30 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

30 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İŞ ME e 8 TAN EKONOMİ PİYASA VAZİYETİ | Türkiyeden buğday almak için, zi- raat bankasına muhtelif memleketler den müracaatler hassa Alman; sene, & buğday edilecektir. Dün borsada, yumuşak buğd. zerine yine 6 kuruş üzerinden mua - mele olmuştur. Diğer hububat fiatle- ç gün içinde, Romanyad lecektir. Evvelee &i rilen bir vapur dolusu mısır Samsun Ve Hopa arasındaki mintakalara tev- zi edilmiştir. Alınan haberlere göre, Karadeniz piyasalarında mısır fiatle- ri eskisine nisbetle dil Kambiyo Borsasında | Kambiyo ve esham ve tahvilât yine | hararetli muameleler başlamıştır. Paristen gelen telgraflar Unitürk fiatleri tekrar yükselmiştir Son gelen telgraftaki fiat, 258 frank- tı. Unitürk flatlerinin bu suretle art- masındaki sebep şudur: Türkiye be larının dövizle değil, mal vermek su- retile ödeneceği hakkındaki eski şa- yialar tekrar tazelenmiştir.Alâ resmi makamlar, bu ha henüz yit etmemişlerdir. Üzerine | Polonya altın esasını! bırakmak üzere Varşova 29 — A.A. Efkâr: umu - miye döviz ve altın muamelatı üeri- ne konulan takyidatla meşgul olmak ta devam ediyor. Gazeteler bu husustaki kararna- menin halk tarafından çok iyi kar- ebarüz ettirmektedir. Ka r ile spekülasyonun önüne lecektir. Muhafazakâr partinin gazetesi ö- kaf bir as” gazetesi, muv tedbir olmak i bu kararnamen VWizumunu kaydetmekte, fakat bu - | * nun ekonomik siyasada daimi kalma sma muhalif bulunmaktadir . Son haftalar içinde heyecan o derecey bulmuştu ki Mil Bankadan tediy edilen dövizlerin miktarı günde bir milyon zelotiye kadar, hattâ meselâ geçen Cum. zelotiye kadar çıkmıştı. Lehistanın finansal siyaseti değişiyor Varşova 20 A.A. — Havas ajansi bildiriye: Ekonomi mütehassısları Lehl Bankasına nakit muâmelâtın; kon rol hususunda selâhiyet veren karar- hamenin altın &sasmı terketmeğe muadil olduğunu söylemektedirler Bu mahfellerde söylendiğine gö re deflasyon o proğramnm dafli olan Miralay son defa vukubulan muğlu! histanm mali inde bi Âdemle Havva Bürhan CAHID | Çantalarımı yerleştirmiştim. Biz ş Kadın ince, biçimi bir şeydi, Güzel bir profili var ikulduk. İhtiyarla türkçe konu- şuyor. Hikmet omuzuma tırmanır gibi yüklendi: — Avrupaya yerli malı götürmek te fena değil. Beğenmedinse Necibe göyle vagonları bir daha kolaçan et- sin, Kampana ortalığı karıştırdı. Semplon ekspres oldukça kalaba - Wk. Vagonlara doğru koşuşanlar & - rasına ben de katıldım. Peşimden ge len Neciple Hikmet: — Acele etme. Daha bir kampana | var. İyi ki atlamışım. Ekspres bizim Fi- orya treni gibi teşrifatla kalkmiyor. Ben daha basamakta iken yürümeğe başladı. Mânasız, beylik kelimeler, el, men AN sallamalar ve tebesslimler. si dört buçuk milyon İ ” Gıldır gıldır demir sesi ve arasıra kömür kokusu. Ev sanayini ini korumak maksadile An- a bir sergi açacaktır. Sergide erde kadınlarımız tarafından ya- dantelâlar, Jar teşhi lece! Türkiyede ev san: endüstrinin hemmiyet bugün ça ki e - â : kaybetmişti. Evvelce, mühim mı evle lirdi, Kadı maları mevkiin dir. Birkaç sene evvel, İzm r birliği tarafmdan e, Türkiyede dağ köylerinde Abı olduğu el sanayi- yetini tamamile deği; Bugün ey sanayii umumliyet iti - barile ihtiyaç eşyası yapan bir sana- ) n çıkmıştır. Çarşaf, her nevi dokuma gibi ihtiyaç eşyası, çar- ucuza temin edilmekte - rde kağdmların çe e büs bütün ortad: i ekonomik şartlar içinde i ve fantazi eşyanın İ O zaman ekspres şimdiki gibi geç ordu. Yedi buçukta kalktık. ya gelmeden restoran zili Kendimi yokluyorum. İçimde bir heyecan var ama, acı değil. Acı ol- mayınca tatlı olacak! Karanlık çö- kerken İstanbulun Kıyıları da silindi, karardı. Vagonun kof, manasız işik- ları ve bitmiyen bir demir gürül si. Lokanta vagonuna geçinceye ka - dar koridorda birkaç kere dolaştım. ç ve güzel yölcu “mütemadiye Kederinden olacak. enden önce restorana geçme vert bir seyahat tayyörü i- bir nar fidanı gibi düz- İ gün görünüyor. Koyu kumral #açls- ri bizim Kadıköy “ kızlarınınki gibi bebe biçiminde esnesinde kıvrılmış. Cıgara içmem ama yolda eğleni- rim diye birkaç paket almıştım. Pek iyi etmişim. Yemeğe kadar birkaç tane tellendirdim. mek salonuna geçtiğim zaman bütün masalar dolmuştu. Bu mev sim işlerin tatil zamanı. Birçok ec- nebiler tatili geçirmek için memle- ketlerine gidiyorlar. Boş yer arar - ken onun en arkada iki kişilik bir korumak için ves? İltisat Vekâleti Ankarada bir İ mizde bu nevi işleri yapmakla geçi: İnen fakir kadm kütlesi vardır. Bun- lar, fabrikaların yapamayacağı dere- cede gür »l işleri yapmak suretile, pi- yasada bu mevkilerini muhafaza et- mektediri, Ankarada ev sanayiine inhisar e -| decek olan bu sergi, ayni zamanda köylerdeki el sanayiine de ehemmi- vet verecektir. Ki telif nuntakalara göre de; dir. Meselâ: Bartın köylerinde, ağaç işlemeleri piy*sada büyük bir rağbet görmektedir. işlemeli tahta kaşık - lar, ve ağaçlardan yapılan hokka ta- kımları, bardaklar, siçara kutuları gibi, Ankara sergisi memleketimizin muhtelif yerlerinde yapılan el sana- yil marnulâtmı ilk defa olarak bir a- g Halk bu suretle ye şehir ve köylerindeki el sa- İnayiinin mahiyeti hakkında bir fikir alabilecektir. Bu nevi mamulât sergide tan - “ İdiktan sonra, piyasada müşteriler bulacak, ve bu suretle evlerde yapı- lan güzel e* işlerinin de yaşaması temin edilecektir. ! Odaya kayıtlı tüccarlar Son teftişler neticesinde, bazı tüc- carların Ticaret Odasına kayıtlı ol- dukları şubeden gayri mal ithal için beyanname aldıkları tesbit olunmuş- tur: Gümrük başmüdürlüğü yaptığı bir tamim ile b mahal verilmeme sini bildirmi masada oturduğunu gördüm. Bu iyi bir tesadüftü. İşlerin yolunda gitti « ğine alâmetti. Etrafta İbir boş yer araya araya gider İken garsona orasını işaret etti. Her halde onu kimse rahatsız etme- mek, baska yer varken önün karşi- sina geçip oturmamak için o başka yerlere dağılmışlardı. Geç gelişin- deki sebep de zaten bu idi. Fakat bu- bu belli etmemek için bir iki dakika ayakta durdum. Sonra yersizlik nü vererek sokuldum, Onun Türk olduğunu bildiğim hal- de fransızca: — Rahatsız #tmez miyim, efen- dim, dedim Güzel aksanlı bir fransızca İle ce- vap verdi: — Hayır efendim, oturabilirsiniz. Çekine çekine sandalyeme yerleş- tim. O çorbasını içiyordu. Sarsıntıdan üstüne bir şey dök- memek için iğilmişti, Onu yakmdan daha iyi buldum. Kısa kalınca kaş- ları altmda kadife gibi yumşak ve parlak gözleri vardı. Tipik bir çehre, mat bir ten. Pek az boyalı. İnce dudakları ince bu. run kenarları gösteriyor ki, hassas bir kadm. Gözlerim parmağındaki mecburiyeti süs- BORSA - PİYASA 29 NISAN ÇARŞAMBA Para Borsası Alış Sterlin 619 i Dolar 123. 20 Fransız frangı 164. 20 Çek kuron 20 Ley 29 Dinar Liret vesikalı Florin Avusturya gilin Mark Zoti Pengo Lern Paris üzerine İngiliz üzerine Çekoslovak Avasturya Mark İsveç kuronu İspanya pezeta Esham İş Bankası Mü. Kupon kesik N Hamiline Şirketihayriye Tramvay Bömenti Nektar Terkos Kupon kesik Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Keranes İstikrazlar Türk Borcu 1 2 ini Istikrazi dahi Ergani A. B. C. K. kesik Sıvas Ergurum ! Kupon kesik ü Mısır Tahviileri yese . 1908 1 90.56 1913 İL Ku, kesik 83.50 Tahvilât Ritm Anadolu 1 ve Nm kesik 1020 “— 45.0 Anadolu Mümessil 5085 Alman bahçe ve çiçek sergisi Dresden 29 A.A, — İlk Alman bah çe ve çiçek sergisi aym 25 inde bu - rada merasimle açıldı. Sergi altı ay açık bulunacak ve mevsime göre mü temadiyen değiştirilecek, çiçekleri ve ekinleri ile hemen her tarafta ye- ni yeni manzara arzedecektir. Serginin mesahai sathiyesi 400 bin metro murabbaı, etrafını saran par- maklığın boyu 5000 metrodur. İçin- de 3000 m. boru, 5000 metro kablo 30,000 ilkbahar çiçeği, 500,000 yaz giçeği,200,000 konca, 130,000 kok ve « mevcuttur. Bunlar altı ay müte- madiyen çiçek açacaktır. Sergi em » iz bir güzellik arzetmek ek taşlı yüzüğe gitti. Bir gözü kadar iri, Anenmin pırlantaya merakı Olduğu için, elmas kıymeti hakkmda biraz bilgim var. Bu taş en aşağı ön dört kırat var. olduğuna da şüphe yok. Çok İnce bir plâtin üzerine kraliçe gibi oturtul - İmuş. Elinin her hareketinde kıvıl - cımlar sıçratıyor. Zaten halinden, kıyafetinden de belli ki, kibar ve zengin bir kadın. Ben akşamları yalnız çerez ve ha- fif şeyler yediğim için, garsonun da- gıttığı etten almadım. O da isteme- di. Şimdi konuşmak için fırsat arı - yordum. Bunu da kendi. hazırlamış bulun- du. Garson bir de balık getirdiği za- an boş bulunup türkçe: — Almıyacağım! Dedi. Sonra birdenbire bunun fransızcasını söyledi. Ben tam bir hayret içinde; — A, dedim. Türksünüz demek! Avrupa yolculuğu gariptir. Daha trene binerken vağonli memurları - nım frenkçe konuşmaları, herkesi de © dille konuşmağa mecbur eder ve bu artık böylece gider. Onun için yol cuların milliyeti pek belli olm koyun | Sahici | A 0-4. 936 evişMeler ene (Bu sütunlar için gönderilecek mektupların “Ev kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması ri©8 Evlendikten sonra anlaşılan kus? Cihangirden Feda imzasile: saktan tanıdığımız bir ailenin Kadının her kendisine bendettiği hal- ir evlenmez büyük Dir usu- İru olduğunu anladım. Bu kusur ay- rılmamızı zaruri kıldığı halde o gün İbugün tereddüt içindeyim. Çünkü endisini seviyorum. Bu Kusuru ile kendisini muatep etmeğe imkân yok ve zaten bundan dolayı ondan da ayrılmağı bir türlü göze alamıyo- rum, Ne yapacağımı bilemiyorum Beraber yaşamamız kabil değil, Ay- rılmak ta çok acı ve ağır geliyor. Unutamıyacağtmı saniyorum. o Ne dersiniz?” Kusurun ne olduğunu bilmiyoruz. Eğer bu kusurun eseri baki İse ve hergün sizi tazip ediyorsa tered- düt etmeyiniz. Zaten bazı sıhhi arı zalar, ahlâkf noksanlar var ki onla- İri kânun hemen ayrılmak için kâf) İgörüyor. o Unntamamaktan, ayrılı- İğ acismdan' çekinmeyiniz. Çünkü bu acıyı bir iki ay duyarsınız. Bü- tün hayatmıza sürecek bir acı ya İnmda bu hiçtir. Yok, eğer bahsetti- ğiniz kusur maziye sit ve gün geç- tikçe izleri kaybolacak mahiyette ise mademki sev demki evlisiniz, göz yummağa çalı- şınız, “Üç ay evvel ailece » Babasını tanımıyan çocuk Adanadan Nezihe İmzasile: “Üç sene beraber yaşadığım . bir adamdan mahkeme kararile ayrl- mıştık.: Ondan bir çocuğum olmu İ tu. Yedi yaşına gelen bu çocuğu yi mahkeme kararile ben büyüttüm. imdi babası almak istiyor. Halbu- İki babastnı hiç görmemiş, tanıma» İmiş olan evlâdım benden ayrılma. male öçim ağlayıp, duruyor. Benim yeni zevçim ou kendi evlâdı gibi İ büyüttağü hatde üveyana elinde o un hırpalanmasından da korkuyo- rum, “Bunun Dir çaresi yok mu. dur?” Çocuk sahibi ana babaların bu acıları düşünerek fedakârlık etmele: ri, müsamahakâr olmaları lâsımgel- İdiğine yeni bir delil, Çocuk bir t rafta üveybaba, öte tarafla Uveyana |tarafından büyütülecek. e Mademki ikisi de evlenmiştir, kanunun tayin ettiği çareden başkası mevcut olabi- lir mi? İlk yaşlarını anasının yanın- İda geçiren çocuk, tahsil çağda ba- İ basma teslim edilecektir. Şimdiye kadar evlâdından ayrı kalmak aci İna tahammül eden babası gibi siz de, bundan sonra tahammül edecek- niz. Onun babasmı tanrmamış ol- mast, bundan sonra tanımıyacağı - na, sevmiyeceğine delâlet etmez. Görecek, alişacak ve sevecektir. Siz İde babasından daha az aci duyacak- sınız. Çünkü yedi yaşıma gelen bir İçocuk ikide bir sizi görmeğe gelebi- lecek, sizi yedi yaşıma kadar tanıdı- ğı için unulmıyacaktır. » i Çekingenlik mi,nazmı? A, Akalm imzasil yakın bi Benim hayretle soruşuma gülerek başını salladı. — Ne iyi dedim, İnsan (trende İ kendi diliyle konuşan birini görünce yor. | Artık açılmıştık. Tamamiyle lâkayt ve tabit bir yol arkadaşı görünerek kim olduğunu, nereye gittiğini öğrendim. Tahmin ettiğim gibi (İstanbulun İtanınmış bir ailesinin kızı. Nise ba- basmın yanma gidiyormuş. İstasyon İda geçiren amcası imiş. Babası Nis- İte yerleşmiş. Kendisi her yil bir ay için İstanbula gelip işlerine bakıyor. muş. Saat on bire kadar karşılıklı bir. çok cigara içerek konuştuk. Cigara- nm tadını bana o gece bu kadın öğ- retti. Babamı © tanıyorlarmış. Babası bahsedermiş. Her halde iyi bahset- miş olacak ki, bu eski ahbabın genç kızı bana çok samimi davrandı. Ertesi sabah kahvaltıda yanıma geldi. Artık tam arkadaş olmuştuk. Yol arkadaşlığı - hele böyle ecne- İbi memleketler yolunda » insanı çok İcandan dost eder. Adı Hayaldi, İ Bunu öğrendiğim zaman ilk defa arkadaşlıktan İleri bir hisle ona İçi- - İmeclislerden mandanberi genç bir Ki bir aile meclisinde tul lar. oynuyor, Düribirimize eğ ruz. Bana karşı temay” gi, rinden, hareketlerinde, ee den, bakışından, huldsa MEN den anlıyorum. Fakat ye dar kendisini ne yalnız Seg de ona mektup vermek f p di. Her tegebbüsüm akim Hüzgi camı gülerek reddettiği Fiy sine uzattığım mektub di, Bulunduğumuz mecliste i ras başbaşa kalmak iste90 ği yanımdan kaçıyor v6 sr dan bana alay ederek gülkya ni sevmiyor mu? Sevmesi “yili ni tahrik eden hareketi Bu hareketi neye hf lir» di Ya çok genç kız çeki : yahut şuhluğuna ve SİZİ ig tahrik etmek, daha Gok İ hevesine hamlolunabilir. İcisi ise bunda uvaffal İda şüphe yok. Yapacağın” sik, muntazam surette bul? bir müddet # günlerden sonra bir gü9 çıktığı zaman ona, kendisi mak belki hiç görme alacağınızı söyleyiniz. A yelkenleri suya indirecekÜf ; ” i Azap verici bir sevfi Beyazıttan 1, 1 8. iza yaşındayım. On iki" # üç çocuk sahibi olduğu rumun ve irademin harici bu kadını - sevdim, . Sevdi keslen ve kendisinden gisi neleroe onun. yanında, yi bulunmağı dünyanın en vii deti bilerek yaşadım. Bu ra etmek, beni büyüten alrad” ği şı dünyan en alçakça hi lacağı için kendimden er ğe çalışıyordum. Bir ğe Güle gözlerim yaz içimde SE bulan kadın farketti ve © bana karşı muamelesi dah ir daha nüvazişkâr oldu. er ribürimizi anlamış gibi YERSE kat on gün var ki onlar DER şehire taşındılar, gittiler, BN içinde çok kaht i kaybedecek bir hal payım?” mi Sizin bu sonsuz, manasi. ey dan kurtulmanız için yaP' zengelen geyi tesadüf temi, onlar sizden uzaklaşmış. ef giden ne size, ne on VA miyeceğini, bilâkis ömrünüz gf na kadar azap içinde yasviğii ii bile bir tek kadmla tanışmAğış luk etmeğe çalışmız, bir iki de unutur gidersi mi döktüm: “ — Ne güzel admiz ver Wi mi öne iğerek ilâve etti ydi İ — Ne yamık ki, yarm sini İdostluğumuz da isminiz > # 4 İ olacak. Tatir ve unutulms” ; yal, i | Birdenbire gözlerini açti" ii — Niçin, dedi, Niçin beta > Sesi titriyordu. Ümitsii” numu büktüm: — Yarın akşam “Mijdn, Öğ kalacağım. K Hafif bir tebessümle sere ti: — Mektup yazmıyacağıf”* latmak istiyorsunuz! — Oh, ne münasebet. tatlı hatıranm mektupla dö“ ni tatmin etmez ki ! Gözlerini indirdi. 4 Düşünüyordu. Çiçekli bir karanfili dişleriyle 5 mırıldandı. gi v — Milânda ben dört #9 ım, Cenup ekspresi sabahi” kıyor. v Ne demek istediğini y kat tarifeye göre bizim Çe da ancak yirmi ek gi rimi bırak m takdirde © yar”

Bu sayıdan diğer sayfalar: