20 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

20 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İki İşkence Davası Dün ağır ceza mahkemesinde iki iş- kencs davasma bakıldı. İkisinin suç- İuları da İstanbul emniyet di Tüğü kaçakçılık bürosunun memurla. rı idi. Yalnız bu davalarm r dâ- valarda görülmiyen bir başkalıkları ve hususiyetleri vardı. Birçok dava- ların suçlularını jandarma getirir. Bu| davaların şikâyetçilerini jandarma| getirmişti. İk davacı morfin kaçakçılığından bir sene hapse ve 27 bin 990 lira pa. ra cezasına mahküm olan Hasan is- minde bir tüccardı. Suçlu yerinde de emniyet direktörlüğü kaçakçılık rosu şefi Ib le komiserleri Şe ket, Cafer Zeki vardı. Suçlular- dan yalnız Zeki gelmemişti. l Davacı Hüsnü şikâyetini şöyle an- Matir; “— Bir kaçakçılık meselesinden do- ayı beni kaçakçılık bürosuna çağırdı| Jar. Beni İbrahimle Şevket beş, altı de fa fasıla ile ve ayaklarımı falakaya kaya kıstırmak suretile dövdüler, Cafer, saçlarımı kökünden söktü. Zeki de gece ellerime ve 2. yakl a tel bağladı. (o Yarı belime kadar soydu penecrenin önünde üstüme soğuk #u- Yar döktü, Ve beni diz çöktürerek oy- Yuklarımın arasına evvelâ odun, sonra kokkömlürü koymak suretiyle daya- nılmaz işkence yaptı. Ayaklarım ka- bardı. Müddelumumiliğe müracaat et- tim. Tabibâdiller dövüldüğümü ra-| porle tesbit ettiler. Ziya, Haydar, E- mil Kopanos isminde üç te şahidim vardır.,, Reis, bundan sonra tab'bâdlin ra- porunu okuttu, Raporda davacının on gün sonra tekrar muayenesini İstil. zam eden bazı âraz görüldüğü zikre- âlliyordu. Bundan sonra şahit Ziya ve Haydar dinlendiler. Muhakeme, mahküm Üçüncü şahi- din çağırılması için tehir edildikten #onra İkinci işkence davasma geçildi. Bu davanm iki şikâyetçisi vardı. Biri. si, Kemal isminde bir fabrikatördü. ektör- ve açık bir)" Evvelki gün ihtisas mahkemesinde muhakeme edilerek serbest birakılan bir eroin suçlusu mahkemeden çıkar çıkmaz yine ayni suçtan dolayı ya: kalanmış ve tekrar mahkemeye sev- kedilmiştir. Hâdise, şöyle olmuştur: Mithat oğlu Ömer isminde bir ero- in Suçlusu, arkadaşlarile beraber ya- pılan muhakeme neticesinde kaba- hatsiz görülerek serbest bırakılmış- tır. Ömer, karardan sonra mahkeme- den dışarı çıkmış, biraz sonra da ar- kadaşlarınm mevkuf bulundukları odaya gelerek kendilerinâ sigara ve- ini söylemiştir. Suçlulara neza- ret eden jandarma siyara paketi İle bir kibrit kutusunu diğer suçlulara vermek İlzere Ömerin elinden almiş, fakat şüphelenerek içlerini muayene etmek istemiştir. Jandarma, tam kib rit kutusunu açacağı sırada Ömer, birdenbire yerinden fırlayarak ku » tuyu kapmış ve kaçmağa başlamış- tır. Ömer, sokağa kaçmak üzere bina- merdivenlerinden . hızla inerken gi yü duyan muhafaza memur. larından Ferit, karşısına çıkmış ve kendisini yakalamak istemiştir. Ömer, Feridin üzerine atılmış ve ikisi arasında bir boğuşma başlamış- tır. Bu sırada muhafaza memuru Fe- ridin bası pencereye çarpmış ve cam- lar yüzünü kesmiştir. Fakat, rağmen Ferit Ömeri birakmamış ve yetişen jandarmalara teslim etmiş- tir. Tetkikat neticesinde sigara pe ketinin içinde eroin bulunduğu anla- şılmıştır. İhtisas mahkemesince sorguya çe- ilen Ömer, ayni günde tekrar tev. kif edilmiştir. Bayan Nezihe Muhit- tin Aleyhinde Eski kadınlar birliği sabık relsi Ne- İkincisi de Moiz adlı bir tiülccardı. Mahküm olduğu için kendisini darma getirmişti. Suçlu yerinde de kaçakçılık bürosu Oomemurlarından Hakkı Şinasi, Neşet ve Ahmet vardı. Evvelâ Moiz şikâyetini göyle anlat- tı: — Ben fabrikamda oturuyordum. Pencerelerden, ellerinde tabancalar zihe Muhiddin aleyhine evvelki gün Jan, | Beyoğlu Cürmü meşhut mahkeme | sinde bir hakaret davasına bakılmış ve Nezihe Muhiddin 6 gün hapse mahküm edilmiştir. Mahkümiyeti, sebebi, bir vatmana karşı karetin sabit ülmesidir. — Beni fabrikada tuttular. Suclü- lar, beni ahira aldılar, Ayağıma bir Mahkemeden Çıkar Çık- maz Arkadaşlarına Eroin Verirken Yine Yakalandı vakl ha-| TARİFEDE TAHRİFAT YAPMIŞ ! Belediye iktisat müdürlüğü, üç #e- nedenberi zabıtai beled.ye talimatma» mesine göre, yiyecek, içecek satan yerlerle halkm yıkanmasına ve tara- hıp temizlenmesine tahsis edilen yer- lerin fiyat tarifelerini tasdik etmek İtedir. Tarifeler müessese sahipleri İtarafından hazırlanır ve ıktısat mü. dürlüğünün tetkikinden geçtikten sun | ra tasdik edilerek mites eselerde müş- terilerin görebileceği bir yere asilir. Dün, ağır ceza mahkemesi üç sene denberi ilk defa olarak böyle bir ta- rifeyi tahrif davasına baktı. Suçlu Halıcıoğlunda berberlik yapan Anas-| tas idi, Iddiaya göre, suçlu tasdikli| tarifedeki 10, 15 ve 20 kuruşları 15,| 25 ve 30 kuruş yapmıştır. Suçlu, beş aydanberi asker oldu- ğu için bunu kalfalarından Mustafa ile Jiraer tarafından yapılmış olması- nı İleri silrdü ve şimdi Jiraerin Ba- kırköy hastanesinde bulunduğunu, Mustafanın da adresini bilmediğini söyledi, Muhakeme, rakamların ehlivukufa tetkik ettirilmesi için tehir edildi. Genç Bir Kız Hapisaneye Giderken! Bayıldı 19 Yaşlarında Melek isminde bir. kız arkadaşıma hakaret ettiği için üç gin hapse mahküm olmuş ve polis te dün kendisini yakalayarak ceza- sınm infazı İçin ilimat müddeiumu- miliğine getirmiştir. Jandarmalar Meleği hapishaneye götürürlerken birdenbire adliye koridorunda yere işerek bayılmıştır. Tabibiadil En - ver Karan kendisini tedavi etmistir. Bayan Ermina ile Galatada Mahmudiye caddesinde 25 numarada hırda. vatçı Bay Aramın nikâhları Beyoğlu evlenme memurluğunda aktedilmiş- tir. Yeni evlilere saadet dileriz, gamı TÜRK'e iki fevkalâde film birden a HANS ALBERS — BRİGİTTE HORNEY — CHARLES VANEL Almanca Fransica Savoy Otel 217 : YEŞİL DOMINO yecan ve merak filmi Hissi ve muhteşem “ muma ilâveten: Ekler dünya haberleri mam Türkçe #ÖZÜÜ mmm » RUS -JAPON Muharebesi Misli görülmemiş muvaffakiyetlerle MiLLİ SİNEMADA öcvmediyor. Ayrıca ilâveten: CASUSLAR KARŞI KARŞIYA Baş Rollerde: WİLLİAM POWEL - ROSALİND RUSSELL. Heyocân, aşk ve « İhtiras Emi mmm Y | r D | Z ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI — TU Bu akşam saat SİNEMASINDA fı | 1 20,30 da ZiGFiLD iL! li a REVÜLER KRALI me W. Shakespezre MYRNA LOY ve Türkçesi; Seniha Bedri Göknil WİLLİAM POWELL Tarafından şimdiye kadar görül- memiş derecede zengin ve mu- Gama üzüm revü GM ge Beyoğlu dördüncü sulh hukuk hâ- kimliğinden: Beyoğlunda Nane 80 - kağında 9 numarada oturmakta iken ölen Selman Palanın terekesine mah kemece el konulmuştur. İlân günün- den başlamak Üzere alacak verecek Hastalığı yüzünden cezanm tatbiki bir hafta sonraya bırakılmıştır. vesair suretle alâkadarların bir ay mirasçılarm üç ay içinde Beyoğlu | ŞEHİR TİYATROSU opar»* kısmı Du ENSE alli Çocuk tiyatrosu DOGANLA SELMA 2030 da Kii SAZ-CAZ hn ni) Gündüz 14 te | | 1 | —. dördüncü sulh hukuk mahkemesine başvurmaları ve müddetinde başvur- mıyanlar hakkinda kanunu medeni nin 561, 569 uncu maddeleri hiiküm- leri tatbik edileceği ilân olunur. 20.3.037 —— İRadyo | Bugünkü program İstanbul: e İ Öğle neşriyatı: 12.30 Piâkla Türk “ik İkisi; 12.50 Havı 1305 Muhtelif Pl neşriyatı; 14 Son. - i Akşam neşriyatı: 18.30 Piikla dama #ikisi; 19 Şehir Tiyatrosu komedi Kam. Irafımdan CTristan Bernarm: La Gieire I bulaneidre); 20 Fasıl heyeti; | 2030 Yiyi (Rıza tarafından arapça söylev; 2045 isi İ heyeti, saat ayarı; 21.1 Orkestra? Pier İjans ve borsa haberleri ve ertesi ve i programı; 2230 Plikla sololar, op©* (operet parçaları; 23 Sor | . Günün program özü İ Hafif Konserler: 13.10 Bükreş: Eğlenceli plök ei 16 Prag: Hafif masiki parçaları; 48 BÜĞÜN Radyo orkestrası (Strauss, Dvorak, V3İ tel, Caykovski); 18.40 Brüno: Pasksi?* vaları; Çigan masikisi; i;s19.13 Brat Eşlenceli 20 Budapeşte: Varyete; 2039 Prag: İİ musiki konseri; 2035 Viyana: Or sopran; 21.10 Breslav; Balalayka or5” ti, tenor; 2110 Hambarg: Halk masif, vesaire; 2115 Viyana: Halk opera “8 xt rışık mizahi sahneler; 23.15 Budapeği$” kesira konseri, Operalar, Operetler: . « Bizet'nin “Carmes, OP (4 perde); 22 Berlin: Büyük orkstr# İsndan opera havaları. Oda Musikisi: 2030 Varşova: Hafif iriyo konseri; 3819 Berlin: Piyano triyosu. Resitaller: 19 Breslav; Şarkıle- (Sopran); msi lin: Piyano refakatiyle keman; 20.40 Mi Halk şarkıları; 2310 Paria PTT: ŞE konser, Dans Musikisi; 1905 Bükreş; 2120 Viyana; 7330 “© W $ Roma, menemen solmama Senna EN Ankarada AKBA Yerli ve yabancı bütün gazeteler, mecmualar, kitaplar . Her cins kırtasiye ve malzemesi yi YEN, NEŞRİYAT — GUNDUZ — Bu kıymetli sanat ve fikir meri ası bugün çıkan 12 inci saysü? inci cildini tamamlamıştır. 32 Sayfa olmasına rağmen ty 10 kuruştur. Tavsiye ederiz. bulunan memurlar içeriye girdiler. | faluka geçirdiler Ve orada bulunan bir | gil z » Beni saat !kiden yediye kadar faluka | fasulye sırığı ile dövdüler. BUGÜN a LORETTA ile dövdüler, Seni öldüreeeğiz. dodiler.| Bundan sonra mahkeme bazı şahit- YOUNG or 60 yaşmdayım. Bu İşkenceye dayana |leri dinlendi. Bunlar işkenceyi görme M E LEK | FRANCHI madım. diklerini söylediler. Mühakeme gel- TONE İkinci şikâyetçi Kemal de şunları | miyen şahitierin çağırılması için tehir SİNEMASINDA NEFİS — ZEVKLİ — GÜZEL ve MERAK LI Fransızca sözlü film. ” söyledi edildi İlâveten: PARAMOUNT DUNYA HABERLERİ gm — Dilenciliği ile Mtihar etme annenin, İşin, iç yü günü biz de biliyoruz, bize de anlatanlar var. Anan evvel dilenci, sonra kahbe imiş, kahbe. Herkes bis liyor. Hovardalar onu kaldırıp gece yarısı mezar lkta oyhatırlarmış. Kostantinin sarayında içki â - lemleri yaparlarmış. Günlerce aç kalırmiş, annem. Sadberk teyze biliyor. Soğukta üstüne giyecek bir hırkası bulun- mazmış. Mecbur olmuş. Hem en evvel mahallenin külhanbeyleri onu zona mezarlığa sürüklemişler, Hıçkırarak ağlıyor: — Ne ağlıyorsun bel Ne oldu. şimdi? Sana ne dedik? Söylesene. Ne yaptık ta gönlünü kırdık? 'Nazlı, içinde, hoşuna hiç te gitmiyen bir duygu hissediyor ve düşünmeden yerinden kalkarak kar. deşinin yatağının üstüne oturuyor: — Melek! Melek, bak bana... Aç yüzünü. Niye ağlıyorsun ? — Ağlamıyorum abla! po — Biliyorum, gönlünü kırdım, değil mi?.. Bek, dinle beni. Ben, senin annenden konuşacak değil dim. Bana ne, ölmüş kadından!.. Annem bile ona dargın değildi ki.. Biliyorsun, hastalandığı zaman ona bir kızkardeş gibi bakmış. Ben sena kızdım. Sen, babamın apukatlığını yapıyordun. Benim de tepem attı, Meleğin ellerini yüzünden çekiyor. Genç kız, yaş- kı gözlerini saklamak ister gibi başını yana çevi- riyor: — Babana günahtır, diyorsun. Babama günah ta bana günah değil mi? Kimse beni düşünüyor mu? Babam, annem bana, beni dünyaya getirirlerken buna kim bakacak, biz bunu nasıl büyüteceğiz, na- Sil yaşatacağız, demişler mi? Tutmuş, dünyaya ge- lir gelmez, emeklemeğe başlar başlamaz, beni kaldı- rımlara atmışlar. Kimse bana sahip çıkmamış. Ken- di kendime sokak köpekleriyle, uyuz kedilerle bera» ber büyüdüm. Şimdi de sırtımdan geçiniyorlar. Onun hiç iş görmemiş, ince parmaklı bembeyaz “tenli, küçük ve çok ellerini, yamru yumru par. No.9 maklı ve bir erkek eli gibi kocaman elleriyle acıta - cak gibi sıkıyor: — Neden beni dünyaya getirdiler? Sen yatağında yatıp günahı, sevabı pek iyi öğreniyorsun! Sen söyle, bana imam efendi, neden beni bu dünyaya getirdiler? Sırtımdan geçinmek için mi? — Onlar sana bakmadılar mı?. — Öyle ise nasıl büyüdün — Bir lokma ekmekle, paçavralar içinde büyüdüm, — Onlarm bundan fazlasını yapmıya iktilarları vardı da yapmadılar mı?, Nazlı, ona cevap vermiyor, hep kendi düşünceleri. bin arkasında, konuşuyor: — Ben önlara bakmıya mecbur muyum? Bana ne iyilik yapmışlar da karşılık olarak onlara bakayım? Bir mektebe verdiler... Bir sene gidemedim. Geri al. dılar. Ne İçin: ayağıma bir kundura alamadıkları için... Müdür, “çıplak ayak gelinmez,, dedi. Eşim ak- Tanım yanında mektep döndü, döndü, döndü de bey» »ime yıkıldı. Elbette mektebe çıplak ayak gidilmez. Ali çavuşun inek ahırı mı orası, Hem bir de gitsey. dim acaba adam olabilecek miydim?. Orasıda var, İnsanm babası kütük, anası odun olursa, elifi görse direk zannederse, böyle ana, babanm çocuğu nasıl st- nıf geçer, nasıl okumasını öğrenir? Herkesin çocu. Zu mektepte anlamadığını evine gidip öğreniyor. A. nasma babasma soruyor, Bizimkiler dünyayı bizden öğrenmiye kalkıyorlar . Elleri onun ellerini birakıyor ve şimdi asabi bir has reketle kendi saçlarmı arkaya doğru atiyor: — Bezdim, anlıyor musun, bezdim.. Günde on Üç saat çalışmaktan bezdim. Kırk kuruş yevmiye ile Yazan: SUAT DERVİŞ günde, evet 13 saat çalışıp ta, sonra bu parayı, bunağın rakısma vermekten bezdim. Taşlı taraklar. da, dallı ipekten esyaplarda, tüllü tüylü şapkalarda hevesim var, ayıp mı? Ben de gencim.. Herkes yapar da ben neye yapmıyayım. Amma, ©, karı parasiyle geçinmiye alışmış. Anamı #ömüre, sömüre yağsız pastırmaya çevirmiş, Şimdi de bana musallât oldu. İçmek istiyorsa, çalışsın kendisi., - — Iş bulamıyor, yaşlandı. Hem de hasta... Bir yer. den on para kazanamıyor. Bu onun kabaheti mi? — Ya kimin kabahati?. Melek omuzların lakldırıyor: — Alnının kara yazısı diyor, kader, kader. Ne yapsın, daha otuz beşinde yokmuş. Büyük seferber lik olmuş. Onu siz hiç dinlemiyorsunuz. O sana hele Kafkastaki karları, Kâbedeki sicağı bir anletsm. Sarıkamışta kar altında kalmış, Sol bacağmı az kal. dı kesiyorlarmış.. Sonra de kurtulmuş, kurtulmuş amma, osoğuk algınlığı İle üç buçuk ay yattıktan sonra çürüğe çıkmiş.. Biliyorsun, sen de.. O zamandanberi ciğerleri zayıf. Yine bu sene tütüne girmek istedi. Tütünün doktoru: “Osman dayı sen bu işe yaramazsın.,, demiş. Siz onunla hiç konuşmu - yorsunuz. Siz, biribirinizle hiç konuşmuyorsunuz., Biriniz girdiği zaman ötekiniz dışarı çıkıyorsunuz. Inan bana, senin çalışm kazanman, senin bize bak. man, onun arma gidiyor. O, buna efkârlanıyor. Ef. kârlanmca da alışmış bir kere, o zakkıma, kendini he. men ona salıyor. Yoksa eğer bir işi olsa, eğer bir parça para kazanabilee, hiç olmazsa eve ekmeğini getirebilse, göreceksiniz, babam hasıl bambaşka bir adam olacak? — Belli!, — Vallahi!, Iki gözüm önüme miyorum.. Babamın efkârı yalnız bu!.. Babama Ki? * ma.. O, acmacak bir adam — Ya ben!, Ya ben! — Sen de acmacak bir zavallısın, abla. Fakat #Ü acmacak benim, Sana ben yardım edemiyorum . Evet, hasta kız, Nazlınm sırtında yaşamanın bütü” acısmı hissediyor. Hasta kız, sanki kendi ayıbı İDİ Elbi sakatlığından utanıyor: — Sadberk teyzem söyledi, annem bana gebe K#” lmca, annen bana beddua etmiş. Oğlan O doğar” diye korkmuş ta beddua etmiş. Hem de içi yanari” İçi yanarak yapılan beddün tutar abla. Onun İS” ben böyle kötürüm doğmuşum . . Nazlı yerinden doğruluyor: — Demin serinlemiştim, amma vücudum yine YA” mağa başladı, diyor, biraz dışarı çıkacağım.. Şimdi çıplak ayaklarına lâstik iskarpinleri ve GP” lak vücudunun Üstüne de siyah önlüğünü geçiriyei. Oda, daha karanlık oldu... Duvardaki aynayı e rak pencerenin önüne gidiyor ve pencerenin içine vi tılmış bir tarakla saçlarını tarıyor ve sonra İs ayn ya bakıp kendisini beğendikten sonra sokak kapi” doğru süzülüyor. —3— Gök koyu çivit rengi... Ve bu gökteki şetfaf lar, mavi tavanlı bir kadın odasında içilen İn: arların dumanı gibi... x Nazlı, yer, yer yıkılmış surların bir çatlağın Tasma oturmuş, ayaklar! setten aşağıya d sallamış, ileride serviler, mezar taşları ver.. “> Nazlı başını duvara dayamış, kıpkızıl ufkun ari tüne oyma bir işleme gibi hâkkolmuş nefti ser çe tepesine bakıyor. Mezar taşları arasında Mine çocuklara yeşil çayırlarda, yaklaşan geceye hâlâ otlayan sürüler. Sürülerin dibindeki öp V larını eşeliyen, aç ve serseri köpekler İyi çarı bulut çe

Bu sayıdan diğer sayfalar: