1 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

1 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a 10 T EKONOMİ Dün nya iktısadiyatına toplu bir bakış 1914 - 1918 harbi, ölen veya harp-| Büyük memleketlerin ten şu veya bu suretle müteessir olan milyonlarca İnsanın İktisadi rollerine nihayet vermekle kalma - mıştır, Birçok şehirler, milletlerarası mücadelesinden büylik zararlar gör- gibi, NE e yeli leşmiştir. Ingilterede üç sene evvel işsizlerin miktarı üç milyonken bu- gün ancak 1,700,000 işsiz vardır. milyon ingiliz lirasını asan İngi- müşlerdir. Avrupa alışverişinde 170İliz bütçesi, birçok yeni askeri mas- milyon nüfusu ile büyük bir rol oyn. yan bir memleket, Rusya, senelerce, | dünyadaki rolünden uzak kalmış, kendi kabına çekilmiş, kendi yağı İle kavrulmaya bakmıştır. Ha- raca bağlanan Almanya ise bunları; ödemeye, Iktısadi ve mali yaralarını sarmak meeburiyetindeydi. Birçok kıt'aların ekonomileri ajt üst olmuş. | tu. Umumi harpten mağlüp, Giyasi, mali ve iktisadi hürriyet ve istiklâ- inden mahrum olarak çıkan Türki- ye de istiklâl savaşından sonra bü- tün haklarına kavuşmuştu. Fakat Türk cümhuriyeti muazzam bir işi mecburiyetindeydi. Mem- leket senelerce değil, asırlarca bakıl mamıştı. Her şeyi yeniden kurmak, yoktan var etmek lâzımdı. ... Umum harbin hakiki gafipleri, In- giltere ve Amerika, pratik iş adamı zihniyetiyle dünyanm bilhassa Av- rupanın bu vaziyetinden İstifade et- tiler. Fransa, Belçika gibi bazı memleketlerin aralarmı ar amak, sermayeden ve iptidai maddelerden mahrum Almanyaya menfaat muka- bilinde yardım etmek, eski ve yeni dünyada, yeni ve eski htikümetlerin bünyesini kuvvetlendirmek için Lon- (ra ve Nevyork piyasaları adeta bir yarışa giriştiler. Ve 1920den ev- vel ve sonra, 192. e kadar dünyayı krediye boğdular. Bunun neticesi olarak Avrupa ve dünyada Iş hacmi şimdiye kadar na- dir görülen bir dereceye yükseldi, Me. vaddı İptidaiyenin pamuk, bakır, ka- atları makul fiatları aştı. Spekülâs- yon hakiki sâyin yerine geçti. Fakat amansız arz ve talep kanu- nu nihayet galip geldi. Ve 1929 se- nesi ilkteşrininin bir gününde kıya- met koptu. Nevyork borsasında eş- ya ve esham fiatlarımın İnhidamı bir devrin hitammı haber verdi. Yal- | nız bir devrin değil, bir sistemin de sonunu İlân etti: Tiberal sistemin birçok zaaflarını meydana vurdu. Altı yedi senedenberi devam eden Iktı sadi buhranın sebeplerinden bahset. mek niyetinde değiliz. Bunlara yu - karda kısaca temas ettik. Fakat bu buhranı neticeleri derin olmakta - dır. Buhran birçok para krizlerine sebebiyet vermis, dünyanm eskiden pek yabancı olmadığı bir sisteme, Otarşiye yani kendi kendine kifayet prensipine yol açılmıştır. Ve yukarda da söylediğimiz gibi bazı paralarda, sterling ve dolarm nihayet mağlübiyetilerini itiraf et - mek mecburiyetinde kalmışlar, İn- giliz lirası 1931 de, dolar da 1932 de altın esasından ayrılmışlardı. Birçok memleketlerde issizlik, iflâslar, büt- çe ve muvazene hesap açıkları tabii bir şekil almıştı. ... Bugün için — diyebiliriz ki, dünya vaziyetinde büyük bir salâh vardır. (TAN) m polle romanı: “ Kapı Iş hacmi de genişlemiştir. teki iş hacmini 100 hesap eden Eko- İnomiste nammdaki mali İngiliz mee- muası şimdi bunu, 1982 deki 80 ra- kamma mukabil 110 na yakın hesap etmektedir. Askeri hazırlıkların bu genişlemede tesiri olmakla beraber, bu salâh ta yalnız arızi değil, esaslı âmiller vardır. Amerikada da mali ve iktısadi bü- yük iyilik göze çarpmaktadır. Ame- rikanın iktasadi vaziyetinin büyük bir miyarı olan otomobil imalâtı, 1924 tenberi en iyi senesini görüyor. Hi talık imalât şimdi yüz bin arabayı geçiyor. Geçen seneye nazaran demir sana- yiinde yüzde altmış, otomobil sana- Yilnde yüzde yirmi bes, sanayii mes-| ciyede yüzde 40 bir fazlalık görül - mektedir. Salâh geçlei değil, kalıcıdır. Daimi mahiyeti haizdir, Geçen sene 83,2 ra kamına İnen İş hacmi ,bu sene ayni! ayda 101 i bulmuştur. Nispeten az olmakla beraber, Fransada da salâh vardır. Fakat Fransada sermayenin tedavülü eski seyyaliyetini muhafaza etmediği gi- bi para faizi de her memlekette, Al manya, İtalya, orta Avrupa müstes- na olmak üzere fazladır. Tondrada yüzde iki olan İskonto fiatı Pariste, yüzde altıdan sonra, yüzde dörde in- dirilmiştir, Habeş harbimden henüz çıkan İ - talyadan — bugüm. bahsetmiyeceğiz. Balkan memleketlerinde ve bilhassa | | Yunanistanda geniş iyilik emareleri ! görülmektedir. Pamuk fliatlarınnı evvelki senelere nispeten yüzde 30 - 35 fazlalaşması buhran senelerinde 26 kâğıt ingiliz. lirasına inen bakırın, ton hesabiyi 39 sterlini aşması, hattâ hububat fi atlarının, kauçuğun yükselmesi bü- tün dünyaya geniş bir nefes aldır. mıştır. Milyonlarca insanm İştira kuvveti artmıştır. Denilebilir ki, bu- gün bircok maddelerde istihsal ihti. yaca kâfi değildir. Fakat her şeye rağmen dünya bu- gün iki mühim mesele karşısındadır: Dünya tekrar mübadele usulüne av- det etmiştir. Ve bugünkü şerait altın da, birçok milletlerle beraber, bizim için de, başka çare, yol da yoktur. Ikinel mühim mesele de dünyanm, bugün şahit olduğu emniyetsizlik, sermayenin saklanması, ve milletler, kıt'alar arasında dolaşmamasıdır. Bu mühim meselelerle Türk Iktısa diyatınm vaziyetinden başka yazıla- rımızda da bahsedeceğiz. Fakat sim- diden söyliyelim ki, Türkiyenin da - hilde ve hariçte itibarı hiçbir zaman buginkü mertebeyi bulmamıştı. Dahilde ve hariçte barış siyaseti ve savaş bu iyiliğin en büyük âmlli- dir. Ve milletlerin, inkişafıma da baş- ka çare yoktur, Raif N. METO | hükümetin şimdiden meşgul olduğv- Tohumluk buğday Yunanistan bizden beş bin ton buğday alacak Atina, 31 (Tan) — Hububat mah- sülü bu sene Yunanistanda umumi- yetle çok azdır. Yunan Ziraat Nazırı, bu vaziyetten bahsederek mahsulün az olduğunu kaydetmiş ve gelecek se- ne için tohumluk temin etmek ütere nu söylemiştir. Vekilin verdiği malü- mata göre, Yunanistan bu sene mü- im mikdarda buğday ithal edecek- 8 bin ton mentane buğdayın İtalyadan, 5 bin ton Deve buğdayının Trakya ile Türkiyenin diğer yerleri. den getirtilmesi takarrür etmiştir. Ayrıca, 100 ton da Kıbrıs buğdayı a- Imacaktır. Yunan hükümeti, bu mem leketlere şimdiden hususi memurlar ti memurlarından Hıristivis tetkikler de bulunmak üzere Trakya ve İzmire gidecektir. —Z— m a Arttırma ve eksiltme muhtrası AR e 13 Ağustos Pazaitesi Milli müdafaa satın alma komisyo- nunda 15 bin çift yemeni. İnhisarlar levazım ve mübaymat şu | besinde 60 bin metre düz beyaz kana- viçe eksiltmesi, İstanbul belediyesi dajmi encüme - ninde Floryadaki dükkânların kira- lanması, İnhisar levazım ve mübu- yaat şubesinde 1500 kilo bergamut esansı ve 150 kilo kinin eksiltmesi. Türk Hava Kurumu İzmir şubesi, de İzmir Kültür Park paraşüt kule- si inşası, Çatalca Tüm satmalma o komisyo- nunda Çatalca için 10925, Hadım- köy için 9500, Çerkesköyü için 8500 göndermiştir. Yunan Ziraat Vekâle| AN 31 TEMMUZ CUMA i Paralar Batış Sterlin 832— 1 Delar 126.— 20 İsviçre Ir. 820.— 20 Belçika fr 81— 20 Drahmi 23— 20 Çek kuron M— 20 Ley 16 20 Dinar S1 Fransız ir. 167,50 Liret vesikah 196, Florin s— Avusturya gilin 20 Mark 30 Zet 23 Pengo m Leva 35— Ye 34— 13.— Y1— 20— İsveç kuronu İspanya pereta ...— 950 200 25,00 42— Şirkethayriye 16 Tramvay 18— Bomonti Nektar 040 Terkon 1250 Aslar Çimente 10.35 Merker Bankası 7240 Osmanlı Bankası 26— Şark Merkez Eeranesi 370 İstikrazla zira » 20,15 20,45 İK on “ li mem 9925 > vi 95,25 ——— ————— — vonunda 240 bin kilo kuru ot, Hay» darpaşa Demiryolları ve limanları İş- letme komisyonunda 500 kilo karbon mürekkebi, 6 adet hassas oturak te- razi, ve muhtelif cins dirhemler, bir kilo koyun-eti. eksiltmesi; Levazım âmirliği satınalma İ nunda İstanbul M. M. V. kimyahane- si için 34 kalem malzeme ile elektrik tesisatı eksiltmesi, Ankara belediye encümeninde An- kara bahçeleri için gül, leylâk, yase- min, ıhlamur, iğde ve küçük çam fi danları ve çiçek tohum ve soğanları eksiltmesi. 4 Ağustos Salı İstanbul Levazım (o âmirliğinde 117500 kilo meşe kömürü, 93 ton sa- de yağı eksiltmesi, İstanbul Levazım âmirliği satmal ma komisyonunda Niğde garnizonu için 200 ton sömlkok maden kömürü. Askeri fabrikalar umum müdürlü gü satmalma komisyonunda Bakır - köy barut fabrikasında bulunan 100 ton bisülfat satışı, Salıpazarı askeri fabrikalar yollamasında 120 bin tor- ba çimento satışı, Tophane askeri İfirınında mevcut 1400 kilo sönmüş kömür ile 800 kömür kâzıntı ve kırm 1 satişi, İstanbu! Kamutanlığı satmalma komisyonunda nakliye taburunda bu- lunan 222 çift köhne fotin satışı, $ Ağustos Çarşamba Askeri fabrikalar satmalma komis yonunda Kırıkkale inşaatı, Istanbul İvilâyet muhasebe müdürlüğünde 20 bin adet türkçe hutbe kitabı bastır mast, 6 Ağustos Perşembe Çanakkale Tüm satınalma komis - arkasinda bir cinayet! — Fakat o kadar çok hastanız yok ki unutasınız. O hastanm ismi! Voloterre'dir ve Nardaud sokağında | saat 11 ile 11,15 arasında eve dön-| oturuyor. — Evet. doğru. Fakat bir müna- sebet göremiyorum ki... — Şimdi göreceksiniz. Hastanm yanımdan saat kaçta ayrıldınız. — Zannedersem geceyarısına doğ | Tu. — Daha evvel değil mi? — Bilmiyorum. Belki 11,30. — Meselâ saat 10 a doğru ora- dan ayrılmadığınıza emin misiniz? — Hatırlıyamıyorum. — Hastanız, sizin yanınızdan saat 10 da ayrıldığınızı söylüyor. Dn Merlin > Ping EŞİ | — Olabilir, Bundan ne arti — Nemi çikar? Otomobilinizle, memiş olmamanız garip olur. Zira| otomobille idiniz. — Hayır. Hem komiser, hem de hizmetçiler, buraya yayan geldiğimi söyliyebilirler, Komiser, doktorun sözlerini tas- dik etti. Tom Morrov, o ana kadar hazrrunu, ileri sürdüğü delillere ken di noktai nazarmı çevirmişken, bu hâdise etrafta biraz şüphe uyandır. dr. Fakat o, aldırmadı ve devam et- tomobille | akim. Hastarızı otomo- bille gidip ziyaret ettiniz ve oradan otomobille saat 10 da ayrıldınız. Na- sıl oluyor da buradan hasta bakıcı size, eve telefon ettiği vakit, ki saat 11,15 idi, siz hâlâ eve dönememişti- niz? Doktor Miralle kollarını kavuştu- rarak alay etmeğe başladı: — Ben bile filân saatte ne yaptı. ğımı farketmediğim halde sizin bu kadar dikkatle benim hareketlerimi takip etmiş olmanıza hayret ediyo - rum. — Hayret etmeyiniz. Sizin hatr- ranızı tazelemek istiyorum, ki, sual lerimize cevap verebilesiniz. Meselâ, saat 10 da hastanızm yanımdan ay- rıldığınızı siz de kabul ediyorsunuz değil mi? — Farzedelim kabul ettim. Son- ra ne olacak? — Sonrasını benim değil, sizin ti: — Ben buradan gelip gelmediği. nizden bahsetmiyorum. Siz evden 0- söylemeniz lâzım, Fakat ben söylü - yeyim, Saat 10 da Mardaud #oka- İğndaki hastanızın yanından avrıldı- r tezgâhı, y lif şekil de eğe eksiltmesi, 7 Ağustos Cuma Çanakkale Tüm satmalma komis- yonunda 330 bin kilo yulaf, İstanbul belediyesi daimi encilmeninde 209900 litre benzin eksiltmesi 8 Ağustos Cumartesi Çanakkale Tüm satmalma komis- yonunda 320 bin kilo yulaf 10 Ağustos Pazartesi Cibalide eski Gül camii yeni Küçük Mustafa Paşa mahallesinde eski Fe- ner yeni Abdülezel Paşa caddesinde 166 numaralı kârgir ev İstanbul mil- W emlâk müdürlüğünce satılacaktır. MÜM saraylar müdürlüğünde Dolma- bahçe sarayı dam ve saçak kurşun- ları tamiratı Ankarada M. M, V. St. Al, komis- yonunda Kayseride yaptırılacak ya» pılar. Çanakkale Tüm satmalma komis- yonunda 240 bin kilo kuru ot,beledi- ye daimi encilmeninde muhtelif cins kâğıt Ankarada M. M. V. St. AL komis yonunda 64650) adet kilim eksiltmesi Haydarpaşada Devlet Demiryolları | ve Limanları işletme komisyonunda 3560 adet kuru pil, 100 adet seyyar telgraf makinesi pili, 155 adet demir levha, 10 adet yuvarlak zımpara ta- 41, 4000 kilo üstüpü, 13500 adet Mar- silya kiremidi, niz ve alelâde yürüytüşle, yaya ola- rak yirmi dakikada gidilecek olan Mozart caddesindeki garaja otomo- bili götürüp bırakmak için bir saat- ten fazla zaman sarfettiniz. Çünkü, doğrudan doğruya oraya gitmediniz. — Yolumu şaşırmış olabilirim.. — Ve yanlışlıkla Ranelagh soka- ğına gelmiş olabilirsiniz, değil mi? Doktor, #inirlenmişti, Hiddetle: — Hayır. dedi, buraya gelmedim.. Kat'iyyen gelmedim... Doktorun, son müdafaa imkânla- rmı dâ kaybettiği anlaşılıyordu. El leri sandalyesine yapışmış, Tom Mor rov'un sözlerini titriyerek dinliyor- du: — Efendiler, Doktor ( Miralle'in 30,000 franga ihtiyacı olduğunu si- ze söyledim. Doktorun, vaktiyle bir hastasınm 26hirlenerek öldüğünü de hatırlattım. Şimdi de, doktora, cina- yet gecesi nerelere gittiğini, neler yaptığını söylemesini, o gecesini izah etmesini rica ettim. O, bir devap ve- remeği, İsterseniz, size. ben... | Sıcak günler | Senenin en sıcak ayları içindeyiz. Hararet derecesi, gölgede bile otu- zu geçiyor, ajans telgrafları, daha geçenlerde Amerikadaki korkunç $i- cakların ölüm bilânçosunu, 4000 ra- kamı üzerinden kapadılar. Bir kaç gün evvel, İzmirde (90) yaşında bir kadın, sıcaktan çatlayıp öldü. Daha şurada burada baygınlık geçirenleri, üzerine fenalık gelenleri duyup işitiyoruz. Kafaların güçlük- le işlediği, vücutların en az çalışma kabiliyeti gösterdiği böyle günlerde, yalnız sinirler bütün gerginliği ile ayaktadır. Dünyanın en büyük, en kanlı ihtilâllerinin temmuz ve ağus- tos ayları içinde olması, bir tesa- düften ibaret midir acaba?.. Yoksa, bu kütle hareketlerini, sıcakların dimağ üzerinde yaptığı şuursuz taz- yikte mi aramak daha döğru olür?.. Temmuz ile Ağustos, kavgalarm, cinayetlerin, intiharların da, yer yü- aüinde, çoğaldığı aylardır. Bu çoğa- lışta, suçluları bir dereceve kadar mazur gösterecek fizik sebepler arar malı mıdır? Fakat bu takdirde, ceza kanunlarını da mevsimlere göre de- girişmek icap etmez mi? Sıcaklardan aldığım ilhamla içim- den geçirdiğim bu sualleri, Şehir mec lisi azasından avukat Azize sordum. Müdafaasmı üzerine aldığı karışık bir ceza davasından henüz çıkmıştı, elindeki gezeteye, yelpaze şekli ve- rerek serinlemeğe çalışıyordu, düşündüklerimi kendisine açtım, be- ni alâka ile dinledikten sonra: suçlunun suç işlediği dakikadaki ru- hi vaziyetini ötedenberi, telkike de- ğer bir mevzu olarak ele alıyorlar, şiddetli sicaklar- ise, insanların sinir müvazenelerini bozan amiller arasın- da sayılır, Cinayetlerin, intiharların, kavgaların yaz aylarında çoğalmala- mücrim müâmelesi yapmağa imkân yoksa, sicak beynine vurarak suç iş- diyen kimseyi de suçun derece ve ma hiyetihe göre, temamile değilse bile kismen mazur görmek icap eder. Hele güpegündüz, güneşin kafa - tasları Üzerinde yakıcı ışıklarını gez- dirdiği saatlerde, işlenmiş bir suç İ- İnsanı sinirine pek hâkim kılamıyor! İhtilâller, karışıklıklar, cinayetler ve ağır suçlar hep sıcaklarda irtikâp ediliyor Baklısmız, dedi. Hukukçular, | ri, sebebsiz değildir. Çok şi çıldıranlar bile /rim : oluyor. o Bunlar hakkında, nasıl bir 1-8. 988 1 | al çin sahibine, ağır ceza vermeki# el hâkim olsam çok dikkatli ds 4 rım, ” Sıcaktan beyni altüst olmu$ damın, hemen de kendini bi işlediği bir cinayetle, ötede, serbestçe ve tazyik altında ol" tıkır tıkır işliyen bir adamın, cinayeti arasında, kanun bi dan olmasa da, bir fark kabul gerektir. Kanun vazıt, cezayf cı sebepler arasında, şiddetli rı hesaba katmamış olabilir. bence sinirler Üzerinde yaptığı şi dolayısile sıcaklar, cezay?! : cı sebeplerden biridir. Yeryüzündeki büyük ren geniş halk isyanlarınm, hep yaz ayma raslaması da yi insanlar, temmuz ve ağustostâs * ran etmek istidadındadırlar. BŞ bir işaret, onları harekete g€' ye kâfi gelir . i Hele alkolü giddetii srenklarda hea tahrikçi olarak kabul edel Sözün kısası, ben kendi yaz günlerinde işlenen suçlardâs ! diri ve vicdan! bakımdan cezay! tıcı sebepler görenlerdenim. Yalnız, hatıra şöyle bir itiraf mak gelir: J — Sizin dediğinizi kabul © halde, bütün ceza kanunlarını. simlere göre değiştirmek icap ©© cek, Bu nasil olur? Cevap vereyim: Ceza kan: değiştirmeye lilzum yoktur. Bu iş, sadece ve doğrudan ya hâkimlerin vicdanma ve tak© ne kalmıs bir meseledir. Sonras & tehlike daha isaret edebilirsinis: selâ diyebilirsiniz: 3 — Ya, o zaman da suç işlem tidadında bulunanlar, az ceza mek için, yapacakları, kötülüğü iki yaz ayma sakiryacak olurlar” Bünu' da yine deminki. ay — Hâkimin takdirine kalmış ledir. Suç Amilleri, tetkik edil suçun, nerede, nasıl, ne maksatla ! lenmiş olduğu da şüphesiz meyf cıkar. Ve eğer suçlunun bu işte zadan kurtulmak için hile yolun# vacağı anlaşılırsa, daha ağır © zarpılması, hiç te müc olmaz. Salâhattin GÜNÜ gösteriyor. o elli Doktor Miraile oturdu. ğu yerden fırladı, bir hamlede, kar» i şısında duran milddelumumiyi devi- rerek pencereye koştu, faj tam atlamak üzere iken, Leprince'in taktığı bir çelme ile yere yuvarlan- dı. Leprince onun kalkmasma mey » dan vermeden, Üzerine çullanmış, ve sağ bileğine kelepçe takarak, ke- lepçenin zincirini eline almıştı. Müddeiumumi, sersem bir vazi - yette kalkarken, büyük bir heyecan içinde olan Madam Vignon - Mar- cellet Guy de Passeviöres'in yan; sokulmuş idi. Genç, onu kollarma alarak, bir divanm Üzerine yalırdı ve bir bardak su verdi. Herkes su- süyordu. Yalnız, Doktor Miralle'in #oluduğu (o duyuluyordu. o Doktor, şimdi artık her şeyin bittiğini anla- mıştı. Titrek bir sesle: — Bana da bir su verir misiniz? Dedi. Tom Morrow ona bir bar- dak uzattı, Doktor, Leprince'e: — Müsaade eder misiniz, dedi, bi- : Yeni Kadıköy iskelesinin inşaa Köprüde köhne bulunan Akayın Ka dıköy iskelesi yerine Haliçte yap” makta olan yeni ve mödern iskelenin inşaatı ilerlemektedir. Yeni Akayın Adalar vapuru da yanaşacak tır. İskelenin küşat merasimi huriyet bayramında yapılacaktır. Yu karıki resim, iskelenin son raz oturayım. Leprince'in tasdiki üzerine, di tor, odanın, kaçmak imkânr © yan bir köşesine doğru il erledi lepçenin zinciri elinde olan onun, böyle bir köşeye deki manayı anladı, Doktor. Zinde kelepçe, yanında bir sö il masından rahatsız olduğunu etmek istiyordu ve Leprinc& “vi rar etmedi. . Köşesine ot! doktor, bir yudum su içti. De nefes aldı. Durdu. Şimdi, he! nazari dikkati, baygın bir halâ lunan genç dula çevrilmişti, D* bunu fırsat bilerek, parmaği” İri yüzüklerden birisinin ta dırdı, bardağa yüzüğün için sü döktü ve bir hamlede içi İki saniye sonra, odadakiler. Sö torun sandalyesinden yere düf” nü gördüler, Leprince koştu, © b sonra kalkarak, ağır e e dedi, bitti, BİTTİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: