4 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— i MEMLEKETTE TAN 87 Denk tütün aşırmışlar Balıkesir 3, (Özel aytarımız bildiriyor) — Gönen tüccarla- rından Ali Kehyanı deposundan 87 denk tütün çalınmıştır. Hırsızların Tırnova köyünden İbrahim oğlu Mehmet, Bilâl oğ- lu Mehmet, Ali ve Zekeriya ile Ösman oğlu Murat olduğu mey- dana çıkarılmıştır. Zabıta, tahkikatı derinleştirmektedir. Bandırma - izmir trenleri Balıkesir 3, (Özel aytarımız bildiriyor) — İzmir - Bandırma hattında pazar ve çarşamba günleri işliyen ekspres trenleri, bu ayın birinden itibaren posta seferleri ile takviye edilmiştir. Ye- Ni tarifeye göre, ekspres günleri Bandırmadan İzmire ve İz- mirden Bandırmaya çift tren işlemesi kararlaştırılmıştır. Pötürge de yeni yollar açılıyor Pötürge 5, (Özel aytarımız bildiriyor) — Son bir yıl içinde ilçede bir mezbaha, bir genel helâ, iki su deposu vücuda geti- rilmiş, urayın harap olan dükkânları yeni baştan modem bir biçimde yapılmıştır. Yedi kilömetre uzaklıktaki içme suyunun şehire getirilmesi için uray yeni teşebbüse girişmiştir. Pötürge - Keferdiz şosesi, yeni baştan yapılmıştır. Kış ve yaz ilçe ile il arasmda otomobil işliyecek bir şose açılması na düşünülmektedir. Bu şose Pötürge - Keferdiz şose - sinin bir noktasından ayrılarak Fırat kıyısmı takip edecek ve İsmet İnönü köprüsü civarında Malatya - Elâziz şosesi ile bir- İeşecektir, Ekonomi ve tecim durumundan büyük bir önemi olan Malatya - Pötürge - Siverek şosesinin de Fırata kadar olan kısımı bitirilmek üzeredir. Köylüye parasız toprak verildi Arapkir 3, (Özel aytarımız bildiriyor) — İlçemizin Zohrap- tepe mahallesinde bir bakır madeni için araştırmalar yapılmış, birkaç parça alınarak tahlil için tir. Atma denilen mıntakada da Keban madenine gönderilmiş- kömür ve gaz madenleri oldu- ğu söylenmektedir. Bu madenlerin bulunduğu yerlerde tetki- kat yapılacaktır. Yerleştirme yasasma ekli bağ ve meyva yeri dağıtım tali- matnamesine göre, imar için ilçede 1.100 köylüye parasız bağ ve meyva yeri dağıtılmıştır. Bu toprakları alanlar derhal bağ ve bahçe haline getirmeğe başlamışlardır. Topraksız ve az topraklı çiftçilere de borçlanma yasasına göre arazi verilmek Üzere mevcut hazine toprakları tesbit edilmektedir. Hekimhan Okulunda Sergi Hekimhan, 3 (Özel aytarımız bildiriyor) — İlçemiz okulunda bütün bir yılın mesaisini toplıyan güzel bir sergi açılmıştır. Ser- giyi şimdiye kadar yüzlerce kişi gezmiştir . İlçedeki bu tam teşkilâtlı okuldan başka, altı köyde de üç sınıf- hı birer okul açılmıştır. Kültür teşkilâtının ihtiyaca cevap verecek bir duruma çıkarılmasına çalışılmaktadır. Resmimiz okul sergi - sinden bir köşeyi göstermektedir. YOSMA! Etem Izzet BENİCE — Olmaz sevgilim artık biri birimizden ayrılmak yok.. Diyordu. Nesrin: 'Yo.. kalamam, babam beni | evden çıkardı. Çok geç kaldım. En son mimar yazıhanesinde yoktu, bekledim:. diyeceğim. Daha çok kalmıyayım, haydi be ni bırak sevgilim!. Diye gitmek istiyordu. Deli- kanlı; — İmkânsız. Seni bırakmıya ğım., Diye ayak diredi. Yalvardı yakardı, diline bütün gücünü, gözlerine bütün tılısımiı kandı- rıcılığını verdi. ve en son onu yu muşattı. Nesrin onun ateş, hey ecan, sevgi taşıran esrarlı ve ma nalı gözlerine baktı baktı daya- namadı ve esinti önüne katılmış bir savruntu dayanıksızlığile: — Peki kaliyorum, Bu geceyi beraber geçireceğiz. Sabahleyin gideceğim. ca; İdi pp Dedi. Ferit bu ilk uyarlığı ko parınca; — Yoo.. artık Hiç gitmek yok. Karı kocalığımız bu gün- den, bu geceden başlıyor. Yarın sabah ben nikâh kâğıtlarımızı astırmaya gideceğim.. Demeğe başladı. Nesrin gül ü: — Her şeyi o kadar kolay gö- rüyorsun ki! — Neden görmiyeyim? — Babamın ' ters, deli, çok eskiye bağlı bir adam olduğunu kaç kere sana söylemiştim.. —E ne olur. Nesrin: — Söylediğimi anlamıyorsun galiba?. Der gibi hırçın hırçın Feridin yüzüne baktı, onun Sorusunu karşıladı: — Ne mi olur?Herşey olur.Be ni parça parça eder yine ne sâ- na verir, ne de seninle otürtür. Ferit dudaklarını bura bura bir saniye düşündü: — Ne yapmalı bunun için?. — Yapılacak sey yok. Kaça- cağız. —... Kandırada yeni Bir Dispanser Açıtmalıdır! Kandıra özel aytarımız bildi yor: “Kandıra dispanserine yazılı 248 frengi hastası vardır. Bunlardan birçoğu, dispanserin bulunduğu ka- ze merkezine 3 - 8 saat uzak köy- lerde otururlar. Bu yüzden muay- yen günlerde tedavide hazır bulu- namamaktadırlar. Bu işi murakabe altında tutabil- mek için, ilçemizde sıtma mücadele teşki ibi bir de fı müca- di kı ve devamlı bir nabilecektir. İlgililerin dikkatini çeleriz.” Inhisarlar genel direktörü dönüyor Mü inhisarlar Genel Direktörü Mitat Yenel İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — İnhisarlar genel direktörü Mithat, inhisar teşkilâtı Üzerindeki inceleme- lerini bitirerek Eğe vapuru ile İstin- bula hareket etmiştir. Genel direk- tör, buradaki incelemeleri etrafında şunları söylemiştir: *— Çamaltı tuzlasının eksikleri ilk plânda tamamlanacaktır. Tuzlada çalışan işçiler için bir mekfep “inşa edile tane yapılması şmaştır. İnşaat için lâzım olan taş tuzladan Çığliye kadar döşe- necek dekoville taşmacaktır. Çamal tında, bundan böyle sofra tuzu imal edilecektir. Beş altı aya kadar solra tuzunu piyasaya çıkarabileceğimizi umuyoruz. Tuzlada ihraç masrafını azaltmak için, yükleme ve boşaltma- yı kolaylaştıracak bir iskele yaptırı İacaktır. Vapurların serbestçe ya maşacağr bu (o iskelede tuzlar, doğrudan doğruya vapura yüklene- cektir, Çânakkale gezisinden dönüş Balikesir, (Özel aytarımızdan) — Çanakkale geziine çıkan gençler bu sabah dönmüşlerdir. Gezinti çok iyi ve güzel geçmiş, iyi sonuç alınmıştır. Namık ismail'in Tezkiri namı ve istirahati ruhu &- çin mahı halin 6 ner pazar günü öğle namarını müteakıp Nişantaşında Teş vikiye camiinde mevlüdu nebevi kı raat olunacağından merhumu seven - lerin bu hayır duada bulunmaları ri- lam — Nereye? — Neresi olursa?. — Anadoluya'mı?. — Hayır. Avrupaya. Nesrin bunu söyler söylemez yüzünde dağılan bir gülücükle: — Hem daha iyi değil mi şe- kerim?. Diye başladı, yüzünü hafif kızartan Ve sesini titreten bir duruş ve görünüşle; — Balayımız güzel geçer.. Dedi. Devam etti; — Ben yarın sabah erkenden giderim. Ufaktefek birkaç şev alırım. Biraz da param var, onu da alırım, gideriz. Hem biliyor musun gitmek için ne düşündü- ğümü?. Öyle vapurla filân de- gil Uğakla gidelim.. diyorum. Sen pasaportları çarçabuk çi kartırsın. Valizini yükdere hava istasyonuna gi- dersin, benim telefonumu bek- lersin, Geliyorum.. dediğim gün uçakta iki yer alırsın, gitme sa- atinde ben gelirim ve hemen İstanbuldan uçarız. Ferit: ; — Bu fikir çok güzel. Kaça- BİLL alırsın, Bü- KISA PARTİLER —a— No, 44 — Mukabil hücum 1932 de Londra kadınlar şampiyo- nasında oynanmıştır.) Aklar Karalar 1d2-d4 d7 -d5 2.c2 4 7 - <5 32.03 Ag8 - (6 4. Abi -c3 0706 5. Agi-13 PİS -d6 6, c4 X d5 <6 Xx d$ 1. Fi -d3 Fes - g4 8. Fd3 - e2 Abs - d7 9.0-0 (Rok) Vd8 - <7 10. g2 - g3 7 - hs! 11. h3 -h4 Fç4 - h3 12. TA el Pd6 X g3li 13. Af3 > g5 Fg3 Xizeni 14. Şyi X İZ Ve7 -h2*- | oas.Şiz - 43 Fh3 - ga kiş ve mat No. 45 — Beklenmiyci hezimet (1924 te Baden - Badende büyük arsrulusal turnuada oynanmıştır.) Aklar Karalar 1.d2-d4 27 - €6 2. Agi - f3 (715 1.g2-g3 Ag8. 16 4. FHA > g2 d7 -d5 8.00 (Rok) Fi8 - dö 6.c2-c8 7- <6 7. Vd1 2 0-0 (Rok) Bb2-b3 At -e4 9, Fel -b2 Ab$ - 16 10. Af3 - e$ Vd8 » f6 11.02.03 Adi X est 12. dü X es? Ed6 - c5- 13. Şgi - hi cek X göl 14. h2 X g3 VE6 - h6“- 15. Fg2 -h3 Vh6 X h3 kiş ve mat No. 46 — Ezbere (1931 de Anverste tahtayı görme- den oynanmıştır.) Karalar <1 47-d5 d$ XxX e4 Az8 - (6 Vd6 X d4 Vd4 « d5 Fe& - (5 g7 X 6 Vd8 - a5 . Ae4 X #6 * 9. Fd3 X 45 10. Fcl -d2 VAS Xx 15 11.0-0-0(B.Rok) o VI5-e6 12. Vez -d31 Ves X 4210 13. Vâ3 -d8-4(11 o Şe8 X dö 14. Ed2-a514 Ş (ne isterse) 15. Rd « d8 kiş ve mat. Bu son parti vesilesile şâtranç tahtasını görmeden ve bütün taşların hareket ve durumlarını akılda tutâ- rak oynsyanlar hakkında birkaç satır yazalım. li Bu hususta dünya rekoru 1933 se- | nesindenberi Alekhinetledir. Dünya şampiyonluğuna kadar yükselen bu meşhur şatranççı, Şikagoda şatranç | tahtasinı görmeden 32 parti birden oynamış, bunlardan on dokuzunu kazanmış, dokuzunda berabere kak | gm yal örelim ndan evvelki “gözü kapal, şam- piyörlar wrasile Philidor, Merpliy, Zukertort, Pillsbury, Breyer ve Re- tie idi. Halkı şaşırtan ve (gözü kapalı) şatranç oynamanın in- celikleri, sırrı, 1894 te Pariste fran- sızca olarak neşredilmiş olan Binet- nin eserinde uzun uzadıya anlatılmış. tır. eğlendiren bu Lİ Nümune olarak verdiğimiz kısa partileri burada bitirirken yeni gat- Tanca başlıyan heveslilere bir nokta- yı hatırlatmak isteriz, Acemiler, en küvvetli taş olan Ferzi, hele Oyun başlangıçlarında tahtanın üstünde ve gelişi güzel bo- yuna dolaştırır dururlar. Bundan bü- bilmek için bundan daha kestir- me yol olmaz. Diye mırıldandı ve sordu: — Peki nikâhımız?. — Nikâhımızı gittiğimiz yer- deki elçilikte yaptırırız.. Ferit kaşlarını çattı, bir sani- ye indi — Ö da olur, Nüfus clizdan- larımız yanımızda olacak, Pasa- İ portlarımız da var. Mesele yok. | | Kâğıtlarımızı orada da, burada da asacaklar. Sonun» evlene- ceğiz. — Tabii... — Evet! Ferit içine düşen bir hızla he- men bütün bu işleri başarmak istiyormuş gibi birden alevlen- di; —E haydi, fotoğraflarını, nüfus kâğıdını ver de pasaport işine başlıyayım! Nesrin güle güle katrlaral IKurtuluş bayramı programı hazırlandı .| caddesi yolile Taksime çıkacak'ardır. DAMANMAAAAALA EOS —— nn yük bata olamaz, Her taş ve hele | tediklerini sana getiririm. Sen 6 Birinciteşrin Istanbulun kurtuluş bayramı progra ” hazırlanmıştır. O ler, vapurlar, tramvaylar gündüz bay raklarla donatılacak ve gece de fener» lerle tenvir edi'ecektir, Saat 9 da tö- iştirak edecek olan teşekküller hmet meydanmda kendilerine len yerleri alacaklar, ve saat on da yirmi bir pare top atılacak, bu es- nada limanda bulunan bütün deniz va ataları düdüklerini çalarak bayramı kutlulayacak ardır. Bundan sonra bir dakika süküt edilerek şehitler anıla- cak ve daha sonra da geçit törenine başlanacaktır. Evvelâ Harbiye okulu, Harbiye alayı, deniz muzikası, bir sahra bataryası, polis müfrezesi, itfa» iye, Universite, diğer okullar ve niha- yet esnaf cemiyetleri sıra ile Sultan- ahmet meydanından hareket ederek Köprü, Şişhane yokuşu ve Istiklâl Burada belediye tarafmdan âbideye çelenkler İi bu esnada da bir tören yapılacaktır. Bundan sonrâ söy İevler verilecektir. Bunun için Beyoğ» lu ilçebaylığınca Taksim alanma bir tribün yapılmaktadır. O gün öğleden sonra şarbay ve şehir meclisi üyeleri, gemiyetler mümessili ve parti başkan larından seçilecek birer heyet İstan- bul kamutanlığı merkezine giderek halkın ordumuza olan teşekkürlerini bildirecektir. Gece Taksim alanında 4-10-935 ser Rumeli fenerinde Bir deli yakalandı . Kim olduğu henüz anlaşılamıyas bir-deli,-dün Rumeli Fenerinde jan- darma tarafından yakalanmıştır. Yol- da tek başına ve etrafa saldırarak iler leyen hastanın tutulması hayli güç ok muştur. Üzerindeki elbiseye göre, ti- marhaneden kaçtığı anlaşılan biçare nin ismi tesbit edilememiş ve dün Sa» niyer jandarma komutanlığına getiril miştir, Deli, adını söyliyemiyecek ka- dar ağır hastadır. Bugün timarhane- ye teslim edilecektir. Surlar tamir ediliyor Istanbul surlarının iyi muhafazası için sek sik tâmirat yapılmaktadır. Müzeler idaresi, harap olmak üzere bulunan Ayazma kapısını tamir ettir- meğe başlamıştır. Fındık kongresi Gelecek hafta içinde Ankarada top- lanacak olan fındık Oköngresi için, tecim ve endüstri tarafından bir ni - zamname hazırlanmasına başlanmış « tır, Bu nizamname kongrede görüşü- lecektir. şehir bandosu tarafından parça» lar çalınacaktır. Saaş 20,30 da kahra- mân ordumuz şerefine Perapalasta şarbay tarafından bir şölen verilecek» tir. Bundan başka bütün İstanbul Halkevlerinde güzel müsamereler ve milli piyesler oynanacaktır. | Bu akşam TÜRK Sinemasında Herkesi hayran edecek bir Fransız operet filmi PRENSES TÜRANDOT KATE de NAGY - PIERRE BLANCHAR Aşk ve hayal diyarının melikesi TURANDOT:.. Aşkına kurban giden Semerkand Prensi:... Sevginin esiri, halkın nazlı prensesinin aşk manzumesi, vi İlâveten: en yeni dünya baberleri yerler.nizi evelden tutunuz. Telefon 40690 Birıbirine yakışan İKI BÜYUK ARTİST ALTIN AMDAN AAA ADAR DAA İDA ODADA SAKORA Bugüne kadar yarattıkları en güzel eser: Bu akşam iPEK sinemasının lik büyük zaferi olacaktır. şaşmınmünitinin. JEAN CRAVFORD 3 KLARK GABLE ZİNCİR MAPUS SANER SANADA TAKSiM BAHÇESİNDE Ça OPERETİ Me LEBLEBİCİ YENİ NES"! TAI Holivüd Holivud'un bu haftaki sayısı hafta- nin film mevzularını, sinema duygu- larını ve Çm Maçinde ahı ay isimli hatıratı yüklü sari çıkmıştır. PERŞEMBE — Perşembenin 27 inci sayısı renkli ve 16 sayfa olarak çıktı. Mündericatı arasında Naci Sa- dullahın, Halide Nüsretin, Ercüment Ekremin, Ziya Şakirin, Ibrahim Alâ addin Gövsanın, Faruk Nafizin, Mah- mut Yesarinin, Etem Vamik Güterin yazıları vardır. Bunlardan başka ka- dın, sinema ve moda için sayfalar ay- rılmıştır. Ferz bi, ük bir ihtiyat ve dikkatle oynanmalıdır. Aksi takdirde mağlü- biyet mukadderdir. fotoğraflarımı, nüfus kâğıdımı filân hazırlıyayım, Hiçbir sızıl- tıya, şüpheye de meydan ver- meden yapılacak işlerime başlı- yayım. Sabahleyin erkenden is- pasaportları çıkartırsın. Sonra dediğim gibi yaparız.. Dedi, ilâve etti: — Hem ben bu gece kalırım dedim ama, nasıl kalabileceğimi hiç düşünmedim. Birden hissi- me kapıldım. Sabahleyin eve gidince nerede kaldığımı nasil anlatabilir, ne yalan uydurabili- rim?, Kimde kaldım desem, ba» bam mutlaka gider, sorar. Yala» nım ortaya çıkınca da babam beni eve tikar, bir daha bir yere çıkarmaz. Kaçmamız da, evlen- memiz de hepsi suya düşer!.. Ferit bu sözlerile Nesrini hem haklı buluyor, hem de hisleri- ne, damarlarında tutuşan ateşe vırla: — Sen benim sözümü dinle. Şimdi ben gideyim. Gece evde — Ayol burada resmimi, nü- fus kâğıdını nereden bulavım? Dedi, sonra çek ciddi bir ta- kapılarak: — Gitme, kal. Ne olursak ola- lum, aldırma! Diyordu. Fakat, Nesrin daha Cumartesi akşamı HORHOR. ——— ————— çı Muvaffakiyet değil, MUZAFFERİYET! 5 Dün akşam SARAY. “izm” Salonunu kıncahınç dolduran Oo a w m 7 Ve m 7 ” Filminde MAURICE CHEVALİER görülmemiş takdir. alkışların toplamıştır. Gidiniz, görünüz. Adeta bütün Parisi göreceksiniz. İlk: $ PARAMOUNT JURNAL AAA Tanay et aaa ASRA DAA AA BAAAAAAA rak ona bir kere daha anlattı ve: — Yavrucuğum, bu kadar bekledik. Daha iki üç gün hiç- bir şey değil Ondan sonra ölünciye kadar biribirimizin o- lacağız. Dedi ve: — Ben gidiyorum? Diye kalktı, şapkasını başına yerleştirmeye koyuldu. Ferit bu ayrılıştan deli olacak gibi idi, fakat, düşünüyor, dü- şünüyor, yapılacak bir başka şey bulamıyordu. Ve.. Nesrin onu avunduruyordu: — Sabahleyin yine 'gelece ğim. Sen pasaportları çıkarın- cıya kadar ben de öteki işlerimi bitireceğim. En sön en son iki üç gün içinde de İstanbuldan ayrılmış olacağız. O gece Ferit yine odasının içinde ya- payalnız kalmca ne yapacağını | şaşırmıştı. Hayatınin bu kadar yüklü, heyecanlı ve yepyeni bir serin kanlı idi. Düşüncelerini daha sağlam fikirlere tuttura- yolu, gidişi, devrimi içinde der” (Arkası var?

Bu sayıdan diğer sayfalar: