25 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

25 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pi © Esalanılmıştır. T Mahkermelerde Bir Ayyaş, 6 Ay Akıl Has- tanesinde Kalacak içme itiyadı iptilâ derecesinde | © Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza hâkimi İh- san Yarsuvad dün bir sarhoşluk suçlusunu mahküm etti. Suçlu yerinde balrkçı Halit var- dı Şahitlerin anlattıklarma göre, Halit, evvel- ki gece çok sarhoş olmuş ve bir gazinoya gir- miş. Masaların üstüne yumruklar indirmiş, Te atmış ve gazinodakileri rahatsiz etmi: Hâkim, her şahit dinlendikçe suçluya bir şey söyleyip söylemiyeceğini soruyordu. Suç- İunun ağzından tek bir söz çıkıyordu: — Ben sızmışım. Hiçbir şeyden haberim yok. Hâkim, hapisaneden Halidin sabıkasını da sordurmuştu. Halit muhtelif zamanlarda üç defa sarhoşluktan onar lira para cezasma mah küm olmuş, paraları veremediği için lira başi» na bir gün hapis yatmış ve son defa da yine suçtan 90 günlük bir mahkümiyet cezası çekmiştir. Hâkim, bu sabıkalar üzerine müskirat içme itiyadmı iptilâ derecesine getirip getirmediği- ni tabbi adillerden sordu ve aldığı raporda andarma Konyalı Bektaşı, kullandıkları kam- yonlar arasına sıkıştırarak ölümüne sebep olan şoför Caferle Mihailin muhakemelerine dün de» vam edilmiştir. Bektaşın ölmeden evvel ifadesini alan komiser Necati, şahit olarak dinlenmiştir. Yukarıki resimde suçluyu ve avukatını dünkü celsede görü « yorsunuz. Dikiş Makinelerine Musallat Olmuş! Asliye İkinci Ceza mahkemesinde Bakırkö: Osmaniye köyünde oturan davacı Bayan Muzaffer reise dert yanıyordu: TI Halidin içikiyi iptilâ derecesine getirdiği bildiriliyordu. Bundan sonra hâkim, Halidin altay müddetle” Akıl hastanesinde ne zaret altma almmasına ve tev. kifine karar verdi. Jandarmalar, kendisini Bakırköy hastanesine — Kuzum reis iki elim taş altında kaldı. Dikiş makinemi Mr- | götürdüler. gırın arkadaşı Menas eşeğinin üstüne yerleştirdi, aldı götürdü. — — Ben bu makine ile konukomsunun KOCASI MI dikişini diğer, çocuklarımı geçindiri- İmralide rim. Halbuki Minas dolandırcı iniş. Ö I Bön makinemi ister. “Faxar “gimat D VMÜŞ makineyi de yak etmiş. Bari parasını * Çatalcanm Kümboğaz köyünden | alrver9n de yeni bir makine tedarik 6- Mustafa oğlu Ahmet, karısı Ayşenin |deyim. Çoluk çocuğum aç kalmasın. ayni köyde oturan bekâr Rıfatla mü-| Suçlu Minasın Bakırköyünde Müni- nasebette bulunduğundan şikâyettere, Fatma, Behiyenin de makinelerini bulunmustur. Yapılan tahkikatta Ay-fayni şekilde dolandırdığı iddia edili- şe bu münasebeti inkâr etmiş, bilâkis! yordu. Mahkeme, şahitlerin çağrılma- kocasının evhama kapılarak kendisini | sı için başka bir güne biraktldı, dövmesi Üzerine sekiz aylık bir çocu-| Funu düşürdüğünü iddia etmiştir. Ço-| cuk mezardsa çıkarılmış ve tahkikata Meyva da Yetiştirilecek Zonguldağı nakledilecek mahküm- larla ve Imralı hapishanesi işlerile meşgul olan Bursa Müddelumumisi Cemil, dün İstanbula gelmiş ve ha - pishanede meşgul olmuştur. Adliye vekâleti, İmrali adasında cins meyve- ler yetiştirmeğe karar verdiği / için Bay Cemil, dün vilâyetin Büyükdere- deki meyvalı fidanlar bahçesinden 6 İbin erik, kaysı, şeftali, armut ve viş- ne fidanı almıştır. Bunlar Imralıya gönderilecek ve orada hazırlanan £i » danlığa dikilecektir. Bir Tramvay Kazası Nahiye müdürü Tahi'glu oğlu Ek- rem evvelki gün Sultanah'aette tram- Sahte Rapor Tahkikafı | veydan atlamış #0! ay ının parmak. * Sahte rapor verdiği iddiasile İşten |İser kırılmış ve bacağı da * ialanmış- el cektirilen tibb; adli mile ssests* baş, | tır. Tabibindil Salih Haşim, dün Cer- kâtini Raif hakkındaki tah'tikar bit |rolpaşa hastanesine giderek çocuğu Biletir. Suçlu birkaç güne kadar is-|musyene etmiştir. Mide umumilik tintak hâkimliğine vazılecekti, tahkikat yapmakta; AN — 25.3-937 3u akşam IM e-lesiz Sinemasında AŞK — MUSİKİ — ORİJİNAL DANSLAR ve ŞARKILAR ZEVKLİ HEYECANLI BİR MEVZU <son EFeuımba Fransızca sözlü — Baş rollerde: JORJ RAFT ve KAROL LOMBARD Ayrıca Paramount dünya haberleri Yerlerinizi evvelden aldırmız. Telefon : 40888 a * KARANLIKTA MIRNA LOY UÇUS CARY GRANT Aşk - Heyecan - Merak ve güzellik filmi - Fransızca söz ml li YARIN AKŞAM İPEK 'te mİ 5 BE ENER sus 5 AEP A Y Sinemasınd 'Tabil renkli Uk büyük film IRAMONA SÜMER SİNEMASINDA Güzel ve dehakâr yıldız Danielle Darieux'yü En son Paris muvaffakiyeti PARİSLI KIZ Nefis şarktir ve musikili komedi sinde mutlaka gidip görünüz. Fransizca sözlü büyük aşk romanı başlıyor. Baş rollerde: LORETTA YOUNG - DON AMECHE Pek güzel tablolar ara sında muhteşem bir mevzu. Tâveten: FOX JURNAL dünya haberleri PARIS 1937- SERGİSİNE NATTA Zengin ve idareli programların: hazırladı KÜÇÜK SEYAHAT: Paris — Milâno — Belgrad BÜYÜK SEYAHAT: Paris — Londra — Niş — İMontekarlo — Roma — Ber lin — Hamburg — Bükreş LÜKS VAPURLAR Tafsilât: NATTA seyahat acen- İtaları, Galatasaray. Telgr. NAT- İTA — Tel, 44913-44914 Bütün İstanbul halkı ve sinemalarımızın muhterem mildavimleri hazırlanmız. Avrupa ve Amerikada en son kat'i tecrübeleri ikmal edil. miş bulunan Camlı X-'ilrm Önümüzdeki Cumartesi gününden itibaren | MiLLi ve FERAH gösterilecektir. Ayrıca: Mevsimin şaheserler şaheseri: Sinemanm 3 barikulâde yıldır birleşiyor. Meşhur rejisör “Ernst Labitsch'in en büyük filmi SEVISMEK ARZUSU tum | YENİ NEŞRİYAT MARLEN ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam sast ) TNT 20,30 da Haşiyeli Türk Ceza Kanunu:. Bü. hil KRAL LiIRİtüntadillerilebirlikteesbabımudbe|—————... İN bi SON HAFTA © |lâyıhalarını ve Adliye eneilmeni maz.| kuruştur. İN Yazan: batalarını, Meriyet kanunu ile Adli. . tn W, Shakespeare Ye Bart larifesi kanununun ceza kıs | Haftalık Sinema Mecmuası £ Bu güzel mecmuanm 6 inc sayı mını ve bu kanunların her maddesine ait tatbikatı gösteren Türk Temyizİdin çıktı. Midelerine düşkün ar” mahkemesinin yerleşmiş içtihat ( ve| tistleri, yeni çıkan casusluk ve kalbsi$ kararları ve faydalı birçok notları adam filmlerini, yıldızlarm nasil ihtiva eden İstanbul C. Müddeiumu. | zelleştiğini, Jan harlov ile Jan rü“ miliği muavinlerinden Yusuf Cemal|ford'un nasıl barıştıklarını ve Hik Türkçesi: Seniha Bedri Göknül ŞEHİR TİYATROSU önaret kısmı Bu akşam saat NE i 20:30 da m Köseoğlunun bu mühim eseri ahiren met Feridun'un (Meşhurlarımız hap SAZ-CAZ Cihan kitaphanesi tarafından basıla-|gi artisleri beğeniyorlar) anket resimlerile birlikte bu nushada okü" yacaksınız . rak satılığa çıkarılmıştır. Eser 100 kuruğa satılmaktadır. Ciltiisi 125 Yazan: Ekrem Reşit Besteliyen: Cemaj| Reşit ira em bazı geceler Belki de Necibi arıyor.. Necip, uk Arap Hayriyeye gittiğini anlatmadı mı? bu gece yine oradadır Pencereden içeri bakıyor. Karşıda duvarın dibinde, bir koyun pöstekisinin üstüne diz çöküp oturmuş ihtiyar bi kadın ut çalı yor. Odanın ortasında kabarık saçları iyi cins, bir astragandan bir kalpak gibi kıvır, kıvır parlıyan bir kadın var.Bu kadm; kırmızısı çok, dallı bir basmadan bir esvap giyiyor kollarnı iki tarafına bir bostan korkuluğu gibi açmış... Omuzlarını titrete, titrete, gerdanmı kıra, kıra oynuyor. Kadınm arkası bu dakikada pencereye (dönük, oynarken bir taraftan da ihtiyar kadınla şakalaşı- yor. İhtiyar kadın pencereye uzak oturduğu için oldu- ğu gibi görünüyor. Fakat oynıyan kadın pencereye pek yakın olduğundan onun vücudu, ancek, belin- den biraz aşağısına kadar görünebiliyor. Ayakları hiç görülmüyor ve ayaklarının hareketi görülmedi- ği için böyle titreyişiyle, sıçrayışı, zıplayışıyle tıpkı iplerle oynatılan kuklaları hatırlatyor. Şimdi yüzünü cama döndü. Gülüyor: Odada bir erkek mi?,. Yoksa erkekler mi var?.. Herhalde odada olan diğer insan veya İnsanlar tam pencerenin önünde fakat yerde oturuyorlar onları görmek mümkün değil.. Mahmut pencereye de daha ziyade yaklaşamıyor çünkü biraz daha yaklaşsa kendisini görecekler. Ve eğer içerdeki Necip değilse!.. Kadm kırmızı dallı elbisesi içinde ve petrol lâmba- sının İsli şişesinden süzülen ışığın altında oyun oy- narken; Mahmut, bu vücudun kıvranışlarını izabe ocaklarının körüklendikçe birden fışkıran alevleri - nin kıvranışlarına benzetiyor, Ah döküm ocakları!... O, bu ocakların karşısında gö güne renkli camlardan gözlüğünü geçridiği vakit dök'imhane ona bu renkte, bu ışıkta görünürdü. Evet, isli limba şişesinden sızan ışığın bü odayı bo. yadığı renkte... No. 14 Ah o renge, o kızgın demir KoXularına nasl has- reti var! Dökümhanenin hasreti; bir yuva hâsreti, bir yurt hasreti, bir memleket hasreti gibi en kuvvetli, en önüne geçilmez bir daüssıla gibi kalbini burgulu - yor. Su halindeki ateşin, ateş halinde bir suyun kova. lara boşanıp omuzlarda takılmış $ırıklarla taşındığı ve al rengin en güzel, en parlak olduğu, «cağı bu. günden üstün, sıcağı cehennemden üstün dökümha.. ne... Dökümhanesi.. Kendi işi. Kendi ekmeği, Haya- tını terliye, terliye kara zemine döktüğü, kendi var. bğiyle kurulmuş, işletilmiş olan dökümhanesinden şimdi öyle uzak ki... Döşemesini teriyle suladığı bu yerden günün bi. rinde onu; “Artık iş yok,, diye dışarı attılar,. Başka bir şey söylemeden. Altı sene çalıştıktan sonra, sanki ona en tabii bir şey söylüyorlarmış gibi günün birinde “İş yok, de. diler de, başka bir şey söylemediler. Ve işte o gün. denberi Mahmut, kaldırımlarda sürünüyor. O gün- denberi Mahmut, nasıl yaşadığını, hayır, yaşsyıp yaşamadığını bile amil * Şarkı bitti Ut sustu, Kırmızı kollarını bir haç gi. bi germiş olan kadın, yıkılır gibi kenardaki demir karyolanm Üstüne çöktü. Pencerenin önünde oturan erkek çok içmiş ola. cak.. Çünkü konuşurken sörleri biribirine karışıyor: —- Aferin kız Hayriye be!.. Aşkolsun sana.. Kur. ban olayım Hayriyem. Kalk bir daha oyna, bir da ha. Hem bir de benim yüzüme baksan a, Hayriye İnce bir sesle konuşuyor: . Yazan: SUAT DERVİŞ — Bu akşam sıkılıyorum senden N€Cip, diyor, bayağı korkuyorum senden, İnsana yiyecek gibi ba. kiyorsun. Bir kadeh veya bir bardak başka bir bardağa veya tepsiye çarpıyor ve hiç bir notayı doğru Söyliyemiyen bir ses şarkı söylüyor; “Gide, gide kundurama kum doldu.» “Bu şişeler kız seninçin dün doldu... “Aman yaniyorum.,, Sonra şarkıdan vazgeçen erkek YayVen Yayvan konuşmıya başlıyor; — Hayriye... Kiz gel... Gel otur yanıma. Benim kara bibe Gel iç bir kadeh. — Çok içtim bu akşam Necip, başım bir dönüyor Ki, fakat mademki sen istiyorsun... Hatırın İçin biraz daha çekerim. Şerefine canım! — Şerefine... İki kadeh biribirine çarpıyor ve bü 868 Üzerine karşıda yerde oturan ihtiyar kadın yerinden kalkı yor, utu hep elinde ağır, ağır limbanm altına geliyor. Bumburuşuk yüzünde, dişsiz ağzını şapırtadarak ve dudaklarını diliyle yalıyarak pencerenin dibinde o. turanlara bakıyor... Yıkana yıkana çiçeklerinin ren, gi biribirine karışmış, dallı krepondan bir intari gi. yiyor. Entarisinin beline bir kuşak bağlamış, göğsü hemen, hemen hep açık... Ema saçlarınm Üstüne atılmış, uzun kızıl dallı yazmadan siyah bir başörtü. si var, Bu başörtüsünü kulaklarının arkasma tak- mış ve sağ kulağının arkasına takmış sarı bir sal. kım çiçeği, omuzlarına kadar düşüyor. Kaşları ras, trklr, gözleri sürmeli... Dudaklarında bile şokulâ kâ - diyle sürülmüş allık var. Bu kadın altmış, altmış beş yaşlarında olma! çok güzel yaşından umulmıyacak kadar genç ve gü” zel bir sesle demin sarhoşun söylemiye çabaladığı şarkıyı söyliyerek gitgide onların yanma geliyor; “Çatal çama kurşun attım. geçmedi, “Sevdiğime konyak verdim, içmedi., “Aman yanıyorum!,, Sonra udu bırakıyor, şarkıyı kesiyor. Ve: — Aman oğlum, diyor, siz hep kendi kendini?8 mi içersiniz... Yine Fıtnat teyzeyi unutuyorsunuz.» Aman... Aman içim pek yandı. Ver bir kadeheik te içeyim... İçkisiz muhabbet olur mu hiç... Kaba bir sarhoş gülüşüyle gülen erkek: — Yaman kocakarısın be, Fitnat teyze, diyor, bu- yur işte al, Teklif, tekellüf mü yapacağız... — Hay aşkımızın şerefine, ellerin nurolsun, dert görmiyesin Necip! — Fitnat teyze sana biraz da pastırma vereyim mi?... Mahmudun kupkuru ağzı birdenbire kendi tükrü- güyle doluyor... Bunu tükürmek istemediği için gay» ri ihtiyari yutkunuyor ve neticeyi biç düşünmeden; — Necip, Necip! diye sesleniyor. — Kim 6?.. Kim 07... — Ban... Ben, yabancı değil, Ben Mahmut! Pencerenin önünde bir bâş beliriyor: — Mahmut, sen misin.. Ne var. Hayrola. Bir $8Y mi oldu? — Yok canım, ahenginizi duydum, geçerken seni9 de sesini tanıdım.. Bir merhaba diyeyim, dedim. — Gir be içeri!.. — Siz eğleniiyorsunuz, muhabbetinizi bormıyayın! — Ne demek... Deli misin, gir içeri. Hey, âcuz€” Aç bizim arkadaşa kapıyı... — Yoook,. Canrm yok... — Vallahi darılım.. Sensiz muhabbet olur muf- Gel be Mahmut... Necip yerinden kalkıyor. Sallanarak kulübeni içinde ilerliyor... (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: