15 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

15 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Me za 15.1.9837 No. 15 YAZAN: ZIYA ŞAKIR Hasan, Sabat'a Geldi, Çadırlarını Kurdurdu Meydan Muharebesi Burada Olacaktı. —'YA Rap. Türk milletine; ze tesir husule getirmişti. Fakat, he - verme. . (Ehli Beyt) val vi Cİ) inlnüz bu sözlerin münakaşası sırasın- hakkını, en evvel onlar kabul velda; ordugâh arasında acı bir &8€s teslim ettiler. İ yükselmişti: Demişti. — Muaviyenin zırılı süvarileri,| Horasan heyetini, Basra ve Ye . menden gelen beyetler takip etmiş - ti. Hicazlılar, tereddüt içindelerdi, Mısıra giden haberci derhal tevkif edilmiş; Amır İbni As tarafından ka. fası kesilmişti. , Mütevazi bir ruha malik olan (Hasan), kendine bint eden yerler. le iktifa etmişti. (Şam) ım da kendi. sine biat etmesi için Muaviye ile mücadeleye girişmek fikrinde değil, di. Hattâ kendisini böyle bir cidale Ha. teşvik eden Küfe eşrafma: İru kaçarken, geri kalanlar da (Ha — Hele, biraz zaman EE ei Si Lr kem rl pk Dn iz #kil ve hikmet ile|du. Halife olmak itibarile ordunun meğlep aa ederiz. diyordu. | önüne gecerek Muaviyenin kargisi » akik Eu geliyor na atılman icep ederken, bunu YaP- Ku an Dİ ay geçer geç .| madın. Burada bize hütbeler vererek eril Kurban bayramın ilk günü,| oyalandın... Bu kadar ebli islâm aş bimelie gelmişti: | senin zâf ve aczine kurban oldu. Keş (Hasan), evvelâ bu habere inanmak 5 Die Mn gö | da b haber ira see Gi ), ba hücum karsısında | sigar — hakikat şeklinde | şaşırmıştı. Bu Asilere, hakmar | Küfe camisinde büyü © İanlatmıya çalışmıştı. Fakst, iş işten aktedilmişti. Yapılacak e ye Ae erisim be? yamak girişilmişti. (Ela. ne atılmınlar.. Arkasmdaki “entari İve gömleği parçalamılar.. Bir yum ruk darbasile onu yere yuvarlamış- (Kis) in on iki bin atlısına baskın etmiş.. Hepsini birden, kılıçtan ge ai şirmiş, Bu korkunç haber, Küfelilerin bü tün düşüncelerini perişan etmişti. Gelen haberin, aslı olup olmadığını tetkike bile lüzum görmemişlerdi. Panik başladı Ordu, derhal ayaklanmıştı. Her ta rafı velveleye veren bir panik başla- mıştı. Bir kısım asker, Küfeye doğ- bire mukateleye girişmi, Makul ve mantıki tedbirlere aç vurarak Muaviye ile itlâf ede . im, Demesine rağmen, Küfe eşrafı Mu, Aviye ile harp fikrinde israr göster. mişlerdi. Derhal kırk““bin Kişilik bir “ordu ali mn Bİ ma taşım çyr AlME — — — Sivilceler | Kilisesi) istikametine doğru hare . ket etmişti., (Ali) nin en sadık ve fedakâr o eshabından (Suidin oğlu Kays) Muaviye ile daha evvel karşı. laşmak için on iki bin hafif süvari |, le bir gün evvel ileri gönderilmişti. (Hasan), ağır bir yürüyüşle (Me. dayin) şehrine yakım (Sabat) mevki: İne gelmiş, çadıriârını kurdurarak burayı karagüh ittihaz etmişti. Mey. dan muaherebesl, bu civarda verile cekti... Fakat, (Hasan) im ordusu burada ; | asker tavakkuf “eder etmez derhal arasında bir dedikodu zuhur etmiş: — Gene mi ehli islâm arasmda kan dökülecek”. (Muaviye), altmış bin zırhir askerle geliyormuş. Eline! geçene aman yermiyecekmiş. Hepi - mizi kılıçtan geçirecekmin. r Sözleri baş göstermişti. Bu getir Okuyucularımızın arasında - en ziyade bayan okuyucuların arasın- da - yüzlerinde çıkan sivilceleri me rak edenler çoktur. Yine bir bayan okuyucumuz yazıyor, derdine - bil mem buna dert denilebilir Mi? - “tezelden derman istiyor. Hakkı da yok değil, Sivilceler in sanı olduğundan daha yaşlı göste- rir, İnsanın - ihtiyarlık demiye - lim - olgunluk yaşında bile, yaşı” nı küçültmek isterken, olduğun - dan daha yaşlı görünmek canını 81 kar. Halbuki sivilceler en. ziyade gençlerde olur. O çağda insan ya- şini saklamıya lüzum görmezse de © sivilcelerin yüzünden kart görün mesini elbette hiç istemez. Bâyan okuyucumuz, şikâyet et- tiği sivilcelerin nasıl olduğunu tar koduvu çıkaranlar da, gizlice Mua-| rif etmiyor, Halbuki derdine der- viye tarafından gönderimiş olan Pro-| man söylemek için sivilcelerin na- pagandacr ve casuslardan Mürekkep) sr olduğunu bilmek Tüzumludur. bir şebeke İdi. ; O halde her türlüsünü gözden ge , Hasanın hutbesi Şirmek ican edecek. Okuyucuları» sözleri duyar duymaz. | Mın her türlü hastalıkları öğren * (Hasan) bus yarak bir hütbe|. melerinde bir fayda görmediğim vi a hutbede: Eibi, onları « zatan modası çoktan vermişti. Ve bu ei. Ey Küfeli | geçmiş olan - “hafızlığa, sevketmi A üzerine | Ye de hiç niyetim olmadığından, si leri. Genabıhakki “e riktan Mağ| vilcelerin ancak bir iki türlüsünü ray ediyorum e çüzünde hiçbir) Anlatmıya çalışacağım. tepe Kadar mesele hakkında hiç-| | Bir türlüsü “ergenlik. te dedi - bir çe PİSİ im yoktur... Ben, ne| imiz cinsidir. Bu türlüsü başlan bee ek i Ziçta yalnız kızartıdan ve kabartı: kimseden incindim Ve 9e de, Kim - isterim-- Kendi ih- | dan ibaret olduğundan © vakit o - | Seyi incitmek sumet gös-| na tam sivilce denilemez. Fakat tiyarimle Mig der ata içn de| sonradan o kızartıların ve kabartı. termedim. Ve, aklımdan geçirme - ların Üzerlerinde, aralarında sivil- münazaa etmeyi Ak ezundavet. | celer de hâsıl olur. Ergenliğin YÜZ dim... İnsanlara ği ih ve selâmet) Üzerinde, alında, burun üzerinde, ten nefret ederim. ih ederim... O -| Yanaklar üzerinde ve çene üzerin- içinde yaşamayı tere da kendi ih -| de olduğunu süphesiz bilirsiniz. nun İçindir ki, buraya du Sizin aran: tiyarimle gelmedim. tim. Muaviye azda Sebebi ne olduğu iyice bilinme- diğinden, soydan gelen bir ârıza, verilen karara itba e! i i insinden bir şey, mi - zafer mü ,| romatizma cinsinden çiğli ile, mukatele zuhur gi asi tak. | de bozukluğundan yahut erkeklik yesser olursa, ne âlâ. adavet gös-) veya uzuvlarının İyi işlememesin- dirde, bana hüsumet V? den ileri gelir diye sanılır. termeyin, Her neden ileri gelirse gelsin, demişti, ge mânevi - bereket versin ki, ergenlik haber- (Hasan) m bu sözler $ mlihim bir | $iz gelmez, birdenbire bastırmaz. yatı sarsılanların üzerinde İlk zamanlarda insan yemeklerden sonra yüzünde bir sıcaklık duyar; yüzünün şurasında burasında. al. nında, yanaklarında çenesinde kır mızı kırmızı noktalar meydana Çi kar. Başlangıçta bunlara ehemmi- (4) (Hazreti Muhammed) in en sevgili kızı (Fatma), yine en sevg damadı (Ali) ile evlâtları çini (Hüseyin) ve onların evlât ve ah'a - dına (Ehli Beyt) denilir. lar. Altındaki seccadeyi çekip al - mışlar.. Çadırını yağmıya başlamış- lardı. (Hasan), güçlükle kendini çadır - dan dışarı atmıştı.Orada bağlı olan atının üstüne sıçramış; — Ey, ehli beyti sevenler!.. Nere- desiniz?, Resulallahım o kadar sev diği evlâdını yumruklarla yerlere yu varlıyorlar.. Çadırmı yağma ediyor- lar oİçinizde beni kurtaracak mert yok mu?, Diye, bağırmıştı. Bu feryadı duyan (Hemdan) kabileleri halkı, derhal (Hasan) im etrafına toplanmışlar; Onu, yeni bir hücum ve taarruzdan kurtarmışlardı. (Hasan), bunlarla beraber perişan bir halde (Medayin) O kasabasma ricat etmişti... Fakat, tam kasaba - ya girileceği zaman ileri doğru bir adam atılmıştı. Elindeki yalın kılıç- Is (Hasan) ın Üzerine saldırmıştı. Hasan, muhakkak bir ölümden kur- tulmuştu. Sadece oyluğundan yaralanmış - tı. (Rabia) ve Hasano saldıran odam (Cerah) isminde olan bu adam, Hasanm adamları tarafmdan derhal yakalanmış.. Kılıç darbeleri altında parçalanmıştı. (Arkası var) LL SAGLIK ÖGÜTLERİ LOKMAN HEKİM yet verilmez, hazımsızlıktan geli- yor denilir ve ergenlik ilerler. Halbuki daha başlangıçta İnsan yüzünü sabahları sıcak suyla, da- ha doğrusu dayanabileceği kadar sıcak suyla yıkayarak havluyla ku TAN rutmadan kendi haline bırakırsa ergenlik önünü alabilir. Akşamları da yatarken yüze kükürt merhemi sürmek faydalı olur. Böylece önü alınmamış olursa, lediği zaman mütehassıs hekime baktırmak 24 sü de bildiğimiz yaba - ni sivilcelerdir. Bunlar da yine yüz üz! fakat oradan başka göğüs üzerinde, arkanın yukarı kısmında da olurlar, İlkin kan çi- banı gibi kırmızı küçük kabartı ile. başlar ve bu haldeyken kaybolabi- lir, Fakat daha çoğu ortası sarı - laşir ve cerahat peyda eder. Bunun için de birmok sebepler gösterirler, Mide bozukluğuna, bar saklarda yemeklerin uzun müd - det kaldığına, genç kızlarda ayba- şı hallerinin muntazam olmadığı - na hamlederler, En büyük sebep mikropların deri içerisine girmesi- dir. Buna da yol açan en ziyade ka şınmaktır. Tırnakların arası tam mânasile temiz olmadan kaşınma mikropların deri arasına girmele - ri kolaylaşır. Fakat sivilcelerinden şikâyet eden ökuyucularımızdan hepsinin tırnaklarının arası tam mânasile temiz olmaması mümkün olamıyacağından, temiz tırnaklar- la kaşıntılarda da sivilceler olabi- leceğine inanmak zaruri olur. Bu türlüsünün . herkesin yapa- bileceği - ilâcı geceleri yatarken arap sabunile 90 derece alkolü karıştırarak onu sürünmek, sabah ları da üç litre ılık suya yüz gram buğday kepeği ve on gram asitbo- rik karıştırarak onunla yüzü yıka- maktır, Birkaç gün içinde geçme - yince yine mütehassıs hekime bak- tırmak lüzumlu olur, Bir de kolalı yaka kullanıldığı zamanda delikanlılarda görülen bir türlü sivilceler vardı. Şimdiki yumuşak yakalar bunun önünü al dığı için, yumuşak yakaların bir- gök faydaları arasında bir tanesi- ni göstermek üzere hatırlatıyo » rum. Muhabere uhabere erleri rtuğrul kışlasında, muhabere Komutanı Albay Galip Telse- ren'in odasında on dakika kadar dinlendikten sonra, nazik albay, e. mir subayı İbrahim Tandoğanı ya. nıma katarak bana kıştayı dolaş- mak müsaadesini verdi, İşe, alt kattan başlıyoruz. Atış masası Üzerinde destekli nişan ta- İimi yapan acemi erlerin biribirine karışan sesleri, kulağa ne hoş geli- yor, İşte, pehlivan yapılı bir er ki, tahta masaya yüzü koyun uzan- mış, bir yandan tüfeğile hedefi bulmuya çalışırken, bir yandan da, — Sağ elimle gabzeyi gavrarım, sol elime teslim ederim. Sol elimin yardımiyle omuz başlığıma tüfeği yerleştiririm... Böylece nişamı dü. zeltirim gomutanım... Yıldızın bu yüksek tepelerinde, hava çok sert! Genç bir subay ter- mometreye bakarak haber verdi: — Sıfırm altında 3. Böyle soğuk, karlı günlerde, ta. limleri Kışla içinde yaptırıyorlar, Nöbetçi Mehmetlere bile, içi kürklü kaputları sırtlarma giydir- meden nöbet bekletmiyorlar. Koporun biraz ilerisinde, bir kaç er gördüm: Duvar bo. yunca, yanyana dizilmişler. Başla. rmda onbaşı ve çavuşları olmadığı halde, kendi kendilerine bir takım kumandalar veriyorlardı” — Sağa dön! — Sola dön! — Geriye dön! Ama, bu kumandaları, o kadr sert bir sesle tekrar ediyorlar, ha. reketlerini o kadar çabuk yapıyor. lar ki, durup durup onlara bakıyo. rum, Asteğmen Cemal Ertan verdi: — Gördüğünüz erler, pek ya kında onbaşı olacaklar, şimdiden kendilerini, yilksek sesle kumanda vermiye alıştırıyorlar. İçlerinden birine, sordum: — Sen memleketinde oikende böyle sert mi konuşurdun ? Yaptı. Et işin bir kabahat olduğunu sana- rak, boynunu büktü. İzah ettim: — Yani, köyünde iken de sesin bu kadar yüksek çıkar mı idi? — Yoh efendim.. — Kışlaya gelince. neden yük. sek sesle konuşuyorsun ?. Mehmetçik, mükemmel bir ce- vap verdi: — “Erat, dediğin, böyle konu, şur, gomuta verilirkene ses, gürle- meli? Subay gülümsedi: — Bizim erler, kışlaya ilk gel, dikleri günler, lâf (o koyunlarına söyler gibi, zayıf ve cılız bir sesle konuşurlar. Sonra, arkadıslarma bakarak, onİar da seslerinin tonunu yüksel tirler, En pisırik adam bile kışlada, 6. izahat zabitlerimizden bir kısmı YAZAN: SALAHATTİN GUNGÖR e Telgraf makine i başında. nerji sahibi olur.,, H ruz, Mesleklerinde ilerliyen erler, bu dersanelerde, asri muhabere usul lerini, bütün teferruatma kadar öğreniyorlar. Telli ve telsiz telgraf la görüşmek, tel alıp tel vermek, €p birlikte muhabere tabu- runun dersanesine giriyo. kablo çekmek; anten kurmak, bo. * zular makineleri işletmek, ve daha bunun gibi, muhabereci ere lâzım olan bütün malümatı, hem ameli, hem nazari olarak görüyorlar. İşletme dersaneleri, sivil telgra- fanelerde olduğu gibi; geceli gün. düzlü açıktır! Erler, talime çık | tıkları zaman bile santralda daimi nöbetçi bulundurulur. Kuvvetli bir disiplin altnda ça. hşan erler, bu. dersanelerde kısa bir zaman içinde yetişiyorlar. Ve o kadariyi yetişiyorlar ki; terhis edildikleri zaman, herhangi bir e- lektrikçi yanında yüksek ücretle, çarçabuk iş buluyorlar. İçlerinde, devlet hizmetine girip, telgraf mu. habere memuru, gemi telsizlerin. | de çalışanlar pek çok!.. Komutan telgraf başmdaki ere emir verdi: — Bize alay santralını bul! Makinede bir tıkırdı... On saniye sonra da bu tıkırdının cevabı: — Alay santralı karşmızda!,, Bir başka muhabere: — Sen kimsin? — Erbaş Ali!, — Hangi bölük dersanesinde, sin? — Üçüncü bölük. bir arade” alavı arasında Acemi erleri ştirmek İçin, bölüklerde de ayrı dersaneler var. , Bu dersanelerde, erlere Oo umumi bilgiler gösteriliyor, Erler, biraz yetişince, taburların ihtisas dersanelerine devama baş. geçerek, n etmek ace, aylık bir işi, aravana İle a görüyorum. Bu ri, diyorlar. nberleri, burada tetkik edilip kayıtları yapılıyor ve mer- kezlerin kadlemlisi tarafından, tel. grafı çekecek olanlara tezvi edili. liyor. İçini deşmi dolaştığım Ertuğrul kışlasında, btütün bu muhabere va» #talarınm en mükemmel şekilde nasl işletildiğini Cümhariyet ordu sunun zaman ve mesafeyi hiçe s0. yan bütün medeni icatlardan, na, sıl âzami şekilde istifade ettiğini görerek, İçimde derin bir ferahlık duyuyorum. Yıldız U tepelerinde, hassas bir insan dimağı gibi çalı şan muhabere alayının, bu son sis tem tesisat sayesinde bir saniye. nin onda birine sığacak bir zaman zarfında, koca bir orduyu, günün ve gecenin herhangi bir saatinde hemen harekete getirebileceğine; şüphe mi var?, Kadınların v güzellerin ve genç. lerin hayati istekleridir, Sabil "çi orta ve koyu renkli yağlı ve yağsız sşidleri vardır. J Ruj 60, Allık 35 kuruştur Hasan deposu: Istanbul, Ankara, Beyoğlu, Besiktas, Eskige sir

Bu sayıdan diğer sayfalar: