20 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| gi e 4 v “ « ye dudak bükmeyiniz. Daha pek ya- “SAĞLIK an ÖĞÜTLERİ Deniz suyu içilir mi? Nasrettin Hocaya bir gün: “Kar- Is ekmek yenilir mi7” diye sormuş- lar, Bir okuyucumuz da bana: “De- niz suyu içilir mi?” diye soruyor. Ioca akıllı ve zarif bir edam oldu- Zu için, hiç olmazsa sual sormak için beni ona benzettiğinden dolayı, okuyucumuzun mektubu pek hoşu- ma gitti, Fakat — yazık ki — ben Hoca gibi kestirme cevap veremiyeceğim. Buna sebep ilkin Hoca kadar akilb ve zarif olamadığım, sonra da Istan- bullu olduğumdur. Insan Istanbul: | lu olunca, deniz suyu hususunda Nasrettin hoca gibi kestirme cevap veremez. Çünkü bu zamanda Istan- büllularım en çok içtikleri Terkos gölünün suyu büsbütün bir deniz suyu sayılamazsa da, vaktile deniz suyunu en yakm sulardan biri ve ancak davarların yahut beygirlerin sulanılmasına elverişli sayılırdı. Ba- na bu suali soran okuyucumuz da İstanbullu olduğu için, terkos suyu- nu bile bile içmemiş olsa bile bir membadan gelmiş sandığı herhangi bir suya karışmış olarak içmiş ol mast pek muhtemel bulunduğundan sorduğu sualin cevabını kendi ken- disine vermiş sayılır. Zaten bundan müteessir olmağa bir sebep te yoktur. Terkos suyu - nun yakmlığı herhangi bir deniz sü- yuna değil, hncak Karadeniz suyu: *nadır Karadeniz suyu ise bütün dünyadaki deniz sularının en tatlısı değilse bile en tatlılarından biridir. Meselâ Akdeniz suyunun bir litre - sinde 38 gram tuz bulunduğu halde Karadeniz suyunun bir litresinde an cak 17,5 gram tuz vardır. Bütün dünyanın denizlerindeki suyun va - sati tuzluluğu bir litrede 35 olduğu- na göre Karadenizdeki tuzun mikta- rı vasatiden hayliçe aşağı demektir. Buna da sebep, bilirsiniz ki. bötüh Avrupa kıt'asmda akan tatlı sular- dan üçte birinin yalnız Karadenize dökülmesidir. Istanbuln bu kadar güzellikler verdiği halde, bu şehri büsbütün tat- k ve gani bir skar sudan mahrum birakan tabiat hiç olmazsa — bu eksiği tamire çalışmak üzere — Ka- radenizin suyundaki tuzun miktarı- nı azaltmıştır. İstanbulun da başka medeni şehirler gibi büsbütün tatlı ve bol suya kavuşması ancak Meriç nehrinin sularını buraya getirmeğe bağlıdır. Bu da İstanbullulardan da- ha birkaç neslin dayanamıyacağı derecede çok masrafa bağlı olduğun- dan, o vökte kadar Karadeniz su- yuna yakın Terkos suyunu İçerek tabiate şükretmekten baska yapa - bileceğimiz bir şey yoktur, Deniz suyuna yakm bir su İçliği- mizden dolayı biz Istanbullular bi- raz iftihar da edebiliriz. Çünkü de- niz suyu pek eski zamanlarinnteri değerli bir ilâç sayılır. Daha fik bü- yük hekim Ipokrat deniz suyunu in- sana kaşmtı veren hastalıklara kar- şı tavsiye etmişti. Eski Romalılar kölelerine kuvvet vermek ve onları daha çok çalıştırabilmek üzere şarn- ba deniz suyu katarak içirirlerdi. Daha s'nra da büyük hekimlerin hepsi ,bizim Bergamalı Culinus, yine bizim Aydınlı İskender, Istanbullu AAktuarius ,en büyük Türk hekimi İbni Sina deniz suyunu daima öv- müşlerdir. Buna, sakm, eski zaman Kafası di- km zamanda, 1904 yılımda, Parisli hekim Çuinton, hayatın başlangıcı- nı denizde olmuştur ve deniz suyu canlı her cismin hayatmı kuvvetlen- dirir, diye deniz süyunu deri altma şırınga etmeği mühim bir tedavi u- sulü olarak icat etmişti. Onun ve- remli hastalara tatbik ettiği bu u- Bulün modası geçmisse de, deniz su- yundan günde iki defa otuz, niha- yet elli gram kadar içmenin mide hastalıklarından obazılarma, hele inkibaza karşı ilâç olduğunu söyli- yen hekimler hâlâ vardır, Bu tedavi on, on beş gün sürer. z Siz de, sevgili okuyucu, deniz su- yu içek İsterseniz, Boğazın en yu- karı taraflarında ve karaya uzak bir yerinden alarak içiniz. Fakat her halde önceden hekiminize danışmız. LOKMAN HEKİM .—— m —— Bulgaristanda yıldırımdan ölenler Sofya, 19 (Tan) — Resmen bildi- rildiğine göre, geçen Haziran ayında Bulgaristanda yıldırımdan 129 kişi ölmüştür. Bunun 89 w erkek 40 1d kadındır, Bu seneye kadar yıldırım- ların bu kadar insanca zayiat verdik leri hiç görülmemiştir. Birkaç gün önce Klisvrada bir ağıla yıldırım düş müş, 250 koyunu öldürmüştür. Ziraat ve sanayi arasındaki bariz fark - İstihsalâtta maliyet Amele kâfi miktarda mevcut müu- dur, değil midir suali müspet bir cevap bile alsa, eyni ehemmiyetle düşünülecek ikinci mesele de veri- len ücretin miktarı nisbetidir. Uzun ve derin görüşlü Başvekili- miz ve İktisat Vekilimiz her vakit, her firsatta istihsalâtımızda mali - yet fiyatlarımızı asgariye indirmek hususunda irşadatta bulunuyorlar, Bu hedefe yürümek hakikaten cn| büyük iktisadi amacımız olmalıdır. Almanya, Japonya smaf sahadaki tefevvuklarını bu prensipe medyun- durlar. Fransada ise bilâkis, yük - sek maliyet fiyatları bu memleket için bir kaygu ve tehlike kaynağı olmuştur. Maliyet fiyatmm aşağılığı, meli- yet fiyatını. terkip eden muhtelif elemanların indirilmesi ile mümkün ve kabildir. e Halbuki, sıkı bir be- sap tutulursa görülür ki, meselâ, pamuk ziraatinde amele yevmiyesi elemanı — çapa ve toplama — umum istihsal masrafının yüzde el- lisine, hattâ biraz fazlasına mua- dildir, Bu takdirde, yevmiye ücre- tinin vassti kırk kuruştan, vasati bir liraya fırlaması ile bu tereffütin bütün maliyet fiyatı Üzerindeki te sirini hesap etmek kolaydır: Amele ücretindeki tereffü, bu hakikate müstenit rakamlara nazaran ve ge- çen seneye göre yüzde 250 nisbetin- de olursa, umum maliyetin yüzde 125 artacağı basit bir hesapla anla- şılır, Ziraat ve sanayi arasında bariz bir fark Şimdi, bu vaziyet karşısında zira: | atle sanayii çok bariz farklarından biri yine göze çarpar. Herhangi bir fabrika işlerken, istihsalâtmın bir cüz'ü olan herhangi bir eleman ay- kırı bir muvazenesizlik o gösterir, maliyet fiyatmı ve fabrikanın mali zindegisini tehlikeye koyarsa, alına» cak tedbir basittir: Fabrikanm ka- pısına nihayet kilit vurulur, iki, üç, beş ay normal ve zarar vermiyecek şerait ve fiyatların avdeti beklene- bilir. Normal ve-zinde-bir sanayi için bu tedbir nihayet bir kâr nok- sanıdır ve öldürücü bir yarı de ğildir. Ziraate gelince: Bu hareket ser. bestisinden tamamen mahrumdur. Meselâ, İntaş eden bir pamuk ça- palanmak, ottan temizlenmek ihti- yacmdadır. Bu hususta on günlük bir tenhhur, mahsulü birden tebli- keye koyar. Artık durulmaz, yürü necektir, Seyreklenecek bir pan - car, toplanacak bir Üzüm, tütün ve. ya pamuk hep ayni vaziyettedirler. Artık ücretlere maliyet düşüncesi, rentalibilit& kaygusu hâkim değildir. Evvelce yapılan masrafları kurtar. Yurdun elekirikleşmesi Elektrik idaresi etüdlerini ilerletirken Bayındırlık Bakanlığı da yurdun elektrik vaziyetini tesbit etti Ankara, 19 (Hususi muhabirimiz- den) — Beş senelik kalkınma ve ışık. lanma plânmda yer alan yurdun e - lektriklenmesi işi alâkalı bakanlıkla- rı ciddi surette meşgul etmektedir. Ekonomi bakanlığının o bunun için kurduğu elektrik etüd idaresi son za- manlarda çalışmasını şu ehemmiyetli noktalar üzerinde toplamıştır: 1 — Yurd içinde su veya baska kuvvetlerden elektrik istihsaline ya- rıyacak olanlarını araştırmak. 2 — Şehirlerde, fabrikalarda, ma- dehlere, demir arına, çifliklere. elektrik enerjisi lanan bütün yer. lere ucuz elektrik verebilecek imkân- ları bulmak; 3 — Büyük endüstri programmda ki elektriklenme işlerini yapmak; 4 — Kurulacak elektrik endüstri- sini yürütebilecek mühendis ve ustü- ları yetiştirmek; 5 — Elektrik istihsal ve tevzi ku- rumlarının istatistiklerini hazırla - gereken tedbirleri almak; 7 — Elektrik enerjisi üzerinden bü gün alınmakta olan vergiler üzerin- de tetkiklerde bulunmak; $ — Elektriğe sit malzemeler üze- rinde gümrük tarifelerini incelemek, 8 — Elektrik ücreti tarifelerini ik- tısad! vaziyete göre tetkik etmek. « Elektrik etüd idaresinin bu çok geniş programı, yurd içinde elektri- Ziraatteamele buhranı Ameleye verilen ücretlerin miktarı nisbeti - TA fiatinin ehemmiyeti mak için, mahsulü kurtarmak lâ zımdır. Ve bu vaziyet karşısında © â&mansız eski kanun, arz ve talep| kanunu bilimerhamet caridir. Iste- nilen tereti vermiyen, o amelesiz ka lir, amelesir kalan, mahsulünü, bir senenin emeğini, masrafını, hattâ | bütün iktisadi hayatımı tehlikeye koyar, Tabir biraz amiyane, lâkin doğrudur: Altta kalan canı çıkar, yine amansız, merhametsiz ve ipti- İ dai bir kanun hükümran olur: Za- yıfların ortadan kalkması, ostıfa kanunu. Lâkin böyle anormal şerait devam ederse, en kuvvetlerin bile zayıf düşeceğine ve her yıkılan küçük ve- ya büyük zirai teşebbüsün de bir milli ziya olduğuna nazaran mese - le, üzerinde uzun uzun tefakkuf edilecek derecede mühimdir. Satış fiyatlarımızın tayini oelimizde de - ğildir. Arz ve talep, bu hususta da ve daha vâsi mikyasta hükümfer - madır. Klering mukaveleleri saye * #inde hükümet, zirente tasuvvurun fevkemde bir yardım yapmıştır. İs- tihsal şeraitini bir intizama koy - mek, maliyette bir istikrar temini ne çalışmak ta bu büyük iyiliği tet- viç edecek bir tedbirdir. İstihsalin maliyeti korunmalıdır Meseleyi telhis edelim: İstihsalin maliyeti korunmalıdır. Mümkün ol duğu kadar dun maliyetler matlup-| tur. Lâkin, aşağı maliyetler, mali- yeti terkip eden elemanları birer birer ele almak, onları asgari dere- | ceya indirmekle mümkündür. Bu elemanlar arasında amele yevmiye- si en mühim rolü oynuyor ve ziraa- İtimiz terakki ettikçe oynıyacaktır da.. Bü seneki gibi smele ücretleri nin her türlü hesap ve mantık ha- rici yükselmesine mâni olmak lâ #mgeldiği gibi nisbetsiz aşağı üc -| retlerin de — meselâ bir iki sene | evvel 10 kuruşa kadar amele işle- tilmiştir — önüne geçebilecek ted. birler düşünmek, teşekküller kur- mak. İâermgelecektir. halledilmezse bir seneden diğer se- neye muayyen bir mahsulün mali- yet fiyatmm birle üç arasındaki nisbet dahilinde tehalüf edeceğini ve hayatımız olan ziraatimizin bir İ | bakara partisine benziyeceğini ka -|g.. bul etmek lâzımdır. Devletin simdi- ye kadar iktisadi sahada aldığı ted- birlerin mutedil mantıki, hesaba mür tenit bir zihniyete tercüman oldu- ğuna nazaran, iktisadiyatımızım, böyle sakat kısımlarının da yakm bir atide ayni zihniyetle bertaraf | edileceğine bir an dahi şüphe edile- mez, Ziraat Mühendisi Osman METO ğin bir süs değil, bir ihtiyaç olduğu» nu belirtmek ve bu ihtiyacı karşılıya- cak tedbirleri almak olacaktır. Bu tedbirler meyanmda memleketin üç muhtelif yerinde (kurulacak büyük elektrik santrallerinden başka halen şurada burada ve gelişigüzel kurul. muş olan santrallerin ıslahı da elek. trik idaresinin ehemmiyetli işleri a- rasında yer alacaktır. ğ Ekonomi bakanlığınca ve kendi İş sahası bakımımdan hususi bir önem- le kurulmuş elektrik işine baymdır. lık bakanlığı da kendi bakımından alâkalanmış ve bilhassa imtiyazlı şirketler yerindeki tetkiklerini ec - nebi sermayeli elektrik şirketleri ü- #erinde de yaparak bu şirketlerin yurd için şimdiki vaziyetlerinden di ha faydalı olabilmelerini temin sa- hasma girmiştir. Yine Bayındırlık Bakanlığı, elek- trifikasyon İşinin başarı ile netice- lenmesinde ehemmiyetli âmil olacak bugünkü yurd içi elektrik vaziyetini tesbit etmiştir. Bakanlığın vardığı neticeye göre bugünkü mevcut elek. trik tesisatı (muntazam) ve (gayri- muntazam) olarak ikiye ayrılmakta» dır. Muntazam tesisat, bakanlığın tasdikma Iktiran etmiş projelere uy gun tesisattır, Gayri muntazam tesi- ire reelek hayatlarında muvaffaki - Pu meme | ine Poliste yeni tayinler yapıldı Ankara, 19 (Hususi muhabirimiz. den) — Aşağıda isimlerini mektep numaralarile tayin edildikleri yerleri yazdığımız polis memurları İstanbul polis mektebinden bu sene çıkmışlar dır. 49 uncu devresini bitiren Istan « bul polis mektebi bu suretle Türk za bıtasına yeni ve kıymetli elemanlar yetiştirmiş olmaktadır. Yeni polisle. yetler dileriz: Ankara, yilâyetine: 51 Naci, 53 Emin, 65 Ziya, 78 Mehmet, 62 Ha - san, 79 Mehmet, 80 Niyazi, $1 Fa - ruk, 84 Ali Rıza, 89 Halil, 94 Ali Ri- za, 108 Mustafa, 115 1. Zeki, 117 Cev det, 152 Tahsin, 182 Mustafa, 201 Rıdvan. Antalya vilâyetine: 68 Eyüp, 69 Kenan , Bursa vilâyetine: 56 Hilmi, 71 Ke- mal, 163 Mustafa, Bingöl vilâyetine: 52 Aptullah, 5£ Bekir, 59 Sadettin, 61 Bayezit, 68 A- W Rıza, 64 Ahmet, 67 Hüseyin, 70 Rı- za, T2 Zeynel, 73 Osman. Bitlis vilâyetine: 76 Yusuf, 83 Hak kı Şenol, 85 Hasan, 87 Ali, 88 Aziz, 91 Ömer, 93 Cemalettin, 95 Rüşlü, 96 Halil, 97 Ömer, 98 Ali, 99 İbra - him, Çanakkale vilâyetine: 57 Ahmet, 60 Ismail, 74 Niyazi, Çoruh vilâyetine: 82 Ömer Ziya, 90 Tahsin, 101 Kâmil, 108 Etem, 109 Mehmet, 110 A, Fehmi, 111 Nuri, 112 Ramazan, 113 Ismail, 114 Ekrem Diyarbekir vilâyetine: 118 Hakkı, 119 Yaşar, 120 Yunus, 122 Eşref, 123 Nurettin, 124 Hamit, 125 Mus - tafa, N Gümüşane vilâyetine: 126 Emin, 127 Mustafa, Hakkâri vilâş etine: 128 Ibrahim, 129 Sadık, 130 Halli, 131 Mehmet, 133 Mehmet Sadik. Istanbul vilâyetine: 58 Hulüsi, 0 Ahmet, 104 Maksut, 105 Servet, 116 “Hüseyin, 184 Tbrahim, 185 Nail, 136 Mustafa, 197 Mehmet, 140 İbrahim, 111 Hasan, 142 Mahmut, 143 Hasan. , İrmir vilâyetime: 55 Bilâl, 121 İs- mülke könk Simen M5 İsmail, Erriram vilâyetine: 146 Hilmi, Kırklareli vilâyetine: 147 Hüseyin, 148 Cemil. Konya vilâyetine: 150 Yunus, 151 za, Kütahya vilâyetine: 154 Halil, 155 Ishak, Muğla vilâyetine: 156 Kemal, 158 Hâmit, Seyhan vilâyetine: 132 Sami, 164 Şemsettin, 194 Şahin, 200 Hayri, 198 H. Nihat. Maraş vilâyetine: 92 Aptülkadir, 138 Zülfikar, 139 Talip, Muş vilâyetine: 157 Yunus Nadi, 159 Yusuf Kemal, Rize vilâyetine: 160 Mustafa, 162 Ibrahim, Samsun vilâyetine: 161 Ihcın Er- tuğ, 165 1, Hakkı, Tunceli vilâyetine: 153 Enis, 166 Osman Remzi, 167 Kâmil, 168 Salih, 171 Salih, 173 Hüseyin, 174 M.Ali, 175 A. Şükrü, 176 Mehmet, 178 A. Cevdet, 180 M. Ali, 181 A. Hikmet, 183 Cemalettin, Van vilâyetine:; 154 A. Riza, 185 Kâzım. Zonguldak vilâyetine: 149 Ihsan, | P233 170, Mehmet, Elâziz vilâyetine: 177 H. Basri 186 Mahmut, 187 Celâlettin. Eskişehir vilâyetine: 159 Hâmit. Bolu vilâyetine: 188 Mehmet Nu- ri, 190 Refet, Burdur vilâyetine: 191 İhsan, 192. M. Turgut. Aydm vilâyetine: 202 Memiş. Balıkesir vilâyetine: 193 Mustafa, Meşhur kadın dansöz Arjantina öldü Byonne, 19 (Tan) — Meşhur dan- söz Arjantina, dün Arjantina, yılardanberi / büyük şöhret kazanmış bir artisttir. Bircok Avrupa şehirlerinde bir hayli alkış toplamıştır. sat ise projeleri herhangi bir suretle | mama yapılmış olanlardır Memlekette muntazam olarak ya- pılmiş ve gayrimuntazam olarak ya- pılmış 103 elektrik tesisatı vardır. Muntazam tesisatı olanlar arasında 27 vilâyet, 34 kaza, gayrimuntazam tesisatı olanlar arasmda 13 vilâyet ve 90 kaza vardır, Bu seneki mezunlardan| | İspanyada vaziyet vahim | Asiler Madride yürüyor, bir çok şehirler liğ neşretmiştir. Bu tebliğde, ordu- nun Barselon'da örfi idare ilân etti- #i, fakat vâsıl olmak istenilen gay&- leri elde edemediği bildirilmiştir. Si- vil muhafızlarla hücum kıtaları ve polis kuvvetleri âsileri mağlüp etmiş lerdir. Asiler, birçok telefat verdik- leri gibi yaralıları da çoktur. Bunla- rm arasmda her rütbeden zabitler vardır, Asilere karşı yapılan harekâ- ta hava kuvvetleri de faal bir surette iştirak etmiştir. Malagada donanma, Lejiyon etranjer ile Fastaki İspanyol kıtaatmın o İspanyaya geçmelerine mâni olmak için Boğazı muhafaza et- mektedir. Huslva'da hükümete ta - raftar olan garnizon âsi kuvvetlere karşı harbetmek üzere Sevile doğru yola çıkmıştır. Bilbro'da ahali hükü- meti, valiyi ve climhüriyeti alkışlar muşlardır, Kadiks'de hükümete taraf tar olan kuvvetler, valiyi ve sarayn- da muhasara altında bulunan hücum kıtaatını kurtarmak için asilere hü- cum etmişlerdir. Evvelki gece, Mad- ridde hiç bir hâdise olmadığı gibi, şehir bu sabah ta normal bir manza- râ arzetmiştir. Asiler bombardıman edildi Madrid, 19 (A.A.) — Risol gazete- si, beraberlerinde sivil muhafız mü rezeleri bulunan maden amelesinin birçok dinamitlerle mücehhez olduk- ları halde âsilere karşı mücadele e'- mek üzere Sevil'e hareket ettiklerini yazmaktadır. Ayni gazete, bombalar yüklü olan 40 teyyarenin bu sabah Malaga, Kadiks, Tetuan ve Meliila ü- zerine hükümetin beyannamelerini at tak üzere Cuatrovlentos tayyare meydanmdan havalanmış oldukları nı bildirmektedir. Dolaşan bir gayla- ya göre tayyare yünbaşısı Rexach, Sevil ve Ceuta asilerini bombardıman etmiştir. İsyan nasıl başladı? Porto, 19 (A.A) — Dün akşam gelen hüberlerde Melilada ve Madrid eyaleti garnizonlarınm birçoğunda askeri kargaşalıklar çıkmıştır. Öğre nildiğine göre İspanyol Fasındaki as- kert mahafil, haftalardan beri bilhas sa Mejila ve Kötada memnuniyelsiz- Gök elömetleri göstermişlerdir. Zabit. ler, isyan —etmiğicedir. kuvvetlerin başkumandanı General Romerales, zabitleri toplamış ve vazi felerini ifaya davet etmiştir. General Romerales, kendi askerleri tarafın - dan tevkif edilmiş ve öldürülmüş- tür. Albay Solano, kumandayı eline almış ve bu esnada şehirde bir yan- gın çikmiştir. Sivil muhafızlarlan bir zabit, Sosyalist ve Komünist genç lerin yardimile İsyanı bastırmağa te- şebbüs etmiştir, Emin bir membadan bildirildiğine göre hükümet kuvvetle rı, â$ileri inhizama uğratmışlar ve İs yan etmiş olan zabitler Fransız Fası- an kaçmışlardır. Burgoz ve Pampe - lune'de kargaşalıklar çıkmıştır. Mad- ridde sükün hüküm sürmektedir. Kuv vetli polis müfrezeleri, motörtü kuv- vetler ve Sosyalist ve Komünist milis leri mütemadiyen sokaklarda devriye gezmektedirler, İspanyol Fasında hükümete sadık kalmış kıtaatın başkumandanı Gene ral Morato'dur. Ali komiserlik binası da işgal altında. Casablanca, 19 (A.A.) — İspanyol Fasından dün, akşam buraya gelmiş olan seyyahlar, isyanın cumartesi - r gecesi Larache ve Melillada başlam,ış olduğunu 85; işlerdir. Asiler, Tetouan'daki âli komiserlik bınasını da işgal etmişlerdir. İspan- yol Fasında oturan birçok kimseler, halkın bir kısmı umuyoi grev ilân et- mişlerdir. Birçok katiller Vukua gel- diği haber verilmektedir. Robat ile Fasın İspanyol inmtakâsında köin Laraştaki Fransız konsoloshanesi rasında telefon muhaberalı kesilmiş- tir. Umumi grev ilân edildi Madrid, 19 (A.A.) — Amele sindi kaları, sükün tamamiyle teessiis edin ceye kadar umumi grev ilân etmişler dir, Grevler, örfi idare, ilin edilen yerlerde otomatik öurette başlaya - caktır, Madrid, 19 (A.A.) — Sol cenah ga #eteleri, sansür tara'ıodan çıkarılmış olan yazıların boş kalan birçok beyaz siltunlarile çıkmıştır. “El Socialista” gazetesi, Sosyalist partisinin bir be- yannamesini neşretmiştir. Beyanna « mede amele, bu müşkül dakikada sa kin ve müteyakkız bulunmağa davet Fransız Fasma iltica etmişlerdir. Ka | İnarya adalarından gelen General! İ Franco, evvelki gün İspanyol Fasına | vâsıl olmuştur. Asilera düşman olan | d 20-T-936 işgal altında rincide 4 W0e ht Da Asilerin başında bulunduğu bilâ Tayyareci Franko edilmekte ve amele teşkilât kayıt ve şartsız olarak tamamet kümetin emrine âmade bulunduğ” beyan olunmaktadır. Sevil şehri geri alındı mı? Paris, 19 (Tan) — Yarı resmi © membadan alman telgrafta, hükü tin vaziyete hâkim olduğu ve Generalin tevkif edildiği bildiri tedir, Asiler liderinin bindiği re, hükümete sadık kuvvetlerin ei düşmüştür. Radyo ile * neşredilen tebliğde, bütün eyaletlerin hükül te sadık bulundukları bildirilmek" dir. Bazı merkezlerde isyan çı! da bunlar pek çabuk bastıri General Lano, gayri kanuni © örfi idare ilân etmiş, fakat âsiler kümet kuvvetlerine teslira olmu dir. Bir süvari alayı, halkın “Y: Cümhuriyet,, nidaları arasında Se le'e girmiştir. İspanyanın diğer sımlarında halk hükümete sadık © hükümet vaziyete hâkimdir, 3 Hükümet, Fastaki kuvvetlerden cak bir kısmmın isyan ettiğini * halkın sivil muhafızlara itaat meleri lüzümüunu ilân etmiştir. gemilerinde isyan çıktığı hakkm haberler tekzip edilmektedir. lade emirler vermek hüsümunde #ıye memurlarına sölânıyei ve: tir, Kabinede değişiklik oldu Madrid, 19 (A.A.) — Kabinede © dilât vücude getirilmiştir. Yeni kaf nede Cümhuriyetçiler birliğine sup nazırlarla sol cenah cümhuriy€ dileri partisine mensup 3 ve milli €l huriyetçiler partisinden 3 nazır b maktadır.Yeni Hariciye Nazırı, tino Ascarate, 39 yaşındadır ve cü huriyeti tesis etmiş olan partiye suptur. ” Harp gemileri de isyana iştirak ediyor Paris, 19 (A.A.) — Paris-Soir # selesinin o Cebelüttarikten Zine göre, isyan etmiş olan katı | bir kısmı bu sabah Cadiz şehrine İmıği Barselonda karışıklıklar Marsilya, 19 (A.A.) — len haberler, Barselonda lar vukua gelmekte olduğu #indedir. Tafsilât mevcut ra muhaberat münkatidir . Eyaletler isyana iştirak Paris, 19 (A.A.) — Havas nm Rabattan bildirdiğine gör© neral Franko, neşrettiği bir 18” graminda, Endülüs eyaleti ile V gli dolit ve Furgos eyaletlerinin ih & iştirak etmiş olduklarını bildi tedir gğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: