tabiatinden pek hazzetmeğe başladı. Sosyal bakım- dan biribirinin hiç de dengi olma- makla beraber mektublarında yavaş yavaş bir dostluk edasr belirdi. Ab. bö Pirard margüis'ye, zorla işinden çekilmesini istediklerini, bunun için de kendisine boyuna kötü muamele edildiğini söylerdi. Julien'e oynanı- lan — bir de abb& Pirard gibi söy- liyelim — alçakça oyunu da mar- guis'ye anlattı, O büyük asilzade, pek zengin ol- makla beraber, hiç de hasis değildi. — Rire'den — Çok uğraştığı halde abbö'ye,dava yü- zünden yazılacak mektubların mas- yafına karşılık olur diye bile para ka- bul ettirememişti.Son hadiseyi fırsat bilip abbö'nin pek sevdiği talebesine beş yüz frank gönderdi. M. de La Mole zahmet edip mek- tubu kendi eli ile yazmıştı. Bu mü- nasebetle abbö'yi de düşündü. Bir gün abbe Pirard'a bir tezkere getirdiler; bunda hemen | Besançon hanlarından birine gitmesi, orada kendisine anlatılacak acele bir iş ol. duğu söyleniyordu, Handa M. de La Mole'un kehyasmı buldu. Bu adam onu: — Bay maratis size arabasmı gön- derdi, dedi. Bu mektubu okursanız dört beş güne kadar Paris'e gitmeği münasib bulacağmızı umuyor. Bura- da geçireceğimiz günler ben, bay marguis'nin Franche-Comt4'deki top- raklarını dolaşacağım. Emrettiğiniz gün yola çıkarız. Mektub kısa idiş “Asizim efendim, taşra dağda rıpt başımızdan atın da gelip P: 'te rahat bir nefes alım. Size arabamı gönderiyorum; dört gün Besançon'- da kalıp kararınızı bekliyecek, Ben de, salıya kadar Paris'te sizi bekli- . Pâris civarının en İyi cur&- ilklerinden birine atanmanız için, si- zin “evet,, demenizden başka bir ek- sik kalmadı. Ruhani yönetiminiz al Fransız güzetelerinden: Birçok gazetelerde, Fransanın İ- talyan - Habeş meselesinde, her Şey» den önce uluslar sosyetesi prensip- lerini korumak amacını gütmesi ge- tektiği düşüncesi göze çarpmakta » dır. Esasen, basın, uluslar o sosyetesi sonuna doğru konseyinin bu ayın nin 15 inci maddeye göre incelenc- ceğini sanmaktadır. Ekselsiyor diyor ki: ”Bu madde hükümlerine başvurul- ması, Cenevrenin hareket tarzını u- zatmak ve Habeş erkinliğine kefil ©- lan devletlere, bütün O menfaatları memnun edecek uzlaşmalara varmak için vakit bırakmak gibi faydalar do- ğuracaktır.., Övr gazetesi ise, “İtalyanın kabul edip etmiyeceğini soruşturarak, gö - rüşmeler esnasında İzzeti nefsine bir çok yaralar açılacağını ve dünya ka- moyunum kendine karşı dönmesini görmesi ihtimali vardır. diyor, MUSSOLİNİ Fransanın durumundan bahseden Eko dö Pari de şunu yazıyor: "İtalyaya yardım etmek hüsusun- daki dileğimiz büyüktür, Ancak en yeni arsıylusal taahhütlerimizi tanı- mamazlık edemeyiz. İtalyaya karsı, Fransa dostçasına bir bitaraflık gü- döcektir. “ m... Lâkin fa; hükümetinin arsıulus sal yasaya riayet etmesini bekleriz. Zira, kendisi Avrupa siyasamızm öz prensiplerinden vazgeçmemizi biz - den istiyemez.,, Bundan başka, Eko dö Pari gaze tesi, İngiliz ve Fransız sömürge im- paratorluklarının uzun sabırla ku » rulduklarmı hatırlatarak, İtalyaya temkin ve ihtiyat tavsiye etmekte - dir. Figaro diyor ki: “Uluslar sosyetesine, geniş ölçü- dc dayanmakta olan “Avrupadaki mevziletimizi bırakmaklığımız mev. zuu bahsolamaz, Her halde, uluslar i > cak, biz de ondan siğil e İsatimizi teşkil eden bir şeyi de göz önünden uzaklaştırmayız. Teliye: bu nu anlıyacaktır.,, , Figâro, ayni zamanda, genel harp içerisinde, Habeşlerin Eritreye sal - dırmak için Almanyadan gördükleri kışkırtmalara kulak asmadıklarını hatırlatıyor ve: "İtalya, bunu bugün hatırlamıyacak mı?,, diye soruyor, İtalyan gazetelerinden; Pariste açılmış olan İtalyan güzel tında bulunacakların en zengini sizi daha hiç görmedi ama size can ve gönülden bağlıdır; bu adamın adı (imza) Marguis de la Mole.,, Sert huylu abb& Pirard, on beş yıldan beri bütün düşüncelerini bağ ladığı bu medreseyi, düşmanları ile dolu olan bu medreseyi, kendi far- kında değildi ama, pek severdi. M, de İa Mole'un mektubunu canımı çok acıtacâk olmakla beraber İüzumlu bir ameliyat yapacak bir cerrah diye ka:şıladı. İşinden çıkarılacağı bes. bel idi. Kehya ile, üç gün sonra bu- luşmak üzere, sözleşti. Kırk sekiz saat bir kararsızlık ate- şi geçirdi. En e M. della Mo- le'c, bulduğu işi kabul ettiğini yazdı; paakaposa göndermek üzere de kili” se üslubunun usta » işlerinden sayı- labilecek, fakat biraz uzunca bir mektub hazırladı. Bunlardan dahı pürüzsüz, bunlardakinden daha iç- dem (samimi) bir saygı gösterir cümleler kaleme almak (doğrusu ptk kolay değildir. Bununla beraber M. de Frilair'i, bir saat olsun, paska- pos yannda küçük düşürmek için yanlan bu mektubda, acı şikâyet se- beblerinin hiç biri abbö Pirard, on beş yıl dişini sıkıp katlandığı halde artık çekemediği, kendisini paskopos cenablarının biz- metinden ayrılmağa sürükliyen en küçük, mızmızca kötülükleri bile bi- unutulmamıştı; | 24 -7 <935 HABEŞ İşiND LAVAL eserler sergisinin kapanışı dol Lavalden Musşoliniye bir gelmiştir. Fransiz başbakanı bu telgraf İtalyanın en güzel eserlerini sefi göndermek suretile yaptığı gerli yardımdan dolayı Mut Fransız hükümetinin derin mifi tarlıklarını bildirmektedir. Romanın siyasal çevrenleri lin bu hareketini, iki memleketi birine bağlayan fikir birliği her an daha fazla sıkılaşmakta! dostluğun değerli bir belgesi © karşılamaktadır. Giomale ditalia gazetesi, bU graftan bahsederek: "Fransa if talyayı biribirine bağlayan mede yet birliği,, cümlesi üzerinde dur ta ve fikir aristokratlığının bu eski unvanlarına sahip buluna? memleketin Habeş gibi bir ulW$ ayni seviyede tutulmasını kabil miyeceğini yazmaktadır. j ——————— Birleşik Amerikâ Ve Habeşistan Daily Maide” İtalya - Habeşistan o müina#i Birleşik Amerikanın müdahale teldifini red etmesi, İngilterey yetiştiren bir memleket nammâ müttefiki olan böyük devletle £ mağa sevketmek gayretini göt pasifistlere bir nümune teşi lidir .Birleşik o Amerikanın, paktı şartlarına istinaden, | İt tenbihatta bulunmasını talep Habeş notasma verdiği cevapta rikâ hükümeti bu. meselenin vâsıtasile ehemmiyetle tetkik ceği ümidini bildirmiştir. Bu suretle Birleşik oAmerikâ işle alâkadar olmadığını bilirmi luyor. Esasen Amerika efkârr “4 miyesinin her hangi bir o müdsP doğru bulacağı akıldan geçir! İtalyan işlerine karışmak hu hiç bir arzu (o beslemeyen İni halkı da synı düşüncededir. İt ekonomik tedbirler, denizden, dan ve havadan yapılacak hare! le tazyik edilmesini teklif eden ulusal Santimantalistler © bir patırtıcr azlıktan başka bir ğildir. Yalnız İngiltere haricind€ ların İngüiz efkârı o umumi, düşüncelerine © tercüman old şüphesinin uyanması tehlike eder, Mussolini, geçen günkü vininde gösterdiği gibi, bu gidi selerle münakaşaya girişecek V te değildir. İngiltere Italyaya bir sempati göstermektedir. e» ter birer sayıp dökmüştü. Ocağından odununun köpeğinin zehirlendiğini bile # ğr bu mektubu. bitirince 8 rard, bütün medreseliler gibi sekizde yatıp uyumuş olan uyandırttı. Ona gözel bir AN, askoposluğun nerede © xp nu biliyor musunuz? dedi; bu bu oraya götürün. Tanrı'nın * ni kuldan ne saklıyayım? ora” dolu bir yerdir. Kulağınızı d8 müzü de dört açın. Cevablarınİ lan karıştırmayın ama sizi ÜL gi nin size bir zararı dokunabilifi”, sevinebileceğini de aklınızda mayın. Sizi böyle bir tecrübti çirebildiğime pek memnunud” dım; bu sondur; çünkü, d0 söyliyeyim, bu götürdüğünü” tub Denim istilanamemdir. ge Julien durakladı, abb PİMİ verdi. Gerçi ihti: Bu Cocur partisi benim belki de buradan koğdurturm. tiyordu ama Julien bir türlü “ düşünemiyordu, o Söylemek (Arkası N.A (4) Pranacanmda: “1 roya talsom: belle raison!, Bunda “Ey (hak, sebep) kelimesi i yapılmış © ye gelmiyen bir cinst var, i

Bu sayıdan diğer sayfalar: