8 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

8 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ez © FARELERİN YEMEK LİSTESİ Şubir ay içinde iki genç frürk âlimi ayrı ayrı bana müra- caat etti ve biri estetiğe, öteki de pedagojiye ait eserlerini ba- sacak birer tâbi aradıklarını söy Aediler, Her ikisi için,de hemen bütün kitapçılarımızı dolaştım; ,soğu ilim kitabı basamıyacağını itiraf etti, bir iki tanesi ise, ân- cak, neşredecekleri kitaplardan bir kısmı Kültür Bakanlığı tara ından satın alınırsa “ciddi bir €ser” basmaya cesaret edebile - <eklerini bildirdiler, Bunun için de müelliflerin eserlerini Kül - | tür Bakanlığına kabul ettirebile ceklerini peşinden taahhüt et - | meleri şarttı. , Böyle nice eserlerin sırf “cid. di” olmaları gibi affedilmez ku- surlarından dolayı kitap haline gelemediklerini bilirim, Evvel - cc de buna benzer tavassutlarım boşa çıkmıştı. Hayret etmedim. Hayret etmem ve bilirim ki! bizim neşriyat piyasamızda cid diyet, büyük ayıplardan biri ol- maya başlamıştır. Estetik ve pedagoji! Bu kaşları çatık, sura tr asık, bakışlarında öksürüklü ve ihtiyar profesör keskinliği beliren, meymenetsiz, mende - bur ilimlerin kütüphanelerimiz- de işi ne? Babıâlide ibr tek sıska | fare kalmadı ki, buna benzer kis tapları yiye yiye şişmiş ve pat- Mayacak hale gelmiş olmasınlar. Artık onlara ciddi eser beğendi- remiyoruz. Fındık sıçanlarına varmcaya kadar büy ü küçük- tü bütün farelerimize ilim kitap Tarımdan mürekkep birer yemek listesi gösteriniz, yüzlerini bu - | ruşturacaklar: — Felsefe mi? diye soracak- lar, karnımız tok! Edebiyat mr? Aman! Yiye yiye mide fesadma uğradık, Ruhiyat, içtimaiyat... Teşekkür ederiz, buramıza ka - dar doyduk! Peyami SAFA m Liselere girecek talebe Bu yıl lise ve orta okulların birinci sınıfa girecek talebe pek çoktur. Bu- na mukabil mekteplerde yer azdır. Yapılan incelemelere göre bu yüzden 1200 talebe açıkta kalacaktır. Mek- tepniz talebe kalmaması kararlaştırıl. mış olduğundan bu çokluğun önüne geçmek için yapılmasını icap eden şeyler bakanlıktan sorulmuştur, — Kültür uçaklari 'Türk öğretmenlerinin maaşlarından vermeyi kabul ve taahhüt ettikleri yüzde ikilerle almacak tayyarelere “Kültür Uçakları” adı verilmesi için istanbul öğretmenler birliği tarafın - dan Türk hava kurumu başkanlığa yapılan önerge Üzerinde bir karar ve- rilmesi, taahhüt olunan paraların ta - mamlanmasına bırakıldığı hava ku- rumu başkanlığınca bildirilmiştir, — Belediye atelyesinden çıkarılan işçiler Belediyenin Balattaki tamir atölye sinden 90 işçi çıkarılmıştır. Buna se- bep bazı yalıların bitirilmiş olması, bir kısım inşi da muvakkaten ta- tiline karar verilmiş olmasıdır. Bu s€ beple fazla işçiye şimdilik ihtiyaç kal- mamıştır. DUSUNDUKCEİ T Bu ders yılı için Kitap olmıyacak Önümüzdeki ders yılı başına ka - dar yetiştirilmek üzere, ilkmektep- lerim, kıraat ve gramer kitaplarin - dan başka bütün kitapları, üç gün evel basılmağa başlanmıştı. Kültür Bakanlığından gelen bir emir üzerine, bu kitapların basılmâ- sr işi, durdurulmuştur. Buna sebep, Bakanlık tarafından, müfredat prog zamlarında bazı yeni yapılmasıdır. Öğrendiğimize göre, Bakanlık, Ji- se ve orta mekteplerde, bu yıl ba. zt derslerin muallim notlarından o- kutulmasına karar vermiştir. Çünkü yeni programa göre kitapların ha - zırlanması için kâfi vakit yoktur. Tülebeye, muallimler not yazdıra. cak ve bu notlardan derse çalışıla - caktır. Verilecek notlerin «na hat- Jarr Bakanlık tarafından, mektep di. rektörlerine bildirilecektir. —-— Yazmacılık inkişaf ediyor Yazma ve dokumacılık son yıllar - da büyük bir inkişaf görmeğe başla mıştır. Tecim ve endüstri odasi, bu küçük endüstri şubesinin muayyen bir sistem dahilinde yürümesini te » min etmek için bir nizamname proje si hazırlamıştır. Bu mizamriameye, do kumaların en ve boyları ile kullanı- lacak boyaları tesbit eden bazı mad. deler de konulmuştur. Bu suretle, kö eli rekabet şekillerinin önüne geçile- cek, ayni zamanda kalkın aldatılma. ması temin olunacaktır. Son aylar içe risinde şehrimizde yeniden birçok do kuma ve yazma tezgâhları kurulmuş- tur. Bunların imalâtı arasında, telâ, perdelik kumaş, askı, korse ve jarti- ye gibi piyasada fazla aranan birçok maddelerde bulunmaktadır. Tigililerin verdiği izahata göre, kontenjan himayesi bu şubenin inki- | şafında büyük âmil olmuştur. Cenup hududunda kağakçılarla olan mücade lenin müsbet neticelere varması da faydadan uzak kalmamıştır. Et fiyatlarının düşmesi bekleniyor * Son günlerde şehrimize mühim değişiklikler mikdarda koyun & gelmeğe başlamış, toptan et fiyatları biraz ucüzlamıştır. Şimdilik Istanbula; Haymana ile Er. sarami “aratan büyük partilerin piyasayı adamakılk düşüreceği muhakkak sayılmaktadır Yalnız, şarbon hastalığı çıkması üze- rine Samsun limanından kıvırcık ve kuzu sevkiyatı yapılması durdurul - muştur, Mezbahada toptan et fiyatla- rt 40 kuruştan 30 kuruşa düşmüştür. İkinci nevi etler 25 kuruşa kadar sa- tılmaktadır, Birkaç hafta önceye ka- dar günde vasati 700 hayvan gelirken bu mikdar son hafta 2000 e kadar çık muştır. Maamafih, perakende satışlar da, et fiyatalrı heniz fazla bir ucur- lama göstermemiştir. —— İlk okul kadrosu İstanbul Kültür yar direktörü Adil ilk tedrisat öğretmen kadfolarile uğ raşmaya başlamıştır. Kadorlar bu ay sön bitecektir. Şehrimizdeki 1800 kadar ilk mektep Öğretmeninden 300 den fazlasının yerleri değişecektir. Bunlardan rali - him bir kısmı becayiş suretile, diğer- leri sıhhi sebepler, idari, inzibati za- etler dolayısile yer değiştirecekler dir. Istanbul Kültür Direktörlüğü em | rine verilen yeni ve genç öğretmen - Jer de bu kâdro yapılırken tayin edi- leceklerdir. f EKMEK Bu artık biraz fazla sürdü de- İ gil mi?, Buğdayın hilosu 7 kuruş otuz para azami fiyattan 5 ku - ruşa düştüğü halde ekmek yirmi para indi, İ Günde yarım okka ekmek yiyen bir adam için günde yirmi para fazla vermek bir şey değil gibi İ gelir ama çoğu kalabalık olan or- İ bir tutardır. Hele daha evvelki 6 buçuk 7 hu- İ ruşa satıldığı zamanı düşünürsek bugün arada ekmeh başına mü - him bir fark vardır. Uç kilodaki bu fark, ayda, bir aile bütçesi için beş lirayı bulur, Buna herkes da- yanamaz. Onun için ekmek nar- kında daima hassas olmalıyız, v AN ŞEHİRDE OLUP BİTENLER -—— Ne Dersiniz ? —. NARKII Doğrusu esnafı fazla muahaze- || ye de hakkımız yoktur. Deriz kt: Satıcılar bir şeyin fi- yatını daha indirmezler,.. Durmadan hassasiyet göstere - cek olan Belediyedeki nark ko- misyonudur. Eğer buğday Fiyatı böyle beş ta tabaka için günde üç okka ek. | Kuruşta kalırsa - ki bundan sonra İ mek alan bir aile reisi için bu| Yeni mel geldikçe büyük bir de. ekmeğin | #işme olacağı tahmin edilmez « ek mekçilik etmek en iy! bir kâr ye- lu olacaktır. Çünkü buğday fiya- tile ekmek narkı arasında hâlâ epeyce fark vardır. Bu farkı nark | komisyonu bizdan daha fazla ve daimi o hassasiyetle görmelidir. Biz böyle düşünüyoruz. İ Siz ne dersiniz? j Sultanahmetteki Hafriyat Sultanahmette Arasta sokağında yaptığı hafriyatta Bizans sarayının yerini bulmuş olan İngiliz mütehas sıslarından Baxter çalışmalarına de- vam etmektedir. Baxter dün araştır» maları hakkında şu izahatı vermiş- tir: — Çalışmalarımıza devam ediyo » ruz. Eski Bizans saraylarının baka- yasın: bulacağımızdan eminim. Bun dan evvel bulduğumuz mozayıklar cinsinden daha birtakım mozayıkla. nn yerini keşfettik. Fakat bunları örten toprak tabakasını henüz kaldı- eamadık. Bu mozayıklar dolayısile henüz halledemediğimiz bir mesele karşı - sında bulunuyoruz. Bu mozayıkların | bulundukları halde brrakılmasma ka rar verilmiştir. Fakat ben burada Bi zans müzesi kurulmasına ve ileride burasmın bir Bizans âsari atika ma- | ballesi "haline getirilmesine taraf > tarım. Bu sebeple bu mozayıkları ol- duğu gibi ne şekilde muhafaza ede- | bileceğimizi düşünüyorum, Hali üze | re bırakılacak olursa bunlar bo.) “a! im cek meraklılar siyaset miyeceklerdir. Kışın yakın olduğunu unutmama « lıdır, Bu sebeple ben bu mozayıklar rın bulunduğu yerin etrafma Sul - tanahmet camiinin mimari tarzında hangar nevinden — bir şey yapmağa karar verdim. Burası bir ücret mu - kabilinde ziyaret edilebilecektir. Fa- kat bu hususta henüz kat'i bir karar verilmemiştir. İskoçya üniversitesin de derslere başlamak mecburiyetin - de olduğumdan eylül sonlarına doğ- ru hafriyatı tatil edeceğim. Burada bulunan yüksek kemerler işimize mâni (olmaktadır. Kışta bu Hususi sandallara da numara konacak Son günlerde liman içinde birçok kazalar olmakta. küçük sandallar dev rilmektedir. Deniz ticaret direktörlü- Gü, bu nokta Üzerinde etüt yapmış, sandala binmesini bilmeyen bazı kim selerin yalnız başlarma sandal kullan dıkları ve yelken açtıkları anlaşılmış- tır. Bundan sonra, bütün hususi san- dallara numara konacak ve numarasız sandallar seyrüseferden menedilecek tir, Bununla beraber, hususi şekilde sandal kullananlara birer ekliyetname verilecektir, Gerek amatör, gerek iskele sandal- lârının liman içinde yelken açmaları kat'i surette menedilmiştir. Yelken açan sandallar Deniz Ticaret direktör lüğü motörleri tarafından takip edile cek, sahiplerine ceza verilecektir. Yel ken açmak yasak edilince, sandal ve kayıklar alabora olmak ihtimali bir dereceye kadar önlenmiş olacaktır. Sbillerdeki bütün iskelelere ntmara- sız sandalların tesbiti için ev verilmiş tir. Şarbaylık ta bütün sandal ve ka- yıkların bir listesini ve sahiplerini isim ve adreslerini mahfi Şehrimizde yeniden çıkan eserleri tetkik etmek üzere İstanbula gelen Kültür Bakanlığı şube direktörlerin- den Hâmit Zübeyr İstanbul müzeleri yar direktörü Arifle birlikte Arasta sokağına giderek tetkikat yapmış ve profesörden izahat almıştır. Aygır de posu civarında eski bir kilise binasını meydana çıkarmak için yeniden haf- riyata başlanmıştır. —— Temizlik kongresine gidecek murahhaslar mozayıkları orada bırakmak yaztk- tr. Eğer bugünden lâzım gelen ted- birler alınmazsa bunlar kışta su al- tında kalarak bozulacaklardır. —— Zehirli gazlere karşı düdük Zehirli gazlerden korunmak için şehirdeki mahzen ve sabrınçlarda ya- pılmakta olan tetkikata devam edil - mektedir, Gaz hücumundan halkı ha- berdar etmek için şehrin muhtelif yer lerine düdük konacağını yazmıştık. Verilen malümata göre bazı Alman firmaları müracaat ederek belediyeye düdük nümuneleri gö işlerdir. Bunlar tetkik edilmektedir. Çöplerden belediyeye gelir temini için tetkikat yapıldığını yazmıştık. Temizlik işleri direktörü Nüsretle be- lediye fen heyeti direktörü Hüsnü Frankfurtta toplanacak olan beynel - milel çöp kongresine iştirak etmek üzere bu aym on dördünde Almanya» ya hareket edeceklerdir. —— Dün gelen buğdaylar şehrimize 234 ton buğday gel mii Yumşak buğdaylar 5,27 - 6, 7 1-2 kuruştan satılmıştır. Sert buğ» day üzerinde bir muamele olmuş, 4.30 kuruştan satılmıştır. here yükseltiler mi bir || şların Gstüne de beton yol yapı lundura | cak ve bü.yapı bir aya kadar biti KUÇUK HABERLER * Adaları güzelleştirme kurumu - İİ mun Heybetiadada tertip eylediği 11 Ağustos tarihindeki deniz y TI Balkan Olimpiyadı mün İ tile yüzme seçmelerine tesadüf eyle- diğinden 25 Ağustos tarihine gecik- tirilmiştir. * Nakillerini istiyen öğretmenle. rin durumu hakkında incelemeler ya il pan komisyon, dün de kültür direk- İ tör vekili Mehmet Eminim Başkan. lığında toplanarak çalışmalarına de- vam etmiştir. 9 lik okullara girecek talebenin kayıt müamelelerinin bir elden geç- büro teşkili düşünülmektedir. Tale- be mektebe müracaattan evvel bu büro ile temas edecektir, * İlk okullar için ilbaylık 800 fi- ralık harita alacak ve ayrıca önümüz deki ders yılı için 1500 tane sıra yap tıracaktır. Fındıklıdaki yeni ilk okul için de bazı ders levazımı alınacak» tr, © Üniversite tıp ve fen fakültele- için (10) tane kollaboratör getir. lmesi kararlaşmıştır. Bunların be- şi tıp, beşi de fen fakültesine gön'- derileceklerdir. Kollaboratörler lâbo ratuvarda talebeye ders veren pro - fesörlere yardım edeceklerdir. Bun- lar önümüzdeki ders yılına kadar Almanyadan şehrimize gelecekler - dir, © Son Posta gatetesinin 48-935 tarihli pazar günkü sayısında: “İs- tanbul öğretmenler birliğinin öner- gelemesi üzerine öğretmenlerin ala - cakları ev paralarından yüzde yir - mi beşinin hava kurumuna bırakıl dığı halde bu paran se bu yıl ve ne de gelecek yıl ödenmiyeceği şar baylık tarafından verilen karşılık - tan anlaşılmıştır. yolunda bir ha - ber çıkmıştır. Bu haberin doğru ol- madığı İstanbul öğretmenler birliği Başkanlığından bildirilmektedir. © Belediye kooperatifi hesapları - nı tetkik etmiş ve üyelerine yüzde üç nisbetinde temettü dağıtmıştır. © Taşdelen suyu membamda be- lediyece yapılan tesisat bitmek üze- redir, * Heybeliada iskelesi civarında - ki sahilin toprakları çıkarılmış ve | buraya çakıl taşı döşenmiştir... Bu | Londradan dün City Of Köhde seyyah gemisi gelmiş, Boğazı dolaş- tıktan sonra akşam 17 de limana ya naşmıştır, Gemi, 180 kadar İngiliz seyyabı getirmiştir. Bügün akşam hareket edecektir. © İktisat Vekâleti müfettişlerin- den Hamdi Namık'ın görülen lüzum üzerine İstanbul İlbaylığı Takaz Tet- kik Heyeti işlerine el koyduğu bâzı gazeteler tarafından yazılmış ise de bunun normal ve mutat bir teftiş mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. * Uray (belediye) ile evkaf ara - sındaki ibtilâflı işleri halledecek olan hakem heyeti bugün ilbaylıkta birin- ci toplantısını yapacaktır, © İzmir Ticaret Odası Başkanı Hakkı Balcıoğlu, Avrupadan şehri- mize dönmüştür. Eğe ürünlerinin ihracatı etrafında tetkikler yapan Hakkı, bugün İzmire dönecektir. * Gümrük ve inhisarlar Bakanlı- Zr, cenup bududunda kurulması dü- şünülen karışık gümrük teşkilât için hazırladığı raporu, Dış Bakan- lığıma vermiştir. * Şehrimizde yıllık teftişlerde bu lunan Ekonomi Bakanlığı müfettiş» leri esnaf cemiyetlerinin muamelâ - tını gözden geçirmişler, çalışmala No. 26 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE Evvelce attan di üm ve ko- lum kırıldığı için, daha ağırlık du- yuyordum, Meğer bu altmış metre ne uzun- muş? Gözlerim esrarengiz kuleden ayrılmıyordu. Etrafı tarassut eden bir nöbetçi filân da görünmiyordu. Yatta da ayni sessizlik! Kimsenin tesebbüsümden haberi olmadığını anlıyordum. armaklarım O takallüs etmeğe başlamıştı. Etrafımda kâra bir su, her taraf simsiyah su.. Yıldızlar ge- ne eski neşeleriyle pırıldayıp duru- yorlardı. Biraz evvel kaynıyan beynim,şim- di sükünet buluyordu.Enerjim yavaş yavaş beni terkediyor,bir bardak su- ya atılmış şeker gibi eriyordu. Kim, tatbike geçtiği zaman benim duyduklarım: tehlikeli kararlar verir de, duymaz?, En nihayet titriyen ellerimle ma» ir tarafma tutundung, Ayaklarımla da tutunacak bir yer buldum. Geniş, geniş nefesler aldım. Biraz küvvetimi topladım, soğuk- kanlılığımı da topladım. Kasketimin içindeki lâmbayı cebime koydum, ta- deni kulenin da elime aldün, Ben ne yapıyordum? Bu ne çıl- ğinlıktı benim yaptığım? : Fakat ne-olursa olsun, madem ki bir defa işe giriştim, yürü! Sonuna kadar! Hayds! İki hamlede kulenin tepesine fır- Tadım. Kapak hâlâ açık duruyordu. Tabanca elimde, eğilerek kulağımın ve gözlerimin bütün kuvvetiyle aşa- ğısımı yokladım. Herhangi birisi ile burun buruna gelmek ihtimaline Xar- şı son derece müteyakkiz davranı- yordum. Tepeden tırnağıma kadar dikkat kesilmiştim. Hayret, hayret! Sanki bir derin kuyunun ağzındaydım. İçe- ride kimseler yok. Bir tek adam da- hi... Yalnız uzaklardan bir taraftan, bana ulaşmıyan bir ışık sızryordu. Franond ile Möcwe'nin bu kuyu- nun içinde olduklarını iyice biliyor- dum. İçeride neler geçtiğini anlama- ğa çalışırken, birden aklıma geldi Ya beri beyaz elbiselerimle Aviati tekiler görürlerse?.. Böyle vaziyetlerde saniyenin onda birinin kıymeti vardır; öyle de» gil mi ? Hemen madeni kuyudan içe- siye sarkmak lâzımgeldiğini anladım. Derhal bir jimnastikçi çevikliği ile kuyuya bacağımı attım Ayağım ilk ilişti.Tam o sırada birden gelen rüzgâr şapkamı alıp götürdü. Eb, ne zararı var? i . Me kuma kuma yavaş yavağ aşa» Ğıya inmeğe başladım. ndim, indim. Tepemde gene dört beş yıldız, sanki ne yaptığıma hayran hayran bakıyor gibiydiler. Acaba bu yıldız- ları bir daha görebilecek miydim? Tabanca elimde mütemadiyen ini- yordum. Ağır yağ kokusu ile karışık banzollu, katranlı sıcak bir haya yü- zümü okşamağa başladı. Geminin içine girdiğim zaman, bazı acayip ihtizazlar da hisseğiyor- dum. Ne kadar merdiven aşağıya in- diğimi bilmiyordum. Fakat bir hayli indim, Tam ışıklı yere gelmiştim. Galiba bu ışıklı yerde beyaz elbiselerim be- ni kurtardı, O sırada bir gıcırtı hâsıl oldu. Dikkat ettim, bir asansör yukarıya doğru çıkıyor. Evet, bir asansör yü- karıya doğru çıkıyor. Gözümle iyi- den iyiye görliyordum. Asansör yük- selirken tam yanıbaşımdan geçti. Ü- niformalı, sarısın bir adam gördüm. Nasil oldu da beni gö hayret edilecek bir | şeydir. Zihnen gok meşgul olduğu belliydi. Asansör benim hizamdan yükselirken, zabit olduğuna hiç şüphe etmediğim ada- mm saate baktığını gördüm. Acaba niçin yukarıya çıkıyordu ? Nöbet tut- mağa mı? Muhakkak nöbet tutmağa çiksyordu. di, orası | Hem de ne biçim âkıbete uğrıyacağı- nı bilmiyen bir adam,. e Artık içeriye girdikten sonra en büyük kaygım, kendimi belli etme- mekti. Buna da mümkün olduğu ka- dar çalışıyordum. Bir müddet şöyle düşündüm. Şim- dine yi tım? Ne yapmak lâzim- Denim için es- di? Vaziyet bu sefer, kisinden daha çok kötü bir hal al- mıştı. Buraya kadar her halde havsa- lanın almıyacağı bir mucizenin yar- dımı ile gelmiştim. Pekâl geldim. Fakat bundan son- ra vaziyet bu sefer bana pek kötü gö- rünüyordu. Kendi ayağımızla gelip dünyada kimsenin akıl erdiremiyece- ü ipnın içine girmiştik. Artık düşlinmekte bir fayda yoktu. Hateke te geçmekten başka çare yoktu. Sür- atle aşağı indim, Aydınlık yere doğ ru yaklaştığım zaman yavaşladım. In san birşey yapmağa karar verince, ba zân ihtiyat unutuyor. Ben İlerledik- çe, sesler yaklaşıyordu. Ayni zaman- da hararet tahammül edilemez dere- cede artmıştı, Elbiselerim kurumuş vaş yavaş aydınlığa alıştı. Vazi; Eğer öyleyse ben aşağıda kendi kendimi hapsetmiş bi gibiydi. Madeni kulenin aşağısına varmış - tım. Dikkatimi ım. Gözlerim ya bana pek korkunç göründü. Bir nevi mahzen kubbesinin üzerindeydim ve bu mahzenin tepesindeki pencereler - den baktım. Öyle derindi ki aşağısı... bir adamdım, | Birtakım adamlar gidip geliyorlardı. Neyle uğraştıkları anlaşılmıyordu. Hepsi de beyaz giyinmişlerdi. Makineler parıl parıl parlıyorlardı, yer yer karışık tertibatlı birtakım ci- hazlar göze çarpıyordu. Yavaş yavaş yürüdüm. Bazı karanlık, bazı aydın - hik yerlerden geçtim. zaktan uzağa kuvvetli elektrik lâmbalarının hüzmeleri aksediyordu. Nihayet önüme bir merdiven çıktı, in meğe başladım, Bazan aydınlıklardan kaçınmak mümkün olmuyordu. Fa - kat herhalde beyaz elbisem beni kurta İ rıyordu zannederim. Son kademeyi in dikten sonra hemen solda dehlizimsi bir yer gördüm, hemen oraya daldım. mesi için kültür direktörlüğünde bir | BUDA BENDEN YOLCULUK Eskiden; denizlerin üstünde yelkenler, karalarda kervan i# leri ve göklerde kuş kanatlarıM dan başka gidiş geliş kıpırdan!$” larına raslanmazmış. Dağlar ardındaki ülkelerde ne biçim o” lar bittiği, ne çeşit hayvanlar do laştığı ve nasıl insanlar yaşadı" ğı, yalnız üzün sakallı gezginle” rin elyazma kitaplarından öğ” renilirmiş.... Eskiden yollar korkulu, yok culuk işkence ve yolcu kahr& manmış, Şimdi denizlerde; bacaları of ta çağ kulelerinden, gövdeli surlardan daha kalın . şehirler yüzüyor. Göklerde kuş kanatla" rı, alaminyom kanatlardan gö” rünmez oldu ve karalar asfalttâ kayan lâstik tekerlekler ve de mir rayların kalabalığıyla dolu. Dadikada elli bin basılan bir coğrafya kitabı ve ak perd& de ses veren resimler 10 yaşm” daki çocukları eski günlerin W* bilgili yaptı. yolculuk işkence nede yolcu kahramandır.. Bütün bunlar doğrudur ama; meselâ, yıldızsız bir gecede bi- zim Erenköy, Etem Efendi cad* desinde yapılacak bir yolculuk için deği Orhan SELİM a — İşten el çektirilen polis âmiri İşten el çektirildiği yazılan İstan» bul Emniyet ikinci şube direktörü Ce mal hakkındaki tahkikat, Istanbul rafından yapılmış ve tahkik evrakı da dün Emniyet Genel Direktörlüğüne gönderilmiştir. Genci direktörlük, ev rakı tetkik edecek ve Cemal hakkın” da bir karar verilmesi için İç Bakan kk direktörler kuruluna tevdi cöccek* tir, —ee— Lağımlardan sulanan ihnetanl, “ “Üsküdar taraflarında bazt bahçe tikleri ve hattâ üstleri kapar olan lâ“ ğımları açarak sebzeleri pis sularla sU ladıkları görülmüştür. Bunlar hakkı da takibata başlanmıştır. ———————————> rını bitirerek hazırladıkları rapor# bay müfettişliğe vermişlerdir. * Dilsizler ve sağırlar kurumu 99 Ağustos. cuma günü Floryada dansif bir balo hazırlamıştır. Balo sabeh #8” at ondan gece 22 ye kadar devam © decektir. * Çocuk esirgeme kurumu Beyi” zı kolu 10 ağustos cumartesi 50 yetim çocuğun sünnet düğünle © rini yapacaktır, * Çocuk esirgeme kurumu Samat” ya kolu tarafından 15 ağustos per ” şembe günü 2i de fakir çocuk” menfaatine Samatyada Şafak bah “ sesinde bir konser verilecektir. © Çeouk esirgeme kurumu annelef bizliği din mutat toplantısını yap “ mıştır. Toplantıda mühtaç anneli yardımlar yapıldığı gibi verili müsamerenin eylül ayı içinde Park?” telinde bir tedansan şeklinde yapı” ması kararlaştırılmıştı gördüklerimin hepsi mevcuttu. kat asıl arkasını dinleyiniz, . Açık mavi bir elektei kampulü ve birlerim yavaş yavaş sükünet bulü, yordu. Korkmuyordüm: Fakat ken” mi yalnız, pek yalnız histediyordü”u Ah, meselâ “Poramcs şimdi yanımd” olsaydı... Birkaç saat sonra acaba ne ga tım? Ve acaba saat kaçtı. Saa baktım, gece yarısından sonra Elbiseme şöyle bir intizam verdi Kimsecikler yoktu. Dehliz hafif bir ışıkla aydınlanmaktaydı. Solda başka, fakat daha dar bir dehliz da. ha! Oraya girdim, burası kısa bir yer di ve kabinemei bir akpu ile nihayet buluyordu. Kapunun üstünde beyaz porselenden bir plâka.. Yaklaşıp okü. dum: Hetrer « Pissort Ha, demek ki Almanlarm arasında olduğuma şüphe yoktu. Fakat plâka- daki yazıya mâna . “erkek ler için aptesthane”. Bu nas) şey? Burada kadınlarda mi var? Doğrusu bütün bu gördüğüm şey- lerin ia aklım duracak gibiy- di. Rüya mı görüyordum? Deli mi ol rek Dehliz sola doğru elli metre Lei uzuyor, sotira dönüyordu. Artık dimi talie birakarak, o tarafa “ yiirlüdüm. Artık neredeyse beni Tüp yakalayacaklarını O zaman ne olacaktı? yordu Nihayet dehlizin döndüğü e geldim. Burada da bir dört vardı ve duvarlarda kırmızı işaret edilmiş yazilar gördüm “* lum: muştum? Hayır, uyanıktım, bütün şu urduma sahiptim. Bu gece bütün bu LArkası vas) zun sakallı gezginlerinden dahâ emniyet yar direktör vekili Rasih tas | hı bir ışık yayıyordu, Mütehi ia GaŞİTE ZO BİÇŞGEEE, Artık ne yollar korkulu, ne * sahiplerinin sebzeleri sulama için Gİ vardan geçen lâğımlardan istifade et © İNEREBEFEEIZ . PIrFEYBEAFTERE İİ — >. — 8 Ea

Bu sayıdan diğer sayfalar: