10 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

10 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN | Sovyet Hava Kuşu Müte- hassısları izmire gittiler İzmir, 9 A,A. — İzmirde açılacak olan Türk kuşu şubesinin tesis edeceği uçuş alanı mütehassısları Sovyet tayyarecilerin - den Anohim Yoldaş ile'diğer iki arkadaşı dün akşam Afyon treniyle şehrimize gelmişler ve istasyonda tayyare kurumu di- rektörü ve diğer bazı zevat tarafından karşılanmışlardır. Misa- firlerimiz burada alan için müsait bir yer arıyacaklar ve bir haf- ta kadar kalacaklardır. Türk kuşu şubesi tesis edildikten ve uçuş alanı da tamamen hazırlandıktan sonra İzmir gençlerine motörsüz tayyare ile uçuş öğretilmesi temin edilmiş olacaktır, Sokaklarda Akan Sular Kesildi Görele, (Özel aytarımız bildiriyor) — Yeni şarbay çalışma- ğa başlamıştır. Görele - Kürtün yolu üzerindeki bazı menfez" ve çöküntüler tamir edilmiş, sokaklarda görülen su akıntıları önlenmiştir. Genel helâ ile:yemiş sergilerinin bulunduğu yerlerin değiş- tirilmesi ve parkın tamamlanması için verilen takrirler onay- lanmış işebaşlarmıştır. Adapazarında Kuduz Arttı! Adapazarı, (Özel aytarımız bildiriyor) — Son günlerde şeh- rimizde kuduz vak'aları çoğalmağa başlamıştır. Üç gün içinde beşi çocuk olmak üzere ısırılanların sayısı dokuza varmıştır. Kuduz köpekler öldürülmüş, ısırılanlar tedavi için İstanbula gönderilmişlerdir. Şarbaylrk köpeklerin öldürülmesi için gerekli tedbirler al- muştur, Gemlikte Orman Yangını Gemlik, (Özel aytarımız bildiriyor) — Gemlik civarında biri orman yangını olmuş, ateş sırttaki #irtakım zeytinlikleri sar- mıştır, Ateş fazla genişlemeden söndürülmüştür. Konyada Bir Tifüs Konya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Konyanın Mescit ma- hallesinde bir tifüs vak'ası görülmüştür. Hasta derhal Yurt Hastanesine kaldırılmış, sağlık direktö; bütün mahallede sıhhi bir araştırma yapmıştır. Hastalığın sirayetine karşı ge- rekli tedbirler alınmıştır. Ceyhanda Bir Soygun Ceyhan, (Özel suluk vak'ası Pazar meydanında manifatura evvel soyulmuş, birçok eşya aşırılmıştır. Yapılan tahkikat, hır- sızların geceleyin dükkân duvarını delerek içeri girdiklerini, işle rini bitirdikten sonra, deliği sıvayarak savuştuklarını göster- miştir. Bundan başka, bir tecimenin evinde bulunan kasası soyul- Muş, 4500 lirası aşırılmıştır. Hırsızların, tecimenin tarasada uyumasından istifade ettikleri, cepten aldıkları anahtarla ka- sayı açtıkları anlaşılmıştır. Zabıta, tahkikata devam etmek- tedir. — Bura ZumaP tarımız bildiriyor) cr Yahyanın dükkânrüiç gece Memleketten görünüşler: Bu fotoğraf Konyanın güzel bir kazası olan Karamanın umumi manzarasını durguluyor. if © Asikara, (Tan) — Zirmt Ba- kanlığı “ayvan sağlığı Küçük Sıkhi- ye Memurları Mektebinden bu yıl çıs kan 29 memur, yeni vazifelere atan- muşlardır. Yukarıki resim, yeni me- #unları muallimleri ile bir arada gös- teriyor. Yalovada Yeni çeşme Yalova, (Ozel aytarımız bildiri - yor) — Yalovanın Akköyünde hal - kın yardımile yapılan Yeniçeşme. tö- | renle açılmıştır. Törende ilçebay Şe- fik te bulunmuştur.Çeşmenin ilk bar- dak suyu Hava Kurumu menfaati na mına müzayedeye konulmuş, 13 lira 80 kuruşa satılmıştır. Aydında kaç Talebe okudu ? Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) | İlimizde 109 ilk okula vardır. Bunla- | ra bu ders yılı içinde 3.645 kız, 7.644 || erkek olmak üzere 11.289 öğrenici devam etmiştir. Son sınıfta 154 kız, 456 erkek talebe okumuştur. 3 sınıf kı köy mekteplerinden 77 kız, 289 er- | kek, tam devreli şar ve köy mektep- | len de 104 kız. 282 erkek öğre- || nici şehadetname almıştır. Bir jandarmaya teşekkür | Çanakkale, (Özel aytarımız bildi- tiyor) — Biga kaymakamı, Biga yan- gınında büyük çalışması ve arrliğı po “İdirmeme vermiş, kaza namına kendi sine teşekkür etmiştir. İ ill KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ * Konya, (Tan) — Ilbay Muavini Sezal izinli olarak Ankaraya gitmiş- tir, il * Ceyhan, (Tan) — Bir un fabri- kasında çıkarılan unların yenilemi cek kadar bozuk olduğu görülmüş, 255 torba un ırmağa dökülerek imba edilmiştir. © Gemlik, (Tan — Mümür Nuret- &n ve arkadaşları Tanburi Refikle Kanuni Artaki buraya gelmişler, uçak şubesi menfaatine bir konser vermişlerdir. Konser çok rağbet gör- müş, Kuruma bir haylı gelir bırak- mmeştar. * Görele, (Tan) — Polathane Se- bat takımı ile Görele gençleri arasın- da bir kardeşlik maçı yapılmış, fakat oyun hakemin idaresizliği yüzünden yarıda kalmıştır. Maçın tamamlan - ması için yeni bir maç yapılacaktır. * Karaman, (Tan) — Son zaman- larda Karamanda hararetli bir bayın- dırlık faaliyeti görülmeğe başlamış- tır. Belediye, yolları genişletmeğe ve yeniden tanzim etmeğe başlamıştır. Bu arada birçok yollar ağaçlandı mıştır. Yukarıki resim, Karamandaki ağaçlandırma faaliyetini gösteriyor. No. 83 YOSMA! Etem İzzet BENİICE ten inanan bir tavırla ilâve etti: — Kizim, Hüseyinden kork. Önunla baş edemezsin; Ben öl- müşüm.. Diye geziyor. Ve.. Mırıldanıyordu: — Her şeyleri yapar. Fellek fellek seni arıyor.. Nerede oturup kalktığını kol- Juyor.. Bana kaç kere nerede, kimin- le oturduğunu sordu. Bilmediği- me inanmiyor., Yılanın başma basma' Bekle onu, Önu yumuşat., Beni dinle,, Dik başlılık etme? Yosma, birden köpürdü? — Daha ne yapayım?. Aldırmamazlık etmiyorum, Para getiriyorum.. Önü sayıyorum... İçimde korkusunu taşıyorum! Benim yerimde kim olsa bu kadarını yapmaz, Ya hiç görünmese. Hiç gelmesem.. Örtadan kaybolsam?. Hanife abla; — Ölursun olursun amma, bu | lursa da seni sağlam bırakmaz.. Dedi ve,. Yine yavaştan ala- rak yalvardı: — Birkaç gece burada kalı- varı. Önü yatıştıralım! Yosma: — İmkânı yok kalamam.. Dedi, ilâve etti; — Ben şimdi eskisi gibi ba- şı boş değilim. Buraya gelmek, para getirmek, getirdiğim para- yı kazanmak için kendimi ne tehlikelere koyuyorum, onu bir ben bilirim. Benim yaptığım öz- verenliğin en aşırısıdır. Bundan ötesini yapacak kimse çıkmaz. Ve.. kızması artıyor, sinirli sinirli konuşuyordu: — Öna söyledik. Bir büyük voli çeviriyorum, Bu lâfla ol - maz. Vakit ister, emek ister, dayanmak ister, zekâ ister, kur- nazlık ister; ister, işter, is ter., Bu kadar güçlükler içine bir i de Hüseyin derdini sığdıramam, Bu durümu öpsün öpsün de ba- şmın üstüne koysun. Evi var o- | turuyor, yemeği var yiyor, para- sı var harcıyor; kazanmak der- di yok, kaybetmek derdi yok, benim gibi bin bir korkusu yok. Daha ne istiyor? Ve.. Son sözünü söyledi: — Hanife abla, şimdi sana üç yüz lira daha bırakıyorum. Bu- nu da tutumlu tutumlu kulla - nırsım. Ö adama anlat, bulup ta bunamasın. Benim, burada otur- mam onun karnını doyurmaz. Afurt tufurt etmiyede lüzum A Nm PoLıs Sahte Maliye Müfettişi yakalandı ye kadar birçok de süsü vererek bazı andıran sabıkalı sarı Ihsan, m evine giti diye kadar verilen ver rlarını İstemiş ve Bedrosu k üzere iken polisler tara , bugün tahkikat evraki- le birlikte adliyeye teslim edilecek - vir. Selâm vermem'ş diye... Küçükpazar caddesinde paçaçı han da oturan İsmail, dün Hacı Kadın caddesinden geçerken eski arkadaşı Ahmede rastlamıştır. Dalgın dalgın yürüyen İsmail, her nasılsa arkadaşı na selâm vermemiş ve Ahmet de bu vaziyete içerlemiştir. Hiddetli adam, İsmailin peşinden koşmuş ve selim vermediği için Ahmedi bacağından biçaklamıştır. Yaralı hastahaneye suçlu yakalanmıştır. kaldırılmış, am aa Evindeki bir meyva ağacını kesen adam mahkemeye verildi Ağaçları koruma kanununun tat- bikine sıkı bir surette devam edilmek | Mustafa P: tedir. Kanuna göre tarım (ziraat)me muru izin vermeden özel bahçelerde olan meyva ağaçları da kesilemez. Tarabyada Lâzarı isminde bir şa- hıs kendi bahçesindeki meyva ağacı- nı keserken görülmüş, karakola gö - türülmüş ve zabıt tutularak Lâzarı mahkemeye verilmiştir. Acı bademyağı ve yağsız kar kremleri Çilleri kat'iyyen izale eder Dünyada mevcud kremlerin en netisle- ri, en sıhhileridir. Na- zik cildli kadınların | hayat arkadaşıdır. ih- tiyarları gençleştirir ve gençleri güzelleş- tirir. insana ebedi bir | taravet veren Hasan acı bademyağı ve yağsız kar kremleri | | unutmayınız. Kutusu 50, tüp halinde 20, Türkiyede yapılıp da İ Avrupa etiketi yapış- tırılan ve halkı alda- tan kremlere vesair ıtrıyata aldanmayınız Hasan markasına İl dikkat ediniz. Hasan deposu: Ankara, İstanbul, Beyoğlu | Bu kilise derindir ve güneş görme- rnekapıda Kemankeş Mustafa Itındaki araştırmalar diye kadar, e resk ve ince, güzel ve kıymetli. eserler müzeye nakledil - miştir, Halriyatta, çizilen plân gözünün- de tutulmaktadır. Dün, mabedin ilk duvar temellerinin sımları kas salmiştar. aranmakta- dır. Dün, kazım yerinde kendisinden izahat alan bir muharririmize pro - fesör Sehazmann demiştir ki: “— Çok aşağıda bir kilise bulduk. Burada mezarlar yoksa da çok ince, kıymetli fresk- u muhakkaktır. Duvarlar, rütubetten bembeyazdır, kalın bir güherçele tabakası da freskleri örte mektedir. Fceskler üzerinde esaslı tetkikler yapabilmek için evvelâ, bu beyaz güherçele tabakasının temizlenmeşi lâzımdır. Eski Bizans tarihinin yazdığına mekte. bulunan bu k aci Kom İevrine ait ve bir erkek tekke. indedir. Hattâ tarihçiler, A- en'in mezarının da bu - kaydetmektedirler. kadar, Kemankeş aşa camiinde yaptığımız tta ancak üç mezar aça . Bu mezarlarda bulduğumuz parçasmın — bizçe üktür. Her mezard. Biz, şimdiye bu ba bildi çinde, numaralarla müzeler idaresi- ne gönderiyoruz. Bulduğumuz bu | eser ve kemikleri orada inceden in- k edeceğiz, hattâ icap €- derse ölçüp ştartarak tam bir iskelet yapmıya çalışacağız. Hiç süphe yok ki, bu iş yorucu ve çok güç bir iş- tir .Bilhassa, mezarları biribirine karışmış ve toprakla dolu bulmamız tetkiklerimizde çok dikkatli olma- mızı zaruri kılmaktadır. Bugün (dün) yeraltı mabedinde yani alt kilise methalinde (Seofi- los - 629) yazılarile süslü bir taş bulduk. Bu taş, bir kitabe şeklinde. dir. Bu taş levha üzerindeki tarihe göre, alt kilisenin 829 tarihinde ya- pıldığı tahakkuk etmektedir. Hal buki bu kilisenin üstünde bulunan Papaz, mezarlârınri varklık tarihi Profesör Schazmann, güneş gör- : kilisenin içinde buldukları mahzenden de bahsetmiş ve de- '— Kiliseye methalden girilirse sim daha | n bodrum- | 10-B-935 SON TARIH ARAŞTIRMALAR Edirnekapıdaki Hafriyat Müsbet Neticeler Veriyor | pıldığı hakkında henüz tetkikâ başlamadık. Bodrum, çok eskidir, şa tarihini bilmiyoruz. Cami olaf” tebdil edilen üst kilisenin “duvafi rını da yıktırıyoruz. Çünkü, şimö” ye kadar kilisenin Kemankeş Mu& tafa Paşa tarafına doldurulan küç” pençerelerinde çok güzel mim dekorlara tesadüf ediyoru mari dekorlârın 1150 sene: il zans mimari tarzını bize çok gü” göstermesi itibarile kıymetleri yü sektir. Kilisenin pencereleri ve b s1 köşeleri, burası camie çevri ken, yassı kiremitlerle ördürül | ve doldurulmuştur. o Binaenaley pencerelere olduğu kadar duvarla © rm kalın bükülüşlerine, iköşeleriM de çok dikkat ediyoruz. Bugün, 9 devrin Bizans mimari tarzını bizf çok güzel gösteren iki dekor bul © duk, Bunların birisi, iki duvar birleştiği yerde, diğeri de harici di” var içindedir. Resimlerini aldırdık” tan sonra bunları ye gönder ceğiz. Sultanahmetteki hafriyat Profesör Bexter tarafından Suk tanahmette eski Bizans eserlerini çıkarılması için yapılan kazım de layısile bir iki evin temellerinde d€ araştırmalar yapılacağından bu İf hakkmda dün İl ve Şarbay Muhit* tin Üstündağın Başkanlığında Mü zeler Direktör muavini; rakile bir toplantı yapılmıştır. Duy” duğumuza göre kıymetli eserlerin meydana çıkarılması için kazım İşi genişletilecektir. Enstitü şefi geliyor Sultanahmetteki hafriyatı eden Baxter'in mensup olduğu ens titünün şefi yakında şehrimize gele cek, hafriyatın aldığı önemli sonuç” ları gözden geçirecektir. Hafriyat sahası etrafında bulunan evlerin İs“ timlâki etrafında dün belediyede görüşmeler olmuştur. ———— Yunan konsoloshanesinde bir ölüm! Dün, öğleye doğru, Yunan konso * loshanesinde bir ölüm vakası olmuş” tur, Öğrendiğimize göre, Türk teba- asımdan Gayhanos, adında zengin bir rum konsoloshaneye baş vurmuş ve istemiştir. Adamcağızın seyahat için gösterdiği sebepler kâfi görülmemiş ve vaziyet kendisine anlatılmıştır. Gayhanos, bu sırada pek fazla hid - detlenmiş ve birdenbire üzerine Te « malık gelerek ölmüştür. Olümün se * bir krıptaya, bir bodruma tesadüf €- dilmektedir. Bu bodrumun niçin ya- | | MININ dörtte üç hissesi satılıktır müracaatları ilân olunur. VTİ bebi, kalp durmasıdır. Satılık Tarihi Hamam | İİ Bahçekapısında Şekerci Hacı Bekir yanında çıkmaz Yıldızhamamı | sokağında 436 M M. mesahai sathiyesi olan maruf YILDIZ HAMA» | Arzu edenlerin görüşmek üzere | | 23125 numaraya telefon etmeleri veya her gün öğleden “sonra | İstanbulda Postane arkasında BASİRET hanında 27 numaraya | 5990 RADIO SALTS ile çabucak geçecektir Hemen bugünden bir kutu alınız ve akşamları deru- nuna kâfi miktarda koya- cağınız Radio Salts ile bir ayak banyosu £ yapınız. Kat'i bir tedavi buluna” cak, ayaklarınız hafifli- yecek, sancı ve şişkinlik- ler zail olacaktır. Bütün yok. Ben bir işe girmişim. Bu- nun sonunu getirmiye mecbu - rum. Ya kazanacağım ve kurtu- lacağım, ya hep birden kaybe - deceğim, anladın mı? Hanife abla: — Anladım, kızım.. Dedi, boynunu büktü. Yosma bir komutan duruşile: — Anladınsa ona da öylece anlat. Dedi ve.. İlâve etti: — Şimdi ben gidiyorum! Hanife kadın: — Hiç yukarıya çıkmadın, oturmadın, bir kahve içmedin.. Diyerek, önerge etti : — Çarçahuk sana bir kahve yapayım.. Yosmanın yüzü kıpkırmızı, sesi sinirliliğinin sürerliğinden dalga dalgaydı: — İstemem Hanife ablağhe - İ men gidiyorum... Dedi ve: — Hoşça kal. Diyerek kapıya yürüdü! Bu, anahtar Doktorlar sık sık geliyorlar- dı, Yine Rüştü Çapçı geldi. Güney, o, Yıldız hastanın ya- nındaydılar. Rüştü bakımını bitirdikten sonra: — Çek iyi kalmadı. Bugün onuncu Mükemmel, Dedi. Genç kadın kocasının hastalığmı kendisine üzüntü hastalığı edinmiş gibi dolgu dol- gu duran gözlerini hekimin göz- lerinden ayırmıyor, onu önemle dinliyor, ağlıyan sesile: — Ah. o iyi olsun doktor.. Diyordu. Rüştü Çapçı, şen şen: — Hiçbir şeyi yok. İyi oldu bile. Diye ilâve ediyordu: geçiyor. Bir şey gün. — Çok hafif gecen bir zatür- rec. Büyük şans. | Ve yaratılışmdaki şakacılık * la: İki günde kendisini toplıy&* bilecek; Hiç üzülmeyin. Diyordu. : Doktor gittikten sonra, Gü * ney evin içinde biraz dolaşt dolaştı, Fazıl'ın yazı odasınâ girdi. Kafasının içinden konü * şuyordu: Ğ — Fazıl iyi oluyor. Hastalığı hafif geçiyor. Hekimler mem” nun. Hepsi güzel, Fakat, 9“ İ adamcağızın nesi var, nesi Y' bir türlü iyice öğrenemedink İ Bayık ki, benden sakladığı d&” ha birçok şeyleri var! Ve bu merakla yazı masasi * nm başma oturdu, birer bire” | gözleri açmağa, içlerini karı$” tırmağa başladı. O, hep tap$ İ kâğıdı, banka çeki, para hesabi | gibi şeyler arıyordu. Fakat, mi j sada hiçbir şey bulamadı. Ya! LArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: