2 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

2 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 2.1,.97 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi: kirde, her şeyde; temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. GUNUN MESELELERİ Silâhlanmanın İlk Neticesi Bütün dünyanm silâhlanma yarışı yapmakta olması, ilk tesirini dünya matbuntı üzerinde gösterdi: Kâğıt buhranı başladı. Kâğıt yapmak için selliloz denilen maddeye ihtiyaç vardır. Sellüloz ise harp sanayiinin en büyük ham mad. desidir. Devletler silâhlanmayı Br - nayle akmıya, ve kâğıt fabrikuları beple kâğıt istihsali azaldı ve bütün dünyada bir kâğıt buhranı baş gös terdi Kâğıt fabrikaları fiyatları artırdı lar ve birçok siparisleri kabul etmez oldular. Netioe: Fransa, Yunanistan ve saire gibi kâğıdı dışardan getir - ten memleketlerde gazeteler fiyatla - rını artırmıya mecbur oldular, Bizde de bir aydanberi başlıyan | buhranı bu selüloz kıtlılığın! neticesidir. Dünya köğrt fabrikaları Türkiyeye gönderdikleri kâğıtların fiyatlarını tam bir misli artırmışlar - dır, Bu dir. Zaten kitap basmakta tereddüt eden kitapçılar şimdi artık bütün bü- tün kitap neşrinden vazgeçmişler - dir. mahsus kâğıtların gümrüğünü indirmişti. Dün; ; kâğıt piyasasında Türk neşriyat âlemini bu sıkıntıdan rinden bütün gümrük resimlerinin kaldırılması, memleketin irfan ve fi &ir selâmeti nâmna şayan temenni dir. Belgrat Konferansı- nın Mânası Yugoslavyanın Bulgarsıanıa an - Jaşmas, Romanyada, dahili siyasetin Al- man tesiri altmda ooklammzı. Nihayet Yuzoslavyanın tg talya ile Ee ve İtalyanları Küçük Antantı bozmak içia ig a yaptık - propagandanm milessir olmıya başladığı zannmı vermişti, Almanlar her vesi) ediyorlardı: e e Romanya Küçük - 3 Antanttan ayrı Yugoslavya iktisaden ye siyaseten Alman ve İtalyan nüfuzu aaimdadir: Küçük itilâftan eser kalmamıştır. Bu onların hülyası idi, ve yaptık - barı propagandalara bu htilyalarınn t etmek lizere olduğu zeha - bm uyandırmışlardı. Fakat işte Atinada Balkan devlet- leri konferansı, Balkan birliğinin es - kisinden daha kuvvetli olduğunu 8 * bat etti, Şimdi de Belgratta Küçük İtilâf devletleri murahhaslarınm toplan - ması, küçük itilâfn sarsıldığı hak - kımdaki şayinların mânasızlığını mey dana çıkardı. Bu suretle de Alman ve İtalyan politikacılarının Balkanlarda ve Ce -| nubu sarki Avrupada hüsule getir - mek istedikleri panik tahakkuk et - medi, Dünyanm müsterek sulhü nâmuna | bu hayırlı hüdisedir. Karabük ve Ereğli Me İktisat Vekili meclis kürsüsün Ereğli şirketinin satn alındığını Müldeledi Bugün de Başvekil Kara- vakte çelik fabrikamızın açılma me- saimini yapıyor. Türkiyenin iktisadi lar, daki inkişafının en büyük vesika » biribirini velyeden bu açılma me oi bu yeni kuruluşlar, ve bu yeni TİE yer yer ecnebi şirketleri tas *#vor, Memleketin dört kösesin Mi, —— tırmea dünyada mevcut sellüloz bu sa selliloz bulamamıya başladı. Bu se - yüzden Türk gazeteleri ve Türk kilapçıları sıkıntıya düşmüşler. Hükümet son zamanlarda gazete ki buhran yüzünden sıkıntıya düşen buhran yüzünden .sıkmtıya düşen kurtarmak için her türlü küğrt üze — pen müfredat programınm 22nci sayfa- sında okuldan ve öğretmenden bir çok iyi, doğru ve güzel şeyler istiyor. Bu istedikleri- nin en belli başlılarını buraya diziyorum: 1 — Okulda canlı bir cemi- yet hayatı yaşamalıdır. 2 — Onları (çocukları) yetiştirir- ken topluluk ha yatının icapla- rma göre bir e- Zitim sistemi ta kip o olunma - lıdır. 3 — On - ları o (çocukla- ri) o müşterek bir gaye için el- .birliği ile çalış- mya alıştır. malıdır. Bu düşünce ve isteklere kimin £. tiraz etmek hak. kı Ve imkânı vardır? Bunların hepsi doğrudur, Ancak bütün bu mücerret ve mut- lak hükümler bana neyi hatırlatı- liyor musunuz? Rönesans- hattâ eski Yunanldardan be ri insanlara verilen pedagoji Zütlerini: terbiye, devlete hazırla. malıdır; Terbiye insanın tabiatine Uygun olmalıdır; terbiye çocuğun retini tenmiye etmelidir. gibi. B tün bu nasihatleri yapın adamların ağzma bakarsak Pedagojinin bütün sırları tâ eski za manlardanberi “mekşuf,, olduğunu kabul etmek Tâzımgelir. Halbuki ne gerer! Rakmız terbiyeyi bir “te vellüt, bir nebati gelişme, hayali. ne bağlıyan meşhur Pestalozzi tat- bikatta ne yapıyor? Dünyanm en entellektüslist mektep sislemini vücude getiriyor! İnsanı yaratıcı lık sıfatile Allaha temsil eden Froe- wwda öyle! Felsefesi Bergsoncu 0- lan Montessori de çocuk. ni gös! rini bağlayıp deliklere tıkıp yer- leştiriyor!. Daha sayayım mı? çin böyledir? Evet niçin böyledir? Şüphesiz gunun için ki, bu büyük adamlar sezdikleri şeyleri ellerile, işlerile anlatacak kadar ilmi bir ; vuzuh İle sezemediler, Bilgileri bir artist bilgisi gibi duygu esi mahiye- tinde kaldı, fakat bir teknisiyenin kalemine, çekicine inecek kadar sert leşmedi. Bu, garipçe görülecek iddiamı te- yit edecek olan şey geçen zaman- lar pedagoji tekniğinden bugünkü mektepte Pek AZ seyin aynen yaşa- dığını görmemizdir. İşte programı yapanlarda da bu gayeler pek müp- hem şuurlar halinde belirmiş, o- — kulu ve terbiyeyi bu gâyelere götü- İ recek teknik i8€ anlaşılamamış, bu- Tunamamıştır. oçuğun sosyal bir adam ol- masını İstiyoruz, Bunu, her kes istiyor, ve her kes aşağı, yü- karı ayni şiddetle duyuyor, F: meçhul olan bir nokta var: “Çocu. ğu sosyal adam Yapacak teknik... Bu teknik nedir? İşte bunu bir tür lü vazıh ve kat'i bir gekilde kavrı- yamıyoruz. Ben bU 'muammanın i sırrını size vereceğim. İstiyenler | 'DİZ alay, istiyenler de istifade ederler. | Şİ Önce şunu haber vereyim ki: pro- | leri gramın dediği “topluluk hayatınm icaplarına göre bir eğitim sistemi,, bugünkü okul teşkilâtının tamami. le zıddı olacaktır. Çünkü bugünkü okul prograyının bütün istekleri- ne rağmen, imtibsner, sınıfçı, pro- gramcı, kitapçı, takrirci, telkinei olduğundan fertçi, zihinci, fikirci ve ezberci kalmıya mahkümdur. Programım iktiyacmı pek müphem surette duvduğu “içtimaf mektep,, ————— de yeni ve büyük müesseseler kuru - yor, Türkiye kuruluş siyasetinde mu - xaffakryetle ve süratle ilerliyor. Bizim için en cok sevinilecek hâdi. se bndur aldı, dir. dar ildi Çok MEKTEPLERİMİZ HAKİKİ CEMİYET GRUPLARINA - o AYRILMALIDIR! gesemaeeamaeeeüeeeriree YAZAN: | ismail Hakkı Baltacıoğlu Mülga Darülfünün terbiye profesörü .—eaaaasanaaaaaeeeeriree anlayışı ile bugünkü infirstçı mek- tep,, anlayışı arasında hiçbir mü- nasebet yoktur. Eğer bugünkü 0- kulu programın temiz duygusuna uygun bir hale getirmek İâzrmge- lirse bu, Okul denilen bu çocuk ev- lerinin içinde sürünen bir çok isko- lâştik an'aneleri yıkmak, yerlerine modern Türk sosyetesini, gerçek ihtiyaçlarına uygun modern eği. tim tekniğini koymak gerektir. özün kısası yetiştirmek is- tediğimiz bir millet, sosye- Temiz Su ve Parasız Su İzmitlilerin iki şikâyeti varmış, Sa ve toz... İzimtte toz, vapur bacaların dan çıkan siyah, kalın duman gibi, sokaklardan kalkar, bulut halinde, duman seklinde evlerin içlerine, in - sanların boğazlarına, gözlerine dolar- mış. İzmitte temiz su, radyum kadar kiymetli imiş, , Belediye bu kıymetli madeni o kadar pahalıya satarmış ki, halk en kötü suları içermiş, bu yüz - den İzmitte tifo hastalığı, her yaz İz- mite hava tebdiline gelen bir misa- firmiş, ». Acaba toz, vapur bacasından çıkan duman gibi, yalnız İzmitlilerin boğa- zama mı musallattır?.. Acaba temiz su yalnız İzmitte mi radyum kadar kıy metlidir?... Su ve toz, bütün memle- İ ketlerin hastalığı, bütün Türkiyenin | İ mücadeleye hazırlandığı bir derttir. Devlet zirai reformu yaparken su me- selesini, ön safa koymuştur... Amma, belediyeler hâlâ su meselesinin ehem- miyetini kavramış değillerdir. Sü - nun belediye İçin iyi bir varidat mem ba olması, suyun bir ticaret emtea- st haline gelmesi, belediyenin heniiz daha vazifesini müdrik olmadığına delildir. te: adamıdır. Bu adam ötedenberi akademik pedagokların sandığı gir bi “sosyal fikirler, sosyal duygu- lar ve sosyal itiyatlar ile teçhiz e- dilmiş adam,, demek değildir. Şe- niyette bu parça parça tedris ve telkinlerden vücude gelmiş yama bohçalara rastgelemiyoruz, Şeni - yette görebildiklerimiz şudur; As- ker, marangoz, çiftei, ressam, ak- tör, hekim. çilingir, bekâr adam, ev» Ti adam... İşte bunlar, yalnız bun- lar. Onun için sosyal, içtimai, mik W, hasbi fedakir... adamı yetiştir. mek demek, bunları yetiştirmek de mektir, başka bir şey değildir. * Ik okul bence “sosyal ada- | mın ilk seklini veren fab- rika,, demektir. İlkokula girip, çe | kan, meselâ bir köylü çocuğu bü- yük çapta değilse bile, ufak çapta *. Belediyeler, umumi menfaatlere ha bir asker, ciftçi, aile bası, makinist (dım müesseseleri eline alarak, halka olun çıkmalıdır. Çocuğun millet a. | bunları ucuza mal etmek, hele su gibi emek bu demektir. | beldenin en mübrem ihtiyacını halka İbedava vermek mecburiyetindedirler. Su, bir ticaret emteası gibi münferit İ tücearm eline verilemez. hava gi İ bi inhisar altına alınamaz, Su, bol su, temiz su, parasız su, yalnız İzmitin değli, bütün Türkiyenin hasret çekti- ği şeydir. Köylerde su yüzlinden çi nı olması d Haydi bu fikri de yomsak buldu. nuz: alım bü sonuncuvu kabul edecek misiniz? Bütün bu sosyal insanları yetistiren hakiki E iş, san'at, vazife ve faaliyet muhit- stein leridir, Bu kadar değil; acemi in- sn bu hakiki muhitler içinde | kan cinayetler, susuzluktan mahsul yaptıkları hakiki vazifelerdir. Bu | azlığı, suyun şehre ve köye getirdiği hastalıklar, susuzluğun yakasma yö pışan pislik, hep belediyelerin su me- selesindeki ihmallerinden doğmuş - tur... İçtimai sefalet gibi, köyleri ve şehirleri kavuran su sefaleti gözönün. de dururken, belediyelerin bunu ken dilerine bir varidat memba yapmasi, İ insana fıkara çanağından para çalan | hırsızı hatırlatıyor. defil; bu hakiki işçilerin, ivetler neticesinde elde ettikleri hakiki mahsullerin verdiği hakiki sosyal aksfilâmellerdir. B en d'vorum ki: Eğer okulda hakiki bir sosyete hayatı almaz, çocuklar bu hakiki sosye tenin hakiki hayatma bilfiil işti. ADSIZ YAZICI rak etmezlerse, onların millet, mem . leket, meslek, vurt adam: olmala- | Tp EPA i ıda mümkün olamaz. Öyleyse mek | | OKUYUCU tebin programını değil, asl haya. || Mektupları tmr baştan aşağı değiştirmek ge- rektir, Bu evler, Türkiye için top- lu veya dağınık tedrisat hazmet « miş veya etmemiş bülbülleri değil, Türk kadını için erkek, Türk erke- ği için kadın, Türk ordusu için as- ker, Türk endüstrisi için işçi, Türk toprakları için çiftçi, Türk sahne- si için aktör yetiştirmelidir. Bunun için de okul hayatı sınıflara, saat- lere, derslere, imtihanlara değil, ha- kiki sosyete gruplarına ayrılmalı. dır. . , üçük Çamlıca suyu Gi m karilerimizden Bay Hikmet yazıyor: gi “.. Geçeh gün, biraz hava almak, temiz bir su içmek için Küçükçam - hcg suyuna gitmiştim. Etrafı tarihi İâsarım enkazile çevrili ve Avcı Mel met tarafından yaptırılmış olan Küs çükçamlıca suyu çeşmesini buldum Bulanık bir su akıyordu. Düşündümü Ne olur, diğer bazı membs sularında olduğu gibi, bu su için de en çok b iki bin lira sürfedilse de temiz bir Dostlarımızın çokluğu on- | lara karşı takındığımız tavra, ğımız (vaziyete bağlıdır. Başkalarının teveccüh ve Sev- gisini kazanabilmek bir hüner- Bu hüneri ne dereceye ka- bildiğimizi, ve ne dercteye kadar dost tutmağa kabiliyeti- bulunduğunu anlamak i- ruhiyatçıların tertip €ttik- aşağıdaki suallere cevap vermeğe çalışmak faydasız de- ir. Sualler şunlardır: 1 — Fikrinizi açıkça ve sakın - maksızın söyler misiniz? 2 — Kendinizi en İyi dostları - nızdan üçüne üstün görür müsünüz? 3 — Yemekte yalnız kalmaktan hoşlanır mısınız? 4 — Konuşmanızın dalma en - 5 — Hayallerinizden ve sükütu hayallerinizden bahseder misiniz? Dost Tutabilir misiniz? 6 — Sık sık borç para alır m sanız? 7 — Şahsiyetiniz var mıdır? 8 — Fikirlerinizde kat'i misi - niz? 9 — Dostlarınızm ziyaretinden hoşlanır mısınız? 40 — Samimiyetinizle (övünür , müsiiniz? 11 — Randevu verdiklerinizi bek letir misiniz? 12 — Başkalarının çocuklarmı hakikaten sever misiniz? 13 — Şaklabanlık etmekten zevk alır masanız? 14 — Kalabalıktan hoşlanır mı sınız? 15 — Kinci misiniz? 16 — Müthiş, hârika, fevkalâ - de gibi tabirler kullanır mısmız? 17 — Fikirlerinize iştirak etmi. yenleri budala ve mânasız bulur musunuz? 18 — Vaitlerinizi unutur musu - nuz? 19 — İsleriniz fena gittiği za - | içsek, dedim, yunun geniş ve sıhhi bir havuzda riktirilerek tevzi, bütün dünyan en kıymetlisi olarak telâkki ettiğ bu suyu hepimize sindire sindire İŞ recektir, man ümitsizliğe dilşer mi- siniz? 20 — Siz sıkmtıda iken arka - daşlarınızın muvaffakıyeti ” a ei ml ii Devlet reislerin'n fotoğrafileri mes'ut eder mi? “TAN,, çocuk klübü Azalarmd , Bu suallere yalnız “evet,, veya “ha- | Burdur P. T. T. müfettişi oğlu E yır,. diye cevap veriniz ve bu cevap-| Halit Kipere: ları aşağıdaki liste ite mlikayese edi- | “— Avrupa ve Amerika devleti niz, Cevaplarmız bu lİsteye ne kadar | "Un satıh mesahaları İle nüfusları uygun çıkarsa dost kazanma ihtimal | österen rakamları coğrafya ki i rında bulmak kabildir. Ancak, bu ğ ve kabiliyetiniz o kadar fazladır. : - 3 tedi Faraza 20 sualin 15 suali | etlerin relalerine: sit resileri aşağıdaki | rik etmek müşküldür, isteye uyuyorsa, o vakit kendinizi Devlet reislerinin fotoğrafilerir dost tutan İnsanlar arasında sayabi-| bir araya toplıyan eser yoktur. Ma lirsiniz amafih, “TAN, ın çocuk ansiklopö 1 disinde aradığınız albümü bulaci , : nız. Cevapların listesi de Ee 11 — Hayır | Aksarayla Şehremini arasınd > — Hayır 12 — Evet ev inşaatı 3 — Hayır 18 — Hayır | Ayvalıkta H. A. Yazıyor: 4 — Evet U — Hayır “.— İstanbulda Aksarayla 5 — Evet 15 — Hayır |MİNİ arasındaki eski yangın ye: 6 — Hayır 16 — sl de ev inşasına müsaade edilip 7 Hayır Ulu ç diğini öğrenmek İstiyorum... eya Hazırlanmakta olan yeni şehir 8 — Hayır 18 — Hayır İnına göre, bu saha üzerinde bazı 9 — Evet 19 — Hayır | sımlarda ev inşasina müsande 10 — Hayır 20 — Evet ; mektedir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: