20 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

20 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i i ; İsi » v Ne TAN KÜLTÜR Teknik bir okul kuruluyor TE Mühendis ismini alacaklar iki sınıfa tefrik ediliyor e e Memlekette, mezunu ile ınıf mühendise Yüksek Mühendis Mektebi fen memuru arasında bir şiddetle ihtiyaç vardır | sınıf mühendise Şek (ai) — Bugün dev- lışmakta olan mü- urlarının bayındır ri ihtiyacını tam bir ag inmadığı anlaşılmıştır. ” Yüzden Yüksek Mühendis mekte! mezunlarının, gördükleri uzin ve çe- tin tahsile ve ellerindeki ehliyetna- mielerine rağmen ülelâde iline ii lanıldıkları, fen memurlarına be — yet ve belediyelerde erer zifesi gördürüdüğü gününün Vi larak memleketin Yüksek ni Mektebi mezunu ile fen emri se. #ında bir sınıf mühendise giddetle * i lmıştır. — Bu tiyacı bulunduğu anlaşi ileri maksatla, Bayındırlık Bakanlığı, bü gün meveut fen mektebine yeni bir | Sehre vermek, tedrisatı kuyvetlendir. m tam münasile yeniden bir tek- Kik ea kurmak kararmı vermiş tir Mektebin mühendis ve fen pan ları yetiştirmek üzere iki e > cak, ayrıca lüzumu kadar ihtisi m e besi bulunacaktır. Mektebin İW rek gekli nizamname ile tayin olunacak- tır. Teknik mektebe, d$ memleket sl lerden mutahassıslar yetiriesek bu mutahassıslarla dört seneye £* . mukavele yapılabilecektir. Bakanlı | ta bir de mektepler bürosu kurula:| caktır. ; bu dananın. Baymdırlk Bank öymak için bir Jam” Han lâyihası hazırlamış ve bu lâyi-| kaya teknik mektebin yeni munlli ve idare kadrosunu ilâve allim kadrosuna 730'gar lira ücretli dört mutahamsıs için tahsisat kon“ Ankara, 19 let teşkilâtmda Gel hendis ve fen mem Muammer Eriş dün geldi 1ş Bankası Genel Direktörü Muam- mer Eriş, dünkü trenle Ankaradan gelirimize gelmiştir. Muammer Eriş birkaç gün Istanbulda kaldıktan son ya ve ağlehi ihtimal “perşembe günü bir ay kadar sürecek bir Avrupa *©- yahatine çıkacaktır. Yukarıda: Türk spor kurumunun ye! sebecisile Federasyonların &por kongresinde mektedir. İolarak hi ünün maaşı tep direktör yea Ve 0 lira olarak 90 lira, muavinin maaşı tesbit edilmiştir. Teknik mektep için hazırlanan lâ yihaya ilâve edilen muvakkat bir| madede dikkate değer hükümler var- | dır. Bu maddeye göre, Nafia Fen mektebinden mezun olup ta Beym- dırlık Bakanlığı teşkilâtmda maaş ve ya ücretle müstahdem bulunan fen memurlarından, bu lâyihanm kanu-| niyet kesbedip neşredildiği günde 35 yaşını geçiniyenlerden — mühendislik tahsil etmeğe kabil olanları, asx | ik vazifeleri müsait bulunduğu takdir. | de mektebe başladıkları tarihten iti- baren bir sene İçin maaş veya ücret» in tamamı verilmek ve bu müd- hukuk ve menfaat- mek- le detçe memuriy leri baki kalmak şartile teknik » tebinde açılacak kurslarda tahsil et- tirmeğe, Bayındırlık Bakanı “mezin| olacaktır. Kursta tahsil gürüp Jan fen mernurları teknik 0- kulundan mezun olacaklara verile - cek haklardan iâtifedeedecekler, kurstâ muvuffax olamıyanlar İse bir daha kuron iştirak edemiyeceklerdir İki sinif mühendislik Bundan başka mühendislik unvanı: | nı alacaklarmiki kınma tefrik) ka tr. 1096 'numaralı kanuna ek ananı bir kanun lâyiha- is mek- | mu - vaffak ol Jasmisi sma göre de, Yüksek Müh tebinden diploma alan mühet plom mühendis, ve teknikakulun-, dan diploma alacak mlhenditlere sa- 46ce mühendis unvanı verilecektir. Türk - Fransız mahkemesinde Türk - Frahsizmühtelit mahke - mesi bugün toplanacak Baver Mare - şal bankasile hükümet arasındaki da- vaya ait iddia ve müdafaayı dinliye- cektir. Mahkeme, Abdülhamit veresesinin açtığı dava ile meşhul Çukurova çift Jiği hakkındaki kararlarını sah veya çarşamba günü tefhim edecektir. - İmuamele ve taahhlitlerinden doğru - — |lunmak şarttır. İhbar müddeti esna-| etmediği mutalara istinat eder, Hulâ- Ekseriyetle herkeste, ve bilhassa | İbizim memlekette, şöyle bir kanaat vardır: Edebiyat, eski tabi gti kelâm ve beyandan ibarettir, E | İdip güzel söz söyliyen adamdır. Şiir ölçülü ve ahenkli sözdür. Edebi eser, zevk -ve-hissi okşıyan, hayatın isti- rabmı bir an için de olsa, unutturan hayali bir masaldır. Hiç şüphe yok İki: Birçokları roman ve şiiri bunun için okurlar, Bizde mektep talebele- rinin kafasında, edebiyat namına, bir kaç âşikane şiirle, kulağa hoş gelen İbazı gazeller, ve vezinsiz sözlerden başka bir şey bulunmaması da buna misal gönterilebilir. Müspet ilim kafasiyle düşünenler için, (âlim demiyorum, buraya dik- kat edilsin), edel hikâ uydurmadan ibarettir. Pey: | fa'nm (Kültü ) nda İettiği gibi, “İşkembel kübra, işidir. Çünkü insanda en şashi, en güç elle tutulabilen, ve rıyazi kalıplara girme sine imkân olmıyan heyecanlar ve ihtirasların, hissiyat ve teessüratn, mukayyilenin renklerinden süzüldük- ten sonra, geniyet olarak önümüze gelmelerine imkân yoktur. O muhay- yile ki: “Hataların anasıdır... (1) Ayni kanaat, birez daha kuvvetle filosoflarda da görülüyor. Russo'nun Lafontaine'in masalları, hakkındaki İ ağır hükümleri, Moliere'in komedisi hakkımda yazdıkları artık klâsik ol- muş kansatlerdir. Nietzsche “Beşe- ri, fazla beşert,, adlı eserinde sanat- kârlara hücumunda, bilhassa, şairle- ün tefrikacılarını hedef | Kabiliyetli sanatkâr Münir Hayri İsmet İnönünün Ankarada bir hey. kelini yapmıştır. Muvaffak bir eser olan bu heykelin bir resmini neşredi. yoruz. İş Kanunu İş nedir, işçi kime derler ? n muvakkat encümen ta rafından iş kanunu Jâyihasınm tetki. Kine devam edilmektedir. ler beşeriyetin çocükları ikinciler de delileridir.., Sanat artık geçmişe alt bir şey gibi taziz e lidir. Ve #imden sonra yerini ilme bırakmalıdır. (2) Tim hakikatin taharrisini ideal edinmiştir. Onun için kelâm bir âlet- tir, Hakikat kaba Brötanya lchçesile de İfade edilse belâgat mez (3). Aristonun tarifi hâ , metini muhafaza ediyor: İlim ispat | eğilen bilgidir. İspat edilmiyen bilgi ilme Encümen imdir? İş veren kime derler? Bunu şu surötle tesbit etmiştir. Bir iş akdi dolayısile bedeni veya fikri hizmetini veya bunların her iki ikte başkasına kiralıyan kim- ye işçi derler. Bir iş akdi dolayısi- le bir“başkasının hizmetinden istifa de eden hakiki veya hilkmi - şahsa iş ier. Müdürler, ve-idare me- ur ımumiyet. itibarile milet | sesenin sevk ve di güren kim- seler iş veren değildir. İş veren ve kilinin bu sıfatla diğer işçilere karşı| İnakaşa sonunda muhatabını ikna ile elde edilen kanaat. Dekart sağlam ve sabit bir şey bulabilme! için bütün kanaatlerinden şüphe et- miş, vazıh ve sarih fikirler aramış- ter. Muhtemeli yanlış telâkki ederek ilmin haricinde bırakmıştır. Ancak bediht olan veya bedihi ol ca edilebilen bilginin ilimde ilimle dan doğruya, iş veren veya vekili ta- rafından olmayıp ta üçüncü bir şah- ; sm aracılığı ile işe girmiş ve bu üçün | dır. Pascal, hendesi dilşiince ağ cü şahıs ile mukavele akdetmiş olsa- | rinde, riya: lar bile mukavele şartlarında asıl İş| ediyordu: Her haddi, yani her mef- veren mesuldür. | humu, tarif, her kaziyeyi ispat, (4) Mahiyeti itibarile ancak 30 gün İş | Ve tarif ve ispatları da bedihi ve a- günü devam eden hizmete kısa hiz | şikâr olan prensiplere istinat etmek met, ve bundan fazla devam eden hiz | şartiyle yapmak mete de devamlı hizmet derler. Müd- | Paseal'm rıyaziye için vazettiği u- deti muayyen olmıyan devamlı hiz-! sul, bütün ilimlere teşmil edilebilir. met akitlerinde İş vermek veya işçi | Cebir gibi ilimlerde de ayni yol ta- tarafından iş bitmezden evvel teslim ! kip edilir. Yalnız şu fark vardır ki edilmesi için diğer tarafa ihbarda bu Bunlarda, ispatlar tecrübenin tekzip sında iş veren işçiye yeni bir iş bul-| sa: İlim ya bedih! ve kat'i prensiple- masi İçin lüzumlu olar arama zama -| re istinat etmeli, veyahut tecrübede İları ile teşekkül eder... dislectigve sahasında kalmalıdır. Mi | ni F yeni reisleri raiş Rahmi Apak son nmı iş saatleri haricinde temin et - jseğe mecburdur. Bu yeni iş arama İleretinin müddeti günde iki saatten az olamaz. Hizmet akdinin feshinde İşçi ücre itinin derhal tam olarak ödenmesi i mecbu; i Memlekette kurulacak iyeni köprüler Bayındırlık Bakanlığı, memlekette kurulacak olan köprü işlerine hususi İbir semmiyet vermektedir. Anado- İlunüun birçok yerlerinde kurulması kararlaştırılan o Köprülerin başımda İ Çaycuma, Tefen, Devrek ve Gülüç | köprüleri vardır. | Soseler en heyeti müdürü Kema- lin yerinde yaptığı tetkiklere | göre, Çaycuma köprüsü, şimdi bulunduğu demiryolu durağı yanında yapılacak- tr Köprünün uzunluğu 586,60 metro olacaktır. Inşaat masrafının 140 - (150 bin lira tutacağı umulüyor. İkinel köprü Tefen köprüsüdür. Bu köprü için, iki yer düşünülmektedir. Son tetkikler bitirildikten sonra köp- rünün yeri tayin edilecek ve ağaçtan yapılacaktır. Uçünel Devrek köprüsünün plân- ları hazırlanmıştır. Vekâlet, plân üze- rinde bazı değişiklikler yapacak ve köprü şimdiki yerinde kurulacaktır. Gülüç köprüsünün inşaatına, bu | üç köprünün ikmal edilmesinden son- i , umumi sekreteri ve muha- seçimden sonra — Aşağıda : celseyi o kapatırken görül- tahkik edilmelidir. İlim, akıl ve tec rübenin anlaşması eseridir. His, he- yazan, muhayyilenin burada yeri İyatla ilim biribirine kür nizamı temsil edi-! yorlar. Birisi akıl ve tec-| his ve muhayyileye, birisi bedahate, diğeri kanaate isti- nat ediyor. Birinde tenakuza düşme mek esası, diğer miltenakıs fikirlerin | çarpışma sahası. Birinde hakikatin ve tâbiatin noktal nazarı, diğerinde! ihtimaliyet ve ferdiyetin noktal na -| zarı hükim. Tik bakışta açık ve seçik hakikatler! Ti öğrenmek, mufassal ve müphem | hisleri tetkikten daha kolay görün-; mesine rağmen, bizde mesele tama-| men aksidir. Liselerimizde edebiyat smıflarınm fen sınıflarından Kalaba- ık olduğu bir vaktadır. Bu şüphesiz | liselerimizde edebiyat derslerinin d ha kolay olduğu kanaatinin yerleşme sindendir. Bu hususta Peyami Safa- Kültür Haftası,, nın geçen nüs- halarında yazdığı, “İşkembei kübra, edebiyatı makalesini tavsiye ederiz. Buna mukabil, üniversitade, daha zi- yade fen derslerinin rağhet gördüğü aşikârdır. Edebiyat fakilitesi talebe- si aparatla sayılabilecek derecede ol- duğunu hatırlatmak İsterim. Liseler deki anormal vaziyet edebiyat baka- loryasının doğurduğu bir şeydir. » Şüphesiz edebi düşünce ilmi dü- şünceden farklıdır, Fakat bu onlar arasmda bir derece farkı demek de- gildir. İlmi düşünce, basit, kaba pro sipler, elle tutulur tecrübele üzerine | İra başlanacaktır. Edebiyat ve ilirm ğ gibi, “Hendeseyi aşan, onun üs-| tünden aşar.,, Halbuki edebi düşünce e meseleler üze- rine zincir» rlemesine im - namüter lenmiş istidlâllerle n yoktur: Çünkü hal nahidir. Ince düşünce (5) mevzuunu birdenbi nlamak- tan ziyade Iyi bir görüş | yanılmaz. Fakat imkân yoktur. r o kadar çok, o kadar n kaçma- Zira prensip incedir ki, ba; ması imkâ Böylece, edebiyatta ihtimeliyet hiçbir zaman mıyacaktır. Esasen kat'i m olacaktır. Binaenaleyh e de, ilmi d i e düşlinmektedir. Onun attir. Ve ekseriyetle, zincirini aşarak, ona yol ştir. Aristo; “Diyalektik ispat etmez, fakat hakikatin tee yanlı. isine hizmet eder,, ün- cenin kıymeti: Claude Bernard; “İlmi. araştırma hadsi bir kesi takip eder, diyor, “Tim; bis, akıl, ve tecrübenin muta- Ve gene ha k ediplerde, kuvvetli bir i- ının teşekkül ettiğ kiki büy lim kafa yoruz. ( ler üzer Daha biz değildir. Claude Bernarf İW dilşünce tarzı vardır, bir türlü. yü- diyor.(6) O- ilimler alümdur. kretmek güç “İnsanda bir tür- ı olduğu gibi tecrübi pi, biz daha umu- bul rüme ta nun, ri vazettiği'bu pr i ve için mi olan ilim ve edebiyat için de edebiliriz. Hd: hakikat endi, reket biribirlerin ve ilimde, ayni , ayni noktadan ha- etmişlerdir. Fakat gittikçe, len ayrılmaktadırlar. Bi- risi tamamen tabiata, diğeri İnsana ştür. Her ikisinin de sıl olduğu şeniyet, bizim her günkü klerimizin hissi m- iyeti Alemin bizim bi miz madde de ğildir. Onda 'akla hayret 'veren:mu- hayyile bülüğlari Yar. Romancınm Kahramanı da, biz değiliz. Bizim bil- diğimiz insan değildir. Her ikisi de hissi ammenin hayretini mucip olu- u fark var ki, âlemin çe basitleşiyor. Halbuki Birinci yi rıyasi meşgul, diğeri mudil ri i arı bütün cani tasvir etmeği âlimden daha kabiliyetine yor. Yalnız tahlili gitt mi lık ve müşahhaslığı araştırıyor. Fdipte, kuvvetli bir t terki, diğeri cani misallerle izah ediyor, Edip olan e- diplerle âlim olan âlimlerin anlaşma- Vitrin müsabakas kalıba Adam olamadın ! oğullarında. daya- Gerçi hepimiz Adem nız. Hepimizin şeceresi nır ama, yine hepimiz do babamız bizi adam etmiye Bundan anlamamız gerektir ki, a- nadan doğma adam doğmayız da son- radan adam oluruz. Insan nasıl adam olur?Bu bir uzun ve önemli program İşidir. Zamanla, mekânla, hava ve $u ile değişen bir | telâkkidir. Ben size bir bu telâkkilerden biriciğini yazacağım. Eski zamanlardan birinde birinin oğlu olmuş. Adamcağız onu ad miye çalışmış, uğraşmış, çab Jama, kendi telâkkisine göre oğlan a lam olmamış. ona Baba da oğla muttasıl: — Yazık, adam olamadın! dermiş. Aradan günler, aylar, yıll İmiş. Sevki talihle çocuk şi olmuş... Oğlunun bu mertebey | tağımı işitince, babası iftihar etmiş ve kendisini tebrike giti Adamcağı» m oğlunun huzuruna getirdikleri 2a- man kalkıp babasmn elini öpecek İ yerde, şöyle yanındaki yeri göstere- İrek: — Buyurun, baba! demiş. Hoş beş etmişler, görüşmüşler. Oğlanm tâaa eskiden babasmdan işittiğ — Adam olamadın! de İmiş, sorm — Nasıl baba? dım mi Babası da bu sunli bekliyormuş: — Olamamışaın oğlum. Cevabım vermiş. O zaman, babasının elini eteğini öpmediği için şeyhislâmı adam olma- mış saydıran bu telâkki, vakit valet sunu, bunu babadan gayrisine bile böyle bir tevazu göstermedi, dam olmuş saydırmıyor. | B. FELEK aaa maları da bundan geli | “Hisle hüküm ar, akla ait olan şeylerden bir Onlar bir görüşte z etmek İsterler, prensipleri ara- vermeğe alışmış y anlamazlar, nüfu İ mağa alışkın değillerdir. Diğerleri i- se, bilâkis, prensiplerle istidlâl etme ge alıştıklarmdan hiskiyata ait şey « lerden bir şey anlumazlar; zira ora- da prensipler ararlar, ve bir bakışta göremezler, (7) Üniversite umum felsefe doçenti Mehmet KARAHASAN (1) Pascn (2) Nie IV, 246, (3) Descartes: Discanrn de la mâthode, Pendğes: TI he: Humain, trop hamain, (4) Bu eserin una hatları Kültür Hafs tası, (13) te, tercüme edilmiştir (5) Kültür haftasmın ba haftaki nüsha- sında, Pascal'ın ilmi ve edebi düşünce hak- kmdaki yazısı (6) Tecrübi ppin tetkikine giriş 1. »): Hendesi düşünce ile, i ce arasmdaki fark. Kültür H ında kazananlara dün madalyaları tevzi edildi Madalya tevzii merasiminden bir intiba Tasarruf ve Yerli Malı haftaların- da Ulüsal Ekonomi ve Arttirma ku- rumunca tertip edilen vitrin müsaba- ın madalya ve diplomaları dün saat 15 te Cağaloğ lunda En salonunda merasimle dağıt Merasime İstiklâl marşiyle başlanmış ve bun- dan sonra Ulusal Ekonomi ve Arttır- ma Kurumu elerinden İstanbul Kız Orta Mektebi coğrafya öğretme- ni Mediha Baysal bir söylev vermiş- tir. Hatip Ulusal Ekonomi ve Arttır. manm kıymetinden ve memleketteki uyandırdığı alâkadan bahsettikten sonra şunları söylemiştir: “— Kurumumuz büyük hedefler rinden biri olan le e para arttırmak ve | düşünmeğe alışmıştır. Paskalın dedi. | tutumlu yaşamak alışkanlığını yurd | rilmiştir, daşlara sunmak için de çok çalışmış, İ bü yoldaki enerjisi ılda büyük neticeler doğurmuştur. 1920 senesi sonunda Milli Bankalarımızdaki art- tırma hesaplarımız ancak yarım mil- yondan biraz fazla, yabancr banka- lara yatırılan paramız da bir buçuk | milyona yakmdı. Bugün memlekette tutuma ve arttırmaya karşı gösteri- len bağlılık bankalardaki milli ser » mayemizi günden güne kabartmıştır. Bundan sonra kurum başkanı Da- niş tarafından müsabakada kazanan ara madalya tevsli yapılmıştır.Me- im bittikten sonra davetliler or- ta salonda hazırlanan zengin büfe- ye İnmigler ve toplantıya nihayet ve-

Bu sayıdan diğer sayfalar: