12 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

12 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 KON TAN Türkiye meyvacılığına dair tetkikat Mi BORSA - PİYASA Ekşi elmalar h ariçten yapılan 11 NISAN CUMARTESİ | Fotoğraf | Fotoğraflarmizı bize | gönderiniz, karakte- rinizi size söyliyelim! Faaliyet ve cehdine iman etmiş bir adam karakteri. Kendine hâkim olur. Başkalarma talepler yüzünden rağbet gördü Almanyada yaş meyve ticaretile | sevketmek için hazırlıklara başlamış- Mükadar bir şirket, iki ay evvel, bu. | lardir. Bunun için Türkofis ambalâj | Para Borsası da hâkimdir. Mes'uliyet- raya bir mütehasm göndermişti. Denkin admdaki bu yaş meyve müte- baasızı, iki sy kadar, Anadolunun muhtelif yerlerinde tetkikat yapmış- tır. Mütebassıs, Anadoluyu gezdik - ten sonra, me rile meşhur olan Amasya mmtakasmda da bulunmuş: tur. Bundan sonra Rize muntakasına geçmiştir. Rizenin ek$i elmaları, Al manyada pek rağbet gördüğü için mütehassıs, Rizede de bulunmağı fay dalı görmüştür. Tetkik seyahatini bi- $iren Denkin dün Istanbula gelmiş Yürkofise giderek yaptığı seyahat hakkında fikirlerini an Mütehassıs yaptığı tetkik seyaha- inde su neticeye varmıştır: Türkiye yaş meyve yetiştiren idenl bir mem- lekettir. En nefis meyvelerin Anado- Huda bulunduğuna şüphe yoktur. A- hadolunun en eski bir meyve memle- koti olduğunu, tarihi eserlerden de anlamak pek kolaydır. Hitit heykel- | Y leri üzerinde üzüm salkımlarının bu- anması buna iyi bir misaldir. İstan- bal müzesinde Hititlerin meyveci ğe ne kadar ehemmiyet verdiklerini Bnlamak için bu eserlere bakmak in- Buna kâfi bir fikir verebilir. Anadolu, tarihin en eski devirlerinde bu #ne ka ar meyve memleketi olmak mevki- ini muhafaza etmiştir. Dünyanm en #yi Üzttm ve incirleri Ege mntakasma nasip olmuştur. Giresun fındıkları evaaf itibarile İspanya, İtalya fındık- Jarmdan yüksek olduğu. malümdur. Elma, armut, kayısı Anadolunun her tarafında yardır. Meyve iemleketi 0- an Türkiye şimdi kadar yaş meyve ticaretine ehemmiy ymişti. Esasen yaş meyve ticareti de, son elli senede inkişaf etmiş, yeni bir ticaret şubesidir. Nakil vasıtalarının artması, beynelmilel ticari mlnase - betlerin genişlemesi, meyve nakliya- İma müsait vagonlar, ve yeni âmba- İâj usulleri, bu ticaret şubesinin in- kişafma meydan vermiştir. Bilhassa gon senelerde, yaş meyve ticareti, kliyatına müsait vagonlar usulleri sayesinde daha yiyade inkişaf etmiştir. Türkiye bu eni inkişaf eden yaş meyve tidareti i girmiştir. Birkaç sene- e Alış 610.— 123 164.— 80.— şmaktadır. yaya bol mikdarda | İtaze üzüm sevkedileceğine şüphe yok | tur Satış Sterlin 1 Dolar 2) Frans frangı 20 Belçika frangr 20 Drahmi 20 İsviçre fr 20 Çek uron 20 Ley 2. Dinar 623 Fındıklar Fındık. nizamnamesi tatbika başlandı Son defa olarak tadil edilen fındık n dünden itibaren tat |bikma başlanmıştır. Yeni nizamna- meye göre, mallar son ihraç iskele sinde kontrol edilecek ve çuvallar mühlrlenecektir. Nizemnamede ih - raç iskelesi olarak tayin edilmiyen de fındık mahsulü ihracat İske esi olan iskelelerde yapılacaktır. Nis zamnameye, yeni konan bir maddeye göre, fındık olgun bir hale gelmeden toplanmıyscaktır. Bazı bahçe sahip leri, piyasaya bir an evvel mal sür- mek için, vaktinden evvel fındık top Ismaktadır. Bu suretle toplanan fm- dıklar az zaman içinde rutubetin te- siriyle bozulmaktadır. Yeni nizamına» me, bu mahzuru ortadan kaldıracak te hükümleri ihtiva etmekte- | ndık toplama zamanmı Ticaret | odası, ve orada bulunan Ziraat fen| memurları tayin edecektir. Bundan evvel ticaret maksadiyle fındık top- layıp piyasaya satanlar ceza göre - eklerdir. Yeni nizamnamede amba- lâj ve marka işine ehemmiyet veril- miştir. Çuvalların Üzerine, hangi ne- vi findık olduğuna dair bir isaret ko- nacaktır. Bu işaretler İktısat Vekâ- leti tarafından yapılacaktır. Fındık dış piyasslara ihraç edildiği zaman oradaki “Türk. konsolosu, veyahut | Türkofis memurları tarafından mua» yene edilecek ve menşe şabadetna - mesine uygun olup olmadığı tetkik | edilecektir. Bunun böyle oluşundan k faydalar temin edileceğine şüphe yoktur. Şimdiye kadar fındık | ihracatı bü #uretle tanzim edilmediği için, dış piyasalardan birçok sikâet-! Damlara döşenen | | | Ftorim Avusturya şilin Mark Cenevre Leva Florin Çekoslovak Avusturya İspanya pezeta Esham Bankası Mö Ânadolu 5 60 “ 76100 Şirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkon Reji Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankan Şark Merkez Kerenesi İstikrazlar “Türk Borcu | n emeli İstikrazi dahi Ergani A. B.Ç. » Sıvas Errurum i Kupon kesik 9: Mısır Tahvilleri 1406 4 1903 11 90. 1911 WI KuKesik 53.50 (denberi, Türkofis vasıtasile yapılan | measillerimiz, alâkadar makamlara tecrübeler iyi neticeler vermiştir. Bil- | verdikleri raporlarda fındıkların ka- | hassa bu sene bu tecrübeler daha £€ | rışık olduğundan bazi tüccarın ibra- | Diş bir saha dahilinde cereyan etmiş- | cat mallarımıza karşı gösterdiği bu tir. Yaş meyve satan bazı ihracat ta-İlâkaydi yüzünden ihracatımızı İllere sebebiyet verilmişti. Ticaret m muşamba tacirleri Memleketimizde Roberviti yapar fabrikalar hükümetten himaye iste- cirlerimiz, beynelmilel şartlara uy - gun ambalâjlar yapmış, ve meyve leri cinslere ayırmak suretile, bu se- hada muvaffak olmuşlardır. Bu sene Türkiye elmaları Alman piyasasında büyük rağbet görmüştür. Bilhassa kşi elmaları daha ziyade ter cih edilmektedir. Halbuki öteden be- i ürkiye piyasasında rağ- için aşağı bir fiyata tâ- biydi. Bu sene ekşi elmalar dınardan Üzerine piyasada k bir rağbet görmüştür. Bu rağ- betten ekşi elma çıkaran, Rize mm- takası çok istifade etmiştir. Ekşi el- ihracatı sezonu geçmiştir. Şimdi, üzüm tacirleri yaş üzüm .Yıldız Yağmuru Faruk Nafiz ÇAMLIBE1 Bu fırsatı kaçırmadan, ta ilk tanış- tağı gündenberi, kalbinde taşıdığı sonsuz nefreti birkaç tokatla boşalt- mağa muvaffak olsun... Şemseddin Ali ona bu fırsatı verseydi hem dö- vecek, hem alnmdan öpecekti. Çünkü bu adam, hem dayak yenecek hadise- ler hazırlar, hem de ruhunun bütün aşağılığını öne sürerek bundan kur- tulurdu... Fakat şimdi Ziya, onun birinci hareketini görseydi, ikinci e meydan vermeden atıla - e Şemseddin Aliyi görünen bu lacağından behsedilmekteydi. Nizam | piektedrler. Bu madde, damlara dö- Bamenin tatbikmdan evvel, bazı fın- | Şenen bir nevi muşambadır. Son za- dık tcarethanelerinin eski ve yeni | manlarda, ekseriyet itibarile Devlet #ene mahsullerini ve ayrı ayrı neVi- | Demiryolları istasyonları ve âmele e | evlerinin damlarna bu müşanıba dö tür Mah ln ni rare senmi Yapılan bm 8 Za bu yüzden masraf etmeğe meç - | r, bu malm sarfiyatı 20 bin toptur. İ burdu. Bu suretle Türkiye fımdıkla- | Halbuki yerli fabrikalarının sarfiya- rr daha az bir fiyatla satılmağa mah- | tı 3000 topu geçmiyor. Fabrik. İ kümdu. Cünkü malın alıcısı aldığr| sarfiyatın tamamile kendilerine in! malm nev'i hakkında bir fikir sahibi | sar etmesi için, İktisat Vekâletine | değildir. Bunun neticesi olarak, Tür- | müracaatta bulunmuşlardır. kiye malları piyasalarda kolay miş- teri de bulamıyordu. Im istihsalden, en son ihraç edilen is- Son fmndik nizamnamesi bütün bu | keleye kadar geçirdiği bütün safha» mahzurları ortadan kaldırmış, ma- | ları mürskabeye tâbi tutulmuştur. ar, sızmış, beni de bekletti! Ziya, bu adamm ağzından, Sara a- dım çırçıplak çıkmasma güç taham mill etti, ve boğazma sarılarak cüm- le olanca kuvvetini sarfetti, Onun &ra- bir kelimeyle, Ziyanm hem en zayıf yerine vuruyor, hem de kendisini hü cumdan koruyordu. — Sizi çok mu beklettim? Sara salondan İçeri girmişti. Ar- tik sahne tamamdı. Bu girişle salo- nun havası boğucu bir kömür ko- kusu kaplamış, nabızlar hızlı atma- ğa, göğüsler hızla inip kalkmağa başlamıştı. Ziya, Saranm yüzüne baktı, Ve dığı vesile bu değildi. Şemseddin Ali, | Üçü de ayaktaydı. Sara, kendini İtutamıyor ,dudaklarınm ucundan İ dizlerine kadar titrediğini belli edi- İyordu. Bu ziyaret önü çok sarsmışa ilk kelimesinde kesmemek için | benziyordu. Ayakta duramıyacağını İt İ anlayınca ikisine de: — Oturalım! Demişti. Oturdular. Ziya, dünya ile mücadeleye girer gibi hazırlan- miş, gelmişti, ve karşısında parmak ucu ile yıkrlacak zayıf bir vücüt bul muştu, Ömründe tk defa olarak Sa- tadan daha kuvvetli olduğunu düş nürken kalbi dudaklarına geldi, Sa- İraya bakan gözleri yaşardı: Genç kadınım kararı, hayatı pahasma ve- rülmiş bir hükümdü. Ziya, nasıl olup te bunu önceden anlamadığına hay- | kadmı şimdiye kadar bü hâlde gör- | ret etti. Saranm Üzerindeki tesirini fırsatm ayağma geldiğine inanmuştı. | mediğini düşünerek yandı. Yüz o ka- O, Ziyayı, yarı yerleştiği bir evde Sa-|dar incelmiş, renk o kadar olmuştu ra ile konuşmak istiyor görür gör-'ki bu incelik ve solgunluk üstünde mez elbet bir şey söyliyecekti, ve bu | gözler bir kat daha büyümüş görü- #özde Ziya için kâfi bir kavga sebebi | nüyordu. Ziya, mektuptaki satırları, idi, İbir Jâhzada hafızasından geçirdi, bu Fakat Ziyanm ne İstediğini bilmiş | vücudun aska mukavemeti kalma - gibi Şemseddin Ali, yüzündeki bütün | mıştı, bu vücudun altındaki kalpten hayrete, hiddete ve dargınlığa ait çiz İde büyük bir mukavemet « beklene- gileri birden yok etti, ve en güler yü-| mezdi. Sara, ne yapıyorsa, son küv- Zi ile Ziyaya: veti ile yapıyordu, ve kararımı bir| — Sarayı mi bekliyorsunuz? diye| glin evvel vermemiş olsaydı bir gün Sordu. neredeyse gelir... Biraz rahat- İsonra mutlaka Ziyanm olacaktı. bilmiyor mu idi? Sara, ki en küçük hâdiselerde bile dönmez hükümler verirdi, nasıl olur da bir çığ gibi lâAhzadan lâhzaya büyüyen aşkına ihanet ederdi? Ziya, bunu düşündü, ve geçirdiği şüpheden yüzü kızardı, geldiğine bin kere nedamet etti, im- kâns olsa bir kelime söylemeden sa- lonu bırakacak, gidecekti. Saranın Şemseddin Ali gibi bir seviyesiz le evlenirken bile yüksekliğinden bir zerre kaybetmediğine inandı, Süküt ilerledikçe Ziyanın aylar. lerinin o ehemmi « yetlerini ve kon- trollarmın fayda- lı olduğunu müd- riktir, Onun için iş, iştir. O, İste, bir rahat arar ve çalışırken sinirleri yatışır. Çabuk kis zar. Büyük bir el Basri Unal O mahareti vardır. Bu maharetinden istifade eyler. O “yaratmak” tan ziyade. “tamir et- mek” için yaratılmıştır, » Soğukkanlı ve hesaplı bir karak- terdir. Bir şeyi elde etmekten ziya de elinde olanı ba- şmdan atmak İş ter. Yalnız esaslı şeylerle © “meşgul olur, hassesiyet - ten ziyade kafa işlerine, hüküm - lerine ehemmiyet verir. Kadınlara karşı mağrurdur. Mes'uliyet lerin hududunu bi ii # La 4 mir man © sükünetini muhafaza eder, >”. * Hisleri bir sinema şeridi gibi ge- çer, Mahzun, ne şeli, hareket dolu ve durgun zaman- ları vardır. Müte- madiyen bir şe; aramaktadır. Pi kat bulduğu za - man onunla iktifa etmiyerek bir baş kasının peşine dü- şer. Bir şöve itimat ettiği zaman mü -|; İ tebessimdir. Ar - kadaşlarınm arasında rahat bir me İkli vardır. Ale hayatını biraz güç- lükle kabul eder. Fakat henüz genç- tir. Tecrübeler neticesinde bu. güç geçitten muzafferane geçecektir. ——————— YENi NESŞRiYAT Zehirli gazlar ve korunma çareleri Vefa lisesi Kimya Öğretmeni Maz- har tarafından bu adda bir kitap çı- karılmıştır. Eser, Maarif Vekâletince de muvafık görlilmüştür. Nisandan itibaren lise ve orta okulların son sı- nıflarında 24hirli gaz dersleri verile- için bütün gençlere tavsiye ede- Iş Mecmuası — Memleketimizin bu İ yegâne felsefe mecmuasının son nüs- | hası çiktr. İçindeki yazılar şunlardı Içtimai sınıflar (Keseler), Cermen di Bi nedir (Dr, Sertkaya), ahlâk mese- leleri (Ziyaeddin Fahri), yeni bir po- lis (Toksöz) Ziya Gök Alp hakkında | bir minakaşa, Ankara Üniversitesi Habeş meselesi etrafında ahlâki mü- ilâhazalar, Ramazan intibaları, Cüm- danberi duran muhakemesi de işli- yordu. Bu süküt o r manalı idi ki, Şemseddin Ali bile onun esrarlı ifadesini bozmaktan, dağıtmaktan irktü. Söze başlıyan yine Sara oldu: — Biraz bizi yalnız bırakır mısm? Bu emir, Şemseddin Aliye veril - mişti. O, bir ayak evvel, buradan kurtulmak ister gibi ayaklandı, bu emir gayet tabilmiş gibi tek bir si- tem çizgisi göstermiyen yüzile bir Sa raya, bir Ziyaya güldü, kapıdan çık- tı. — Yalnız yebilirsin! kaldık, — istediklerini : “Sakin en bir ahenk vardı. Ziya, sustu. Saranm yüzüne İdeğil, ayaklarma bakıyordu. Sözünü tekrar etmesiti bekliyordu. — Niçin söylemiyorsun? söylememi mi istiyorsun... Bir çocuk gibi alt dudağı büküldü, ağlıyacaktı. Fakat Ziyaya gözyaşla- rmı hiçbir zaman göstermek İstemi- yen inadile durdu, derdini dirdi; — Ben söyliyeyim istiyorsan, o başka... Ben saniyorum ki senin liyeceğin çok şeyler var, onun İğin #öylemeni bekliyorum... Benim #öyli. iyeceğim söz, yaptıklarımı anlatmak- Benim 12-4-996 (Bu sütunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler sütü kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması rica olan$ Bir evlinin eski sevgilisi Divanyolundan F. A. B. imzasile: | sevgilinizle fena bir tesadüf e “Beş sene evveli bir müsamerede |larak ayni semtte oturuyorsa tanıdığım bir Kızla füç sene seviştim. | ailenin ve hele bizzat kendini Bu aşk çok hararetli ve ikimiz için | zur ve selâmeti için onu hiç de biribirimizden ayrılmak imkânı | meğe ezmediniz; görürseniz olmadığı kanaatini verecek derecede | çevirip kaçınız ve bugünkü K kuvvetli idi. Benim bir mevki sahibi | karşı müsfik olunuz. Mazi bir 9 olmamı dört gözle Bekliyor, ikimiz | halinden bile çıkar, kaybolur gl de istikbalimiz için hayaller kuru - yorduk. Fakat günler geçti, benim | mesleğimde yerleşmemi temin için evlenmemiz gecikti ve bir gün onun arkadaşlarımdan birisile dolaşmak- ta olduğunu öğrendim ve tahkik et- tim, peşine düştüm, bu haber doğru çıkınca çıldırır gibi oldum. Ona kar- son derece haşin bir harekette bu- Bunarak tamiri kabil * olmyacak bir sekilde onu kırdım. Ayrıldık. Ara- dan birkaç hafta geçti. Bir gün ha in arkadaşımla omu bir sinemaya gi: | İrerken görünce yine kendimi kaybe- İderek arkasından — gittim, Sokakta | tahkir ettim, bağırdım, çağırdım; o İsaman erkek çekildi, gitti. Kadın beni teskine çalışarak bir mahalle İbicive soktu ve kendisini hakikaten seviyorsam Du tarzda hareket etmi. yeceğimi, onun. başkasile dolaşması. ,na benim ağır hareketimden kork- mas sebep olduğunu söyledi, Yine bana geleceğini umarak dnandım barışır gibi oldu. Fakat beni aldatan bu kadin bir daha me beni aradı, ve de aradığım yerde bulundu. Aradan birkaç ay geçince onun, bahsettiğim adamla evlendiğini öğrendim. Vasi- fem beni o sırada İstaninddan uzak» | laştırdığı için bu haberin acısını yolda ve yabanc memleketlerde pek duymamıştım. Unutur gibi olmuş -| tum. Büsbütün unutmak için tesadü fün karşıma çıkardığı bir: kadınla ndim. Bir senedir; evliyim. Yine - Bir kere daha evlenmel istiyor ! Sapancadan E. yazıyor: “27 yaşmdayım. Beş senedi i yim .Bir da çocuğum var, Bir daha evlenmek mecburiyetindil çok kadınlarla mümkündür. bakmağa müsaittir. Ne ders * İki kadın'almanm yasak oldi nu bilmez görünüyorsunuz. Bi dan birinin nikâhsız olmasını dü rsanız ve bunun için kari da rızasını elde “etmiş iseniz Bl verelim ki, bu da hemen heme bil değ Karmızdan bu nasl tahsil ettiğinizi blm Fakat ister gönül rızasile, ister buri miş olsun, yarın pişman olur, kemeye müracaat ğır cezalarla mah kâhlı kadın. veya ihanetine karşı gitmektedir. ! ceza » Üç çocuklu bir babarli aradığ Izmitten M. ızasile! “Üç çocuğumla bir seneden başbaşa yaşıyorum. Gocuklarınğ amir » zi" | büyüğü yedi yaşındadır. Ben Istanbulda, hallâ sabık; sevdiğim | göre yaşındayım; zevcem geçeli kadının civarında oturuyarumu Bir | ve vala, islik ön senelik evlilik hayatı bana onu unut- 179 li a “e il madı, Hergün onu gözlüyor, omu | P9'iMİS -evlenmeye razı olari sre kadın bulacağımı pek ez ümit ef özlüyorum .Beni görünce korkak ba- Ni 9 de merhamet; | (e beraber bulunsa da bu üvey #f linde çocuklarımın acı duymali . bilmek ; & Kebik yıne Mak lanan Böğlm era | timali beni korkutuyor. Halbuki) la Kibir alâkam ee niz başıma da çocuklarımı yeti anil ef er, bileceğimi ummuyorum. Kendi dümüyorum, Kimini we nefreti. ; onu düzünüyorum. Kenet ve eeleeti” | amda bir dul kadın belki benf iz ; i i larımla yaşamaya razi uyandırmak imkâns olup olmadı. | ve gocuklarımla yaşamayı ni slm rem” caktır. Halbuki tesadüfün karşı Anlaşılıyor ki, sizin haşin haliniz | cardığı Yaslı bir dul kadının bi da iz ral hai | için evde bir dadıdan farklı olar den kaçmak için fırsat kollıyan bu |cağın anladım. Banane tavsiye 4 : t, İsiniz 7” kadm arkadaşınızın, bir dosta ya .|»İnİZ 7”... Zi kışmıyacak aldatışile kaçıp ona git ece ayin ya miş, Onunla sevişmiş ve evlenmiş.) “” ir az rağ oki Şimdi artık ondan ne umuyorsunuz ? | veziyetini aramamakla çok Ge Beyhude yere kendi rahatınızı ve | hareket ediyorsunuz. Bu kadın © hayatmızı teşrik ettiğinizin saadeti- > el | ni neden ihlâl ediyorsunuz? Bu has “e si onu sevmelisiniz. 0 tırayı siliniz; çünkü ondan size hiç. | MACır. Siz onu e eray pe bir hayır gelmiyeceği meydanda, Fa | evmelidir. Daha kırk dört yaş dl ri nız. Bu bir erkek için ihtiyar yaf kat birçok zararlar gelebilir, Sabık | Ea Daha senelerce sevmek vE vilmek ihtiyacını duyabili; bu ihtiyacı tatmin edecek, sizde on yaş küçük çocuklarınıza tam bir anne sevgisi gösterecök kadm bulmak ümidini kaybetmi İniz. Bazan insan hiç beklemediği, İbiç aramındığı “bir sırada is İtahayyül ettiğini bulur. na İl 10 huriyet gazetesine bir cevap, İş fel- sefesl hakkmda, Bir Şark bilgicinin mektubu... ilâh. Hukuk Gazetesi — On beş günde bir neşredilmekte olan “Hukuk Ga- zetesi” nin 13 üncü sayısı çıkmıştır. | Tavsiye ederiz. İtan başka bir işe yaramıyacak! Ziya, söylemeğe. çalıştı: — Ben senin her hareketini iyi, her yaptığını yerinde bulmağa o ka- dar alışmısım ki... Son yaptıklarmda da muhakkak doğru ve güzel bir ma- na olacağmı sandım, anlamağa uğ- raştım... Beni aylarca Adaya, gün - lerce rıhtıma bağladıktan sonra yüz üstü birakmanda elbet bir sebep ola- cak... Fazıt ne? Bunu bir türlü an- Iryamadım... Gönderdiğin mektup, zaten başımda zerresi kalan muha - kemeyi de altüst etmekten başka İşe İ yaramadı... Niçin, ikimizi bütün öm- rümüzee güldürmeğe kâfi bir kararı ikimizi de kahredecek bir şekilde ve- | — Bunları, bir başkasilyle birlef riyorsun? Bir insanm, kendi hayatı- ” R İRİ na olsa bile, bu kadar menfi bir ta. | vi? günahını azaltmak için mi# İsarrufa hakki yoktur. Biliyorum... | yorsun? Düşüncen, duygun ne © — Onun muhakemesini seninl? yâlnız başıma da kaç kere yap” Neden sana dönmüyorum ? Bunu rar mı anlatayım? Sana dönel Bu çok kolay bir iş! Zaten s0 ne zaman ayrıldım ki? Senden # İan bir kadın benim yaptık! yapar, benim halime girer mi? tılmak, dönmemek, bunlar, gu # kada karşılığını bulamadığım söylediğim sözler... Yoksa, kim den ayrılmış” Kim kime dönüğl Yalnız bu dönlişde herkesin a ğı bir mana var ki ben sözü o 79 da kullanıyorum, “yoksa sende” ayrıldığım giinde sana en yakin” İ Yaptıklarının manasmı anlat, bari buradan bir şey anlamış olarak gi- deyim? Sara, yavaş yavaş, söylüyordu: — Yapacak başka bir şey olsay- di yapmaz mıydım? Sana dönmemek için iki yol vardı: Biri bu, öteki ölüm... — Neden yalnız bana gelmiyece- gin yolları arıyorsun? İşi buradan muhakeme etmek dururken.. . Sara, canlandı: olsun, senden gelecek böyle bir ket, uzun tereddütlere yol açar.» "İ kendi elinle yaktığı ateşe kendini yorsun... Suç benimken ceza niçi9| nin oluyor? Sen gene bu halinle evinde yalnız dolaş, hâyatma hi "j seyi karıştırma, ben ömrümün ünü bu saate getirmeye raf” Seni en muztarip dakikalarmdf kat daha üzmek istemediğime TArkası

Bu sayıdan diğer sayfalar: