1 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

1 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EK di ONOMI İncir piyasasında vaziyet Son hafta içinde Çekoslovakyaya on beş ton hurda incir satıldı #mirin beynelmilel şöh ret sahibi incirleri Hafta içinde İzmir borsasında kilosu 8 kuruştan 3,596 kilo muhte- lif incir satışı kaydettirilmiştir. Ge- çen senenin bu haftasında İzmir bör gasında İncir ve hurda satışı kay - dettirilmemiştir. Bu sene mevsim başlangtemdan 14.4.9386 akşamma kadar İzmir bör- sasına kaydettirilen incir miktarı İ- te (Aydın zirai koperatifleri birliği. nin piyasadan aldığı ve ihraç ettiği incirler borsa satışları haricinde ka: maktadır. ) 199.261 çuval incir ve 18.761 çuval hurda olmak üzere 218 bin 22 çuval yani 23,114.276 kilosu incir ve 2.176.276 kilosu hurda ki cem'an 25.202.552 kilodur. Hafta içinde Çekoslovakyaya 100 kilosu cif Triyeste 80 Franktan 15 ton hurda satılmış ve Avustralyaya « Sidney - beş ton incir gönderilmiş- tir. Bundan başka Yeni Zulandadan mühim bir ihracatçı firmamıza 25 ton iyi incir siparişi gelmişse de in cir mevsimi geçmiş olduğundan ve Piyasada istenilen evsafta (yemeğe salih) incir bulunmadığından (ineir bitmiştir) cevabı ile bu sipariş ka- bul edilmemiştir. Stoklar çok azalmıştır. Bunlarm da Hazirana kadar elden çıkarılaca- ğı muhakkak adeddilmektedir, İncir ihraç başlangıcından 114. 938 tarihine kadar İzmir Ilmanm - dan ibraç edilen incir miktarı asa- | Incir toplayan bir köylü kız Kap 220 Kanada 1.770,38 Kolombo 13 Japonya yi Lehistan 165,3 Mer 481,8 Macaristan 288,6 Meksika 0,9 Mançuri — Norveç 5505 Romanya 133 Rusya 275 Suriye eme Yugoslavya 00,6 Yunanistan —- Yekün 36.470,9 Dış piyasalarda: Almanya incir piyasası sakindir. Fiatlar geçen haftaki seviyelerini muhafaza et - mektedir, İzmir ihracatçıları kilosu 68-70 tanelik ekstrissima Genuin İz- mir natürel incirleri için 100 kilo ba- şina Lİ lira istemişlerdir. TA daki seviyeyi bulmak için 1936 sene- sinde muhtelif kategori milşteriye olan satış mikdarlarınm aşağıdaki nisbette fazlalaşması lâzımdır Bir arabanın vasati dayanma müd deti (,18 senedir. Fakat zamanla bu müddet te artacaktır. 1935 senesinde, Birleşik Amerika devletlerin 1.400.000 kullanılmış, ara ba 2.700.000 de yeni araba satılmış- tır, 1932 de 2.500.000 kullanılmış ve | 1.100.000 yen! araba ve 1929 senesin de ise 6.100.000 kullanılmış ve 3 mil- yon 800 bin de yeni araba satılmıştı * Sanayiin yakın istikbaline dair, İş- ten anlarlarn güttükleri fikir şudur: Bir araba aşağı yukarı 8 sene daya- rıyor ve 7.700 mil katediyor. Buhran esmasmda Birleşik Amerika devletle rinin yollarda seyreden otomobille rin adedinin azaldığı nazarı dikkati celbetmiştir. 1929 daki 20 milyona mukabil on dokuz buçuk milyon kal mıştır. Fakat şimdi Birleşik Ameri- Jise daha 671.000 mil katedebilecek - lerdi. Bazı mali mahafilin otomobil sana | yiinin istikbalini, çok İyi görmesinin sebebi de budur, Hattâ 1950 senesin- de Birleşik Amerika devletlerinde 35 milyon otomobilin işleyeceğini söy | Tüyorlar; ve bu senede 4.375.000 ara- banın yenilenmesi demektir, İhracat nazarı dikkate alınırsa Birleşik Ame- rika devletlerinin 3 ile 7 milyon ara- sında oynayabilecektir ki bu da sa- nayiin imalât kabiliyetinin dörtte bir nisbetinde fazlalaşmasını icap etti - rir, * Kapitalisti en ziyade alâkadar e -| den otomobillere gelince, bunların bilhassa en meşhur fabrikaların mal- larından oldukları meydandadır.. Se- nevi imalâtın yekünunda, büyük te- şebbüsatım tuttuğu yer günden güne artmaktadır. 1927 de, en mühim üç firma, umumi imalâtm üçte İkisini N mn BORSA - PİYASA : 30 NİSAN PERŞEMBE Amerikada ; Para Borsası otomobilcilik Alış Sat Bütün dünya otomobilleri- Sterlin 618 622. nin 9e 71 i Amerikadadır | 20 Faamrmmnlen ie Chriysler Corporation istatistik | (20 peğiki (angı 80— 7 servisinin şefi M. Seoeville'in verdiği 20 İsviçre fr. 815.— s15.— malümata göre, bütün dünya nüfusu | (20 Çek kuron “> .— nun yüzde 7 si ve dünyada bulunan | © 20 Dier 41 52 otomobillerin de yüzde TI 4 Birleşik | | Liret vesikalı o 192— © 158— Amerika devletlerindedir. Aren al A ekle 1920 de Amerikalı, vasati olarak Mark 25.— 32— 1.620 mil yol ve 1030 da da 3.620 mil) Zed 2250 m | yol katetmiştir.Altı Amerikalıda bir| o 7er#9 rip Vi | Amerikalı, doğrudan doğruya veya şe yi İzm Sie bilvasıta otomobil sanayli için çalış. | İsveç kuronu o 31. © Sü maktadır. 1920 ile 1932 arasmda o-| “TL... ee tomobil imalâtı dörtte üç azalmıştır. 1935 de ise bu, 1929 dakine nazaran Çekler dörtte bire yükselmiştir. Fakat 1920 | me mann raa satış mikdarr yüzde 198; işçilere) © 8 yüzde 124; tüccarlara yüzde 32, ma-| O Çekoslovak wi İlyecilere yüzde 3; bu muhtelif Kvamturya 12 tegorilerin mal alışları, 1929 da; zür| (Mark 1,9754 | raların 650,000, işçilerin 840,000 tüc-| © Haysnye DER, Sm carların 1.079.000 ve maliyecilerin / de 235.800 adet olmuştu. Esham İş Bankası Mü. Kupon kesik B2.— N. de 250 . . Harniline 9.0 Anadolu 9 60 2420 - Ki 10 Şirketihayriye 15— Tramvay 19,75 Bomonti Nektar 895 Terkos Kupon kesik 1235 Reji 185 Aslan Çimento 1045 Merkez Bankası 46.0 Osmanlı Bankası 24.25 Şark Merkez Bezanesi 445 İstikrazlar Türk Borcu | 2345 e ri ps İstikrazi dahiti e Ergani A. B. C. K. kesik 94,50 Sas Errurum ! Kupon kesik 05 — . ». Bn 9S Mısır Tahvilleri lr EY 1486 | ka devletleri dolaşan otomobillerin |; 1409 ZE a yaşı bundan beş sene evvelkilerin yâ Bi ür Ku, kesik a 8450 şından çok daha fazladır. Kânunusa- ni 1930 da çalışmakta olan arabala.|7 GAVİldf rn daha 1.0.067.000 milyon mil katet | © Rehtem 16.10 meleri imkânı vardı. 1036 nm 1 Ka.) Asedeisiveri Kupon kesik ©4335 | nunusanisinde dolaşan otomobiller Anadolü Mümessil 50.60 ———————- yapıyordu. Ve en meşliür yedi firma yekünun yüzde 86 sını çıkarıyordu. 1935 de mütekabil nisbetleri yüzde 90 ve yüzde 97 ye yilkselmiştir. Bun- dan başka 1920 de, senede 5000 ara- badan eksik imalât yapan kumpan- yaların yüzde 98 inin akyboldukları ve büyük firmalar ise yüzde 90 r - nm hâlâ yaşadığı bildiriliyor. Şu hal de iş ne kadar miihi molursa o kadar çok yaşayacağı neticesi meydana çı- kıyor. Buna mukabil büyük bir mü- essesenin, diğer bir küçüklüğüne nis beten masrafları daha azdır, Meselâ reklâm masrafı, büyük bir müesse- se için, umumi masrafının yüzde! 1,5 ğunu teşkil etmesine mukabil küçük bir müesseseninki umumi masrafının yüzde 10,5 Zuna çıkar. Amerika kapitalistlerinin gözlerin- de, büyük firmaların aldığı ehemmi- yeti, izah eden sebep te budur. (Bu siitunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmelet &aydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması ricâ Bir nişanlını Beykozdan Muzaffer imzasile; “Üç buçuk aydır nişanlım. Sev- diğim kadar sevildiğimden de emin idim. Fakat bir müddettenberi ni- şanlımda garip bir durgunluk, gö- rüştüğümüz zaman bana karşı bir kırgınlık sezer gibi oluyorum. Bu nun sebebini araştırırken onun be- ni tanıyan bir kadınla tanışmış ol duğunu öğrendim. Bu kadın benim bundan dört yl önce sevdiğim, uzun müddet birtakım maceralara sebep | olan kısın teyzesidir. Acaba nişan- İm bu kadından aldığı malümat ile benden soğumaya mı başladı? Be- nim geçirdiğim aşk macerasi içinde iğrenç bazı safhalar da vardır. Bun- ları haber almasini asla istemezdim. Fakat aradan bu kadar zaman geç- tikten sonra benden soğumasına 88- bep olacağına da ihtimal vermiyo rum, Ne dersiniz?” Aşkın gözü o kadar kördür ki, de- gil dört sene evvelki maceraları çok defa en yenilerini bile görmez, gö- rürse bir müddet acı duyar, sonra unutur. Eğer bu maceraların onun tarafından işitilmiş olmasından şüp- heleniyorsanız bir vesile bularak siz bahsi açımız, ağzımı arayınız ve hep- sini dilediğiniz şekilde tadil ederek, kendinisi mazur gösterecek şekilde anlatınız. Sonra hepsinin geçip git- tiğini, hepsini unuttuğunuzu, onların gençlik sergüzeştlerinden başka bir sey olmadığını söyleyiniz. O da unu- tur gider. * Ailesinden kaçmak istiyen genç Ankaradan Cihat imzasile; “Yirmi bir yaşındayım. Fakat hâ- lâ bir taraftan anamın, diğer ota- raftan babamın üzerimdeki tazyiki beni bir çocuk mertebesine indiri- yar. Hişbir hareketimde hür deği Tm, “Hep onların *sözüne,emirleri” ne idi olmağa mecbur “kaliyörüni. Bugüne kadar vazifeme ve biras de arkadaşlarımla buluşmama (inhisar | İ dikleri dikkat ve sizi kayrt altma eden bu istibdat, yeni tanıdığım bir kızla münasebetime de tesir etmeğe tahammül edemiyorum. Bu kızı onlar da tanıyor ve benim kendi aralarında bile onunla konuş- mama razı olmak istemiyorlar. Yan- larından kaçıp hayatımı kazanmak ve hür yaşamak istiyorum. Benim yaşımda bir gencin buna hakkı yok mudur?” Henüz hayatımızı kazanamadığı - niza ve daha baba ekmeği yediğinize göre belki tahsilinizi bile tamamla- mamışsınızdır. Onların yanından kaçarak kendinizi, istikbalinizi, tab- silinizi meçhul bir akibete atmama- tısmız, Onların size karşı göster- almak arzusu sizin bir an evvel bü- | tün hürriyetinize hak kazanmış ola- rak kavuşmanızı temin için olacak- tır. Ailenizin belki bu yolda biraz ileri giden endişelerini mazur görü- niz, Onlara, bhürriyetinize (sahip olduğunuz zaman abes bir hareket- te bulunmıyacağınıza dair emniyet Zıda gösterilmiştir: Ülkeler Bu sene (ton) Almanya 15473,6 Amerika 1.735,8 Avusturya 1.782,0 Avustralya 431,2 Arjantin 30,9 Belçika 13843 Bulgaristan 2 Çekoslovakya 212,2 Danimarka 139 Estonya 73| Fenlandiya 474 Filistin 65 Fransa B.568,7 Hicaz 04 Hindistan 56 Hollanda 330,0 İngiltere 6.0819 elin 550,6 isveç SAT İsviçre 4707 Ispanya ii No. 9 ———Mn. Âdemle Havva Bürhan CAHİD yanacak, Üstümdeki para beni bir. kaç kere Brüksele götürecek kadar ama.. dört saat için bu (fedakârlık yapılır mı ? Hayal, yüzüme bakmadan cevap bekliyor gibiydi. Hemen karar vermek lâzem, Dedim ki : — Bu arkadaşlığı uzatmak benim İçin doyulmaz bir nimettir. Dostlu- ğumuzu daha kuvvetli hislerle bağ - lamak için bilseniz meler düşün- düm; Tesadüfler daima arzulâris karşılaşır. Bende öyle bir his bıraktınız ki seyahatimin sebebini bile unuttum. Ben Pariste birkaç gün kalacaktım. Eğer müsaade ederseniz sizinle Ni- #e kadar geleyim. Parise oradan ay- rılırım, Alacağı cevabım neticesine yaklaş- tıkça elindeki karanfil parçalarına dikilen gözleri yavaş yavaş yüksel. di. Sözümü bitirdiğim £ zaman göz göze geldik. Hiçbir kadında görme. diğim sıcak ve candan bir tebessüm- le ince dudakları hareket ettir — Çok teşekkür ederim. Sizi ba- bamla da tanıştırmış olurum. Bilmem neden içimde kuvvetli bir sevinç var. Şu dal gibi ince kızım nergis gözlerindeki tatlı renge ve gı- ciklayıcı tebessüme bayılıyorum. Bu kiz şimdiye kadar tanıdığım kızların verdikleri adale ihtilâçlarmı vermi- yor.Yarı çocuk.yarı ağırbaşlı bir ka dus gibi görünüyor.Hoppa değil. Fa- kat hafız da hiç değil.Keskin bir zekâ sı var.O kadar teklifsiz olduğumuz halde dostluğumuz bâlâ ciddi bir ar- kadaşlıktan ileri gitmedi. Şimdi yeni seyahat programı üs - tünde anlaşmca, ikimiz de bayram çocuğu gibi sevindik. Gittikçe hız- lanan tren ara istasyonlarda çok durmadan Milâna yaklaşıyor. “Vero- nadan çıkarken Hayal yolun sağında bir dağ yamacında, yeşilliklere gö - mülmüş bir eski şatoyu işaret etti: — Ne güzel. Buradan her geçişte bilseniz neler düşünürüm. — Eski bir şey, dedim. Dükalar- dan birinin villâsı olacak. — Kimin olduğunu bilmem. Fakat böyle yeşil bir dağ yamacında ağaç- lara, çiçeklere, tabinte gömülü ro - mantik bir hayat geçirmek isterim. Gülümsedim: — Gençsiniz, güzelsiniz, zenginsi- niz. Hayatın en parlak, en civcivli tarafları sizin için. Böyle inziva yer- leri hayatlarına küskün olanlar için değil midir? Ağır ağır başmı salladı. — Ben kendi zevklerim için yaşa- rım.Sevgilerin ve zevklerin yeri,za- manı gimaz ki! Bahsettiğiniz gürül tülü, hareketli, süslü hayattan hiç hoşlanmam ben! Ve cevap vermediğimi görünce sordu: — Siz ne düşünürsünüz ? Şaşırdım. Şimdiye kadar böyle şey ler için kafamı yormamıştım ki! — Bilmem, dedim. Bunu hiç dü- şünmedim. Mukayese yapacak kadar tecriibem de yok. Yalnız küçükten - beri bağ, bahçe hayatı geçirdiğimiz için nekadar olsa tablate de düşkün- : Ha; yal ince, narin ara” ii at parmakları — Nekadar zalimsiniz.Dedim.Ka- ranfillerden almacak intikammız mı var. Güldü: — Erkekçe düşünüyorsunuz. Bi - zim bir karanfili parçalamamız z- limlik olur. Fakat erkeklerin en ma- sum kadın parçalamaları haklıdır değil mi? — Kendi hesabıma böyle bir gü- nah işlemiş değilim. Fakat o nokta- dan düşünürseniz aksi de her zaman olabilir. Gönül meselelerinde kadın ve erkek ayırt edilir mi? Hayal garip bir kız. Benimle çetin bir bahse daldı. Nekadar da İnatçı. Benim böyle meselelerde pretiğim yok.Hattâ düştincem bile yok. Onun için pek derinlere dalamıyorum. Halbuki ayal bana birçok muharrir- lerin eserlerinden, romanlarından bahsediyor. Arada sırada: — Tabil okumuşsunuzdur! Diye de yüzde yliz tasdik cevab alacağından şüphe etmediği ara su- alleri soruyor. Bereket lâkırdı söylerken kendi fi. | şu şık Türk kızmn havasmı da bıra» kirlerine o kadar gömülüyor ki, ba- balığı. İtalyanca ile bera- ber yahudice de hattâ türki bile konuşanlar var. Ben yol İz bilmediğim için Hayal bana yardım ediyor. O biraz italyanca da beceri- 1, İçimde acı tatlı bir his var. Yirmi dakika sonra tren buradan kalka- cak, İsviçreye doğru yollanacak, he- sapça ben yarın sabah erken Parisin Gare de Lyon istasyonunda buluna- cağım. Bizim tahsil plânları daha yolda bozuldu. Babam haber alsa ar- kamdan tayyare uçurup yolumu ke- ser. Bu heyecan içimi sızlatıyor ama önümde, yanımda keklik gibi giden kamıyorum. Hani Boğaziçinde va- na başımı sallamaktan başka yapı- | purlara İp atarak dümen suyunda gi lacak hareket birakmıyor. Akşamın alaca karanlığında (Mi-| düm. Bir farkla ki, ipin ucu bende| Maksadımı lân) â geldik. den sandallar vardır. Onlara dön- değil. Hayal romorkör gibi beni çe- O alışkın, telâşsız çantalarını in. | kiyor. ne takıldım. dirmelerini adamlara söylerken ben | (İstasyonun kalabalığından kurtu. şime hayret edersiniz ilk defa ayak basacağım bu yaban-| junca Hayal çantalarımızı taşıyan | yım. İstasyon otellerin cr İstasyonun kalabalığı içinde onu | hamala İtslyanca bir şey söyledi. | geçici yolcular gelirler. kaybetmemek için kuyruk gibi peşi - | İstasyon meydanının - solunda stra-| pek fevkalâde değildir. lanan taksilerden biri önümüze gel- Milân adeta bir cephe İstasyonu | di. Hayat şoföre bir adres verdi. gibi, silâhlı askerler, püskülü fa- şistler ve karınca gibi bir insan kala- Atladık. Nereye gidiyoruz. seler olâcağın nızı seviyor ve onu kıskani? sız vehimler doğurur, bir delil olmadığı halde onu n şüphesi.. telkin ediniz ve biraz dahi” olunuz. Çok değil, bir iki se1$” . Bir kıskancın Göztepeden Mualla “Zevcimin bir mü 3 na karşı gittikçe > ağır mW rinden, lâkaydisinden başk dınla alâkadar olduğunu Gi Son derece muztarip © de bu lâkaydisine, ancak ayri de mukabele ederek şi kendisine hiçbir şey söyl ihanetini yüzüne vas elime bir delil geçince s60 ceğimi ve aramızda çok jen tahmin #öİ Bunun önüne geçmek yanına gitmem, ondan ği doğru olmaz mi, bu sureti üzerinde tesir yapamaz y Bizim anladığımız gör? Fazla kıskançlık kadınlardi keklerde de birtakım yeri. tine kanaat getirmişsiniz. Bl ati ancak kocanızın basi " lerine, soğuk hareketlerin? ettirebiliyorsunuz. o Acaba © melelerin müsebbibi siz © niz? Sizin farkında olmadi kıskançlığınızdan gelen ir. İ ona karşı gösterdiğiniz S9 her şeyin müsebbibi değil m nu iyice düşününüz ve kaçmağa kalkmaymız. B4' haklı olarak size karşı fe58 © sünceye saplanır, hiçbir lamadığı bu hareketinize OMÜ ni silkerek mukabele eder? düzelemiyecek bir şekilde tur. . Sevdiğini gizliyen bir 4 8. F. Karakartal imzasile; Si Bir şenedenberi bir yoruz. Fakat ma karşı mi belli etmiyerek bir gül disini sevdiğimi itiraf otmedi ili) di vatani vazifemi yapmak i dan ayrılıyorum. Ve bir geni Eği) kadar olduğunu #timat © yerden haber aldım ve of ği ederek bunun hakikat old “a ladım. Şimdiye kadar onun “e ni yüzüne vurmıyarak © lâkayt göründüm; Bu vasi gısında nz yapacağımı şağ' 4 | Onu seviyorsunuz ve ğinizi belli etmemişsiniz. sevip sevmediğinden de yok. Belki seviyordu, fakst | hiçbir haber çıkmayınca b sile alâkadar oluşuna b3)TÜE mek lâzımgelir, değil mi?» X beraber mademki hâlâ 6 İ onun başka birisile sından müteessir oluyor” gün hiçbir şeyden haberini vi gibi birden ona karşi : ediniz. Eğer sizi ötedenbefi, yor ve sizden böyle bir iF yor idise belki sizi tercih Merakımı anlamış gibi beri — Tren yolculuğu hoş ğildir. Iki gündür adamak görmedik. Tren vaktine telde hem temizlenir, hem meğini yeriz. Olmaz mı? i — Tabi! " — Benim her geçişimö? | ğım Savoy Hotel temi «Gi yerdir. Yemekleri de güzeli YÜ İreni tam on birde k vaktimiz var, e. Bol ışıklar içinde yi delerden geçtik. İstanyor ve nun dibinde o kadar çi Hayalin böyle uzak bir yondan çıkarken büyük XX. 8 ler gözüme çarpmıştı. — Otel pek yakın değil # © dim, sermiştir £ — Geldik. Uç dört seti gi rahat için böyle uzak Pi çok müşterileri İni başlı bir yerdir. Bilmem mi? çar”

Bu sayıdan diğer sayfalar: