Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
N K? K graf ve ot Sismograf'm zelzeleleri kayda ya - rayan bir âlet olduğu malümdur. Biz- de de rasathanemizde bir Sismograf âleti vardır. Fakat maazallah bir yer sarshtısı olsa bizim Sismograf zel- zeleyi kaydetmeğe yaramaz. Çünkü aklımızda kaldığına göre tahsisat bu- lunamadığından yerine konamamış - tır. Onun için böyle bir hal olunca, sismograf zelzeleyi kaydedecek yer- de biz gazeteciler sismografın yeri- ne konmadığını kaydetmekle iktifa ederiz. Ne ise bahsimiz bu değil! Biz yine gelelim sadede' Ne diyorduk. Evet, sismograf yer sarsıntısını kayda ya- rayan bir âlettir. Bizde rasathaneye henüz yerleştirilmediği halde Sovyet Rusyada birçok otobüslere ve tram - vaylara ufak tertipte sismograf kon- muştur. Bunlar arabaların ihtizaz- larını kaydetmekte ve bu suretle sar- sıntıların cümlei asabiye üzerindeki tesirlerini ölçmektedir. Şimdi düşünüyorum, ya bizde de bu usul kullanılsa vaziyet ne olurdu? Muhakkak ki gazetelerde hergün aşa ğı yukarı şöyle havadisler görürdük: Dün saat bilmem kaç raddelerin- de filân tramvay, feşmekân yokuşun dan inerken, sismografın ibresi yerin den fırlamış, ve yolculardan birisinin bilmem neresine saplanmıştır... Tah- kikat yapılmaktadır.,, “Dün Eyüp seferini yapan şu oto- büsün Sishmograf ibresi, şiddetli bir sademe yüzünden yerinden kopmuş ve on metre ilerideki karpuzcunun karpuzlarına girmiştir. Tahkikata devam edilmektedir.., Bana kalırsa, eğer bu sismograf- larla vesaiti nakliye ihtizazlarının cümlei asabiye üzerindeki tesiri öl- çülmek isteniyorsa, İstanbulda bun- ları tramvaylara, otobüslere değil, bazı sabit yerlere, meselâ caddelerde ki evlere koymak yerindedir. Evle- rin sarsıntısı,tramvay ve otobüslerin sarsıntısı hakkında bir fikir verir, ve bu sayede cümlei asabiye Üüzerin- de tetkikler yapabiliriz. Maamafih daha eslem tarik, sis- mografı cümlei asabiyeye raptetmek tir. Çünkü bununla mebsuten mütena sip olarak tramvay ve otohüılerm İ Bilginizi yoklayınız Sorular 8 — Çanakkalenin kadim tarihi is- mi ve beynelmilel adı nedir? 8 — Kromvel kimdir ve ne ile şöh- ret kazanmıştır? S — Eyfel kulesi kaç katlıdır, hangi tarihte yapılmıştır? S — Türk dili tetkik cemiyeti ne zaman kurulmuştur.? Dünkü soruların cevapları S — Lafayet kimdir? Ü C — Lâ Fayt, meşhur bir Fransız generalidir. Lâ Fayt ayni zamanda bir siyasi olduğu için Amerika ve Fransız ihtilâllerine bilfill iştirak et- miş, isyanlarda âmil olmuştur: S — Mikrofon nedir ve kimin tara- fından bulunmuştur? C — Mikrofon, sesi yükselten bir alettir. Mucidi Hüg isminde bir İn- gilizdir. Hüg 1831 de doğmuş ve 1900 da ölmüştür. S — Nevil sulh mükâfatı 1933 de kime verilmiştir? C — Sovyet Hariciye Komiseri Litvinofa S — Türkiyede ilk şapka ne günü giyilmiştir? C — 28 Ağustos 1925 te, ne hacet, şimdi taklidi var. Hem de altından hiç farkedilmiyor. Bu pal- ladium denilen bir madendir. Öğren- diğimize göre palladilum gayet sert ve gayet incelebilir bir hassaya ma- liktir. Palladium'u 0,00001 santimet- re kadar inceltmek mümkündür. Bu safhalardan her biri 10 santimetre murabbar olmak üzere 35,000 tanesi bir araya geldi mi ağırlığı bir ons yani 30,59 gramdır. Palladium altından ve plâtinden daha ucuzdur. 1500 derecede erir, mukavemeti çok fazladır. Bundan sonra Palladium altın *e- rine kuyumculukta kullanılacaktır. Hattâ ucuzluğundan dolayı konserve kutularının bile Palladiumdan yapıla bileceği söylenmektedir. Kanada da Ontaryo eyaletinde bol mıkdı.rda. Palladium bulunmuştur ne kadat ıılhmdığnu 'sıl çıldırmadığımiıza hayret ederiz! Yol kazaları Bir hafta zarfında İngilteredeki bütün yollarda kazalar yüzünden 134 kişi ölmüş, 5.301 kişi yaralanmış tır. Yapılan istatistik mükayeseleri - ne göre bu bir rekordur. Netekim yal nız Londrada bir haftada 28 kişi öl- müştür. Nakliyat nezareti, havala- rım bozuk gitmesi yüzünden, turistik faaliyetin de pek fazla olmadığını dü- şünerek, bihakkin endişe etmektedir. Öyle ya, ya havalar — güzel olsaydı da herkes otomobille gezmeğe git - seydi ozaman kaza yekünu ne olur- du ? İngilteredeki bu kazalara bakıp ta kendimiz için bir övünmek vesilesi arasak doğru olmaz mı?. Vâkıa biz, İngiliz ahalisi kadar ka labalık değiliz. İstanbuldaki nüfus mikdarı Londra nüfusunun çok du- nundadır. Fakat ne olursa olsun yine bizdeki kaza nisbeti İngiltereye naza ran bir haftadan yine azdır. Bunun bir sebebi eğer belediyenin kalabalık caddelerde karşıdan karşıya geçmek icin çivili veya boyalı geçit yerleri ihdas etmesi ise, diğer sebebi de tram vaylara asılmanın — menolunması, tramvay durduğu zaman otobüslerin de yanından süratle geçmeyip durma sıdır! Maamafih yolların kaza mikdarın- da büyük tesirleri olduğu da muhak kaktır. Mesc/Zi yemin ederim ki Kadıkö- yünden Ziverbey yokuşiyle uzanan Kayışdağ caddesi tamamen masun ve temiz bir caddedir. Çünkü yol o kadar bozuktur ki, buradan hiç bir vesaiti nakliyenin geçmesine ve neti- ce itibarile de kaza olmasına imkân yoktur. Halbuki asfalt Maslak caddesi böyle mi ya? Fen köşesi Dünyada bir temiz, kıymetli, cev- herli altın vardı. O da iflâs etti. (Geçenlerde bir Lehli adam Fransada sun'i altın yapmak istemiş, fakat *“ilmi simya” bu asırda sökmez diye zavallıyı yakalamışlardı. Sonradan duyduk ki Fransada -tevkif edilen bu adam, İtalya tarafından altın a- raştırmaları, sun'i altın imali için su reti mahsusada celbedilmiş; İtalyan maliyesi ilmi “simyadan” istifade et- mek çarelerini aramağa başlamış!.. Fakat altının sun'isini aramağa Tenir, ve n eski saltanatmm yerine şimdi kon- serve kutusiyle bir tutuluyor.., Hoş hayatta evvelâ altınken.sonra konserve kutusundan daha aşağı ol - duğu anlaşılan insanlar da yok değil dir ya... Atatürk'ün valiye cevabi telgrafları Montrö zaferi münasebetile şehir nâmına çekilen telgrafa Atatürk ta- rafından aşağıdaki cevap verilmiş - tir. Muhittin Üstündağ Belediye Reisi Istanbul Yurdumuzun Boğazlardaki emni- yetini tevsik eden Montrö mukavele- si münasebetile muhterem — halkın coşkun ve heyecan sevinclerini bildi- ren telgrafmıza samimi teşekkürle - rimi bildiririm. K. Atatürk Deniz Yolları İdaresinin yeni vapurları Denizyolları idaresinin —Avrupa fabrikalarına ısmarlamağa karar ver diği vapurlar için fabrika mümessil- lerile cereyan eden müzakerenin ne- ticelendiği ve şimdilik 6 vapurun in- şası için sipariş verilmediği dün bir gazete tarafından yazılmıştı. Şehri - mizin bu işte alâkadar makamları bu haberi tekzip etmekte ve henüz hiç bir grupla kat'i bir itilâf” elde edilemediğini söylemektedirler. Galatadaki kimsesizler yurdunda Galatada bulunan ve anormal fa- kat kimsesiz olan çocuklara mahsus yurdun tevsii kararlaştırılmış, beledi ye bütçesi müsait olmadığı cihetle ev kafın muaveneti içtimaiye faslından yardım görülerek bu işin halli karar laştırılmıştı. Alâkadarların evkaf nezdindeki te şebbüsü esas itibarile müsbet netice vermiştir. Yalnız evkafın ne miktar yardımda bulunabileceği henüz tes- bit edilememiştir. Mamafih bu işin eylülde halledilmesi muhtemeldir. Diğer taraftan yurtta bulunan sek sen kişiden ibaret talebe bu aybaşı Heybeliadada kampa çıkacaklar ve orada bir ay kalacaklardır. TAN SEH İRDE OLANLAR Ağırceıcda Arap İsmaili öldürenlerin davası Bir gece Tophane civarında Arap İsmail adında birini bıçaklayıp öl- dürmekten suçlu Hüseyin, Ali Ça - vuş ve Kâmilin duruşmalarına dün öğleden sonra Ağırceza Mahkeme - sinde başlanmıştır. Şahitlerden on iki yaşlarındaki ufaktefek bir kız gördüklerini şöy- le anlatıyordu: — Bir gece evde otururken bir- denbire sokakta bir gürültü duydum. Hemen fırladım. Şu gördüğüm Ali Çavuş orada idi. Bir adam da elin- de bir bıçak tutuyordu. Arap İsma- il de yerde boyluboyunca -yatıyordu. Çağırılan bir başka şahit olan bi- teni şöyle hikâye etti: — Ben vak'a yerinde bulunma - dım. Yalnız ertesi günü karakola gittim. Orada Ali Çavuşu gördüm, O beni görünce: “Gördün mü başı- mıza gelenleri. Akşam Arif bıçakla İsmaili öldürüp kaçtı.” Bunun üzerine Ali Çavuşa sorul- dür (a — Bak sen karakolda İsmailin Arif tarafından vurulduğunu söyle- mişsin. Halbuki şimdiki ifadende ise ben vuranı bilmiyorum, diyorsun. Ali Çavuş: — Ben ona, belki o vurmüştur, şeklinde söyledim, dedi. Şahit Sabahattin ise: — Gürültüye koştum. İsmail, be- ni bırakm, diye bağırıyordu. Hüse- ynin elinde bir bıçak vardı. Bir elile de Ismaili tutuyordu. İsmail yerde yatarken Kâmil tekme ile vuruyor- du. t Duruşma sonunda Arif ve Boya- cı Mehmedin celbi için mahkeme başka bir güne bırakıldı. Esmayı öldüren Mahmut Dün Ağır Ceza Mahkemesinde KFema adında pDır Kadun WIlULÜR de- reye-atmaktan suçlu Mahmudun du: ruşması yapılacaktı. Fakat Mah - mudün evrakı ikmal edilip kendisi mahkemeye tevdi edilemediğinden duruşma başka bir güne bırakıldı. Harbiye mektebi Eylülde Ankaradaki binaya taşınıyor Harbiye mektebi Eylülde Ankara da yeni yapılan binasınma nakledile - cektir. Bu suretle 1936 - 1937 yilin- dan itibaren Harbiye mektehi tedri- satı Ankarada başlamış olacaktır. Bu yıl mezunlarının merasimi 30 A- ğustosta yapıldıktan sonra nakil ha- zırlıklarına bakılacaktır. Şimdiki mektepte mevcut sıralarla demirbaş esyadan — bazıları olduğu — gibi bırakılacaktır. — İstanbulda — boşa- lacak Harbiye binasına Maltepe a5s- keri lisesi, Maltepe askeri lisesi bina- sıma da ihtiyat zabit mektebi taşına- caktır. İhtiyat zabit mektebi binası başka iş için kullanılacaktır. Belediye ile Evkaf arasındaki ihtilâflı meseleler Belediye ile evkaf arasındaki bü- tün pürüzlü meseleleri tetkik ederek hakem sıfatile hüküm verecek olan heyet mesaisine devam etmektedir. Bu heyetin çalışma müddeti nihayet bulmuş ise de elde mevcut meselele- rin esaslı tetkike mühtaç olması ha- sebile henüz kat'i bir neticeye varı- lamamıştır. Bu itibarla hakem ko - misyonunun çalışma müddeti altı ay daha uzatılmıştır. Gelecek seyyahlar Temmuzüun ilk günlerinde İngilte - reden hareket etmiş olan “Stratmor” vapuru, bu ayın sonunda limanımıza vâsıl olacaktır. 1100 İngiliz seyyahı getirmekte olan bu vapur, evvelce Filistine gitmek üzere yola çıkmışsa da, oradaki karışık vaziyetten dolayı seyyahlar İstanbula gelmeği tercih etmişlerdir. Ayni günde, Orotos va- purile de ayrıca 400 İngiliz seyyahın şehrimize gelmeleri beklenmektedir. Ne dersiniz ? Buz meselesî! buld. lesi - lıılı bu İst buz .2 PY de - bir iş Belediye elektrikli soğutma dolap- ları çıktı çıkalı buz satışı azaldı di- ye sızlanıyor, dolaplara vergi koy- mak istiyor. Haksız değil. Belki buz satışı eksilmiştr. Lâkin elektrik ten vergi alırken bir de elektrik do- labından vergi almak katmerli hül- Fet olmaz mı? Bizce bu tarafı hak- sızdır. Halk, buz pahalıdır diye şikâyet- çi, Onlar da haklı, Gerçi depolarda 100 paraya satılacak amma bakkal ların satışına belediye karışmıyor. Demek buz fiyatı tam bir kontrole tâbi değil. Diğer taraftan bayiler de ne yapacaklarını bilmiyorlar. Kâh serin, kâh sıcak giden havalara, elektrikli dolaplara bakarak satışı- nt eksilten bayiler, günün birinde Fazla talep karşısında apışıyorlar. Bu fazlayı esas tutup ta sipariş ver- seler ertesi günü buz artıyor ve zi- yan ediyorlar. Onun için daima ihti yaçtan az almayi tercih ediyorlar. Bu halde de akşam üstleri bayiler- de buz bulunmamak ihtimali tahak- kuk ediyor, haydi su veya birasını soğutacak olanlar için bu bir keder değildir. Lâkin hastalara lâzım olan buzu akşamları veya geceleri bul- mak bir mühi ledir, Tanıdık larımızdan birinin nezfi dimağiden hasta olan, valdesi için iki gece üst üste Şişli, Harbiye, Pangaltı ve civa- rındaki buz depolarında buz bulun madığı için o civardaki iki dondur- macının insaniyet hislerine müraca- ata mecburiyet hâsıl olmuştur. Buz bayilerine hastalar için her gün hiç değilse beşer kilo ihtiyat buz saklayıp bunu doktor veya po- lisin emrile satmaları usulü ittihaz edilse sıhhati umumiye namına fe- na mı olur? Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? AAA AAA —— — ” -KÜÇÜK HABERLER * Floryaya gidenler — Bu sene de Florya çok rağbet görmeğe başla - mıştır. Evvelki pazar gidenlerin sa- yısı 20 bin kişi idi. Geçen pazar 27 bini geçmiştir. * Karpuz bolluğu — Trakyadan çok miktarda karpuz gelmeğe başla- mıştır. Uzunköprü ve Pehlivan kö - yünden iki vagon karpuz gelmiş ve beğenilmiştir. Bu sene mahsul ge - çen seneye nisbetle hem çok ve hem güzeldir. * Öldürülen köpekler — Belediye, köpeklerle şiddetli mücadele için ye- ni emirler vermiştir. Son üç ay içinde Istanbul belediye hududu içinde 7964, mülhak kazalarda 784 köpek öldürülmüştür. * İzmirdeki tuz fabrikası — Yeni tuz fabrikasının küşat resmini yap - mak üzere gümrük ve inhisarlar ve- kili &âna Tarhan, inhisar umum mü- dürü Mithat ve müfettiş Cavit İzmi- re gitmişlerdir. * Kızılay Kurumunda — Kızılay kurtimunun Şişli nahiyesi Suna- pas: tanesinde bir toplantı tertip etmiş - tir. Bu toplantı 25 temmuz Cumar - tesi günü olacak ve burada yeni kay dolan âzalar merasimle biribirlerine tanıtılacaktır. * Muallim mekteplerinde — Mual- lim mekteplerine talebe kaydine bu ay başı başlanacaktır. Ancak orta mekteplerden iyi ve pek iyi derecede mezun olanlar kay - dedileceklerdir. * Maarif müsteşarı — Maarif müs teşarı Rıdvan Nafiz dün İzmirden gelmiş Ankaraya gitmişti: . Yeni çöp kamyonları Belediyenin şehrin temizlik işlerini Aasrileştirmeğe ve otomatikleştirme - ge karar verdiğini yazmıştık. Bu maksatla son sistem kamyonlar ge - tirtilmişti. Dün sabah belediye — ö- nünde bu kamyonların tecrübesi ve teselüm muamelesi yapılmıştır. Be- lediye Reisi Muhittin ÜUstündağ ile Makine şubesi müdürü Nusret bu tec rübelerde hazır bulunmuştur. Kam- yonlar yere dökülen çöpleri hiç kim- senin yardımma lüzum kalmadan içine almakta ve yine amelenin ça - lışmasına lüzum bırakmadan iste - diği zaman arzu edilen yere dök- mektedir, Tecrübeler iyi netice ver- diğinden kamyonların tesellüm mu- amelesi yapılmıştır. .knünde, İstanbul şenlikleri Çamlıcada büyük eğlenceler yapılacak İki Ağustosta başlayacak olan İs- tanbulda 40 gün 40 gece şenliklerine ait hazırlıklar ikmal edilmek üzere- dir. Bu şenlikler arasında bir gün de Çamlıcada bir eğlence yapılması için Çamlıcayı Güzelleştirme Cemiyeti ta rafından vâki teşebbüs kabul edilmiş tir. Bu hususta Festival komitesile bu cemiyet tarafından müştereken bir program hazırlanmıştır. Bu;prog rama göre, Çamlıca günü saat 14 de başlayacak, ertesi sabah bitecektir. | O gün Çamlıcanın her tarafı bir ge- lin gibi süslenecek ve müteaddit eğ- l ler tertip ol ktır. Bu arada bir su içme müsabakası, bir de gar- sonlar müsabakası yapılacaktır. Su içme müsabakasında Büyük Çamlı - ca, Küçük Çamlıca, Tomruk, Kısık- lı suları ayrı ayrı kaplara konulacak, müsabakaya girece'ler bu suların her birinden birer bardak içecekler ve bunun hangi membaa ait olduğu- nu söyliyeceklerdir. Bu suretle bü- tün memba sularını derhal ve şaşır- madan söyleyen müsabakayı kazan- mış addedilecek ve kendisine müna - sip bir hediye verilecektir. Garsonlar müsabakası ise tamami le gülünçlü ve eğlenceli bir müsaba- kadır. Bu müsabakaya bu muhitte bu lunan kahvehane ve gazinolarda ça- lışan garsonlar iştirak edecektir. Mü- sabaka Çamlıcadan başlayacak, Kı- sıklıda nihayet bulacaktır, Garsonla- rın ellerinde birer tepsi bulunacak ve tepsilerde içleri dolu ikişer kahve fincanı ikişer bardak bulunacaktır. Garsonlar bir elleri boş ve diğer el- lerinde bu tepsiler olduğu halde Çam licadan Kısıklıya kadar koşarak gi - decekler ve kim hem daha çabuk, hem de kahve ve suları hiç dökme den götürürse o birinciliği alacak ve kendisine bir mükâfat verilecektir. Verilecek hediyelerle, Çamlıca gü- layı;;âğı bılnha?'a"de hangı gunı_e rast Bütün bunlardan başka Çamlıca gü gündüz Balkan festival he - yetlerinden birer grup milli dansları- nı oynayacaklar, şarkı söyliyecekler, gece de sabaha kadar sürmek üzere bir kır balosu verilecektir. 40 gün 40 gece eğlenceleri arasında bir de mühim güreş müsabakası yapılması kararlaştırılmış ise de bunun teferrü atı henüz tesbit olunamamıştır. Poliste , (. * Dün üç kişi denizde boğuldu Bir gün içinde İstanbulda üç bo- ğulma vak'ası olmuştur. Son gün - lerde sıkça vuku bulan bu boğulma vak'alarınım sebebi ya yüzme bilmi- yenlerin denize girmesinden veya a- çıklarda denize girildiğindendir. Za- bıta şiddetli takibat yapmakta — ise de maalesef bu müessif vak'alar or- tadan kaldırılamamaktadır. Bu bo- ğulma vak'alarını sırasile yazıyo- yoruz: 1 — Çengelköyünde Deniz Hama- mı sokağında oturan Resan adında biri Çengelköyü sahilinin lâaletta - yin bir tarafına giderek soyunmuş ve denize girmiştir. Fakat yüzerken birdenbire bağırmağa — başlamıştır. Sesini duyanlar. biraz sonra gelerek Resan'ın imdadına koşmuşlarsa da onu ancak baygın bir halde karaya çıkarabilmişlerdir. Resan bir otomo- bile konup hastaneye götürülürken yolda ölmüştür. 2 — Taksimde Sazlıdere mahalle- sinde oturan on dört yaşlarındaki Ali bir kenarda soyunarak Dolma- bahçede denize girmiştir. —Fakat Ali yüzme bilmediğinden akıntıya kapılarak ayağı birden kesildiği sı- rada bağırmağa başlamıştır. Duyup yetişinciye kadar boğulmuştur. 3 — Gedikpaşa çaddesinda oturan Herant, Hampar ve Nobar adındaki üç arkadaş Yenikapıya giderek bir sandal kiralamışlar ve denize açıl- mışlardır. Biraz sonra gençler san- daldan denize girmek sevdasına ka- pılmışlardır. Bunlardan Nobar, so- yunarak suya atılmıştır. Fakat No- bar bir batmış, bir daha görünme - miştir. Ceset nekadar aranmışsa da bulunamamıştır. Otomobil çarpmış Saraçhane başında dolaşan ve Zeyrekte oturan yedi yaşlarındaki İspanya mücadelesin" sonuna doğru Ispanyadaki ihtilâl hareketi, bir mücadele tarzınım doğduğul! gösterdi. Hükümetle âsiler şiddetle devam eden hava, karâı , niz, harbine bir de radyo şamf karıştı. Ve bu yüzden dolayı da " ki vaziyeti öğrenmek büsbütül kü vaziyet arasında birçok de$ likler olmustuı' Evvelâ ihtilâli | te sadık olan donanma da, üss! kelerinin âsiler eline geçmesi yt den kömürsüz, petrolsüz, cephaf | kalmış, Tanca limanma iltica et? elmilel $ bu defa da Tanca beynı ne donanma limanı terketmediğİ dirde şehri işgal edeceğini bildi tir. Bunun üzerine de donanms * cadan hareket etmiştir. Diğer taraftan Barselonda, Madritte hükümetin işleri hiç te gitmemektedir. Daima kral ; olan şimali İspanya ise âdeta * men ihtilâlcilerin elindedir. Kadiks, Algeziras gibi limaf Seville gibi mühim şehirler âs” işgalindedir. - Bir kaza neticesinde ölen GEP| San Jorjiodan başka diğer genj ler hükümete mukavemet yer yer muvaffakıyet dırlar, Hükümete şimdilik amele M men müzaheret etmektedir. V€ tarafta şimdiye kadar misli aZ len bir âmansız mücadele olnüv dır. Çünkü iki taraf ta can hnvll' raşıyor ve bundan başka çare * dığını da biliyor... Fikrimizce bütün mesele, M ve Barselon şehirlerinin mukadt” tile alâkadardır. Hükümetin â rada taayyün edecektir. Fakât! ha şimdiden birçok amele reisle'” | Fransaya ilticası dikkate şay Vaziyet herhalde birkaç günt | dar anlaşılacak fakat o vamans " panyada politika işlerile çok dar olmamış bazı sımıflarm ta rı harici tesirler, vaziyetin (l da büyük bir rol oyniyacaktır. azanmıı Danzig meselesi Patırdılı günler, her sene yaf * larınm âdeta tahtı inhisarm? Ayvrupanın cenubunda boğu: lurken şimalinde de, Avmp.ıı# nardağı, Danzig meselesi yoıl# levlenmiştir. Polonyalılarla Almanların £ ler Cemiyetinin elinden bu ld istedikleri âşikârdır. Fakat arâ” da anlaşmaları da kolay değildi?" | lonya gazeteleri ile Alman £ ri arasında söz düellosu g'lttik!' detlenmektedir. Varsşova ga: / den Gazeta Polskanın, Polo. Danzigteki menfaatlerinden ul";d dar fedakârlık yapmıyacağın! makta, Danzigte intişar eden V') ten gazetesi de Alman menf$ nin şiddetle müdafaa edilet” söylemektedir. Danzig meselesi — Milli ya, Polonya hükümetlerinin politikasile alâkadardır. Bil) giltere bu işe karışmak istemed ' bi Avrupanm şarkında da bir * hüt altına girmek istemiyor » Polonya - Almanya arasmd nakaşa büyüdüğü takdirde bi Fransa istifade edecektir. | Elhasıl bugün Avrupanın Bör ları bizim bildiğimiz bugün * © man Balkanlar değil, bizden * çok uzak, yerlerdir. | Raif N. M Mısırlı talebenin zîyarodd! Şehrimizde bulunan Mısırlı Ü dün müzeleri gezmişler, Profesör Nissen'in bir ameliy* y bulunmuşlardır. Mısırlı talebt & ) gün belediye şerefine Parkot€” | akşam ziyafeti verecek, yarın ta Romanyaya hareket eclıacekı Kemal, bir - otomobilin maruz kalmıştır. Çocuk surette yaralandığından kaldırılmıştır. Şoför knçt!ğl!’». ranmaktadır. Bir otomobil kazası d’" ç 2311 numaralı otomobil H7 den Taksime doğru gelirken, bahçesinde garsonluk yapan lamboya çarpmıştır. Bu Çâlf gi garson yaralanmış, fakat Ww mıştır. j