4 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

4 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 i — MEDENİYETİN İKİ TÜRLÜ YURUYUŞU Medeniyet yabaninin üstüne iki türlü yürür. Birincisinde silâhsızdır. Elin- de müstatil biçimli, siyâh ve mu vazi, uzun lekelerle dolu bir kâ- ğıt destesi vardır. Bunu yabani- ye uzatarak der ki: “İyi bak! Şu gördüğün şeye kitap derler. Bu içindeki lekelerin birer mânası vardır, bunları anlamaya muvaf fak olursan, gözlerin, tıpkı birer kulak gibi, bu beyaz kâğıtların üstünden insan sesleri duymaya başlar. Fakat bu sesler, günde » lik ihtiyaçların âdi birer ifadesi değil, beni sana öğreten; sana medeni olmayı öğreten bilgiler- dir. Oku ve beni tanı.,, Yabani okur, onu tanır, onun Zibi olursa mesele yoktur. Yabani okumaz, onu tanımaz, onun gibi olmazsa mesele deği- şir, Medeniyet artık elinden kita bı birakmış ve silâhını yakala - mıştır. Tekniği bu sefer bam - başkadır. Zekâ yolile yabaninin maddesini değil, madde yolile o- nun zekâsını fethetmeğe karar vermiştir. Sürek avına başlar ve yaylım ateşi açar. Tarihte birçok harpler, kale - min âciz kaldığı yerde kılıcın medeniyet dersi verdiğin: göste rirler. Bu dersi verenlerin büyük menfaatleri vardır; çünkü me »- deniyet nâmma da olsa menfa - atsiz iş yoktur. İtalya bugün medeniyet nâmı na hareket ettiğini söylüyor ve bir milletin genişleme zaruretle rinden doğan menfaatlerini de | gi işleniyor. İtalya medeniyeti terfisil salâhiyetini kimden al- mıştır? Emperyalizm hak mı - dir? Habeş yabani midir? Bun - lar ayrı meselelerdir. Fakat medeniyetin yabani üs tüne her yürüyüşünde ona teklif ettiği iki madde şudur: Ya ki - tap, ya ölüm! Beğen beğendiği- ni al, . Artık yabaniye karşı duyulan merhamette insanlık mı vardır, | yabanilik mi? Bu dahi ayrı bir meseledir. « Peyami SAFA Yeni tüze yapı pulları hazırlandı Yeni yapılacak tüze evi için darpha nede hazırlanan pulların basılması bitmiş ve bunlar malmüdürlüklerine önde! ir, Yeni “tüze yapı pul Beer dün Bütün icra İşyarlarma da- ğıtılmıştır. Bundan sonra, her mua- meleli evraka yapı pullarından yapıştı riacaktır. Pullar, bir, iki, beş, on, yir- mi, elli, ve beşyüz kuruşluktur. Ya- pıştırma, evrakın e göre bir nisbet içinde » Tarım Bakanı bugün geliyor Şark vilâyetlerinde bir tetkik gezi- si yapan Tarım Bakanı Muhlis bugün Karadenizden Erzurum vapurile şeh- rimize gelecektir. Tarım Bakanımız bütün şark vilâyetlerimizdeki Tarım öşlerini incelemiş ve bunlar Üzerinde TAN Bir memur rüşvet alırken yakalandı | Finans Bakanlığı hesap müteha larında Mecdi Tevfik, Danüp sigorta sosyetesinden rüşvet (alırken cürmü meşhut yapılmış ve suçlu Müddeiu- mumiliğe verilmiştir. Mecdi Tevfik, aldığı emir üzerine Galatada Danüp Sigorta sosyetesinin hesap'arına bak- mağa başlamıştır. Söylendiğine göre Mecdi Tevfik şirket aleyhine bir ra- por hazırlamış; fakat raporu Bakanlı- ğa göndermeden Sigorta sosyetesinin direktörüne aleyhte bir fapor hazır. ladığını söylemiştir. Gene söylendiği- ne göre sosyete direktörü Hikmet, mütehassıs Mecdi Tevfiğe raporun lehte yazılmasını temin icin bazı tek- Mflerde bulunmuştur. Mecdi Tevfik bunun için beş bin lira istemiş, dört bin liraya uyuşulmuş, Bu para hafta- da beşer yüz lira verilmek şartile ö. denecekmiş. Bu anlaşmadan sonfa sos yete direktörü Hikmet Emniyet Di - rektörlüğüne giderek işi anlatmıştır. Bunun üzerine Mecdiye verilecek pa- raların numaraları alınmış ve bunla ra işaretler konmuştur. Bundan $ön- ra bu İşe memur edilen komiser ya- mma İki sivil memur almiş ve Danüp sigorta sosvetesine giderek direktö - rün odasında saklanmışlardır. Tayin edilen saatte Mecdi Teyfik gelmiş, direktörün odasına çikmiş, diz rektör H'kmet te bir zarf içinde olan beş vüz 'iravı Mecdi Tevfiğe vermiş- tir. Mecdi Tevfik zarfı cebine yerleş» tirirken gizlenen memurlar meydana erkmışlar ve cebini arâyarâk parayı bulmuşlardır. Böylece cürmü meşhut yarılumıstır. Mecdi Tevfiğin kâatları dün Müd- deinmumilikten, memur olması dola- yısile ilbaylığa gönderilmiştir. Ancak Mecdi Tevfik İstanbul Fi - mans teşkilâtının memurlarından de- gildir. Bakaniı#a bağlıdır. ve ücretli me- murdur. Bununla beraber suç, 1609 numaralı kanunda sayılı suclardan ol. duğundan Mecdi Tevfik doğruca mah kemeye verilmek üzere evrakı müddei umümiliğe geri gönderilmiştir. Yal niz Mecdi Tevfiğin suçu ve ân- ması Bakanlığa bildirilmiştir. Savım işinde birlik Genel Nüfus sayımı çalışmaları sür mektedir. Dün Uray. Şehir Meclisi salonunda İstanbul #çebaylarile ka- munbayları ve sayım bürosu Üyeleri toplanarak” söyrti İçin“ Yipıtim” Hazırlıkları gözden geçirmişlerdir. Sa yım gününde her yerde birliğin ne Su | retle temin edileceği'de görüşülmüş, herhangi bir karışıklığa yol verilme. mesi için İlçebaylarm daimi olarak merkez bürosi'e temas etmeleri ka « rarlaştırılmıştır. Sayım merkez bürosu, sayım hak- kında halk için bastırmakta olduğu beyannameleri bugünlerde evlere da- gıttıracaktır, Bir Yuşoslav uçak filgsu geliyor Pek yakında dost Yugoslav tay- yarelerinden mürekkep bir hava filo- su memleketimize gelerek İstanbul ve Ankarayı ziyaret edecektir. Dost filonun karşılanması ile burada kala- cağı müddet için bir program hazir- lanmaktadır. Rakkallar icin talimatname Bazı bakkal dükkânlarınm bakım- #srrirk yüzünden pislendiği ve dolayı- sile yivecek maddelerinin de sıhhate muzır bir ha'e geldiği pörülmüs'ür. Bunun üzerine belediye bakkal dök- kânları için bir talimatname hazırla. maa karar vermistir. Dükkânler ag- yeniden bi arar ıslahat için lâzrm gelen tetiriklerde bulunmuştur. Bakan” şehrimizde az bir müddet kaldıktan sonra hemen Ankaraya hareket çde- «ektir, No. 48 . Cumbadan Rumbayal! Server BEDİ Öne doğru Tğilmiş vaziyette, elle- tini yazıhanenin kenarına da; tahtanın keskin tarafile göğsünün alt kısımlarını eze eze sallanan Cemile: “Mukavele...., diye mırıldandı. Tahsin Bey kendisini ve onu tas- Aih etti: — Mugavele değil, bono... Emme istersen doksan yim değil, yüz bir lük olsun... Eye rn 0? Ben hiçbir şey orum bu lâflardan.. e — Üç ay değil, Yört ay sonra idersiniz. Cemile masayı Tahsin Beyin üstü- 3e yuvarlamak hayalini taşıyan bir hamle ile iterek sıçradı ve bağırdı: — Ama..n! Bilmem! Olsun! Ne halt edersen et! Bana Nail. Bana amcamın hapisten kurtulmas: lâzım. — Ben bugün mvamelesini yaptı rırım. Hem şirketten, hem adliye- den... Kefalet mi virmek (İktızadır, hesap nakli mi, para mı, ne lâzımsa olur, biter; yarın sabah siz gelirsi- Biz buraya... Bonoyu bir imza idivi- rirsiniz, oradan tevkifhaneye gide- rilesecek ve yiyecek maddelerinin mu hafazası için câmekânlar yaptırılacak &r, Talimatnameye aykırı hareket e- den bakkallar cezalandırılacaktır. | Bir kere daha bu soru (mesele) | üzerine yazmıştık. Ankara yurdun dimağı olunca onunla memleketin diğer parçalarının münasebetleri çok sık ve sıkı olacağı söz götür. | mez. Bu yüzden, Ankara ile Istai İ bul arasında arası kesilmiyen bir | | telefon görüşmesi vardır hi; son günlerde - nedendir bilinmez - çok daha hesif bir hal almıştır. Bu iki şehir arasında mevcut olan ii hattan birisi de arasıra ba | zularak görüşmeler teh hat üze- İ rine yüklenince birçokları istedik- İ leri mükâlemeyi yapamamakt: dırlı e böyle ola dursun, di taraftan telefon idaresinin (şehir- ler arası) bürosu ile aboneler ara: sındaki münasebet te bu yüzden bir hayli gerginleşmektedir. Şöy- le ki: Ankarada bir numara ile görüş- Size bir buçuk saat sonra sıranız geleceğini haber veriyorlar. Ne ça re! Bekliyorsunuz, Bir buçuk saat geçtikten sonra çağırılmadığınısı görünce soruyorsunuz: Size sıra. nız gelmediğini ve ancak bir saat sonra » belki üşebileceğinizi söylüyorlar. Tabü sinirleniyorsu- nuz ve izahat istiyorsunuz. Size şu cevabı veriyorlar; — Resmi ve acele görüşmeler ” araya girdi. Ne yapalım Memurların sözlerine itimatsız. lık göstermek istemiyoruz. Bökin — Ne Dersiniz? ANKARA TELEFONU bu söz bazan kontrolü güç bir şe- N Gümrük müsteşarı Doğuya gitti Birkaç gündenberi şehrimizde in. celemeler yapan Gümrük ve İnhisar- lar müsteşarı Adil Okuldaş, dün saat 20 de Vapurculuk sosyetesinin Cüm- huriyet vapurile doğuya hareket et- miştir. Müsteşar, Trabzon yolu ile Er zuruma, lecek. yol üstündeki güm- rükleri iş edecektir. Adil Oku'daşın doğu gerisi, -Türk- imsel ilişikliklerinin . gelişimi | gilidir. Müsteşar, iki devlet arasın daki transit yolunun daha iyi işleye- bilmesi amacile incelemeler yapacak ve komşular teciminin en çok faydalı vermesi yo'unda tet male dil Oklar da kendisini Cümhuriyet vapurunda gö- ren bir muharririmize gezi etrafında izahat vermiş ve demiştir ki: “— Doğu gezimin #macı, Kızıldize gümrük yönetgesinin EMİ yeni ve güme oraya Gezimin sürdüğü sıralarda yol üs- tündeki gümrüklerde inceleme ve kontrollar yapacağım. Doğuda yapıla cik olan bu teftiş ve incelemelerin orada yeni kurulacak İnhisar ve Güm | rük kuruluşlarile ilgisi yoktur. Henüz yüksek Kamutayda bulunan proje onaylanmadan önce birşeyler söylemek şimdilik zamansız olur. Ba- künlığın düzenlediği proje kanun ha- ini alınca bütçe genişliği nisbetinde bazı değişiklikler yapılacaktır. Adil Okuldaşın doğu gezisi, bir ay sürecek ve müsteşar incelemeleri 80- nucunu bakanlığa bildirecektir. kil alıyor, Meselâ sabahleyin da- | ha resmi daireler açılmadan saat dokuzda görüşmek istediğiniz xa- man resmi mükâleme olamıyaca- ğını çocuklar bile bilir. Kaldı ki; resmi daireler, telefon mükâleme- lerinde çok ekonomik davranırlar. | Acele mükâlemelere gelince, kenden acele müküleme isteyen İ kaç kişi olabilir? Ihinci bir nokta da bu (şehirlerarası) bürosunda ilk görüştüğünüz memuru sonra bulamamıktır. Bunlar sık sık deği. | siyorlar mı? Yoksa birkaç kişidir | de ayrı ayrı çağırışlarda ayrı ayrı de evvelki sözü size söyleyeni ikin cide bulamıyor ve size verilen va- adi araştıramıyorsunuz. Bundan dolayıdır ki, bu büroya daha sıkı bir düzen vermek gerektir, Hele Ankara ile Istanbul arasındaki hatlardan yalnız birini resmi ve a- cele görüşmelere verip diğerini de halkın tahsis etmek ve böylelikle sıraya girenlerin yes rini acele veya resmi mükâleme- lere vermiyerek ölemi bekletme- mek çok daha iyi olur, Yoksa işini bir günde giden mek tuba birakmıyacak kadar sıkışmış olan bir adamı ölçüsü, terazisi ol. || mıyacak kadar bekletmek kimse- nin hoş görmiyeceği birşeydir. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? | Evkafta lâğvedilen direktörlükler Evkaf direktörlüğündeki son deği- şiklikler dolayısile üç aylık yeni bir kadro hazırlanmıştır. Bu kadro İle | mahlülât, akaret, mebanli hayriye ve levazım direktörlük eri lâğvedilmiş, işleri o mümeyyizliklere verilmiştir. Muhasebecilik © şubesi de mubasibi gesasilik halle getirilmiştir. Kadro barici berakılan 112 esmiin imam've hademeleri Evkaf direktörlüğünce münhal olan yerlere tayin cdilmeğe başlanmıştır. Bunlardan hiç biri açık- ta ka mıyacaktır. Kasımpaşa halkı ortaokul istiyor Kasımpaşa ahalisi yıllardanheri bir orta okul istemekte, fakat bu istek bir türlü yerine getirilememektedir. Bu yıl orta okul çağına gelen talebe- nin bu semtlerde çögialemmee Here halk bir tergri'la Kültür Bakan'ığına"İ müracaat etmişlerdir. Bu telgrafı aşa- ğya yazıyoruz. “Kirk bin nüfuslu Kasımpaşa yle lardır bir orta mektep diye çırpınıyor. Vaitler, yıllar geçmesine rağmen ger- çekleşmiyor. Son imidimiz Cümuri- yet hlükümetinin sayın kültür bakanın dadır. Nur bekliyoruz. Yeni bir Direktörlük Yabancı azirk okulları için Ankara» da bir müdürlük İkuru'ması hakkında yapılmakta olan incelemeler sonuç- lanmış ve yabancı azlık ökulları Kültür Bakanlığında bir. direktörlüğü bk okul irlerile bu direktörlük meş - gv' olacaktır, Direktörlüğe kimin ta- KUÇUK HABERLER * Kühür yardirektörlerindeh Nu- rullah dün akşam Ankaraya gitmiştir. | Direktör Ankarada Bakan'ıkla temas edecek, şehrimizdeki yabancı, azlık o- kulları hakkında sözlü izahatta bulu- | nacaktır. Buarada bu okullara ait öğretmen kadrosu üzerinde de görüş- meler olacaktır. Nurullah birkaç gü- ne kadar şehrimize dönecektir. * Bazı yağların bileli olduğu ve kontrolsüz yumurta satıldığı görül. müştür, Bunun önüne geçmek için bu gibi madde'erin de hal binasında sat» tırilması düşünülmektedir. * Lise ve orta okullara namret kaydedilip te şimdiye kadar okullara gelmiyen talebelerin kayıtları siline #ekte ve yerlerine yeni müracgat e- den talebeler alınmaktadır. Kayıtla- rın silinmesine sebep, okullarda ders- lere başlandığı halde talebenin bunâ lâkayıt kalması ve bundan başka da bu kalabalık durumda okumak İste | yen talebelerin mektepsiz kalmamast- dır. * Son günlerde lise ve orta okulla" ra yeniden şubeler ilâvesi karar'astı- rılmıştır. Bu arada Haydarpaşa ve İs- tanbul erkek liselerinin birinci serif: | larına birer şube daha ilâve edilecek» tir, * Itiaiyenin on üçüncü yıldönümü bugün Fatih itfaiye direktörlüğü bah çesinde törenle kutlulanacaktır. Bu sebeple dün itfaiye direk'örlüğü bah- gesinde tecrübeler yapılmış ve bugü- | zırlanı'mıştır. Gümrükler genel direktörü Mah mut Nedim, dün akşam Ankaraya git miştir. * Ulusal endüstri birliği genel he- | yeti yakında yıllık toplantısını yapa- caktır, Bu toplantıda iş kanunu pro. | jesi üzerinde konuşma — yapılacak ve birliğin noktai nazarı tesbit edilecek tir. * Çocuk esirgeme kurulu merker heyeti Cümuriyet bayramında çocuk lara yapılacak yardım üzerinde hazt lıklarına devam etmektedir. * 7 Birinciteşrinde toplanacak & lan Tıp kongresine iştirak edecek doktorlardan bir kısmı dün Ankarayı hareket etmişlerdir. * Eski İran eserleri kongresine iş tirak etmek üzere Moskovays giden Türk heyeti şehrimize dönmüştür. . | © Tapu veznesindeki yolsuzluk de vam etmektedir. İrsaliyeler üzerinde bazı noksanlar tesbit edilmiştir, Bun- lar incelenmektedir. 2 * Kiş mevsiminin gelmesi dolaysi le harap olan bazı cami ve binalara Evkaf direktörlüğünce tamirine bap lanmıştır. * Münhal olan Bursa Evkaf direk- törlüğüne Ankara Evkaf direktölü Hulüsi tayin edilmiştir, Hükümete haber vermede» gömüL— şocük DUR Bahçe köyünde şüpheli görü- len bir doğum vakası olmuştur. Köy- de Hâsanın nikâharz karısı 25 yaşla rında Hatice dün bir çocuk doğurmuş! tur. Duyulduğuna göre ölü doğan yav ru, hemen gömülmüş, köyün ihtiyar heyeti de buna izin vermiştir. Hâdi- se Jandarmaya haber verilince izleme başlamış,çocuğun ölü doğup doğmadı ğı anlaşılmak üzere tahkikat yapıl mıştır. İşe genel savamanlık ta el koy muş. hâdisede suçlu görülen müez- zin Hakverdi takip karşısında orta- dan kaybo'muştur. Dün, geç vakte kadar yapılan araştırmalara rağmen müezzin Hakverdi ele geçirilemediği gibi, çocuğun nereye gömüldüğü de anlaşılamamıştır. Sarıyer jandarma bölük kumandanlığı çocuğun anasını sorguya çekmiştir. Tahkikat ve araş- yin edileceği henüz anlaşılmamıştır. tiz, amcanızı alırız. Cemile masanın üstünde duran bir kibrit kutusunu tutup vurarak: — Pek âlâ! Dedi ve gitmek için hazırlandı. Tahsin Bey ayağa kalkmıştı — Devlet , dedi, şimdicik di- mek böyle, garar virildi. — Evet, g Adı Nail bey idi değil mi amca- ? mızın? — Evet, i Tahsin Bey not aldr ve Cemileyi oda kapısına doğru götürerek omu- suna elini koydu ve kulağma iğildi: — Sen benim ile hoş geçin, dedi, ben sana gurban olurum, Bir omüzunu yukarı kaldıran Ce- mile, alçak, fakat dolgun bir sesle: — Hoş geçinip geçineceği bu ka- dar işte... Fazlasını ümit edersen avucunu yala! Dedi ve ertesi gün öğleden evvel gelmesini söyliyen Tahsin Beye göz kapaklarının yayı altında küçülen göz bebeklerinin küçük hir hareketile mu- vafakat cevabı vererek yazıhaneden ikta. A tevkifhaneye uğraması ve Nail beyi görmesi şarttı. Ona yalnız kayınpederlik değil, şimdi de amcalık dürden bir “son,, kaydile izin kopa- rabildi. Bu sefer Nail Beyi müdür. lük dairesinin sofasma getirmişlerdi ve görüşmek daha kolay oldu. Cemile Nail beyi pencere kenarın. da köşeye çekerek dedi ki: — Şimdi beni iyi dinleyiniz. Ben rolü düşüyordu. Gülmekten kendini alama di, Bu sefer tevkifhynede Nail beyi örmesi daha güç olmuştu. Ancak azla yalvarıp yakardıktan sonra mü- senin oğlunu tanımadan evvel Tahsin Bey isminde bir tüccar tanıdım. Tüc car mı, değil mi, ne iş yapar ben de bilmiyorum. Her tarakta bezi var. Zengin bir herif, Açıkçası bana göz koymuş, Ellilik, elli beşlik bir adam. Cemile balo, csvap; apartıman, antika saat ve amcalık bikâyelerini olduğu gibi anlattı; parayı nasl te. darik edeceğini söyledi; fakat bun- ları anlatırken Naili Beyin yüzünde beliren itiraz hazırlıklarını da gördü- ğü için onun söz söylemesine meydan bırakmadan, gülerek lâkırdısını şöy- le bitirdi: tırma devam etmektedir. — Hiç gık deme arica bey! Bu İş böyle olacak. Ben Tahsin beyin iste- diği kâğıdı imzalayacağım. Sen bura- dan çıkacakım. Ben annemi de, ab- lamı da kandırarak Taksimde otura- cağım. O zamana kadar Selim de bir işe girer. Evi satarız. Borcum çıkar- sa öderim. Belki de Allahtan saat tılır. Ona bel bağlamıyorum. Anla- dm mı? Sizin işleriniz düzelsin de ! ben anneme ev de sattırırım, kenarda; köşede biraz elmasımız da var, kor- kum yok. Anladın mı? Sakın İtiraz! edeyim deme. Bir lâkırdı söylersen; çok fena olur. Küçük dilini yutup! oturacaksın. Eyvallah ( diyeceksin. Ben senin dünya ve ahret kızınım. Atsan da atılmam, satsan da satil mam, Selim neyse ben de oyum. An» ladın mı? Onu aldatmam ben! Gözü- | mün içine bak bir kere hele... Tah-| sinle bir zorum olsaydı senin oğlun! umurumda mıydı? Beyoj İ yan gelir oturur, fing atardım. Böy- | le hapishane köşelerinde senin peşine | düşmezdim. Şimdi senden istediğim şunlardır: Benim namusuma güvene- çeksin, parayı benim bulduğumu Se- lime kat'iyyen söylemiyeceksin, Tah- sinin imsini ağzına almıyacaksın, onu tanımıyacaksın, İsmi çiy bilme- mezlikten geleceksin. İşte bu kadar. Anladın mı? Şimdi ver elini öpeyim. Fazla söz yok. Arkasını duvara dayıyarak, bükül-, İ müş dizlerile ve yorgun bir tavırla İ Haliç yakalarıdır. Sizin anlıya İ Son defa yeni Kumkapı orta okulu. İ açıyor. Sergi bir hafta sürecektir. 4-10-935 m3 BUDA BENDEN BİR BROŞÜR VE İSTAN- BULUN TEMIZLIĞI “Seyyahin Şubesi,, bir broşür çıkarmış. İstanbula seyyah ge- tirmeğe yardımı dokunsun diye bir propaganda broşürü. Broşür Rüzel, baskısı, tertibi, tanzimi fevkalâde, Kapak ve iç kampo- zisyonlarda Ressam Ali Suavi- nin yaratıcı eli büyük bir üstat- lıkla dolaşmış. İstanbulun, hat- ta Uludağın en güzel manzara- ları, Fakat bu broşürde her şey- den önce göze çârpan şey temiz. lik, İnsan “İstanbul” adını ta- şıyan bu broşüre bakınca İstan- bulu yeryüzünün en temiz Şe hirlerinden biri sanıyor. Ne tuhaf; İstanbul baştan aşağı pis ve bakımsız bir şehir değildir. Beyoğlu yakasındaki ana caddeler bakımlıdır, temiz- dir. Şişli ve Ayaspaşada ana sokakların pisliğinden şikâyet eden çıkamaz. Fakat, yine ne tuhaf ki, yolcu getirmek için propaganda yapıldığı vakit ne Şişlinin, ne Ayaspaşanın resim- leri ve fotoğrafları basılır. Çün- kü buraların manzarası tek bir Avrupalıyı celbedemiyecek ka- dar adidir. Buna karşılık resim- leri basılan semtler İstanbul ve cağınız en bakımsız yerler, “Seyyahin Şubesi,, nin çıkar- dığı bu küçük broşür, bize şeh- rin asıl hangi yakalarına ehem- miyet vermek lâzrmgeldiğini gösteriyor, Ressam Suavinin resimleri seçmek ve temizlemekte gös- terdiği zevki, şarbaylık, şehri temizleme ve bakma politikası- na temel tutsa doğru bir yola girmiş olurdu. Orhan SELİM ————— mm Kadıköy ortaokulu açılıyor Yeni açıla” orta okullara talebe yerleğtirilmesine devam edilmektedir. Dun talebe kadrosu 500 den 900 e çı karılmış ve okulun ilk sınıfa yeni deh “şubeler Tüve ir. Kidrkö- yünde açılmnsi karirlaşar ici orta okulün tamiratı da'bitmiştir. Onümüz deki pazartesi gününden itibaren bü okula talebe kaydma (Başlanacıktır. Fazla o'arak bu okulda birinci, ikiaci ve üçüncü smıflar bulunacak, ayrıca bu sınıflara şubeler eklenecektir. Oku . henüz dire ir Sayin -eölermisziz. Bist diğer işlerle bir ilk tedrisat mü fettişi meşgul olacaktır. aminn Yapı ve yollar kanununa göre bina ların muntazam bir şekilde boyanma- sı lâzımdır. Fakat şehirdeki bütün bi- naların boyanması çok masraflı olaca- ğından şimdiye kadar bu cihet tatbik edilememiştir. Belediye yeni yapıla © €ak olan binalar için rahsatiye verdi- İ Hi zaman bunların boyanmasnı da şart koyacaktır, Diğer binalar da ta- mir edildiği zaman ve yavaş yavaş ; i Binalar boyanacak | boyattırılacaktır. Resim sergisi Ttalyada tahsil etmiş kıymetli res- #amlarımızdan Sabri Fettah $ Birin- citeşrin cumartesi günü saat üçte Gü- zel Sanatlar Akademisinde bir sergi ğ Cemileyi dinliyen Nall bey, titrek eli- © nin şehadet parmağını kaldırarak: — Bir tek sözüm var! dedi, Cemile, o parmağı kalkan eli tuta- rak zorla dudağıma götürdü: — Hayır! dedi, hiçbir sözün ola mar. Söylediklerimi olduğu gibi ka- | bul edeceksin. — Kabul, evlâdım, kabul... Fakat ? inayet et! Bir tek sözüm var. | — Olmaz. — Kendime ait-değil, ben kabul ediyorum, Selime ait bir tek söz, — Nedir? Nali bey Cemilenin iki elini bir avucu içine alarak: — Evlâdım, dedi, sen daha tecrii- besizsin, bugün... | Cemile onun #özünü kesti: i — Nasihat verme! dedi. — Nasihat vermiyeceğim, başka bir şey söyliyeceğim: Haydi bet parayı nereden bulduğumu evlâdım- dan gizliyeyim. Fikat Selim seni © Tahsin beyle berâber oturmana n€ der? ne mâna Verir? sebep ve lüzum nedir? Bu fedakârlığı bilmezse birta" kım ser şüphelere düşmez mi? Dü şerse hakkı olmaz mı? Ben de ağı” mı açmazsam, onu temin etmezse çocuğun hali he olur? Çünkü sevgili karımın, krzrmn hatıralarına yersin! ederim, Selim seni seviyor, halind”f anlıyorum, düşün bir kere evlâdmi kendini onun yerine koy! i TArkas ve"

Bu sayıdan diğer sayfalar: